Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1999 CUMARTE
HABERLER
kamu kuruluşlannda geniş çaplı kadro hareketi gerçekleştirdi
VP kadrolaşması sürüyorıdünkü
ı 50
ındı.
Josyal
ile bağlı
inJann
i 17'yi
ANKAR4(Cıunhuri}«tBûrosu)-Hükümet,
7 bakanlık ve kamu kuruluşlannda geniş çap-
lı kadro hareketi gerçekleştirdi. Resmi Gaze-
te'nin dünkü sayısında 50 atama karan yayım-
landı. Yalnız Çalışma ve Sosyal GüvenJik Ba-
kanlığı ile bağlı kuruluşlannda çahşanlann ata-
ma kararnameleri 17'yi buluyor. Çalışma Ba-
kanlığı ve birimlerindeki kadro değişikliği 41
kişiye ulaşü.
TBMM Başkanı Yddınm Akbulut, TBMM
Genel Kurul Salonu yolsuzluğunun ortayaçık-
masının ardından eski TBMM Başkanı Hik-
met Çetin'in göreve getirdiği Teknik Işlerden
Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet
Kın'ı görevinden aldı. Kın'ın yerine Genel
Sekreter Vahit Erdem'in Sivil Savunma Miiş-
tesarhğı dönemindebirlikte görev yaptiğı Cen-
gizKöksal atandı.
unanis-
>aşlayıp
irüşme-
a.Terör
lanson-
rtcheye-
ı,görûş-
şbitiıid
tlerinın
alog sü-
t dikkat
.•yetleri-
ıde Ati-
ılerinde
•lerek 6
rayışına
.ylül ta-
ıpıiacak
ı, ticaret
'a getin-
hlerinde
ıtoplan-
lar, terör
konula-
nalarya-
<anı Mit-
iç beş ay
;yin hal-
: "ancak
kaydede-
radekar-
nmustur,
ırgkkce-
ıdlardan
edı.
saatlerde
sın men-
antısı dü-
ri heyeti-
dardagö-
jekti.
jefanedi
yapılan
en nokta-
îörüşme-
İagazete-
layan Yu-
rerkonu-
Vbduüah
fuz bile
r. Yunan
öreTûrk
la hiçbir
. Ancak
unuoyu-
•re bağlı
ilerimiz
k Yunan
conulan
ı ve not
nan Dı-
inci tur
olduk-
TürkpotisininABD'de eğitimiplanlanıyor
ANKARA (CumhuriyetBûrosu)-ABD'nin in-
san haklanndan sonanlu Dışişleri Bakan Yardım-
cısı HaroM Koh, dün Ankara' ya geldi. Koh, Gü-
neydoğu illerinde de incelemelerde bulunacak.
Koh, dûn Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk ta-
rafindan kabul ediidi. Türk, iki üike insan haklan
alanmda işbiriiği yapılması konusunun ele alındı-
ğını kaydetti. Türk, ABD ile Türkiye arasmdaki
işbirligi çerçevesmde "Törk po&terinin ABD'de
e^tim progranuna kanlmaa. hâkim ve savcüar
araanda karşıhktı egtim mübadek programlan-
aiB vapümasr uygulamalannm öngörüldüğünü
bildirdi. Koh'un eski tHD Başkanı Akm Birdal'ı
cezaevindeziyaret etmek için başvuruda bulundu-
ğu yönündeki haberlerin anımsatılması üzeriıre
Türk. "Btam hukukumuza göre hûkümtüler. ak-
rabalanvçTürkiye'ninih^sibulunduğuulııstar»-
rssıkunılıı^aniitefliskileritarafindaııziyar^edi-
lebffir. Bunun dışmda bbr ziyaret ofatna& joktnr"
dedi. Koh, Ankara'daki temaslannın ardından Gü-
neydoğu illerine ve IstanbuFa gideceğini, daha
sonra yine Ankara'ya döneceğini bildirdi.
Fazilet Partili Cul: Dıs müdahale siyaseti zayıflatıyor
Yalçıntaş da istifa ettiANKARA (Cumhurm* Büro-
su)-FP Başkanlık Divam'nda, si-
yasi yasaklı Necmettin Erba-
kan'ın müdahalelerine tepki için
başlayan istifalar sürüyor. Abdul-
lah GüL Cemil Çiçek, AJİ Coşkun
ve Abdülkadir Aksu'dan sonra
dün de Nevzat YaJçuıtaş, genel
başkan yardımcılığı görevinden
aynldı. FP lstanbul Milletvekili
Abdullah Gûl, partinin çok daha
iyi yönetilmesi gerektiği düşün-
cesinde olduklannı, dı-
şandan müdahalelerin
siyaset kurumunu za-
yıflattığmı söyledi.
Başkanlık divanmdaki
görevierinden alınarak
yerlerine atama yapı-
lan trfan Göndüz ve
Eyüp Sanay ile bu ge-
lişmeye tepki göstere-
rek genel başkaniık gö-
revlerinden istifa eden Gül, Cemil
Çiçek, Ali Coşkun ve Abdülkadir
Aksu, dün kendilerine destek ve-
ren grup başkanvekili Bfilent
Annç ile ortak basın toplantısı dü-
zenleidi.
Milletvekilleri partiden aynl-
mak ve yeni bir parti kurmak gi-
bi bir amaçlan olmadıgını belir-
tirken yine parti yönetimini eleş-
tirdiler. Ortak basın toplantısınm
sözcüsü Abdullah Gül,şunlan
söyledi: "Biziınbakışaçımıza gö-
re Türk siyasaJ hayatı derin bir
kriziçindedir. Si>aset kurumu her
geçengünzavrflamaktadırvesiya-
setçilerin toplum nezdindeki iö-
ban ber geçen gün güç kaybet-
mektedir. Kuşkusuz bunda siyaset
kunununa dışandan yapılan hak-
su müdahalelerin payı büyüktür.
Fakat siyasetçiler, olumsuzluklan
dış unsuriara yükieyerek sorum-
• FP Başkanlık Divianı'nda,
Erbakan'm müdahalelerine
tepkiler yenilikçi gruba yakın
isimlerden Nevzat
Yalçıntaş'ın istifasıyla sürdü.
Abdullah Gül, isnfalann ucuz
iktıdar mücadelesı olmadığuu
söyledi
luluktan kurtulamazlaıf
Gül, "dışandan müdahaleter"
tanımını yaparken Kecmettın Er-
bakan'ı mı kastettiğine ilişkin so-
ruya. "Burada söyiediğiın, genel
olarak Türk siyasetine dışandan
yapılan telkinlerdir. Bu bir parti
değüdir. Bütün Türk siyasetini
sö>tüyorum'* yanıtını verdi.
"FP'yedtşandanmüdahaJevar
mı" sorusuna "Genel başkanımız
bu konuda açıklamalarda bulun-
du" karşılığmı veren Gül, "Siz
müdahak istiyormusunuz" soru-
su üzerine "tsteğimiz,partinin da-
ha iyi yönetilmesi ve beklentileri
kar^lamaya yöneök bir yapüan-
m m gHTnesJdir" dedı.
Gül, Anayasa Mahkemesi 'nde-
ki kapatma davası dolayısıyla
kongre takviminin henüz belirle-
nemediğini söyledi. Gül, genel
başkanlığa aday olup olmayacagi-
na ilişkin olarak "Bu,
giinü geonce parti için-
deki arkadaşlaıia ko-
nuşarak karar verile-
cek bir konudur" de-
di. Gül, istifalannın da
yansıtılmaya çalışıldı-
ğı gibi "ucuz bir ikti-
dar mücadelesi olma-
djğı" görüşünü savun-
du.
Yenilikçi gruba yakın isimler-
den Nevzat Yalçıntaş da Recai
Kutan'a sunduğu istifa dılekçe-
sinde,
u
Başkanlık divanında bo-
şalmış olan üye savısmın çok ol-
maa sebebiyte ve FP Başkanlık
Divanı'nın teşkilini kolaylasür-
mak gayesiyle Genel Başkan Re-
cai Kutan Bey'e bu imkânı sağla-
mak için görevimden çeküiyo-
rum"dedi.
Hükümetin, dünkü Resmi Gazete'de yayun-
lanan atama kararlanyla KtT Genel Müdürü
Ayşe Dönmezer ve Sigortacılık Genel Müdü-
rü TeomanKerman, HazineMüstesar Yardım-
cılığı görevlerine atandüar.
MHP'ye bağlı olan Toplu Konut Idaresi'nin
başkanı da defiştınIdı. Kemal Ünsal başka bir
göreve atanmak üzere görevden almırken ye-
rine Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr.
Kamil Uğurtu TOKİ Baş-
" • " " " " " " ^ kanı yapıldı. BaşbakanJık
Müstesar Yardımcısı Ömer
Kayır, Başbakanlık Mûşa-
vırhği'ne atandı.
Bakanlık ve kuruluşlarda
yapılan atama kararlan da
şöyle: Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı APK
Daire Başkanı tsmail AŞÇJ-
oğlu, Ömer Gürsov Basba-
kanlık Müşavirliği görevine
getirildi. Devlet Meteorolo-
ji Işleri Genel Müdür Yar-
dımcılığı'na Kredi Yurtlar
Kurumu Genel Müdürlüğü
Ankara Bölge Müdürlüğü
Dikimevi Yurt Müdürü
Ömer Yıimaz, Maden Tet-
kik ve Arama Genel Müdür-
lüğü Güneydoğu Anadolu
Bölge Müdürlüğü'ne ise
Kadri Bozan getirildi.
Adalet Bakanlığı Müste-
sar Yardımcılığı'na Kanun-
lar Genel Müdürü Uygur
Aktalay atanırken aynı ku-
rumda daire başkanı olan
Ali Em genel müdür oidu.
Açık bulunan Tanm ve
Köyişleri Bakanlığı Müste-
sar Yardımcılığı görevine
Bakanlık Müşaviri Mehmet
Alkan, Sanayi ve Ticaret
Bakanhğı tç Ticaret Genel
Müdürlüğü'ne Genel Mü-
dür Yardımcısı Abdurmh-
man Ozenbaş, Ölçüler ve
StandartlarGenel Müdürlü-
ğü'ne aynı yer genel müdür
yardımcısı İsrafil Çetikatan-
dı.
Kültür Bakanlığı Müste-
sar Yardımcılığf na Hukuk
Müşavin Abdullah Dörtle-
mez getırilirken Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'nda Müstesar Yardımcı-
lığı kadrosu dörtten beşe çı-
kanldı. Hazine Müsteşarlığı
Kamu Finansmanı Genel
Müdür Yardımcılığı'na ay-
nı yer daire başkanı AJB İb-
san Gelberi getirildi. lçişle-
ri Bakanlığı Mülki İdare
Amirliği Hizmetleri Sını-
fı'ndan açık bulunan Bakan-
lık Müşavirliği'ne Müstesar
Yardımcısı Ozgen Gökalp
atandı.
SSK Genel Müdür Yar-
dımcısı Selahattin Aras gö-
revinden alınarak yerine Ta-
nm ve Köyişleri Bakanlığı
Bakanlık Müşaviri Ömer
Emre, SSK_ Genel Müdür
Yardımcısı ÖmerÇakmak-
çı görevinden alınarak yeri-
ne Dr. Serdar Sargm getiril-
di. Görevinden alınan yöne-
tim kurulu üyesi Tuncer
Dönmez'ın yerine Dr. Hüs-
nü Sivaboğtu, Çalışma Ge-
nel Müdür Yardımcısı Ka-
sun Afşin'in yerine de Ay-
nurGüneş getirildi.Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı Çalışma Genel Müdür
Yardımcısı Perihan San,
Bakanlık Müşavirleri Isma-
il Bayer, Ahmet Koçak, Bü-
lent PiyaL Okay Karayakan
görevlerinden aluurken Fat-
ma Zeliha, Filiz Erman
Örekü Bakanlık Müşavirli-
ği'ne atandı.
ARAYIŞ
TOKTAMIg ATE$
lyimserüK
Çok tartışılan ve eleştirilen iki yönüm olduğunu bili
siniz. Bunlardan biri; kimileri tarafından ışın bulunan v
karşırndaki insanlara prim verdiğim iddia edilen ho<
görüm; ikincisi de, insanlanrehaveteittiği ileri sürüle
iyimseriiğim...
Gene bildiğiniz gıbi, bu iki konuda sayısız yazı yaz
dım ve bu yönlerimin gerekçelerini anlattım. Zaten ya
şadığım olaylar da (en azından bence), beni haklı çıkar
tıyor. Bu gün sizlere, iyimseriiğimi doğrulayan bir şey
lerden söz etmek istıyoaım.
Geçenlerde postadan ilginç bir kitapçık çıkt. Dr. Ha^
şim Taşbağ, "Hekimlîk Yaşamımdan Anılar" başlıkl
bir kitap yayımlamış. 1913 yıhnda Sinop'ta doğan Dr
Taşbağ, dahiliye ihtisası öncesinde ve sonrasında,
mecburi hizmeti sırasında görüp yaşadıklannı kaleme
almış. Genç hekimlerimiz bundan ne sonuçlar çıkartır-
lar bilemem, ama ben kendimce çok şeyler çıkandım
ve bunlan sizlerie paylaşmak istiyorum.
Dr. Taşbağ'ın hafk ile ve memteketin sağlık soaınla-
nyta ilk karşılaşması, 1930'lann sonlannda staj için grt-
tiği Adana'da oluyor. O yıllarda sıtma ve trahomun çok
yaygın olduğu Adana bölgesınde bulunan Sıtma Ens-
titüsü'nde staj yapan Dr. Taşbağ, izienimlerini şöyle di-
le getiriyor:
"...Sıtma o yıllarda memleketin her tarafında adeta
epidemik bir boyutta kol geziyordu. Adana 'da gittiği-
miz her köyde odalann köşelerinde anofeller (sıtmayı
bulaştınan sivrisinek cinsi) ûzüm salkımı gibı kûmelen-
mişlerdi. Çocuklardan ayakta olanlann kannian şişti ve
yürümeJeri hamile kadınlan andınyordu... Köyün me-
zartığı evlerinin hemen bitişiğinde idi, ölümleiç içeya-
şıyoriardı. İlk kez gördüğümüz bu acıklı tabto her köy
evinde aynı idi ve bizleri çok üzmüştû..."
Dr. Taşbağ'ın trahomlu köylerde gördükleri, srtmanın
yaygın olduğu köylerden çok daha çarpıcı:
"...iki gün sonra trahomlu bölge köylerine götürûl-
dük. Köyün ilkokul çocuklannı hekimlergeliyordiye sı-
ralanmış, hocalan başta, hazırol vaziyetinde bızi bek-
lerbulduk. Uzaktan bakıldığında çocuklardan ön s/ra-
tfa olanlann gözlerinde siyâh gözlük vardı. Yaklaştığı-
mızda ne görelim? Siyah gözlük sandığımız kara hal-
ka kara sinek değllmi? Hocamız, bu sineklerin göz ka-
pakkenariannı tutan trahom kabarcıklannı emdikçe bir
tûranestezitesinyaparakyanma ve acılan hafiflettiği-
ni, bu nedenle çocuklann sinekleri kovmadığını söyle-
yince, yine hepimizi bir ürperti aidı..."
Gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'dan böy-
le bir miras devralmıştı. Sıtmave trahoma ek olarak ve-
rem vb. gibi hastalıklar milleti inim inim inletmekteydi.
Ve genç cumhuriyet, o günlerin çok ciddi olanaksızlık-
lan içinde, bütün bunlan saf dışı etmeyi becerebilmiş-
ti. (1990'lann, nispeten ekonomik dartıoğazı aşmışTür-
kiye'sinde, verem hastalığının yeniden yaygınlaşması
çok ilginç bir gelişmedir ve bir sürü gevezelik içinde,
neretere geri dönmekte olduğumuzu göstennesi bakı-
mından üzerinde durulması gereken bir konudur).
Dr. Taşbağ'ın daha sonra görev yaptığı ipsala, Kara-
burun ve Daday'la ilgili çok ilginç gözlemleri var Gü-
nümüzün okurunu düşünceye sevketmek için, İpsala
ve Karaburun'a gidişterini sizlerie paylaşmak istiyorum:
"...İpsala'da vazifeye 1938yılı Ekim ayının son haf-
tasında başladım. Istanbul'dan trenle Uzunköprü'ye,
oradan otobüsle Keşan 'a geldim. İpsala'yapostayı gö-
türen yaylı bir arabanın gittiğini, başka da vasrta olma-
dıgını öğrenince Ahmet isimli arabacı genci buldum.
Yola koyulduk. Şonbahar yağmurian başlamış, yollar
çamuriçindeydi. Altı saatsonunda arabacım Ipsalaya
geldiğimizi söyledi. Arabadan indim, yolda sağa sola
sarsılmaktan sersem olmuş, dengem bozulmuştu..."
Bugün hızlı bir arabayla 2.5 - 3 saatte gittiğimiz İp-
sala, o dönemde işte böyle bir yendi. Hete bugün ne-
redeyse Izmir'in bir mahallesi olan Karaburun'a gidişin
öyküsü, bence daha ilginç:"... Vapurla Izmir'e, oradan
da Karaburun'a hareket ettik... 'Uşak' isimli küçücûk
birkörfez vapuru Izmir-Karaburun seferiniyaptyordu,
karayolu yoktu... 'Uşak' vapuru körfezde bulunan kû-
çûk askeri adalara da uğrayarak 3-4 saatte dalgalarla
boğuşarakKaraburun iskelesineyanaştı. Benı de, eşi-
mi de deniz tutmuştu, karaya ayak basınca canlandık.
Iskele meydanında bekleyen iki kişi vardı: Kasabanın
yegâneyüktaşıyıcısıbirkatır, katırcı veyardımcısı! Ge-
leceğimizden kaymakam beyin haberi olduğu için bu
ekibigöndermiş. Daha sonra, ilçede dört tekerleklihiç-
bir aracın olmadıgını öğrendik, çünkü kuş yuvası gibi
tepe üzerinde kurulmuş bu kasabada motoriu aracın
yürüyebileceğiyolyoktu..."
Türkiye bugünlerimize işte o günlerden geldi. Üste-
lik birkaç dönem hariç, büyük dış sorunlaria uğraşarak
ve zaman zaman kesintiye de uğrasa, önernli bir bölü-
mü göreceli bir demokrasi içinde...
Günümuz Türkiye'sindeki yönetimden memnun ol-
mamız ve sağlananlan yeterlı bulmamız elbette müm-
kün değil. Özellikle demokrasi ve paylaşım konulann-
da çok ciddi eksiklerimiz var ve bunlan düzeltmek için
çabalamak zorundayız.
Ancak kötümserliğe yer vermemeliyiz. Eğer o gün-
lerden bugünlere gelebildiysek, bugünlerden daha gü-
zel günlere gitmemek için hiçbir nedenimiz olamaz.
Karamsariık, hızımızı keser...
oralcalislar@turk.net
im'i Anlamak...
'- lan" tezini geliştirdiler. Global-
. leşme tartışmalannın yaygın-
laştığı bu dönemde de Mark-
sizmin soruna ulusal sınırlann
ötesinde bakan anlayişının ne
kadar önemli olduğu bir kez
daha aniaşılıyor.
• "Uluslararası tahkim" tartış-
; masına da bir milli sorun olarak
î bakmak yerine, çokuluslu şir-
îketlerin yarattığı dünya ege-
J menliğine nasıl karşı durulaca-
; ğı sorunu olarak bakmak daha
; yerinde olur. Tahkim tartışma-
* lan, gazetelerin köşelerinde de
* gündemden düşmüyor. örne-
* ğin Ertuğrul Özkök, "ulusla-
»rarası tahkim"\ eleştirenleri
* "milli egoizm"\e, "menfi aydın
Xtipolojisi"n\ sürdürmekle suç-
İ luyor.
; Özkök, Boğaz Köprü-
•sü'nden Türk Parasını Koruma
»Kanunu'na kadar uzanan bir
»dizi değişikliğe direnenlerin,
* "uluslararası tahkim"e de di-
ırendiklerini ve bir anlamda
I böyle düşünenlerin "tutucu"
î olduğunu söylüyor. Aynı gaze-
jtununda ise
i Bekir Coş-
jtiriyor: "Tah-
kuk devletini
ladi ile gelip,
urfann ötesin-
de arayanlann ve hukvkv iha-
leye çıkartanlann yüz karasıdır.
Ama en çok; yağmadır."
Uberal görüşleriyle tanıdığı-
mız Güngör Uras'ın da tahki-
me karşı tutumu ilgi çekici.
Uras, Milliyet'teki köşesinde,
tahkim nedeniyle verilen bazı
imtiyazlann Türk hukuk dene-
timi dışına çıkacağını belirtiyor.
Bir örnek olarak da Istanbul'un
suyunu 30 yıllığına yap-işlet-
devret modeliyle devralan Mr.
Smith'in hükümetle yaptığı an-
laşmanın, Danıştay denetimi
dışına çıkacağı olgusuna dik-
kat çekiyor.
Bu konuda en somut endişe-
leri ise Mimarlar Odası dile ge-
tirdi. Mimarlar Odası Merkez
Yönetim Kurulu ve şube baş-
kanlannın yaptığı açıklamada,
bundan böyle siyanürle attın
arayan Eurogold gibi, Izmit
Körfezi'nin en güzel yerinde
devlet arazisini yağmalayan
Ford Otomotiv gibi şirketlere
karşı Danıştay'a başvurma ola-
nağının ortadan kalktığına dik-
kat çekiliyor. Mimarlar Oda-
sı'nın açıkJaması şöyle devam
ediyor: "Mimarlar Odası'nın
açmış olduğu davalarda alınan
'Danıştay kararlannın' ne tür
yabnmlarhakkında 'hukukaay-
kınlık' saptaması yaptığına ve
yine hangıprojeler ve imarizjn-
leri konusunda durdurma ve
iptaJ hûkümleri verildiğine ba-
kıldığında da bu anayasa deği-
şikliği teklifındeki 'Danış-
tay'dan kurtulma' hedefıninne
anlarna geldiği vekimlerin bek-
lentisi olduğu açıkça görül-
mektedir."
Mimarlar Odası, bir ömekJe
"tahkim"'m neden istendiğine
açtklıkgetirmeyeçalışıyor "ör-
neğin kimi yabancı sermâye
ortakltklan içindeki şirketlerin
kurduğu özel 'vakrf üniversite-
lerine' devlet ormanlannınpeş-
keş çekilmesini 'hukuka aykın'
bularak bu yağmaya engel
oluşturmaya başlayan tahkim
değil Danıştay'dır."
• • •
Boğaz Köprüsü'ne 1968'li
yıllarda karşı olmanın ne kadar
doğru ofduğu bugün daha iyi
aniaşılıyor. fik köprünün yapıl-
masıyla birlikte, iki şehir olarak
büyüme imkânı olan Kadıköy
ve Batı yakası, ne yazık ki bir-
leşti. Bu birleşme, hep yeni bir-
leşmeleri zorunlu hale getirdi.
Ikinci köprü yapıldı, yetmedi,
şimdi üçüncüsü isteniyor. Yann
o da yetmeyecek, dördüncü-
sü, beşincisi gündeme gele-
cek. Bunun sonucunda, dün-
yanın en güzel yerlerinden biri-
si olan Boğaz diye bir yer kal-
mayacak, Istanbul'un ciğeri
olan ormanlar kırpıla kırpıla tü-
kenecek. Bu nedenle öz-
kök'ün köprü örneği yerinde
değil.
Soruna, bu topraklarda ya-
şayanfann kendi yaşam alanla-
nnı savunmayı burayla hiç ilgi-
si olmayan kurumlara bırakma-
sı açısından baktığımız zaman,
"tahkimln ne kadar olumsuz
olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Ancak burada milli olmaktan
çok sınıfsal bir aynlık söz konu-
su. Belgrad Ormam'nı inşaat-
laria doldurmaya çalışanlar ya-
bancılar mı? Istanbul'u beton
yığınına çevirenler yabancılar
mı? Gökkafes'i Istanbul'un en
güzel yerine bir çirkinlik anıtı
olarak dikenler uluslararası şir-
ketler mi? Hayır, bizim çok
"milliyetçi" ve aşın "vatanse-
ver" işadamlarımız.
Tahkime, bu güzel toprakla-
nmızın yağmalanması olanağı-
nı arttıracağı, daha açgözlü şir-
ketlerin, daha güçlü kollanyla
yağmaya devam olanağı sağ-
layacağı için karşı çıkmalıyız.
7 -17 TEMMU21999
»İGARANTİ
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
6. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin
gerçekleştirilmesindeki değerli katkılan İçin
Festival Sponsoru
Garanti Bankası'na
teşekkür eder.
FESTtV*L SPONSORU KURUMSAL SPONSORLAfl
K0C8ANK MARMARA
V
REJAUU
Bu ilan Cumhuriyet Gazetesİ'nin
kafkıstyla vaymlanmtştır.
Cumhuıiyef