22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 30 HAZİRAN 1999 ÇARŞAMBA 14 J V L J J L J I U J \ kulturfecumhuriyet.com.tr Beksav Tiyatro Atölyesi'nin ilk oyunu, pek çok disiplini bir araya getiren bir şiir montajı Dd sabrbk haberin öyküsüGÜLERÇETTN *Boş birarsada kimliği belirsiz birer- kfkcesedi hulundu. 20-25yaşlannda oi- duğu tahmin edilen gence ölümünden önce işkence vapıldığı..." Beksav Tiyat- ro Atölyesı, ılk oyununda bu iki satır- Iık haberden yola çıkıyor ve gazetele- rin,radyotelevizyon haberlerinin bir kö- şesine sıkıştınlmış haberi bir yaşama, bir tarihe dönüştürüyor sahnede. Günümüzle geçmiş arasında bir köp- rü kuran "Çok Uzaklardan Geüyoruz". Nâznn Hikmet'ten Che Guevera'ya. Cumartesi Anneleri'nden Paris'e uza- nan bir şıir montajı. Oyunun reji. ko- reografi ve dekor tasanmını atölyenin kurucu yönetmenlerinden Ayşe Emel Mesci üstleniyor. Metin yazımı ve şiir montajı ise Ali Berktay'a ait. Folkloru, şiin. heykeli. resmi. sinemayı, müziği sahnede bir bütün haline getiren oyu- nun müzikleri de Paris'teki Tiyatro So- leıl'ın usta müzısyenı Jean Jaeques Le Metere, Tahsin Incirci ve Yenigün Mü- zik Topluluğu'na ait. Ayşe Emel Mes- ci ıle oyun üzenne söyleştık. En seçiciden hiç izlememişe - Oyun, görsel-işitsel zenginlikJeri, çok boyutlu çağnşımlanyla çok uzak- lara taşıyorizleyiciyi. "Çok Uzaklardan Geliyonız'un içerigini belirlerken bü- tün bu uzaklıklan yakınlaştıran öiçüt- ler nelerdi sizin için? "Çok Uzaklardan GeHyoruz"'. Tür- kiye cografyasınm da çok ötelerine uza- nan bir çalışmadiye düşünüyonım.As- lında bütün oyunlanmda tarihsel geç- mişimize çok önem veriyorum. Bu oyunda ise Orta Asya'dan Anadolu'ya dogru bir geliş, oradan da günümüze ve dünyaya bir açılış var. Bir şiir montajı yapdğımıziçin Nâzım Hikmet'in "Kab- lettarih" şiinndeki 'Çok uzaklardan //eı geliyoruz' anlatmak istedıklenmize çok denk düşüyordu. Hem bir gencin hayat hikâyesınin genetik kodlanna, hem de coğrafyanın köklerine Küba sahilleri- ne. tarihin altm çağlanna uzanan bir uzaklık anlatmak istediğimiz. Bütün bu uzakhklan birleştirirken bu gencin şahsında insanlık ıçin kendısini ada- mış kişilerin de var olduğunu hatırlat- mak istedik. tkı satırlık haber olarak ay- nldılar dünyadan belki ama onlar birer hayattı. Bir de oyundaki çok boyutlu- lukla: tiyatronun en entelektüel, en se- çici izleyicisinden, hiç tiyatro görme- miş izleyicisine kadar uzanan bir çiz- gi yakalamak istedik. Sanınm bunu da başardık. - Ovuncuhıklar klasik anlamdaki ti- yatro oyunculuğunun yanı sıra agırük- iı olarak şiir, dans, müzik, mim gjbi çok çeşitli disiplinlerie besleniyor. Nasıl bir oyunculuk çahşnıası izlediğiniz? Beksav Tiyatro Atölyesi'ndeki ça- lışmalanmız ekim ayında başladı. İlk adımlanmızı Meyernoldun Biyome- kanik Tekniği'nden esinlenerek attık. Oyuncu bedenlerindeki gündelik dav- ranış kalıplannı kınnaya, bedenin gün- delik dengesini bozup sahne plastiği hizmetinde yeni dengelerüretmeye, ve oyuncuyu kendi bedenine egemen bir sahne ressamı ya da heykeltıraşı hali- ne getirmeye yönelik çalışmalar oldu bunlar. Sonra yurtdışından bir oyun is- tendi bizlerden. Öğrencilerimin çogu da- ha ilk defa tiyatroya adım atan gençler- . em bir gencin hayat hikâyesinin genetik kodlanna hemde coğrafyamn köklerine Küba sahillerine, tarihin altın çağlanna uzanan bir uzaklık anlatmak istediğimiz. tki satırlık haber olarak aynldılar dünyadan belki ama onlar birer hayattı. di. Onlarla dramatik kurgusu olan, ki- şiliklerinın derinliğı olan bıroyunyap- mak yerine tiyatral zengınliklerle dolu bir şiir montajı yapmayı yegledim. Çün- kü bu zaten yapmış olduğumuz çalış- malann da birsonucu olacaktı. Hem Ba- tı 'ya hem Doğu'ya uzanaru tarihe ve bu- güne ait motifleri bir araya getiren bir metin inşa ettik. Gelecekyıl Avrupa ve Anadolu - Oyunculann çogu tiyarroda ilk tec- rübelerini yaşavan gençlerden oluşu- yor. Bir > onetmen için bu kadar zor bir yöntemie başlamak riskli değil miydi? Deneyımsiz oyuncularla çalışmayı yeğliyorum. Çok deneyimli oyuncu de- mek otuzunu geçmiş oyuncu demektir. Kişi otuzundan sonra olgunlaşıyor, ka- rakter irdelemelerinde derinliklere ine- biliyor. Ama onlar da şartlanmış refleks- ler içine giriyorlar. Toplumsal bilincin sınırlan içinde oluyorlar. Yeniliklere karşı ilgi gösterseler de bunlan dene- me konusunda birtakım sırurlar koyu- yorlar. Oyunculanm eğer çok genç yaş- İarda sahnedeki performansı gerçek- ten zenginleştiren vücutsal dıli öğren- memiş. bu çeşıt çalışmalann ekolünden gelmemiş profesyonellerse çok zor ça- lışabileceğimize inanıyorum. Ikincisi yt- ne genç vücutlann, genç beyinlerin şartlanmamıs oldugunu ve onlara birke- re söylenen şeyi hemen algılayıp vücu- da geçirebildikJerine ınanıyorum. Bu- rada çok önemli bir eksıklik oluyor. Bu da tecrübe. Bu tecrübe de yirmili yaş- larda oluşabilen bir şey değil. Ama ben çıtayı biraz yukan koydum. O kadar özverili çalıştılar ki geleceklerini çok ışıklı görüyorum oyunculanmm. -Oyun sadece dört kez sahnelendi. Önümüzdeki sezon yenkien izieyiti önü- ne çıkacak mı? Oyun aslında Avrupa'yagidecekti. tki buçuk aylık bir turnesi vardı. Ancak ne yazık ki özellikle vizeyle ilgili bir ta- kım aksılikler nedeniyle oyunun tur- neleri iptal edildi ve gelecek sezona bı- rakıldı. Aslında bizim isteğimiz önce Avrupa'da oynayıp daha sonra Türki- ye'de perde açrnaktı. Bu sene için Is- tanbul ya da Anadolu'ya uygun bir program yapmamıştık. Oyuncularçok çalışmış, çok emek harcamışlardı. Ça- lışmamızı hiç sahneye koymamak ge- lecek yıta bırakmak çok büyük moral bozukluğu olacaktı. Dört oyun sahne- ye koyup sevdiklerimızle paylaştık, eleştırilerinı aldık. Önümüzdeki yıl için hem Avrupa'daki bir takım festivaller, hem tstanbul hem de Anadolu program- lan söz konusu. 'Müzikartikbanayetmiyor* 25 yaşındaki Alanis Morissette, senaryosunu yazdığı ve çalışmalarını sürdürdüğü ilkfılmindeyönetmenliği deneyecek Kültür Servisi - Çok genç yaşlarda müzıkte büyük başanlara ımza atan, 28 milyon adet satan 'Jagged little pfll' albümüyle üç yıl önce Grammy ödülünü kazanan ve son albümü 'Supposed Former Infatuation Junkie'nin gelinni Kosovalılara bağışlayacağını açıklayan Alanis Morissette, sinema dünyasına giımeye hazırlanıyor. Artık rock müziğin kendisine-yetmediğini belirten sanatçı, senaryosunu da kendisinin yazdığı ve halen çalışmalarını sürdürdüğü i(k filminde yönetmenliği deneyecek. 21 yaşında tüm dünyaya adını duyuran ve bugün 25 yaşında olan Morissette, gelirini Kosovalılara aktaracağı yeni albümünü adadığı Hint kültürünün yaşammı değiştirdiğini belirtıyor: -Hindistan beni çok değiştirdi. Bu ülkeye yaptığım uzun yokruluk, erken bulduğum başan ve şöhretin bende yaratnğı karmaşa ve boşluk duygusunu aşarak yaşamda kalmamı sagladı. Bu başan \e şöhret bana hiç bir muduluk vermemişti çünkü." Hindistan'ın ruhaniliğine karşı beslediği duygulann yanı sıra başka tutkulan da var genç sanatçının. Parfumleri çok seviyor; ıssız bir adaya düşse yanında bulunmasını isteyeceği şeylerden birinin de Patrick Suskind'in 'Koku' adlı kitabı olacağını söylüyor. Jean Luc Godard fılmleri de Morissette'in vazgeçemediklerinden... Ancak sinema sadece bir tutku anlamına gelmiyor onun için. Kevin Smith'in yönettiği 'Dogma' isimli fîlmde ilk rolünü üstlenmiş bile. Şu an yazmakta oldugu senaryoyu bitirdiğinde de kamera arkasını deneyecek: "Başlamak için rurnemin bitmesini bcklemek istemiyorunı. Bence tam zamanı... Kendimi yönetmenlik için ha/ır bissediyorum; zaten daha önce de birkaç video-klip'te benzeri deneyimler .vaşamışüm. "nırneye ara verdiğimiz dönemlerde senaryo üzerinde çanşıyorum. Bu arada şarkı sözleri yazmayı da sürdüriiyorum tabii. Aslında şarkı sözü de denmez: şiir yazryorum sanınm, belki de öykü._ Benfan için içerik birinci »rada. bicim ikinci sırada geliyor. Sözler çok önemlL, tıpkı Neil Young, Leonard Cohen, Joni Mitchell'da da oldugu gibi." Şarkılann direk olarak yayımlanabıleceği 'Mp3' adlı Internet metodunu da büyüleyici buluyor: "Tek keumevle fantastik_. Beni oldugu gibi diğer bircok sanatçryı da heyecanlandıran bir sistem. Düşünsenize, yeni albümünüzün çıkmasını beklemeden sesinizi duyurabiliyor, havTanlannızla bağlantıya gecebüiyorsunuz." Kısa bir süre içinde yeniden Hindistan'a gitmeyi tasarlıyor Morissette, ama yaşamını şimdilik 'gençlerte dolu' olarak nıtelendirdiğı New York'la 'Haynın olduğum güneşle dolu' dediği Los Angeles arasında geçınyor. Morissette, yeni albümünün gelirini Kosovahlaraverecek. Kutluğ Ataman'ın Teruk Takan Kadınlar' adlı çalışması Venedik Bienali'nde Türkiye'den kişisel ıııitolojiler ESRA ALİÇAVTŞOĞLU KutluğAtaman yakJaşık sekız sa- at süren. Türkiye"nin ılk kadın ope- ra sanatçısı Semiha Berksoy'un ken- dı ağzından yaşamını anlatan 'semi- ha b. unplugged' adlı video çalış- masından sonra şimdi de 'Peruk Ta- kan Kadınlar' adlı projesıyle gün- demde. Çalışma şu günlerde48. Ve- nedik Bienali'nde gösteriliyor ve ha>li ilgi çekıyor. Peruk Takan Ka- dınlar. Venedik'ten sonra Institut für Auslanbezeihungen ve Stuttgart'ta gösterilecek. Proje. CO Producrion ve Vasrf Kortun"un başında oldugu tstanbul Güncel Sanat Projesi'nin desteği ile gerçekleştırildi. Genel hatlanyla çeşitli nedenler- den dolayı peruk takmak zorunda kalan dört kadının yaşamı gibi gö- rünse de aslında son otuz yılın Tür- kiye panoramasını gözler önüne se- ren projeye her ne kadar bir dönem çalışması denemese de Türkiye'nin 'değişik' seslerine yer venyor. 'Pe- ruk Takan Kadınlar'. perukla değil kadınlarla ilgili bir çalışma... Proje- de yer alan dört kadın, peruğu ne za- man. nerede, neden ve nasıl giydik- leri üzerine konuşuyorlar. Aynlan ve örtûşen noktalar Peki kım bu kadınlar? İlk görün- tü 1970'lerin başında hostes-terö- rist Leyla olarak tanman, o günler- de hayli sansasyon yaratan biri kişi; Melek Ulagay Tanınmamak için sık sık peruk takmak zorunda kalan hos- tes Leyla kendisi ile ilgili bilinme- yen her şeyi anlatıyor bu videoda. An- cak yüzünü tamamıyla göremiyo- ruz hostes Leyla'nın. • 'Değişik' seslere yer veren 'Peruk Takan Kadınlar', kadınlarla ilgili bir çalışma. Farklı çekim teknikierinin kullanılarak dört kadının öyküsü aktanlıyor. tkinci video ise daha ılgınç. Sim- siyah bir elcran var karşımızda. Ek- randa görüntüsünün kullamlmasına izin vermeyen, üniversıteye türbanıy- la giremediği için peruk takmak zo- runda kalan genç bir kız. Çalışma- da onun sadece sesini duyabiliyoruz. Diğer iki video çalışması ise Nevval Sevindi ve transeksüel Demet'e ait. Ne\'\'al Sevindi, kemoterapi tedavi- si sırasında saçlannı kaybettiği için peruk takmak zorunda kalanlardan. Nevval Sevindi, tıpkı hastahğında oldugu gibi kamerayla da yüzleşiyor. Geçen seçimlerde Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nden adaylığını koyarak Türkiye'nin ilk transeksü- el adayı olan Demet de peruk takan- lardan. Polisin sürekli olarak kafa- sım kazıması nedeniyle mecburen kullanıyor peruğu Demet. Dört kadının da yaşamda aynl- dıklan ve örtüştükleri noktalar var. Pferuk Takan Kadmlar' ele aldığı ki- şi ve konular nedeniyle sert bir ça- lışma olarak nitelenebılir. 'Insam acıtan taraflan var' Çalışmanın dört videosunda da kişilerin konumuna göre farklı çe- kim teknikleri kullanılmış. Bu da hikâyelerle örtüşüyor. Projede Kut- luğ Ataman'ın yaklaşımı da önem- li bir etken elbette. VasıfKortun, Venedik Bienali'nde Mısırlı bir sanatçının işi ızlerken ağ- ladığını söylüyor. "Benideağlatıvor— Çünkü çok acıkhyönkri, insanın ca- nını acıtan taraflan var. Gerçek ot- masının büyük bir payı var bunda. KuöuğAtamanIdştsd mitolojiieran- latıyor. Aslında yüzde yüz gerçek olup ounadığını da bilmhoruz. Her ne kadar dokümanter gibi görünse demekâıun secilmiş olması,soru so- ruluyor olması ile bundan avın>or. Gerçi sorular çıkanldığı için izle\ki du\muyor bunu." tstanbul Güncel Sanat Projesi'nin Kutluğ Ataman ıle işbirliği, Semi- ha Berksoy belgeselinden sonra baş- lamış. 'Peruk Takan Kadınlar'pro- jesinden sonra sadece Kutluğ Ata- man'ın yapacağı işler üzenne değil. daha geniş bir grupla birlikte çahş- mayı planlıyorlar. Türkiye'de sanatçıyı destekleyen, bir anlamda sanatçının üstünden iş dışında kalan yükü omuzlamayı amaçlayan kurumlann olmaması- nın sürekli problem yarattığma de- ğinen Vasıf Kortun, sanatçılann zor durumda oldugunu söylüyor. Bu bağlamda Kutluğ Ataman ile 'Pe- ruk Takan Kadınlar' projesinde ça- lışmaya başladıklannı da dile geti- riyor. "Kutluğ ile tamamıyla gevşek bir anlaşma \aptik. Vurtdışında işlerin nasıl \ üriidüğünü, galerici-sanatçı, kurum-sanatçı UişkUerini bildiğün için buna uygun olarak 'Peruk Ta- kan Kadınlar la başlamaküzereişüı idaresüıi aldun üzerime. Sanatçının bu tûr teknikişJerieuğraşmaması,sa- dece işini düşünmesi gerekiyor." Vasıf Kortun, Kutluğ Ataman ile olan ilişkilerini uzun vadeli olarak düşünüyor. 'Peruk Takan Kadınlar'ın, hiçbir kurumun ilgilenmemesi nedeniyle Türkiye'de gösterilmesı henüz gün- demde değil. Ama Venedik Bıena- li'nin ilk haftasında teklifler gelme- ye başlamış bile. Örneğin. Lond- ra'da bir kurumdan teklif var 'Pe- ruk Takan Kadınlar a. Işsizler geri döndü Kültür Servisi- Geçen yıl ülkemizde de gösteriien 'Anadan Dogma' Fılmının başansmın ardından, SamMiDer'ın 'Devlerin Arasında' adlı fılmi de dünya sinemalannda gösterime girmeye PetePbstiethwaite hazırlanıyor. Filmin senaryosu, Anadan Dogma'da bir grup erkeği işsizlikle savaşmalan için soyan îngiliz yazar Sünon Beauiby 'a ait. Beaufoy, yazdığı ilk gerçek senaryo olan Devler Arasında'da yine dahiyane bir buluş koyuyor ortaya. Bayan Thatcher'ın endüstrideki kesintileri sonucunda işsiz kalan bir grup işçi, para kazanmak için, bir zamanlar çelik metalinin başkenti olan Sheffield boyunca uzanan dev elektrik direklerini boyama işini alıyorlar. Beaufoy, yerden onJarca metre yüksekte asılı kalan baş karakterlerden oluşan bir öykü anlatıyor fihnde. Olaylar, dünyayı dolaşmakta olan bir genç kadının bu erkek grubuna katılımı ve gruba getirdiği heyecanla gelişiyor. Filmin sonunda boya ışi tamamlanıyor ve genç kadın da Sheffield'dan aynlıyor. Beaufoy senaryoyu. bundan beş yıl önce işçilerle ilgili gerçek bir olaydan esinlenerek yazmış. Devler Arasında'da başrolleri. 'Babam İçin' ve 'Olağan Şüpheliler' gibi filmlerden tanıdığımız Pete Postlethwaite, Rachel Griffiths ve genç oyuncu James Tborton paylaşıyorlar. Anadan Doğma ve Devler Arasında gibi filmlere bakınca şöyle bir soru geliyor akıllara: "lngiliz sineması, işçi suufinı anlatan filmierde Ken Loach'uı çalışmalarını aşabilû" nü?" DEFNE GÖLGESİ TURGAY FtŞEKÇt Glrttli Olmak Girtt göçmenleri üstüne hepimizin çevresinde anlatılagelen hikâyeler vardır. Kimimizin dedeleri Giritlidir, kimimizin komşuları... Kimi zaman da ot yemeklerinden, güzel mezelerden söz açıldığında Girtt Mutfağı gelir akla. Art arda okuduğum Ahmet Yorulmaz'ın iki ki- tabı, bu konuda birinci ağızdan bilgilenmemi sağ- ladı. Savaşın Çocuklan (Belge Yayınlan) adını taşıyan ilk kitabın girişindekı açıklamadan belgesel birya- pıtla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. Girrt, Osmanh'nın son fethidir. 1645'te adaya çı- kan Osmanlı askeri, adanın tümünü ancak yirmi dört yıl sonra 1669'da egemenliğine alır. Izleyen yillarda buradaki Türk nüfusu nasıl oluştu, nasıl ge- lişti belirsiz. Savaşın Çocuklan'mn baş kahramanı Hasana- ki'nin anlattıkları 1890'larda Girit'in iç kesimlerin- de -balık güneydeki kıyı kasabasından üç saatte geliyor- Türklerle Rumlann bir arada yaşadığı bir köyde başlıyor. Adada yaşayan Türklerin en bü- yük özelliği hiç Türkçe bilmemeleri. Akdeniz'in or- tasında bir adada iki yüz elli yıl dış dünyadan uzak, okulsuz, öğretrnensiz bir hayat onlan anadillerini unutmak gibi trajik bir noktaya getirmiş. (Alman- ya'daki Türkler de hızla aynı noktaya gitmiyor mu?) "Köyün imamı bile dil bilmiyordu! Arapça ola- rak ezberiediği KuranV okur, okutur. Kuran'dan okuduklanyla namaz kıldınr, ayetler okur; duayı ise Rumca yapardı!" (Kuşaklar, s. 63) Rum saldınlanmn başlamasıyla abisi ve babası öldürülen Hasanaki, annesi ve ablasryla başkent Hanya'ya gelir. Savaşın Çocuklan'nöa esas olarak Hasanaki'nin 1897'den 1923'e dek süren Hanya'daki hayatı an- latılır. Önce seyyar satıcılık, sonra bir matbaanın ayak işleri, en sonunda da iyi bir hayat sürmesini sağlayan emlakçilik... Canını tehlikede görmesiy- le de 1923'te Girit'ten aynlış. Kitapta, dönemın Girit'inin, siyasal gelişmeler- den yeme-içme kültürüne dek pek çok yönüyte can- lı bir görünümü çiziliyor. Ünlü Girrt yemekleri de sanki kitabın kahraman- lanndan biri gibi sürekli söz alıp bir şeyler söylü- yorlar "Kuzu ciğeri tavasındaysa yöntem başkaydı: Ciğer bûyük bir parça halinde tavaya konurdu. İki yanı kızartıldıktan sonra, iki bıçak çaprazlamasına tutularak tava içinde parçalara bölünür, bir kez daha yağda çevrilip alınırdı." (s. 16). "Hindiba, lahana, turp otu, karnabahar, hardal otu haşlamasının yanında izmarit, sardaiye ya da bakalaros balığı..." (s. 52). "Kira Evfımiya'nın bir de dana ciğeri kızartma- sı vardı; bu kızartmaya sirke ve biberiye katarak bir iki dakikada hazırladığı bir sos vardı." (s. 72). "Fınndan yeni çıktığı saçtığı kokudan belli olan bir tepsi koloçitha (kabak böreği)" (s. 122). ••• İkinci kftap Kuşaklarya da Ayvalık Yaşantısı'nda (Geylan Kıtabevi Yayını) ise Hasanaki'nin yanı sı- ra Giritten, Midilli'den ve başka yerterden 1924 mü- badelesi ile gelip Ayvalık'a yerleşen insanlann bu- rada 1948'e dek uzanan zaman dilimindeki hayat- lan anlatılıyor. , Mübadele öncesinde nüfusunun büyük bölü- münü Rum halkın oluşturduğu Ayvalık, neredey- se tümüyle boşalmış bir hayalet kent görünümü kazanmıştır. Yeni gelenlerie kent bir yandan eski kültürünü sürdürmeye çalışmakta, öte yandan da evlerinden, yurtlanndan aynlmış insanlar kendile- rine yeni bir hayat kurmaya çalışmaktadırlar. O dönemlerden ilginç bir izlenim: "Bizim tespitlerimize göre Ayvalık'ta ve Cun- da'da yirmi beş kadarpiyano var." (s. 76). Bugün- se nüftjsu yüz binlerı aşan kentlerimizde sanatçı- lar konser verebilmek için piyano bulamıyor. Geride kalan sevgililenn acısı da kitapta yerini buluyor. Rumca yaalmış bir zarfın üzerindeki adres: "Han- ya mübadili Kavas Ahmet Efendi'ye, Ayvali, To- urkia" (s. 204). 1923'ten 22 yıl sonra 1945'te Hasanaki'yi gör- meye Ayvalık'a gelen eski sevgili... Bu iki kitap, yakın tarihimizin ayrıntılan fazla bi- linmeyen bir dönemine tanıklık oluşturmasıyla hem tarihimiz, hem de edebiyatımız için Önemli iki ya- pıt. Üstünde düşünülecek ve tartışılacak pek çok konuyu bizlere yeniden anımsatıyor. Bakalım yankı bulacak mı? K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M t L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle