20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE 8 HABERLER Kişi başına düşen milli gelirin azlığı, gelir dağılımı bozukluğu ve terörün yükselişi, eğitimin yetersizliğinden kaynaklanıyor Eğitiıııdo yoksul bir ülkevizLATİFMUTLU Türkiye, dünya coğrafyasına bakıldığında ılıman kuşakta ve dünya haritasının tam orta yerinde görû- lüyor. Üç tarafı, içi balıklarla dolu denizlerle çevrili. Verimli topraklan, billur ınnaklan, buzdankaynak- lan var. Yeralti maden kaynaklan dünyayı kıskandıracak kadar bol ve zengin. Demir yataklan yanında, dün- yada ikinci zenginlikte krom yataklan var. Krom gi- bi, stratejik ve ender bulunan bor mineralinin dünya- dakı en büyûk yataklan Türkiye'de. Balıkesir/Bandır- ma'da. Cam sanayiinin ikinci tüketim kalemi olan soda, yurdumuzda doğal olarak bulunuyor. Kömür için ka- zı yapıhrken tesadüfen bulunan doğal soda (trona) Ankara/Beypazan' nda. Ağır sanayinin vazgeçilmez madeni vvolfram Ulu- dağ'ın tepesinde. çok değerli ve ender görülen mo- libden minerali de Uludağ'ın arka eteklerinde. Doğaldır ki, 'Cumhuriyet' gazetesinin aydm oku- yuculannca ülkesı ve ülkesinin zenginlikleri en ince detayma kadar bilinmektedir. Burada ülkemizin zen- ginliklerini anımsatmanın amacı ne olabilir diye me- rak edenler olacaktır. Konuya girmeden, bir de kısaca orman zenginli- ğimize birgöz atalım. Ülkemızın yüzde 26'sı orman- larla kaplı. 20 milyon hektar ormanımız var. Yansı- na yakın bir kısmı bozuk ve az verimli, 10 milyon hektar iyi vasıflı ve verimli. Turistik plajlan, yaylalan, ruha huzur veren dağ- lan, bitmez tükenmez estetik güzellikleri saymadan geçebiliriz, ama bu topraklarda bizden önce yasamış atalanmızın bıraktığı paha biçilmez tarihı eserleri ve kalıntılan görmezlikten gelemeyiz. Özetleyerek yukanya aldığımız bu bilgileri okul sı- ralannda iken öğrenmiştik. Ulkemizi çok sevdiğimiz için, gurur verici, cesaretlendirici ve Türkiye'nin gû- cünü belirleyen bu değerleri unutmadık. Gerçekten Türkiye dünyanın neresinde? Bütün ih- C umhuriyetin 75. yılında Cumhuriyetin eserlerinin envanterini gördük. Nereden nereye gelmişiz. Şu kadar okuldan bu kadar okula, nüfusa, uçağa, trene, her şeyimiz artmış ve artmakta. Bir önceki yıla göre daima ilerdeyiz. Kalkınma hızı, son 10 yılın ortalaması yüzde 5.5. Avrupa Birliği'nde ise bu ortalama yüzde 2'de kahyor. tişamı ve heybetiyle hep aynı yerde, Doğu uygarlığı ile Batı uygarlığı arasında. çok stratejik bir konum- da. Eskı uygarlıklann çok bol olduğu ülkede yeni bir uygarlık oluşturarak ilerlemekte ve yükselmekte. Cumhuriyetin 75. yılında Cumhuriyetin eserlerinin envanterini gördük. Nereden nereye gelmişiz. Şu ka- dar okuldan bu kadar okula, nüfusa, uçağa, trene, her şeyimiz artmış ve artmakta. Bir önceki yıla göre da- ima ilerdeyiz. Kalkınma hızı, son 10 yılın ortalama- sı yüzde 5.5. Avrupa Birliği'nde ise bu ortalama yüz- de 2'de kahyor. Oh ne âlâ! Birkaç on yıl sonra biz de Avrupa sevi- yesine ulaşır ve keyifli bir yaşama kavuşuruz. Avrupa cidden güzel yaşıyor. Bu yeryüzünde biz- den 10 yıl daha fazla kalma şanslan var. Almanya'da Frankfurt'taki bir fabrika işçisi Al- man veya büro memuru, hafta sonu Lufthansa'ya at- layıp tstanbul'agelerek Hilton'da iki gün dinlenir, pa- zartesi işine dönebilir. Yapacaği masraf onun bütçe- sini sarsmaz. Bizde değil bir işçi veya memur. lstanbul valisi ve- ya Istanbul Üniversitesi rektörü, hafta sonunu Frank- furt'ta geçirmeyi aklından bile geçiremez. Sahi, okulda bize öğretilen ormanlanmız ne du- rumda? Yine 20 milyon dekar mı? Bilemiyonız? Ormanlarla ilgili olarak bilinen bir gerçek şu: Or- manlanmızı bakım. muhafaza, koruma, yenileme ve işletme için teslim ettiğimiz 'kurumlar', her yıl ol- duğu gibi geçen yıl da zarar ettiklen için devletten tam 24 trilyon TL almışlardır. Üstelik ormanlan ke- sip biçerek. odun ve tomruk olarak sattıklan ve ihraç ettiklen halde. Maden işlerimiz, Türkiye'nin geri kalmışlığının bir belgesi. Bazı düşünürler madenlerin ham olarak, topraktan çıktığı gibi ülke dışına ihracını geri kalmış- lığın bir özelliği olarak kabul etmektedirler. Bor mineralleri. ham ve yarı mamul, molibden, vvolframı tamamen ham olarak ihraç ediyoruz. Dünyanın Rodezya'dan sonra en zengin kromlan- nı ham ve az bir kısmını da yan mamul (feno krom) olarak ihraç ediyoruz. Doğal sodaya (trona) el sürmeye cesaret edemiyo- ruz. Dünya tröstleri bizi şaşırtıyor ve yanıltıyor. Eğer bir gün tronayı bir mühendis grubumuz işletecek ol- sa Asya ve Avrupa soda piyasasının tamamı elimize geçmiş olacak. Bilinen yataklann zenginliği, 200 yıl Asya ve Avrupa "ya yetecek kadar. Hiçbir işlem yapmak gerekmiyor kullanılması için. Pompa ıle yeryüzüne çıkanlacak ham soda yıkanıp temizlenecek, ambalajlanıp sevk edilecek durumda. Ama şimdilik böyle duruyor. Ben inanıyorum ki ül- kemizde hızla artan üniversıtelerin yetiştireceği mü- hendisleryakın birtarihte bu madeni işletecekler. Ye- ter ki üniversitelerimiz çoğalsm ve piyasanın bekle- diği girişimci, işietmecı ve teknik personelımizi ye- tiştırsın. Madenlerimi/in islenmeden ham madde olarak ih- racu ormanlann, K1T gibi de> lete yük olması, doğal, zcnginliklerimiz ve turistik >erlerimizin gereğince de- ğerlendirilmemesi. kişi başına düşen nıilli gelirin az- lığı. gelir dağüımının bozukluğu, terörün yükselişi ve diğer bütün olumsuzluklaruı temelinde ülkemizdeki eğitimin yetersizliği yatmaktadır. Genel egitim düzeyimizin 3.5 yıl olduğunu hesap- layan ve hâlâ ilkokulu bitirmediğimizi öne süren gö- rüşler var. Kesin olan, 9 milyon okuryazarolmayan vatandaş- lanmızın varlığı, yükseköğretimde okullaşmanın ye- tersizliği. llköğretim ve ortaöğretim görmüş ınsanlar, sana- yi devriminde ve devamında yeterli idi. Bilgi çağındayız, bu iki eğitim kurumu artık temel egitim durumunda. Lise mezunlan geçimlerini sağlayacak bir beceri ve yeteneğe sahip olmadan hayata baş- lamak zorunda kaldığı için mezunla- nn %15'i işsiz. Diğer büyük bir kıs- mı ise gizli işsiz. Uretime katkılan küçük. Yükseköğretim çağındaki gençle- rimize bilgi ve beceri kazanmalan, bir sanat veya iş veyahut daha yüksek bir yetenek kazandırmak için çok miktarda okutmalıyız. Okumak iste- yen her gence dilediği dalda okuma olanağı verecek yükseköğrenim ku- rumlannı açmalıyız. Yükseköğrenimde okullaşma ora- nı Vo50'ye ulaşıncaya kadar insan kaynaklanmızı okutmalıyız. Halen, bunlann ancak %25'ine bu olanağı verebi- liyoruz. Atatürkün özlemini duyduğu ve hedef ola- rak bize gösterdiği çağdaş uygarlük düzeyine ulaşmak için yükseköğretimde okullaşma oranı %50 olmalı. (2) EGİTİM HARCAMALARI KARŞILAŞTIRILMASI KAMU Ülkeler AJmanya Fransa Ingirtere Italya Türkiye Öğrenci başına yılda$ 5.663 4.965 4.564 4.573 172 Kişi başına yılda$ 8 9 0 1.108 770 921 112 Kaynak: Eğitimin Ekonomisi, Latif Mutlu, Bin nüfusta öğrenci sayısı 2.770 2.665 1.543 2.182 1.112 lstanbul Kamu eğitim harcaması miiyar $ 64 95 4 8 5 3 6 1999. Geçen hafta Cumhuriyet gazetesinde, değerli ya- zar Demirtaş Ceyhun'un bir yazı dizisi çıktı. Orada gerçeği yansıtmayan, aynca bugünkü çağdaş dünya- nın gidişine uymayan görüşler vardı. Bu sebepten dolayı o yazı dizisiyle ilgili bir açık- lama yapma zarureti doğmuştu. Dünyada da yüksek öğrettm paralı Yükseköğretim, eski Arnavut- luk, tran, Afganistan ve Yunanis- tan gibi bazı ülkelerde parasız. Bu yüzden bu ülkelerde verilen eği- tim yetersiz. Yunanistan, gençler- den gelen yükseköğretim talebi- ne cevap veremediği için 50 bin insam ülke dışında eğitim olana- ğı anyor. Aynı sebepten dolayı Yunanistan Avrupa Birliği'nin en fakir ülkesi. Doğudan Japon- ya'dan başlayalım. Japon muci- zesi diye anılan üretim patlama- sı, Japon eğitim sisteminin bir başansıdır. Japonya'da 874 özel üniversiteye karşılık 300 ci- vannda devlet üniversitesi var. Hepsi paralı. Devlet 500 alıyorsa, özeller 1000 alıyor. Japonya'da parasız yükseköğrenim yok. Çin Halk Cumhuriyeti'ni ziyaretimizde, 627 üni- (1) DÜNYADA YÜKSEKOGRETIMİNDE GELİŞMELER Dünya ortalaması Dünya Ortalaması Türkiye Genel Türkiye Açıköğretim Gelişmiş Ulkeler Kuzey Amerika Gelişmekte Olan Ulkeler Azgelişmiş Ulkeler Okullaşma oranı % 1985 12.9 11 8.6 39.3 61.2 6.5 2.5 1995 16.2 21 12.2 59.6 84 8.8 3.2 Kaynak: Eğitimin Finansmanı, LATİF MUTLU 1999 YAYINI (3) BAZI OECD ULKELERINDE KAMU BUTCESINDE EĞİTİME AKTARILAN PARALAR Uikeler AT Ortalaması OECD Ülkeleri Dünva Ortalaması ABD Almanva Fransa Italva Yunanistan Türkiye Oârenci başına 6.585 5.936 3.370 16.262 8.897 6.569 5.013 2.716 755 Kişi başına - _ 1.390 1.250 1.242 1.079 214 82 Yükseköğretimde çeşitli dallarda halen 1.250.000 öğrencimiz var. Bu sayıyı ilk hamlede. daha fazla gencimizi telef etmeden, hemen 2.5 milyona çıkar- malıyız. (BKZ. TABLO 1) EĞİTİM, DEVLET BÜTÇESİNİN VEREMEYECEĞI KADAR PAHALI Bilün ve teknolojınin gelişmesine paralel olarak yükseköğretime talep artıyor. Aynı zamanda altyapı için gerekli olan araç-gerecin çeşitliliği ve değerde yüksek oluşu. eğitimin maliyetini arttınyor. Avrupa'da nüfus bakımından bize yakın 4 ülke ile karşılaştırma yaptığımtzda karşınuza ibret verici tab- lo çıkıyor. (BKZ. TABLO2) Bu tablo durumumuzun fakirliğini ve çaresizliği- ni açıkça gösteriyor. Almanya, Fransa, Ingiltere ve Italya nüfus bakımından yaklaşık aynı, yine aynı ik- lim kuşağında ve bize göre hepimiz Avrupa 'dayız. A- ma bu ülkeler Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büt- çesi kadar bir parayı insan kaynaklannı yetiştirmeye harcıyor. Diğer bir kanıt daha görebiliriz. Yayına ha- zırlanmakta olan EĞÎTÎMÎN FİNANSMANI adlı ki- tabımızdan bir alıntı yaparak başka bir karşılaştır- mayı aşağıya ahyoruz. (BKZ. TABLO 3) Bu tablo da böyle. Işte biz böyleyiz. Başka nasıl olabiliriz. Pekâlâ işlerimiz ilerliyor, ülke her yıl %5.5 zenginleşiyoy, daha ne isteyelim diyemeyiz, çünkü dünyadan ve Yunanistan'dan geri kahyoruz. Onlann %2 kalkınması bizim %100'ümüzden fazla. Peki ne yapalun? EKONOMİ YÜKSEK OLDUĞU İÇİN Mİ OKUYANLAR ÇOK Dünya ülkelerinde, yükseköğrenimde okullaşma oranlannı sıra ile alt alta yazsak. karşısına da o ülke- de kişi başına gayri safi milli gelirini yazsak, bu iki değerin paralelliğini açıkça görebiliriz. Ek Tablo I. Fert başına milli gelir azalıp çoğaldıkça, yükseköğ- retimde de okullaşma oranı aynı şekilde azalıp çoğa- lıyor. Bu ülkelerde üretime katkıda bulunan insanla- nn, yani yükseköğrenim görerek beceri kazanmış iş ve meslek sahibi kişilerin çokluğuna bağlı olarak ül- kede gelir artişı oluyor. DlE'nin yaptığı 1994 tarihli hane halkı geliri an- ketinin sonuçlanna göreTürkiye'de öğrenüne göre ai- lelerin ortalama gelirleri: (BKZ. TABLO 4) Açıkça görüyoruz ki eğitim düzeyi yükseldikçe fertlerin gelirleri artmakta. Istatistikler ve gerçek ha- yat, fertlerin eğitim seviyesi yükseldikçe gelirlerinin arttığını gösteriyor. Fertler zenginleştikçe ülke de zenginleşiyor. Yükseköğretimde okullaşma oranı arttıkça ülke nüfus oranında yavaşlama olmaktadır. Aynca yaşam süresi de artmaktadır. Demirtaş Ceyhun'un gdrttslerl güncel deflll Demirtaş Ceyhun şiirsel kitaplarla gönülleri fethe- derken övünç kaynağı idi. Kitaplan olduğu kadar ye- tiştırdıği evlatlan da insanlığı aydınlatıyordu. Alman- ya'da parlamentoya girmeyi başaran Ozan Ceyhun'un ünü buralara kadar gelıyor. Doğaldır ki bu genç. babasından ve devam ettiği okullardan iyi kazammlarelde ederek yükseldi. Oku- masaydı ne olurdu? Demirtaş Ceyhun, vakıf ve özel eğitime düşman- lık için kendini şartlandırmış ve sıkıntıya sokmuş. Birkaç ay önce, eski özel yüksekokullan karalayan bir dizi yazı yazdı. Neredeyse 30 yıl önce meydana gelen, yaşayan ve ölen o okullann ardından konuş- manın doğrusu kimseye pek faydası yok. Bizde 'ölû- nûn ardından konuşulmaz' diye bir deyım vardır, bu versitesinin paralı duruma geçtiğini gördük. Inter- netten, bu devrimin devam ettiğini okuyoruz. Rusya ve bağlı devletlerde 180'den fazla özel üni- versite kuruldu. 70'i Amenkalı girişimcilere ait Hep- si paralı. 10 yıl önceki koyu Leninist yazarlar: "En önemK itid gûcfin para olduğunu kabul etmek zorun- da kaldık*1 demeye başladılar. Ingiltere: Göriilmeye değer. Devlet, beş yıla kadar eğitimden tamamen çekilecek deniyor. Hem de Tony Blair'in ifadesiyle. ABD: Lise sona kadar eğitim ta- mamen parasız. Kitap, taşıma, yemek, devletten, pa- rasız veriliyor. Ama yükseköğretime gelince parasız hiçbir hizmet yok. Burs sistemi iyi çalışıyor. Türkiye'ye gelince: Anayasa gereğince ilköğretim parasız oiması gerekirken, devlet zorda olduğu için ilköğretim öğrencilerinden ve liseden para alıruyor. Yükseköğretim, yasalanmıza göre paralı oiması gerekirken parasız sürüp gidiyor. Yüzde beşlik bır (4)TÜRKİYE'DE ÖĞRENİME GÖRE AİLELERİN ORTALAMA GELİRLERİ Eğitim Düzeyi Okuryazar değil Okuryazar, Okul Bitirmedi llkokul Ortaokul Ortadengi Meslek üse Use Dençji Meslek Yüksekokul Master Doktora Toplam ve Ortalama Fert Sayıst 4.439.868 1.858.834 14.768.515 2.244.801 31.379 2.420.557 546.770 1.301.763 31.128 20.457 27.664.088 Milyon TL. 30 57 68 87 6 6 135 107 268 585 449 80 Dolar$ 1.004 1.325 2.308 2.915 2.231 4.550 3.612 9.016 19.704 15.125 2.689 deyim bu konularda da geçerli. Sayın Ceyhun, bu kez yine eski özel yüksek okul- larla birlikte bugünkü vakıfiara karşı anlamsız bir ka- ralama ve yakıştırma çabası ile ortaya çıktı. Yazı dizisinde, eğitimin kalitesi. yaran ve gereği- ne hiç temas edilmeden sanki bilinen çok kötü bir ola- yı aktanr gibi davramyor. Ona göre vakıf, kazanç ve YÖK izaha gerek kalmayacak kadar fena kurumlar imiş gibi bir tutum içerisinde. Oysa ki bir anayasal kuruluş olan YÖK'ün Türk eğitimine katkılan orta- da. Sayın Ceyhun bunu vakıf üniversitelerini görme- den, belirli bir tenkit konusu ortaya koymadan, ah, bunlar yok mu! şeklinde anlamsız yakınmalar yapı- yor. Yazı dizisi biterken, benim yönetim kurulu baş- kanı bulunduğum Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı'nca kurulan lstanbul Bilgi Üniversitesi'nin değerli deka- nının 35 yıl önceki görevinden doğan düşüncesine de yersiz ve gereksiz olarak temas etmektedir. Demir- taş Ceyhun üniversitemizi ziyaret etseydi doğru bil- giler alu1 ve böyle yanlış düşüncelere saplanıp kal- mazdı. katkı payı alınıyorsa da öğrencinin sağlık ve beslen- mesine harcanıyor. Demirtaş Ceyhun'un söylediği gibi Türkiye'de özel üniversite henüz yok.Vakıflann kurduklan üniversi- teler Tüzelkişiliği haiz kurumlardır. Kanunla kuru- lan bu üniversiteler tüzelkişilik kazandıklan için, pa- rasal yönden kurucu vakıfla ilgisi kalmıyor. Devlet üniversitelerinden farksız. Olkemizde 100 devlet üni- versitesinin yanında 100 tane vakıf. şirket ve kişile- re ait üniversiteler, serbest rekabet ortamında genç ku- şaklan yetiştirme yanşına girdiklerinde ülkemizin dünyadaki saygın yerini almaya başlayacağına inanı- yoruz.Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişme- ler îkinci Cihan Savaşı'ndan sonra baş döndürücü bir hızla gelişti. Uluslararası ilişkiler karmaşık ve girift bir hal aldı. Mal ve hizmet üretimi için, becerikli, uz- man personele ihtiyaç var. Uluslararası ilişkiler ve ti- careti ülke lehine yönetecek iyi yetişmiş aydınlara ih- tiyaç var, madde sermayenin ve emeğin yerini bilgj- li insanlar, 'insan sermayesi' aldı. Avrupa'da sanayi devrimi yaşanırken Osmanlı top- lumu hiç ilgılenmedı, hatta habersizdi. Şimdi yeni bir çağ, yani 'bflgi' çağmı yaşıyoruz. Bu çağı başlatan ve yaşatan ülkeler birbirleri ile yanş içinde. Başta ABD ve Kanada, yükseköğretim çağındaki nüfusun %80'uıi bir yüksekögretımden geçinyor. Bu- na rağmen Bill Clinton, "En önemli sorunumuz eği- Ojndû-" diyor ve 15 yıl süre ile peş peşe yapılacak eği- tim reformlanyla kaliteyi yükselteceğini ilan ediyor- du. Aynı şekilde Avrupa'da yükseköğretimde okullaş- ma %50-60'lan aştı. Ingiltere daha kaliteli eğitim ve- rebilmek için 5 yıl içinde tüm egitimi özelleştirece- ğini ilan ediyor. Rusya ve eski SSCB'nin yerine kurulan devletler- de yükseköğretimde okullaşma oranı yüksek olduğu halde yabancı uyruklu girişimciler okul ve üniversi- te açarak eğitimi daha yaygmlaştırmak için çalışı- yorlar. Rusya'da Perestroika'dan sonra yabancılann kurduğu üniversitelerin hepsi paralı. Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Fransa'nın I995"ten beri eğirimde reform hareketi başlattıklan ve sürdürdüklerini lnternetteki Web sayfalannda gö- rüyoruz. Dünya ülkelerinde yüksek eğitim ile ekono- minin ilişkisini gösteren Ek Tablo I'dedir. Burada açıkça şunu görüyoruz. Bir ülkede yükseköğretimde okullaşma oranı ne kadar yüksekse o ülkede kişi başına düşen gelir de aynı oranda yüksek. Eğitim seviyesi düştükçe gelir de azahyor. Bu tablo dünya nüfusunun tamamına ya- kınını ve tüm ülkeleri kapstyor. Yayına hazırladığım 'Eğitim Sistemünizin GeKş- mesi için Yasa Önerfleri' isimli son kitabımda bu ko- nu etrafiıca incelenmiştir. Ek Tablo 2 de, eğitilmişlerin (yüksek) daha kolay ış bulduklanru gösteriyor. Lise ve ortaokul mezunla- n hayatlannı kazanabilecekleri bir beceriye sahip ol- madıklan için işsiz. Ailesine ve toplam yük 11 no'lu çizelgede yükseköğretim görenlerin %86'sının iş bul- duklannı ve diğerlennin ıstıhdam sorunlannın daha fazla olduğunu gösteriyor. Ek Tablo 3 de, eğitim seviyesi yükseldikçe kişinin gelirinin arttığını açıkça gösteriyor. Böylece en iyi iş bulan, en çok kazanan, en çok vergi veren yükseköğ- retimden geçenlerin arasında olduğu kanıtlanmışolu- yor. Yükseköğretim görenler çoğaldıkça nüfus aröş hızı ve çocuk ölümlerinde azalma oluyor. Yükseköğretimin gereği ve yaran için bu kadar bilgi yeterli. Türkiye'de yasalanmız eğitimin gelişmesine ve yaygınlaşmasına engel oluyor. Çünkü yasalanmız Lozan zaferinin verdiği şevk ve heyecan ile dışa ka- palı olarak düzenlenmiş izlenimini veriyor. 625 sayılı Özel Öğretim Kanunu yabancı girişim- cilere kapalı olduğu gibi, yabancı uyruklu öğrencile- re de kapalı... Anayasamız tamamen devletçi bir düşünce ile ya- zılmış. üniversiteler devlet tekelinde. Yapılan bir değişiklikle kâr amacı olmayan vakıf- iara yükseköğretim kurumu açma izni veriyor ise de yeterli teşvik olmadığından beklenen gelişmeyi gö- remiyoruz. Japonya'da üniversitelerin %70'i özel. bizde öğrenci sayısı bakımından %3. Yükseköğretim, paralı olmadıkça gelişmesi zor. Yükseköğretimin kurumsal iki etkisi var: a. Eğitim alanının bilgisi ve statüsü yükseldiği için toplum içinde itiban ve geliri yüksek oluyor. b. Eğitimli kişiler arttıkça toplumun kalitesi yük- seliyor. Bu nedenle eğitim için gerekli masraflan, ondan yararlanacak iki tarafın karşılaması gerekiyor. R usya ve eski SSCB'nin yerine kurulan devletlerde yükseköğretimde okullaşma oranı yüksek olduğu halde yabancı uyruklu girişimciler okul ve üniversite açarak eğitimi daha yaygınlaştırmak için çalışıyorlar. Rusya'da Perestroika'dan sonra yabancılann kurduğu üniversitelerin hepsi paralı. Esasen Yükseköğretim Kanunumuzun 46. mad- desi öğrenci katkı payı ile devlet katkısının yapıhş şeklini düzenlerken devlet katkısının, eğitimin rnali- yetının yanstndan az olmayacağını hükme bağlamış- tır. Eğitim giderlerinin en az %50'sini karşılarnak du- rumunda olan devlet, bugün %95'i kadannı karşıla- makta, öğrenci ancak %5'ini katkı payı olarak ver- mektedir. fngiltere İşçi Partisi iktidara gelir gelmez 'parasız yükseköğretim devrinin kapandığuu' ilan et- ti. Halen Ingiltere'de öğrencılerden yılda 1000 ster- lin aluımaktadır. Beş yıl içinde reel giderleri öğren- cilerden alacaklar. Türkiye'nin birinci sorunu egitim. Eğitim sorunu çözülmedikçeTürkiye'nin hiçbirsoru- nu çözülemez. Sayın Demirtaş Ceyhun'un bu yıl ÖSS sınavı sonucunda elenip bir tarafa atılacak tam bir milyon gencimizin gelecekleri için bir düşüncesi var mı? Ne olacak bu genç insanlar. Yurtdışında öğrenim olanaklan arayan 50.000 öğrencimizden haberi var mı?Çağdaş bir egitimi yerinde görerek değerlendir- me yapması ve gelişen dünya şartlanna uyum sağla- mak üzere eğitim sistemimizüı yönlendirihnesi için yapılan araştırmalarkonusunda bilgilendirilmek üze- re kendisini vakfımıza davet ediyorum. Bu söz benim değil. 18 Nisan seçimlerine giren 20 siyasi partiden 12'si de programlarrnda, seçim bildir- gelerinde eğitimin, Türkiye'nin öncelikli ve birinci sorunu olduğunu bildirmişlerdir. Böylece Türkiye'nin, eğitiminin önünde duran en- gelleri kaldıracağını ümit etme hakkımız doguyor. Mecburi eğitim 8 yıla çıktığı için 5 yıl sonra üni- versite smavına gireceklerin sayılannda bir patlama olacaktır. Şimdi 1.5 milyon aday var. 2004 yılında yükseköğretim isteyenler 2 milyonu bulacaktır. Bunu şimdiden düşünüp önlem almalıyız. LATÎF MUTLU lstanbul Bilgi Üniversitesi Kurucu Not: Bu konuda karşı fîkri olanlar veya daha uy- gun ve kullanılabilir fıkirleri olanlann düşüncelerini bildirebilecekleri adres: a) Latif Mutlu, lstanbul Bilgi Üniversitesi, Kuşte- pe 80310, Şişli - tstanbul. b) Faks:(0212)216 25 31 c) e.mail:[email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle