Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12TEMMUZ 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIZIYAZI
,_, 'de Şehrtier
Parttf açıldı
• tstanbul Haber Servisi -
Şişli Belediyesi tarafından
Ayazağa'da yapımı
planlanan Şehitler
Parkı'nın temeli törenle
atıldı. Törende konuşan
Mustafa Sangül, parkın
kapasite ve mimari açıdan
Istanbul'un en büyük
parklanndan birisi
olacağını belirterek
yapınumn 1999 yılı sonuna
kadar biteceğini söyledi.
Sangül, Park projesinde
düğün salonu, kültür
merkezi, sergi salonu,
sağlık ocağı, spor alanı,
yürüyüş parkuru, kafeterya
ve büfeler, gösteri havuzu,
şelale ve özurlüler için
düzenlenmiş özel gezinti
yollannın yer aldığını
kaydetti
TVtonica'mn
Hikâyesi'ne
büyük ilgi
• ANKARA (AA)-
Günlerce kamuoyunun
gündemine oturan Beyaz
Saray stajyen Monica
Lewinsky'nin anılannı
anlatan "Monica"nın
Hikâyesi", Türk
okuyucusunu sardı. Andrew
Morton'ın kaleme aldığı
kitap bir ay içerisinde 5 bin
adet sattı. Kitabın
yayımlandığı Doğan
Kitapçılık yetkılileri, kitabın
iyi bir grafik çizdiğini
belirterek ikincı baskının
kitabevlerinin raflannı
süslediğini, tükenmesinın
ardından yenı baskının
yapılacağını belirttiler.
Kitapta, Monica
Lewinsky'nin ABD Başkanı
Bill Clinton ile 'Oval Ofis'te
yaşadıklan da anlatılıyor.
Televizyonda
işlenen terör
• ANKARA (AA) - Terör
olaylannın televizyon
kanallannda sürekli
yayımlanması teröre destek
olurken ekonomiye de
büyük zarar verdiği ve
turizmi olumsuz yönde
etkilediği savunuldu. RTÜK
Kamuoyu Araştırmalan
Dairesi Başkanlığı'nca
yapılan araştırmaya göre,
kanallann ana haber
bültenlerinde toplam 462
habenn31'i(yüzde 13.72)
doğrudan terör haberi olarak
verildi. Kanallann ana haber
bültenlennde 19 özel saldın,
498 bedensel saldın, 1236
devam eden şiddet
görüntüsü, 277 ses ile şiddet
(silah, ağlama, patlama
sesi). 32 hayvanlara yönelik
şiddet, 18 işyennde şiddet.
149kazaolmaküzere
toplam 2229 şiddet
unsurunun görsel ve işitsel
olarak izleyiciye iletildiği
ifade edildi.
tirecek
• ANKARA (ANKA) -
Öğretmenlerin nakil
heyecanı sona eriyor. Milli
Eğıtim Bakanlığı, 30 bin
öğretmenin görev yerini
değiştirecek. Isteğe bağlı yer
değiştirme talebinde
bulunan öğretmenler ile
zorunlu hizmet bölgelerine
gönderilecek öğretmenlerin
yeni görev yerleri bugün
bilgısayarkurası ile
belirlenecek. Görev yerleri
değiştirilen öğretmenler,
temmuz ayı sonuna kadar
eski kurumlan ile ilişiğini
kesecek. Öğretmenlerin.
atandıklan illerdeki görev
yerleri de ağustos ayı içinde
belirlenecek.
Petrol üretim
tesistne saldın
• Haber Merkezi-
Adıyaman'da. TPAO'ya ait
petrol üretim tesisine
yapılan saldınnm, 3 terörist
tarafından
gerçekleştirildiği ve bir iş
makinesinin yakıldığı
bildirildi. Saldırganlann,
bakım çalışması yapan özel
şirket işçilerinden 10 kişiyi
silah tehdidiyle bir araya
toplayıp terör örgütünün
propagandasını yaptıklan
belirtildi. Daha sonra
tesiste bulunan kuyu
temizleme makinesini,
üzerine motonn dökerek
yakan grup, işçilere
yangına müdahale
etmemelerini söyleyip olay
yerinden uzaklaştı.
Malatya'da türban olayının arka yüzü -
'AllahiçinöŞeriatçı gruplar, 30 Nisan 1999 Cuma günü başlattıklan ilk
sokak eylemlerinden günlerce önce Malatya ve yöresinde
"Esnaflar Mescidi"nden Akpınar Meydanı'na kadar
"Başörtümüzü kurtarmak için yürüyeceğiz. îmanı olan bize
katılsın" diyerek propaganda yapıyorlar; evleri, camileri
dolaşıyorlar.
dönülmez'Yürüyüş günü cuma namazının ardından hocanın cihat
çağnsıyla sokağa fırlayan eylemciler, "Ya Allah ya istiklal",
Allahüekber", "Yaşasın şeriat", "Başörtüsü zulmüne son",
"îslam gelecek, zulüm bitecek", "Nizam, Allah'ın yolu" gibi
sloganlar atıyorlar. Eyleme, Maraş'tan, Adıyaman Kâhta'dan
ve Bingöl'den katılımlar oluyor.
METtNGÜR
Malatya'da sokaktaki insan sessiz,
ama tedirgin. Kentte yoğunlaşan şeri-
atçı akrmlann yıllardan ben sürdürdük-
leri çalışmalannın bir sonucu olarak
başlattıklan küçük çaptakı ayaklanma
bastınlmış gibi görünse de sorun cid-
diyetini koruyor. Çeşitli kesimlerden
görüştüğümüz çok sayıda insan, olayın
köküne inilmediği görüşünde birleşiyor.
Adlannı açıklamaktan kaçman insan-
lar, şeriatçı terörün yeraltına indığüıi,
camı cemaatleri arasında gizlendığinı
belirterek endışelerini dile getiriyorlar.
Malatya lnönü Üniversitesi'nden bir
yetkili, 12 Eylül öncesi radikal grupla-
nn merkezinin Konya'da olduğunu ve
daha sonra Malatya'ya geçtiğini belir-
terek şöyle diyor "Aİdt'in heın üniver-
sitede hem de esnaflar arasında ivi bir
tabanı var. Oğrenci üniversiteye gettrken
boş gelmiyor, Akit'le geliyor. Buradaki
radikal gruplar kendi aralannda birtik
içindeler. Eylemlerini büiikte sürdürü-
yorlar. Akit'in yaklaşık 2 bin okuyucu-
su var. Türbanı savunan yerei gazeteler-
den Malatya Gündem. öğrenciler ara-
sında 800 okuyucuya sahip."
Şenatçı gruplar, 30 Nisan 1999 Cu-
ma günü başlattıklan ilk sokak eylem-
lerinden günlerce önce Malatya ve yö-
resinde "Esnaflar Mescidi"nden Ak-
pınar Meydanı'na kadar "Başörtümü-
zü kurtarmak için yürüyeceğiz. Îmanı
olan bize kaûlsın" diyerek propaganda
yapıyorlar; evleri, camileri dolaşıyor-
lar. Yürüyüş günü cuma namazının ar-
dından hocanın cihat çağnsıyla soka-
ğa fırlayan eylemciler, "Ya Allah _va is-
tiklaT, Allahüekber", "Yaşasın şeri-
at", "Başörtüsü zulmüne son", "İslam
gekcek, zulüm bitecek", "Nizam, M-
lah'ın yohT gibi sloganlar atıyorlar. Ey-
leme, Maraş'tan, Elazığ'dan, Adıya-
man Kâhta'dan ve Bingöl'den katılım-
lar oluyor. Tahrikçiler, "Allah uğrunda
ölümden dönülmez
7
' sözlennı ağızdan
ağıza yayıyorlar. Polisin hoşgörülü dav-
ranışı, kimi polislerin eylemcilerden
duygulanarak gözlerinin yaşarması, ki-
milerinin. "Yapmaym,bizizordunım-
da bırakmayın" gibi yakancı sözleri
gözlerden kaçmıyor. Bu davranış, po-
lisin "hazırtıksız yakalandığT sözle-
riyle kamufle edilmeye çalışılıyor.
lnönü Üniversitesi Senatosu'nun al-
dığı karar gereğince 26 Nisan 1999 ta-
rihinden itibaren türbanh öğrencilerin
üniversitede kapalı alanlara girmeleri-
nin yasaklanmasıyla başlayan ve üç
haftadan fazla devam eden eylemler,
askerin de devreye gırmesiyle sona eri-
yor. Eylemi destekleyen yerel tslamcı
gazeteler, haberlerinde, göstenlere 8
bin kişinin katıldığını belirtiyorlar. Gö-
zaltına alınanlann sayısı yaklaşık 236
kişiyi buluyor. Bunlardan bazılan ifa-
delerinde, amaçlanna ulaşmak için tür-
banı bir fırsat olarak değerlendirdikle-
rini söylüyorlar.
13 bin 800 öğrencinın öğrenim gör-
Polisin hoşgörülü davranışı, kimi polislerin eylemcilerden duygulanarak gözlerinin yaşarması, kimilerinin,"Yapmaym, bizi zor durumda bırak-
mayın" gibi yakancı sözleri gözlerden kaçmryor. Bu davranış, polisin "hazırhksız yakalandığr sözleriyle kamufle edilmeye çahşüıyor.
düğü lnönü Cniversitesi'ni 200jandar-
ma, özel tim elemanlan ve polisler ko-
ruyor. Bunlann 50'ye yakını, üniversi-
te içinde. Kentte hassas noktalar ise po-
lis gözetimi altında. Cuma günleri şe-
riatçılann gidebileceği cami önlerinde
polis nöbet tutuyor. Bunlardan bin de
merkezde bulunan Diyanet'e bağlı, ta-
rihi Yeni Cami. Caminin ilan tahtasın-
da Fetfaullah Gülen habenni manşet-
ten veren Zaman gazetesi asılı. Cema-
at gergin, aradatahrikçilerdolaşıyor. Ce-
maat arasında çeşitli Islami akım ta-
raftarlan var. Bunlardan biri de 1964 Ma-
latya doğumru olan Abduflah. tmam-
hatip çıkışlı Abdullah' ın başı sanklı ve
Islami giysi içinde. Malatya'da 15 yıl-
dır bu giysilerle dolaştığını söylüyor. tşi-
ni soruyorum. "Allah için çalışıyorum"
diyor ve sözü cami avlusunda en çok
konuşulan türban olayına getirerek şöy-
le diyor: "Türban olaylan basünlma-
dı, devam ediyor. Ben Allah'a teslim oi-
dum. Kurtuluşun bu sistemde oiduğu-
na inancım tam. Burada benim gibi dü-
şünen binlerce genç var. Demokraside
eylemler vahisisteminin gelmesine yar-
clım etmez. L yananlar daha meydana
çıknuş değil. Hele bir me> danlara çıka-
lım. o zaman bize karşı olanlar da çıka-
cakbr. O zaman kozlarunızı paylaşaca-
ğız." Abdullah sonra da önüne bağla-
dığı para çantasının üstünde yazılı "Hâ-
Idmiyet AUah'uKhr" sözlerini gösteri-
yor.
Bugünlere nasıl gellndl?
lnönü Üniversitesi öğretim görevli-
si Osman Yüdınm. 27 Nisan 1999 da
inkılap tarihı üzerine verdiği bir ders-
te tarikatlan övücü bir konuşma yapa-
rak şunlan söylüyor:
"Tarikat, Tann'ya yakınlaşma yolu-
dur. tslanun iki yönü vardır; sevgive bi-
limsel. Sevgi yönü tarikatiar, büimsel
yönü medreselerdir. Tekke ve zaviyele-
rin kapaülnıasuözellikle gençlerimizi m-
hen bir boşluğa itmiştir. Ruhen do\ u-
rulmayan gençleri komünistler kullan-
nuşur."
Türk mılletinın kendıne yakışaru al-
dığlnı ve ne kadar örtünmesi gerekti-
ğinin bilincinde olduğunu söyleyen Os-
man Yıldınm, dersteki konuşmasını
şöyle sürdürüvor:
"75yülıkdevletin türbanla uğraşma-
sıçağdışthkhr. Bugün vupuan bir zulüm-
dur. TürkiyeCumhuriyeti laikw eksant-
rik birülkedir. Böyle bir ülkede nasıl işi-
nizi bırakıp da cuma namazma gidebi-
lirsiniz?"
Türban olayına karşı çıkanlan şeref-
sizlikle suçlayan Yıldınm, "Bunlara
birileri dur diyecektir. Bunu yapacak in-
sanlar vardır" diyor ve sözü Iran'a ge-
tirerek şöyle konuşuyor:
"Iran'da lslamivet yaşamyor. İnsan-
lar özgürce ibadetİerini yapabOiyorlar.
Böyle bir cumhuriyete karşı olan halk
be>insizdir." Konuşmasının bir yerinde
Şapka Devrimi'ni de eleştiren Yıldı-
nm, "Mafva babasının şapkasuu bize
deMİm olarak yutturuyoriar" diyor.
Şimdiye kadar öğrencilerin Osman Yıl-
dınm hakkmda yaptıklan şikâyetler,
onu yerindçn oynatmava yetmemiş.
Menzilcilerin Türk-lslam kanadının
sorumlusu, Ramazan Keskin. Mart
1999'da Malatya Medeniyet gazetesi-
ni çıkaran Keskin fırarda. Yaym çalış-
malannı oğlu sürdürüyor. Bu kanadın
ayhk olarak çıkardığı Nısa dergisi uni-
versite öğrencileri arasında dağıtılıyor.
Ramazan Keskin, Medine Turizm'in
ve Medine Mescidi'nin kurucusu.
Akit'in 24 Mayıs 1999 tarihli sayısın-
da Ramazan Keskin ve Malatya Mede-
niyet gazetesi şu övücü sözlerle tanıtı-
lıyor:
"Malatya'da kısa bir süre önce yaym
hayaanaautan Medeniyetgazetesi,ege-
menlerin zulümlermi doruk noktasına
ulaşordığı şu günlerde, Anadolu'nun
bağnndan anlamlı mesajlar vermeye
devam ediyor. Genei yayın yönetmenn-
ğini Malatya'nm tanmmış şahsiyede-
rinden Ramazan Keskin'in yapüğı ga-
zete.çıktş gerekçderi ve misyonunu özet-
lerken Medeniyet. taguti güçlere kar-
'Çumhuriyetkanunlan uygulanmiyor'
/
şçi Partisi eski Malatya
11 Başkanı Celalettin
Doğan. Malatya'da
çumhuriyet
kanunlannın
uygulanmadığını belirterek
"Ramazan ayında adliye de dahil
otmak üzere kamu kuruluşlan
mesai saatlerini tftara göre
ayarlryoriar. Askerler rahatsız.
Yetküfler, 'Biz suçluyu yakalayıp
teslim ediyoruz, ama rnahkemeler
serbest bırakıyor' diyoriar.
Mabtya'da yeralünda sfiahb
mficadeleyi savunan 18 şeriatçı
örgüt var. Bunlar güçlerini Kurt
Sünni kesim içinde yoğunlastırnuş
durumdalar. Bunlar bir
hesaplaşmava gMebih'rier" diyor.
DİSK Genel-Iş Malatya Şube
Başkanı Bahartin Öner.
Malatya'nın, tarihındeki en
sıkıntıh dönemi yaşadığuıı
belirterek, Malatya'da sendikalar
içinde en örgütlü partinin FP
olduğunu söylüyor. öner şöyle
devam ediyor.
"İki aydır Malatya'da bir sessizük
var. Türban sorunu çözülmedi
Şeriatçılann her an tetikte
bekledikleridüşüncesiiçindejim.
VilayetkrektörlükarasiHİabir
koordinasyon boşluğu var.
Türban konusunda vali av n karar
alıyor. rektöıiük ayn karar ahyor.
Rektör güzel bir insan, ama
Malatya onun değerini bilmedi."
Eğttim-Sen Malatya Şube
Başkanı Mahmut Uzun ise
yörcde 7 bin eğitimeiden
1200'ünün kendi üyeleri
olduğunu belirtiyor.
Her tür İslamcı akımın
öğretmenler arasında boy
gösterdiğinden yakınıyor.
Malatya'da güçlüden yana uyum
sağlama eğiliminin ağır bastığuu
söyleyen Mahmut Uzun, kentte
türbanla ortaya çıkan gelişmeleri
şöyle değerlendiriyor:
"Sendikamız çağdaş givimden,
laisizmden ve demokrasklen
yanadır. tnsanlann kendüerince
özgür gryim kuşamlanyla
ilgilenmhT)r. Basuıdakini
atarsuuz, ama onun beynini
degştireme/seniz, bir şey ifade
etmez. Türk devleti bir yandan
Türk şovenizmini geliştirirken, öte
yandan dini kullannuştu". Ağalan,
şeyhleri Mecüs'te millervekili,
bakan yapnuşOr.'*
Sorunun özünün
demokratikleşmede yatbğuu. tek
başına Malatya'nm sorunu
olmadığını belirten Mahmut
Uzun, "Büyük kentierin çoğunda
belediye başkannğını FP kazandı.
Gecmişte bu mümkün müydü?
Devtetin yeşfl kuşak projesi adı
alünda gericfliğe bu kadar taviz
' vennesi,onBdengedetutacak
deraokratâc kurulu^an ortadan
kaktırmasıyla birinin lebine
bozmuştur. Kendi içinde geBş«n
hareket suurlannı aşarak kendi
dogal j-oluna do^n geBşnte
göstermektedir. Deviet bunu
tehüke görerek sistemin içine
çekme hesapton yapıyor" dedi.
şı Allah taraftarlannın safinda saf bağ-
lamayı akidevi bir sorumluluk olarak te-
lakki eder. Medeniyet, daima hukukun
üstünlüğünü savunacak ve bu yolda ve-
rilen bütün mücadelelen destekleyerek
üzerine düşeni eksıksiz yapmaya gay-
ret edecektir' görüşûne yer veriliyor.
Malatya'nm yetiştirdigi tanmmış bir-
çok fıkir adamı ve vazarlann da yazj-
lamla katkıda buhınduğu Medeniyetga-
zetesi, profesyonelce düşünülmüş kaU-
teli mizanpajı ve zengin içeriğiyle. Ana-
dolu'dakiyerelgazeteler içinde müstes-
na bir yere sahip olduğu müjdesini ve-
riyor. Gazetenin yaym hayadnda basa-
nlardiliyoruz.'' Ramazan Keskin'in ra-
mazanda verdiği iftar yemeğine 3 bin
kışuıin katıldığı belirtiliyor. Oldukça
tenlikeli bir kişi olduğu söylenen Kes-
kin' in, Malatya ve yöresınde 5 bin mü-'
ridinin bulunduğu ileri sürülüyor.
Türban olaylanndan bir süre önce
Islami vakıflardan birinin parasal des-'
teğiyle çıkanlan anahtarlık, Malatya
ve yöresinde 10 bin tane dağıtılıyor:
Anahtarlığın bir yüzünde "lnönü Uni-'
versitesi Başörtüsü Mağdurlan" yazı-
lı, öbüryüzünde ise "Üzulnıevin,gerfl-j
meyin, inanıyorsamz kazanacaksınu
sözleri yer alıyor. Anahtar yapımınıj
gerçekleştiren ve dağıtırmnı sağlayan,
Dctisadi ve Idari Bilimler Fakültesi öğ-
rencisi, Üniversite Öğrencı Birlıği üye-
si Kenan Adıgüzel. Bu olay nedeniyle
Adıgüzel' in tutuklu bulunduğu belırti-ı
liyor.
Ahmet Kabaklı. Türkiye gazetesi-
nin 13 Nisan 1999 tanhli sayısındaki ya-
zısında Malatya'daki türban olaylanni
destekliyor ve türban genelgesini yayım-.
layarak şeriatçılan kızdıranrektörOmer
Şarlak'a şöyle saldmyor.
"Malatya'mn çokugflendiği bir kon-'
ferans nedeniyleFazilet'in ağırbaşh gay-
retlerine şahit oldum. Bunun \anı sıra
sevgUiMalatyaYÖK"ün rektörüyleağ-
nyan başuun dertüsi olmuştu. Rektör
Bey bıçkın edah. gürbüz partisinden.
İKmdışı,cagdışıbirzatBir>"dnjABmJett'
ısmarlama, öteki yüzü cuntaci bilgînle^'
rimizden-. Kızlanmıza yapılan eziyeû"
aUaşlayarakyalakalık etmeyen yüze >a-
km prof.. doçent ve öğretim üyesini ba-
şanyla temizlemiş.'"
Akit'te, "Kışla gibi üniversite" baş-
lığı yer alırken, Zaman da "Yasak yok-
saeylemdeyok" diyor. Yerel gazeteler-
de ise olaylan tahrik edici şu başhklar
yer ahyor: "Rektör suç jşliyor" (Gün-
dem), "Şaıiak ve senato üyeleri suç iş-
Hyor" (Karar), "Şerefeizter" (Çağn),
"Hak aramaya devam" (Gündem),
"Utamn" (Akit), "Şariak işi azıtn"
(Akit), "Başörtümuz onurumuz (Se-
lam).
şertatçı ve ülküciiler
Malatya tnönü Üniversitesi'nden bir
öğretim üyesi, üniversiteden acı acı ya-
kınıyor, "Üniversite gericüik üretir ha-
k gekti. Böyle mi olacakü? Keşke bura-
da açılmasaydı" diyor.
Üniversite, Malatya'nm aynası. Ma-
latya'nm merkezi İslamcı kesinün eUn-
de. 15 bin esnafin dörtte üçünün çeşit-
li Islami akımlara kaynaklık ettiği, pa-
rasal güç sağladığı belirtiliyor. Kent ve
yöresinde Diyanet Işleri'nin kontrol
edebildiği cami sayısı 1800.flMüftü-
lüğü'ne göre Kuran kursu olduğu bilin-
miyor. Bu olgu üniversiteye de yansı-
yor. Üniversitede Kenan Evreu döne-
minde yapılan 200 kişilik bir mescit
bir süre sonra küçük geliyor gerekçe-
siyle genişletiliyor ve 1 kadrolu ımam
veriliyor. Ayn ayn düzenlenen kız ve
erkek mescitlerinde zaman zaman tür-
ban olaylannı örgütleyici girişimler de
oluyor. Hizbullah yanlüannın bu mes-
citlerde cemaatle namaz kılmadıklan,
kendi aralannda cemaat oluşturarak •
kıldıklan belirtiliyor. •'
Sürecek
IRMIK / AYDIN ENGtN [email protected].•1
Iç borç batağında kıvranan Türkiye, kurtuluşu biraz da-
ha uzun vadeli dış borç bulmakta anyor. Dış borç bulur-
sa, iç borçlarda biraz soluklanacak; enflasyonu aşağı çek-
meye çabalayacak; maaş odemeleri, kamu harcamala-
n için muhtaç olduğu parayı sağlayan, iç piyasaya çö-
reklenmiş yeıii ve yabançı (evet, yerti ve yabancı) tefe-
cilerin boğucu çemberini biraz genişletme olanağı bu-
lacak.
Ancak bütün dünyada faizler yüzde 5-15 aralığınday-
ken, Türkiye'de her biri çok trilyonluk Hazine bonosu iha-
leterinde yüzde 40'lara varan gerçek faiz. yani enflasyon-
dan anndınlmış faiz vxırgunlanyla semiren tefeciler bun-
dan elbette hoşnut olmayacaklar. Sanayi yatınmı, üre-
terek kazanmak gibi dertli, uluslararası rekabetin hırçın
dalgalan arasında ayakta kalma hünen gerektiren yollar
yerine, Hazine bonosu alıp, vadesi gelince de tefeci fa-
izine denk avantalan cebe indirmek, "para satarakpara
kazanmak", ancak bunalmış, boğulmuş, soluksuz kal-
mış, "Aman gözünü seveyim sen şimdi bana 100 lira ver;
ben sana üç ay sonra 120 lira vereceğim. Valla verece-
ğim, billa vereceğim.Sana devletsözü veriyorum kj ve-
receğim" demek zorunda olan bir Türkiye ile mümkün.
Güçlü bir dış kredi (borç) akışı bu saadet zincirini kır-
masa bile zedeler. Nitekim son günlerin gözde konusu
Büyük Vurguncular - Küçük Vurguncular
"Kara Cuma"daolup bitenler bunun somut kanrtı.
önce sızdınlmış rapor dümeniyle piyasaya, "IMFye-
şil ışıkyahyor. Çokuluslu firtans kuruluşlan Türkiye'ye borç
verecek" söylentisi yayıldı. Bunun anlamı Hazine bono-
su faizleh düşecek, tefeci avantalan azalacak demekti.
Küçük avantacılar ellerindeki kâğıtlan düşük fiyatlarla
elden çıkardılar. Büyük avantacılar satışa çıkan kâğrtla-
n ucuza topladılar. Mlından IMF'nin öyle kolay kolay pa-
ra vermeyeceği resmen açıklandı. Demek ki Hazine, ge-
ne iç piyasadaki yerli ve yabancı tefecilerin kucağına dü-
şecek; borç bulmak için yüksek faiz verecek; yeni borç
bulmak için daha da yüksek faiz vermek zorunda kala-
caktı. Küçük vurguncular, elden çıkardıklan kâğıtlan ye-
niden almak için koşuştular; büyük avantacılar da bir gün
önce ucuza kapattıklan kâğıtlan, yüksek fiyatla satıp bir
günde 2.5 milyar dolar vurdular.
Dümen bu kadar basit Ama bu yazı bağlamında tar-
tıştığımız IMF kredilerinin olası sonuçlan açısından da bir
o kadar öğretici.
• • •
Peki IMF niye ağırdan alıyor ? Pariamentodan "güç-
IQ" bir hükümet çıkmış, bu hükümetin sol ve sağ "mil-
liyetçi" kanatlan, kendi aralannda uyumlu, uluslararası
finans piyasalanna karşı bu kadar uysal iken IMF niye
nazlanıyor?
Önceki günkü T/rm/Jc'tasöylenip geçildi: IMF, ulusla-
rarası finans merkezlerinin "öncü biıiiği, keşifkolu, is-
tihbarat merkezi"d\r. Borç için başvuran ülketere bir
IMF heyeti gönderilir ye Gidin bakın bakalım. Bunlar
aidıklan borcu ödeyebileceklermi? ödemelerini dûzen-
li ve güvenli kılmak için ne yapılması ve neleryapma-
lan gerekanlayın. Vereceğimiz mangıhan sağlama alın"
denir.
Geldiler, halen "intihara nakıs teşebbüs'\er\ hastane-
de yatan Uluğbay ve ekibiyle masaya oturdular. Nuh
dediler, peygamber demediler. Pazariık çok zorlu geç-
ti.
\MF,"Emeklilik yaşını yükseltin; emekli olmak için
ödenmesi zorunlu prim gün sayısını arttınn" dedi.
Böylece IMF "okey" dediğinde verilecek borçların
ödenebilmesi için kaynakyaratılmış oldu (olacak). Bor-
cun önemli bir kesimi, SSK şemsiyesi attına sığınmış
işçilerin ve öteki çalışanlann sırtına bindirildi. Sigorta-
sız çalıştınlan işçilerin sözü bile edilmedi. Çünkü ucu
sigortasız ucuz işçi çalıştıran patron kesimine dayana-
caktı. SSK'ye trilyonluk (katrilyonluk muydu yoksa?)
borç takanlardan da söz edilmedi. Çünkü borcu takan-
laranlışanlı işverenlerdi. SSKfonlannın düşük faizle ka-
mu bankalanna, Hazine bonosuna yatınlarak yağma-
lanmasına da değinilmedi. Çünkü onun ucu da siyaset
esnafının ulufe dağıtma musluklanna dayanmaktaydı.
Emeklilik yaşı yükseltildi, prim ödeme günü arttınldı
ve IMF'nin koşullanndan biri yerine getirildi.
IMF, "Tanmdaki destekleme altmlannı kaldmn"öed\.
Eli kulağındadır. YakındaTBMM'de taban fiyat poli-
tikalan yeniden gözden geçirilecek ve köylüden alınıp
IMF patronlannaborç odemek için bir kaynak dahaya-
ratılacak.
Ecevit'in, Hazine'den sorumlu bakanının intihar giri-
şiminetek gerekçe olarak gösterdiği "bunalmışlık"m te-
meli işte bu pazariıktan ibaretti.
Bunalır gerçekten kişi. Hem yerli vurgunculan fazla
ürkutmeyeceksin; hem IMF'nin yeşil ışık yakmasını sağ-
lamaya çalışacaksın; hem de seçimlerde seni (DSP-MHP)
desteklemiş kitleleri karşına almamaya çalışacaksın...
Bunalır kışı. İntihara bile kalkışabilir.