20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 1999 SALI DEPREM Kış başlamadatı çadır keııt bitecek îzmit'in eski Gölcükyolu üzerinde bulunan ve 35 bin metrekare alana sahip Interteks Uluslararası Fuar Merkezi, depremzedelerin kullanımına açılması için hazırlanıyor. AHMETKURT KOCAELİ - Kocaeli Valisi Memduh Oğuz. kış mevsimi gelmeden önce deprem- de evlerini kaybeden herkesi banndırabile- cek çadır kentlenn kurulmuş olacağını söy- ledi. Depremde kaybolduğu bildırilen Göl- cük Donanma Komutanlığı 'ndaki Gece geç saatlerde vatandaşlann bildirmesı üzerine sahile gelen polis, depremde kaybolduğu açıklanan 7 askerin cesedini buldu. Kentte içme suyu, ekmek, çocuk bezi ve dezenfektan olarak kullanılan ilaç sıkınnsı çekiliyor. Izmit'teki halkın bir kısmı, geceyi dep- remde hasar görmeyen evlerinde geçirme- ye başladı. 6 günü sokakta geçiren halk ya- vaş yavaş evlerine dönerken. bazı evlerin ışıklannın yanmaya başladığı gözlendi. Ön Jeolojik Rapor Eski deprem kırığını kullandı Haber Merkezi - Türkiye'nin yaşadı- ğı en büyük felaket olan 7.4 şıddetindeki depremle ilgili "önjeoiojik rapor" hazır- landı. Kocaeli Üniversitesi tarafından ha- ztrîanan raporda, deprem sonrası artçıl şoklarm sıklığı ve şiddetlerinın azaldığı vurgulanarak "depremin sönümJendiği'' belirtıldı. Raporda Kocaeli depremuım bır önceki deprem kınğını kiillanarak hareke- te geçtıği konusunda önemlı bulgular el- de edildigi kaydedilerek, " Önümüzdeld yılarda tekrarharekete geçerek oiuşacak depremin bugûnkü tespit edilen hatn kul- hnma otoafeğı }üksektir" denildi. Koca- eli Oniversitesı Mühendıslik Fakültesi Je- oloji Mühendisliğı öğretim üyesi Prof. Dr. S. Zeld Tutkun tarafından hazırlanan "17 Ağostos 1999 tzmk depremini olusturan aktifyfizey kmğmm beBrienmesine ifişkin an jeolojik rapor" şöyle: AMAÇ; Depremi ohışturan ve yüzey- de izlenen, Bolu'nun batısından başlaya- rak batıya doğru yaklaşık olarak 170 km ilerlediğı tahmin edilen aktifkınğın bu hat boyunca belirlenıpjeolojik haritasının çı- kanlması ve böylece tzmit ve civanaın muhtemel olarak ileride yaşayacağı yeni bir şiddetiü depremden en az etkilenmesi- nin sağlanması. yeni yerleşim yerlerinin belirlenmesinde ve halıhazırda ayakia kal- mış hafif hasarlı binalarin rehabilitasyo- nu, devam eden inşaatlann aküfkınğa gö- re konumlannm ve zemin özellıklennin beiirlenerek sonuca ulaşılmasıdır. MATERYAL/METOT: Bu çahşmada 1/25.000 ölçeklı topoğrafık haritalar, je- olog pusulası. altimetre, GPS (Global Po- sitionıng System), şeritmetre, çeşitli vi- deo kamera ve fotoğraf makineleri kulla- nılmaktadır. Metodolojık olarak depreme neden olan aktif yüzey kıngı topografik harita paftalan ûzerine çizilerek üzerinde faym uzanımı vegenişliği.jeolojik ve tek- tonik özellikleri, boyutsal olarak rakamsal âegerier ölçûlmekte ve çeşitli video kame- ra ve fotoğraf makineleri kullanılarak bel- gelenmektedir. GENEL KAPSAM: 17 Ağustos 1999 tzmit Depremi, Kuzey Anadolu fayi adı verilen ve Van Gölü'nden başlayarak yak- laşık olarak 1200km'likbiruzammlaVar- to, Karhova, Erzincan, Niksar, Erbaa, La- dik, Gerede, Bolu, Adapazan'na kadarge- lerek kuzeyde Izmit, Istanbul güneyi ve Saros Körfezi' ne kadar uzanan kuzey kol, yine Adapazan'ndan Pamukova, Geyve, Iznik, Gemlik. Mudanya. Yenice ve Ezi- ne'ye kadar uzanan güney kola sahip bir fay zonu üzerinde Gölcük odaklı olarak meydana gelmiştir. Kandilli Rasathanesi bulgulanna göre depremin odak derinliği 18 km, magnıtüdü 7.4 olarak belirlenmiş- tir. Depremi ohışturan fayın yüzeyde izle- nen kûıgı raporda aktif yüzey kirığı ola- rak anılacaktır. AKTtFYÛZEYKIRlClNIN UZANI- MI: 17 Ağustos 1999 Izmit depremi so- nucundaoluşan ve yüzeyde çok net bir şe- kilde izlenebilen kıngın îzmit Körfezi ile Adapazan arasmda kalan kesimi, 19-22 Ağustos 1999 tarihleri arasmda yapılan arazi çalışmalanyîa belirlenmiş olup, ba- tıda Çmarcık'a ve doğuda ise Bolu doğu- suna kadar uzanımının saptanıp haritalan- masına ilişkin jeolojik çalışmalara devam edilecektir. Bu alan içensinde kalan ke- simdeakrifyüzey kınğı. batıda îzmitKör- fezi'ne dalinakta; doğuya doğru, Aşağı Yuvacık köyü, Kullar beldesi kuzeyi, Sa- nmeşe köyü güneyi. Tepetarla köyü, Acı- su köyü kuzeyinden geçerek SEKA su potnpa istasyonundan Sapanca Gölü'ne dalıp. doğu ucundan çıkarak Arifiye yö- nüne tekbir çizgisellik halinde devam et- mektedir. Bufay,sağyanaldoğrultuatım- lıbirfay ohıp, fay hattıboyunca yollar, tar- la smırlan, bahçe duvarlan ve çitteri orta- lama 250 ctn. aynlarak ötefemniştir. SE- KA su pompası mevkiinde bir yank için- debulunan kirernit,tuğlavetoprakkapka- cak parçalanna ait arkeolojık buluntular, 17 Ağustos 1999 Izmitdepreminin bir ön- ceki deprem kınğını kullanarak yeniden harekete gectiği konusunda önemli bir bulgu olarak değerlendnilmişür. Sonraki depremin tespit edilen hattı kullanma ola- sıhğı yüksekrir. Aktif>-üzey kınğmın üze- rinde bulunan yapılann hemen yıkıldığı gözlenmiştir. SONUÇ: Deprem sonrasını kapsay-an 5 günKik ön jeolojik incelemelerve deprcm sonrası artçıl şoklarm sıklığının ve şiddet- lerinın azalması göz önüne alındığmda; Izmit merkezli gelişen bu depremin sö- nümlendiği düşünülmektedir. Depremden hemen sonra gece kıyafetleriy- le sokağa kendini atan halk, deprem soku- nun atlatılmasından sonra, evdeki düzenini sokağa taşıdı. Sokaklara mutfaklannı ku- ran vatandaşlar. sıcak yemek yemeye baş- ladılar. Bugüne kadar göç alan kent olan Koca- eli, depremden bu yana göç veren il konu- munageldi. Kocaeli'de depremden ağır ha- sar gören ve oturulamayacak durumda olan evlerin sahipleri, getirdikleri kamyonlara eş- yalannı yükleyerek kent dışına çıkmaya başladı. Su ve ekmek sıkmüsı Felaketın ardından ilk günlerde aksayan tzmit merkezdeki çöp kaldırma çalışmala- n tüm hızıyla sürüyor. Istanbul Kadıköy, Burdur ve Bursa belediyelerinden gönderi- len takviye ekipler ile bazı semtlerdeki gö- nüllüler, îzmit'ı çöpten temizlemeye çalışı- yor. Toplanan çöpler görevliler tarafından kireçleniyor. Kriz merkezi yetkilileri, ilk günlerde bol miktarda olan içme suyu ve ek- mekte sıkmtı yaşanmaya başladığmı belirt- tiler. Yetkililer, çocuk bezi ve dezenfektan olarak kullanılan ilaçlann gönderilmesinı isterken, başka illerden kullanma suyu da gönderilmesini talep edıyorlar. Kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalan tüm hızıyla sürerken, hastanelere yaralı ta- şıyan ambulanslann siren sesleri, her geçen gün daha da az duyulmaya başladı. Bazı ül- kelerden gelen kurtarma ekiplen dönüş ha- zırlığına başladı. Bu arada kentteki fabrika- larda da üretim hazırlığı sürüyor. Dün işçi- ler fabrikalarda toplanarak işbaşı için isim- lerini yazdırdılar. Bütün bölümüne elektrik sağlanan tz- mit'te iletişimın sorunsuz olması için de ça- lışmalar sürüyor. Kentteki bazı bankalar da çalışmaya başladı. Dükkânlan hasar gören esnaf ışyerlerini yavaş yavaş açarken özel- likle berberler müşteri akınına uğradı. lz- mit'ın eski Gölcük yolu üzerinde bulunan ve 35 bin metrekare alana sahip Interteks Uluslararası Fuar Merkezi, depremzedele- rin kullanımına açılması için hazırlanıyor. 'Herkes barmacak' Kocaeli Valisi Memduh Oğuz, kış mev- simi gelmeden önce depremde evlerini kay- beden herkesi banndırabilecek çadır kent- lerin kurulmuş olacağını söyledi. Oğuz, va- tandaşlan ihtiyacı kadar yardım malzeme- sı ahnaya çağırarak diğer felaketzedeleri sı- kıntıya sokmamalannı istedi. Israil Sa\r unma Bakanlığı Müsteşan tlan Biran başkanlığtndakı bir heyet ise Vali Oğuz'u makamında ziyaret etti. Israil heye- tıni Devlet Bakanı Hasan Gemki de kabul ederek bir süre görüştü. Kocaeli Bayındırlık tl Müdürü NaiizBal, Izmit ve çevresindeki bınalarda hasar tespit çalışmalanna 10 gün içinde başlanacağını oeluierek, halen artçı depremlenn devam ettiğıni ve hasarlı binalar için bu depremle- rin önem taşıdığını kaydetti. Bal, Afet Işle- ri Genel Müdürlügü'nce kurulacak uzman ekıbin, kentteki tüm evlen dolaşarak ınce- lemede bulunacağuu ıfade etti. KÜ Rektörü Prof. Dr. Baki Komsuoghı da 8 kışilik bir ekiple Kocaeli'de büyük hasa- ra neden olan depremin fay hatunda çalış- ma başlattıklanrii söyledi. Komsuoğlu, eki- bin, fay hattı üzerinde bulunan ve hasar gö- ren binalan da ınceleyerek oturulabilirlik durumunu değerlendireceğinı bildirdi. Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Teşkilatı (AGÎT) Dönem Başkanı ve Norveç Dışiş- leri Bakanı KnutVoOebeek, depremden bü- yük hasar gören Izmit'e bağlı Derince ilçe- sinde ıncelemelerde bulundu. Konuk bakan, depremin Istanbul'da kasım ayında yapıla- cak AGtT zirvesıni nasıl etkileyeceğı soru- sunu. "AGtT bu tür doğal aferJerie flgUen- miyor. Si>asi bir örgüL AGİTe üye üJkder arasında Türki>e'\e yönelik büyük bir da- yamşma geldi. Zinenin yaptlacağı tesisler ga>et iyi durumda. Zirve yapılacak" diye yanıtladı. Depremde büyük hasara uğrayan Koca- eli'nin Gölcük ilçesine, yeni bir şehirlera- rası telefon kodu venldi. 262 ile aranan Göl- cük'ün yeni kodu 562 olarak behrlendi. Muhabirlerimiz deprem gecesini anlattı 6 Sapanca Gölü her şeyi yutuyordu' KOCAELİ (Cumhuriyet)- Cumhuriyet'in Sakarya muhabıri tlhan Uygun ile Kocaeli rauhabinAhmet Kurt da depremden şans ese- n kurtulanlardan. Uygun'un evi ve işyeri yer- le bir olmuş, yakınlannt güçlükle kurtarmıştı. Kurt ise depremin en çok vurduğu bölgede ol- masına karşın kurtulmuştu. Ahmet Kurt 17 Ağustos sabahı yaşadıklan- nı şöyle anlattı: "17 Ağustos sabaha karşı her- kesin hissertigi o korkunç gürfiltü ve sarantry- la u>andım. Ben Izmit-Adapazan arasmda Eş- me beidesinde bulunuwrdum. Burası Sapan- ca Gölü kenannda bir >erieşim birinıL Ö>le bir sarsınü oldu kl e\ beşik gibi saUandı. buz- doiabı. çamaşır makinesi > e diğer eşyalar dev- rildL Kendimizi nasıl dışan arnğunıa bUeme- dik. Benle bûükte eşimAyşe,çocuklarun Mus- tafa ve Şinn,yantaraftald komşuiar korkuiçin- de nereye kaçacağımızı biiemedik, Sarsmtryı i- ki kez duvdum. Çok güçlirvdü. O an Sapanca sahil yolu büyük oranda çarJadL Sahikle Bos- tanlar Bumu vardı orası da göle kayarak kay- boidu. Hatta kenarda bulunan bir aracı da göl adeta > uttu. Sapanca her şeyi yutuyordu. bk şoku arJatnktan sonra yakmlanma teie- ftMila ulaşmaya çahştmı. tzmit"ten depremden yanm saatsonra haberalabiktim. İzmit"in mer- kezinde fazla bir hasar olmadığtnı ögrendtm ancak annem ve banam TL PR\Ş Tesisteri'ne iki Idloınerre mesafede> diler. Depremden dört saat sonra kısa bir telefon görüşmesrvle baba- mın sesini duyabüdim. Arifîye'deki yıknmane- denivk buhınduğum mnlddeki D1100 karayo- luna araclar doiduğu için tzmit-Adapazan yo- lu trafîği tamamen ükanmışn. Eşme'den Iz- mit'e aracunla ancak 6 saatte \arabildim. Bu- rası 35 kilometrelik bir >oldu. TÜPRAŞyakm- lanna gıtmek anıacındavdım. Derince\ve ge^ diğimde ha\a karannışn. Polisler lsmetpaşa Stadı'mJanöte\egeçirrnrvorlardL TLTRAŞ ya- kmlarmdald S kikımetrelik mesafeyi boşalttık- lannı duvdum. Polisin tüm müdahalelerine karşın aracunla>ıkınalann arasından geçerek 95 Evler denilen mevkiye geldim. Sokağa gir- diğimde ha^alet bir şehir gibiydi. Kimsedkler yoktu. Yıkmülara müdahale edilemiyordu, elektrik yoktu. TLTRAŞ'ın ale\leri etrafl aydııılatr>orttu. Annem ve babamı bulamamışOm. D100 kara- yolunda yıkmtmm özerinde bir genç gördüm. ona sordum. halk ne oldu dhe_ Herkes dağ- lara kaçtı' dedi. TL PRAŞ'a doğru kaçam. Oto- ban açıktt. TİTRAŞ'm jaıundan geçtim. Tü- tüncifüik'in ici tamamen >ıkılmıştı. Otobana girdim.Otobandangiderken aklımdahep yük- sek viyadükler \ardi Y ıküıp yıkılınadıklannı merak ettinı_ Araçlan görünce rahatiadım. Annemleri eski oturduğum e\in önünde bu- luncabirazobun rahatiadım.Gökük'teoruran akrabalanmın evlerinin yıkıldıgını öğrendnn. Ora>a 6 saatte gittim. Gölcük verle bir olmus- tu. Değirmendere V üzbaşılar mevkiine ulaşü- gımda bazı binalann avakta durduğunu gö- rüncerahaüanuşüm.Ancak baldızınun bulun- duğu binaya geküğimde evin \erle bir olduğu- nu gördüm. Korkuya kapıkbm, tüm ümitkri- mi ymrmiştim. O an omzuma dokunan bir el- le kendime geldim. Bacanağımdu yara bere içindeydL Baldtzım Emine'>i ise kalmtılarm arasından oğhı çıkamuştL Kendileri artı katlı binanın 5. katında oturuyordu. Yatak odalan arka taraftaydı \e bina ön tarafa çökmüştü. Kahntının üzerindekakhklanndanmucizeese- ri koca binada bir tek baknzını, eşi ve bir kişi daha kurtulabilmistL" DEPREMMML OBHAN BURSAL1 Yönetim Miladı O gece 01.30'da yatmtştım, sar- daşlanmda depremin derin stres- sıntılarla uyandım, yataktan inip leri. psikoiojik izleri sürüyor. Panik, ayaklarımın üzerinde durdum, ne özellikle geceleri geliyor ve üzerle- olduğunu anlamaya çalıştım, bu rine çöküyor. Çevremde, çoğu ka- depremdi, hemen yanıbaşımdaki dın olmak üzere bu kadar insanda pantolonumu ayaklarıma geçirir- panik duygusu hükmünü sürdürü- ken, sarsıntı şimdi durur, hesâbını yorsa eğer, fiziksel çöküntüsünü yapıyordum, ama durmuyordu, ne ve yıkıntısını yaşamasalar bile sar- kadar da uzattı, diye söylendim ve sıntryı yaşayanlann yanya yakınının kapı eşiğınin altına doğru seyirttim, psikolojik olarak büyük bir darbe yer sarsıntısı hâlâ durmayınca, aldığını varsaymak gerekir. içimden saniye saymaya başla- Bir arkadaşım, geceleri hâlâ ko- dım, kapıyı açtım, eşikte durdum, casının yanında gözlükleriyle ve gi- evi dinledim, hiçbir yıkıntı sesi yok- yinmiş bir vaziyette yatıyor. Uyku- tu ama sarsıntının uğultusu vardı, suz. Bir diğeri, çamaşır asarken gözlerim Pati'yi aradı, çalışma balkonun biraz eğik olduğunu fark odamdan yere bir şeyler düştü, ederek panik içinde kendini dışan zamanı sayarken, düşenlerin rafta attığını anlatryor. Bir başka arkada- bır kısmı dışarda duran kıtaplar ol- şım, evinde uyuyamıyor, gece üçe duğuna hükmettim, merdıven boş- dörde kadar TV seyrediyor, kitap luğuna baktım, bir kat aşağısı so- okumaya çalışıyor. Kocası giyinik kağa çıkıyordu; eşikte mi durmak vaziyette evin kapısına yakın yatı- daha iyiydi, yoksa tam altından yor. Bazı tanıdıklarım akşam ha- geçerken merdiven çöker miydi, berleşiyorlar ve geç vakitlere kadar tam dışan seyirtecekken, üst kat- birlikte oluyoriar. msanlan evinde tan bağınş içinde komşulanm in- uyku tutmuyor. meye başladı, anneanne imdat ça- Toplumda iki yönlü ruhsal hasar- ğınyordu, büyük bir telaşla ve ne- lanma alabildiğıne büyük. Birincisi redeyse yuvarlanarak aşağı indiler kişisel, ailesel kaygılar; ikincisi asıl ve bana sığındılar, kız tir tir titriyor yıkıntızedelerin dramlarının ağır ve ağhyordu, uykudan yeni uyan- manevi darbeleri. Ikisi de, toplum mıştı ve büyük bir panik ıçindeydi, olarak varoluş özümüze dokundu. onlan sakinleştirmeye çalıştım, bu Çıkış noktasını yaralanmış bu öz- arada sarsıntı durdu... den alan içlerimizdeki büyük isyan Çok uzun, upuzun bir zaman da, şimdilik, hiçbir şey artık dep- içinde sarsılmıştık, derin bir nefes rem öncesi gibi olmayacak, iste- aldım. bu arada ev ve apartmanda gjyie dışa vuruyor. yıkıntı kokluyordum, deprem aca- Deprem, bütün Türkiye için, yeni ba Istanbul'da mı gerçekleşmişti, bir zihniyetin, yeni bir düşünüşün, eğer çok uzaktaysa dışan kaçma- çağdaş-bilimsel ve teknik yeni bir nın anlamı yoktu, ama bu kadar yönetim anlayışının kilometre taşı uzun süren sarsıntı yaşamamıştım, özelliğindedir. Bir YÖNETİM MİLA- apartman tren hattı boşluğunun Dl'dır. Acaba, politikacılar, Cum- hemen üzerindeydi, özellikle bü- hurbaşkanı, Başbakan, bakanlar yük yük trenlerinı sanki apartmanın toplumun düşüncesindeki bu ses- altından geçmiş gibi hissederdim, S j Z sedasız dönüşümün ayırdında- evin bir depremde yıkılmasını ola- |a r mı? Örneğin Cumhurbaşkanı, ğan karşılardım, ev yerinde durdu- Düzce'de halka "Bu cenab-ı Al- ğuna göre belki de depremin mer- /a/,',n takdiridir" sözlerini ederken, kezi başka yerdeydi, bunları düşü- (niçtn Tann'nın Müslüman kullanna nürken komşularıma su verdim, bunu reva gördüğünü açıklamaz?), tuvaleti kullandılar, bu arada ışıklar depremin bilinemezliğı düşüncesi- kesildi, mumlan yaktım, anneanne n j n a r r j ı n a sığıntrken (Deprem bili- bir mumla yukarıya giyecek bir n e m e z değildir, depremin sadece şeyler almaya çıktı, kıza artık her kesin tarihi şimdilik bilinemezdir!) şeyin geçtiğini söyledim, titremesi gösterdiği 40 yıllık alışılmış perfor- ve ağlaması sürüyordu, pencere- mansından hiçbir şey kaybetmedi- den dışan baktım, insanlar sokağa ğj n i ortaya koyuyor. Kandilli'de ka- çıkmışlardt, yeni depremlenn ola- tıldığı bilgilendirme toplantısında bileceğini düşündüm, telefonla ga- ıse deprem biliminin gereğini yeri- zeteye, gazetelere, arkadaşlara, n e getirmekten söz etmesine ba- yerbilımcı dostianma ulaşmaya ça- k a c a |< olursak, bir insanın bu ka- lıştım, ne normal telefonla ne de d ar çok kişiliği nasıl taşıyabildiği cep telefonu ile bır yerien düşür- s o r u S u akla geliyor. Bugüne kadar mek mümkündü, en iyisi dışarı çık- b i r hükümet katında görmediğimiz maktı; biraz bılgı toplamak, ne ol- k a d a r d ü ş ü k performanslı bir sağ- duğunu anlamaktı, hep birlikte ( l k bakanının ırkçı, ilertutar yanı ol- caddeye çıktık, yolun ıkı yanında m a y a n düşünce ve davranışlanna bekleşen insan kalabalığına kanş- d a bakarsak, yönetim miladı önün- tık, bır süre sonra arabaya girdim, d eki engellerin oldukça büyük ol- radyolardaki keşmekeşten bir şey d u ğ U görülür. anlamak olanaksızdı, daha sonra E c e v i t ^ Yönetim Miladı'nın ki- arabayı çalıştırdım... t i t j s m j d j r *"*"*• Acaba, toplumun nabzını tutabi- Çevremdeki insanlarda, arka- lecek mi? NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Gölcüklü emekli öğretmen Mustafa Ikiz, "Oral Bey, gerçekten Sağlık Baka- nı Amerika 'dan gelen hastaneyi isteme- miş mi" diye sordu. Günlerdir, göçük başlannda yakınlannı enkaz altından çı- karmaya çalışarak geçiren Ikiz, Sağlık Bakanı'nın söylediklerini birisinden duy- muş, ınanamıyordu: "Gölcük Deniz Hastanesi'ni gelip görsün. Her tarafba- kıma muhtaç insanlaha dolu. Bazı dok- toriar hiç uyumadan ameliyat yapıyor, yine de yetişemiyortar." Mustafa Ikiz, 6 gündür göçük altın- dan çıkarmaya çalıştığı kız kardeşinin Çapa Tıp Fakürtesi'ne kaldınldığını ön- ceki gece öğrenmişti. Birçok öğretmen arkadaşım gömmüş, günlerdir Göl- cük'ün mezarlık bölgesınde geçirdiği gecelerin izi üzerinden silinmemişti. An- cak yine de yeni bir umuda sanlmıştı; kız kardeşi yaşıyordu. "Daha dün çocuktuk arkadaşımın cenazesini kaldırdık. Göl- cük'teki evime günlerdir gidemiyorum. Biriktirdiğim paralarla ancak kendime Asıl Tehlike: Beyin Depremi bir ev alabilmiştim. Şimdi ne yapacağız bilemiyorum. Bunlar da kalkmış bizim yabancılann yardımına ihtıyacımız ol- madığını söylüyohar. Belki bu sayede Yunanlılarla aramızdaki düşmanlık gi- der. Adamlar gelipyardım etmek istiyor- lar. Bu nasıl kafa?" Sağlık Bakanı Osman Durmuş, gün- lerdir hepimizi hop oturtup hop kaldıran konuşmalar yapıyor. Sağlık Bakanı'nın kafasındaki bazı görevliler, Yalova'da Yunan kurtarma ekibinin çalışmalarını baltalamışlar. Yöre halkı ise kurtarmanın ancak yabancı ekiplerin gelmesiyle baş- ladığmı aktardılar. "Eğer" diyorlar, "Ya- bancı ekiplerin yaptıklannı yapabilecek görevliler b\zde olsaydı ve ilk günden gelselerdi, binlerce insan daha bugün yaşıyor olurdu." • • • Sağlık Bakanı Durmuş, aslında bu ül- kede yıllardır sürdürülen beyin depre- mini, daha açıkçası beyin deformasyo- nunu temsil ediyor. Bu deprem, ırkçılığa ve şovenizme ayarlanmış ilkellik anla- mına geliyor. Bu ilkelliğe, fırsatçı açgöz- lülüğü de eklerseniz beyin depreminin gerçek haritasını çıkarmış olursunuz. Sağlık Bakanı, değişen MHP'nin değiş- tiği kanıtlanan üyelerinden birisi olduğu için bakanlığa atananlardan. Tann bizi değişmeyenlerden korusun. Durmuş'u kişisel olarak tanımıyorum; ancak onun temsil ettiği anlayışı, onun yetiştiği ortamı o kadar iyi tanıyorum ki! O, son 35 yıldır vurguna ve ilkel milliyet- çiliğe kurgulanmış bir devlet politikası- nın ürünü. Durmuş'un hangi eylemlere katıldığını bilmiyorum. Durmuş'un fikir- daşlan ortalıkta ölüm saçarken, bu sis- temin değişmez temsilcılerinden Süley- man Demirel, "Bana sağcılar suç işli- yor dedirtemezsiniz" vecizesini dile ge- tiriyordu. Yıllardır, çevremizdeki herkese düş- manlık temelinde oluşturulan dış politi- ka, yıllardır azınlıklan, farklılıklan bir teh- like olarak gören Türk-lslam sentezli uy- gulamalar, yaratsa yaratsa Osman Dur- muş'u yaratırdı. Osman Durmuş, Türk devletinin son 50 yıllık tercihlerinin seçkin bir temsilci- sı olarak karşımızda duruyor. Aslında bi- raz derinliğıne soruşturma yapsanız, bu ülkenin sıyasi kadrolannın önemli bir kıs- mının Durmuş'un kafasında olduğunu görürsünüz. Bilimi, demokrasiyi, uygartığı, adaleti bir yana itip, yalan yanlış şoven kitaplar- la gençlerimizi eğittiğimiz, farklı olanlan susturup yok ettiğımiz, vurgunculuğu "vatanseverlikle cılalayıp karşı çıkan- lara kan kusturduğumuz bu sistem, bir deprem halinde nasıl iflas ettiyse, bu if- lasın yıkıntılan arasından da ancak Os- man Durmuş'lar doğabilirdi. Halkımızın, önüne konan engeller, içi- ne hapsedildiği karanlık nedeniyle bir kriz yaşadığını biliyoruz. Ancak bugün Türkiye'nin başına geçen bazılan, halkın çok gerisinde bir ilkel ideolojiyi temsil ediyorlar. Ermenistan'dan Israil'e, Fin- landiya'dan Yunanistan'a kadar milyon- larca insan, Türkiye'deki depreme yar- dım etmek için koşturuyor, aamızı pay- laşıyor. Bundan ancak mutluluk duyula- bilir. Dünyanın başka yerlerindeki fela- ketler de bizi aynı şekilde acıya boğu- yor. Bu paylaşma duygusunu anlayama- yacak kadar bir ilkel zihniyetin iktidarın tepelerine kadar tırmanması Türkiye'de- ki beyin depreminin doğal afetten daha tehlikeli olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Durmuş'a anladığı dilden sesleniyo- rum: "Ey Türk, titre ve kendine gel!"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle