Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 T-WMUZ 1999 SALI • • • * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
Zor**jldak PB 26 Antalya
Yurdun Kuzeydoğu
kesimlen parçalı bu-
lutlu, orta ve doğu Oslo
Karadenız ile Doğu
Anadolu'nun kuzeyi
sağanak ve gökgü-
rüttülü sağanak ya-
ğışlı dığer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Havascaklıgın- Paris
da önemli bir deği- Bonn
şikJikolmayacak. Münih
D1S MERKEZLER
Y 19 Beriin Y 21 Moskova PB 28
Helsinki Y 25 Budapeşte PB 29
Stockholm Y 22 Madrid PB 29
Aşkabat
Astana
Londra Y 23 Viyana
Amsterdam Y 20 Belgrad
Brüksel Y 20 Sofya
Y 30 Taşkent
A 31 Bakû PB 29
Y 20 Roma
A 30 Bışkek Y 27
PB 29 Tiflis Y 28
Y 22 Atina A 34 Kahire A 35
Y 23 Zürih Y 21 Şam A 35
k
Çokbukjttu Yağmuriu Kartı
CÜNCEL CUNEYT ARCAYUREK
• Ânştarafı l. Sayfada
d e n jüzenleyeceğini vaat etti.
ö e k i partilerimiz gibi, din etkenini
oy i'.in başanyla kullanan MHP, se-
çirncen sonra ne olursa olsun hükü-
met* girmek istedi. Tabii, eğitim ko-
nusındaki vaadini unutuverdi.
3 ıl kesintisız eğitime şapka çıkar-
dı. Killi Eğitim Bakanlığı'nda "tasfıye
eöikn, tabii yandaşlannın" yeniden
göre/lerine dönmelerinin sağlanaca-
ğı vaadiyleyetindi.
N/1HR bal gibi din konusunu sömü-
ren partilerden biriydi.
Yekili adamlan, adaylan ve örgü-
tü, cmeğin türban sorununu mutlaka
çöztceklerini hemen her yerde açık-
tan söylediler.
RP ile FP'yi sollamak için anlamlı
bir sogan kullandılar:
"7Jrban sorununu 'ürkekçe' değil,
'erkekçe' çözeceklerdi."
Tirban konusunda bir adım ata-
macllar. Üstelik "mevcut n/zama" uy-
dula-.
Bi' başka geri dönüş; "herkese iş
vaateden" MHP'nin, memur sınav-
lan ktnusundaki girişimlerinde göz-
lend.
MHP, memur imtihanlarının
ÖSYM'de yapılmasına şiddetle karşı
çıktı. Sınavların Başbakanlık'ta yapıl-
masmda direndi.
Bir sabah gördük ki, ne olursa ol-
sun, yeter ki hükümette kalsın anla-
yışı MHP'ye egemen. Parti üst kad-
rosu, sınavların Ecevit'in istediği
yöntemle yapılmasına da şapka çıka-
nyor.
Lojman konusundaki son haber
MHP'nin kıvraklığını kanrtlıyor.
Seçimden önce ne kadar sorun
varsa o kadar vaat içeren programa
göre, devlete ait lojmanlann derhal
satılmasına yanlı görünen MHP, bun-
dan da vazgeçiyor.
Türkiye'de siyaset ve siyaset
adamlan nalıncı keseri gibi.
Tabii kimi yöntemleri kullanırken
kendilerini destekleyen kalem erba-
bından yarartanıyorlar.
Saptırmaya örnek
Idam kararı ile noktalanan Öcalan
serüveni, Teröristbaşı'nın Şam'dan
atılmasıyla başladı.
Teröristbaşı'nın Suriye'den atılma-
sına kimin birinci derecede etken ol-
duğu hâlâ tartışılıyor.
Bilinen gerçeğe göre, 16 Eylül
1998'de Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Attila Ateş'in Suriye sını-
nnda "Artık sabnmız taşıyor" diyen,
kısa ama bir ültimatom degen'ndeki
sert demeci Şam yönetimini sarstı.
Yelkenleri indirmesinde birinci dere-
cede rol oynadı.
Ikinci anlatıma göre, KKK'nin uya-
nsından 14 gün sonra Cumhurbaşka-
nı Demirel'in TBMM'yi açış konuş-
masındaki kısa, ama -Orgeneral
Ateş'in ifadesini- aynen kullanarak
"sabnmızın taştığını" yinelemesi,
öcalan'ın Suriye'den atılmasına yol
açtı.
Fakat, Demirel'e yakın kalemler
-tabii anlaşılabilir nedenlerle- Öca-
lan'ın Suriye'den sınır dışı edilmesini
1 Ekim'dekiMeclisnutkunabağlıyor-
lar.
Çankaya'nın da aynı kanıda oldu-
ğunu kanrtlamak için Çankaya'ya ya-
kın kalemlerin Çankaya'dan edindik-
leri ve yayımladıkları amaca uygun
belgelere bilgilere bakmak yeterli!..
Ortaya şu gerçek çıkıyor: Anlaşılan
Çankaya, Öcalan'la ilgili kimi başan-
ları kendi hanesine yazmayı veya ya-
zılmasını istiyor.
Asker gerçeğini arka plana atmak,
hatta söz konusu edilmemesine ça-
lışmak ne kazandınr, ne götürür, ora-
sı ayn bir sorun.
Ama katı gerçeği gözlerden kaçır-
mak zor.
Dünyaca ünlü US News and World
Report dergisinin son sayısında ya-
yımlanan Türkiye ile ilgili uzun yazıda,
Öcalan'ın Suriye'den sınır dışı edil-
mesi süreci şöyle anlatılıyor:
"Türk generaller hava, kara ve de-
nizden Suriye'ye saldıracaklarını
açıkça belirtince Hafiz Esat geri
adım atmak zorunda kaldı."
Kuşkusuz Çankaya'ya değil, bize
göre:
Gerçek bu kadar açık!
Cezayir'de iç barışa doğru
• Baştarafı 1. Sayfada
Ne varki. geçen hafta "özelHkle.eu'
kanabulaşmaınışİsiamcı mahkûmla-
n bağıştayacağuu", açıklayan Butef-
lika, toplumda bir anda, "banş yeDe-
rinin" esmesini sağladı.
Devlet bakanı, Cezayir'in bağım-
sızhğının 37. yıldönümü olan 4 Tem-
muz Pazar günü yaptığı konuşmada
"geniş tabanlı affi" resmileştirdi. 26
Haziran'da lsviçre'de yapılan Granş
Montana Forumu'na katılan Butefli-
ka, göreve seçildiğinden beri Cezayir
Ordusu'nun çeşitli kanatlanyla, Is-
lamcı hareketın farkJı kesimlenyle
konuyu görüştüğünü ve bir "Krizden
Çüaş Projesi" geliştirdiğini duyuru-
yordu. "Toplumsal banş ve uzJaşma-
nın gerekli olduğunu, 1992 genel se-
çimlerinde, 'tslamcılann iktidan ele
geçirmesi gerekçesiyle', demokratik-
leşme sürednevurulan darbeyi" eleş-
tiriyordu.
Kendisi de eski bir FLN üst yöne-
ticisi olan Buteflika'nın sözleri, ilk
günkr başta lslamcılar olmak üzere,
kamuoyu tarafından belirli bir kuş-
kuyla karşılanmıştı.
Şu anda Cezayir'de bulunan toplam
31 bin tutukludan yaklaşık 15 bininin
îslamcı militan olduğu ve bunlardan,
"bornbah sakünyakanşmanuş,eti ka-
na bulaşmamış ve ırza tecavüzle suç-
buunayan" muhtemelen 5 bininin af-
fedileceği haberi, ülkede köklü bir ta-
vır değişikliğinin kanıtı addediliyor.
100 bin kişiye konser
Pazar günü, 10 yıl aradan sonra, ül-
kesi Cezayir'de hem de Cezayir Bay-
rağı'na sanlarak 100 bin kişiye kon-
ser veren, Rai müziğinin ünlü protes-
tocu Berberi şarkıcısı Şeb Mami'nın
dönüşü, tf
barqmasüredmn"birdiğer
belirtisi.
Cezayir'e seferlerini iptal eden
uçak şirketleri birer-ikişer dönüyor.
örneğin, 27 Haziran'da tekrardan Ce-
zayir'e uçuşa başlayan Türk Hava
Yollan'ndan sonra, pazartesi günü bir
açıklama yapan, Fransız Içişleri Ba-
kanı Jean-Pierre Chevenement de Air
France Cezayir seferlerine başlayaca-
ğını duyuruyordu.
Mahkûmlar bınküıyor
Salı sabahı Cezayır'den gelen ha-
berlere göre başkentin merkez hapi-
sanesinden ilk tslamcı mahkûmlar
serbest bırakıldı.
Bu gelişmenin temelinde, "tepede-
Id yöneticfler"in değişmesine karşın,
gelişmeleri farklı değerlendinnek is-
teyen genel bir "si>"asi irade"nin var-
lığmın yanı sıra haziran ayı başında
"silah bırakbğuu" açıklayan "terö-
rlst" Silahh Islam Ordusu ve FlS'in
(tslamcı Selamet Cephesi) silahh ka-
nadının tavn yatıyor.
Uzlaşıııa sağLanamadı
• Baştarafı 1. Sayfada
şılığını verdi.
TOBB Başkanı FnatMi-
r»s, işçi konfederasyonlan-
nın, iş güvencesi ve işsızlik
sigortası konuşulmadan
başka konulan konuşmaya-
caklannı bildiren "muhö-
ra" gönderdiklerini söyle-
di. Miras, yaş önenlerinin
58-60 olduğunu belirtti.
Hak-lş Genel Başkanı
Sattm Lslu, hazırladıklan
metnin bir paket olduğunu
ve tartışmaya açık olduğunu
belirterek "Ancak, işszHksi-
gortası ve iş güveıtHği konu-
sunda adım atılırsa 53-58
konusunda anlayişh olabili-
riz" dedi.
Toplantı öncesinde Türk-
tş, DISK ve Hak-Iş'in ortak
öneri metni olarak dağıtılan
taslakta öngörülen 53-58
emeklilik yaşına karşın,
konfederasyon başkanlan
hâlâ 50-55'te ısrarlı olduk-
lannı vurguladılar. Başkan-
lar, 53-58 emeklilik yaşına
sıcak bakabilmeleri için pa-
ketin işsizlik sigortası, iş
güvencesi ve zorunlu tasar-
ruf ile bütün olarak değer-
lendirilmesi gerektiğini be-
lirttiler. DtSK. Genel Başka-
nı Vahdettin Karabay, top-
lantı öncesinde basın men-
suplanna dağıtılan metin ile
ilgili olarak TlSK'ı suçladı
ve "Burada hazırianan bir
metin dağıtılnuştır. Benim
haberim yok" dedi.
İşçi kesimı toplantı çıkı-
şında da emeklilik yaşı ko-
nusunda 50-55'te, işsizlik
sigortası, iş güvencesi ve
kazanılmış haklann korun-
masında ısrarlı olduklannı
vurguladılar.
Yaklaşık 4 saat süren top-
lantıdan uzlaşma çıkmadı.
Toplantıda, yalnızca SSK
katkı paylan ve prim oran-
lanyla ilgili aynntılarda an-
laşma sağlandı.
Toplantı çıkışında açıkla-
ma yapan Bayram Meral, iş-
sizlik sigortası, iş güvence-
si ve emeklilik yaşında sı-
kıntılar yaşandığını belirte-
rek "İssizh'k sigortası ve iş
gfivencesi ile getirilecek vaş
sının a>n bir olay, butılarge-
tirilmeden getireiecek yaş sı-
nın ayn bir olaydır" dedi.
Vahdettin Klarabay da, iş-
verenin "506 Sayılı Sosyal
Sigorta Kanunu ile 1475 Sa-
yıta İş Kanunu'nu aynı yer-
de konuşmavacağını söyle-
diğini'' belirterek "Eğer
bunlar konuşul$a>'dı bir yaş
önerecektik. Önerimiz yine
50-55W dedi.
Salim Uslu, işverenin
Temmuz sıcağında
Haziran fiyatlarını dondurduk!
Haziran
fiyatlarıyla!
K'
PANEL VAN DLX
2 7 9 . 8 0 0 . 0 0 0 TL'den başlayan taksitler
Hyundai Panei Van alanlar, yine çok kazançlı! %0'dan başlayan faizler ve inanılmaz avantajlar...
Ödeme tablosunu inceleyin, size uygun olanı seçin; gerisini düşünmeyin.
Ayrıca peşin alımlarda yine üstün Hyundai avantajları var. Acele edin; çünkü Hyundai'nizi inanılmaz koşullarla alabilmeniz için son şans!
Kampanya koşulları H100 Pand Van, Camlı Van, Minibüs modelleri için geçerlidir.
Üstelik bu müthiş avantajlar ve çeşitli ödeme koşulları H100 Kamyonet Starex MinibOs ve binek araçlanmız için de mevcuttur.
Tüm modellerimizle ilgili ayrıntılı bilgiyi almak için hemen bir Hyundai Yetkili Satıcısma uğrayın.
H100
Panel Van
STD
Tavsiye Edilen
Anahtar Teslim Fıyatı
5.944.230.000 TL
Peşinat
2.244.230.000 TL
Kredi Miktarı
3.700.000.000 TL
Vade
(Ay)
6
12
18
24
Faiz Oranı
%0
%2.62
%3.90
%4.82
Panel Van
Aylık ödeme Tutarı
(milyon TL)
616,7
371
302,1
279,8
Ornekûdanttai
'<•'*•'
i
TÖM HYUNDAİ SAHİPLERİNE AÇIK OAVET!
Eğer siz de bir Hyundai sahibıyseniz, aracınızın modelı ve model yılı ne olursa olsun (H-350 Kamyon hariç), en yakın Hyundai Bayısıne başvurun.
•.. - En kısa zamanda üyelık kartınızı çıkartalım. Hiçblr ücrat ödemeden Hyundai Yol Yardım hiîmetinden yararlanın.
aNiıı (tohUrımıı dahllın4« |ec»r!ldtr
<&) HYunnnı
"Hiçbir şeküde biz 506 sayı
yasa dışındaki işsizlik sigor-
tası. iş güvencesi konulann-
daki önerOeri konuşma>ız"
söylemını eleştirerek "Eğer
biz bu dayatmalaria karşı
karşıya kalacaksak bu top-
lannlann faydası yok. tş>e-
renin önerdiği yaş, tek bir
\-aş değO. Beüibir kademeyi
kabul ediyorlar. Ama mük-
tesep haklann korunmas-
na yetmiyor. Yaş konusun-
daki düşünceterimiz işsizlik
sigortası ve iş gücencesi ile
bağianülıdır. Sadece yzş
üzerindeki bir uzlaşmayı
doğru bulmuyoruz" diye
konuştu. Üç işçi konfede-
rasyonun birlikte hareket et-
tiğini belirten Uslu, "Orta-
da dayablan bir taslak var.
Dayatan IMF. Ne yazık ki
IMF ile masanın karşı tara-
finda otBrmuş g0)i konuşu-
yonız" dedi.
TOBB Başkanı Fuat Mi-
ras da, işsizlik sigortası ve iş
güvencesinin bu yasayla il-
gisi olmadığUM dile getir-
diklerini belirterek "Bunla-
n başka gündem maddesiy-
le getirin, yeni bir kanun
şeklinde düzenleyelim' de-
dik. Onlar Birlikte değer-
lendirilsin' dediler. Odala-
nmızın görüşünü almadan
tek başunıza karar verme
yetkisine sahip olmadığmu-
n söyledik. Gönış aldıktan
sonra bu maddekri görüse-
ceğJz" dedi.
işçi konfederasyonlan
kendi bünyelerinde yapa-
caklan değerlendirmenin
ardından bugün Türk-Iş Ge-
nel Merkezi'nde bir araya
gelerek gelinen noktayı tar-
tışacaklar.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Haziran'da açıklanan karann özet metninde attı çi-
zilen unsurlar, gerekçeli kararda da yer alıyor. Söz ko-
nusu metinde, Türkiye Cumhuriyeti yasalannın yanı
sıra, ileride gündeme gelebilecek uluslararası hu-
kuk zeminlerine de seslenen değeriendirmeler var.
öcalan'ın yargılanma süreci noktalanmadı. Karar,
Yargıtay aşamalarından onaylanarak geçerse,
TBMM katına çıkacak. Meclis, siyasi bir ortam. Av-
rupa, siyasi çözüm diye bastınp duruyordu, alın si-
ze siyasi çözüm!
Geçelim... Medyadaki "Apo'yu asalım mı" tarbş-
malan, Türk usulü devam ediyor. Kimi, "asmayalım"
diyenlerin maşallahı var. Onlara göre asmaktan be-
ter etmeli. Hani bırakıversen, "Boynuna yağlı ip ge-
çirelim, öyleyaşasın. Haftada ikigün de mezarkaz-
dıralım, arada sehpa gösterip azdıralım" diyecekler...
Bunu da geçelim...
Yukanda sıraladığımız görünümleri "toplam kali-
teye" dahil etsek de, Türkiye Apo'nun yargılanması
sürecinde sağhklı bir yolda gıdiyor.
15 yıl süren ve yer yer bireysel olarak devam ede-
ceği anlaşılan terör ortamını anımsayalım. Uluslara-
rası deyişie, "düzensiz güce karşı" düzenli bir orduy-
la mücadele etmek son derece güç. Kimilerine gö-
re, bu yolda başanya ulaşmak, olanaksıza yakın.
Türkiye bunu başardı.
Bugünkü görünüm ise şöyle:
Türk hukukuna inanmayan, inanmak istemeyen,
önyargıyla bakan Batı kamuoyuna karşı, hukuk sı-
navı veriyoruz.
Terörie mücadele ortamına gönderme yapmak ge-
rekirse, karşımızdaki birbiriyle çelişen yaklaşımlara
karşı, düzenli bir uğraş venmeye çalışıyoruz.
Dışişleri Bakanı lsmail Cem dün Avrupa Biıiiği
üyesi ülkelerin büyükelçiferine Dışişleri konutunda
öğle yemeği verdi. Mönüde ne vardı bilmiyoruz, a-
ma AB büyükelçilerinin öncelikle Cem'in başının eti-
ni yediği kesin!
"Avrupa bize kanşamaz, kendi işine baksın" de-
mek de bir yol. Türkiye'nin yaran, ancak bütün yol-
lar tükendikten sonra bu aşamaya gelmeyi gerekti-
riyor.
Almanya'dan sonra AB'nin dönem başkanlığını
üstlenen Finlandiya'nın, teröre prim verilemeyeceği-
nin altını çizmesi olumlu bir başlangıç.
Yeni senaryolar
Bugün ve yann Italya'dan gelecek haberler pek
hoş olmayacak. Attilâ llhan dünkü köşesinde Ital-
ya'nın çok değil, daha bu yüzyılın ilk yansında yapıp
etuklerinin altını çizdi. Aynı Italya bugün, iç politika-
sının gidişini bile Apo'nun kurtanlmasına bağlamış
görijnüyoıi
Bugün Italya Parlamentosu'nda, "Türkiye'denApo
kaçtrma" operasının değişik bir perdesi oynanacak.
Başlangıçta konunun "özel gündemle" ele alınması
planlanıyordu. Ancak, Başbakan D'Alema bütçe gö-
rüşmeleri ıçinde eritılmesini kararlaştırdı.
Görünen o ki, muhalefet partileri D'Alema'yı kıya-
sıya eleştirecekler, onu pasif bulacaklar. Hatta 11
partili koalisyonun kimi üyeleri de kızacak. D'Alema
onlara karşı kendisini savunmada güçlük çekecek.
Türkiye de aynı kişiye kızacak, iki ülke ilişkilerinin da-
ha çok yara almasının an meselesı olduğunu söyle-
yecek.
Yarın ise yine Kalya'da Apo ile ilgili bir gündem var.
Istinaf Mahkemesi, öcalan'ın aylar önce yaptığı sı-
ğınma başvurusunu görüşecek. Bu mahkeme ilk ba-
kışta, "temsili" devam ediyormuş gibi görünüyor.
Ancak şöyle bir senaryo da gündeme getirilebilir
Mahkeme Apo'ya sığınma hakkı verir. Italya bu
aşamadan sonra bunun olanaklı olmadığını bildiği
için, "Evet, bu kişi artık bizim yurttaşımızdır, verin"
der! Böylece yargılamanın Avrupa yollanna düştüğü
bir sırada değişik bir zemin yaratılmak istenebilir.
Bütün bunlar oiabilir. Ancak bunlar şu gerçeği de-
ğiştirmez:
Türkiye haklılığını kanıtlamıştır.
Bu kanıtlamanın getirdiği büyüklükle hareket eder-
sek, Avrupa küçülecektir!
TMA1 luskaoıI Baştarafı 1. Sayfada
temlerinin yasaklandığı anlatıldı. "Türki-
ye'de yaörun yapacak bir ÇUŞ, yeni tekno-
loji transferi yapmaz veaynızamanda Tür-
kiye pazanna yönelik üretim \apar. girdi K-
hal eder ve kârını dışany a transfer eder ise
memlekerimi/in dış ödemeler dengesine
verdigi zararla kalabilir" uyansı yapıldı.
ÇTYA ile az gelişmiş ülkelerin sermaye
çekme rekabetinin azalmayacağı. tersine
bu ülkelerin ÇUŞ'lara yönelik daha büyük
ödünler vermek zorunda kalacaklanna
dikkat çekildi.
Tebliğdeki, "Müzakerenin DTÖ'desür-
dürübnesi ve DTÖ'nün bir anlaşması ola-
rak karara bağlanması ileimzalamayan ül-
kelere DTÖ'nün bir kuralını çiğnemiş mu-
ametesi yapdması ve ticari yaptınmlar uy-
gulanması amaçlanmaktadu-" uyansı dik-
kat çekti. Böylece bir devlete, DTÖ ha-
kem heyetlerince yapılacak inceleme so-
nucunda ihtilaf hal yöntemlerince ticari
yaptınmlar uygulanacağı belirtilen tebliğ-
de, Türkiye'nin, görüşmelerin DTÖ dışın-
da sürdürülmesi için yapılacak girişimle-
re katılmasının çıkanna olacağı kaydedil-
di.u
Mali plasmanlann" gelişmekte olan
ülkelerdeki istikrarsızlaştıncı etkisi dışın-
da, yurtiçi tasarruflan kovma etkisi yaptı-
ğı konusunda da güçlü kanıtlar bulunduğu
kaydedildi.
Hazine'nin, sermaye hareketlerinin ser-
bestleştirilmesi konusunda Türkiye'deki
bilim ve araştırma kurumlanna değerlen-
dirme yaptırtması gerektiği belirtilen teb-
liğde şöyle denildi:
"Bu araştırma alam Dünya Bankası ve
benzeri uluslararası finans kuruluşlaruun
sahte araştırmalan ile doludur. Türkiye,ti-
caret ve sermaye hareketlerinde genel bir
serbestleşmeye siyasal planda angaje ol-
muşsa ve bu hedefı terk etmeyi düşünmü-
yorsa biie bu hedefegidenyotdaki esnekük-
İerini koruyabilmeU."
. Tebliğde, Türkiye'nin ÇTYA görüşme-
lerinde dikkat etmesi gereken noktalar
özeile şöyle anlatıldı:
9 ÇTYA görüşmekrinin "aleni p
ması", muhtıra ve görüşmelerin basın-ya-
yın organlanna verilmesi istenmeli.
# ÇTYA'da, ÇUŞ'larm, yatınm yaptığı
ülke hukukunu çiğnemesi durumunda,
"mflfi muameleükesi" gereği ülke mahke-
melerinde kovTişturulmasımn kurallaştınl-
ması savunulmalı.
# Ülkeler için kabul edilen istisnai hü-
kümlerin kaldınlması konusunda süre ko-
nulmasına karşı çıkılabilir. Anlaşmada bu
ilke kabul edilse bile uygulamada geliş-
miş ülkeler her türlü baskı ile azgelişmiş
ülkelerin istisnai haklannı kullanmasını
sonaerdirmeye çalısacaktır. Çekincelerini
beyan etmiş Hindistan, Pakistan, Malezya
gibi ülkeler ile diplomatik işbirliği yapıl-
malı.
# Kunımlar vergisinin arttınlması ve-
ya şirketleri etkileyen yeni bir vergi salın-
masrnı veya dogal ve tarihi çevreyi koru-
ma önlemi alınmasını
u
mülkiyet hakkma
dokunma etkisi yapdğı" şek-linde yorum-
layacak ifadelere karşı çıkılmalı. ÇTYA'ya
göre ÇUŞ'lann tazminat hakkı, devletin
vergi salma hakkma önceliklidir.
# Yatınm sözcüğünün portfoy yatınm-
lan dışlayacak şekilde tanımlanması isten-
meli. ÇTYA'da yatınm sözcüğü, işletme
değerinin en az belirli bir payının ayni ve-
ya döviz şeklinde ithalini gerektirmeli.
# ÇTYA, Türkiye'nin uluslararası gö-
rüşmelerinde diğer konjonktürel gündem
maddeleriyle birleştirilmemeli. Adma ço-
ğu kez "refornı" sıfatı yakıştınlan bir kı-
sım düzenlemeler (sosyal güvenlik, tanm-
sal destekleme, tahkim vb). günümüzde
IMF ve Dünya Bankası ile sürdürülen ma-
li destek görüşmelerinin odağındadır. Dar
boğazlan aşmak amacıyla ülkemiz adına
bazı taahhütlere girişilmiş ise bunlara Tür-
kiye'nin kaynak tahsisi ve yönlendirme
politikalannı uzun dönemde etkisiz hale
getirecek yeni bir ödün kalemini eklemek-
ten kaçınmak uygun olur.