28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bürokraside atamalar • ANKARA (AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşan Mithat Şeref, Basbakanlık Müşavirlığı'ne atanırken, ondan boşalan makama Başbakanlık müşavirlerinden Fikri Şahin getirildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'na Büyükelçi Sencar Özsoy. Dış Politika Danışma Kurulu üyeliğine Güner Öztek, Teftiş Kurulu üyeliklerine ise Büyükelçi Mümin Alamet ve Burhanettin Muz getirildi. Müşavir olarak görev yapan Attila Sunay bu görevden alınırken büyükelçiler Yalçın Tuğ, Ferhat Ataman, M. Barlas Özener ile Kurtuluş Taşkent bakanlık müşavirliklerine atandı. Aynca, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliklerine Fikret Baran ile Berki Melh, Emeklı Sandıgı Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliğine Mehmet Rauf Ertekin, lller Bankası Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliğine Refik Arslan getinldi. Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Dairesi Başkanlığı'na da Ankara Atatürk Göğüs Hastalıklan ve Göğüs Cerrahi Merkezi Göğüs Hastalıklan ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Emel Kibaroğlu atandı. Çevik kuvvet polisinin profili • ANKARA (AA) - Çevik kuvvet polislerine yönelik yapılan bir araştırmada. polislerin sosyal etkinliklere katılmadıklan. katılanlann çoğunluğunun ise pasif etkinliklerle yetındikleri belirlendi. Araştırmaya katılan polisler. asosyal olmalannı genellikle "ekonomik engellere" bağlarken, yüzde 30'u teşkilattan spor turnuvalan düzenlemesini bekliyor. Bozgeyik: 45 günlük tatil lüks • GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Adli tatil bugün sona ererken Gaziantep Barosu Başkanı Bahattın Bozgeyik, Türkiye'nin 45 günlük adli tatil lüksünü yaşayacak durumda olmadığını. bu sürenin 20-25 güne indirilmesi gerektiğinı söyledi. Adli tatil sırasmda günlük rutin işlerin yürütüldüğünü, fakat davalann uzadığını belırtti. MHP'li MeraNn sağlık durumu • ANKARA (AA) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Nazif Okumuş. trafik kazasında yaralanan MHP Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Meral'in sağlık durumunun iyiye gittiğini belirtti. Okumuş, makam otomobiliyle Sakarya'da geçirdiği trafik kazasında yaralanan ve ToyotoSA Hastanesi'nde tedavi altında alınan Haydar Meral'i ziyaretinin ardından yaptıği açıklamada. Meral'in sağlık durumunun iyiye gittiğini ıfade etti. Güneş Altan KKTC'de öldü • LEFKOŞA(AA)- Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in danışmanı Güneş Altan, KKTC'de dün kalp krizi geçirerek öldü. Altan, bugün yapılacak Ortakhk Konseyi toplantısı öncesinde hazırlık çalışması yapmak üzere adaya gelen teknik heyette bulunuyordu. Altan'm naaşı Ankara'ya gönderildi. TIR otomobili ezdi: 6 ölii • ÇAVDARHİSAR (AA) - Kütahya-Çavdarhisar karayolunda meydana gelen trafik kazasında 6 kişi öldü. Çavdarhisar'dan Kütahya'ya giden 43 HU 393 plakalı otomobil, Susuzkaya Köyü yakınlannda, karşı yönden gelen 34 KGT 06 plakalı TIR'la çarpıştı. Kazada, TlR'ın altında kalarak ezilen otomobilde bulunan 6 kişi yasamını yitirdı. Hükümetler, imzalanan 158 sayılı ILO sözleşmesindeki zorunluluğu görmezden geliyorlar • Iş güvencesi., Türldye'nin yüldinüüğütstanbul Haber Servisi - Çalışanlan genel grevin eşiğine getiren Sosyal Güvenlik Yasa Tasansı'na karşı sendikalann öne sürdüğü "iş güvencesı'' koşulu. 158 sayılı ILO sözleşmesini onaylamasından ötürü Türkiye'nin "zaten" yerine getirmesi zorunlu bir yükümlülük olarak bekliyor. Hükümet bu gerçeği "unutmuş" gözüküyor. Öte yandan iş güvencesi, yalnızca gelişmiş ülkelerde değil, Etıyopya ve Zaire gibi ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeyi Türkiye'nin altında bulunan ülkelerde de var. Aynca anayasaya göre uluslarası sözleşmeler iç hukukun parçası sayıldığından, iş güvencesi iç hukukumuz açısından da bağlayıcılık taşıyor. Sendikalar. emeklilik yaşı ile asgari prim gün sayısını yükseltmeyi öngören Sosyal Güvenlik Yasa Tasansı'nın iş güvencesi sağlanmadan yasalaşması halinde, "mezarda emekKlighr tam anlamıyla gerçekleşeceğini belirterek, tasanya onay vermek için öncelikli koşullannın iş güvencesi yasası olduğunu belirttiler. Hükümet ise "işverenler istemiyor" diye tasanda yer vermediği iş güvencesinin Türkiye için yerine getinlmesi zorunlu uluslararası bir yükümlülük olduğunu "unutmuş" durumda. 1994'teonaylandı Türkiye, "hakh bir gerekçeye dayanmayan*' işten çıkarmalann önlenmesini öngören 158 sayılı ILO sözleşemesini, 9 Haziran 1994"te onayladı. Böylece iş güvencesi yasası hem uluslararası hukuk hem de anayasamızın 90. maddesi gereği uygulanması zorunlu hale geldi. Ancak, yasanın ıç hukukumuza uyarlanması, işveren örgütlerinin yoğun baskısı nedeniyle bugüne dek gerçekleşmedi. Dahası, "Sosyal Güvenlik Reformu" adıyla TBMM komisyonlannda görüşülmekte olan düzenleme kapsamına dahi alınmadı. Gelişmiş ülkelerin yanı sıra Latüı Amerika, Asya ve Afrika'daki çok sayıda ülke, çalışanlanna ILO'nun 158 sayılı sözleşmesi kapsamında iş güvencesi sağladı. Bu ülkeler arasında Panama, Etiyopya, Lübnan, Zaire, Gabon, Tunus, Peru, Mali, Nijer ve Senegal gibi hem ekonomik ve kültürel düzey sıralamasında Türkiye'nin altında yer alan ülkeler de var. Türkıye'de ise 1475 sayılı Iş Kanunu'nun iş aktınin feshedümesini düzenleyen 13. ve 17. maddeleri işverene bu konuda sınırsız , yetkiler veriyor. Bu nedenle özellikle • sendikalaşmak isteyen işçiler kendilerini kapı önünde buluyor. DlSK'in raporlanna göre son flci yılda yalnızca DtSK'e bağlı sendikalara üye olan 50 bin işçi işten atıldı. Işten çıkarmalar tş güvencesi açısından uluslararası standart niteliğindeki sözleşmenin 4. maddesi "tşçinin kapasitesi veya işin yûrütümüııe veya işyeri gerekterine dayah geçerli bir son verroe nedeni olmadıkça hizinet ilişkisine son verilmez" diyor. Sözleşmenin 5. maddesi özellikle sendika üyeliği, işçi temsilciliği, işvereni şikâyet etmek ve ırk, renk, cinsiyet, siyasi görüş, etnik veya sosyal köken nedeniyle kimsenin işten çıkanlamayacağına özel vurgu yapıyor. 6. madde, hastalık veya kaza nedeniyle geçici devamsızlıklan işten çıkarma için geçerli neden saymazken, 7. madde "İşverenden makul ölçülere göre beklenmeyecek haller hariç. hakkındaki iddialara karşı savunma ftrsad verilmeden bir işçinin hirnıet ilişkisi o tşçinin tutumu ve verimi ile ilgili nedenlerle sona erdirikmez" diyor. Sözleşme aynca. haklı bir nedene dayanmayan iş akitlerinın iptali için yargı veya hakeme gitme hakkı tanıyor. Burada önemli aynntı, gerekçenin haklı olduğuna dair ispat yükümlülüğünün işverene ait olmasıdır. Sözleşmenin yürürlükte olduğu birçok ülkede işçi işe iade edilmekte, bazı ülkelerde ise işe iade esas olmakla birlikte bunun mümkün olmadığı hallerde uygun bir ek tazminatın ödenmesi öngörülüyor. Petrol-îş hazırladığı raporda, emekli yaşını yükseltmekle açığın kapanmayacağını öne sürdü Amaç sermayeye gelir aktarmaktstanbul Haber Servisi - Türk-lş'e bağlı Petrol-lş Sendikası tarafından hazırlanan "Sosyal Güvenlik Hakla- mız, Taslak ve Gerçelder" başlıklı ra- porda. emeklilik yaşının yükseltilme- si durumunda SSK açıklannın yal- nızca yüzde 10'unnun karşılanacağı belirtilerek. asıl hedefın yıllık geliri 7.5 milyar dolan bulan SSK gelirle- rinin sermaye kesimine aktanlması olduğu savunuldu. Petrol-lş raporunda. 51 yaş ve üze- ri emekli olanlann oranının yüzde 70, emeklilerin ortalama ömürlerinin ise 57-63 civannda olduğu belirtilerek, tasannın yasalaşması halinde çok az insanın emekli olabileceği savunul- du. 4 çaüşandan biri sigortalı Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Devlet İstatıstik Enstitüsü (DtE), Bağ-Kur, Emekli Sandığı, SSK Ista- tistik Yılhğı, OECD, Dünya Banka- sı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlığı verileri baz alınarak hazırla- nan raporda, Nisan 1998 itibariyle Türkıye'de işveren sayısının 1 milyon 269 bin kişi olduğu, geriye kalan 61 milyon insanın ise sosyal güvenliğe mubtaç durumda bulunduğu ifade edildi. Raporda, 1997 yılı itibariyle Tür- kiye'de 46 milyon 880 bin faal nüfus karşısında aktif sigortalı sayısının 11 milyon 251 bin, bir başka deyişle her dört çalışandan sadece birinin sigor- talı olduğu vurgulanarak, Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesinde nüfusun AB ULKELERI VE TÜRKIYE'DE SOSYAL GÜVENLİK İÇİN KİŞİ BAŞINA YAPILAN YILLIK ORTALAMA HARCAMALAR Portekiz YunanJstan Irianda Ispanya Itatya Ingittere Finlandtya Fransa Holanda Avusturya Belçika Isveç AJmanya Danimarka Lüksemburg ABOrtalaması Türkiye (2,5,6) 1995 ECU 1.684 1.756 2.729 2.412 3.577 4.004 6.187 6.158 6.177 6.532 6.131 7.157 6.645 8.498 8.175 4.925 137 Dolar (1) 2.201 2.295 3.567 3.153 4.676 5.234 8.088 8.050 8.075 8.539 8.014 9.356 8.686 11.108 10.686 6.438 179 ECU (3) 2.313 2.250 3.165 2.914 4.491 4.543 5.037 5.524 5.762 5.669 5.610 6.061 5.797 6.391 7.725 4.831 Dolar (1) 3.024 2.941 4.137 3.809 5.871 5.939 6.584 7.221 7.532 7.410 7.333 7.923 7.578 8.354 10.098 6.315 1996 ECU (3) 2.533 2.695 3.069 3.160 4.644 4.839 5.266 5.608 5.952 6.050 6.059 6.119 6.351 6.884 8.297 5.120 (175) Dolar (4) 3.214 3.420 3.895 4.010 5.893 6.141 6.683 7.117 7.553 7.678 7.689 7.765 8.060 8.736 10529 6.497 (222) tamamının sosyal güvenlik kapsa- mında bulunduğuna dikkat çekildi. Avrupa'nın gerisinde Türkiye'deki sosyal güvenlik har- camalannın Avrupa'nm çok gerisin- de olduğu anımsatılan raporda, AB ülkelerinde sosyal güvenlik harcama- lannın GSMH'ya oranının 1990'da yüzde 25.4'ten 1996 yılında yüzde 28.7'ye yükseldiği, Türkiye'de ise 1990'da 23.8'den, 1996 yılında yüz- de 19'a düştüğüne yer verildi. Ayn- ca, kişi başına sosyal güvenlik harca- masının Türkiye'de 222, AB ülkele- rinde ise 5 bin dolar düzeyinde oldu- ğunun altı çizildi. Raporda, bütçe harcamalan içinde sosyal güvenliğin payının son yıllara gelinceye değin "yok denecek kadar Tvaporda, 1997 yılı itibanyla Türkiye'de 46 milyon 880 bin faal nüfus karşısında aktif sigortalı sayısının 11 milyon 251 bin, bir başka deyişle her dört çalışandan sadece birinin sigortalı olduğu vurgulanarak Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesinde nüfusun tamamının sosyal güvenlik kapsamında bulunduğuna dikkat çekildi. az" olduğuna yer verilerek, Türki- ye'nin AB ve diğer OECD ülkeleri- nin yanında Nikaragua, Panama ve Gana gibi gelişmekte olan ülkelerle karşılaştınldığında, bütçe içindeki sosyal güvenlik harcamalannın daha düşük olduğu kaydedildi. 1993 veri- lerine göre 2.7 trilyon lira olan sosyal güvenlik kuruluşlannın açığınm, 1999'da 1.6 katrilyon olarak tahmin edıldiğinin bildirildiği raporda, SSK'nin düşük faiz uygulaması nede- niyle uğratıldığı 19.5 milyar dolar tu- tanndaki kaybının altı çizildi. Mflletveküine 2 milyar Temmuz 1999 itibariyle emekli bir mılletvekilinin 1 milyar 446 milyon lira maaş ve 624 milyon lira da emek- li maaşı aldığı ifade edilen raporda, şu görüsler savunuldu:" SSKTiye emek- Bliği çok görenler, SSK emekİisine ay- da 80 milyonu çok görenler, toplam 2 milyann üzerinde devletten para al- maktadıriar. Ücretlüere emeklilik için 42 yıl şarü getirmeye yalganla^ 2 yıl- da emekli olabilmektedirier. tlgfli mevzuat 8. kez Anayasa Mahkeme- si'nce iptal edilmekk beraber, bu kez krvuk emeklilik için anayasa değişik- Bğine gkfecekler. Şu anda TBMM'de 263 miDervekili emeküdir. 25 vekfl da- ha emekHMk için başvurmuştur" Raporda, tasannın derhal geri çe- kilmesi de istenerek, emeklilik yaş sı- nınnın, iş güvencesi yasasıyla birlik- te görüşülebileceği, bunun da mev- cut prim ödeme ve sigortalılık süresi korunarak kadınlarda 50, erkeklerde 55 olabileceği vurgulandı. Kaçak iş- çilerin SSK'li yapılması durumunda 1.7 katrilyon liralık gelir sağlanacağı: SSK ilaç fabrikasınm geliştirilerek trilyonlarca lira tasarruf edileceği vurgulanan raporda, "SSKkaynakla- nsınr veya yüzde 5 gibi faizyerine, ge- tirisi yüksek biçünde degerlendirflme- li, foD yönetiminde işçiler temsil edü- meüdir" denildi. Hükümetin tahkitnde imtiyaz çelişkisi BANU SALMAN ANKARA - Hükümet. uluslararası tahkim için yapılacak anayasal değişiklikte Danıştay'ı "öneri sunan bir birime" indirgerken, kamu hizmetinin içeriğini de boşaltmaya hazırlanıyor. Anayasa Mahkemesi'nin, kamu hizmetinin yasayla değil işin niteliğine bakılarak belirlenebıleceği hükmüne karşın "kamu hizmetine yasayla getirilip kaldınlabilecek bir şey" gözüyle bakılıyor. Danıştay'm görüş almacak birim duzeyine indirgenmesine gerekçe olarak gösterilen 1924 Anayasası'nda imtiyaz sözleşmelerindeki yetkinin TBMM'de olduğu göz ardı edildi. Hükümetin, uluslararası tahkim düzenlemesiyle Danıştay'ın devTeden çıkanlmasına 1924 Anayasası'nı gerekçe göstermesi, imtiyaz konusundaki "çenşlayi" ortaya koydu. "1924 Anayasası'nda da Danıştay yasa tasanlan ve imtiyaz şartname ve sözkşmeleri hakkmda hükümete düşüncelerini bikflrirdi. Şimdi önerilen değişiklikle de bu hüküm yeniden getirttmektedir" açıklamasıyla, 1924 Anayasası'nın imtiyaz sözleşmelerini yalnızca TBMM'nin yerine getirebileceği görev ler arasında sayan 26. maddesi gözlerden kaçınldı. 1924 Anayasası'nın 26. maddesi şöyle: " tekelli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve imtiyazlan onamak \« bozmak görevieri Bü>ük Millet Medisi ancak kendisi yapar." İmtiyaz sözleşmeleriyle ilgili karar yetkisi TBMM'ye ait olduğu için Danıştay'ın görevieri ise 1924 Anayasası'nın 51. maddesinde şöyle belirleniyordu: "tdare davalanna bakmak ve idare uyuşmaztıklanm çözmek. hükümetçe hazırianarak kendine verilecek kanun tasanlan >e imtiyaz sözleşme ve şartlan üzerine düşünüşünü bildirmek. gerek kendi özel kanunu ve gerek başka kanunlarla gösterilen görevieri yapmak üzere bir Danıştay kurulur." tmtiyazı, 9 Aralık 1994 tarihli karanyla "kamu hizmetinin sermaye, kâr. hasar ve zaran özel hukuk kişisine ait olmak üzere, idarenin gözetim ve denetimi altında genellikle çok uzun süreli bir idari sözleşme uyannca özel hukuk kişisince yürütülmesi olarak tanımlayan Anayasa Mahkemesi. kamu hizmeti kararının ise işin niteliğine bakılarak \erilebileceğini" hükme bağlamıştı. Siyasi irade, Anayasa Mahkemesi'nin yasayla düzenlenemeyeceğini. ancak niteliğine bakılarak karar verilebileceğini hükme bağladıgı kamu hizmetini de kendi yetki kapsamına almak istıyor. Böylece kamu hizmetinin içeriği de boşaltılmaya çahşılıyor. Anayasa Mahkemesi'nin yine 9 Aralık 1994 tarihli karannda, işin niteliğine bakarak enerji sektörünün kamu hizmeti olduğu vurgulandı. Bergama köylüsfi, "Siyanûrte alün çıkaran Eurogold şirketinin yaşam hakkımızı efimizden almaması için mücadele venük, gün- demdeki yasa kabul ediürse tüm emperyanstiere karşı mücadele basIatacağK" diyor. Daha yasa gelmeden Bergamah köylüler Meclis 'e gitti 'Tahkim tasansı kabul edüemez9 OZANYAYMAN İZMİR - "Liuslararası Tahkim Yasası"na karşı toplumun farklı kesimlerinden gelen tepkiler sürerken, kent meydanlan da bu an- lamdaki gösterilere sahne oluyor. Yasa TB- MM'ye gelmeden önce, kazanılmış haklan- nın ellerinden alınacağını söyleyen Berga- malı köylülerin Meclis'e gelmeleri dikkatle- ri yeniden Bergama'ya çekti. Bergama köylüsü önceki gün Ankara so- kaklannda, "Uİuslararası Tahkim Yasası"yla ilgili olarak "9 yıl çokuluslu şirket Euro- gold'un vaşam hakkımızı elimizden almama- sı için mücadele verdik, gündemdeki yasa ka- bul ediBrse tüm emperyalistiere karşı müca- dele başlatacağız" dıyerek tepkisını gösterdi. Bergama Çevre Yürütme Kurulu Başkanı Oktay Konyar da yüriirlüğe girmesi gündem- de olan yasanın ülkeyi emperyalistiere bı- rakmayı öngördüğünü söyledi. Konyar, ka- zamlmış haklannı sonuna kadar koruyacak- lannı belirterek "TBMM önünde,gerçekleş- tirdiğimiz hak arama direnishle yeniden ey- lemlere başladığımızı ilan edivoruz. Bergama köylüsü Eurogold'a karşı direndi ve kazandı. Uluslararası tahkhnle emperyalisnere karşı direniş başlaüyoruz. Tümüne karşı aynı ka- rarhhkla mücadelemizi sflrdüreceğiz'' dedı. Konyar. yasanın kabul edilmesiyle, Türki- ye'nin bağımsLzlığı uğruna verilen mücade- lenin de tarih olacağını sözlerine ekleyerek '•Çokuluslu şirketler. her yerde, sömürdükle- ri yetnüyormuş gibi arkalannda büyiik çev- re felaketleri bırakıyorlar. Biz Bergama'da çevTemizi koruma mücedelesi verdiğimiz gi- bi, ülkemiz için emsal olabilecek bir guişimi deengefledik. Ancak Uluslararası Tahkim Ya- sası, bizim kazandığımız haklan elimizden alacak ve Türkiye'nin zengin alanlannı ya- bancı şirketkre armağan edecektir. Yasayla, bağımsız Türk yargısı j'erine emperyalist güç- lerin dayatmalan gündemde olacakür. Bu oluşumu kabul etmemiz beklenemez" dedi. Çokuluslu şirket Eurogold'un yörelerinde siyanürlü yöntemle altm madeni işletmesıne "Hayu-" diyen ve bu mücadeleyi 9 yıldır sür- düren Bergama köylüsü, bu direnişiyle dün- ya kamuoyuna adını duyurdu. Tüm etkinle- rinde banşçı olduklannı ve bağımsız, demok- ratik Türkiye'nin yaşaması için mücadele et- tiklerini söylediler. Eurogold'un binlerce ton siyanürle Bergama'da işletmek istedigi altm madenine karşı verilen mücadele sonunda yargının. "Eurogold bölgede alün madeni iş- letemez" karan vermesınin ardından, köylü- ler yargı kararlannın uygulanmasını bekledi- ler ve kazanılmış haklannın ellerinden alın- maması için yine alanlara çıktılar. Saylan'dan uyan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (Ç Y- DD) Genel Başkanı Prof. Dr.Türkân Saylan. uluslararası tahkimin ülkeyi bağımsız olmak- tan çıkaracağını, Kuran kurslannın ise din sömürüsüne yol açacağı uyansında bulundu. Prof. Saylan'ın TBMM'ye duyuru niteliği taşıyan açıklaması şöyle: "Sizler ettiğmiz yemin uyannca ülkemizin yargı sistemini yok sayıp bağunsızhğmı yitire- ceğiaçık olan tahkim yasasını ortaya ko>mak- la işe başladınız. Bir önceki hükümet ve Mec- üs'in tek olumlu başansı olan 8 >ıllık egitimi Kuran kurslannı de\re>e sokarak dinsel sö- müriiyü gerçekleştirme aşamasına getirdiniz. Bu vanlış ve geri adunlardan derhal dönühne- sini istiyoruz ve tüm mesainizi ileriye dönük çağdaş gelişmelere ajırmanızı beklryoruz." Adafct Bakanı Hikmet Sami Türk,tahkim için nıuhalefetten destek arayışına girdi. Uluslararası tahkim 'göriicüye' çıkti, ANKARA (Cumhuriyet Buro- sn) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ANAP'h Devlet Bakanı Yûksel Yalova ve MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş. FP Genel Başkanı Recai Kutan'dan ulusla- rarası tahkim için anayasada yapı- lacak degişiklıkler için destek ıste- di. FP liden Kutan, böyle bir öne- rinin gelecegini önceden kesrire- rek Grup Başkanvekili tsmaO Kah- raman başkantığında oluşturduk- lan komisyonda konuyu inceledik- krini, en kısa zamanda sonucu hü- kümete bildireceklerinı kaydetti. Adalet Bakanı Türk, ANAP'h Devlet Bakanı Yalova ve MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, FP Genel Başkanı Kutan'ı ziyaret ederek destek istedi. Kutan'la yap- tığı görüşmenin ardından açıkla- ma yapan Adalet Bakanı Türk. ya- sa önerisini hükümetı oluşturan üç partinin liderlerinin imzaladığını ve gruplarda da imzaya açıldığını anımsattı. Türk, anayasa değişik- liklerinde geniş bir uzlaşTnanm zo- runlu olduğunu kaydederek "Ko- nuşmamızda edindiğim izlenime göre koounun önemi üzerinde gö- rüş buiiği var" diye konuştu. Kutan da. degiştirihnesi düşü- mîlen üç yasayı görüstüklerini be- lirterek parlamentoda verimli bir çalışma için muhalefet ile hükü- met arasında ciddi bir diyaloğun oluşması gerektiğini söyledi. Ku- tan, "İsmail Kahraman arkadaşt- BUZHI başkanhgında bir komisyon olusturmuştuk. Onlar bir süreden beri bn meseieyi inceliyorlar. en kı- sa zamanda bakanlanmıza görü- şümüzü büdireceğiz'" dedi. Adalet Bakanı Türk, kapitülas- yon yorumlannın anımsatılması üzerine. "KüreseUeşen dünvada ken&mizi dişanya kapatarak değü menfaatianmızıen Ki şekildekoru- yarakaçınabyızn diye konuştu. Ya- banci mahkeme karannın alınma- sı için zaten tenfız (îşlerlik kazan- ma) karanna ihtiyaç duyulduSunu kaydeden Türk. "Yani konu Tûrk adafetinin önüne gelecektir" dedi. FP Genel Sekreten Eyüp Sanay ise uluslararası tahkim ve özelleş- tirme ile ilgili bir soru üzerine, "Ulusiararası tahkim ve özellestir- me konusunda di>orum ki. bunlar bizedayanlmasın. Ozgür irademiz- te karar > < ermeli>iz" dedi. Hükümetin politikalanna karşı biraraya gelen "EmekPlatformu" üyelerince yapılan açıklamada da, uluslararası tahkimin ulusal ba- ğımsızlığayönelmiş bir tehlike ol- duğuna dikkat çekildi. DlSK'in Ankara Merkez Temsilcisi Dev Maden-Sen Genel Başkanı Taynın Görgûn, sosyal devlet ve ulusal ba- ğımsızlığınkorunması için ulusla- rarası tahkime ve özelleştirmeye de karşı çıkmak gerektiğine dik- katçektı. Kamu Emekçileri Sendi- kalan Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Ersun Genç, "Anavasa Mahkemesi'ni devredışı tarakmanın planlannı yapmak- tadafar" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle