Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBl
14 kuftur@cumhuriyet.com.tr
Gülsüm Cengiz, klişelerin yıkılmasından ve yaşamın bütününün gösterilmesinden yana
' Yargtyı çocuğa bırakmak gerek'
Cengiz, kitaplanvla çocuklara vaşamı sorgulaüvor.
AHSEN ERDOGAN
Çocuk edebiyatı, Gülsüm Cengiz'in yazın
serüvenindeki ilk göz ağnsı. Şiir, tiyatro oyu-
nu, roman, öykû, inceleme gibi türlerin yanı sı-
ra 1970'lerden beri edebiyatın bu en çok ihmal
edilmiş türünde ürünler veriyor. Cengiz'in
1980'lerden bu yana yazdığı çocuk öyküleri top-
lu olarak 'Tomurcuk Kitaplar' başlığı altında
Say Yaymlan tarafindan yayımlandı. Bu on beş
kitap, bugüne kadar belli klişelerle koşullan-
dınlmış olan çocuklan soru sorduklan, sorgu-
ladıklan, merak ettikleri ve hata yaptıklan bir
yaşama davet ediyor. Gülsüm Cengiz'Ie çocuk
edebiyatı üzerine konuştuk.
-Çocukedebiyatmdaidserüveniniznasü baş-
ladı?
Öğretmenlik yaptığım dönemlerde çocuk-
lann okuduğu kitaplan incelerdim. 1970'lerin
başında Fatih'te bir ilkokulda öğretmenlik ya-
parken çocukJar için bir tiyatro oyunu hazırla-
mak istedim. Incelediğim oyunlann hepsinde
prens, prenses. kraliçe, kötü çocuk. iyi çocuk
gibi klişeler vardı. Sevmedim bu oyunlan ve
oturdum kendim bir oyun yazdım. IMÇ 'deki ço-
cuk işçileri anlatan 'Birlikten Kuvvet Doğar'
adını verdiğim bu oyun, hem edebiyata hem de
çocuk edebiyatına attığım ilk adım oldu.
'İyi ve kötü çocuk kavramTna karşı
- Çocuk edebiyaünda çok kullanılan tiple-
meteri onaylamıyorsunuz. Neden?
Bu konudaki düşüncelerimi 1970'lerde söy-
• Gülsüm Cengiz'in 1980'lerden
bu yana yazdığı çocuk öyküleri
toplu olarak Tomurcuk Kitaplar'
başlığı altında Say Yaymlan
tarafindan yayımlandı.
Cengiz, "yaşamda var olan
gerçekleri çocuğun dünyasına
göre vermek ve yargıyı çocuğa
bırakmak gerektiğini"
düşünüyor.
lemeye başladım, ki bugün bile çok az tartışı-
lan bir konudur bu. Ömeğin iyi çocuk ve kötü
çocuk kavTamı vardır masallarda, öykülerde. Pe-
ki ama kime göre iyi, kıme göre kötü bu ço-
cukJar? Egemen düşüncenin kendi doğrulan-
nı tek floğru olarak çocuklara aşıladığını, ken-
di iyilerini salt iyi olarak gösterdiğini, kendi çir-
kinlık ya da güzellik kavramlannı dayattığmı
fark ettim. Zenginler, krallar, kraliçeler, prens-
Ier, prensesler hep iyi ve güzel çiziliyordu da
örneğin prensesin dadısı onun yerine geçmek
isteyecek kadar kötüydü. Hatta 'Arap'tı. Alt-
tan alta bir ırkçılık. açık bir cinsiyetçilik gör-
düm bu kitaplarda. Çogunda aşılanan düşün-
ce şuydu bence: Sen, senin için çizilen sırurla-
nn içinde yaşa, hiçbir şeyi merak etme, soru
sorma; dışansı tehlikeli ve güvenliksizdir. An-
dersen"in masallannı da sorguladım sıkça. Ger-
çek Prenses diye bir masalı var, anımsarsmız.
Hemingway 'in 100. doğum yıldönümü kutlamalarına devlet de destek verdi
Vaiaf,doğduğu evi restoreettirdi
Hani bir kızın gerçek prenses olduğu, dokuz kat
yatağın altına konulan bezelyeden rahatsız ol-
masıyla anlaşıhr... Bu masal, insanlann doğuş-
tan soylu kan ya da halk kanı taşıdığı savını so-
kuyor çocukJann bilinçaltına. Andersen'in çok
iyi bir yazar oluşunu ve şiirsel dilini saklı tu-
tuyorum.
- Sizm çocukedebiyatına yöneükönerileriniz
neler?
Çocuğa kendi doğrulanmızı 'doğnı' olarak
kabul ettirmeye çalışmamamız gerektiğini dü-
şünüyorum. Yaşamda var olan gerçekleri ço-
cuğun dünyasına göre vermek ve yargıyı ço-
cuğa bırakmak gerekir.
'Ashnda çocuklar için yaalmamiş'
- Gerçekleri çocuğun dünyasına göre anlat-
mak derken neyi kastediyorsunuz?
Kitaplar çocuklann ruhsal dünyalanna ne
veriyorlar, onlan hayata hazırlarken hangi duy-
gu ve düşüncelerle donatıyorlar, bunlan sorgu-
lamamız gerekir. Andersen'in Küçük Deniz
KIZL Kibritçi Ka, Kursun Asker gibi masalla-
n yoğun bir hüzünle doludur, karamsarlık ve
umutsuzlukla örülmüştür kahramanlann ya-
şamlan. Çocuklara yaşamın tek yanını değil,
bütününü gösterebilmeliyiz.
Ömer Seyfettin'in kitaplannı çok sık olarak
görüyoruz çocuklann ellerinde. ömer Seyfet-
tin'in çocuklar için yazmadığı öyküleri yayım-
cılar ticari kaygılarla basitleştirip, kısaltıp ço-
cuklara sunuyorlar. Bu yapıtlarda yoğun ola-
rak militarizm, şovinizm ve şiddet var. Diğer
^ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ yandan Nasreddin Hoca'lar,
"™"™~"™^™"^ La Fontaine'ler. Ezop Ma-
sallan, Beydaba'nın masal-
lan, Binbir Gece Masalla-
n da çocuklar için yazıl-
mamış ya da söylenmemiş-
tir aslında.
KültürServisi - EmestHemingway in
100. doğumyıldönümü kutlamalannın
en fazla yoğunlaştıgı yer, hıç kuşkusuz
doğduğu yer olan Oak Park. Nlıonis eya-
letinin sınırlan içinde bulunan bu kü-
çük belde 14-21 Temmuz günleri arasın-
da kutlanan 'Hemingvvay Vüzüncü Yıl
Haftası' boyunca okurlann, yazarlann,
dünyanın dört bir yanından gelen turist-
lerin ve Hemingway'e sırf fırtmalı ya-
şam öyküsünden dolayı ilgi duyanlann
akınına uğradı. Hafta boyunca Oak
Park'ta halka açık resepsiyonlar. öykü an-
latma yanşmalan, şiir okuma akşamla-
n, konşerler, Hemingvvay'in fötoğrafla-
rından olu$an sergiler, 'Hemingway Pa-
riste'başlıklıbirparti, •Hemingvvav'e En
Çok Benzeyen Kisi Yanşmas' ve daha pek
çok etkinlık düzenlendi. Etkinliklerin
coşkusu, ünlü yazann doğduğu gün olan
21 Temmuz'da doruk noktasına ulaştı. O
gün Oak Park'ın yakınlanndaki Sloppy
Joe's adlı bir barda tüm halkın da davet-
lı olduğu çok görkemli bir doğum günü
partisi düzenlendi ve üzerinde 'Mırtlu Yi-
lar Ernest' yazan kocaman birpasta ke-
sildi.
Bütün bu etkinliklerin altında Ernest
Hemingvvay Oak Park V'akfi adlı kuru-
luşun imzası yer alıyordu. Oak Park'ın
Hemingway'in yaşamında ve yapıtla-
rındaki önemini vurgulamak ve yazann
//al lafta
boyunca öykü
anlatma
yanşmalan,
fotoğraf
sergileri,
'Hemingvvay'e
EnÇok
Benzeyen Kişr
Yansması' gibi
pek çok etkinlik
düzenlendi.
dünya edebiyatındaki yerinin unutulma-
masını sağlamak amacıyla kurulan va-
kıf, işe Hemingvvay'in doğduğu evin res-
torasyonu ve çevre düzenlemesiyle baş-
ladı. Ancak burada çok çarpıcı bir nok-
ta var: Vakıf, tüm restorasyon çalışma-
lan için gerekli olan parayı, eyalet mec-
lisi üyelerinin bağışlanyla elde etti. Top-
lam 875 bin dolar tutanndaki yardım sa-
yesinde bütün iç ve dış mekânlann res-
torasyonu, çevrenin tarihsel dokusunun
yenıden oluşturulması, mobilyalann ona-
nmı gerçekleştirilebildi. Böyle büyük
bir miktarda yardımın toplanmasında en
büyük rol, Eyalet Sözcüsü Angelo 'Skip'
Saviano'ya ait. Ernest Hemingway"in
doğduğu evin Illinois eyaletinin turizmı
için çok büyük bir öneme sahip olduğu-
nu söyleyen ve kamuoyundan da büyük
destek gören restorasyon çalışmalarına
katkıda bulunmanın devletin görevi ol-
duğunu düşünen Saviano, 500 bin dolar-
la en büyük yardımı da kendisi yaptı.
Mekândakı restorasyon çalışmalan hak-
kında geniş kitlelere bilgi ulaştırabilmek
amacıyla bir de web sitesi açıldı: bttpM
hemingway.org.
Bu arada, bu yılki Lorian Hemingvvay
Kısa Öykü Yanşması'nın Ernest He-
mingway'ın doğum yıldönümü kutla-
malanna denk düşmesi de yanşmaya ay-
n bir anlam kazandırdı. 18 Temmuz'da
sonuçlanan ve seçicı kurulunu Lorian He-
mingvvay ile eskiden ABD'deki Oxford
Yayınlan'nın editörlüğünü yapmış olan
kısa öykü yazan Dole Baker'ın oluştur-
duğu yanşmada binncıliği 'Umits' (Sı-
nırlar) adlı kitabıyla Steven Alburty, ikin-
ciliği 'The SheMer' (Sığınak) adlı kita-
bıyla Erika Alexia ve üçüncülüğü 'Pool
Boy' (Havuz Çocuğu) adlı kitabıyla Do-
uglas V MourerofJacksooviOe kazandı.
Büyükbabası gibi bir yazar olan ve '
Idng Into The River' ile 'Walk on
ter' adlı kitaplan eleştirmenlerce çok
beğenilen Lonan Hemingway'in adına
düzenlenen yanşma, öykü alanında ürün
veren ancak bugüne dek adını duyura-
mamış genç edebiyatçılara destek ve ce-
saret vermek amacını taşıyor. Yapıtlan-
nın toplamı ülke çapında 5000 binden az
satmış bütün yazarlara açık olarak dü-
zenlenen yanşmada bu yıl toplam 2 bin
dolar tutannda para ödülü dağıtıldı.
SıınııtDünyamızf
da
'Denizin Huyu Suyu'
KültürSenisi-Yapı Kredı Yayınlan'nın
üç aylık kültür ve sanat dergisi Sanat
Dünyamız'ın yaz sayısı çıktı. Sanat Dün-
yamız bu sayısmda 'Denizin Huyu Suyu'
başlıklı bir dosvayla sanatlarda denizin
yansımalannı ırdeliyor.
Uçsuz bucaksızlığı, derinliği, binbir
rengi ve gizemiyle farklı sanat dallann-
da üreten pek çok sanatçıyı etkısi altına
alan, müziğe. resme. oyunlara, filmlere
konu olan deniz. bu doğa olgusunu çe-
şitli yönleriyle ele alan usta kalemlerin
'yüzdögü' bir dosyada ele alınıyor. Enis
Batur"un yedi bölümlük bir metninin bu-
lundugu dosyada aynca. Uğur Kökden şi-
irlerin 'denizi'ne, Göven Turan 'Derin-
ligin Gizleri'ne. Mehmet Ergüven deni-
ze gızlenenlere, Jak Nejdet Erzen çeşit-
li kültürlerin denizle bağlanna, Barbara
Sandrisser 'DalgaJann Estetigine', Ali
Teoman Germaner Özer Kabaş'ın de-
nizlerine, Asuman Kafaoğlu Büke deniz
ve izlenimciliğe. Gknmarco Del Re 'Sa-
natçınınDerinlikSarhoşluğu'na. Memet
Baydur 'Suya Çekilen Fılmler'e, Franço-
is Truffeut John Huston'ın Moby Dick'ine
ve Sargun Tont 'Deniz Tutkusu'na deği-
niyor.
Derginin 'Arşivden' bölümünde, bu yıl
içinde yitirdiğimız ünlü sanatçı Erol Ak-
yavaş'ın dostu ZiyadEbüzzij'a'ya yazdı-
ğı ve sanatına dair ilginç ipuçlan verdi-
ği, bir düşünü aktardığı bir mektu-
bu yayımlıyor.
Sanat Dünyamız'ın Şöyleşi bö-
lümünün konuğu, Füruzan'la yap-
nğı konuşmada yaşamına dair ilginç
anekdotlar anlatan Metin And. Der-
ginin Tartışma bölümünde ıse Ra-
bia Çapa. Beral Madra. Haldun
Dostoğlu. İnciEviner. Mevlüt Ak-
yıkhz ve Ahu Antmen Türkiye'de
sanat galericiliğinin gelişimini, ko-
şullanm ve durumunu konuşuyor.
Sanat Dünyamız'ın Izler bölü-
münde son zamanlann güncel sa-
nat etkinlikleriyle ilgili gelişmeler,
Düşünceler bölümünde Dikmen
Gürün'ün 'AlternarifTKafro Üze-
rine Notian'nın yanı sıra Suzi Gab-
Hk ve John Rock»eU gibi yazarla-
nn günümüz sanatı ve müziğinde-
ki gelişmelere değinen kuramsal
yazılan yer alıyor.
Derginin bu ayki Atölye konuğu
Fransız ressam Baptisse. Sanat-
Mekân bölümünde ise Orhan Du-
ru kıyıda kalmış, ama sık sık ziya-
reti hak eden bir müzeyi, Beşik-
taş'taki Deniz Müzesi'ni anlatıyor.
Düş Müzesi'nde ise Istanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfı'nın yönetmeni
Merih Fereli düşündeki müze için
seçeceği yapıtı sunuyor okurlara.
Ege'de seramik
sempozyıımu
Kültür Servisi - Dokuz Eylül Üniversi-
tesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bö-
lümii tarafindan üçüncüsü düzenlenen
Uluslararası Seramik Sempozyıımu bu
yıl, TC Kültür Bakanlıgı'ran katkılanyla
düzenlenecek. 10-29 Eylül tarihlerinde
Seramik Bölüm Başkanı Prof. Sevim Çi-
zer önderliğinde düzenlenen sempozyu-
ma Almanya, Avustralya, ABD, Belçika,
Çek Cumhuriyeti, Ispanya, Makedonya
Cumhuriyeti, Nor\eç, Slovakya. Türkiye
ve Yunanistan'dan toplam 14 seramik sa-
natçısı katılıyor.
3. Uluslararası Seramik Sempozyumu,
Workshop ve sergi olmak üzere iki a>n et-
kinlikten oluşuyor. Workshop-atölye ça-
hşmasmda sanatçılar, Dokuz Eylül Üni-
versitesi Seferihisar Payamlı Köyü'nde-
ki Dinlenme Tesıslerinde kurulan çalışma
ortamında 20 gün süreyle seramik yapıt-
larüretecek. Workshop sonunda, geçen yıl-
larda olduğu gibi Izmir Resim Heykel
Müzesi'nde açılan sergıyle sanatçılann
kamp süresince yarattıklan yapıtlan ser-
gilenecek.
Her yıl düzenlenen sempozyum prog-
ramı antik Ege kentlenne, geleneksel se-
ramik merkezlenne ve Ege'nin doğal gü-
zelliklenne düzenlenen geziler ile slayt, vi-
deo gösterilerini ve mesleki, sanatsal bil-
gi alışverişi için toplantılan içeriyor. Sem-
pozyumda Güzel Sanatlar Fakültesi Sera-
mik Bölümü tarafindan yapılan Ege'deki
Antik dönem seramik üretim teknolojisiy-
le ilgili araştırma ve deneme çaJışmalan
sonucunda elde edilen seramik astan, mo-
dern çalışmalarda kullanılmak üzere ko-
nuk sanatçılara bir secenek olarak sunu-
luyor. Etkinlik sırasında ortaya çıkan ya-
pıtlar DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nde
bulunan sergi mekânmda bir yıl süreyle
sergileniyor. Sempozyumda, çeşitli ülke-
lerden gelen sanatçılar aracılığıyla ülke-
ler arasında dostluğu geliştirmek, ülke-
mizi tanıtmak ve sanatçılar arasında ile-
tişimi sağlayarak mesleki deneyimleri art-
tırmak amaçlanıyor.
3. Uluslararası Seramik Sempozyu-
mu'na Çanakkale Seramik, Eczacıbaşı
Seramik, Özmak Makina, Adnan Franko
Sanat Galerisi, Lions Kulüplen, Resım
Heykel Müzesi Koruma Demeği, Sevi-
len Şaraplan ve Pıyale Dr. Oetker katkı-
da bulunuyor.
t
Köklügelenekyok'
- Son dönem çocuk ede-
bryaünı nasü değerlendiri-
yorsunuz?
Çocuk edebiyatının biz-
de çok köklü bir geleneği
yok. Bu alandaki gerçek atı-
lım 1970'lerden sonra ger-
çekleşti. Cem Yaymlan ve
Gözlem Yayınlan Türki-
ye'deki yazarlan çocukJar
için yapıtlarüretmeleri ko-
nusunda teşvik ettiler. Bu
yapıtlar öncekilerden fark-
lı olarak, yaşamı bir bütün
olarak algılayan, onun fark-
lı yönlerini de anlatan ya-
pıtlardı.
Yaşar Kemal'in Sakalb
Topal Kannça'sından Bekir
Yıldız'ın Ölümsüz Ka-
vak'ına, Mehmet Başa-
ran'ın Yağmur Gelini'ne
kadar çok başanlı yapıtlar
çıktı ortaya. Bu süreç '80
darbesinde kesintiye uğra-
dı ve yaşamın her alanında
olduğu gibi bu alanda da
basblar uygulandı. Ömeğin
çocuk kitaplanna "18 ya-
şından küçüklerin okuma-
sı yasakür* diye bir tahdit
konuldu. Yaşar Kemal'in,
Fakir Baykurt'un, Aziz Ne-
sin'in kitaplan okul kıtap-
lıkJannda, diye ihbarlarya-
pıldı gazetelerde. Ve okul
kitaplıklanna girmesi ya-
sak kitaplar listesi oluşru
böylece.
Yayınevleri ya kitap ba-
samaz ya da bastığı kıtabı
satamaz oldu. Yayımcıla-
nn yansı hapiste olduğu
için yazarlar da yazdıklan
kitabı yayımlayacak kişile-
ri bulamadılar. Bu dönem-
de gerek konu açısından
'sakuıcasız' oluşundan ge-
rekse çevre bilincinin öne
çıkmasından çevre konulu
çocuk kitaplan yayunlan-
maya başladı.
Ama bu noktada da bazı
yanlışlaryapıldı. Sanki çev-
reyi, havayı ve denizi çocuk-
lar kirletmiş gibi onlan suç-
layan, inciten yapıtlar yazıl-
dı. Çocuk ve gençlik ede-
biyatı son on yılda daha
olumlu birsürece girdi. Ai-
leyi, toplumu, insan ilişki-
lerini, karşı cinsle ilişkile-
ri sorgulayan, ayağı yere
basan öyküler, romanlar ya-
zılmaya başladı.
- Ayduıianmız genel ola-
rak çocukedebiyaüna ve bu
alanda yazanlara nasd yak-
Uşıyorlar?
Çocuk edebiyatı da, ede-
biyatçılan da aydınlann bü-
yük bir bölümü tarafindan
hep küçümsendi. Bazı ay-
dmlanmız çocuk edebiya-
tıyla uğraşan yazarlan 'ço-
cukçu' diye nitelendiriyor.
Bu türün küçümsendiğinin
en büyük göstergesi, hâlâ
daha çocuk edebiyatı eleş-
tirisi diye bir kurumun oluş-
mamamış olması. Gerçi
eleştiri kurumunun sanatın
hiçbir dalında yerleşmedi-
ğini biliyorum, ama var olan
eleştirmenlerimiz de çocuk
edebiyatını önemsemiyor-
lar. Sanınm şu anda yalnız-
ca Cumhuriyet Kitap Eki
bu alanda sistemli olarak
yaym yapıyor.
DEFNE GÖLGESt
TURGAY FtŞEKÇt
Hemingvvay'den Kalan
Geçen hafta, 21 Temmuz 1899'da doğan ABD'li
öykü ve roman yazan Ernest Hemingvvay, yüzün-
cü doğum yıldönümü nedeniyle anıldı.
Hemingvvay, çoğu okuriçin türlü serüvenlerin ya-
zan olarak ilginçtir. Savaşların, denizlerin, dağla-
nn yazandır. Bu yönüyte ortaögrenim yıllanndan baş-
layarak herkesin okuyabileceği, sevebileceği birya-
zardır.
Yazann yaprttyla hayatı, birbirine sıkça kanştın-
lan iki farklı alandır. Bu kanşmanın başta gelen ne-
denlerinden biri de hayatla yapıtın kimi zaman ke-
sişme noktalanna rastlanmasıdır.
Hemingvvay, bu yönüyle en çok göz önünde
olan yazarlafdan biridir. Birinci Dünya Savaşı'na ka-
tılmış, Silahlara Veda"y\\ Pans'in bohem yaşantı-
sını görmüş, Güneş de Doğar'v, Ispanya İç Sava-
şı'nda bulunmuş, ÇanlarKimin İçin Çalıyor'u; Af-
rika'yagitm'tş, Klimanjaro'nun Kartan'nr, deniz tut-
kusuyla Yaşlı Adam ve Deniz'i yazmıştır.
Ne ki, neyin yazann hayatı, neyin kurmaca ol-
duğunu kestırebilmek o denli kolay degildir. Yazın
ürünleriyle karşı karşıya olduğumuza göre, bu ya-
pıtlara öncelikle birer kurmaca olarak bakılmalıdır.
Hemingvvay'in yazar olarak asıl önemi bu nok-
tada, kurmacadaki başansında ortaya çıkmakta-
dır.
Hayatta tanık olduğu şeyleri anlatır gibidir. An-
cak bu tanıklıklann yazı diline dönüştürülmesi ve
okuru o dünyaya ortak edebilmesidir başansı.
Burada, seçtiği konular ne denli ilginç olursa ol-
sun, bunlan yazarlık bilinci ve çabasıyla yazın ürü-
nü durumuna getirebilen bir yaratıcı emekle karşı
karşıyayız.
Bu yazarlık hüneridir, geçmişte de, bugün de He-
mingvvay'in bunca okunur bir yazar olması.
Yalnızca ilginç konular, bir yazıyı edebiyat yapı-
tına dönüştürmez elbet. Anlatılan konunun edebi-
yat yaprtına dönüşebilmesi, onu başkalan için, ya-
ni insanlık için de önemli kılmaya bağlıdır.
Bir yapıtın insanlık için önemli olabilmesi için de
insani bir dramı paylaşması gerekir.
Işte Hemingvvay'in başansı da burada ortaya
çıkar. Anlatılan onca serüven, aslında o serüven-
leri değil, onlann içindeki insani dramlan iletir okur-
lara.
Bir gazetecinin notlan gibi kısa cümleler kuru-
şu, kahramanlar denli, o kahramanları çevreleyen
aynntı zenginliğinden yararlanan anlatı tekniği, hep
insani yanı öne çıkarabilmeyi amaçlar.
Hemingvvay'in yazar olarak bir başka ilginç ya-
nı da kişilerinin ulusal ya da yerel özelliklerinden
çok, evrensel özelliklerini öne çıkarmasıdır. Ital-
ya'da, Ispanya'da, Fransa'da, Afrika'da ya da
Amerika'da, insanlar oralı olduklanndan değil, ki-
şilikleri ve insanı özellikleriyle öne çıkariar.
Ataol Behramoğkı'nun 1975te yazdığı 'Herrvng-
way'in Bir Hikâyesinden Çağnşımlaria" adlı şiirin
son dizeleri, yazann dünyasına yalın bir yaklaşım
olarak belleğimdedir.
Kadın daha gerçek biracıyla yaralıydı beikJ d&
Tasalı bir sevecenlikle baktı erkeğine _..;ır)
Gözyaşlan içinde gülûmsedi.
Kadın ve adam oturuyohardı.
Aralannda bir masa vardı
Ve hüznün aşılmaz engelleri
Hemingvvay, uzun yıllardır ülkemiz okuriannın
da sevdiği yazarlardan biri. Bu sevgide Memet Fu-
at, Ülkü Tamer, Sinan Fişek gibi seçkin yazın
adamlanmızca dilımize çevrilmiş olmasının da ro-
lü olduğuna inanıyorum.
Hemingvvay'den söz edince, onunla ilgili yazıl-
mış çok güzel bir incelemeyi de anımsadım. Ön-
der Otçu, "Hemingvvay Nedir" adlı yazısında
("Adam Sanat", Haziran 1993, Sayı: 91) yazann
"Yağmurda Kedi" adlı öyküsünü irdelerken, yazar-
lık tekniği üzerine de önemli açıklamalar getiriyor-
du. Keşke böylesi yazılar dergi sayfalannda unu-
tulmaya bırakılmasa.
Tarihi mevlevihane onarılıyor
• GELtBOLU (AA) - Osmanlı döneminin ikinci
büyük mevlevihanesi olan Gelibolu Mevlevihanesi
onanma alındı. Kültür Bakanlığı tarafindan 95
milyar lira harcanarak aslına uygun restore edilecek
mevlevihane, daha sonra kültür merkezi olarak
hizmet verecek. 1656 yıhnda saray miman Mustafa
Ağa tarafindan, Ağazade Mehmet Dede adına
yaptınlan, inşa edildiği yıllarda aşevi, han, evsizler
için yatakhane, derviş çocukian için okul olarak
kullanılan, aynca zengin bir kütüphanesi bulunan
Gelibolu Mevlevihanesi'nin, yıllann etkisiyle
birçok özelliğini yitirdiğini belirten yetkililer, ana
binanın onanmının süratle tamamlanıp kültür
merkezi olarak kullanılacağını bildirdiler.
Konya'daki mevlevihaneden sonra, dönemin ikinci
büyük mevlevihanesi olan Gelibolu
Mevlevihanesi'nin çöken çatısı, dökülen sıvalan ve
yıpranan duvarlan onanlacak. Duvarlann onanmı
için Çatalca ve Pınarhisar'dan özel taşlar getirtildi.
K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I