Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ ekonomi(o cumhuriyetcom.tr 11
Zonguldak
kömür
havzası
satılıyor
ANKARA(AA)-Maliye
Bakanlığı, Zonguldak ve
çevresınde bulunan kömür
yataklan üzenndeki
taşınmazlan, kullanıcılara
satmaya hazırlanıyor.
Havza-ı Fahmiye olarak
bilinen taşkömürü
havzasındaki Hazine'ye
ait taşinmazlann, üzerinde
oturanlar ile buralan
işleyenlere satılmasına
dönük yasa taslağı Maliye
Bakanı Sümer Oral
tarafindan Bakanlar
Kunılu'na da sunuldu.
Söz konusu düzenleme ile
Zonguldak'ın yanı sıra
Bartin, Karabük ve
Kastamonu'dakı kömür
yataklan üzerinde
oturanlann uzun yıllardır
devam eden mülkiyet
sorununun giderileceği
belirtildi. Milli Emlak
Genel Müdürü Doğan
Cansızlar. Zonguldak.
Bartın, K.arabük ve
Kastamonu'da son 40
yılın sorunu olan kömür
havzası üzenndeki
gayrimenkuller için
kapsamlı bir çalışma
gerçekleştirdiklerini
bildirdi. Cansızlar,
konuya ilişkin olarak
şunları söyledi:
"1958'de çıkan Bakanlar
Kurulu karan ile bölgede
zillhetlik yoluvla mal
edinimi yasaklandı. Karar
ile bir gayrimenkul
üzerinde 20 yıl oturanlara
zilliyetlik yoluyla o
mülkfin sahibi olma
hakkının. bu yörede
uygulanmayacağı ilan
edildi. 1986'da yeni bir
düzenlemeye gidilerek
zilliyetliğini ispat edenlerin
söz konusu mülke sahip
olabileceği belirtildi.
Ancak, 20 yılın ne zaman
başladığı tam olarak
beÛrtilmediği için çok
savıda vurttaş
mahkeme>e baş\ urdu.
farklı farklı kararlar
verikti."
Hazine arazileri
Bu arada. Bakanlar
Kurulu'nun onayladığı
Hazine'ye ait tanm
arazilerinin kullanıcılara
satışına ilişkin kanun
tasansının da binlerce
çiftçiye mülk edinme
yolunu açacağı belirtildi.
1995'teçıkanlan
yasadan. çeşitli
nedenlerle zamanında
başvuru yapmadıgı
için yararlanamayan 64
bin çiftçi, ilgili
düzenlemenin bir an önce
yasalaşmasını istiyor.
AB Veterinerlik Komitesi, su ürünlerinin üretim yerleri ve işletme tesislerini kontrole geliyor
AB tekrar denetleyecek
• Türkiye menşeli bazı
su ürünleri ithalatına
geçen yıl haziranda
getirilen yasak, AB
heyetinin hazırlayacağı
raporun olumlu olması
durumunda
kaldınlabilecek. Birliğin
tanm ürünlerimize
yönelik yaptınmlann
engellenmesi için ithal
edilecek etin iç piyasayı
etkilememesi için ise
önlem alınıyor.
Ekonomi Servisi - Kırlilik ve
bazı tahlillerin yapılmaması nede-
niyle geçen yıl Türkiye'den su
ürünleri ve çift çenekli yumuşak-
çalar ithalatına yasak getiren Av-
rupa Birliği'nden (AB) birheyet,
balık halleri, üretim yerleri ve iş-
letme tesislerini denetlemek için
bugün Türkiye'ye geliyor.
Bu arada. Avrupa Bırlıği'nin
Türk tanm ürünlerine yönelik yap-
tınmını önlemek amacıyla, AB'ye
tarife kontejanmda verilen 19 bin
tonluk et ithalatı tavizini kullan-
dırmak zorunda kalan Tanm ve
Köyişleri Bakanlığı'nca ithalatın
yerli üreticı üzerindeki "psikoto-
jiketkisini" önlemek için özel teb-
liğ hazıriandı. Tebliğe göre. etin it-
hal edileceği ülkedekı kesim yer-
leri, öncelikle Tanm ve Köyişle-
ri Bakanlığı elemanlan tarafindan
incelenecek.
AB Veterinerlik Komitesi"nce
Heyetin yapacağı denetimler sonucunda hazırlayacağı rapor, ithalatyasağının kaldınlmasını sağlayabiir.
oluşturulan heyet. 23 Temmuz'a
kadar sürecek denetim süresince
midye, istiridye, ıstakoz gibi çift
çenekli yumuşakçalar üretim yer-
lerini ve işleme tesislerini incele-
yecek. Türkiye menşeli su ürün-
leri ve çift çenekli yumuşakçalar
ithalatına geçen yıl haziranda it-
halat yasağı getiren AB'nin, he-
yetin hazırlayacağı raporun olum-
lu olması durumunda ithalat ya-
sağını kaldıracağı belirtiliyor.
AB Veterinerlik Komitesi'nin
geçen yıl Türkiye'de balık halle-
ri ve işleme tesislerinde yaptıkla-
n denetimlerde, tesisler yetersiz ve
sağlık kurallanna aykın bulun-
muş, aynca AB'nin istediği düzen-
li tahlillerin de yapılamadığı be-
lirlenmiştı. Bunun üzerine Tanm
Bakanlığı, işleme ve üretim tesis-
lerinin iyileştirilmesine yönelik
denetimlerini arttırarak çok sayı-
da tesisin ihracat açısından yeter-
lilik belgesini de iptal etmişti.
Onlemler ahndı
Çift çenekli yumuşakçalar üre-
tim ve işleme tesislerinde de ol-
dukça geniş tedbirler alındığını
belirten yetkililer, AB'nin istedi-
ği bütün tahlillerin yapılabilir ha-
le getirildiğini, bu nedenle komi-
tenin olumlu rapor vermesinin
beklendiğini söylediler. Komite-
nin olumlu rapor vermesi halinde,
yasağın kalkmasının 1-2 ay süre-
bileceği belirtiliyor.
Geçen yıl haziranda uygulanma-
ya başlanan yasak nedeniyle
AB'ye su ürünleri ihracatı yüzde
25 düştü. 1997'de 15 milyon do-
lar olan AB'ye çift çenekli ihra-
catı, geçen yıl 9.4 milyon dolarda
kaldı. Yasağın açıklandığı dönem-
de, "Türidye'nin hayvan ve et it-
halatına u> guladığı yasağa misil-
leme olarak AB'nin Türkiye men-
şeB su ürünleri ve yumuşakçalar
itfaalaüna yasak koyduğu" yolun-
da görüşler beyan edilmişti.
Et ithalatı için 'zor' tebüg
Avrupa Büiiği'nin (AB) Türk ta-
nm ürünlerine yönelik yaptınm-
lannın engellenmesi amacıyla ta-
rife kontenjanı kapsamında ithal
edilecek 19 bin ton etin, iç piya-
sayı olumsuz etkilemesinin ön-
lenmesi için "özeltebfiğ" hazırla-
nıyor. AB'nin Türk tanm ürünle-
rine yönelik yaptınmını önlemek
amacıyla AB'ye tarife konteja-
nında verilen 19 bin tonluk et it-
halatı tavizini kullandırmak zo-
runda kalan Tanm ve Köyişleri
Bakanlığı, ithalatın yerli üretici
üzerindeki "psikolojik etkisini"
önlemek için özel tebliğ hazırla-
dı. Tebliğe göre, etin ithal edile-
ceği ülkedeki kesim yerleri, önce-
likle Tanm Bakanlığı elemanlan
tarafindan incelenecek.
Yapünm karan
Bakanlık elemanlan, kesilecek
hayvanlan da denetleyecek, hor-
mon ve antibiyotik kalınüsı yönün-
den hayvan etleri analiz edilecek.
Et, bakanlık elemanlan gözeti-
minde kesilecek ve dondurulacak.
İthalatyasağı nedeniyleAB'nin ge-
çen yıl Türkiye'den karpuz, fındık
ve domates salçası ithalatına yap-
tınm uyguladığına, bu yıl da tü-
rün, kornişon turşu ve domates
salçası ithalatına yaptınm uygu-
lamaya hazırlandığına dikkati çe-
ken yetkililer, şunlan söylediler:
"AByapünm karannı yann açık-
lsyacak. Yaptuim ik Türtdye'nin
220miryon doiarhkihracatıolum-
suz etkilenecek. Zarar sadece
bununla sınırtı kalma>acak. Bu,
yüz binlerce kornişon salatalık ve
domates üreticisinin malının elin-
de kalmasu devletin daha fazla rü-
tün alarak yakmak zorunda kal-
ması anlamına geByor."
D U N Y A E K O N O M I S Î N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM ergin@ergin.demon.co.uk
Iran altı gün, demokrası yanlısı öğrenci
gösterileriyle çalkalandı. Yedinci gün rejim
yanlıları tarafindan karşı tepkı olarak dü-
zenlenen gösteri yürüyüşlerine en az 24
kentte yıizbinlerce ınsan katıldı. Öğrenci-
ler, isteklen yerine getınlmedıği taktirde
cumartesi günü sokaga döneceklennı söy-
lediler, ama dönmedıler.
Şimdi, reformcu iran Daily gazetesinin
de Meclıs Başkan Yardımcısı, Yüksek Gü-
venlık Konseyi sözcüsü, muhafazakâr Ha-
san Ruhani'nin konuşmasına atıfla, "Bü-
yük bir ders alındı" başlığını atmasına ba-
karak, Molla rejımının muhafazakâr kana-
dının, bu yedi günden güçlenerek çıktığı sö-
yenebilir mi? Diğer taraftan bu gösterile-
rin iran toplumundayarattığı sarsırrtıdan ha-
reketle, Başkan Hatemi'yle reformistlerin
etkiterinın arttacağını söyternek de kotay de-
Öjl-
Rejimin fay kınklan
Çarşamba günü, İran devletinin bir iç
çelişkısine değinmiştim: Bugünkü İran dev-
leti uzlaşmaz bir iç çelişkıyle birlıkte doğ-
muştu. Birtarafta, laik bir öze sahip Cum-
huriyetçi yan halkın iradesıni devlet yöne-
timine taşımayı amaçlıyor, diğer tarafta,
dini prensıplere dayanan bir anayasa bu
iradenin işleyışinin temelinı ve sınıriannı
saptıyordu. Dini burokrası halkın desteğı-
ne, devlet üzerinde tek başına kontrola
İran'ı Sarsan Yedi Gün
Hatemi taraftarlannın, hızla yön değiştirip, öğrencilere karşı tutum akJığı görüldü.
sahip oluğu sürece, bu çelişki bastınlabil-
di.
Bu çelişkinin birliği, rejim kurukjuktan
sonra üç noktadan zorlanmaya başladı. Bi-
rincısı, rejim, kültürel ve ahlaki aianlarda iç
tutarlılığını kaybetmeye başladı. Rejimin
kadrolan ıktidann nimetlennı paylaşmaya,
rejimin koyduğu ahlaki kurallan bızzat ken-
dileri çiğnemeye başladılar. Yolsuzluklar
CINE5 Gold Card alan tüm üyelere
6 aylık yenileme hediye!
Hemen bir iktisat şubesine uğrayın
CINE5 Gold Card'ınızı alın.
t TlX• ıtankz (212) X ! « * •
532 » ^9 • CAfcpr UI6) 3» » 12 • Ota* f«21 «5 S >2 • t**r 1212) 323 03 44 •fedMrQIÖ SO « 60 • H n ç (2161 « 4Î »
• M t r U1İ) 2511» • M t (21^ W> 90 •tatapdc> 2161
» 4U "1 61 • b a | (2W>) 46" (H 10 • 1 taat (2U) 33515 55 • 4İMS
• » M Gtote (216) (V «-V • Ş(t (212) 2» «II • aUfe- (216) «2 95 » • *&K U12) »62 P » • < • 02!) W M 01
• M B I 3121 41-» » • U n M v l * ı (3IS H3 »9» • "•«« (312) » » » • r«ı»»»^«|i 1312) «" 58 29
(»1MS » S • * * (224) 255 T)» • Çl* OB> «55 B 35 • M * (25R 2« J> 41 • UHdr (222) 2» 2" 80 • G a ^ O«2) 220 Tl»
• Obe Otl) 643 H 20 •ta*<2B) «8 » « • » * * OSB yc «, 19 • •***• ÜB) * * 44 « • k S »2) 3B1100 • H n » a
O44) 2n 15 30 • tat (35B 222 B 00 • » ^ <B2) 3» F D . l k > ^ (252) 41) 97 » • Sta» 060 251M 55 • Mrt* OSZ) »13151
İKTİSAT
Memnuniyetle
HSS (0212) 274 16 16
Wsl%
www.iktisatbank.com.tr
artarken, ekonomik sorunlann ağırlaşma-
sı, bizzat rejimin, iran devrimine gerçekten
inanan destekçileri arasından hayal kırık-
lığı giderek yaygıniaşta. 1995'de özellikle Is-
lamşahr, Akbarabad kentlerinde patlak
veren ayaklanmalardan ve ışçi eylemle-
rinden sonra gelişmeleri yorumlayan bir
Times dergisi makalesi, I lalkın hızla artan
fiyatlardan, devnme ve sonra da Irak sa-
vaşına bizzat katılmış kımi kadrolann, yol-
suzluklardan ve dejenerasyondan yakın-
malannı aktanyordu:
"Devrim Muhafızlan, dayattaklan ya-
şam tarzına kendileri uymamaya baş-
lamışlardı. Rüşvet, yolsuzluk yaygın-
lasmıştı" (26/06/95).
Ikıncisı, zaman zaman kriz düzeyine ula-
şan ekonomik sorunlar, rejimin meşruiye-
tini sarsmaya başladı. 1990'lann ortasın-
da fiyat artışlan yüzde 120'ye ulaştı. 1990-
93 arasında döviz rezervleri hızla tükendi,
bunlann büyük bir kısmı Vakıflar, nüfuz sa-
hibi pol'rtikacılar tarafindan talan edildiler.
ABD ambargosu sorunlan daha da ağır-
laştırdı. 1995 Ağustosun'da Londra Sun-
day Telegraph'in aktardığına göre, mil-
yarlarca dotariık bir skandal Tahran'ı sars-
tı. Aynı yıl kendıliğinden başlayan protes-
to harekerieri sık sık şiddetli çatışmalara dö-
nüşmeye başladı. 22 Ocakta Corriera
Della Serra gazetesi, bir futbol maçında
başlayan taşkınlıklann hızla hükümet kar-
şıtı bir ayaklanmaya dönüştüğünü, bastı-
nlması sırasında yüzlerce ölü ve yaralı ol-
duğunu aktanyordu. The Independent,
petrol ve toplu ulaşım ücretlerinde ani fi-
yat artjşlannı protesto edenterte, Devrim Mu-
hafızlan arasında çıkan çatşımalarda, 50
kişinin öldüğünü bildirdi. (05/04/95). Ge-
çen çarşamba olduğu gibi, o zamanda re-
jim, çatışmalann olduğu kentlere kendi ta-
raftarlannı doldurup gösteriler düzenle-
mişti. "(International Herald Tribune
17/07/99). İran rejimi yüksek enflasyon ve
mollalann yönetme kapasitesine ilişkin ha-
yal kınklığının etkisiyle istikrannı kaybetme-
ye başlamıştı. (Wall Street Journal
18/05/95). Bugün de ekonomik kültürel
çürüme derinleşerek devam ediyor. İran nü-
fusunun yüzde 65'i, 25 yaşın artında. Res-
mi rakkamlara göre yüzde 14 düzeyinde-
ki işsizlik, yoksul gençler arasında özellik-
te yüksek (Die Wett 12/07, aktaran WSWS).
üniversitelere başvuran her 10 kişiden an-
cak birinin kaydını yaptırabiliyor. Resmi
rakkamlara göre gençler arasında uyuştu-
rucu kullanımt yaygın, resmi rakkamlara gö-
re 2 milyon kullanıcı var (1HT).
Üçüncü, yukardaki, iki basıncın bir so-
nucu olarak, rejim içinde dünya ekonomi-
sine açılma, kaprtalist ekonominin koşul-
lanna uygun bir devlet yönetme biçimleri
arama eğilimleri güçlenmeye baıladı. Es-
ki, Devlet Başkanı Rafsanjani ve taraftar-
lannın güçlenmesı bu basınçla gerçekleş-
ti. Rafsanjani, dini hiyerarşinin devlet üze-
rindeki denetimini azaltmaya ekonomiyi
dışa açmaya çabaladı. Muhafazakârlar
"pragmatisler" arasındakı çekişmeler İran
siyasi yaşamının parçası haline geldi.
Ne ki Rafsanjani btı çekişmeler, uzlaş-
malar içinde giderek yıprandı, onu da aşan
bir başka reformist eğilim belirmeye baş-
ladı. Bugün stk sık Hatemi için kullanılan,
Gorbaçev benzetmesi, ılk kez o zaman Raf-
sanjani için kullanılıyordu.
Demokratik reform talepleri, yukardaki
dinamiklerin etksiyle, giderek halk arasın-
da daha çok taraftar bulmaya, bir muha-
lefet refleksine dönüşmeye, başladı,
1997'de, devlet başkanltğına, insan hak-
lan. hukuk devleti, basın özgüriüğü gibi
tateplerie öne çıkan Hatemi'nin seçilmesi,
bu yri şubat yerel seçimlerinde reformist-
lerin, ezici zaferi siyasi iktıdann giderek, re-
formistter ve muhafazakârlar arasında bö-
lünmeye başlamasına, bir "Mi iktidar" eği-
liminin ortaya çıkrnasına yol açtı: Bir yan-
da Yüksek Güvenlik Konseyi'nı, parlamen-
to çoğunluğunu, yargryı ve güvenlik güç-
lerini elinde tutan Islamcı-muhafazakâr
güçler, diğer yanda devlet başkanlığını,
yerel yönetimleri kontrol eden, giderek de
medyayı, ünjversiteteri ve aydınlan etkisi al-
tına alan reformcu-cumhuriyetçi eğilim.
Siyasal satranç
Çarşamba günü aktardığım gibi, bu iki
kanat arasındaki mücadele geçen sene
sertleşti, birçok cumhuriyetçi aydın, res-
mi bir raporun ortaya koyduğu gibi (The
Economist 17/07/99) İran gizlı servisi ıçin-
deki, dini lider Hamartey'in çevresine ka-
dar uzanan bir klık tarafindan katledildiler.
The İran Brief (www. Iran.org/tıb) bildir-
diğınegöre reformıstlerle, muhafazakârlar
arasında, yapılan pazarlıklar sonucunda,
Hatemi ve Hameney bu raporu sümenal-
tı ettiler. Ancak bu yıl, Hatemi'nin seçilme-
sinin ikinci yıldönümü yaklaşırken, mayıs
ayında muhafazakârlann saldınlan tekrar
hız kazandı (İran Focus). Reformcu med-
ya üzerindeki baskılar arttı. Salam gaze-
tesi, bu raporu açıklamaya kalkınca da ka-
patılmış ve öğrenci hareketleri buna tepki
olarak başlamıştı.
Öğrenci hareketlerinin sertteşmeye, Ha-
mane/in otoritesini doğrudan hedef al-
maya başlaması ve bastınlacağının anla-
şılmasıyla biriikte Hatemi taraftarlannın,
hızla yön değiştirip, öğrencilere karşı tutum
aldığı görüldü. Muhafazakâr kanat ise bir
taraftan, Hamaney'in sivil milisleri öğren-
cilere karşı kışkırtmasından (New York Tı-
me 15/07), Hasan Ruhani'nin öğrenci li-
derterine yönelik olarak, kışkırtıcılann idam-
la yargılanacağını açıklamasından (BBC)
da görüldüğü gibi, sertleşirken, diğer ta-
raftan da öğrencileri bölmek için "dış ta-
hirkleri, kötü niyetlHeri" suçlamaya başla-
dı. Hatemi'de, kendi konumunu korumak
amacıyla yaptığı konuşmada, bu eğılime
katıldı. Reformist İran Daily, çarşamba
günü, Hamaney'in resimlerinin egemen
olduğu gösteriyi, Hatemi ve Hameney ta-
raftarlannın biriikte yaptığı ızlenımını veren
bir şekilde, ama inandıncı olmaktan uzak
yorumlarla çıktı. Çarşam ba günü Neşat
gazetesinin belirttiği gibi, artık, "Öğrenci-
ler yalnız kalmışlardı."
Diğer taraftan, muhafazakâr kanadında
endişeli olduğu görülüyor. Çarşamba gös-
terileri devlet desteğiyle, birçok işyeri tatil
edilerek örgütlenmiş, tansiyon beklenen
düzeye yükselememişti. Gösteriler sıra-
sında konuşmacılar, sık sık öğrencilerin
haklı taleplerinden söz açtılar, banşçıl gös-
terileri övdüler, polis hakkında soruştur-
ma açılacağını, ulusal birliğin önemini vur-
guladılar, ABD ve Israil'i suçladılar (İran
Daily). Bunlar, muhafazakârlann da bir uz-
laşma arayışı içinde olduğunu düşündü-
rüyor.
Yukarda değindiğim "fay kınklan" uz-
laşma zeminınin giderek kayganlaştığını
gösteriyor. Ancak, muhafazakârlann kar-
şı saldınlannın, üniversitelenn kapalı oldu-
ğu yaz aytannda yoğunlaşbğını (İran Focus),
önümüzdeki yıl bir genel seçimler ol-
duğunu düşünürsek, gelişmelerin yönü
üzerinde kesin bir şey söylemek, hele
Hatemi'nin güçleneceğini düşünek için
vakit henüz erken.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
'Karartılan' Türkiye
Çok değil, bundan yaklaşık on ay önce^ hükü-
met, gazetelere verilen ilanlarda, 30 Eylül 1998'i
"Ak Çarşamba" ve "Türkiye'nin aklandığı gün"
olarak niteliyordu. O gün, mali milat olarak ilan
ediliyor ve kara paranın aklanacağı, onunla biriik-
te de bütün ülkenin aklanmış olacağı vurgulantyor-
du. Bugünlerde ise aklanan yerine karartılan bir Tür-
kiye var; aynı sayılabilecek hükümet, getirmekte
olduğu ekonomik önlemlerle mali miiadı ya erte-
leyecek ya da tamamıyla yok sayacaktır. Kara pa-
ra aklanmamakta, tersine özendirılmektedir. Eko-
nominin kurtuluşu kara paraya kalmıştır.
•••
Hükümet yeni ekonomik onlemler getiriyor. Bun-
ları da ekonomik ilkelerve dünya uygulamalan gi-
bi gerekçelere dayandırmak istiyor. Bu gerekçe-
ler hiçbir biçimde gerçeği yansıtmıyor.
Önce, Türkiye ekonomisi yüzde 40 dolayında re-
el faizle çalışıyor; yani para sermayenin fiyatlardan
anndınlmış net kazancı yüzde 40'lardadır. Repo ya
da devletin borç senetleri bu oranda getiri sağlı-
yor. Ve sıkı durun, bu faiz gelirden kesilen vergi sto-
pajını ya bankalar karşılıyor ya da bunlardan esa-
sen vergi kesilmiyor. Oysa, temmuza kadar 78,
şimdilik de aylık brüt 93.6 milyon lira olan asgari
ücretten yüzde 15 oranında vergi kesiliyor. Üste-
lik, ücret ve maaş vergileri kaynağında kesiliyor ve
vergi oranı da giderek artıyor. Dünyanın hiçbir ül-
kesinde yüzde 40 dolayında reel faiz ödenmez; üs-
telik bu ödeme devlet bütçesinden yapılmaz, ya-
pılamaz. Ve yine dünyanın kendisine demokratik
denilen hiçbir ülkesinde, emek gelirieri ile serma-
ye gelirieri arasında bu kadar dengesiz ve emek-
çiler için haksız bir vergi adaletsizliği görülemez.
Ekonomi biliminin doğuşu, yani miladıyla biriik-
te ortaya atılan ve benimsenen temel kurallardan
biri, belki de birincisi, vergilerin, vergi yükümlüle-
rinin ekonomik gücüne göre alınması ve artan
oranlı olmasıdır. Hükümet bu en temel ilkeyi çiğ-
nerken hangi ekonomi kuralından söz edilebilir?
Sonra, hükümet uygulamasının birde hukuk bo-
yutu var. Hükümet, açıkça, paradan para kazanan
sermaye kesiminin çıkarlannın yanında yer almak-
ta; emeğiyle geçinenlerin çıkariannı biryana bırak-
maktadır. Bu politikanın açık adı, birtoplumsal sı-
nıfın, burada paradan para kazananlann, çıkarla-
nnın, devlet gücüyle ya da zorla korunmasıdır.
Yeniden ekonomiye dönersek; hükümet, ekono-
mi politikası alanında çok keskin bir amaç ikilemi
ile karşı karşıyadır. Amaçlardan biri, ekonominin can-
landınlması; öbürü de enflasyonu ve giderek faiz-
leri düşürerek ekonomik istikran sağlamaktır. Bu
ikili, gerçekte, birbiriyie çelişir.
Hükümet, mali milat başta olmak üzere serma-
ye gelirieri üzerindeki vergi yükünü azaltarak ya da
tamamıyla ortadan kaldırarak ekonomiyi canlan-
dırmak istiyor; buna karşılık, memur ve işçilerin ma-
aş ve ücretlerine verdiği artış oranını ve tanmsal
ürün fiyatlannı düşük tutarak ekonominin istikra-
ra kavuşacağını bekliyor. Kısaca, ekonominin can-
landınlmasının getirisi tamamıyla para sermayeye
sunuluyor; istikrara kavuşmasının yükü de yine tü-
müyle emekçilere yükleniyor.
Bu yöntemle ekonomi düzlüğe çıkmaz.
Bu nokta bir yana, emek ve sermayenin yer de-
ğiştireceği şöyle bir uygulama gündeme getirile-
bilir. Aylardır sanayi sektörü düşük kapasite ile ça-
lışıyor ve bunun nedeni olarak da iç pazardaki ta-
lep yetersizliğini gösteriyor. Kısaca, sanayici, üret-
tiğini ülke içinde satamıyor. Bu durumda ekono-
miyi canlandırmak için yapılması gereken, iç pa-
zarda satın alma gücünü arttırmaktır. Bunun için
de maaş ve ücretlerle tanmsal destekleme fıyat-
larında daha yüksek oranda artış sağlamaktır. Hü-
kümet daha yüksek maaş ve ücret veremiyorsa,
en azından, tıpkı para sermaye gelirlerinde oldu-
ğu gibi maaşlı ve ücretli kesimin vergiyükünü azal-
tabilir, en azından, asgari ücreti vergi dışı tutan bir
politika izleyebilirdi.
Bir başka anlatımla, eğer vergileri azaltarak eko-
nomi canlandırılmak isteniyorsa, bunun, sermaye
emek aynmı yapmaksızın, yani toplumun tüm ke-
simleri için eşitlıkçi bir anlayışla yapılması gerekir.
Hükümet bu konuda da tek yanlı, yani para ser-
maye yanlısı davranmaktadır.
Ücretli ve maaşlılann satın alma gücü düşürii-
lerek, çiftçiler yoksullaştınlarak, esnaf ve sanatkâr-
larla her boyda gerçek üreticiler, yüksek faiz ve eko-
nomik durgunluk kıskacında cezalandınlarak eko-
nomik istikrar sağlanamaz. Eski ilacı daha aşın
oranda içiren bu politika ile siyasal ve toplumsal
çalkantılar sürer gider; ülkede ak aydınlık doğmaz;
karanlık kalır.
DlE'nin imalat sanayii anketi
Temmuzda daha
yüksek enflasyon
• tmalat sanayii sektörünün, çekirdek
enflasyon şeklinde nitelendirilen imalat
sanayii fiyat artış beklentisi temmuz ayı
için yüzde 4.2 olarak belirlendi.
ANKARA (ANKA) -
tmalat sanayii sektörünün.
çekirdek enflasyon olarak
da nitelendirilen imalat sa-
nayiine ilişkin fiyat artış
beklentisi yükselişini sür-
dürüyor. Sektör, iç piya-
salarda da önemli bir can-
lanma bekliyor.
DÎE'nin imalat sanayii
eğilim anketine yanıt ve-
ren ve imalat sanayii üre-
timinin yüzde 58.6^mı ger-
çekleştiren işyerleri tem-
muz ayı içerisinde satış fı-
yatlanmn artacağını, yüz-
de 1.8'i ise azalacağını bil-
dirdiler.
Bu bildirimden yola çı-
karak DlE'nin yaptığı he-
saplamaya göre, sektör
temmuz ayında imalat sa-
nayii fiyatlannın yüzde 4.2
oranında artmasını bekli-
yor. Bu beklenti, son aylar-
da genellikle yüzde 2-3 ci-
vannda seyrediyordu.
Temmuzda kamu sek-
törü imalat sanayii fiyatla-
nnın yüzde 5.1 oranında
artmasrna dönük bir bek-
lenti bulunuyor. Özel sek-
tör imalat sanayii fiyatla-
nnda temmuz ayına iliş-
kin artış beklentisinin yüz-
de 3.6 olduğu belirlendi.
İç saüşlar artacak
İmalat sanayii sektörü-
nün, yurtiçi sanşlarda tem-
muz ayında yüzde 7.7 ora-
nında bir artış yaşanması-
nı beklediği bildirildi. Bu
artış beklentisi kamu sek-
törûnde yüzde 13.8, özel
sektörde ise yüzde 3.8 ola-
rak hesaplandı.
Sektör temmuz ayında
üretimin yüzde 2.4 oranın-
da azalacağını tahmin
ediyor. Kamu sektörü iş-
yerleri yüzde 1.4 üretim
artışı beklerken, özel sek-
tör işyerlerinin ortalama
yüzde 5 bir azalış tahmi-
ninde bulunduğu anlaşıldı.