28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER K ültürün bireyler ve ulusla- nn yazgısmı belırlemede birincıl önemini doğrude- gerlendirebılrnek, ıçınde yaşadığımız boğucu so- runlann kökeninde onun yetersizliğinin ve yozlaşmasının yattığını görebılmek ıçin önce onun ne olduğunu ve nasıl kazanıldığını iyi anlamak gerekir. Kültûr gibı çok karmaşık ve tartışmalı bir kavramın kolayca tanımlanabılmesı, acık- lanabilmesı ve kapsamının sınırlandınla- bilmesi elbette beklenemez. llk yaklaşım olarak günlük dile bakalım. Burada sık duyduğumuz "kültürlü tdşi" bilgılı. görgü- lü ve incelıkli kışıdır. Başka bır deyişle, bil- gi ve görgüyü özümseyerek kendi kişiliği- nin bır parçası yapabilendir. Kültür gerçekte çok daha geniş kapsam- lı bir kavramdır ve genelde eğıtim yolu ıle kazanılan başta anadıl olmak üzere top- lumdantüm öğrendiklerimizin, tnsan dav- ranışlannın, toplumsal kurallann, değerle- rin. örflenn, törelerin ve inançlann, düşün- ce. sanat anlayışlannın bütünüdür. topla- mıdır. Buna karşm ınsandaki ıçgüdülerka- tılım yoluyla geçen ve doğuşta var olan davranışlardır. Kısaca denilebilir ki kültür, toplumsal çıraklık v e eğıtim ıle doğanm ver- diğine eklenendir. Dıl ve ılettıği görüşler, toplumsal kural- lar, değerler sistemı, temtzhk ve namus an- layışı, tıcaret ve iş ahlâkı. kadercihk, öğ- renilen davranışlar, süreklı okuma ve öğ- renme, merak etme ve kendini değiştirme alışkanlıklan, sanatlar, ınançlar gibi öğe- ler içeren kültür bir toplumdan dığenne değişebildığinden. her bir toplumun ayn bir Yeni Bir Kültür Seferberliği Prof. Dr. Y. Müh. ÎLHAJVÜ ÇETİN kültürü vardır. O halde kültürsüz toplum yoknırve birkültürdeğil, kültürler söz ko- nusudur. Uzun bir geçmişin ürünü olarak toplumlar değışik kültürleryani kendileri- ne özgü sanat biçimleri, örfler, töreler, din- ler, siyasal sıstemler... geliştırmiştir. Bu çe- şitliliği yaratıcı bir zengınlik, göreliliğini bir hoşgörü kaynağı olarak algılamak ge- rekir. Ote yandan kültür onu üreten toplu- mun bireylenni bır arada tutan ve kaynaş- tıran en güçlü, kopanlması ve unutturulrna- sı en güç bagdır. Böyiece kültürün hem bi- rey, hem ulus içın belirleyici ve yaşamsal önemi, emperyalistlerin sömürgeleştirmek istedikleri bir ulusun kültürünü neden boz- mak ve değiştirmek ıstediklen daha ıyi an- laşılır. Öz kültürü boşaltılmış veya yozlaş- tınlmış bir insan, havuç yöntemiyle iste- nen her yöne çekılebilcn, dış güçlerin hiz- metine kolayca girebılen, çıkardüşkünü, bi- linçsiz ve zavallı bir yaratıktır. Buraya kadarki açıklamalardan görül- düğıi gibı kültür insan yeteneğine dayanır, ınsan türüne özgüdür ve toplumsal yaşa- mın ürünüdür. Bir toplum içinde yaşama- yan ınsanlann kültürüyoktur. Her insan, han- gi ulustan olursa olsun, doğuşta boşbır ya- a tahtasıdır. Doğuştaki sıfir kültür bakımtn- dan tüm ülkelerde tüm ınsanlarbirbınne eşıt- tır. Farklılaşma, çevreden yani toplumdan düşünüş, davranış ve yaşam biçimlerinin yani kültürün iletilmesi ile başlar. lletme- nin aracı ise eğitımdır. tşte burada eğitimın dolayısıyla onu veren ailenın, çevrenin ve okulun gerçek ve yaşamsal önemi karşımı- za çıkar. Kültürün toplumdan bireye geç- mesini ılk aşamada sağlayan, bireyi be- beklikten çocukluğa götüren ve bir kimlik kazandırarak onu bir kışiye dönüştüren ai- ledir. Sotıra çevre ve okullar bu dönüşüm işlemini tamamlar. Türk ınsanı, yaklaşık altı yüzyıl süren ve matbaayı çok geç kullanmaya başlayan, hümanizmayı, rönesansı, aydınlanmayı, bi- limi ve felsefeyi hiç tanımamış olan Osman- lı kültürüyle hemen hemen hiçbir yaratıcı- lık gösterememiştir. Osmanlı Viyana kapı- lannakadar gıtmiş, fakat rönensansı, onun yeni sanat yönelişıni, bilincuıı ve düşün- me biçhnini değil, ganimet almayı hüner saymıştır. Evrensel kültürle köprü kura- mamış ve o nedenle yıkılmıştır. İçinde yüz- yıllarca yaşadığımız kısır ve geriye dönük kültür çemberinden kurtulabilmemiz içın Atatürk, temelinde aydınlanma felsefesi bulunan Türk-Batı kültürsentezini benim- semış, onu yerleştirmek ve geliştirmek için etkin bireğıtim seferberliği uygulamış, bi- limi, felsefeyi, müziği ve güzel sanatlan ola- bildığince desteklemıştir. 1950'den sonra polıtika sahnesıne çıkanttşrakültfiriü ba- sit poHtikaalsr ulusumuzu çağdaş uygar- lık düzeyıne taşıyan ve önemini tam anla- yamadıklan bu gelişmeyi, dın sömürüsü ya- parak kolay oy toplama kumazlığına feda etmişler, aynca dış güçlerin de tavsiye ve telkinlerine uyarak engellemişlerdir. Türk gençlığının bir bölümü Ortaçağ kültürüne layık görühnüş, Türk-lslam senteziyle Türk ınsanı yeniden kısır birkültürortamınaçe- kilmek istenmiştir. Artık durumumuzu açıkça sorgulamalı- yız. Kültürün birincıl kaynağı olan ailele- rimiz, özellikle taşrada ve kent varoşlann- da, çocuklanna karşı görevlerini yeterince yenne getirebiliyor mu? Dahagenelde yüz- yıllann ihmali sonucunda okuma ve düşün- me ahşkanhğı yetersiz ınsanlanmız cocuk- lanmıza çağdaş bır kültür ortamı oluştura- biliyor mu? Çocuklanmızın ve gençlerimi- zin akıllan Kuran kurslannda ve tarikatlar- da köreltiliyor mu? Okullanmızın ve üni- versitelenmizın hali, yetiştırdikleri mezun- larla belli oluyor. Türkçe özürlü, tarih bi- lıncınden yoksun, dünya yazarlanndan ve filozoflanndan esmienemeyen, Erasmın, Montûgne, Descartes, Vohâire, Kanc gi- bi düşünürlerden habersız çtkardüşkünle- rini bizün eğitiın sisteminûz yeö$tirmiyor mu? Son yıllarda kültürün birleştirici, insan- lan birbirine yaklaştıncı ve birbirini sev- dirici, taklıdi değil yaratıcıhğı özendinci, bilinçlendirici ve nitelik yükseltıcı, demok- rasiyi, seçen ve seçilen sonımluluğunu ge- lışürici, geriye değil ileriye baktıncı etki- sinın önemini arttıran yeni bir gelişme da- ha ortayaçıkmışur. Soğuk Savaş'ın bhimin- den sonra dünyadayapısal ve ekonomik kü- reselleşmeye karşın kültürsel ve etnik bö- lünme sürecı başlamış, aynı zamanda eko- nomik, etnik ve dinsel gerilimler yükselti- lerek toplumdakı merkezkaç kuvvetlerden yararsağlama yöntemleri benimsenmiştir. Bütün bu sorunlara karşı ülkemızde ge- tirilebilecek en etkilı ve köklü çözüm, Türk insanına çağdaş ve evrensel bir kültür ka- zandırmaktır. Atatürkdöneminde tüm eği- tim sistemi, Halkevleri, Türk Dıl ve Tarih Kunımu ve diğer tüm kuruluşlar bu amaç için uğraşı veriyordu. Şimdi ise kültüre en çok gereksinim duyduğumuz bir zamanda, kültürsorunubüyük ölçüde ihmal edilıyor. Kültürgeriliyor ve yozlaşıyor. Anaokulun- dan üniversiteye kadartüm eğitim sistemi- tniz öğrenciye kültür veTemiyor, vermeye çabalamıyor, belki vermek istemiyor. Sekiz yıllık temel eğitim sistemi kültür içerikli yapılandmlmıyor. Bu tehlikeli du- nonun düzettilmesikolaybirişdeğil, en azın- dan bir kuşak boyu sistemli ve özverili bir çalışma gerektirir. Artık daha fazla gecik- meden, başka kuşaklan da harcamadan ye- ni bir kültür sefetberliğı başlatmalı, tüm eğitim kuruluşlan ve açılacak kültür evle- ri ile çağdaş kültürü güzel Anadolu'nun her köşesine yaymalıyız. Cnmhariyet g»- zetesmm bu yöodeki taribselçabası hepimi- ze ve her şeyden önce ılgılı devlet kuruluş- lanna ömeic olmalı, geç kalmış bir sefer- berliği bir an önce başlatma bılıncini ver- melidir. Osmanlı Devleo'nı yıkan gerici ve geriye dönük kültürün Türkiye Cumhuri- yetini de yıkmasına izin vermemeliyiz. B u çahşmanın amacı, 3713 Sayılı Te- rörle Mücadele Yasası'nın Ek. 1. mad- desinın duyurulmasının sağlanması- dır. Çünkü "12 Nsan 1991 tarihve3713 sayılı Terörle Mücadele YasasTnın (*) kimı işverenlerce ve kimi, bu yasa kapsamına girdigi için çalışmak isteyen kimselerce yeterince duyulmadığını ve söz konusu kimselerin bil- gilendirilmediklerini öğrendik. Dünyada terör 21. yüzyıla girerken, insanlığın en önemli konusudur. Tüm ülkeler nereden gelirse gel- sin terörle mücadeleyi en önemli konulan sayıp sa- vaşmalıdır. Hele ülkemizde yıllardır, bebeklerden yaşlı insanlara kadar, birçok masum kimse hiç suç- lan yokken terör kurbanı olup canlanndan oldular. Te- rörle mücadele, halen de ülkemizin en önemli konu- sudur. Mücadeleyedevam edilmektedir. lnancımızodur ki en etkin bir şekılde mücadele edilip kökü kazın- malıdır. Yakınlannı terörle mücadelede yitirip destek- ten yoksun kalanlara iş olanaklan sağlamak, onlann yaşamlannı sürdürebılmeleri için gelir getiren bir işe sahip olmalan, devletin de önemli bir görevi olmalı- dır. Işte bu düşünceyle çıkanlan söz konusu yasa bü- yük bir boşluğu doldurmaktadır. Terörle mücadele- de yakınını kaybedenlere iş bulunarak çalışma ola- nağına kavuşturulması, istihdam yönünden büyük bir eksikliği gidermektedir. •Ancak, istihdamla ilgili olup işçi ve işveren açısın- dan büyük önem taşıyan 3713 Sayılı Terörle Müca- dele Yasası'nın ek 1. maddesinde yer alan bu hüküm ve ona bağlı olarak hazırlanan yönetmelikler kanımız- ca gerek kamu kurum ve kuruluşlannda olsun, gerek- se özel sektörde olsun işçi ve işveren konumunda îşçi Çalıştırma ve Terör Doç. Dr. BtRSEN ERSEL tÜSBF Çalışma Ekonomisi Doçenti olan kişilenn fazla dıkkatıni çekememıştır. Birçok kim- senin böyle bir yasa maddesinden haberdar olmadı- ğını duyumsadık. Oysa, 3713 Sayılı Yasa'nın Ek 1. maddcsi, 1475 sayılı tş Yasamızda, "Çataşma Zorunlulufu" başhğı altında yer alan 25. madde gibi yer alsaydı ya da ek birmaddeile 1475 Sayılı Yasa'yaeklenebilseydikuş- kusuz birçok işveren ve işçi konumunda olan kimse- ler bu maddeden daha kolayca haberli olacak ve ge- reğini yapabileceklerdi. llk bakışta 'Terörle Mücade- leYasası'nda böyle bir hükmün yeT alması işçi ve iş- verenlerce kolaylıkla anlaşılamayacaktır. I. Söz konusu yasa: 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın Ek Madde 1 (Ek:4131 - 13.11.1995) A) Genel, katma ve özel bütceli kurum ve kuruluşlarla mahalli idareler ve sermayesinin yansından fazlası ka- muya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklık- lar, 657 Sayılı Devlet Memurlan Kanunu'na tabi me- mur kadrolan ile sözleşmeli personel ve süreklı işçi kadrolannın yüzde 0,5'ini, bu yasanın 1 'inci madde- sinde yazılı terör eyletnleri nedeni ve etkisiyle; "§e- hit yakınlan ile çalışabflir dunımda olan maluOerin istibdanunda taldp edilecek usul ve esaslar: Maliye, Milli Savunma. Çalışma ve Sosyal Güvcnlik Bakan- hklan ile Dev let Personel Başkanlıgı ve İş ve Işci Bul- ma Kurumu'nun görüşleri alınmak suretiyle fçişleri Bakanlığı'nca çıkanUcak™ bir yönetnıcUde beüıie- njr" hükmü getirilmiştir. istihdamla ilgili hüküm: "Terörte Mücadele Yasa- a" deyince salt terörle mücadele düşünülmeyecek, bu mücadelede şehit düşmüş veya malul olmuş kişi ve- ya kişilerin yakınlannın istihdamı da akla gelebile- cektir. Yasa, söz konusu maddesiyle işçi ve işveren- leri yakından ilgilendirmektedir. tş ve İşçi Bulma Kunımu tstanbul Bölge Müdür- lüğü'nden edindiğimiz bilgiye göre, terör eylemleri nedeniyle şehit ve malul olanlann yakınlannın ve ça- lışabilecek durumdaki maluHenn başvunılan duru- munda derhal işe yerleştirildiklen. Almış olduğumuz bu bilgi doğrultusunda yapmış olduğumuz araştırma sonuçlan umut verici. Ama başvuran kişilerin sayı- lannm da çok fazla olmadığını gözlemledik. Terör ey- lemleri nedeniyle malul ya da şehit olanlann yakın- lanna maaş bağlandığı için bu kimselerin işe girme- leri halinde hak etmiş olduklan maaşlan kesileceğın- den çahşmayı pek çekici bulmadıklandır. Devletten kendilerine bağlanan maaşla yetinmeyi tercih ettik- leri görülrnektedir. Terör eylemleri nedeniyle malul ya da şehit olanlann yakınlannın büyük bir kısmının da böyle bir yasa maddesinden haberleri olmadığını, bilgilenmediklerini öğrendik. Aynı durumkimi işve- renler için de geçerli. Işverenler de böyle bir yasa mad- desinden habersiz olduklan için, yasa maddesinin gereklerini yenne getırmedıklerinden milyarlan bu- lan para cezalannı ödemek zorunda kalmışlardır. Başka önemli bir konu da, söz konusu kimselerin özel işyeıieri yenne, kamu kurum ve kuruluşlannda çalışmayı yeğlemeleridir. ÖnerOer ve sonuç: tş ve işverenlen ilgilendiren, çalışma yaşammı düzenleyen tüm yasa ve yönetme- liklerin iş yasalan ya da çalışma yaşamrnı düzenle- yene yasalann içinde yer almalan; bu yasalann, hem işçi ve hem de işveren olarak söz konusu kişilerin bil- gilendirilmeleri açısından yazılı ve görsel basmda yer almasuıın sağlanması: bilgilendirilmeleri ve baş- vurulannın sağlanması açısından yerel yönetimlerce kendilerine bilgilerin ulaşılmasının sağlanması gere- kiyor. Terör eylemleri nedeniyle şehit ve malul olan- lann yakınlannın ve çalışabilecek durumdaki malul- lerin çalışmalan halinde, kendilerine devletçe bağlan- mış maaşlanndan daha fazla bir gelire sahip olmala- nnın sağlanması. Ancak bu dunımda, devletten ma- aş yerine çalışmayı tercih edeceklerdir. 3713 sayılı ya- sa, adından da anİaşılacagı üzereterörlemücadeleya- sası olup, terör suçlusu, terör suçlan ve cezalan ile cezalann infazına ılişkın hükümleri içeren ceza hu- kukunu ilgilendiren bir yasadır. Terör nedeniyle şe- hit olan veya çalışamayacak derecede malul olan ka- mu görevlileri ile er ve erbaşlann ve varsa yakınlan- nın, malul olup da çahşabilir dunımda olanlann is- tihdamı ise iş hukukunu ilgilendiren bır konu oldu- ğundan terör yasasına ek madde ile ektenen bölümün hukuk tekniği bakımından tş Kanunu'nda yer alma- sının daha uygun olacağı kamsındayım. (*) T.C.R.G. 12 Nisan 30-125. , Sayı, 20843 Mük. S.ı. Düstuf, l CUMHURtYETTElN OKURLARA ORHANERİNÇ Medyammn Yeni ve Önemli Görevteri... Son günlerde medyamıza yine bir haller oldu. Satış sayılan, gazetelerin promosyon malı olup, benzin istasyonlannda, süpermarketlerde alışve- riş karşılığı verilmelerine karşın günlük toplam 3.5 milyonda dolaşıyor. Nerede 7 milyonlara ulaşan rekor satışlar? Sayın Başbakan, "devletin neredeyse battığın- dan" söz eden açıklamalar yapıyor. Işçilerle ka- mu çalışanlan mezarda emeklilik tasansı ve aylık zam oranlannı protesto için yollara, meydanlara iniypr. Medyamız, devletin kurtanlması adına görev üstlenip, ışçilerle kamu çalışanlanna demediğini bırakmıyor. Ama gündeme Vergi Yasası'nın değiştirilmesi, devletin vergi toplamak için aldığı önlemlerden ödün verilmesi gerektiği görüşü yansıyınca, bir de bakıyoruz ki devleti kurtarma görevi, yerini çok kazananlann kurtanlmasına (!) bırakmış. Devletin anayasada yazılı olan "sosya/ devlet" niteliğini yaşama geçirmemesini, sosyal güvenlik konusunda katkı yapmamasını göz ardı edenle- rin yeni görevleri, vergi ertelemesini gerçekleştir- mek için çaba harcamak olmuş. Belki bu yüzden olacak, bir sabah, gazeteteri eli- nize alınca, "iyileşme sinyalleri" alındığını yazan manşetlerle karşılaşıyorsunuz. önceki örnekleri anımsayıp şaşmıyorsunuz, ama arkasında ne ol- duğunu merak ediyorsunuz. Yeni dünya düzeninin ulusal egemenliklere kar- şı dayattığı küreselleşmenin doğal sonucu olarak gündeme gelen "uluslararası tahkim" de medya- mızın gerçekleşmesi için çaba harcadığı bir baş- ka olgu. Anayasanın başta geçici 15. madde olmak üze- re değişmesi gereken onca maddesi varken, ulus- lararası tahkimin uygulanabilmesi için hükümetin olanca hızıyla değişiklik önerisi hazırlaması, alkış- laıia karşıianıp arka çıkılıyor. "Temiz toplum-saydam toplum" söylemlerini ortaya atanlar, devletin kapalı kaoılar ardmda iş yap- ması sonucunu doğuracak biryönetimin savunu- cusu olmayı yeğliyorlar. Sokaktaki yurttaşı suç işlemeye hazır kişiler ola- rak gören anayasanın, çokuluslu şirketleri masum kuruluşlar olarak kabul etmesi için yapılan giri- şimler orta yerde sintıyor. Uluslararası Çalışma örgütü'ne (ILO) iş güven- liğinin yasal olarak sağlanması konusunda 1994 yılında verilmiş olan sözle, Avoıpa Konseyi'ne 1950yılında veritmişolan "İnsan Haklannın ve Te- mel Ozgühüklehnin Korunmasına llişkin Sözleş- me" (AİHS) ile imzalanan eklerine uyma sözü san- ki verilmemiş. UArkast 6. Sayfada oerinc@9urrrfîuriyetcom.tr Işte mahallemizden beklediğiniz güzel haber! CUMHURİYET MAHALLESİ'NİN IKİ BÖLÜMÜ BîRLEŞİYOR! (Pumhuriyet Mahalleli dostlanmızdan gelen istekler üzerine; mahallemizin iki böliimünü birleştirmek için başlattığımız çalışmalar sonuçlandı. İki bölümün arasındaki boş araziyi de sonunda mahallemize kattık. Böyiece, Cumhuriyet Mahallesi bir bütün oluyor. Şimdi, bu yeni arazi üzerindeki 90 parseli sizlere sunuyoruz. Böyiece, mahallemize katılmak isteyip de geciken dostlarırmza yeni bir olanak sağlayabildiğimiz için mutluyuz. Uzun ve çetin bir pazarlık döneminden sonra aldığımız bu arazideki 90 parseli metre karesi 9 milyon liradan satmak zorunda olduğumuzu öncelikle belirtmek isteriz. Peşinat 750 milyon olup kalan bölümü 6 eşit taksitte ödenecektir. Parsellerin büyüklükleri 400 - 600 metre kare arasında değişmektedir. A R M A R A D E N I Z I Bildiğiniz gibi, Cumhuriyet Mahallesi'ni gerçekleştirme çalışmalanmız hızla ilerüyor. Dostlanmızla birlikte yaşayacağınuz mahallemizi adım adım yaşama geçiriyoruz. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. Cumhuriyet maha lles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" DtNIZ CORUNUAMU IMAIUI IFRAZLI BACIMSIZTAPULU Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhuriyot Mahallesi Istanbul'un batısında, Tekirdağ-Çortu yolu kavşağı üçgeninde, Çanta KöyO belediye sınoian içinde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka. E5 yolundan 55 dakikadır. •1. Böfcjmün hemen güneyınde yer alan 2. Bölüm aransınin de elektnğı ve stabilıze yoUan vvdır. •Bu araztnin de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın kuçuk bır bölumü yol ve otopaık, çok bOyük bir bötümû ise bahçe ve park olacak. Yonı arazımız de aynı özelliklere sahtptir. Basvuru: ÇAĞ PAZARLAMA Basın Sarayı Kat:4 (Gazeteciler Cemiyeti Ûstü) Ca^aloğlu - İSTANBUL Sat^ yapdan Cuntfiuriyet KHap Kulûbü bürotan: Ankara: Atatürk Bulvan No: 125 Kat4 Bakanlıklar - ANKARA bmlr Halrt ziya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Aisancak - İZMİR Tel: (0212) 520 21 91 - 92 / 512 06 05, Faks; (0212) 520 50 23 Tel: (0312) 419 50 20 pbx, Faks: (0312) 417 19 67 Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks: (0232) 441 91 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle