28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ HABERLER İP'nin temmuz ayı etkinliği • İstanbul Haber " Servisi - Işçi Partisi Bağcılar llçe Örgütü'nün temmuz ayı etkinlikierinde bu hafta, Vedat Demircioğlu'nu anma toplantısı vardı. "'Vedat Demircioğlu ve 6. Filo eylemleri konulu konferansa konuşmacı olarak 68'liler Vakfi Genel Sekreteri Gökalp Eren katıldı. Eren konuşmasında. " 1968 yılı, üniversite reformu etrafında gelışen gençlık eylemleri yanında antiemperyalist gençlik eylemleriyle de öne çıkmıştır. ABD yanlısı iktidara karşı çıkan, 6. Fılo'yu protesto eden ve şiddetle bastınlmaya çalışılan gençliğin. ilk siyasi kurbanlan vermesine neden olmuştur" dedi. Konferans "Hoşçakal Yann'" filminin seyredilmesiyle son buldu. 2203 kaçak yakalandı • İZMİR(AA)-SahiI Güvenlik Komutanlığı'na bağlı ekipler tarafından 1996 yıhndan bu yana, 2 bin 203 kaçagın yakalandığı, denizde tehlike geciren 1418 kişinın de kurtanldığı bildirildi. Bu faaliyetler sırasında 900 ton kaçak benzin, 128 kilogram esrar ile 750 kilogram saf kokain ele geçirildiği kaydedildi. Sahil Güvenlik teşkilatının hava araçlan ile desteklenmesi için Agusto firması ile 5 adet helikopter alımı için kontrat imzaladıklannı hatırlatan yetkililer. 4 helikopterin Türkiye'de yapımı için de aynı firma ile çalıştıklannı kaydettiler. Aynca helikopterlerden sonra 3 adet CASA CN- 235 tipi uçak için görüşmeler yapıldığını belirttiler Somuncuoğlu Nevşehir'de • NEVŞEHÎR (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, hızlı nüfus hareketlilığinin yaşandığı Türkiye'de halen 500 bin ile 1 mılyon arasında konut açığının bulunduğunu belirterek, bu nedenle gecekondulaşma ve çarpık şehirleşmenin önüne geçilemediğini söyledi. 1. Ulusal Kapadokya Medya-Turizm Festivali'nın gala gecesine katılan Somuncuoğlu, hedeflerin gerçekleştirilememesi nedeniyle gecekondulaşma ve çarpık yapılaşmalann özellikle büyük kentlerde ana sorunlar halinde ortaya çıktığını ıfade erti. Afişterle aramyorlar • VAN (Cumhuriyet) - Iran'ın Kelereş kampında eğitim göriip Van'da eylem hazırlığı içinde olan 10 terörist, kimlikleri belirlenerek hazırlanan afişlerle aranıyorlar. Yetkililer. teröristlerin yeni bir eylem planı geliştirerek sürekli yer degiştirdiklerini. bu nedenle yakalanmalannın zor olduğunu belirtti. Yetkililer, istihbarat çalışmalan sonucu toplu eylem yapacaklannı belirlediklerini ve ellerinde patlayıcılar bulunduğunu bildirdi. Aynca, Van'da orta yaşlı iki kadın canlı bomba olduğu ileri sürüldü. Bu konuda yurttaşlann desteğine ihtiyaç duyduklannı belirten yetkililer, ihbar edenlenn ödüllendirileceğini, ancak kimliklerinin gizli tutulacağını söylediler. FP yönetiminde değişiklik • ANKARA (Cnmhnriyet Bürosu)- FP Genel Başkanı Recai Kutan, birkaç gün içinde başkanhk divanında düzenleme yapabileceklerini söyledi. Kutan dün yaptığı açıklamada, dûzenlemeye ilişkin değerlendirmelerin sürdüğünü belirtti. Alınan bilgiye göre, fstanbul Milletvekili Aydın Menderes'in istifa etmesiyle boşalan siyasi işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine, Genel Başkan Yardımcısı Cemil Çiçek'in getirilmesi bekleniyor. Parti üzerine doktora tezi hazırlayan Hakkı Uyar, seçim yenilgisinin nedenlerini inceledi 'CHP'nin sorunıı ideoloji' CELALYILMAZ İZMİR-CHP'nin en önemli sorununun ideolojik sapmadan kaynaklandığı belir- tilerek kurtuluşunun, "Kemalizm ve Ata- tûrkçülük"ten oluşan asıl ideolojısine ge- ri dönmesiyle gerçekleşecegi vurgulandı. Kurtuluş Savaşı'yla ülkeyi kurtaran ve "devlet kuran" CHP'nin "knrtuluşçu"bir misyona sahip olduğunu anımsatan ve parti üzerine doktora tezi hazırlayan DEÜ Atatürk Ilkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitü- sü Öğretim Görevlisi Dr. Hakkı Uyar, se- çim yenilgisindeki nedenlerin lider, örgüt ve ülke sorunlanna çözüm üretememe noktalannda odaklaştığını, ancak ideolo- ji sorununun önde geldiğini belirtti. E>r. Hakkı Uyar, CHP'nin ideolojisi olan Kemalizmin, siyasal anlamda "sol", eko- nomik anlamda da "sosyal" bir ıdeoloji ol- duğuna dikkat çekerek bunun ana hatlan- nın bizzat Atatürk tarafından çizildiğini • CHP üzerine doktora çalışması yapan DEÜ Atatürk Ilkeleri ve înkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Hakkı Uyar, kurultayda mücadele eden taraflann, ideolojik yelpazenin adayı olmak yerine, kişisel çekişmelerin ürünü olarak ortaya çıktıklannı belirtti. belirtti. Dr. Hakkı Uyar şöyle konuştu: "Kemalizm geleneksel toplumdan mo- dern topluma geçişin ideolojisidir. Gele- neksel toplum tanm ekonomisine, dinset- monarşik bir yönetime ve dinsel cemaat- lere dayanır. Modern toplum ise sanayileş- me-kapitalistleşmeye, ulus-devlete, birey- seUeşmeje ve aydınlanmava dayanır. Ulu- sal bir modemJeşme ideolojisi olan Kema- lizm, Bah dünyasının 400-500 yılda sağla- dığı getişmeye devrimle çok daha kısa sii- rede ulaşmayı hedeflemiş ve bunu gerçek- leştirirken de jakoben yöntemJer uygula- mışür. Türk devrimi, Batı ile arasuıdaki farkı bir an önce ve Baü'nuı bu süreçte yaptığı hatalara düşmeden kapatmayı amaçlamıştır. Hatta, 1930'larda CHP'nin seçim afişlerinde kullandığı iddialı bir söy- lem vardır: "Türk ınkılabı asn yıla sığdır- dı'. Devleti ve toplumu modemleştirerek, Osmanh'daki çöküşün tekrar yasanma- ması amaçlanmıştı. Bu çercevede topye- kûn bir kalkınma hareketi, özellikle 1930'larda gündeme geunişti." CHP'nin ideolojisini ete kemiğe büründürmek için 1920 ve 193O'!u yıllarda bazı girişimler olduğunu belirten Dr. Hakkı Uyar, Ata- tiirk'ün o dönem dünya konjonktüründe benzerleri yaygm olan otoriter ideoloji ya- ratmaya yönelik bu ginşımlen engelledi- ğini belirterek "Bunlar 1920-30'lu yıllara ilişkin girişimlerdir. Bu çerçevede, günü- müze kadar birçok kimse kendini Ata- türkçü olarak tanımlayabUmektedir. Ke- malizmin içeriğinin tanı olarak doldurul- rnaması, KemaJistier için hem bir avantaj hem de dezavantaj durumundadır" diye konuştu. Kemahzmin başta "altı ok" olmak üze- re pragmatik bir niteliğe sahip olduğunu ve bunun da zamana. koşullara uyum sağla- mayı kolaylaştırdığına dikkat çeken Dr. Haİckı Uyar, Türkiye'deki toplumsal ve ek- onomik yapının gelişimine uygun biçim- de son döneme kadar CHP ve Kemalizmin kendini sürekli yenilediğini belirtti. Dr. Hakkı Uyar, CHP'nin seçim yenil- gisine uğramasında özelleştirme uygula- malan, gümrük birliği ve bağımsızlığımı- za gölge düşürecek MAI anlaşmalan kar- şısında suskun kalmasının da etken oldu- ğunu kaydetti. CHP PM sonuc bildirgesinde paradan para kazanmayı destekleyecek politikalar güdüldüğü ifade edildi 'Hükümetparasal sermaye yanlısı'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Parti Meclisi'nin (PM) sonuç bildirgesinde hükü- met "parasal sermaye yanhsı" olmakla suçlandı. Siyasal yaşamda CHP'ye du- yulan gereksinmenin her geçen gün biraz daha kendini gösterdi- ği dile getirilen bildirgede, hü- kümetin ekonomik bunalımın yükünü emekçiler ile kırsal ke- simdeki üreticilerin üzerine yık- tığı vurgulandı. Bildirgede, "Hükümet kara para>ı ve paradan para kazan- mayı daha çok destekleyecek bir ekonomi politikasını yürüriüğe koymak istemektedir" denildi. CHP PM'nin önceki gün ger- çekJeştirilen toplantısının sonuç bildirgesi dün yayımlandı. J8 Nisan seçimlerinin ardın- dan oluşan siyasal ortamda CHP'ye olan gereksinmenin gün geçtikçe hissedildiği belırti- len bildirgede, "CHP'nin güc- lenmesi ve başanlı olması kaçı- nılmaz bir nesnel gereküliktir. Bu DÖNMEK ISTtYORLAR DYP'ffler mahkeme yolıında İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Eski DYP Izmir İl Başkanı Ismail Uğural, il yönetımınden alınan , partililerle birlikte görevlerine C yeniden dönmek amacıyla, gelecek hafta Ankara'da Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuracaklannı bildirdi. Istanbul'da eski DYP il yönetiminin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı davayı kazanmasının ardından, kendilerinin de harekete geçtiğini belirten Uğural, 18 Nisan seçimlerinden sonra Ankara, Istanbul ve tzmir'in de aralannda yer aldığı 8 kentteki DYP il yönetimlerinin bir gerekçe gösterilmeden, "yeniden yapûanma" adı altında görevlerinden alındıklanru anımsattı. 'Başvuru haklı bulundu' Uğural, Istanbul il yönetiminin, DYP Genel Merkez Başkanhk Divanı'nca görevden alındığinı, oysa ancak genel idare kurulunun boyle bir karar verebileceğini gerekçe göstererek Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtığını ve mahkemenin de bu başvuruyu haklı gördüğünü söyledi. Mahkemenin aldığı karar çerçevesinde, mevcut il yönetimine başkanhk binasını boşaltması için 3 gün süre tanındığını vurgulayan Uğural, tstanbul'daki karan örnek alarak eski DYP lzmir il yönetimi olarak gelecek hafta mahkemeye başvuracaklannı kaydetti. Uğural, Izmir'de 29 kişiden oluşan ii yönetim kurulunun daha önce görevden alındığını ve mahkeme karanyla yeniden göreve geleceklerine inandığını belirterek "Bu gelismeler, genel merkezin aldığı kararm hukuk dışı olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu. emirelsancak verdiCumhurbaşkam Süleyman DemireU düzenlenen törenle Etimesgut'taki 11. Hava L laşorma Ana Üs komutanbğı'na sancak verdL Törene, TBMM Başkanı Yıİdınm Akbuhıt, Başbakan Bfiient Ecevit ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, Genelkurma> Başkanı Hiiseyin Kıvnkoğlu, kuvvet komutanlan. VIiUi Savuruna Bakanı Sabahatrin Çakmakoğhı ve yüksek rûtbeii subaylarla çok savıda davetii katıldı. Ûs Komutanı Albay Cevdet Knrnaz, Cumhurbaşkanı Demirel'den sancağı, "Sancak Teslim Alma Andı" okuyarak aldı. Törenin sona ermesinden sonra AIba> Kurnaz, Cumhurbaşkanı Demirel'e uçak maketi hediye etti. (Fotograflar: AA) biönc ve yeniden yapdanma an- layışımızla, partimizin ilkelerini benimse> en rüm kişileri CHP'ye katılmaya, tiim kunıluşlan da desteklemeye çağınyoruzr> de- nildi. Bildirgede hükümetin yaşan- makta olan ekonomik bu- nalımın ağır yükünü den- gesiz bir biçimde emeğiy- le geçinenlere, kentsel ve kırsal emekçilerin sırtına yıktığı vurgulandı. Bildirgede, "Hükümet, yeni vergi indirimleriyle, kayıt dışı ekonomiyi. kara parayı veparadan para ka- zanmayı daha çok destek- leyecek bir ekonomi politi- kasını \ürürliiğe kovmak istemektedir'* görüşü dile getirildi. 'Yargı dışlanıyor' Ulusal bağımsızlığı ze- deleyecek ve kamu işlem- lerinin denetiminde idari yargıyı devredışı bıraka- cak yeni girişimlerin bu sürecin bir parçası olduğu kaydedilen bildirgede, ya- tınmlan ve üretimi arttır- maya yönelik olmayan bu önlemlerin ekonomik ve toplumsal istikran sağla- yamayacağı bildirildi. 'Sistem yeniden yaplanmah' Hükümetin parasal ser- maye yanlısı anlayışının somut göstergelerinden birisinin de sosyal güven- lik konusunda getirilmek istenen yeni düzenleme olduğu kaydedilen bildir- gede şu görüşlere yer ve- rildi: "CHP, sosyal güvenliğin ilke olarak kamu hizmeti olduğunu, her bireyin sos- yal güvenlik hakkı bulun- duğunu ve sistenün bütü- nüyleyeniden yapdanması gerektiğini önemle vurgu- lar. Bu ilkeler çerçevesinde sosyal güvenlik düzeni, ka- yıt dışı ekonominin ve si- gortasız çalışmamn orta- dan kakünhnası, iş güven- cesinin sağlanması, işsizlik sigortasuun uygulanması, sosyal güvenliğede>let kat- kısı \ apüması se sendikact- hğın önündeki yasal engel- lerin kaldınlmasıyla sağ- lıklı biryapıya kavuşabUir. Bu ilkelere uymayan yeni tasanyı kabul edilemez sa- yTyoruz." Eze kredilerine ikinci dava Berhan Civdekoğlu'na 5ydhapis istenîyorANKARA (CumhuriyetBürosu)- Tefe- ci Nesim Malki cinayetini azmettirdiği id- diasıyla aranan işadamı Erol Evcil'm sahi- bi olduğu Eze Grubu'na, Türkiye Iş Ban- kası'ndan kullandınlan kredilerle ilgili bankanın eski Genel Müdür Yardımcısı Berhan Civetekoğhı hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Eski îş Banka- sı Genel Müdürü Ünal Korukçu'nun da aralannda bulunduğu 5 yönetici hakkında ise takipsizlik karan verildi. Iş Bankası ve Tûrk Ticaret Bankası'ndan Eze Grubu'na verilen kredilerle ilgili Baş- bakanlık Teftiş Kurulu ile tş Bankası AŞ Marmara Bölge Müdürlüğü'nün suç duyu- rulan üzerine Ankara ve Istanbul cumhu- riyet başsavcılıklarmca başlatılan soruştur- malar tamamlanıyor. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Karakaya, Türkiye tş Bankası yöneticileri hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamam- ladı. Karakaya, eski Türkiye Iş Bankası Ge- nel Müdürü Ünal Korukçu, teftiş kurulu eski başkanlan Mazlum Atakan Yumruk- çal ve Gökalp Mahir Bay^ıırdoğlu, eski Krediler Müdürü Eyüp Erzan Tanyel, eski Bursa Şubesi Müdürü Mehmet Eıiaş hak- kında. "emniyeti suiistinıal suçunun mad- .di ve manevi unsuriannı içerir şekilde ey- lemleri bulunmadığı" gerekçesiyle takip- sizlik karan verdi. Karakaya, bankanın eski genel müdür yardımcısı Civelekoğlu hakkında ise 5 yı- la kadar hapis istemiyle dava açtı. Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ne açılan dava- nm iddıanamesınde, Civelekoğlu'nun, Eze Grubu'ndan alınan teminat çeklerinin bir bölümü ile el konulmuş olan 3 bin 100 ton ipliği sözlü talimatıyla iade ettirerek "em- niyeti suiistûnal" suçunu işlediği belirtildi. Türk Eşgüdüm Merkezi'nin bürosunu açtı DışişleriBakanı Cem Türkbhiiğiniziyaretetti PRtZREN/MAMUŞA(AA) -Kosova'da bulunan Dışişleri Bakanı IsmaO Cem, Tür- kiye'nin Kosova'ya yapacağı yardımlann koordinasyonu için oluşturulan Türk Eşgü- düm Merkezi'nin Prizren bürosunu açtı. Büronun etrafina erken saatlerde toplan- mayabaşlayan Prizren halkı, Cem'i büyük bir coşkuyla karşıladı. Kalabalığa hitap e- den Cem, yeni ve banşçı Kosova'nın oluş- turulmasmda Türkiye'nin üstüne düşen katkıyı yapacağını vurguladı. Cem'in ko- nuşması, sık sık alkışlarla ve "Türkiye" sloganlanyla kesildi. Özellikle yaşlı insan- lann Cem'in konuşmasını gözyaşlanyla izledikleri dikkat çekti. Türk Eşgüdüm Merkezi Prizren Büro- su'nda halk temsilcileri ve çeşitli kurum yöneticileriyle bir araya gelen Cem, daha sonra helikopterle Türk birliğinin konuş- landığı Mamuşa'ya geçti. Mamuşa'daki Türk birliğini denetleyen Cem, tüm asker- leri ve subaylannı tebrik ettiğini belirterek başan dileklerini iletti. Cem, daha sonra Mamuşa kasabası mer- kezine geçti. Prizren Beiediye Başkanı ve Mamuşalı yetkilileri de kabul eden Cem, Türklerin gittiği okulu ziyaret ederek yet- kililerden bilgi aldı. Dragaş'ta bulunan Türk birliğindeki as- kerlere de bir konuşma yapan Cem, başa- nlı çalışmalanndan dolayı kendilerini kut- ladığını ve başanlannın devamuıı diledi. Cem, Prizren'de Kosova Banş Gücü (KFOR) merkezinde KFOR Komutanı Al- man General Van Hugh ile bir araya geldi. Burada brifıng alan Cem, görüşmelerde, Türkiye'nin düşüncelerini anlatırken KFOR yetkililerinin de, sorunlannı ve aç- mazlannı aktardıklan öğrenildi. Cem da- ha sonra Türkiye'ye döndü. BİZBİZE ERDAL ATABEK Hayatın Değeri Hayat ne/neler için değerlidir? Yaşamanın amacı nedir? Yaşamınız anlam taşıyor mu? Insanlartanıdıklan birisinin cenazetörenindebir- birlerine bu soruları sorarlar ve yanıt verirler "Işte buraya kadar, ne boşuna şeyler için üzülüyoıyz, hiçbirisi değmez." Ama ölen gömülüp de geriye dönerlerken günlük işleri konuşmaya başlamışlar- dır bile. Hikmet Uluğbay olayının yonjmlan sırasında "intihann olumlanması"gibi birizlenim doğdu. Ge- çen hafta yayımlanan yazımdan sonra Bursa'dan telefonla arayan okuyucumuz Sayın Kubilay Gül- sem, "onur intihan" biçimindeki sunumlann ço- cuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkilerinin ola- bileceğini ileterek dikkatimi çekti. 7 yaşındaki kızı- nın kendisine "Baba, sen intiharetmiyorsun, onur- suz musun?" dediğini belirten değerii okuyucu el- bette önemli bir sorumluluğa dikkat çekiyordu. "In- tihar" olayında herzaman keskin kılıcın iki yanı var- dır. Goethe, "Genç VVerther'in /\c//an"nıyazdıktan sonra Alman gençleri arasında bir intihar saJgını ya- şanmıştı. Ama sonraki yıllarda bu yapıt hiç de böy- le bir etki yapmadı. Burada üzerinde durulması gereken en önemli yan, "yaşama bilinci"n\ çocuklanmıza ve gençle- rimize verebilmektir. "Yaşama bilinci" hayatın degerini anlayan, ha- yatta nelerin değer taşıdığını düşünen, günlük ge- reksinmeler yanında kalıcı degerlerin varlığını kav- rayan, yaşama hedeflerini dogru koyan bir düşün- ce-duygu bütünlüğüdür. "lyi yaşama" kavramını, ne yolla olursa olsun çok para kazanma olarak kabul eden, bu parayı da başkalarından üstün olabilmek için tüketim araç gereçlerine harcayan bir anlayış, "özbenlik saygı- sıyla hayatın gerçek değerlerini" buluşturamamış bir yavanlık, günümüz insanının temel sorunudur. Bu boşluğu bir şeylere sahip olarak doldurmaya çalışmak ise umarsız bir çabadır. "Yaşamanın amacı nedir?" sorusu iki biçimde yanıtlanabilir. Birincisi, "Yaşamanın amacı kendimi üretimle, yaratıyla, yaşamıma anlam katarak var olmak ve dünyaya yeni değerier katabilmektir" der. Ikincisi, "Yaşamanın amacı iyiyerlerde oturmak, iyi yehen görebilmek, iyi arabaiara sahip olmak, çokparaya sahip olmak, ünlü olmak" der. Birinci yanıt, evrensel kalıcı degerlerin yanıtıdır. İkinci yanıt, günümüz kapitalizminin yükselttiği degerlerin yanıtıdır. "Evrensel kalıcı değerier", bunları kazanmış in- sanlara "yaşama sevinci"ri\ verir, yaşaması için doğru ve haklı nedenler gösterir, dostlukların, da- yanışmanın, paylaşmanın, güzelliklerıni yaşatır, da- ha güzel bir dünya yaratmak için yaşamanın ercte- mini öğretir. "Günümüz kapitalizminin imajlan" ise, bunlan yaşama nedeni sayan insanlara "hırslı bir rekabe- ti" öğretir, "iyi yaşadığı duygusu" alabilmek için lüks mallara sahip olması gerektiğini pompalar, dostlukları çıkartar, dayanışmayı aptallık, paylaş- mayı enayilik oJarak tanımlar, kendini üstün kılma- nın en iyi yol olduğunu yineler. Bu yolda mutlu ola- bilmek için uyuşturuculara, seks sapkınlıklanna, kendilerini birbirterine göstermeye zorunluluk do- ğar. Çocuklanmıza, gençlerimize ne söyleyelim, ne- leri öğretelim? Ne pahasına olursa olsun yaşamayı ya da ölme- yi değil, insanlann "evrensel kalıcı değerlerte ya- şaması gerektiğini", yaşama sevincini içlerinde du- yarak, üreterek, yaratarak, paylaşarak yaşamala- nnı öğretelim. Hayatın ve ölümün anlamını -elbette yaşlanna göre- düşünmelerini, tartışmalarını, değerlendir- melerini önerelim. Onlara "yaşama bilinci"n\ anlatalım, tartışalım, aktaralım. Önlerindekj güçlükleri bunlarla değerlendirsin- ler. Bir sınavı yitirdikleri zaman bunlarla ölçebilsinler. Birbaşansızlığı nasıl değertendireceklerıni öğren- sinler. Yılmadan, pesetmeden, havlu atmadan güçlük- lerle nasıl baş edeceklerini öğrensinler. Sorunlannı nasıl çözeceklerini bilsinler. Sorundan kaçmadan, kavga etmeden, başkası- na yüklemeden bir sorunu nasıl çözeceklerini dü- şünsünler, yeni yollar bulmayı öğrensinler. Yaşamak hakkını ve görevini, ellerinde olan en son adıma kadar korumayı başarsınlar. Çocuklanmıza ve gençlerimize öğretmeliyiz ki: Gerçekte ölüm bir bedenin artık yaşamaması değildir. Gerçekte ölüm, üretme gücünü, yaratma gücü- nü, değerlerini yitirmektir. insan ölümlü bir canlıdır. Sonsuza kadar yaşamak ise sadece onun elin- dedir. ÎSTANBUL TABİP ODASI 'Cezaevlerinde sağlık hizmeti verilmiyor' Istanbul Haber Servisi - Istanbul Tabip Odası (İTO) tarafından yapılan açıklamada, Ümraniye ve Bayrampaşa cezaevlerin- de sağlık taraması için Adalet Bakanlığı'ndan fı- nansman beklendiği belir- tilerek cezaevlerinde veri- len sağlık hizmetinde ko- ruyucu hekimlik anlayışı- nın ön planda tutuhnası ıs- tendi. Istanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel yaptığı yazılı açıkla- mada, Cumhuriyet gazete- sinde 17 Temmuz 1999 ta- rihinde yayımlanan ceza- evlerindeki sağlık koşulla- nna ilişkin haberin bu ko- nudaki ciddi sorunlan bir kez daha gündeme getirdı- ğini belirtti. Açıklamada, tutuklu ve hükümlülerin en temel in- san haklanndan olan sağ- lıklı yaşama hakkından yararlanamadıklan kayde- dilerek hastaneye sevk iş- lemlerindeki zorluklara dikkat çekildi. Yatınlarak tedavi edilmesi gerekli hastalann bile mahkûm koğuşu bulunmadığı ge- rekçesiyle cezaevine gön- derildiği belirtilen açıkla- mada özetle şu önerilerde bulunuldu: "lutuklu ve hükümlü- lercezaevine girdiği andan itibaren sağhk birinü tara- findan muajene edilmeli ve kişisel sağhk dos>ası açü- malı. Temel sağhk hizmeti felsefesine uygun olarak koruyucu hekimlik anlayı- şı ön planda tutuunah. Ce- zaevleri sağlık birimleri acil hizmet verebilecek bir tarzda donaulmalı \e bir kamuhastanesi tarafindan desteklenmeli. Cezaevle- rinde görev yapan hekim- lerin ve diğer sağhk perso- neünin mesleklerini özgür- ce ve hiçbir baskı altında kalmadan uygulayabile- cekleri ortam yaranlmah, hastanelerde en azından bir koğuş tutuklu ve hü- künüülere aynhnab."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle