18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 1999 ÇARŞAMBA DEIYAZI Polis veorduda örgütlenme anık A.Ş. Fethullah Gülen'e bağımlılığı ve sempati duyma iddiasının asılsız olduğunu; sanık R.K. Fethullah Gülen grubuyla ilgili bilgisinin gazetelerden okuduğu kadar bulunduğunu; sanık B.C. Fethullah Gülen grubundan tanıdığı kimselerin bulunduğunu; sanık A.E. ise Gülen grubuyla bir irtibatı olmadığını söylüyor. Jfolis Akademisi'ndeki "marifetlerini'' de örtmeye çabalıyorlardı. Onlara göre akademiden atılan bir öğrenci, "okulda namaz kılan insanlann" adlannı alt alta yazıp bir senaryo düzenlemişti. Oysa şimdi her biri ülkenin bir köşesinde iç güvenlik örgütünün bir parçası olarak çalışan "tanık polisler" ifadelerinde ürkütücü şeyler söylüyorlardı. indarlann "akla uygun olanın, dine de uygun olacağT inancını gözlerı- ni kırpmadan kötüye kullanan din- ciler. cennete giden yollannı yalan- la döşüyorlardı. Ankara Polis Aka- demisi'ndeki "maıifetJerini" de yalanla örtmeye çabalıyorlardı. Onlara göre akademiden atılan bir öğrenci, geri alınma umuduyla "okulda namaz kı- lan insanlann'" adlannı alt alta yazıp bir senaryo düzenlemişti. Oysa şimdi her biri ülkenin bir kö- şesinde iç güvenlik örgütünün bir parçası olarak ça- lışan "tanık polisler" ifadelerinde ürkütücü şeyier söylüyorlardı. Soruşturma dosyasına 45 numaralı ek olarak gıren ifade, şeriat yanlılannın aldıklan yolun bir kanıtıydı: "Vukarıda açık kimliği belir- lenen günü saat 1530'da müfettişliğimize tah- sis edilen Izmir Emniyet Müdürlüğü binasuıdaki yerde huzura alındı. usulüne uygun olarak yemin ettirildi ve soruldu: Polis Akademisi'nden 1991 yüında mezun ol- dum. Bu öğrenim süresi içinde çeşitii derslerimize değişik öğretim üyeieri geİiyorlardı. Adı~. olan öğ- retün ü>esi ders konulannı işlerken bazı karşılaş- tırmalar vapıvor ve Bati'dan alınan hukuksistemi- nin dejenere olduğunu. İslam hukukuna dayanan Mecelle'nin ise şeriat hükümlerini ihtiva ettiğin- den daha meşru ve hoşolduğunu anlanyordu. Adı_. olan öğretim iiyesi de Batılılaşmanuı Türk sistemi- ni boıduğunu söyleyerek harf ve kıyafet inkılabı- nın toplumu geriye götürdüğünü ve kargaşaya sü- rüklediğini: Farsça ve Arapçanuı geçmişte, toplu- mu y iicelttiğini anlatırdı. Adı... olan öğretim iiyesi de bu hocamızdan geri kalmayarak aynı konulan işlerdi, o da şeriat düzenini övücii konulara girer, özellikle Türk-lslam sentezini işlerdi" Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde ... günü saat 15. OO'te "huzuraalınan komiseryarduncısı..." ise örgütlenmeyi şöyleanlatacaktr "Ben 1987yıhnda polis kotejmi bitirerek pofis akademisinegjrdim. Aka- demide derslere başladığımızda büyük hayal kınk- lığına uğradım. Çünkii okulda belirgin bir şekilde irticai faalhet olduğunu gördüm. 1991 yıluida aka- demiyi bitirdim. 1987-88 ve 1990-91 dönemlerinde „.. derslerine gelen.... adtı öğretim iiyesi verdiği ör- neklerle konuyu irtica düzenine getirir, yaptığı kı- yaslamalarla onun üstünlügUnü ispatlamaya çalı- şırdı. Şu andaki rejimle bir yere vanlamayacağını belirterek Osmanlıdü/eninin daha iyi olduğunu an- latırdı. CMUK dersine giren hocamız ise konulan- na vâkıf bir insandı. Şeriat düzenine olan özlemini dile getirir. öğrencilere lanse etmeye çalışırdı. Hu- kuk ve kriminoloji derslerine gelen... hocamız gör- düğüm kadany la öğretim üyeieri içerisinde en teh- likelisiydi. Çünkü hiçbir zaman doğru dürüst ders konulannı işlemez, tamamen şeriat düzeninin esas- lanndan bahsederdi. Atatürk ilke ve inkılaplannın şiddetli eleştiricisiydl Ders sırasında görüşii doğrul- tusundaki öğrencileri ön sıralara oturtur, din ve şe- riat konulannı açarak sürekli onlarla konuşurdu. Öğretim kadrosuvla ilgili bildiklerim bundan iba- rettir. Okul içerisinde, öğrenci kesiminden büyük bir grup zaten bunların görüşü doğrultusunda ha- reket edhordu. Gerek öğretim üyeieri gerekseokul idaresi, bu görüşteki öğrencilere daha toleranslı davranıyordu. Okuldaki bütün sorumlıüar dinci gru- bun içerisinden seciliyor. hatta okuiu bitirdiklerin- de degenellikle eğitim veöğretim kunımlanna yer- leştiriliyoriardL" Tanıklar. bir polis okulunda yaşananlan anlat- makJa kalmıyor, ülkenin baskentindeki kayıtsızh- ğa da değınıyordu. Bilgller doğru Sanık olarak ıfadelerinebaşvurulanlara gelince, hıçbirinın -FethullahGülengrubunu"yadsımadı- ğı. ancak tumunün "bu gnıpla ilişkivi reddettiği" görülüyor. Örneğin sanık A.Ş. Fethullah Gülen'e Nurculuk okulunda basılan ve savcılığa verilen ûç kişi ve öğrencilerden üçü... bağımlılığı ve sempati duyma iddiasının asılsız ol- duğunu: sanık R.K. Fethullah Gülen grubuyla il- gili bilgisinin gazetelerden okuduğu kadar bulun- duğunu: sanık B.C. Fethullah Gülen grubundan tanıdığı kimselerin bulunduğunu; sanık A.E. ise Gü- len grubuyla bir irtibatı olmadiğım söylüyor. 3S sayfalık fezlekenin "tahJfl" başlıklı bölümü, ınsanı bir kez daha düşünmeye zorluyor: "Miişte- ki Rafet Vılmaz gerek tarafimıza verdiği ifadede, gerekse kendi el yaasıyla yazdığı mektuplarda po- lis akademisi başta olmak üzere emniyet teşkilan- nın birçok kademesinde bulunan şahıslann Fet- hullah Gülen grubunun görüsjeri doğrultusunda fa- aüyetgosterdiğini açıklamıştır. (Ek: 9-11) Bu örgüt- lenmenin yapıianması. eğitim faaliyetleri ve illega- litesi hakkuıdaki hususlarda itiraflarda bulunmuş- tur. (Ek:9) Rafet Vümaz'ın verdiği bilgiler ışığında itiraf ve mcktuplardaki konular üzerinde taranmtzdan ge- niş bir araştırma çalışması yaptlmış ve ifadf lerinin doğruluğu elde edilen belge ve tanık ifadelerinden anlaşılnuştır. Elde edilen bflgi ve verilere göre ope- rasyona yönelik daha geniş bir inceleme ve tespitin yapılması amacıyla, makanun emirleri üzerine ko- nu İstihbarat Daire Başkanlığı "na aktanlıruş, bu bi- rinin yapbğı araştırmaJarda da Rafet Yılmaz tara- findan verilen bilgilerin doğru olduğu saptanmış- tir. (Ek: 20-21). Devletin temel nizanunı dini inançve esaslar üze- rine oturtmak amacıyla faaliyet gösteren ve strate- jik amacına ulaşmak için bir örgüt yapıianması içe- risinegiren.siyasaliktidanbirihtilaJhareketiyleele geçirmek için teorik ve pratik eğitim aşamasına gj- ren bu örgütün temel hareket noktası Said Nursi taraftndan kurulan ve onun çeşitii fraksivonlann- dan biri olan Fethullah Gülen taraftndan organize edilmektedir. Teori, bir siyasi hareket için gerekli- dir. Amaca uiaşmak için pratiğin esas hareket nok- tası olarak kabul edilir. Bu grubun nihai hedefi olan si>asi iktidan ele geçirmek amacıyla çeşitii örgüt- lenme biçimlerine girdiği gözlenılenmektedir. Or- güt içinde çalısmış Rafet Ydmaz'uı da ifade ettiği gibi mevcut durumdaki amacın, hedefe ulaşacak ve deviet kademesindeki belli kadrolara yeterii ele- man yetiştirmek olduğu ifade edilmektedir. Bu amaçİa. devletin variığuıuı temel koruyucu ve ko(- layıcısı olan emniyet teşkilaönda da amaca uygun bir örgütlenmeye gidiküği müşahede edilmektedir. TarlKat yuvaları... KuyrukJan sıkışınca ne yapacaklannı şaşınp sa- ğa sola saldırmaya kalkışıyorlar. Yıllardır din ve inanç özgürlügünü maske olarak kullandıklan için, gerçek kimlikleri ortaya çıktığında "şaşkın ördek'' gibi suya dahyorlar. Aslında hepsi zavallı. Kendi çıkarlanndan baş- ka bir şey düşünmüyorlar. Küplerini doldurup ge- lecekJerini garantiye alıyorlar. Kırgızistan'da "do- lar" ve "mark"lan yiyip bitirip, sağa sola "hayır işleri" yaptıklannı yayıyorlar. Ellerinde ibrikle ba- kan kapılannda bekliyorlar. Ama deviet içinde örgütlüler. Birbirlerini kolla- SÜLEYMAN EKİM 1956 doğumhıyum. 6 yaşımda terk ettık baba evini. Dayımlara sığındık. Bunalımadüstübabam. Tarladaıı kalkan ürünlerin ve dük- kân kiralanmnparasıylageçindi. Yolumu değiştirdim onu göriin- ce. Karşı kaldınma geçti o da. Babamla arama duvar ördüler. Kızılay'dan FakirÖğrenci Bursu alarak okumak zorunda kaldım. Dışardaydım. TahldeBolvadin'e geldim. Babaevinde kalamadım. Babamın yaşını, tuttuğu takıraı, sevdiği yemeği, begendiği türkü- yü. neredeaskerlik yaptığmı, han- gi okullarda okuduğunu bilmi- yordum. 25yaşunda iletişnn kur- mak istedim. Ziyaretettim evin- de. Konuştu bir saat. tkinct gidi- şimde kaçtı evden. Yanına otur- dum parkta, kalkıp gini. Nurcuydu babaannem. Torun- Babaannem Nurcuydu' lanna nurlu adlar koymuştu. Onunlabirlikte kalıyordu babam. Alt dairede ise amcam oturuyor- du. Babam Muzaffer Eldm 5 Ma- yj$ 1994te öktii. Öldükten sonra babaannem Rahime Eldm. babam Muzaffer Ekön veamcam MuammerEkim üzerine kayıtlı olan ga> rimenku- lün Fethullahçılara bağışlandığı- nıöğrendim. Gayrimenkul kaç metre kare? Gayrimenkul ne zaman bağış- landı? Bilmiyorum. Fethullahçılar üç teşekkür bel- gesi göndermişler. Biri babama... Biri babaanneme... Biri amcama... Çerçevelenmiş belgeler. Milyarlarca liralık arazi bede- Hnin karşıhğı beş yü2 bin liralık kâğıt parçası. Gavrimenkui Afy«n'un Bolva- dinilçesnde. 1yi ki teşekkür yazısı yollamış- lar. Yoksa haberün olmayacaktı olaydan. Amcam babama gönderilen belgeyi babamın kalıtçısi oiduğum içmbanaverdi. Bunalımdaydı babam. Buna- lımda olmasından yararlandılar. Tarlalan ve dükkânı vardı ba- bamın: ancak eline geçen para azdı Varlık içdnde yoksulluk çe- kjyordu. Evınde televizyon, çama- şjr makjnesi, koltuk ve ütü bile yoktu. Kazancı ilaca gidiyordu. 1yi yaşamiyordu. Trilyonlarla oynayan Fethul- lahçılara bağış yapmak, evhıde televizyonu bile olmayan Muzaf- fer Ekim'e mi kaldı? Kıalay'dan FakirÖğrenci Bur- su alarak okuyan, 35 yaşına dek kirada dolaşan ve arsa almak is- temesine karşın o gücü kendin- den bulamayan Süieyman Ekim'in babasmın gayrimenku- lünü elinden kapmak insanhkla bagdaşır mı? Gayrimenkul bagışlanmamış- tır, bağışlatılmıştır. Bedava alınan arsada Kocate- pe Dershanesi var. Dershane. gençleri üniversiteye hazırlıyor. Kasaya her yıJ milyarlarca lira gınyor. Parakazanmamakmesinedö- nüştürülen arsanın bedava ahn- ması ahlakla bagdaşır mı? Haram olsun. Babam bunalıma düşmeseydi kesinlikle bağışlamazdı gayri- menkullerini. DuTumundan yararlandınız. Bunaltmadüşenbabanın oğlun- dan izin almanız gerekirdi. tzin almadınız Süieyman Ekim'den. Olayı gizlediniz. Babamla iletişimim olsaydı, Fethuliahçılara bağış yapılacağı- m duysaydım engel olurdum. Ver- dirmezdim gayrimenkulü. Dev- leti yeğlerdim. Ekte belgeyi sunuyorum. Üç dört yıl önce iki gazeteci- mak birinci görevleri. Eğitimde kilit noktalara ken- di adamlannı yerleştiriyorlar. Özellikle ANAP ve DYP içinde kadrolaşıyorlar. Kim bunlar? Tarikatçılar... Akevleri Kooperatifî'nin eski baş,kanı Sâteyman Karagülle "tslam ekonomi düzeni" maskesi altın- da bir "şeriat düzeni"ni savunuyoryıllardır Zaman gazetesinden "Komik Fehmi"nin kayınpederi ol- duğunu da Cumhuriyet okurlan çok iyi biliyor. Akevler Kooperatifi Yönetim Kurulu üyelerin- den ve hakem hstesinde yer alan (9.2.1987"de Iz- mir 2. Iş Mahkemesi'ne verilen belge) Hira Kara- gfille (Süieyman Karagülle'nin oğlu) şu anda Kı- nkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi deka- nıdır. Yine hakem listesinde yer alan Doç. Dr. Meh- met Tekeöoğlu, Celal Bayar Üniversitesi Mühen- dislik Fakültesi dekanıdır NaciOtmanbölük de şu anda Balıkesir Mühendislik Fakültesi dekanıdır. Bu kişileryıllarca tzmir9 Eylül Üniversitesi'nde eski ANAP'lı bakanlardan Ekrem Pakdemirfi'nin oluşturduğu makine mühendisliği bölümünde yu- valandılar. Yıllarca "tarikat" ilişkilerinı burada sürdürdüler. Atatürk devTİm ve ilkelerine, laik cumhuriyete karşı öğrencilerin beyinlerini yıkadı- lar. YÖK içinde dal budak saldılar, "Gardropçu Ata- rürkçülerie'' işbirliği yapıp 12 Eylül'ün "cuntacı pasalannın" himayesinde filizlenip boy attılar. Günlerdirbu tiplerin gerçek yüzlerini sergileme- ye çalışıyoruz. Kanlı Sıvas olaylannın ardından ne denli ikiyüzlü ve "kani içici" olduklannı orta- ye yollamıştun; ama ilgilenmedi- ler nedense. Belgede yazım yanlışı var. Fethullahçılannbağışyapanla- ra saygısı yok. Saygılan olsaydı, doğru dürüst belge düzenlerdi. îlgi ilealaka sözcüklerini yana ya- na kullanmazlardı. Alakanın üze- rine şapka koymazlardı. Bozuk cümle kurmazlardı. Akyaka'nın belgesi, onur du- yulacak befge değiidir. Cumhuriyet gazetesindeki Tnr- han SeJçuk'un Abdülcanbaz'mı ilgiyie okurmuş babam. Böyle biri yanlışhk yapmazdı elbette. Cumhuriyeti yıkînak isteyenlere maddi destekte bulunmazdı. Ortada bir oyun var. Arsalan bedavaya getirmek, bedavaya alınan arsanın sırtın- dan çok para kazanmak. çirkin. Kim bilir kaç arsa bu şekilde edi- nildi? ya koyuyoruz. Tek korkulan var bu şeriat özlemcilerinin: Fo- yalannın ortaya çıkması. Biz de bu tiplerin "ger- çek MüslümanolmadıklaruıT. sağı solu dolandır- dıkJannı, topladıklan paralan yediklerini anlatın- ca da "şeylerini vntnj" bağınyorlar " Yalan dolan yazryor Cumhuriyet gazetesL." Bizdediyoruz ki: "O zaman biri tekzipedin. mahkemeyeverin. Ama önce Amerika'dan. AJmanya'dan. Suudi Arabis- tan'dan gelen mark ve dolarian kimler göoderiyor, isimlerini açıklayın..." Yanıt veriyorlar: "Hayır vermeviz. Ancak hakem heyetine verinz_" Türkiye'de bağımsız adalet karar verir bu tür yolsuzluklara, hakemlerdeğil... Akevler Kooperatifi'nde mağdur olan 14 kişi- nin avukatı Ahmet Şahin, 1987 yılmda bu olayı na- sıl anlatmıştı; bir kez daha anımsatalım: "Kooperatif, ortak olarak kabul ettiği kişilerin arsalaruu ei altından satmtştır. Ortaklar ev sahibi olmak için girdikleri kooperatifte, arsalannm ger- çek değerierinden daha düşük gösterilerek satikb- ğını yillar sonra anlamıslardır. Bir de garip bir ha- kem heyeti var kooperatifuı. Yasaya göre eğer or- taJda kooperatif arasında bir anlaşmaztık olursa bu- nu söz konusu hakem heyeti çözecek. Geiin görün ki bu hakem heyetinin tümü Akevler Kooperatifi'nin yönetkisi. Listenin başında da Süle> man Karagül- İevar_." Tuzaklarla dolu Akevler Kooperatifî'nin bag- lantısı eğitime dek uzanıyor. Örgütlü okullar, öğ- reönenler, YÖK içinde fılizlenen "kara irtfca" yardımcı doçentleri dekan yapıyor, profesörlüğe ge- tiriyor. Bıkıp usanmadan anlatacağız bu tipleri... Nasıl örgütlendiklenni. gencecik insanlan nasıl Atatürk ve laık cumhuriyet düşmanı olarak yetiş- tirdiklerini belgeleriyle, mahkeme tutanaklanyla ser- gileyeceğiz. Fethullah Gülen Hocaefendi'ye gelince... Eski defterin sayfalannı tek tek çevirmeye bas- layalım isterseniz. Bir de Özei Yamanlar Lisesi'ne, Istanbul Fatih Lisesi'ne, Nilüfer ve Serhatözel li- selerine bir bakalım. Manisa'nın Spil Dağf nda, Fethıye'de, Avşa'da, Bolu'da kurulan "tarikat kampian"nı kimler yö- netiyor, parasal kaynaklan nereden geliyor, bir araştırahm... iyi olurdeğil mı? •?-—A». 7.*.19?3 Tarikat belpelerl... * * * * * Bu panik niye? Tarikatokullanna ilişkin haberlerin Cumhuriyet"te yer alması şeriatçı çevreleri yeniden telaslandırdı. Üç gündür yerlerinde duramıyorlar. Açıklama üs- tüne açıklama yapıp kendilerini savunuyorlar. Di- yorlar ki: "Biz bökjedeki okuma imkâm bulamayan zeki ço- cuklara çağdaş eğitim ortamı sağlamak amacıyla özei erkek fen lisesi açıyoruz." Hangi amaçla açılıyor bu özei liseler? Yoksul, ama zeki çocuklann okul giderlerini kimler karşı- lıyor? tlkokulu bitiren bu çocuklar askeri liselere nasıl sokuluyor? Bu okullarda okuyan çocuklara şeriat düzeninin birgün mutlaka kurulacağıru kim- ler anlatıyor? Istanbul Özei Fatih Lisesi, Spil Dağı'nda kamp kuruyor. Istanbul'dan kalkıp Manisa'ya gelmenin ne olduğunu bilmeyen yok. Ellerinde, Arapça ya- zılmış pankartlar. Sözde Spil Dağı'nda ders çalı- şıyoröğrenciler. Istanbul'dan 500 kilometre ötede kamp kurmanın ne demek olduğunu anlatmaya da gerek yok. Zaten Fatih Lisesi'ni herkes tanıyor. Bursa Nilüfer, Ankara Samanyolu, Izmir Ya- manlar, Van Serhat liseleri de "aynı amaçiı" özei okullar. Elbet bu saydığımız okullan Milli Eğitim Bakanhğı müfettişleri denetliyor. Ancak Milli Eği- tim Bakanlığı'nın yöneticilerinin büyük çoğunlu- ğu "tarikatçr ve onlann koruması altında saydı- ğunız okullar. isterseniz bir örnek verelim: Izmir Özei Yamanlar Lisesi'nin binaJan "şeriat yuvası" olarak adlandınlan Akyazılı Dershane- si 'nindir. Şelale Özei Eğitim Yayıncılık Ticaret Li- mited Şirketi, Akyazıhlar Dershanesi'nden bu bi- nalan kiralamıştır. Özei Yamanlar Lisesi, Şelale Li- mited Şirketi tarafından yönetilmektedir. Akyazüı Dershanesi'nin Maltepe Askeri Lisesi 'ne sahte sağlık raporuyla öğrenci soktuğu da Izmir DGM tutanaklanndan anlaşılmaktadır. Öğrencile- rin ifadesi ve iddıanamede bu açık seçik bellidir. O zaman anlaşılıyor ki Şelale Limited Şirketi'yle Ak- yazıhlar Vakfı arasında organik bir bağ vardır. Fethullah Gülen Hoca'ya gelince: Fethullah Hoca, 1975 yılında Kemalpaşa'nın Yiğitler Köyü'ndeki "NurcuKamprnı yöneten ki- şidir. O tarihte yakalanmış ve yargılanmıştir. Yine Fethullah Gülen. ANAP içinde kimi eski bakan ve milletvekilleriyle sıkı ilişki içinde olmuştur. Sürecek IRMIKV AYDIN ENGtN aengin(g doruk.net.tr. Netuhaf... Medyada ve sendikacılar arasında bil- meyen hemen hemen yok. Ipuçlarını, ÖDP'nın haftalık yayın organı V-uzgür- /ı/fcsergiledi. Ama hâlâ kimse konuşmak istemiyor. Sözü açıldığında yüzlerini "öf- keyle I sıkıntıyla / kederie / utançla "bu- ruşturuyor ve susuyorlar.. Bari Tırmık'ta yazılsın da bilmeyen bil- sin; duymayan duysun. MHP, Türkıye işçi smıfının sendikal ha- reketine damgasını vurdu. Sendikal alan- da bıraz deneyımliyseniz "Atıalan Üskü- dar'ı geçtı, geçecek" ûe diyebilirsiniz. Şu fotoğrafa bakın: DlSK'in kurucu sendikası, Rıza Ku- as'ın sendikası Lastik Iş'te yönetim tü- müyle MHP'lilerin elinde. Öyle kongre- lerde tekme tokat, sille yumruk, taban- ca bıçak konuşturarak değil; şube kong- relerini, işçilerin seçtiği delegelerin oyla- rıyla birer birer alarak yönetime geldiler. Şu anda Lastik Iş'in Genel Başkanı dı- şında, şubelerinin ve genel merkezin yö- netimi MHP'lilenn yani MHP'nin elinde. Gıslaved, Derby direnişlerini tarihine kazımış, 15-16 Haziran'ınlokomotifsen- dikalanndan Lastik-lş gibi birsendikada, genel başkanın, MHP şemsiyesi ya da kuşatması altında nasıl koltuğunu koru- yabildiği bu berbat öykünün küçük ve önemsiz bir aynntısı artık. Cam işçilerinın sendikası Kristallş ka- lesi düştü düşecek. Belli başlı şubelerin- de MHP, üfürse düşürecek bir delege ağırlığıyla sendika merkezine yürüyor. Türk Iş'in, yüzünü ağartabilen, sarar- mış benzini kızartabilen bir elin parmak- lan kadar az sendıkalanndan Petrol Iş, Izmit ve Mersin'deki şubelerini MHP'li- DÎSK,MİSKOlurken... lere kaptırdıktan sonra umudunu bağla- dığı Istanbul şube kongresinde de yöne- timi MHP ağırlığına teslim edince, "Pet- rol Iş kalesi de düştü" demekten ve ge- nel başkanın koltugunda kalabilmesinin neye bağlı olduğunu sormaktan öte yol kalmadı. Örgütlenme olanaklan çok elverişsiz, sendikal çalışma alanı çok kısrtlı bir iş- kolunda bu güne dek canını dişine taka- rak varlığını korumaya ve sürdürmeye çabalayan Harb Iş'te de durum farklı de- ğil. Orada da şube kongreleri birer birer MHP'yj tercih eden işçi delegelerin oy- larıyla Ülkü Ocağı kökenli sendikacılann eline geçti. Enerji gibi çok kilit bir işkolunda Türk Iş'in güçlü sendikası Tes-lş'te MHP'li- leştiıme operasyonu tamamlandı. llk ge- nel kurulda doğmuş bebeğin adı da ko- nacak. Teksifve Tek Gıda tş gibi Türk Iş'in en büyük, genel kurullarda lokomotrf işlevi gören sendikalannda ise MHR zaten yö- netim koalisyonunun bir parçası olarak herzaman yeralmıştı. MHP'nin şimdi ik- tidann neredeyse eşrt haklı ortağı oldu- ğu bir siyasal ortamda, bu sendikalarda- ki MHP çizgisi, en iyi olasılıkla sendika yönetimini oluşturan koalisyonda "bü- yük ortak" rolüne çıkacak. Türk Iş'in ge- nel merkezine gelince... Oldum olası MHP'nin kalesi, kadro kaynaklanndan biri olarak ünlenmiş, MHP'nin sendikal hareket içindeki "ami- ral gemisi" Türk Metal'in 1975'ten beri değişmeyen genel başkanı Mustafa Öz- öe/f'in, önümüzdeki genel kurulda Türk Iş'in başına geçmesi ise çok az kimseyi şasırtacak. ••• Bu yazı Türkiye işçi smıfının sendikal hareketi içindeki köklü ve ürkütücü yö- nejimi kabataslak ortaya koymaya çalış- tı. Önümüzdeki dönemde kimı işkollann- dazaten can çekişen Türkiye sendikal ha- reketinin "MHP'lileştırilmesini" ya da hiç de hoş olmayan ama gerçeğin bir yanı- nı da yansrttığı kuşkusuz bir terimle söy- lersek "MHP'lileşmesini" izleyeceğiz. 12 Eylül öncesi DlSK'e bir seçenek oluşturmak üzere kurulan M/S/Cin (Mil- liyetçi İşçi Sendikalan Konfederasyonu), 12 Eylül sonrasında yeniden ortaya çık- ması MHP Genel Merkezi tarafından bi- linçli olarak önlendi. Yakın dönemlere kadar "grev kıncılığı" ya da "patron te- tikçiliği" gibi uğursuz, ama sendikal ha- rekette ağırlık taşımayan işlevlerie yeti- nen "MİSK çizgisi" bugün yepyeni bir örgütlenme anlayışıyla sahnede. Sendi- kal hareketin çeperlerinde oyalanmaksı- zın, doğrudan merkeze yöneldi ve kısa sürede çok yol aldı. MHP'nin değiştiğine ilişkin görüşlerin görünür bir kanıtı yok. Ama MHP'nin sen- dikal hareketteki politikasının temelden değiştiği kanıtlanyla ve sonuçlanyla kar- şımızda. Sorun ve doğurduğu sorulartek bir Tırmık'ta, daha da önemlisi bir gaze- te yaasında ele alınamayacak kadar çet- refıl, kapsamlı ve karmaşık. Yer bitti. Bugünlük, ilgilenenlerin bilgi- sine sunmakla yetinelim...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle