Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Can Yücel isteği üzerine Bodrum'dan Datça'ya mavi yolculuktan sonra günebakanlarla uğurlanacak
Sesmikaybetmeyen büge ozanTURGAYFİŞEKÇt
'Sesini Kaybetmeyen Şiir' adını verdi. ken-
di sesiyle okuduğu şıir kasetıne. Sesi olma-
yan şiirin insanlara ulaşamayacağını düşü-
nüyordu.
Daha yirmi dört yaşında yayımladığı ılk
kitabı Yazma'da (1950) kışisel bır dil ve tu-
tum ortaya koyabilmişti.
HerBoydan(1959) adıyla yayımlanan çe-
viri şiirleri çıktığmda da bu kendine özgü di-
lin çevirilerde de kendini ortaya vurduğu gö-
rüldü.
Bu kendi sesiyleTürkçekonuşan şair. dil-
de bir yandan kendine özgü vıırgu ve tonla-
malar yaratırken, bir yandan da konuşma di-
li, eski ve çağdaş şiir. geniş bır kültür ve dil
bilgisine kattığı sevgi- alay-acı kanşımı duy-
gu yoğunluğuyla da aydınlık. insancıl, top-
lumcu, benzersız bir şiir yarattı.
Bugün bu şiirin on beş kitaba yayılmış
toplamı elimizde. Yeniden ve yeniden değer-
lendirilmek üzere beklıyor Sonunda Sha-
kespeare'den Şario'ya pek çok büyük sanat-
çıda olduğu gibi Can Yücel de daha çok, ge-
En güzel
şürineson
noktayı
koydu
Başbakan BÜLENT ECEVİT:
Gençlik yıllanmın candan arkada-
şı Can Yücel'ı yirirmekten, eşim
de ben de derin üzüntü duyduk.
MUZAFFER İLHAN ER-
DOST: Can'ın dizeleriyle, "En
uzun koşuysa Türkiye'de dev-
rim", o. onun en engelli koşusu-
nu koştu. Çağdaş sorgulayıcı.
Protest. Asi. Devrim tutkusuy-
la içten içe yanan uranyum to-
pagı, korlaşmış şiir. Kendi be-
denini eriten, bizi ışıtan ve ısı-
tan. Kirlenen. kanlanan. kararan
Türkiye coğrafyası. Can'ın *de-
B"liğiyle ışıdı, umudu duyum-
sadık gülüşümüzde. Kendi dizesı-
ne su katarak: "Acıyorsam sana ta-
butun rakı dolsun."
HALİT ÇELENK: Can Yücel şıiri-
mizde yeni bir çığır açmıştır. Kimi yerde
sözcükleri çınlçıplak kullanması ayn bir
özelliğidir. Türkiye gençlığinin önde ge-
len devrimcileri Deniz Gezmiş, Hüseyin
tnan ve Yusuf Aslan için yazdığı ve onlan
Deniz'in kişiliğinde devrimin 100 metre ko-
şucusu olarak nitelediğı şiir bunun ömeğidir.
Can Yücel'in ölümü ile Türkiye özel bir şa-
irini yitirmiştir. Işıklar içinde yatsın.
MEMET FUAT: Sevgili Can Yücel... En
güzel şiirim yaşamım derdi. En güzel şürine
son noktayı koydu.
Şairler ölmez! Şairlerin arkada bıraktıklan
ölür. Başı sağolsun!
SEMIH GÜMÜŞ: Can Yücel, bütün seven-
lerinin Can Babası dâ ardında inanılmaz bir boş-
luk bırakarak yürüyüp gitti. Nasıl bu kadar se-
vildi, nasıl bu kadar konuşuldu. nasıl bu kadar
iz bıraktı ve sonunda nasıl bu kadar yaralaya-
rak gitti, hep anlaşılırdır bunlann. Konuşma di-
lini ve siyasal tavn onun kadar yetkinlikle şi-
ir diline sokan şairimiz olmadı.
Bu denli kendine özgü oluşun bır sırn olma-
lıydı, sanki doğaçtan gelen bir şiir yazdı; oy-
sa bunun ardında bütün bir şıir birikimi oldu-
ğunu biliyoruz. Büyük şairlerin ve yazarlann
bıraktıklan boşluğu doldurmak hepten olanak-
sız. Can Yücel'in de boşluğu doldurulamaya-
cak. Ne ki, ardından koca bir şiir kalıtı bırak-
tı, onu okuyacağız, öfkelendikçe ona sanlaca-
ğız. çok. ama çok uzun yıllar boyu onu konu-
şacağız, dillerimızden düşmeyecek...
FETHİNACt: tstanbul'un fethinin 500. yıl-
dönümünde tanışmıştık, yani 1953 yılında.
Birtakım arkadaşlarla bırlikte şimdi Susam
Bar denilen yere gitmiştik, Cihangir'de. Can Yü-
cel de bir yerlerden çıkıp oraya gelmişti. O ak-
şam tanıştık. Ankara'da 1959'da askerliğimi
yaparken çok iyi arkadaş olmuştuk. Dost der-
gisinde yaptığımız açıkoturumlarda hep Can
Yücel de olurdu. Çok renkli, alabildiğine ze-
ki birkişiliği vardı. Zaman zaman epey sert tar-
tışmalanmız olmuşsa da bu dostluk bugüne
kadar devam etti. Can için yüreğim yanıyor.
ŞÜKRAN KURDAKUL: Hiç ölmeyecek-
miş gibi yaşayanlanmızdan biriydi Can. 1952'de
Londra'ya giderken tanımıştım. Çok lirik ve
kendine özgü ince yergi öğeleriyle donanan şi-
irlerle döndü. Onu, çağdaş şiirimizin öncüleri
arasına katıveren dızelerdi onlar. Sonra ince yer-
gi, toplumsal, haşin, bir okunuşta algılanan bir
şiir atmosferine dönüştü. Bu şiirlerle, neredey-
se, günümüzün Neyzen Tevfik"i çıktı ortaya. Ah-
metOktay'ın 25 yıl önce. TRT adına hasta ya-
tağında Halikarnas Balıkçımızla yaptığı bir
röportajı ammsıyorum. Büyük usta, röporta-
jın bir yerinde yattığı yerden fırlayarak 'Ben
ökcek adam değUün yahu' demişti. Can Yü-
cel'in de ölmeyeceklerden biri olduğunu dü-
şünüyorum.
ADALET AĞAOĞLü: Can Yücel, 'can
havuyle' bile köküne kadar yergi ustası kaldı;
ciddi bir muhalif. O sadece 'neş'e kederdenda-
ha çok cesaret ister' demeye getirmemıştır.
Eşitsizliklere, haksızlıklara, beyinleri kurut-
maya yatkınlann yüzüne coşkuyla güle güle tü-
kürerek yazmış, yaşamıştı. Bizlere de göz kır-
niş kitlelerin hoşuna giden tavır ve kolay be-
nimsenebılen dızelenyle anılacak.
Ama hepsi bu mu?
Onunla ılgili yazılmış belki de en bütün-
lüklü ve önemli inceleme Selahattin Hi-
lav'dan geldi.
O sıralar (1990'lann başlan) Erdal Alo-
va, hazırlayacağı bir 'Can Yücel Seçldsi' ile
şairin ve şiirinin önemini ortaya çıkarmayı
hedefleyen birçalışma içindeydi. Selahattin
Hilav'ın yazısı da, sonradan çeşıtli telif hak-
lan sorunlan nedeniyle gerçekleşemeyen bu
kitaba önsöz olarak yazıl-
mıştı.
Can Yücel'in şiir-
de ne yaptığının
ve başansuıın tam olarak anlaşüabilmesi için
mutlakabütününün büyük birdikkatle okun-
ması gerektiğine inandığım bu yazıdan ki-
mi yargılan yine de burada paylaşmak isti-
yorum.
"Can'ın şiiri, kültür. dünya görüşü, siya-
sal bitinç ve özgür öznefljğin bir büeşimidir.
Mitlerden ve Kutsal Kitap'tan gerçeküstücü-
lereve 'beat generatıon' şairterine kadar tüm
dünya külfürünün sözlü ve yazılı ürünleri
içinden yolunu açan bir şiirdir bu. Dolayısv-
la onun dünyayı algılamasında, akıl ve duy-
gu gibi birbirinden hayti uzak nıhsal yetiler
kaynaşnuş ve bir bütünlüge varmışür."
•••
"Gercekşaiıier,diBa2atedenierdir,di-
yebiüriz. Nitekim Can'da. tutsaklıktan
kurfularakyaşamıniçyüzünüoriayadö-
ken ve özündeki gizü hakikatieri de gös-
teren bir diDe kaı-şı karşıvayız. Bu dil akıl
öğretmez,efsanderi pekistirmez.kisilereta-
puunanın, soyut hümanizma hayallerinin
hizmetkâıtğınıyapmaz. Besinsel vednsd ac-
hğı, idealler ve ilkeier ileri sürerek gözden
kaybettirmez. Yaşamanuşhği ve hödükiüğü
örten sulugözlülük ve yapmacık hassasrvet
üretmez, bunlan başkaianna bulaşürmaz,
kısacası, yalana hayat hakkı tanımaz."
•••
"Can, Breton'un dediği gibi'sözcüğü kö-
pürtmekle". şiiri sözcükten nşkuimakla, en
uzak %« karşıt imgtkri çarpıştırnıakla ya da
>an yana getirmekk kalmıyvr. Çağnşımsal
olanaklannı sonuna kadar kullandıgı ve id-
mi zaman 'kelime oyunlan'yla. cinaslarla
bir başka vaşanıa kavuşturduğu sözcüğü, fi-
nksel olarak değişjme de uğraüyor; nece ve
harf düzenini altüst edi\ür; bildikkrimize
benzeyen ama bir bakıma yepveni \« etkile-
yki sözcükler >araayor. DUin \e söztüğün bu
bicimde kullanılması. kurulu düzenin taşıyı-
cısı ve koruyucusu olan beUi bir söyiemin >>
kıma uğrablmasıdır ve şairin devrimci ola-
bflmesi için, dikle ve deyişte kendi şiir devri-
mini gerçekkştirme zonınluluğumı hem or-
taya koyar, hem de bu zorunJuluğun nasıi
aşıldıguu gösteriıf (Edebiyat Yazılan, Yapı
Kredi Yayınlan, ss. 150-159)
Aşk olsun sana!tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - DEÜ
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde önceki gün
yaşamını yitiren Şair Can Yücd, vasiyeti
üzerine Bodrum- Datça arasında
günebakan çiçekleriyle yapılacak mavi
yolculuktan sonra pazar güne Datça'da
toprağa verilecek.
Yaklaşık bir aydır kanser tedavisi gördüğü
Tıp Fakültesi hastanesinde önceki gece
saat 23.15 dolaylannda yaşamını yitiren
Can Yücel, yann toprağa veriliyor.
DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin
Alıcı, tüm uğraşılara karşın bedeni kuşatan
Can Yücel, yalnızca o benzersiz sesiyle,
benzersiz şiirler yazmakla kalmadı. Bu şiirin
ve sesin duyulabilmesi için de çaba içinde
oldu.Çok satışlı mizah dergilerinde şiirler
yayımlaması, kaset çıkarması. sık sık oku-
ma günleri ve toplantılara katılması hep bu
çaba içindi.
Yine 1990'lann başlannda şiirin sesini bir
parça olsun basın yayın organlannda duyu-
rabilmek için dokuz şair, altı ay süreyle şiir
yayımlamama, yani şairler grevi yapma ka-
ran vermiştik.
Bu eylemimizi en iyi nasıl duyurabiliriz
diye konuşurken en gerçekçi öneri Can Yü-
cel'den gelmişti: "Dokuzumuzbirdentopiu-
ca donsuz fotoğraf çektirelirn. O zaman her
verde basılınz.r
Can Yücel'in çevirmenliğı de ülkemızçe-
viri yazını için benzersız bir deneyim olarak
önümüzde duruyor. Birçok dünya şairini
onun kaleminden 'Türkçe' olarak okuyabil-
dik. Şiirçevirisi çeşitli olabilirliklere açık bir
alan. Ne tür yapsanız olabilir. Düzyazıda ise
durum daha farklı. Can Yücel'in Shakespe-
are çevırileri ise bu alanın insanlan tarafın-
dan çok tarbşılacaktır mutlaka Gerçek olan
şu var Hiçbir Bahar Noktası (Bir Yaz Ge-
cesi Rüyası) çevirisi, onun verdiği tadı ve he-
yecanı veremeyecektir. Böyle olunca da ge-
riye söylenecek fazla bir şey kalmıyor.
Yabancı birmetne. yerli sözcükler koyma,
böylelikle o metni tanıdık, bizden kılma,
sanki çeviri degil, yerlileştirme çabası gibi
görülebilir.
Fırnnaçevirisinin elyazmalan, itkkezba-
sılmak üzere Adam Yayınevi'ne geldiğınde
Cevat Çapan'la bir bölümünü -o Ingilizce-
sinden, ben Türkçesinden-, karşdıkh okumuş
ve Türkçemetnin, aslının tam birçevirisi ol-
duğunu görmüştük.
Sonuçta. okurlann büyük çogunlugunun
Can Yücel'i ve yapıtlannı sevdigini söyle-
yebiliriz. Onun ağzından şiirlerini dinleye-
bilmek için Açıkhava Tiyatrosu'na beş bin
kişinin toplanması da bu sevginüı bir başka
göstergesi. Şiirimizde açtıgı verimli vadi,
Türkçe yaşadıkça çiçeklenmeyi sürdürecek.
Hınzır âşıklann ellerindeki maytaplann uçu-
şan ışıklan içinde onun şiir feneri zührc yıl-
dızı gibi parlayacak.
kanserin Yücel'i sevenlerinden aldığını
belirterek "Kendisi kansere karşı
büyük bir mücadete verdL Tedavisi
boyunca bilinci açık kaldı. Çok değerli
bir şairimizi y itirdik" dedi.
Prof. Alıcı. Yücel anısına bir stand
düzenlendiğini belirtirken ünlü şairin
yaşamını yitirdiğini öğrenenler dün
hastaneye akın etti. Yücel'in eşi Güler,
oğlu Hasan ve kızları Su ile GüzeTin
acılannı paylaşan dostlan, ülkenin çok
önemli bir değerini yitirdiğini
söylediler.
Şairin eşi Güler Yücel, Can Yücel'in
son isteklerini yerine getireceklerini
belirtti. Buna göre Yücel, Bodnım-Datça
arasındaki mavi yolculuktan sonra
günebakan ve begonvil çiçekleriyle
toprağa verilecek.
Can Yücel için bugün saat
09.00'da DEÜ Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde bir tören
düzenlenecek.
Ardından karayoluyla
Bodrum'a ulaşılacak. Saat
15.00'da Bodrum Müzesi
önünde de tören
düzenlenecek. Saat 17.00'de
feribotla Datça'ya hareket
edilecek. Pazar günü Eski
Datça Mahallesi'nden
? günebakanlarla, begonvillerle
uğurlanarak, köy mezarlığında
toprağa verilecek.
pa kırpa gitti.
Vasiyet şiirinde beni Datça'ya gömün dile-
ğınde bulunmuştu. ama benı 'Gömü sanıp de-
şeıierse kanşmam ona', diye ünledi de. Ken-
dine özgünlüğü ve özgürlüğü ile yaşacak can
gömütünde. Bütün yakınlannın hepimizin, he-
pinizin başı sağ olsun.Can hastalıgı sırasında
çıkan Alavara'sını bana ÖDP yollan sana he-
lal olsun diye imzalamış. kişiliği ile yanıbaşım-
da hastahğmı hiç de ele vermeden keyifli ke-
yifli durmasaydı bu adımı atabilirmiydim bi-
İemiyorum. Yaşamayı. yaşatmayı 'ölecek ka-
dar seven' Can.
ATtLLA BİRKh'E: Bılinçli birısyanın, bi-
linçli bir öfkenın. bilinçli bir kafa tutmanın in-
sanıydı. Dünyaya, yerleşik düzene, zaman za-
man da doğaya... Şiirinde de bu çok açıktı; ve
ironi tabiı ki. Şiir yazmayı secmek, çeviri yap-
mak 'yaşamına dayanlan' yerleşik düzene, sta-
tükoya vs. karşı bence verdiği en güzel yanıt-
tı. Şiinnden, yaşama biçiminden nefesinin so-
nuna kadar ödün v ermeden yaşamak hiç kuş-
kusuz büyük bir kahramanlık..."Şarabi bir is-
vankâr" olarak şiin de, yaşam biçımi de hep
belleklerimizde kalacak: kolay kolay unutula-
maz
CEVAT ÇAPAN: Can Yücel yalnız edebi-
yatm degil, hayatın da can kaynaklanndan bi-
riydi. Sevgisi. coşkusu. zekâsı. korkusuzluğu
ve sözünü esirgemezliğiyle hepimize güç ve-
ren bir kaynak. Güzel şiirleri, eşsiz çevirileri
dostluk anılanyla kalbimizde hep yaşayacak.
TUNCEL KURTtZ:Çok erken bir kayıp.
Büyük bir şair, korkusuz bir hiciv üstadı. 'Hoş-
çakahn boşçakallar/ Kıçımın fosforuy la aydnî-
lanın siz artık' dıyebılen korkusuz bir şairdi.
EDİP AKBAYRAM: Çoküzüntülüyüm. Ye-
ri doldurulamayacak bir şairi kaybetmenin
üzüntüsünü yaşıyorum. Can Yücellerbu ülke-
ye zor gelir. Şiiri ve sanatı sevenlerin son yol-
culuğunda onu yalnız bırakmamalanru diliyo-
rum.
ZELtHA BERKSOY: Çok üzgünüm. Türk
şiiri büyük. bir ustasmı kaybetrj. Can Yücel, bü-
yük bir şair, büyük bir zekâydı. Espri gücü çok
kuvvetliydi. Şiirde tüm bunlan bir araya getir-
mek nadir şaire nasip oluyor. Büyük zekâsı. esp-
rileri. politik görüşü, evrensel bakış açısı ile çok
büyük bir insandı. O, en usta, en duyarlı, en şa-
kacı, en hümanist, en radikal olandı.
GÜLTEN AKIN: Son derece ûzgünüm. En
değerli ozanlanndan birini yitirdi Türkiye. Can
Yücel'in değeri yalnız güzel şiir yazmasına
ilişkin değildi. Can Yücel çok has bir kültür
insanıydı. Bir dil büyücüsüydü ve az rastlarar
dürüstlükte, dogrulukta, siyasal anlayış olarak
da kendisini bugüne taşımış olan bir insandı.
Yalnız ozan olarak degil, insan olarak yeri dol-
durulamayacak. Bütün ülkeye başsağlığı dili-
yorum.
SEVGİ ÖZEL: Ne yazık ki çağdaş değerle-
rin ve sanatın verileriyle beslenen tüm sanat-
çılar gibi. o da mutsuzluğa itilmiş bir ustaydı.
Ama tüm sanat insanlan gibi mutsuzluğa ye-
nilmedi. Sanatın özgürlük ortamında yeşere-
ceğine inanan ve bunu yaşama biçimi edinmiş
bütün sanatçılar gibi ödünsüz yaşadı, sonraki
kuşaklara paha biçilmez yapıtlarla yol açtı.
'O bizlm kankamız.'
METtN ÜSTÜNBlAĞ: Can Baba, o bizim
kanka"mız... Bir bilge, bir derviş o. Çük'ün-
den aşşağı dünya. Bu hayata dair çok sahici,
çok samimi bir damar. Hakıki bir şair o. Le-
Man veya Öküz'de yazmadan önce de bir ruh
birlikteliğimiz, gıyabi bir muhabbetimiz var-
dı. Uzaktan, görüştükçe sevişirdik. Beni hüzün-
lendiren tek şey ise tevellüt dolayısıyla birbi-
rimize geç kahnamız ve birbirimizi çabuk kay-
bedeceğimiz gerçeği.
NtHAT GENÇ: O bizim dergimizin büyük
kaptanıdır. Yenilmez armadamızdır... Geri adım
atmadı. Tükürdüğünü yalamadı. Yakın tarihi-
mizin en tatlı ışığı, en neşeli isyanı. Iç taşkın-
lığını, bembeyaz saçlanna. son nefesine kadar
tutkuylasaklamışbudev şairin koşusuna ayak
uydurmak ne kadar mümkün. Kan ve acıyla do-
lu dudaklanmıza, en dipsiz uçurumlara neşe
ve kahkahayla 'aman sen de' deyip atlaması-
nı öğretti.
MEHMETÇAĞÇAĞ: Mizah duygusunun,
ruhuna ve diline kattığı güzelliğın yarattığı ha-
leyi insana çok yakıştınnm. Işte Can Baba da
o yakışıklılardandır, benim için babalann ba-
basıdır. LeMan'a kanldığı zaman, sanki Can
Baba hep aramızda, LeMan'm sayfalannda
varmışçasına şaşırmamış, doğal karşılamış-
tım.
CAN BARSLAN: Can Baba'yı ilk kez, üç
yıl önce LeMan'ın düzenlediği Can Yücel ge-
cesinde görmüştüm. Bembeyaz sakallan ve
saçlanyla Noel Baba figürünü anımsatan, son
derece sevimli, ama aynı oranda muzip ve mu-
zır bir koca adamdı. Okuyucusu ya da çalışa-
nı olarak tamamen bir genç alanı olan mizaha
ve LeMan dergisine bu kadar çok yakışan ve
bu kadar çabuk kaynayan birisi olması, onun
ne denli inanılmaz bir genç yürek ve beyin ol-
duğunun en iyi kanıtı...
ENDERÖZKAHRAMAN: Can Yücel, Ney-
zen Tevfik'in sürdürdüğü gelenek içinde do-
lambaçsız bir dille yazdığı şiirlerin belki de en
güzel tarafı, hiçbir hamasi emele alet edileme-
yecek kadar ıronik bir üslup taşımasıdır. Pey-
niri düşürmeden tilkiyle laflamak isteyenlerin
Can Yücel'den öğrenecek çok şeyi var..
REQUIEM
Dr. Mehmet Şen'e
Boynum kıldan ince ölüme,
-Değil mt ki şd illetten iğne- ipflğe dönmüş bedenim-
Ve Ölüm ki benim bu ölümlü dünyaya gelmemte
Beraber dünyaya gelen maşatlahı var oğlum,
Ona ben analık ettim, onu ben elimde büyûttüm
Ona şu kadarcıktan bu boya ben getirdim
Yedim yedirdim, içtim içirdim, kustum kusturdum
Onu sütûmte, onu kanımla, onu aklımla besledtm
Nereye gittfysem, ölümüne kadar, yarnmda götûrdüm
Ne zaman aşkımı öpsem, ona da öptürdüm
Ben gençken o da gençti, ihtiyanm o da Fhöyar
Stperterde omuzomuza döğüştük o diyar bu diyar
Kimi de nefsimizle banşık, bahtryar mı bahtiyar
ŞHr düzerken tüykalemim oynatırdt kıytsından,
Onu unuttuğum da oldu, ölümcül mü ölümcül bir ihmal!
Hatırladığımda ama, öyte yanm yaşadığıma bin pişman...
O denli unutkanlıkianm için mi şimdi bu intikam?
-Adaam sen de, bir ben miyim âlemde oğlu hayırstz çıkan!
Ki saldın bu habis Haşhaşiyûnu, 'lan, günahı boynuna',
Anarşist bir Urartuiu ur musallat ettin boynuma!
Truva'da Tahta At güya, içinden uğruyortar dışan
Çoğaidıkça çoğaian o maraz, o haşan höcreler
Farkındaysalar da kıyımın, tutamjyorlar zaar kendHerini
Yazık, benle koyunkoyna onlar da verecek son nefeslerini!..
Gel bakalım diyorum, gidiyoruz senle, namızsız oğul!
Oğul verdikçe veren o belalılan da atayımtza kabp
Neş'eye neşkteter okuya okuya, iyi sufardan aşağı
Gidiyoruz o ölümsüz Allahrahatlıkversinlere doğru..
Sizin de içiniz rahat olsun, ey arkada kalantar
Bundan böyle size anakarada ölüm yokl..
(öküz55,Aralik1998)
HAYATTA BEN EN ÇOK BABAMI SEVDİM
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardanbitme bir çocuk
Çarpık bacaklanyla-ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyte sevdim
Bitmezdi ki oturduğumuz semti
Getdi mi de gidici-hep, hepp aceie işi!-
Çağın en güzel gözlü maarif mûfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu
4O'ı geçerse ateş, çağ'nriar Istanbul'a
Bi helaliaşmak ister elbet, diğ'mi, ogtuyla!
Tıfoyken başardım bu aşk oy'nunu
Ohh dedim, göğsûne görndüm burnumu
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmakta olan devin
Daha başka tûraşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fıkrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim,
KİBAR HIRSIZIN TÜRKÜSÜ
Anamtn ipiyle indim gökdelen dammızdan
Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan
Taksinize mülkünüze dairenize...
Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlanmın
Beitedim seyyarenizi ve kenmeterinizi...
Gözlerinize baktm, mukaddes ciltterinize, büfelerinize
Vesairenize...
Şiir fenerimle de baktım, son çığhkl
Aşk yokmuş sizde beş paralıkl
Gkfiyorum ben boşçakaliar
Siçmışım ortalık yerinize
Kıçımın fosforuyta aydınlanın siz artık
VASİYET-I-
Beni kuzum Datça'ya gömün
Geçin Ankara'yı Istanbul'u!
Oralar ağzına kadar dolu
Alabildiğine de pahalı,
Örneğin Zincirlikuyu'da
Bir mezar 750 milyona,
Burası nispeten ucuzluk
Ortada katma tehlikesi de yok,
Hayırdua da istemez,
Dediğim gibi beni Datça'ya gömün
Şu deniz gören mezarlığın orda,
Define diye deşerierse ama, kanşmam ona!