20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Can Yücel isteği üzerine Bodrum'dan Datça'ya mavi yolculuktan sonra günebakanlarla uğurlanacak Sesmikaybetmeyen büge ozanTURGAYFİŞEKÇt 'Sesini Kaybetmeyen Şiir' adını verdi. ken- di sesiyle okuduğu şıir kasetıne. Sesi olma- yan şiirin insanlara ulaşamayacağını düşü- nüyordu. Daha yirmi dört yaşında yayımladığı ılk kitabı Yazma'da (1950) kışisel bır dil ve tu- tum ortaya koyabilmişti. HerBoydan(1959) adıyla yayımlanan çe- viri şiirleri çıktığmda da bu kendine özgü di- lin çevirilerde de kendini ortaya vurduğu gö- rüldü. Bu kendi sesiyleTürkçekonuşan şair. dil- de bir yandan kendine özgü vıırgu ve tonla- malar yaratırken, bir yandan da konuşma di- li, eski ve çağdaş şiir. geniş bır kültür ve dil bilgisine kattığı sevgi- alay-acı kanşımı duy- gu yoğunluğuyla da aydınlık. insancıl, top- lumcu, benzersız bir şiir yarattı. Bugün bu şiirin on beş kitaba yayılmış toplamı elimizde. Yeniden ve yeniden değer- lendirilmek üzere beklıyor Sonunda Sha- kespeare'den Şario'ya pek çok büyük sanat- çıda olduğu gibi Can Yücel de daha çok, ge- En güzel şürineson noktayı koydu Başbakan BÜLENT ECEVİT: Gençlik yıllanmın candan arkada- şı Can Yücel'ı yirirmekten, eşim de ben de derin üzüntü duyduk. MUZAFFER İLHAN ER- DOST: Can'ın dizeleriyle, "En uzun koşuysa Türkiye'de dev- rim", o. onun en engelli koşusu- nu koştu. Çağdaş sorgulayıcı. Protest. Asi. Devrim tutkusuy- la içten içe yanan uranyum to- pagı, korlaşmış şiir. Kendi be- denini eriten, bizi ışıtan ve ısı- tan. Kirlenen. kanlanan. kararan Türkiye coğrafyası. Can'ın *de- B"liğiyle ışıdı, umudu duyum- sadık gülüşümüzde. Kendi dizesı- ne su katarak: "Acıyorsam sana ta- butun rakı dolsun." HALİT ÇELENK: Can Yücel şıiri- mizde yeni bir çığır açmıştır. Kimi yerde sözcükleri çınlçıplak kullanması ayn bir özelliğidir. Türkiye gençlığinin önde ge- len devrimcileri Deniz Gezmiş, Hüseyin tnan ve Yusuf Aslan için yazdığı ve onlan Deniz'in kişiliğinde devrimin 100 metre ko- şucusu olarak nitelediğı şiir bunun ömeğidir. Can Yücel'in ölümü ile Türkiye özel bir şa- irini yitirmiştir. Işıklar içinde yatsın. MEMET FUAT: Sevgili Can Yücel... En güzel şiirim yaşamım derdi. En güzel şürine son noktayı koydu. Şairler ölmez! Şairlerin arkada bıraktıklan ölür. Başı sağolsun! SEMIH GÜMÜŞ: Can Yücel, bütün seven- lerinin Can Babası dâ ardında inanılmaz bir boş- luk bırakarak yürüyüp gitti. Nasıl bu kadar se- vildi, nasıl bu kadar konuşuldu. nasıl bu kadar iz bıraktı ve sonunda nasıl bu kadar yaralaya- rak gitti, hep anlaşılırdır bunlann. Konuşma di- lini ve siyasal tavn onun kadar yetkinlikle şi- ir diline sokan şairimiz olmadı. Bu denli kendine özgü oluşun bır sırn olma- lıydı, sanki doğaçtan gelen bir şiir yazdı; oy- sa bunun ardında bütün bir şıir birikimi oldu- ğunu biliyoruz. Büyük şairlerin ve yazarlann bıraktıklan boşluğu doldurmak hepten olanak- sız. Can Yücel'in de boşluğu doldurulamaya- cak. Ne ki, ardından koca bir şiir kalıtı bırak- tı, onu okuyacağız, öfkelendikçe ona sanlaca- ğız. çok. ama çok uzun yıllar boyu onu konu- şacağız, dillerimızden düşmeyecek... FETHİNACt: tstanbul'un fethinin 500. yıl- dönümünde tanışmıştık, yani 1953 yılında. Birtakım arkadaşlarla bırlikte şimdi Susam Bar denilen yere gitmiştik, Cihangir'de. Can Yü- cel de bir yerlerden çıkıp oraya gelmişti. O ak- şam tanıştık. Ankara'da 1959'da askerliğimi yaparken çok iyi arkadaş olmuştuk. Dost der- gisinde yaptığımız açıkoturumlarda hep Can Yücel de olurdu. Çok renkli, alabildiğine ze- ki birkişiliği vardı. Zaman zaman epey sert tar- tışmalanmız olmuşsa da bu dostluk bugüne kadar devam etti. Can için yüreğim yanıyor. ŞÜKRAN KURDAKUL: Hiç ölmeyecek- miş gibi yaşayanlanmızdan biriydi Can. 1952'de Londra'ya giderken tanımıştım. Çok lirik ve kendine özgü ince yergi öğeleriyle donanan şi- irlerle döndü. Onu, çağdaş şiirimizin öncüleri arasına katıveren dızelerdi onlar. Sonra ince yer- gi, toplumsal, haşin, bir okunuşta algılanan bir şiir atmosferine dönüştü. Bu şiirlerle, neredey- se, günümüzün Neyzen Tevfik"i çıktı ortaya. Ah- metOktay'ın 25 yıl önce. TRT adına hasta ya- tağında Halikarnas Balıkçımızla yaptığı bir röportajı ammsıyorum. Büyük usta, röporta- jın bir yerinde yattığı yerden fırlayarak 'Ben ökcek adam değUün yahu' demişti. Can Yü- cel'in de ölmeyeceklerden biri olduğunu dü- şünüyorum. ADALET AĞAOĞLü: Can Yücel, 'can havuyle' bile köküne kadar yergi ustası kaldı; ciddi bir muhalif. O sadece 'neş'e kederdenda- ha çok cesaret ister' demeye getirmemıştır. Eşitsizliklere, haksızlıklara, beyinleri kurut- maya yatkınlann yüzüne coşkuyla güle güle tü- kürerek yazmış, yaşamıştı. Bizlere de göz kır- niş kitlelerin hoşuna giden tavır ve kolay be- nimsenebılen dızelenyle anılacak. Ama hepsi bu mu? Onunla ılgili yazılmış belki de en bütün- lüklü ve önemli inceleme Selahattin Hi- lav'dan geldi. O sıralar (1990'lann başlan) Erdal Alo- va, hazırlayacağı bir 'Can Yücel Seçldsi' ile şairin ve şiirinin önemini ortaya çıkarmayı hedefleyen birçalışma içindeydi. Selahattin Hilav'ın yazısı da, sonradan çeşıtli telif hak- lan sorunlan nedeniyle gerçekleşemeyen bu kitaba önsöz olarak yazıl- mıştı. Can Yücel'in şiir- de ne yaptığının ve başansuıın tam olarak anlaşüabilmesi için mutlakabütününün büyük birdikkatle okun- ması gerektiğine inandığım bu yazıdan ki- mi yargılan yine de burada paylaşmak isti- yorum. "Can'ın şiiri, kültür. dünya görüşü, siya- sal bitinç ve özgür öznefljğin bir büeşimidir. Mitlerden ve Kutsal Kitap'tan gerçeküstücü- lereve 'beat generatıon' şairterine kadar tüm dünya külfürünün sözlü ve yazılı ürünleri içinden yolunu açan bir şiirdir bu. Dolayısv- la onun dünyayı algılamasında, akıl ve duy- gu gibi birbirinden hayti uzak nıhsal yetiler kaynaşnuş ve bir bütünlüge varmışür." ••• "Gercekşaiıier,diBa2atedenierdir,di- yebiüriz. Nitekim Can'da. tutsaklıktan kurfularakyaşamıniçyüzünüoriayadö- ken ve özündeki gizü hakikatieri de gös- teren bir diDe kaı-şı karşıvayız. Bu dil akıl öğretmez,efsanderi pekistirmez.kisilereta- puunanın, soyut hümanizma hayallerinin hizmetkâıtğınıyapmaz. Besinsel vednsd ac- hğı, idealler ve ilkeier ileri sürerek gözden kaybettirmez. Yaşamanuşhği ve hödükiüğü örten sulugözlülük ve yapmacık hassasrvet üretmez, bunlan başkaianna bulaşürmaz, kısacası, yalana hayat hakkı tanımaz." ••• "Can, Breton'un dediği gibi'sözcüğü kö- pürtmekle". şiiri sözcükten nşkuimakla, en uzak %« karşıt imgtkri çarpıştırnıakla ya da >an yana getirmekk kalmıyvr. Çağnşımsal olanaklannı sonuna kadar kullandıgı ve id- mi zaman 'kelime oyunlan'yla. cinaslarla bir başka vaşanıa kavuşturduğu sözcüğü, fi- nksel olarak değişjme de uğraüyor; nece ve harf düzenini altüst edi\ür; bildikkrimize benzeyen ama bir bakıma yepveni \« etkile- yki sözcükler >araayor. DUin \e söztüğün bu bicimde kullanılması. kurulu düzenin taşıyı- cısı ve koruyucusu olan beUi bir söyiemin >> kıma uğrablmasıdır ve şairin devrimci ola- bflmesi için, dikle ve deyişte kendi şiir devri- mini gerçekkştirme zonınluluğumı hem or- taya koyar, hem de bu zorunJuluğun nasıi aşıldıguu gösteriıf (Edebiyat Yazılan, Yapı Kredi Yayınlan, ss. 150-159) Aşk olsun sana!tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde önceki gün yaşamını yitiren Şair Can Yücd, vasiyeti üzerine Bodrum- Datça arasında günebakan çiçekleriyle yapılacak mavi yolculuktan sonra pazar güne Datça'da toprağa verilecek. Yaklaşık bir aydır kanser tedavisi gördüğü Tıp Fakültesi hastanesinde önceki gece saat 23.15 dolaylannda yaşamını yitiren Can Yücel, yann toprağa veriliyor. DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Alıcı, tüm uğraşılara karşın bedeni kuşatan Can Yücel, yalnızca o benzersiz sesiyle, benzersiz şiirler yazmakla kalmadı. Bu şiirin ve sesin duyulabilmesi için de çaba içinde oldu.Çok satışlı mizah dergilerinde şiirler yayımlaması, kaset çıkarması. sık sık oku- ma günleri ve toplantılara katılması hep bu çaba içindi. Yine 1990'lann başlannda şiirin sesini bir parça olsun basın yayın organlannda duyu- rabilmek için dokuz şair, altı ay süreyle şiir yayımlamama, yani şairler grevi yapma ka- ran vermiştik. Bu eylemimizi en iyi nasıl duyurabiliriz diye konuşurken en gerçekçi öneri Can Yü- cel'den gelmişti: "Dokuzumuzbirdentopiu- ca donsuz fotoğraf çektirelirn. O zaman her verde basılınz.r Can Yücel'in çevirmenliğı de ülkemızçe- viri yazını için benzersız bir deneyim olarak önümüzde duruyor. Birçok dünya şairini onun kaleminden 'Türkçe' olarak okuyabil- dik. Şiirçevirisi çeşitli olabilirliklere açık bir alan. Ne tür yapsanız olabilir. Düzyazıda ise durum daha farklı. Can Yücel'in Shakespe- are çevırileri ise bu alanın insanlan tarafın- dan çok tarbşılacaktır mutlaka Gerçek olan şu var Hiçbir Bahar Noktası (Bir Yaz Ge- cesi Rüyası) çevirisi, onun verdiği tadı ve he- yecanı veremeyecektir. Böyle olunca da ge- riye söylenecek fazla bir şey kalmıyor. Yabancı birmetne. yerli sözcükler koyma, böylelikle o metni tanıdık, bizden kılma, sanki çeviri degil, yerlileştirme çabası gibi görülebilir. Fırnnaçevirisinin elyazmalan, itkkezba- sılmak üzere Adam Yayınevi'ne geldiğınde Cevat Çapan'la bir bölümünü -o Ingilizce- sinden, ben Türkçesinden-, karşdıkh okumuş ve Türkçemetnin, aslının tam birçevirisi ol- duğunu görmüştük. Sonuçta. okurlann büyük çogunlugunun Can Yücel'i ve yapıtlannı sevdigini söyle- yebiliriz. Onun ağzından şiirlerini dinleye- bilmek için Açıkhava Tiyatrosu'na beş bin kişinin toplanması da bu sevginüı bir başka göstergesi. Şiirimizde açtıgı verimli vadi, Türkçe yaşadıkça çiçeklenmeyi sürdürecek. Hınzır âşıklann ellerindeki maytaplann uçu- şan ışıklan içinde onun şiir feneri zührc yıl- dızı gibi parlayacak. kanserin Yücel'i sevenlerinden aldığını belirterek "Kendisi kansere karşı büyük bir mücadete verdL Tedavisi boyunca bilinci açık kaldı. Çok değerli bir şairimizi y itirdik" dedi. Prof. Alıcı. Yücel anısına bir stand düzenlendiğini belirtirken ünlü şairin yaşamını yitirdiğini öğrenenler dün hastaneye akın etti. Yücel'in eşi Güler, oğlu Hasan ve kızları Su ile GüzeTin acılannı paylaşan dostlan, ülkenin çok önemli bir değerini yitirdiğini söylediler. Şairin eşi Güler Yücel, Can Yücel'in son isteklerini yerine getireceklerini belirtti. Buna göre Yücel, Bodnım-Datça arasındaki mavi yolculuktan sonra günebakan ve begonvil çiçekleriyle toprağa verilecek. Can Yücel için bugün saat 09.00'da DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bir tören düzenlenecek. Ardından karayoluyla Bodrum'a ulaşılacak. Saat 15.00'da Bodrum Müzesi önünde de tören düzenlenecek. Saat 17.00'de feribotla Datça'ya hareket edilecek. Pazar günü Eski Datça Mahallesi'nden ? günebakanlarla, begonvillerle uğurlanarak, köy mezarlığında toprağa verilecek. pa kırpa gitti. Vasiyet şiirinde beni Datça'ya gömün dile- ğınde bulunmuştu. ama benı 'Gömü sanıp de- şeıierse kanşmam ona', diye ünledi de. Ken- dine özgünlüğü ve özgürlüğü ile yaşacak can gömütünde. Bütün yakınlannın hepimizin, he- pinizin başı sağ olsun.Can hastalıgı sırasında çıkan Alavara'sını bana ÖDP yollan sana he- lal olsun diye imzalamış. kişiliği ile yanıbaşım- da hastahğmı hiç de ele vermeden keyifli ke- yifli durmasaydı bu adımı atabilirmiydim bi- İemiyorum. Yaşamayı. yaşatmayı 'ölecek ka- dar seven' Can. ATtLLA BİRKh'E: Bılinçli birısyanın, bi- linçli bir öfkenın. bilinçli bir kafa tutmanın in- sanıydı. Dünyaya, yerleşik düzene, zaman za- man da doğaya... Şiirinde de bu çok açıktı; ve ironi tabiı ki. Şiir yazmayı secmek, çeviri yap- mak 'yaşamına dayanlan' yerleşik düzene, sta- tükoya vs. karşı bence verdiği en güzel yanıt- tı. Şiinnden, yaşama biçiminden nefesinin so- nuna kadar ödün v ermeden yaşamak hiç kuş- kusuz büyük bir kahramanlık..."Şarabi bir is- vankâr" olarak şiin de, yaşam biçımi de hep belleklerimizde kalacak: kolay kolay unutula- maz CEVAT ÇAPAN: Can Yücel yalnız edebi- yatm degil, hayatın da can kaynaklanndan bi- riydi. Sevgisi. coşkusu. zekâsı. korkusuzluğu ve sözünü esirgemezliğiyle hepimize güç ve- ren bir kaynak. Güzel şiirleri, eşsiz çevirileri dostluk anılanyla kalbimizde hep yaşayacak. TUNCEL KURTtZ:Çok erken bir kayıp. Büyük bir şair, korkusuz bir hiciv üstadı. 'Hoş- çakahn boşçakallar/ Kıçımın fosforuy la aydnî- lanın siz artık' dıyebılen korkusuz bir şairdi. EDİP AKBAYRAM: Çoküzüntülüyüm. Ye- ri doldurulamayacak bir şairi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Can Yücellerbu ülke- ye zor gelir. Şiiri ve sanatı sevenlerin son yol- culuğunda onu yalnız bırakmamalanru diliyo- rum. ZELtHA BERKSOY: Çok üzgünüm. Türk şiiri büyük. bir ustasmı kaybetrj. Can Yücel, bü- yük bir şair, büyük bir zekâydı. Espri gücü çok kuvvetliydi. Şiirde tüm bunlan bir araya getir- mek nadir şaire nasip oluyor. Büyük zekâsı. esp- rileri. politik görüşü, evrensel bakış açısı ile çok büyük bir insandı. O, en usta, en duyarlı, en şa- kacı, en hümanist, en radikal olandı. GÜLTEN AKIN: Son derece ûzgünüm. En değerli ozanlanndan birini yitirdi Türkiye. Can Yücel'in değeri yalnız güzel şiir yazmasına ilişkin değildi. Can Yücel çok has bir kültür insanıydı. Bir dil büyücüsüydü ve az rastlarar dürüstlükte, dogrulukta, siyasal anlayış olarak da kendisini bugüne taşımış olan bir insandı. Yalnız ozan olarak degil, insan olarak yeri dol- durulamayacak. Bütün ülkeye başsağlığı dili- yorum. SEVGİ ÖZEL: Ne yazık ki çağdaş değerle- rin ve sanatın verileriyle beslenen tüm sanat- çılar gibi. o da mutsuzluğa itilmiş bir ustaydı. Ama tüm sanat insanlan gibi mutsuzluğa ye- nilmedi. Sanatın özgürlük ortamında yeşere- ceğine inanan ve bunu yaşama biçimi edinmiş bütün sanatçılar gibi ödünsüz yaşadı, sonraki kuşaklara paha biçilmez yapıtlarla yol açtı. 'O bizlm kankamız.' METtN ÜSTÜNBlAĞ: Can Baba, o bizim kanka"mız... Bir bilge, bir derviş o. Çük'ün- den aşşağı dünya. Bu hayata dair çok sahici, çok samimi bir damar. Hakıki bir şair o. Le- Man veya Öküz'de yazmadan önce de bir ruh birlikteliğimiz, gıyabi bir muhabbetimiz var- dı. Uzaktan, görüştükçe sevişirdik. Beni hüzün- lendiren tek şey ise tevellüt dolayısıyla birbi- rimize geç kahnamız ve birbirimizi çabuk kay- bedeceğimiz gerçeği. NtHAT GENÇ: O bizim dergimizin büyük kaptanıdır. Yenilmez armadamızdır... Geri adım atmadı. Tükürdüğünü yalamadı. Yakın tarihi- mizin en tatlı ışığı, en neşeli isyanı. Iç taşkın- lığını, bembeyaz saçlanna. son nefesine kadar tutkuylasaklamışbudev şairin koşusuna ayak uydurmak ne kadar mümkün. Kan ve acıyla do- lu dudaklanmıza, en dipsiz uçurumlara neşe ve kahkahayla 'aman sen de' deyip atlaması- nı öğretti. MEHMETÇAĞÇAĞ: Mizah duygusunun, ruhuna ve diline kattığı güzelliğın yarattığı ha- leyi insana çok yakıştınnm. Işte Can Baba da o yakışıklılardandır, benim için babalann ba- basıdır. LeMan'a kanldığı zaman, sanki Can Baba hep aramızda, LeMan'm sayfalannda varmışçasına şaşırmamış, doğal karşılamış- tım. CAN BARSLAN: Can Baba'yı ilk kez, üç yıl önce LeMan'ın düzenlediği Can Yücel ge- cesinde görmüştüm. Bembeyaz sakallan ve saçlanyla Noel Baba figürünü anımsatan, son derece sevimli, ama aynı oranda muzip ve mu- zır bir koca adamdı. Okuyucusu ya da çalışa- nı olarak tamamen bir genç alanı olan mizaha ve LeMan dergisine bu kadar çok yakışan ve bu kadar çabuk kaynayan birisi olması, onun ne denli inanılmaz bir genç yürek ve beyin ol- duğunun en iyi kanıtı... ENDERÖZKAHRAMAN: Can Yücel, Ney- zen Tevfik'in sürdürdüğü gelenek içinde do- lambaçsız bir dille yazdığı şiirlerin belki de en güzel tarafı, hiçbir hamasi emele alet edileme- yecek kadar ıronik bir üslup taşımasıdır. Pey- niri düşürmeden tilkiyle laflamak isteyenlerin Can Yücel'den öğrenecek çok şeyi var.. REQUIEM Dr. Mehmet Şen'e Boynum kıldan ince ölüme, -Değil mt ki şd illetten iğne- ipflğe dönmüş bedenim- Ve Ölüm ki benim bu ölümlü dünyaya gelmemte Beraber dünyaya gelen maşatlahı var oğlum, Ona ben analık ettim, onu ben elimde büyûttüm Ona şu kadarcıktan bu boya ben getirdim Yedim yedirdim, içtim içirdim, kustum kusturdum Onu sütûmte, onu kanımla, onu aklımla besledtm Nereye gittfysem, ölümüne kadar, yarnmda götûrdüm Ne zaman aşkımı öpsem, ona da öptürdüm Ben gençken o da gençti, ihtiyanm o da Fhöyar Stperterde omuzomuza döğüştük o diyar bu diyar Kimi de nefsimizle banşık, bahtryar mı bahtiyar ŞHr düzerken tüykalemim oynatırdt kıytsından, Onu unuttuğum da oldu, ölümcül mü ölümcül bir ihmal! Hatırladığımda ama, öyte yanm yaşadığıma bin pişman... O denli unutkanlıkianm için mi şimdi bu intikam? -Adaam sen de, bir ben miyim âlemde oğlu hayırstz çıkan! Ki saldın bu habis Haşhaşiyûnu, 'lan, günahı boynuna', Anarşist bir Urartuiu ur musallat ettin boynuma! Truva'da Tahta At güya, içinden uğruyortar dışan Çoğaidıkça çoğaian o maraz, o haşan höcreler Farkındaysalar da kıyımın, tutamjyorlar zaar kendHerini Yazık, benle koyunkoyna onlar da verecek son nefeslerini!.. Gel bakalım diyorum, gidiyoruz senle, namızsız oğul! Oğul verdikçe veren o belalılan da atayımtza kabp Neş'eye neşkteter okuya okuya, iyi sufardan aşağı Gidiyoruz o ölümsüz Allahrahatlıkversinlere doğru.. Sizin de içiniz rahat olsun, ey arkada kalantar Bundan böyle size anakarada ölüm yokl.. (öküz55,Aralik1998) HAYATTA BEN EN ÇOK BABAMI SEVDİM Hayatta ben en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardanbitme bir çocuk Çarpık bacaklanyla-ha düştü, ha düşecek- Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyte sevdim Bitmezdi ki oturduğumuz semti Getdi mi de gidici-hep, hepp aceie işi!- Çağın en güzel gözlü maarif mûfettişi Atlastan bakardım nereye gitti öyle öyle ezber ettim gurbeti Sevinçten uçardım hasta oldum mu 4O'ı geçerse ateş, çağ'nriar Istanbul'a Bi helaliaşmak ister elbet, diğ'mi, ogtuyla! Tıfoyken başardım bu aşk oy'nunu Ohh dedim, göğsûne görndüm burnumu En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmakta olan devin Daha başka tûraşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fıkrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim, KİBAR HIRSIZIN TÜRKÜSÜ Anamtn ipiyle indim gökdelen dammızdan Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan Taksinize mülkünüze dairenize... Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlanmın Beitedim seyyarenizi ve kenmeterinizi... Gözlerinize baktm, mukaddes ciltterinize, büfelerinize Vesairenize... Şiir fenerimle de baktım, son çığhkl Aşk yokmuş sizde beş paralıkl Gkfiyorum ben boşçakaliar Siçmışım ortalık yerinize Kıçımın fosforuyta aydınlanın siz artık VASİYET-I- Beni kuzum Datça'ya gömün Geçin Ankara'yı Istanbul'u! Oralar ağzına kadar dolu Alabildiğine de pahalı, Örneğin Zincirlikuyu'da Bir mezar 750 milyona, Burası nispeten ucuzluk Ortada katma tehlikesi de yok, Hayırdua da istemez, Dediğim gibi beni Datça'ya gömün Şu deniz gören mezarlığın orda, Define diye deşerierse ama, kanşmam ona!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle