Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVİN tLYASOĞLU
JNurten Erus'a sesleniyoruz1997'nin son günleriydi. Telefondaki
>es "Adapazan'ndan bir okurunuzum,
jctan Nurten Enıs* diyordu. "Eşfaıveben
Cumhuriyet gazetesinin yakm izteykisi-
viz. Suin yazılannızı yülardır okuyonım.
Siz müzik düny asının içindesiniz. Miizik-
çileri tanıyorsunuz. Lütfen bize yardım
edermisiniz? Burada bir kühür bilinci ya-
ratmak istiyoruz. Ama sayunız okadar az
ki! klasik müzigi tanıtmak, dinletmek,
çocuidanmızı uygarca yetiştirmek peşjn-
deyiz. Çevremiz çok bağnaz. Bu tutucu-
luğu,bağnazfağı ancakkühürümüzü zen-
ginleştirerek yeneceğjmize inanıyorum.
Artik bubüyük kenticrdekifestivaüer ye-
rine biraz da küçük kenttere yöneünse, di-
yorum. Burada daminibir festivaldüzen-
lesek, bize öncü, araa olur musunuz?"
Nurten Enıs'un bu coşkulu çagnsına
kulak vermemek ne mümkün! Nedireli-
nizdeki olanaklar, dedim. Salon, sahne,
piyano? u
Bir sinema saktnu var, Abası-
yanık Sanat Merkezi. Sahnesi bü>ük or-
kestra almaz ama küçük bir topluluk »-
ğar. Bir de Yamaha piyano var, yanm
kuynık,akortedflse_"dedi. Adapazan'na
otuz altı yıl önce Cumhurbaşkanlığı Sen-
foni Orkestrası gelmiş bir kez. Yıllar
sonrada SaimAkçdbir oda orkestrası ge-
tirmiş. Başka hiç klasik müzık etkınliğı
yapılmamış.
Hemen aklıma CihatAşkuı geldı. Sö-
züne güvenebileceğim, ciddı, sanatı yay-
gınlaştırmak uğruna gönüllü olarak yar-
dıma koşabilecek bir sanatçı. Cihat tre-
ne binerek bir ınceleme yapmaya gitti,
Sahneyi, piyano için akortçuyu filan sap-
tadı. Orada bu tür etkınliklen örgütleye-
cek kuruluşlarla tanıştı: Cumhuriyetçi
Kadınlar Platformu adı altmda ADD,
Türk Tabipleri Birliği, Tûrk Üniversite-
lı Kadınlar, Demokrat Türkiye Partısi, Iş-
çi Partisi gibı değişik görüşlü topluluk-
lann sanatın bırleştırici çatısı altmda top-
landıklannı gördü. Nurten Erus'u ve Ne-
vin Hanım'ı tanıdı. Önce bir kuvartet
oluşturmasını salık verrniştim. O da öy-
le yaptı. lstanbul Teknik Üniversitesı Ku-
varteti'ni götürdü. Alımlı ve kısa yapıt-
larla ilk konserlerinı 7 Mart 1998'de,
A
Dünya Kadınlar Günü bağlamında yap-
tılar. Arkadan 28 Ekım 1998'de Cumhu-
riyet Bayrarru konsen düzenlediler, bu kez
Cihat, Mehnı Ensari eşliğinde bir resi-
tal verdi. Türk bestecileri ve kendi çalış-
malannı sundu, sanıyorum. Büyük ilgi
derledığini anlattı dönünce. Arada Nur-
ten Hanım telefon açıp bana teşekkür
ediyor, kültürbilinci yaratmak uğrunada-
ha neler yapılabileceğini konuşuyorduk.
Bu festivaller, dedi bir sefennde, mutla-
ka büyük kentlerde büyük paralar karşı-
lığında yapılıyor. Biz burada örgütlenip
kendi çapımızda bır dizi etkinlikle bir
festival düzenleyemez mıyiz? Cihat, on-
lara ulusal bir festıval önermiş. Ben de
artık festival yerıne şenlik denmesini
önerdim. Böylece Sakarya Kurtuluş Şen-
likleri adı altında her yıl hazıran ayında
yapılacak bir dizi etkınliğın temeli atıl-
mış oldu.
Nurten Hanım her adımında ne tür
zorluklarla karşılaştığını anlatıp duru-
yordu. Ankara Devlet Opera ve Balesi ıle
bir bale göstensı ıçin yaptıklan anlaşma
temsil gününe çok yakm bir tarihte erte-
lenınce çok üzülmüştü "Bütün istekle-
rini burada olağanüstü bir çaba Ue yeri-
ne getirdik. Sahneyi büyüttük. kalacak yer
hazırladık sanatçdara, vb. Ama son da-
kikada tstanbuTda cumhurbaşkanı için
bir başka gösteri yapüacağı söyiendi ve
Adapazan gösterisi ertelendi. Hem bura-
daki dinlenciye hem de bize paralel des-
tek \eren kuruluşlara karşı rezil oiduk.
İşteyineilgi büyük kentlere. Hani bu ku-
rumlar Anadolu'ya kültür götürecekler-
di? Kimegüveneceğimizi bumiyoruz" di-
yordu. Opera ve Bale Genel Müdürü'ne
bunlan aktardığımda bir başka topluluk
göndererek durumun telafı edileceğinı
söylemişti
1999 Haziranı'nda gerçekleşen Birin-
ci Sakarya Kurtuluş Şenliği kapsamtn-
da Yddız îbrahimova'nın bir dinletisi,
Cihat Aşkın-Mehru Ensari'nin resitali.
Ldapazarlı
Nurten Hanım'a
ulaşamıyoruz.
Bizler onun gibi
kültürel bilinci
oluşturmak uğruna
çırpınan aydın
kafalarla el ele
çalışmaya hazınz.
Bunlan konuşmak
için çok erken
diyeceksiniz ama
'Sakarya Kurtuluş
Şenlikleri'ni yeni
yapılanacak
Adapazan 'nda
sürdürmek
görevimiz olsun.
lstanbul Gitar Üçlüsü'nün bir resitali ve
halk danslan ile bir de lstanbul'dan gi-
den flamenko topluluğunun gösterisi ola-
caktı. Hepsi yerine gelmıştı. Ancak fla-
menko gösterisi Sakarya Üniversitesi'nde
yapılacakken. salonda bir türlü dinme-
yen gürültü. bir köşede bir türlü kapatıl-
mayan televizyon ve rektörün de eşofrna-
nıyla gelip otunnası, sanatçılan kızdır-
mış, gösteriyı yapmadan dönmüşlerdi.
Nurten Hanım yine kahrolmuş, "Sana-
ta saygıyı nasıl oluşturacagız" diye dert
yanıyordu.
lstanbul Gitar Üçlüsü'nden Cem Kü-
çümen anlatıyor. "Biz 350 kisflik sine-
manın salonunda çaldık. Onun adı da
Abasyanık Sanat MerkezL Aynca Sait Fa-
ik'in ailesi tarafından bağışlanan 2500
kisüikbir sanat merkezinin onanmı için
bağış topluyordu Nurten Hanım. Ne ya-
zık ki o salonun yerte bir otduğunu gör-
dük televizyonda! Bizim konserimizde
çıt yoktu, büyük bir ilgi ile dinlediler."
Adapazan'nda gönüllübir hocanın ye-
tiştirdiği gencecik keman öğrencilerin-
den söz etmişti Cihat. Seyhan Müzike-
vi'ndeki gırişimleri ö\Tnüştü. Sonra bir
gün Nurten Hanım benim "Zaman tçin-
de Müzik" başlıklı kitabımı aradığını,
nasıl bulabileceğini sordu. Ben de birta-
ne postaladım adresıne. Inanıhr gibi de-
ğildi coşkusu. "Şimdi kitabı zaman sıra-
sına göre bölüm bölüm okuy up. burada-
ki müzik meraklısı çocuklanmıza CD'le-
rinden deörnetderdinleterek anlaoyoruz.
Düzenli aralıklarla toplanıyoruz bu iş
için. Ben yaşanum boyunca böyle önem-
li bir armağan daha almadım" dıyerek,
birkaç kez ust üste telefon açıp coşkuy-
la teşekkür etti. Ben de kıtaplarunı arma-
ğan ettiğim hiç kimseden Nurten Erus'un-
ki kadar coşkulu bır teşekkür almamış-
tımbugünedek! Nurten Hanım'ahenüz
ulaşamıyoruz. Onun oturduğu Şeker Ma-
hallesı ne yazık ki depremde çok hasar
gören bölgelerden bırisi. Umanz Nurten
Hanım yazımızı okur. bize sağhklı oldu-
ğunu bildirir. Bizler onun gibı kültürel
bilinci oluşturmak uğruna çırpınan ay-
dın kafalarla el ele çahşmaya her zaman
hazınz. Henüz bunlan konuşmak için
çok erken, daha ölüm-dirim sas'aşı veri-
liyor diyeceksiniz. Ama izin venn. bu-
radan Nurten Hanım"a seslenelim: "Sa-
karya Kurtuluş Şenlikleri"ni yeni yapı-
lanacak Adapazan'nda sürdürmek göre-
vimiz olsun
Yazımı bır kadirbilirlik örneği ile bi-
tirmek istiyorum: Salzburg Festival i'nde
önceki akşam lsrail Fılarmoni Orkestra-
sı'nıyöneten Zubin Mehta. konser baş-
lamadan önce dınleyicilere dönerek şöyle
birkonuşmayapmış: "Çokyakınımada
büyük bir felakiet yaşandı: Türkiye'deki
deprem felakeü. Onu bildiğimiz halde
hiçbir şey olmamrşcasına o acılı insanla-
n anmadan bu konserieri gerçekleştire-
meyiz. Şimdi çalacağımız Mahler'in 6.
Senfonisinu bu nrtınah scnfoniyi, acı çe-
ken depremzedelere ve toprak altında
kalanlann anısına adıyorum."
e-mail:eviniC« boun.edu.tr
Marmara'dakl deprem felaketlnln ardından
Acılarla dolu
günlerde müzik
SıraSimon'un oğlunda
**"^^tlhlütenn^öcultrdrıMfâtktirbdşa oynuyör. Yarışta
yeteneklerinden çokşu anda soyadları önemli...
A
ÖNDERKÜTAHYAU
İZMİR - Eğer ozan iseniz Metth Cev-
det Anday'ın tanımladığı gibi sözcükle-
re yeni anlamlar yükler, acıyı dile geti-
nrsıniz. Eğer ressam ya da besteci ise-
niz iş daha da kolaylaşacaktır. Doğru
tekniklerle kullanacağınız renkler ya da
sesler, duygulannızı soyut bır dille an-
latacaktır. Pekı, sadece olaylan yorum-
layan müzik yazan ne yapacaktır? Bin-
lerce kardeşinin yitiminden kaynakla-
nan yürek üzüntüsünü nasıl ortaya ko-
yacaktır?
Yerel ve evrensel türleriyle çeşitli ko-
nulara el atan müzik, gazete yazanndan
daha başanlıdır; betimlediği şeyler ara-
sında deprem bile var. 1944'teki Ayva-
lık depreminden sonra
Tire'de şarkı sözleri sa-
tan güzel sesli ikı ada-
ma rastlamıştım. Pelur
kâğıduıa basılmış beş-
on şarkının ilkı, Ayva-
hk içinyakılmış bir tür-
küydü. Ezgiyi satıcı-
lardan öğrenmiş, şarkı
kâğıdını da beş kuru-
şa almıştım. Türkünün
nakaratı beni ağlatır-
dı:
Yanksana yazık Av-
yahkşehri
Akıtün gözümden
kanOezehri
Müzikbilimcı Percy
A. Scholes, "Oxford
Companioa ToMusfc"
başlıklı sözlüğünde,
17. yüzyıl tngiltere-
si'ndeki şarkı satıcıla-
nnın fırçayla yapılmış resimlerini verir.
Anlaşılan bu gelenek daha sonra bize de
geçmiş. 1950'lerinbaşındayavaşyavaş
ortadan kalktı.
Depreme evrensel muzikte de rastlı-
yonız. Rameau'nun "Les Indes Gallan-
tes" başlıklı balesınde bır deprem sah-
nesi yer almaktadır. Ben dinlemedim,
ama eleştirmenlere göre burası yapıtın
en başanlı sayfalanndan biridir. Şu var
ki Barok döneminın lasıtlı koşullan için-
de bestecinin yaptığı deprem betimle-
mesi elbette sorgulanabihr. J.Haydn'ın
"MevsHnler" oratoryosunun "K^" bö-
lümündeki parçalardan bırinde de önce
firtma tablosu çızilmekte, onu ızleyen
Fugato'da ise deprem canlandınlmakta-
dır ("Toprak, denizlerin altında titri-
yor").
Acaba bestecilerimiz, büyük acımızı
yansıtan çağdaş yapıtlar ortaya koyacak-
larmıdır? "Nezamanseslendirilir-^kim
çalar" diye sormadan bazı özverili ça-
lışmalar yapacaklar mıdır? Göreceğiz.
Insan yitiminın acısı küllendiğınde,
depremin günlük yaşama getirdiği olum-
suzluklan bütün gücüyleduyumsayaca-
caba
bestecilerimiz,
büyük acımızı
yansıtan çağdaş
yapıtlar ortaya
koyacaklar mıdır?
Insan yitiminin acısı
küllendiğınde,
depremin günlük
yaşama getirdiği
olumsuzluklan
duyumsayacağız;
müzik de bundan
nasibini alacak.
ğız; müzik de bundan nasibmi alacak. Ni-
tekim geçen haftaki yazımda. Osmanlı
Devleti'nın kuruluşunun 700. yılı nede-
niyle 26 Ağustos akşamı Viyana'da Hik-
metŞimşekyönetımınde bir orkestra din-
letisi verileceğınden söz etmiştim. Bü-
yük felaket dinletinın ertelenmesini ge-
rektirdi; ancak görüştüğüm TC Kültür Ba-
kanlığı yetkılileri. yıDık programın birpar-
çası olan dinletınin. 31 Aralık 1999'a
dek mutlaka yapılacağını söylüyorlar.
Güzel sanatlar her zaman, özellikle
de felaket günlerinde ınsanın yakın dos-
tudur. Floransa'da, 1960'larda yaşanan
sel afetinden sonra ttalyanlann önce
okullan ve operayı yaşama döndürmesi
anlamlıdır. Konservatuvarlanmız, gün
geçtikçe bu gerçeğın bilıncine varmak-
tadır. Senfoni orkest-
ralanmızla opera ku-
rumlanmtza daha güç-
lü sanatçılar gönderil-
mesi ıçin her türlü ön-
lem ahnmaktadır. Bu
bağlamda mutlubir ha-
ber iletmek isterim:
Önümüzdeki günlerde
DEÜ Devlet Konser-
vatuvafi birkaç dalda
Ustahk Smıfı (Mas-
terclass) açacaktır. De-
ğişik kentlerden gele-
cekler için her şey dü-
şünülmüş. Üstelık Iz-
mir'e değerli sanat hiz-
metleri vermekte olan
"Izmir Kültür Sanat
ve Eğitim Vakfı"nın
(İKSEV) katkısıyla
- - - ^ ödenecek ücretlerde
azalma olmuş. Ustahk
sınıflannı yönetecek olan sanatçılarla
dallan ve tarihleri şöyle:
Lucinio Montefusco (şan): 28 Ağus-
tos -4 Eylül 1999
AyşegülSanca (Devlet Sanatçısı), Ali
Darmar (piyano) 2-10 Eylül 1999
Gülşen Taru (Devlet Sanatçısı) (flüt):
6-13 Eylül 1999
Ruşen Güneş (viyola): 20-25 Eylül
1999
Klarnetçi Mehmet Ermakasdar, kon-
servatuvanmızın önceki yıllarda gerçek-
leştirdiği benzer çahşmalara büyük kat-
kıda bulunmuştu. Ağustos başlannda
yazık kı bu sanatçımızı yıtirdik; beyin tü-
mörü, onu aramızdan aldı götürdü. Rah-
metle anıyoruz.
Işte insan yaşamı; acılann, mutluluk-
lann, umutlann üçgeninde akıp gidiyor.
Dileriz geleceğin güzel günleri, büyük
felaketin acılannı azaltır. tnsanımızın
yüzü güler Güzel sanatlarla özdeşleşmiş,
onu halkımızın gönlüne sindirmeyi ba-
şarmış bir Türkiye düşü, en kısa zaman-
da gerçeğe dönüşür. Bu duygularla, yi-
tırdiğimiz binlerce güzel insanın ruhla-
n önünde saygıyla eğilıyorum.
Kültür Servfei - Dünyaca ünlü Ispan-
yol şarkıcı Julio Igksias, müzik dünya-
sına adım atan oğullan Enrkjue ve Ju-
lio Jr'ın gölgesinde kalmaya başladı bi-
le... Ancak Iglesias ailesi. babalanmn
izinden gidenlere çok sık rastlanan Ame-
rikan müzık piyasası için olağanüstü bir
örnek oluşturmuyor. Müzisyenliğın ku-
şaktan kuşağa geçmesı. özellikle de rock
dünyasında gelenekselleşmeye yüz tut-
muş durumda.
Jakob Dy lan, Sean ve Julian Lennon,
Dvveezil Zappa, Ziggy Marley, Natalie
Cole.Nancy Sinatra,JamesCrosb>,Abe
Guthrie ve Liza Minelli'nın ardından sı-
ra şimdi de 58 yaşındakı PaulSimon'un
oğlunda. 27 yaşındakı HarperSimon, ba-
basıyla bir yanş içinde olmadığını; hat-
ta Bob Dyian'la çıktığı turnede sesi ve
gitanyla babasına eşlik ettiğını belirti-
yor. Tume kapsamındaki New York kon-
seriennde Dy lan, Harper'm armesinın anı-
sına düet yapmalan ıçin Simon'lan sah-
nede yalnız bırakıyor.
Harper'dan önce babalanmn yolunu
ızleyerek müzik dünyasına girenlerden,
24 yaşındaki Enrique Iglesias'ın albü-
mü dünya çapında 15 milyon satmış ve
'Bailamos' şarkısı 1999yazınmhıt'le-
ri arasına girmiş durumda. 25 yaşında-
ki Julıo Iglesias Jr da ilk albümü 'Un-
der My Eyes'ı bu yıl yayımladı.
Rockçı babalar ve oğullan
Rockdünyasına bakacak olursak, Bob
Dylan'ın 29 yaşındaki oğlu Jakob şu an-
da 'WaHlowers'ın lıderi olarak grupta
hem gitar çalıyor hem şarkı söylüyor.
John Lennon'ın 36 yaşındaki oğlu Juli-
an geçen yıl yeniden 1980'lerdeki başa-
nlı günlerine dönmüş görünüyor. Len-
non'ın Yoko Ono'dan olan 24 yaşında-
ki oğlu Sean da geçen yıl 'Into the Sun'
adlı albümünü yayımladı.
Frank Zappa'nm 29 yaşındaki oğlu
Dvveezil de babası gibi gitar çalıyor ve
kardeşi Anmet'le birlikte bir televizyon
programı hazırhyor. Bob Marky'in 30
yaşındaki oğlu Ziggy, Grammy ödüllü
35 yaşındaki Neneh Cherry ve David
Crosby'nın 37 yaşındakı oğlu James de
ailelerindeki müzik geleneğini sürdü-
Simon'ın ilk evüBğinden doğan Harper babasıru örnek aldığını söylüyor.
renlerden.
Harper. bugüne dek üç kez ev lenen Pa-
ul Sımon'ın ilk eşinden dünyaya gel-
miş. Babasının, şarkıcı Edfie Brickell'le
yaptığı evlilikten olma üç küçük karde-
şi var. Ancak yahnzhk çektiği çocukluk
yıllannda. bir gölge gibi babasını izle-
diğinı belirtıyor: "Seyahateçıkarken be-
ni dehep yanuıaalırdı. Bazen konserler-
deonunlasahneyeçıkardım.Son dönenv
trdeise Capeman" müzikafi,•Graceland'
ve 'Rhythm of the Saınts' turnelerinde
babamla birlikte çalıştun."
Harper'ın konuşmalanndan, küçük
yaşlardan bu yana babasını örnek aldı-
ğı ve babasının 'rock yıkuzı' misyonu-
nu üstlenmeye kararh olduğu anlaşıhyor.
-Babammsayesindcrüya gjbibir çocuk-
hık geçirdSm'' dıyen Harper şöyle de-
vam ediyor: "Şimdi de onunla işbirüği
yapmak hoşuma gkkr, ama baâımhhk ffc-
ri beni korkutur. Çünkü ben kendi işle-
rimi yapmak. kendi sesimi ve yolumu
bulmak zonındayun. Böyle ünlü bir ba-
banın başanlanyla özdeşkştirilme ola-
sılıgı banaçoktehlikeli geliyor. Ben de Ja-
cob Dylan gibibutuzağa düşmemeyeca-
hşıyorum."
Harper ilk albümünü altı ay içinde ya-
yımlamaya hazırlaruyor. Küba müziği-
nın etkilerinin de görüldüğü rock albü-
munün ismı henüz belh değil. Harper,
çok kişisel bir çalışma olsa da albümün
sosyal bır tabana oturduğunu belirtıyor.
Ancak asıl tutkusunun sinema oldu-
ğunu da gızlemıyor Harper Hatta Mar-
tinScorsese'ninyenı fılmı 'BringingOut
the Dead'de küçük bir rolü var. Nicolas
Cage'in, New York sokaklannda yaşam
kurtaran ambulans şoförü olarak başro-
lü üstlendiği filmde Harper, aşın dozda
eroin alan bir rock şarkıcısını canlandı-
nyor. "Bu gerçek bir öykfi" diyor Har-
per, "Benim dünyama çok yakın~"
John Lennon'ın (solda) fizjk olarak kendisine çok benzeyen büyük oglu Julian Lennon 15 yıldır müziğin içinde.
Yazarımn Selmi Andak yoğun
bakımdan çıktı
• Kültür Servisi-20
Ağustos 1999 cuma günü
kalp krizi geçirip lstanbul
Amerikan
Hastahanesi'nde tedavi
altına alınan müzik
yazanmız, devlet
sanatçısı, besteci,
MESAM Yönetim Kurulu
üyesi Selmi Andak
pazartesi günü yoğun
bakımdan çıkanldı. Şu
anda Andak'ın tedavisi
yine aynı hastahanede
sürdürülüyor.
Leyla Gencer Şan Yarışması ve
Yapı Kredi Festivali ertelendi
• Kültür Servisi-İlkı 1995. ikincisı de 1997
yılında düzenlenen, bu yıl da 29 Ağustos-
6 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilmesi
planlanan 3. Yapı Kredi Uluslararası Leyla
Gencer Şan Yanşması, Marmara Bölgesı'nde
yaşanan deprem felaketi nedeniyle ertelendi.
Yanşmanın 2000 yılında gerçekleştirilmesi
planlanıyor. Perdelerini kapatmadan bir yıllık
festival nitelığinde gerçekleştınlen
Yapı Kredi Sanat Festivali 99'un eylül ayı
etkinlikleri de deprem nedeniyle ileriki
tarihlere ertelendi.
VVagner Festivali korosunun
başına E. FriedPich getirildi
• Kültür Servisi - Richard Wagner'in anısına
Almanya'nın Bayreuth yöresınde düzenlenen
VVagner Festivali'nin yönetimine kımin
geçeceği yönündeki tartışmalar sürerken festival
korosunun başına Eberhard Friednch'ın
getirildiğı açıklandı. 41 yaşındaki Fnedrich
28 yıldır koroyu yöneten Norbert Balatsch'ın
yerine geçecek. Friedrich de 1993 yılında
Bayreuth'ta festival korosunun asistanlığının
ardından da Balatsch'ın yardımcılığını
üstlenmişti.
Cnosby, Stills, Nash & Yotıng
yeniden bir arada
• Kültür Servisi -
Rock tarihinin en
önemli
topluluklanndan
Crosby, Stills. Nash &
Young yeniden bir
araya geldi.
Grubun 24 Ekim'de
yayımlanacak
albümünün adı büyük
olasılıkla 'Looking
Forvvard' olacak.
Grup 2000 yılında ise
turneye çıkacak.
Crosby, Still ve Nash,
grubun yeniden
kurulmasına uzun süre
karşı çıkan Young'ı,
Neıl Young b i r l i k t e hazırladıklan
yeni besteleri dinleterek birleşmeye ikna ermişler.
Grup. bu uzun aynlıktan sonra ilk konserlerini 30
ve 31 Ekim'de Kaliforniya'da verecek. 58
yaşındaki David Crosby, 57 yaşındaki Graham
Nash ve 54 yaşlanndaki Stephen Stills ile Neil
Young ilk kez 1969 yılında birlikte çalmaya
başlamışlardı. tzleyicinin karşısına çıktıklan
ilk büyük organizasyonsa 1970 yılındakı
Woodstock festıvaliydi. Grup aynı yıl
yayımladığı 'Ohio'yla öğrenci hareketinin
sözcüsü haline gelmişti.
Malimııt Sezen'in (otoğraff
sergisi
• Kültür Servisi - Mahmut Sezen'in fotoğraf
sergısı 15 Eylül- 4 Ekim tarihleri arasında The
Brirish Council Sanat Galensı'nde ızlenebilecek.
lstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde
ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde sahne ve
görüntü sanatlan ıle plastik sanatlar dalında eğitim
gören Sezen, ilk sergisini de The British
Ğouncil'da açmıştı. Ikinci sergısı Viyana'da
düzenlenen bır çevre hareketi kapsamında açılan
Sezen'in, üçüncü sergisi de çağnlı olarak gittıği
West Surrey College of Art arnd Desıgn'da
gerçekleştirildi. Fotoğraf çalışmalannın yanı sıra
belgesel film, yazı ve resım çalışmalannı da
sürdüren Sezen, lstanbul sergilerinı Yıldız
Üniversitesi Sabancı Kitaplığı, Urart Sanat ve
Kare sanat galerilerinde açtı. Sanatçının yurtiçi
ve yurtdışında çeşitli koleksiyonlarda yapıtlan
bulunuyor.
Devlet Çocuk Balesi'nden
ücretsiz kurs
• ANKARA(ANKA) - Ankara Devlet Opera ve
Balesi bünyesinde çalışmalannı sürdüren Çocuk
Balesi Bölümü'nün ücretsiz kurslanna sınavla
öğrenci alınacak. Çocuk Balesi Bölümü'nün
sınavlanna, ilköğreüm 3"üncü veya4'üncü sınıf
öğrencileri katılabilecek. Sınav için kayıtlar.
1-30 Eylül tarihleri arasında yapılacak.
Sınav ise, Opera Binasf nda 2 ve 3 Ekim'de
gerçekleştirilecek.
Anna Karanina iptal edildi
• Kültür Servisi - Pamukbank Sanat etkinlikleri
çerçevesınde 1-5 Eylül tarihleri arasında
Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde
gerçekleştirilecek Anna Karenina gösterisi,
deprem felaketi nedeniyle iptal edildi. Macar
Devlet Opera Balesi tarafından gerçekleştirilecek
Anna Karenina balesinin, 5 Eylül'deki biletli
gösterisi için daha önceden tüm Vakkorama ve
Nişantaşı D&R mağazalanndan bilet alan
sanatseverlerin bilet aldıklan satış noktalanndan
ıade edilecek.
Paris, Hollyvvood'u aratmıyor
• Kültür Servisi - Şu günlerde tam 18 fılmın
çekimlerine ev sahipliği yapan Paris, Holly vvood
setlerini aratmıyor. Genelde Sen Nehri kıyılanmn
çekim mekanı olarak kullanıldığı filmler
arasında Gerard Kravvczyk'in yönettiği 'Taxi 2',
Bertrand Blier'in yeni filmi 'The Actors',
Philippe Muyl'un yönettiği 'Un Fol Amour' yer
alıyor. Son fılmi 'La Neuvieme Porte'yi Paris'te
çeken Roman Polanski'nin dışında Johnny Depp
de 'The Man Who Cried' filminin çekimleri için
kente gelecek.