18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6TEMMUZ1999SAU CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15 6. Uluslararası îstanbul Caz Festivali'ne 3OO'ün üzerinde yerli ve yabancı müzisyen katılacak Standart caz ve Lathı ezgfleriKüitür Servisi - 300'ün üzerinde yerli ve yabancı müzisyen olmak üzere toplam 42 topluluğun katıldığı, Îstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın (ÎKSV) düzenlediği, 6 Uluslararası Îstanbul Caz Festivali ya- nn başlıyor. Standart cazın, Latin cazm ritmik örneklen, yüzyılımızın önemli şar- kı yazar ve yorumculan, çağdaş cazm önemli isimleri, 21. Yûzyılm müziği, caz- da elektronik ve etnik öğelerle yepyeni bir dil yaratan en önemli topluluklar bir arada bu festivalde. Garanti Bankası'nın festival sponsor- lugunda düzenlenecek konserlerin bu yıl baş mekânı yine Harbıye Açıkhava Tıyat- rosu olacak. Cazın en büyük ve en tanın- mış isimleri Açıkhava'da konser verir- ken. festivalin diğer konser mekânlann- dan Roxy. Babylon ve Dulcmea daha çok yeni 'Caz nereye gktiyor, veni caz nedir' sorulannın yanıtlannı verecek gruplan ağırlayacak. Üçlü ve dörtlü caz gruplan ise AKM Büyûk Salon'dave AKM Kon- ser Salonu'nda ızleyici karşısına çıka- cak. 6. Uluslararası Îstanbul Caz Festivali, yann Açıkhava Tıyatrosu'nda saat 21 .OO'de Brezilya'nın en sevılen şarkıcı- lanndan Daniela Mercury'nun konuk ol- duğu 'Brezilya Dans Gecesi'yle hareket- li bir başlangıç vapacak. 8 Temmuz gü- nüKübalı BandadeSantiagodeCubatop- luluğu ve Grammy ödüllü ArturoSando- val'ın Açıkhava Tiyatrosu'nda sunacak- lan konserde bol bol dans edecekler. 9 Temmuz'da Açıkhava Tiyatrosu'nda ön- ce Woody Herman Orkestrası. sonra "Du- ke EUington'ın 100. Doğum Yıh"nede- niyle Avrupa'da çok özel bir turne yapa- cak olan Smithsonian Jazz Mastenvorks Orchestra ve Los Angeles Dance Troupe sahne alacak. Duke Ellington hakkında kısa bir belgesel filmin de gösterileceği gece, aynı zamanda İK.S V'nin kurucusu Nejat F. Eczacıbası'nı anma gecesî ola- cak. Konserler bu yıl Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, Atatürk Kûhür Merkezi, Roxy, Babylon ve Dulcinea'da gerçekleşecek. 10 Temmuz'da Patti Smith. 11 Tem- muz'da Susanne Vega Açıkhava Tiyatro- su'nun konuklan olacak. 12 Temmuz gü- nü Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşe- cek konserde, Tom Wshs'in son albü- münde dikkat çeken Mare Ribot ön grup olarak sahneye çıkacak. Daha sonra La- tin dünyasının en renkli piyanistlerinden Chucbo Valdes ile iki yıl önce festivale gelen Mkhel Camflo Brezilya'nın esin- tilerini taşıyacaklar Istanbul'a. 13 Temmuz'da 21 .OO'de Açıkhava Ti- yatrosu'nda genç kuşağın önde gelen vib- rafonculanndan Stefon Harris, daha son- ra Joshua Redman Topluluğu ve Bran- ford Marsalis DöıHüsü son albümlerin- den örnekler sunacaklar.14 Temmuz'da blues ve gospel sevenlerin kaçırmaması gereken bir konser var. Saat 21 OO'de baş- layacak konserde önce BlindBoysof Ala- bama. daha sonra Ben Harper&lnno- cent Criminals bu tûrlenn örneklerini su- nacaklar. 15 Temmuz günü Açıkhava'da- ki konserler ise Kenny GarretQuartet ve CourtneyPine'nın. 17 Temmuz "daAçık- hava Tiyatrosu'nda 'Aicha' şarkısıyla ün- lenen Khaled, 16 kişilik orkestrasıyla Rai müziğinden örnekler sunacak. Atatürk Kültür Merkezi, Roxy, Babylon ve Dukinea Atatürk Kültür Merkezi, festival boyun- ca birçok usta ismin yanı sıra genç ku- şaktan da başanlı müzisyenleri ağırlaya- cak: Brad Mehldau Trto 8 Temmuz'da, BobJamesTrio 9 Temmuz'da, TunaÖte- nel Trio ve Emin Fuuhkoğhı'nun proje- si 'Detant' 10 Temmuzda, Charies Llyod & Friends 12 Temmuz'da, John Scofı- eld/Dave Holland/ Joe Lovano/Al Foster konseri ise 13 Temmuz'da yer alacak. AKM Konser Salonu'nda ise 15 Tem- muz'da Ayşe Tfltüncü Piyano ve Perküs- yon grubu, 16 Temmuz'da ise içinde bu yıl 50. sanat yıhnı kutlayacak olan Mafly Faiay Beşüsi'nin konseri var. Festivalde yer alan öteki üç mekândan Roxy "de Olu Dara,Groove Coiective,Nils Patter Molvaer 'Khmer', CoJd House, BuggeWesseltoft: Babylon'da ise Henry Threadgül, HarrietTubman, Charüe Hun- ter&Leon Parker. tlhan Erşahin's Won- deriand, DJ Martin Morales &DJ Dave Hucker konserleri; Dulcinea'da Monot- rans Project, Booster, Shrts'n Strings, Erik Tnıflaz yer alıyor. AvnıpaCaz FestivaferiBnfğiGenç Sa- natçdarDeğişim Programı' çerçevesinde gerçekleştinlecek konserlerde, 8 Tem- muz'da Roxy'de Norveç'ten Urban Con- nection, 13 Temmuz'da Babylon'da ise tspanya'dan DanidYacare&PaUoM.C*- minero çalacaklar. Paul Austerfabl niteliğindeki yeni romanında bir köpeğin sevgi ve bağlılık öyküsünü anlatıyor Rıılılar valıasım arâyan köpek Kent yazan olarak tanınan Auster bir kült yazar. Kiiltür Servisi - Gerçek bir yıldız, kutsanmış bir edebiyat adamı... Paul Auster... Sahnan Rüşdi'den Lou Re- ed"e, öğretim görevlılennden sine- ma yıldızlanna değin çok farklı ke- simlerin hayranlık duyduğu Auster, tam anlamıyla bir 'küh' yazar. Auster, yayımlanan ilk kitabı 'The An of Hunger'da, 1890 yılında unu- tulmaz romanı Açlık'ı yazan Knut Hamsun'dan söz ediyordu. Auster, para kavramını irdeleyen otobiyogra- fik kitabı 'Hand to Mouth'da ise ken- di açlık yıllannı anlattı. Fazla uzlaş- macı sayılmayan bir yazann kendi sesini bulabümek için geçmesi gere- ken tüm deneyleri ardında bırakıp yazdıklanyla tanınmaya başladıgın- da kırklı yaşlanna girmiştı artık. Bu- gün dokunduğu her şeyin alttna dö- nüştüğünü görmek, ona tatlı bir inti- kam duygusu yaşatıyor belki de... Auster'ın 'The Invention of Soli- tude'(Yalnızlığın Keşfi). 'New York Trilogy'(NewYorkÜçlemesi). 'Mo- on Palace'(Ay Sarayı), 'The Music of Chance'(Şans Müziği) ve 'Leviat- han" adlı yapıtlan, şüphesiz Ameri- kan romancılığının son on yılda ve- rilmiş en iyi örnekleri. Henûz 52 ya- şında olan Auster" ın kitaplannda sı- ra dışı bir şairlik yeteneği ve otobi- yografik anlatım ustalığım bir arada bulrnak mümkün. Auster şu gûnlerde yeni kitabının tanıtımı için Londra'da bulunuyor. Fabl özelliği taşıyan 'Timbuktu' ad- lı roman, bir köpeğin kendinı adadı- ğı büyük sevgiyi; dolayısıyla da bir köpeğin bakış. açısından sevgiyi an- latıyor. The Independent muhabirle- rinden Guy Manners-Abbott, Soho'da Auster'la yaptığı görüşmeyi anlattı- ğı yazısında ünlü yazan "Czerindeta- şıdığı narsistçe gurura dayanılması güç, ancakvine de çok kibar, sıcakve bir o kadarda profesNoneP sözleriy- le tanımlamış. Kitaplannda, evTen- sel sorulara yanıt arayan kahraman- lar yaratan Auster, yazmakta olduğu dönemlerde yaşadığı dünyanın bir kâğıt parçasından ibaret olduğunu Timbuktu, Auster'ın kendine özgü saplantılannın çoğunu bir arada top- layan bir kısa roman. Timbuktu'da öykü, Mr Bones adlı bir köpek tara- fmdan anlatılıyor. Köpek Mr Bones. aynı zamanda da gezgin şair Willy G. Christmas'ın sadık dostu. Roman, Willy G'nin, Edgar AUen Poe'nun evinin önünde ölmesiyle başlıyor. Ölürken köpeğine, mutlakaTimbuk- tu'ya gitmesini öğütlüyor Willy G. ve öykü, köpek Mr Bones'un ruhlar vahası Timbuktu'ya ulaşma sürecin- de yeni bir sahip arayışıyla gelişiyor. Kitabın karakterlerinden Willy G. • Timbuktu, Auster'ın kendine özgü saplantılannın çoğunu bir arada toplayan bir kısa roman. Timbuktu'da öykü, Mr Bones adlı bir köpek tarafından anlatılıyor. Mr Bones, aynı zamanda da gezgin şair Willy G. Christmas'ın sadık dostu. söylüyor. "Bu kâğıdın kanatlan var adeoT diyor Auster, "Tımbuktu üze- rinde çahşttğım beş >ıl boyunca, Bro- okh n'deki evimk Karayipler arasın- da istediğim ber yerde yazmanu sağ- 'Kent yazan' olarak tanınan Aus- ter' ı SaulBeflow'abenzetenler de var, ancak o, Yahudi olmanın kendisinde yarattığı tek duyguyu şöyle dile ge- tiriyor. "Gerçekten de kendimi ifik- lerime kadar Amcrika'ranbir parça- sıgjbihissediyonım. anıa aynı zaman- da başka bir yerden geldiğunj de bi- liwrum."* sıradan bir yazar. Mr Bones ise sahi- binin dilini tıpkı bir çocuk gibi öğren- miş sadık köpek. Mannes-Abbott. Auster'ın yeni romanını 'öncekOere oranlafaziasıylanarin' sözleriyle ta- nımlıyor. Ancak sevgi, iyilik gibi te- malara odaklanma biçimi ve dili ba- kımından özellikle de ilk romanla- nyla tutarlık gösteriyor. Sevgi öykü- lerinin her zaman ilgisıni çektiğini söylüyor Auster. Adeta sanatla kumar oynuyor. Ak- lına gelen şeyi hiç tereddütsüz. anın- da gerçekleştirecek kadar cesur. Baş- rolleriru Harvey Kehel ile Mira Sor- vino'nun paylaştıklan ilk film 'Köp- rüdeki Lulu'yu (Lulu on the Bridge) yönetirken de; eşi, romancı Slrl Hust- vedt'e aşık olurken de aynı ruh hali içinde bulunduğunu belirtiyor "Siri benfan ha>"atımı kurtardı. Onun var- bğı, >'asam karşjsında aklunı vitirme- miönlüyor'". Ahlakın hor görülmesıne dayana- madığmr, ancak bunun çağımızın la- neti olduğunu ve ne pahasına olursa olsun ahlaksızlıklara engel olmak is- tediğini söylüyor Auster. Yaşamın rastlantısallığınaolan inancı, sağlam espri anlayışı ve güçlü anlatımıyla birleşince her türlü felaket insanlariçin yeni firsatlara dönüşebilıyor, ölüm bile yeni bir yaşamın kaynağı oluyor hatta... Auster bir kitaba başlarken sonunun nereye gideceğını bilmedi- ğinı söylüyor. "Herdefasmdahiçten başlanm ve hep yeniden yaratmak zorunda olduğumu bilirim.Böyte za- manbrda kcndimi nedentikaybohnuş hissettigimi ve nasıl korktuğumu an- latamam. Kitap yazmak. o kitabı na- sıl yazacağunı öğrenme sürecimdir. Işte bu yüzden her kitabın ayn bir to- nu var ve ben müziği yakalamak zo- nında\ım.\aznva>ısürdürebümemin tekyohıbu." Müzik. büyü ve aşk, düş kmklığı ve huzursuzlukla yan yana duruyor Auster" ın romanlannda. Hiçlik nok- tasında meydana gelen bu kesişme- den de. yaşıyor olmaktan duyulan masumane bir keyif çıkıyor ortaya. Kunsthaus Zürich'te modern ve çağdaş sanatı besleyen akımlan irdeleyen bir sergi 21. yüzyılm gizil güçleri... NECMİSÖNMEZ ZÜRtH -2000 yılına yakınlaşnğımız süreç içinde gün geçmiyor ki, 20. yy. sanatının farklı bir karakterinı retros- pektif biçimde ele alan bir sergi açıl- masm. Sahip olduğu önemli koleksi- yonuna rağmen tutucu olmayan gün- cel sergileriyletanınan KunsdıausZü- rich'te açılan 'Steiner, Beuys, Belyji, Kıınz.Rkhtkraeftefür das 21.Jahrhun- dert' başhkJı sergi, kapamak üzere ol- duğumuz yüzyılda, yapıtlanyla oldu- ğu kadar düşünceleriyle de devrimci, sorgulayan güçleri beslemiş olan önem- li kaynaklan irdeliyor. Theosophie'den batıl inanca, insanın içinde taşıdığı 'dünyayı değiştirebikcek güçten' ne- den sanatı kavramak zorundayız tema- lanna dek, normal bir sergi boyutunu aşan filozofi temalann ele alındığı bu sergide, izleyici gerçekte zor bir te- mayla, yamtı bilinmeyen sorularla kar- şı karşıya bırakılıyor. Sergide gösteri- len işler de oldukça problemli. Antroposofı'nin kurucusu olan Ru- dolf Steiner (1861-1925), tek ya da çok tannlı dinlerin, filozofi, sanat ve bilimle birlikte yorumlandığında, tüm insanhk için yepyeni bir açılım nokta- sınm doğacağına inanıyordu. 1913'te Basel yakınlanndaki Domach'ta kur- duğu Anthroposophie Derneği'nde yaptığı konuşmalar ve yaymlanyla, Mondrian'danKandinsky'edek, 20. yy. estetığini çi\iye asarak yeni bir sanat anlayışının kapılannı aralayan ressam- lan da yakından etkileyen Steiner, ver- diği derslerde sürekli olarak siyah tah- taya renkli tebeşirlerle diyagramlar, notlar çıkanyor ve karmakanşık bir düşünce sarmalı olan fıkirlerini öğren- cilerine açıklamaya çalışıyordu. Zü- rih'teki sergi öncelikle Steiner'in 1911- 25 arasında yaptığı elliden fazla kara- tahta desenlerini izleyiciye sunuyor. Zor okunanbir Almancaya karşın sem- bolık formlarla, renklerle donatılmış olan bu desenler tamamlanmamış bü- yük bir yaratı. düşünce dünyasının ka- pısını aralıyor izleyicilere. 21. yy. sanatının en fazla yanlış an- laşılmış sanatçılanndan biri olan Joseph Beuys, düşünen her insanın hiçbir öğ- retiye, formlandırmaya gerek duymak- sızın sanat yapabileceğini, dolayısıyla her insanın bir sanatçı olduğunu sav- ladığmda. ortaçağdan ben sanatçıya doğaüstü güçler tanıyan akademik inan- cvn temellenne dinamit yerleştirmis, oluyordu. Sergide sanatçınm 'Rkhtk- raefte' ısımh yerleştirmesinin yanı sı- ra bılınen edisyonlan yer ahyordu. Ste- iner'le Beuys arasındaki dıyalog, ortak düşünce birliktelikleri ancak son on yıldan ben biliniyor. Zürih'te zorunlu olmadan bir araya getirilen yapıtlany- la her iki düşünür, insanoğlunun 'ger- çek' maskesi altında nasıl uyutulduğu- nun, sormak, araştırmakyerine gözüka- palı inanca sürüklendiklerini tematize ettikleri içİH izleyiciye bir tür 'özgür- leşme modeB" sunuyor. Sözcüklere, sa- nat tarihinınbilinenkahplanna sıgma- yan bu özgürleme arzusunun ne oldu- ğunukavramak içinher ikisinindepek açık olmayan düşünceevrenlerine dal- mak, okumak ve rahatsızlık uyandın- cı sorular üretmek gerekiyor. Andrej Belyji (1880-1934) ve Em- ma Knnz (1892-1963), ne olduklan anlaşılamayan iki yaratıcı insan. Sem- bolist bir Rus şairi olan Belyj, uzun bir süre Steiner'in etkisinde kalmış ve in- san ile doğaüstü güçler arasındaki di- yaloğun izlerini sürmüştü. Kunz'u ise telepati gücünü tıbbın iyi edemediği hastalan tekrar sağlıklanna kavuştur- mak için çaba harcayan biri olarak ta- nımlamak mümkün. Steiner'in etkisi al- tında kalmamak için ondan bilinçli ola- rak uzak kalan Kunz'la Steiner'in öğ- rencisi olan Belyji arasındaki ortak nokta, her ikisinin de resim yapması. Sergide Kunz'un resimleri büyük bir salonda sergilenirken Belyji'e ait hiç- bir çalışma gösterilmiyor, sadece mek- tuplan ve yaşamına ait notlar izleyici- lere sunuluyor. Bir çağdaş sanatçı, bir filozof, ne ol- duklannı kendilerinin de bilemedikle- ri iki yaratıcı insana ait olan ürünleri bu- araya getirmeye çahşan bu serginin en önemli özelliği, sanat eserinin arka- sındaki düşünce dünyasuu sorgulaya- rak izle\icileri tekrar düşünmeye, ya- ratıcı olanı kendi kendilerine bulmaya itmesi. Sanat yapıtlannın vitrinden in- dinlip tekrar sorgulanması anlamına gelen bu eğilimi pek az izleyicinin kav- rayabileceğini tahmin eden sergj yapım- cılan, her yapıtın yanına açıklayıcı bir levha koyarak sergiyi anlaşıhr kıhna- ya çalışmışlar. Ancak hem Beuys hem de Steiner örneğinde görüldüğü gibi, bazı düşünceleri kavTamak zor, imkân- sız hatta. Tam evet anladım galiba de- diğinizde onlar farldı bir oluşuma, su- yun etrafindaki halkalargibi giderek bü- yüyen farklı evrenlere açılıyorlar. 21. yy. sanatını farklılaştıran da izleyicile- ri normal resimler ile heykellerde de- ğıl. 'çıplak düpioce'' ile yüz yüze ge- tirecek olması. Sergi ağustos sonuna dek Kunsthaus Zürichte iz- lenebOir ^Jaseph Beuys). James Brovvn'm konseri yarm • Kültür Servisi - Soul müziğin önde gelen isimlerinden James BTOV.TI yann akşam Îstanbul'da konser verecek. Romantik şarkılanyla sevilen Bryan Adams da persembe akşamı Istanbullu müzikseverlerle buluşacak. Ahmet San Productions organizasyonu ile düzenlenen konserleT Beylerbeyi Stadyumu'nda gerçekleştirilecek. Konserlerin büetleri AKM, Taksim, Akmerkez, Suadiye ve Galleria'daki Vakkorama mağazalan ve • Ulusoy Travel Center'dan alınabilir. Bilet ücretleri, ' saha içi 7.5 milyon, numaralı tribün 10-15 milyon, -1 VIP 20 milyon, özel V1P 30 milyon lira olarak belirlenmiş. Karakuş'un kitabı HoHandacada • Kükür Servisi - Hidayet Karakuş'un 'Bilgisayara Giren Tırtıl' adlı çocuk kitabı Hollandacaya çevrilerek geçen mayıs ayında Amsterdam'dakı Uıtgeverij De lnktvis Dordrecht'de (Ahtapot Yayınevi), Mor Gezegen adıyla yayımlandı. Yayınevi yetkilileri, çocuk kitaplan yayınına ilk aşamada sekiz ülkeden sekiz kitapla başladıklannı, Türkiye'den de Hidayet Karakuş'un 'Bilgisayara Gıren Tırtıl' adlı çocuk romanını akıcı, olaylan heyecan verici ve çocuğun düş gücünü kamçılayıcı bularak beğendiklerini açıkladılar. Kitabı Türkçeden Hollandacaya Hill Van Walraven çevirdi. Balkanlaptaptışrtıyor • Kültür Servisi - Bugün saat 19.00"da tstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde 'Balkanlar'dakı Durum' başlıkh bir panel gerçekleştirilecek. Bilgi Üniversitesi ve Transeuropeennes dergisı işbirlığiyle düzenlenen panele konuşmacı olarak, CERI Uluslararası llişkiler ve Araşürmalar Enstitüsü yöneticisi ve Paris Sıyaset Bilimi Enstitüsü profesörü Jacques Rupnik. Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetımi Bölümü öğretim görevlisi Ferhat Kentel ve Transeuropeennes dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ghislaine Glasson Deshaumes katılacaklar. Türk karikatiipistlenlen İntemette mizalı dergisi • Kültür Servisi - Türkıye'de kankatürlenn ciddi anlamda ük kez hareket ettinldığı \e seslendirildıği web sitesi olan grafi2000.com, kankatürıst-yazar Varol Yaşaroğlu ile karikatürist Fatoş Yaşaroğlu tarafından hazırlanıyor. Adresi http://www.grafi2000.com olan dergı, heT cumartesi eski sayılannı da içine alarak güncelleşiyor. Sitenin içinde flash animasyonlan, fantastik çızgi romaıüar, absürd kısa çızgi filmler, fotoğrafık flash animasyonu ile hazırlanan sayfalar. e- mail yoluyla gelen fotoğraflann güldüren aynalarda komikleştirilmiş halleri, uyduruk şarkı sözleri, şo\' dünyasının renkli karakterleri ve çeşitli reklam şirketleriyle basın yayın organlanna verilen kreatif . hizmetlerin başlıklan yer alıyor. Boişoy Balesi beş yıl sonra ilk kez Londra'da • Kültür Servisi - Rusya'nın dünyaca ünlü topluluğu Boişoy Balesi beş yıl sonra ilk kez cumartesi günü Londra'da olacak. Boişoy Balesi tur programı kapsamında Londra'daki Colesium Tiyatrosu'nda Giselle, La BayadeTe, Uyuyan Güzel, Raymonda, Spartaküs ve Don Kişot gibi klasikleri sergileyecek. Balenin Nina Ananiashvili, Nadezhda Grachova, Nikolai Tsiskaridze ve Mark Peretokin gibi ünlü dansçılannın yanı sıra genç sanatçılan da gösterilerde yer alacak. Boişoy Balesı'nin gösterilerinin ardından Londra'da bir hafta boyunca da Boişoy Operası gösterilerini sunacak. Sinema Günteri'99 sürüyor "< • .\NTALYA (AA) - Altm Portakal Kültür ve Sanat • ' Vakfı tarafından Antalya KültüT Merkezi"nde düzenlenen Sinema Günlen'99 'Benim Adım Joe' adlı filmin gösterimiyle sürüyor. 51. Cannes Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne değer \ bulunan Peter Mullan, kendisine ödül getiren "Benini Adım Joe' ile AKM Aspendos Salonu'nda 6-7 Temmuz tarihlerinde sinemaseverlenn karşısında olacak. Mark Sandman öMü ' • Kültür Servisi - Amenkalı rock grubu Morphıne'm lideri ve solisti Mark Sandman, Italya'da verdikleri konser srasmda geçirdiği kalp knzi sonucunda yaşamını yitirdi. 'In the Name of Rock' festivali • kapsamında Roma yakınında gerçekleştirilen konserde. 47 yaşındaki sanatçı ikinci şarkının sonunda, 2 bın . kişilik izleyici topluluğu önünde kriz geçirdi. ! Sandman, hemen sahneye gelen doktorun kalp masajına rağmen kurtanlamadı. Bostonlu Morphine üçlüsü, rock müziğine saksofon tınılannı katarak adını duyurmuştu. Londra'da Fransnmünkallert < • Kültür Servisi - Londra'nın ünlü West End * Tiyatrosu gelecek sezon üç büyük Fransız müzikaline ev sahipliği yapacak. Bu üç mega prodüksiyondan biri. Kanada'da gişe rekorlan kıran 'Napolyon'. Diğer ikisi ise Charies Aznavour imzalı 'Lautrec the Musical" ve. Victor Hugo'nun dev eserinden esinlenilerek sahnelenen'Notre Dame de Paris'. BUGUN • AKSANAT'ta 12.30 ve 18.30 saatlennde lazer- diskten Bon Jovi'nin 'TSevv Jersey' pop konseri izlenebilir. (252 35 001 • BORUSAN KtlLTUR VE SANAT NIERKEZÎ'nde saat 10.00'da Uğur Değinnencioğlu'nun 'Ses ve Devinim Atölyesi', 12.30 ve 17.30 saatlerinde videodan Puccini'nin 'Madam Butterfly' operasının gösterimi yer alıyor (292 06 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle