23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE 14 KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr Aydm Teker'in 'Glass in Glass out' başlıklı koreografisi Royal Festival Hall'da ilgi gördü Londra'da camlarLa içli chşh Kubrick'in vasiyet filmi 'Artifical Intelligence' Kültür Servisi - Ingiliz yazar Brain AJdiss'ın kaleme aldığı kısa bir öykü olan 'Super- Toys Last All Summer Long', 1969'da ilk yayımlandıgı zaman büyük ilgi görmüştû. Kitaba ilgi gösterenlerden biri de ünlü yönetmen Stanley Kubrick'di. Kubrick yıllarca Aldiss'in bu hikâyesinden oluşturduğu bir film olan 'AT (Artificial InteUegence)'ı yönetmek için zaman kolladı. Kubrick'in yakınlan bu fümin yönetmenin 'Eyes Wkle Shut'dan sonraki projesi olduğunu be'lirtiyor. Hikâyede, robot olduğunun farkında olmayan genç bir çocuğun acıklı durumu anlatıhyor. Kubrick bu temayı geliştircrek sular altında kalmış olan'geleceğin New York'una taşımıştı. Bu küçük aynntının gerçekleştirilebilmesi o zamanki koşullarda çok zor olduğundan 'AT projesi bir tûrlü yaşatna geçirilemedi. Kubrick 'Jurassic Park'ı seyrettiginde anık teknolojinin buna haztr olduğunu düşüntnüş ve James Cameron'u 'Gerçek Yalanlar' adlı fılmini de yanına alarak lngiltere'ye davet etmişti. Cameron, Kubrick'in fılmin her karesini dikkatlice seyrederek bir çok soru sorduğunu belirtiyor. Bugünlerde Kubrick'in ölümünün ardından Warner Bross yetkilileri bu projeyi • onun anısına çekmeyi planlıyor. Ama projeyi yönetecek olan yönetmenin seçimi çok önemli... 'Ttanic' ile bol sulu çekimlere iyice alışan James Cameron, filmi gerçekleştirmek için yetkililerle görüşmelerini sürdürûyor. • Koreografi, camlara bedenin akla gelebilecek her bölümüyle yaslanılması, uzanılması ile çeşitlendirilmiş. RANA EVCİM O'BRIEN Saat akşamın altısı... Londra'nın Waterloo istasyonunda trenler hınca- hınç işten eve dönen insanlarla dolu. Şehir homurtulu, gıcırtüı ve uğultulu bir canavar gibi. Uzerinde kaynayan binbir çeşit insanla birlikte sancılı, sı- lonnlı bir varoluş yaşıyor. Royal Fes- tival Hafl'a yaklaşırken kıyıda köşede yuvalanmış saksofoncular, kemancılar, flütçüler şehrin gürültülü şarkısına kendi seslerini de katıyorlar. Londra sı- cak bir yaz yaşıyor. Dolayısıyla, So- uth Bank'taki oturma yerleri soluk- lanmak ve serinlemek için oturmuş biralannı yudumlayan insanlarla do- lu. Binanm Hungerford Köprüsü tara- finda ise başlannı kaldırmış yukanda- ki camlara bakan meraklı bir topluluk var. Yaşlısı genci, çoluğu çocuğu çe- şit çeşit insanlar birbirleriy le heyecan- Iı heyecanlı konuşarak bekleşiyorlar. Bu bekleşme. sürekli akan tren, insan ve araba trafiğiyle zıtlaşır gibi. Geç- mek isteyen, bu kalabahğa takılıp ka- lıyor ve merakla herkesin neye ve ne- reye baktığını anlamaya çalışıyor. Az sonra, binayı yerden tavana, kat- lar boyunca kaplayan camlarda, ince- cik, beyaz, pamuklu giysiler içinde bir dansçı beliriyor. Içeride, cam duvarla- nn önûndeki dar alan boyunca mzla koşmaya başlıyor. Bu, kısa bir süre öncesine kadar Rkhard Alston Dan- CamJarla yapılan dokvnma doğaçlaması gerilim ve soluksuz bekJeyişier yaraOyor. ceCompany ile dans etmekte olan Ot- cay Karahan. Olcay. camlann önün- de hızla akan yaşama meydan okurca- sına, kendini aşarcasına koşarken, ona eşlik eden müzik, kendi ayak sesleri- nin yankılanışından oluşturulmuş. Der- ken, camlann diğer katlar sevıyesin- de birerbirer Serap Meriç,Tuğçe Ulu- gün, Mustaia Kapian,Miranda Hison ve MoragCrossbeliriyorlar. Koreog- rafi, camlara bedenin akla gelebile- cek her bölümüyle yaslanılması, uza- nılması ile çeşitlendirilmiş. Camlarla dokunma doğaçlaması (contact imp- rovisation) yapılıyor. Dansçılar, şehrin nabzına meydan okuyarak yûkselen bir hızla hareket ediyorlar. Gerilim, umulmadık anlarda yenni soluksuz bekleyişlere bırakıyor. Bir başka an. camlarda yalnızca dansçılann ayakla- n görülüyor. Birbırinin üzerine tırma- narak yükselircesine hareketeden on- larca ayak seyircilere şaşkınlık çığlık- lan attınyor. Koreografi sona erdiğin- den içten biralkış.patlıyor. insanlar, yu- kanlara bakmaktan boyunlannın ko- pacakgibi ağnmasmaaldırmadan, coş- kuyla kutluyorlar bu çılgm gösteriyi. KoreografAydm Tekerve besteci Pa- ul Whitty gururla selam veriyorlar. "Glass in Glass out" Royal Festival Hall'ın camlannda ve izleyicilerin bel- leklennde yankılannı sürdürecek. Dansta dış mekân kullanımı, dans sa- natını yaşamın tam ortasına getirerek bu alanda radikal bir atılım yapmak- ta. Aydın Teker'in ürettiği koreografi- ler de dünyarun çeşitli köşelerini fet- hetmekte. "Glass in Glass out"unbü- tiin yaratıcılannı ve icracılannı, ayn- ca onlara destek olan bütûn insanlan yürekten kutlanm. Bir kültürsürgününün cıncıtomisi Vecdi Soyar 'ın Kültür Bakanı tarafindan Hakkâri de görevlendirilmesine tepkiler sürüyor MÜJDAT CEZEN Vecdi gibi değerli bir insanm yurtdışında olduğu kadar yurtîçinde de yararlı olacağı inancındayım. Ama her şey in bir şekli, bir raconu var. Bir insan en çok nerede işe yanyorsa orada kullanılmah. Bu be- nim akhma hep bir fikrayı getiriyor: Isviçre'de bir el- çilikte yapılan bir davette bizim bakanlardan biri de \ar. Elçi bızim bakana bir tanıştırma yapıyor: "Ta- ruşbrayım, İsviçreDeniz Bakaru.' Bizım bakan da "Is- viçre'de deniz >ok ama Deniz Bakanı var" deyınce İsviçre Deniz Bakanı atılıyor. "Olabilir,sizdedeKül- tür Bakanı var." DEMİRTAŞ CEYHUN Başbakan, tahkıme karşı çıkan bizleri "Onlar za- ten köprüye de karşı çıkmış eski kafalı sokrulardır" diye suçlarsa, Kültür Bakanı da Türkıye'nin yeriş- tırdiği değerli birkaç sinema düşünüründen biri olan Vecdi Sayar"ı elbette eski görev yeri olan Paris'e de- ğii, bır daha sınemayla uğraşmaması için Hakkâ- ri'ye sürecektir doğal olarak. ORHAN BARLAS Bu atama, Türkiye'de neredeyse kanıksanmaya başlanan düşünce ve anlatım özgürliiğü kısıtlamala- rırun da ötesinde. bugüne dek bildiğimiz geleneksel ve uygar değerlenn de ölçüsüz biçımde çiğnendiği- ni gösteriyor. TURHAN SELÇUK Bizde, kültür ve sanat adamlanna devletin bakışı, öteden beri olumsuzdur, Vecdi Sayar da bu gelene- gin bir cılvesını yaşıyor. BÜLENT ERKMEN Bu "arasürma" (!) yazısı belli ki sipariş üzerine yazılmış. Ozel bilgiler, belgeler verilmiş ve "ban entelyazarlanmıza'* (!) dolaylı bir cevap verilmek is- tenmış. Türkıye Cumhuriyeti Kültür Bakanhfı ken- di kültür müşavırine kamuoyu önünde söylemek is- tedikleriru niçin doğrudan kendisi söylemezde, "Zap- tiye" başlıği altında yazılar yazan bir yazara söyle- tir? Ve bu > azar da "zaptiye" ısmine uygun düşecek şekılde. bır "hükümet görevtisi" tavtıyla, bir müsa- vir çalıştığı bakanlığı eleştiremez diyor ve sinema- cı, yazar ve bir kültür adamı olduğu için kültür mü- şaviri olan böyle bir kışinin önemiyle ilgısı olroayan yerlere ta\ inıni doğru, "eleştirnıecezasını'* haklı bu- luyor. Ateşeyi de bu cezayı çekmeye davet ediyor. Gö- rüldüğü gibi biz '•enteller M in işi çok zor. ALAETTİN AKSOY Eleştiri ve sorgulama, sanat ve düsünün birinci gereğidir. Kendini yenıleyen ve aşan kültürel oluşum- larda bu şarttır. Böyle bir uğraşın kişisi olan sanatçı ya da kültür adamı, ister böyle bir kurumun memu- ru' ve>a 'çalışanı" olsun, bu tavnndan taviz vere- mez. Yaptığı eleştiriden ötürü. o kurumun yetki er- ki de öç alma duygu ve davTamşına giremez.'Sanat- çı' ve 'kültür adamı' kışiliğinin devlet memurluğu ka\Tamından önde geldiğıni kabul etmek çağdaş bir düşünce ve davranıştır. Ferman üretmek bakanlık yetkisinın. kültür üretmek 'düşün ve sanat' adamla- nnındır. EVİN İLYASOĞLU Vecdi Sayar gibi yaratıcı bir insanın mutlaka Hak- kâri'de de yapacağı çok şey vardır. Ama Sayar gibi aydınlanmıza her köşe başında rastlanmıyor. Onca yıllık binkimı ve atılımcı kişiliği ile Türkiye'yi tem- sil etmek adına çok yararlı işler yapacak kişilerden bırisi. ± ORTRE Vecdi Sayar 1950 yılında Zonguldak'ta doğdu. ODTÜ Mimarlık Fakültesi'ni bitirdi. 1971 'den bu yana çeşitli gazete ve dergilerde sanat yazılan yazdı, resmi ve özel tiyatrolarda sahne tasanmlan gerçekleştirdi. Sinematek, Çağdaş Sahne, Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan, îstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ve Kültür Bakanlığı'ndakı dantşmanlık ve yöneticilik görevlerinin yanı sıra EXPO'92 ve HABİTAT-H gibi organizasyonlarda kültürel etkinlikler sorumlusu olarak çalıştı. Olkemizin belli başlı uluslararası fılm festivallerinin dogup gelişmesine. Türk sinemasınm dünyada tanıtılmasına büyük katkılan oldu. OSMAN ŞAHtN Popülist olmayan, ödun vermeyen, eleştirici 'ay- dm'tavnyla her zaman dikkati çeken Vecdi Sayar'ın Cumhuriyet gazetesindeki 'Kedi Gözü' başlıklı kö- şesinde yayımlanan 'eleştiri' ve Ş>orum' yazılanna dayanamayan Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay, kendisınden önceki şeriatçı-ırkçı kültür bakanlannın yapamadığını yapmış. Vecdi Sayar'ı Hakkâri'ye sür- gün etmiştir. Namık Kemal'len sürgün eden anlayı- şın günümüzdeki uzantısıdır bu. Saym Sayar, alkışçı kapıkulu memurlardan bin değildir. Onurlu ve tutarlı bir 'aydın'dır. Onun 'ay- dın' oluşu, memuriyetini kat kat aşar. Bu denli de- ğerli bir aydını, yasamdan kopuk, birkaç sayfahk memur disiplin yönetmeliğinin içinde tutamazsınız. Yaşam. sizin yönetmeliklerinizden büyüktür çünkü. Ve halkımız. Sayın Talay'a oy veren Mersin ve To- ros yörelerinde, yanlış iş yapana, "Çalryıtepesinden tutup sûrüklüyor" der. Sayın Talay, gelecekte "Vec- di Sayar'ı sürgün eden bakan" olarak amlacaktır. YEgİM USTAOĞLU Duyduğumda çok şaşırdım. Insanlara faydalı ola- bilecek rtıtelikte kişilerin bu tip uygulamaiara ma- ruz kalmasına anlayamıyorum. Vecdi Sayar nereye giderse gitsin insanlara yararlı olacaktır. Bu uygula- mayı kınıyorum. FİLİZ ALİ Vecdi Sayar. Hakkâri'de de, New York'ta da. Tok- yo'da da çok yararlı işleryapabilecek bir insan. Ama neden Hakkâri 'ye gönderildiğine aklım ermedi. Hak- kâri'de sinema alanında yeni bir atılım olduğu için mi Vecdi Sa>'ar buraya gönderildi? KOMET Aül bir bakanlık, bir de uıtikamcı bir sürgüncü olur- sa (hele, Sayın Ecevit'in döneminde) şaşınyorum... ERDEN KIRAL Vecdi Sayar, devlet memuru olmasına karşın Kül- tür Bakanlığı'nın bazı icraatlannı eleştiren ve sonuç- lanna katlanılması gereken yazılar yazdı. Bu az şey değildi. Keşke. Güneydoğu, Sayar gibi kültür insan- lannın katkı yapabilecekleri bir ortama kavuşsa. FEHMİ YA$AR Vatandasjık haklannm, vatandaşlann yöneticile- rine sevimli görünüp görünmemekle bir ilgisinin bu- lunmadığını bu ülke ne vakitöğrenecek bilemiyorum. Yöntemsiz toplumlar acılar ve mağdurlar yaratarak bunu er veya geç öğrenmek zorundadırlar. Ama po- likayı meslek edinenler galiba hjç öğrenemeyecek. Birisini size sevimli gelmediği ya da sizinle çelişen fikirler ifade ettiğı için sürgün etmeyi kimseye layık göremiyorum. CENCAY CÜRÜN Idari atamalarda tek kıstas, işin gereği ve atana- cak kişinin o işi en iyi biçimde yürütecek kişi olma- sıdır. Bunun dışındakı sıyasal ve kişisel kıstaslarhem idareye hem ülkeye yarar yerine zarar getirir. Ata- malann ceza ya da ödül olarak kullanılması pek çok değerli insanın devlet idaresinden aynlmasına yol acar. Bu da uzun \'adede devieri zayıflatır. Vecdi Sayar'ın birikimlerinin ülkemıze en yararlı olacağı yerin Hak- kâri olduğuna inanılsaydı, bu atamayı başta kendisi, kimse eleştirmezdi. AHMET LEVENDOĞLU Vecdi Sayar, bir kültür msanıdır. Gösteri sanatla- nnın tümüne yapıcı, yararcı biçimde eğilmiştir. Bü- yük emek verdiği asıl alanı sinemada ise neredeyse çeyrek yüzyıldır, yazar, TV program yapımcısı, şen- lik ve etkinlik düzenleyicisi, koordinatör ve hatta 'bürokrat' kimlikleriyle yalnız Türk sinemasınm gelşimine önemli katkılarda bulunmakla kalmamış, ülke kültürünün uluslararası düzeyde tanıtımına yad- sınamaz boyutlar getirmiştir. Vecdi gibilerinin kısır politik oyunlann içine çekilmesi çabalannm bu ül- kede hiçbirfcesimeyarar getinneyecegini söylemek isterim. BEDRİ BAYKAM Vecdi Sayar'ın başına gelenler üzüntü verici oldu- ğu kadar düşündürücüdür. Türkiye'de ender yetişen aydın bir insanın devletin kültür ve sanat kademele- rinde hizmet yaparken eleştirel bir bakış açısını ko- ruması doğal hakkıdır. Vecdi Sayar'm Paris'te kül- tür ateşesi olarak ne kadar faydalı bir görev yaptığı ortada. Şimdi kendisinin önce Antalya. sonra Hak- kâri'ye 'sürühmesi' bize ne yazık ki Aziz Nesin'vari hikâyeler çağnştınyor. Sayın Kültür Bakanı 'run bu uygulamayı durdurmasını rica ve temmenni ediyo- rum. ORHAN ALKAYA Yalnızca bir ideolojık aygıtolarak değil. bir tür ide- olojik örgüt olarak istifienen devletimizin entelek- tüellere tahammülsüzlüğü meşhur ve ne yazık kı kendilerini devletle özdeşleştirenlerce meşrudur. Doğrusunu söylemek gerekirse Vecdi Sayar gibi iyi yetişmiş, donanımlı bir kültür aktivıstinın bunca ba- raja rağmen kamu sahasına büyük hizmetlerde bu- lunabilmiş olmasını şans saymak gerekir. Vecdi Sa- yar, gösterişsiz bir çalışkanlığm \ e uluslararası in- san değerlerine ait bir formattoki kültür adamlığının rastladığım önemli örneklerinden biridir. Bugün kar- şılaşüğı popülistkumazlıkla harmanlanmjş zulüm gös- terisi, kamu yararına çalışmayı göze almış entelek- tüellere bir gözdağı olarak da algılanabilir. METİN PENİZ Herkesin görev yapacağı bir yer vardır. Birikim- ler ve eğitimler ona göredir. Yanlış yerde yanlış in- san kullanmanın yararlı bir sonucu olduğuna hiçbir zaman inanmadım. MAHİR CÜNŞIRAY Vecdi Sayar hakkında uygulanmak ıstenen karar, bu ülkede yasayan çalışkan, üretken sanatçılann ge- leceğinin nasıl birtehlike ile karşı karşıya olduğunu yeniden görmemizi sağlamıştır. Evet, Devlet Memurlan Yasası'nda memurun ken- dini ifade etme, kurumundaki aksaklıklar üstüne ko- nuşma yetkisi yoktur. Öyle ise her birey yasalan de- ğiştirme çabası göstermesinin yanı sıra, bu madde- ler değişene kadar kendi inısiyatiflerinı kullanmalı- dır. Vecdi Sayar'ın bugüne kadar gerçekleştirdikle- ri, böyle bir sürgünün ne denli yanlış bir karar oldu- ğunu gösterecek güçtedir. SERAP AKSOY CÜRKAN İnsan. kültür ve sanatla ilgili bir bakanlıkta her şe- yin daha insancıl, demokratik, hoşgörülü ve zarif ol- masını bekliyor. Oysa Vecdi Sayar'a yapılan işlem çok alışıldık bir devlet hoyratlığı ve keyfıliğı izleni- mini veriyor. BERAL MAPRA Bakanlık, Güneydoğu Anadolu'da uluslararası bir fılm festivali düzenleyecekse, bir sinema enstitüsü kuracaksa, ya da bu bolgeye çağdaş sanat ve kültür hizmeti verecek bir merkez kuracaksa, Vecdi Sa- yar'ın Hakkâri'de göreve başlaması doğaldır. Yok eğer, bakanlığın böyle bir niyeti yoksa ve Anadolu kentlerini bir 'cezalandırma' yeri olarak kullanıyor- sa, bu bakanlığın ne denli sorunlu olduğunu göste- riyor. Bu acilen çözülmesi gereken bir 'ideolojik' so- run, bir kültür politikası sorunudur. IŞILDAK VE YELPAZE ATtLLA BİRKtYE Bir Gezi Kitabı Gündüz Mutluay yıllardır, özenle uğraşır durur. En küçük bir ayrıntıyı, en iyi şekikte değerlendir- meye çalışır. Bir önceki basımda yapılan yanlışla- n düzeltir, etrafındakilerin görüşlerini alır, özellikle deokuriardan, ilgili okurfardan gelen eleştirileri he- men kaydeder. Bir sonraki basımda düzeltmek için. Ekin Yayın Merkezi, Gezi '99 (Türkıye Tatil Reh- beri) adlı kitabın (rehberin) yeni basımını yaptı ge- çen ay. Kuşe kâğıda basılı, renkli fotoğraflarla be- zeli, 848 sayfalık, Türkçede "türünün"tek kitabı... Gezi kitabı, altı yıldır gelişerek, yenilenerek ve ye- ni yerler eklenerek yayımlanıyor. Fotcjğrafları da yenileniyor. Yazariarı arasına, özellikle de turizmci- lerden bölgesel, yerel yazarlar katılıyor. Gezi kita- bıyla tatile çıkan okurtardan da bilgiter, notlar ek- leniyor. Gezi'nin amacı tam bir "rehberkitap"olmak. Ta- tile gidilecek yerin seçiminden seçilen yere ulaşı- ma, tatil boyunca çevrede gezilip görülebilecek yerlere kadar okurun başka bir kaynağa ihtiyaç duymadan tatilini planlamasını ve uygulamasını saglayacak bir rehber olma özelliğini taşıyor. Bu rehber kitapta, popüler tatil merkezleriyle il- gili bilgiler her yıl yenilenirken, az bilinen "atterna- tifyöreler" de ekleniyor. Kendi aracıyla geziye çı- kanlara izleyecekleri yol ve yol boyunca çevrele- rinde görebilecekleri yerler öneriliyor, tanıtılıyor. Gezi '99-Türkiye Tatil Rehberi, ülkemizin gene- lini kapsıyor. Bölgelerin, yöreterin özellikleri, kalına- cak yerler, görülebilecek yerler, tatili en iyi şekilde geçirme biçimlen', yörenin tarihi ve özellikle de ören yerleri, aynntılara önem veren ve bilgi aktanmını içe- ren yalın bir anlatımla kaleme alınmış. Bölgelerimizi kapsayan bölümlerin yanı sıra, ki- tapta, öyküsünün ve güzergâhının anlatıldığı, "Ma- vi Yolculuk"; doğa yürüyüşleri, dağcılık, dalış kurs- lan, kaplıca turizmi gibi altbaşlıklan olan, "Aktif Tu- rizm " ve geziye çıkanlara büyük bir kolaylık sağla- yan, acentelerin bulunduğu "Rehber Bölümü" ad- lı bölümler de yer alıyor. Ekin Yazın Merkezi, daha önceki yıllarda Gezi ki- tabıyla birlikte, onun eki olarak, aynı özenli basım- la hazırlanmış iki kitap daha veriyordu: Türkiye'nin Bütün Otelleri ve Türkiye 'nin Antik Kentteri. Bu yıl, bu iki kitap ek olarak değil, ayn ayrı, bağımsız ki- taplar olarak satışa sunulmuş. Türkiye'nin Bütün Otelteri, geziye çıkanlar, tatile gidenler için iyi bir rehber özelliğini taşıyor... Türkiye'nin Antik Kentleri ise, yine, konusunda Türkçede yayımlanan tek kitap. Kitapta, metinleri arkeolog ve rehber Şükrü Tül yazmış; Haluk Özöz- lü, Nezih Başgeten ve Şükrü Tül'ün fotoğraflan kul- lanılmış. Kitapta 200 antik kent tanrtılıyor; kolayca nasıl ulaşılacağı krokilerle tarif ediliyor ve kültürel tarihi yer alıyor. ören yerlerınin bugünkü durumunun gösterilmesine özen gösterilmiş; birçok antik ken- tin fotoğrafı yeniden çekilmiş. Aynca ilgili okurlar için, yararlanılacak bir kaynak kitap listesi ile bir- likte bir "mini" sözlük de yer alıyor Türkiye'nin An- tik Kentleri'nde... Gündüz Mutluay, bu kitaptenn yayın koordina- törü ve okura yararlı bir editörlük yapıyor. Yine de bir küçük eleştirimizi söylemeden geçemeyece- ğiz- Bundan birkaç yıl önce Gezi kitabında, edebiya- tımızın önde gelen otuz yazannın, çeşitli yörelerle ilgili, tadınadoyulamayan "gezi" ve "deneme"ya- zılan vardı. Bu yazılar yalnızca bir yıl yayımlandı. Da- ha sonraki yıllarda Gezi kitabında yer almadı. Oy- saki bu tür yazılar, Gezi'ye bir başka tat katıyordu. Belki Ekin Yayın Merkezi yöneticileri, önümüzde- ki yıllarda yine böylesine bir bölümü, yazılan Ge- zi'nin içine katarlar. Bence Gezi '99, tatile çıkan, hatta çıkmayan her- kesin edinmesi gereken bir rehber kitap. Yazımı- zın sonunda, kitapta yer alan, felsefe tarihinin en büyük filozoflarından Aristoteles'in üç yıl kalıp ders verdiği Assos ile ilgili şu küçük bölümü alın- tılayalım: "Kentlehn gürüttüsünden kaçıp birkaç gün ba- şını dinlemek isteyenler, yeni birsevdaya tutulan- lar (veya eski sevdalannı her gün yeniymiş gibi ya- şayanlar) yılın her mevsiminde bu küçük koya gi- debilirler. Yaz günlerinin güzelliği ayndır, ama kı- şın geçirilecek birkaç gün de unutulrnaz anlar bı- rakır." dağlarca Fanl Hüsnü Dağlarca'nm bütün yapıUarından üç kitap • Küitür Servisi - Fazıl Hüsnü Dağlarca'nm bütün yapıtlannı içeren diziden üç yeni kitap daha buluşuyor okurlarla. Doğan Kitap tarafindan yayımlanan kitaplardan ilki ''tlk Yapıtla 50 Yıl Sonraküer.' Kitap, Dağlarca'nın ilk yapıü olan 'Havaya Çizilen Dünya' ile 'Akşamcı', 'Dişiboy', Toprak Altındaki Ses' ve 'Sayılarda' ohnak üzere beş bölümü içeriyor. Dizinin bir diğer kitabı ise 'Nötron Bombası'. Dağlarca'mn çağın sömürgelerine karşı tepkisini dile getirdiğı kitap dört bölümden oluşuyor. 'Çıplak'ta sevgiyi somutiarken, onun çirkin olmadığını soyutlamalarla anlatıyor. 'Uzun Ikindi'de yitirdiği dostlannı. o son namazdan sonraki büyük sessizlikte anlatıyor.'Yunus Emre Olmak'ta ise Türkçenin en büyük ozanma duyduğu sevgiyi. saygıyı dile getiriyor Dağlarca. Dağlarca'mn bir diğer yapıtı 'Çukurova Koçaklaması'nda ise Anadolu insanını kutsayan beş ayrı kitabı içeriyor. Sömürüye karşı yiğitçe direnen Çukurova halkı, Çiğiltepe saldınsını zamanında gerçekleştiremediği için camna kıyan Albay Reşat'ın destanı, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra tstanbul'un özgürlüğüne kavuşmasınm öyküsü, Erzurumlu bir böceğin yeraltından lzmir'e yürüyüşü ve sonra Akdeniz'de kurtuluşa ulaşması ve Atatürk'e adanan şiirler yer alıyor bu kitapta. VValker Fotoğraf Yarışması sonuçlandı • Kültür Seoisi - Johnnie Walker Red Label tarafindan bu yıl birincisi düzenlenen Johnnie Walker Action Times Fotoğraf Yanşması sonuçlan açıklandı. "Doğa, insan, dayanışrria" temalı fotoğraf yanşmasmda birincilik ve ikinciiik ödülünü Star gazetesinden Ali Öz, üçüncülüğü ise Atlas dergisinden Oktar Güloğlu kazandı. Mansiyon ödüllerine yine Atlas dergisinden Oktar Güloğlu, Skylife'tan Çetin Korkmaz ve Show Basm'dan Gökhan Özaçıkgöz'ün eserleri değer bulundu. Yanşmaya katılan eserlerden oluşan sergi 12-31 Ağustos tarihleri arasında lFSAK'ta gezilebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle