Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TUYR1Y1
Istanbul Y 23 Sinop Y 23 Adana Y 28
Edirne PB 30 Samsun Y 24 Mersın Y 28
Kocaelı Y 22 Trabzon
Çanakkale PB 26 Giresun
Izmir A 29 Ankara
Y 23 Dıyarbakır A 34
_X 24 Şanhurfa Y 31
PB 24 Mardın PB 29
Manısa A 29 Eskışehir PB 25 Siirt A 29
Aydın
Denizli
_A 32! Konya PB 27 Hakkâri PB 28
A 31 Sıvas Y 22 Van PB 28
Zonguldak Y 24 Antalya A 32 Kars
Yurdun kuzey ve doğu
kesımlen parçalı çok
bulutlu, Marmara'nın
dogusu, Karadenız, Iç
Anadolu'nun kuzeydo-
gusu Dogu Akdemz. Stockholm PB 22
Doğu Anadolu'nun ku- Londra Y 22
DIS MERKEZLE
Y 18 Berlin Y 27
Helsinki PB 28
zeyvebatısııleGüney- Amsterdam
doğu Anadolu'nun ba-
tısı sağanak ve gök gu-
rultulu sağanaK yağış-
lı.dığeryerierazbulut- Bonn
lu geçecek
20
20
Y 18
Y 20
Münih Y 20
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
Y
A
Y
PB
PB
Y
Y
Y
28
29
24
29
27
25
33
?0
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahıre
Y
A
Y
Y
PB
Y
Y
A
28
35
20
28
27
24
28
32
Şam PB 31
Taşkent
Parçalı bulutlu Bulutlu k
Çok bulutlu Yağmurtu Karlı Gok gınütulu
Batı Emniyette Fethullah Gülen parması
Trakya
planı
MURAT tLEM
ATİNA - Türkiye ve bir-
çok dünya ülkesinde yüz-
lerce okulu olan Fethullah
Gülen'in, tek giremediği
ülke olan Yunanistan'da
okul açmak içın birtakım
girişimlerde bulundugu id-
dia edildi.
Edinilen bilgilere göre
Fethullah Gülen, üişkileri-
nin çok iyi olduğu Fener
Rum Ortodoks Patriği
Bartholomeos ile karşılıklı
izın konusunda anlaşmaya
vardı. Vanlan gizlı anlaş-
maya göre, yıllardır kapalı
olan Heybeliada ruhban
okulunun açılmasına kar-
şılık, Fethullah Gülen'e
Türklerin yoğun olarak ya-
şadığı Batı Trakya'da okul
açma izni verilecekti.
Yunanistan'daki hükü-
metin ve Fener patriğinin
sıcak baktıği plana göre,
Fethullah Gülen ilk aşama-
da devlet içindeki bağlan-
tılanru kullanarak Heybeli-
ada ruhban okulunun açıl-
masını sağlayacaktı. Bu
gelişmenin ardından yak-
laşık yüz elli bin Türk'ün
yaşadığı Yunanistan'ın Ba-
tı Trakya bölgesinde Gülen
okullanntn açılmasına izin
verilecekti.
Fethullah Gülen'in tüm
çabalanna karşıhk Heybe-
liada'daki okul açılamayın-
ca, Yunanistan hükümeti
Fethullah okullannın açıl-
masına yeşil ışık yakmadı.
Fethullah Gülen'in söz
konusu girişimi başanlı ol-
saydı, Yunanistan riem çok
istediği Heybeliada okulu-
nun açılmasmı sağlayacak
hem de Batı Trakya'da ye-
tişecek olan Gülen yanlısı
müritler ile Türkiye'yi bir
kere daha arkadan vura-
caktı.
Yunanistan'ın Batı Trak-
ya bölgesinde, halen sınır-
lı sayıda Türk'ün eğitim
gördüğü özel okul bulunu-
yor.
Türkiye ve Yunanistan
eğitim bakanhklan arasın-
da 1951 anlaşması olması-
na rağmen Yunanistan,
Türkiye'den sınırh sayıda
öğretmenın Batı Trak-
ya'daki Türk okullannda
görev yapmasına izin veri-
yor.
Yunanistan'ın baskılan
nedeniyle din faktörünü ön
planda yaşayan Batı Trak-
ya Türİderi, anlaşma yü-
rürlüğe girseydi Fethullah
Gülen'in şerplanlanna uy-
gun eğitileceklerdi...
I Baştarafı 1. Sayfada
birimlerinde görevli bazı personelin hedef
olduğu anlaşümıştır. Bundan da vahimola-
nı 1992 yıhnda arulan örgüte karşı yürütü-
len çabşmayla ilgili (h) evrakta geçen ve
DGM'ye sevk edilen şahıslardan birisinin
İstihbarat Daire Başkanlığı Özel Kalem
Amiri olarak görev ine devam etmesi, nasü
bir dirençle karşı karşıya bulunulduğunu
göstermektedir.
Hal böyle iken Fethullah Gülen ve İşık
tarikatı' mensuplanna yönelik bir tedbir
abnması gerekirken bu konuda çahşmayı
yürüten sorumlulan görevden alnıanın iza-
hırun yapılabileceğinde zorianacağıma ka-
naatindeyim."
Saral'ın "Fethullahçüann emniyetteki
gücünü" belirtmek amacıyla gündeme ge-
tirdiği soruşturma. 1992'de Ankara Emni-
yet Müdürlüğü tarafından yapıldı. Soruş-
turma sonunda Emniyet Müdürlüğü İstih-
barat Daire Başkanı Özel Kalem Müdürü
Yunus Çetinkaya ile Fethullah Gülen' in de
aralannda bulundugu 102 kişi hakkında
DGM'ye suç duyurusunda bulunuldu.
Emniyet Müdürlüğü tarafından
DGM'ye gönderilen fezlekede. 1991'de
Polis Akademisi ö&rencisı Rafet Yılmaz'ın
1991 'de son sınıftayken disiplin puanlan-
nın düşmesi gerekçesiyle okuldan uzak-
laştınldığı. Ytlmaz'ın ise idari mahkeme-
ye başvurarak puanlannın düşmesine da-
yanılarak değil "fllegal olarak faaliyet gös-
teren dinci bir gruba kattfmaması'" nede-
niyle uzaklaştınldığını iddia etmesi üzeri-
ne soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş
Kurulu Başkanlığı 28.2.1992 günlü yazı-
sıyla gönderdiği fezlekesinde 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasası'nın l'inci mad-
desinde belirtilen "Laik Türkiye Cumhıı-
riyeti'nin varhğmı tehükeye düşürecek ey-
lemlerinden doiayT aralannda Fethullah
Gülen'in de bulundugu 102 kişı hakkında
suç duyurusunda bulundu. Ankara DGM
Savcıhğı'nın açtığı 1992/256 hazırlık sa-
yılı soruşturması sonucunda takipsizlik ka-
ran verildi. Kararda şöyle denildi:
u
Poüs Akademisi'nde ekserisi öğretim
görevlisi veya emniyet mensubu olan sanık-
lara isnat olunan suç, Atatürk milliyetçili-
ğini zayıflatacak; Atatürk ükelerine ters
düşecek görüşleri savunmak suretiyle dev-
letin siyasi ve hukuki temel nizamlannı di-
ni esas ve inançlara uydurma çabşmalan-
dır. Kişilerin dinsel amaç ve yasal sınırlar
içinde kabnak kaydı ile istedikleri faaliyet-
te bulunmalan yasalann teminaü alnnda-
dır. Buna karşın yapılan çahşmalar devte-
tin temel düzenini değiştirip mevcut siste-
mi dini esasa uvdurmak amacına yönelik
olursa laikliğe a\kın olarak devktin içü-
mai veya ikri&adi veya srvasi. hukuki temel
nizamlanıu kısmen de olsa dini esas ve
inançlara uydurmak amacıyla cemiyet te-
sisi teşkili suçu TCK'nin 163. maddesüıde
hiikme bağlanmış iken bu madde 3713 Sa-
>ılı Kanun'un 23. maddesiyle yürürlükten
kaldınlmış bulunmaktadır. Bu nedenle or-
tada suç >oktur."
Savcılık. "yukanda açıklanan sebepler
tahtuıda sanıklar hakkında atılı laikliğe ay-
kın olarak devletin sosyal veya ekonomik
veya siyasi, hukuki temel düzenini kısmen
de olsa dini esas ve inaçlara uydurmak
amacıyla çalışmalarda bulunmak suçun-
dan" sanıklar hakkında 14.10.1992 tari-
hinde takipsizlik karan verdi.
Iktnci takipsizlik
Bu karardan yaklaşık 6 yıl sonra Anka-
ra DGM Sa\cılığı'nın a>Tiı konuyla ilgili
ikinci bir takipsizlik karan gündeme gel-
di. Içişleri Bakanlıgı Emniyet Genel Mü-
Danıştay
tdariDava
Daireleri
Genel
Kurulu'nun
kamuyaait
yerlerde
türbanı
>asakla>an
karanna
karşın bazı
öğrencifcr
yine
türbanla
Açıkögretim
Lisesi
sınarvına
ginneye
kalkışOlar.
(Fotoğraf:
ŞERDAR
ÖZSOY)
Açık Lise sınavında türban bunalımı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hafta
sonu yurt çapında yapılan Açıkögretim Lise-
si smavlan yine türbanulann şovuna sahne ol-
du.
Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kuru-
lu'nun kamuya ait yerlerde türbanı yasakla-
yan karanna karşın bazı öğrencüerin sınava
türbanlı olarak girmekte dırendikleri gorül-
dü. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) sınav
yönetmeliğinde kıhk kıyafete ilişkin muğlak
ifadelerc yer verilmesi, öğrenci ve velilerle
salon görevlilerini karşı karşıya getirdj.
Daruştay'm karanndan önce hazırlanan
Açıkögretim Lisesi Kılavuzu'nda yer alan
"Açıkögretim öğrencilerine, Milli F.gitim Ba-
kanhğı vediğer bakaniıklara bağlı okullarda-
ki görevBlere. öğrencflerin kıhk kıyafetlerine
ü^şkin yöneönelikhükürnlerinin uygulanma-
yacagı" şeklindeki madde de sınav gözetmen-
krinin faridı uygulamalanna yol açtı.
Danıştay'ın karannakarşın türbanlı olarak
sınava girmek isteyen öğrencüer, bazı salon-
larda sınava alınmazken bazılannda haklann-
da tutanak tutularak alındı. Türbanlı öğren-
cüerin MEB'den aldıklan kimliklerinde tür-
banlı fotoğraflannın olması dikkat çekti.
Salon görevlisi öğretmenler, sınav yönet-
meliğindeki kıhk kıyafete ilişkin muğlaklığa
tepki göstererek bakanlığın iki yüzlü davran-
dığinı, kendilerini öğrenci ve velilerle muha-
tap bıraktığım söylediler.
Bakanhk yetkilileri ise kıhk kıyafet konu-
sunda Danıştav'ın aldığı karann "kesin ve ni-
hai" olduğunu belirterek bu karar doğrultu-
sundayeni düzenlemelere gidileceğini ve be-
hrsizliklerin giderileceğinı kaydettiler.
Sınav, Nurcu miidüre emanet
EBRU TOKTAR
ı ANKARA - Türk cumhunyetlennde
' açılan okullara yeni gönderilecek öğret-
menleri saptamaküzere yapılan sınavın ko-
misyon başkanlığı, "Nur ayininde" basılan
Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Avsal Ay-
taç'a verildi Daha önce görev lendinlen
kadrolann gerici ve Atatürk düşmanı yak-
laşımlan konusunda Ankara'yı uyaranlar
ise Azeri öğretmenler ve öğrencüer oldu.
Izmir Milli Eğitim Müdürü olduğu dö-
nemde Nur a>ininde basılmasına karşın
Milli Eğitim Bakanlıgı içinde hızla yükse-
len Aysal Aytaç, Türk cumhunyetlerinde-
ki okullara gönderilecek Türk öğretmenler
için yapılan yeni sınavda komisyon başka-
nı olarak görevlendirildi. Sınavda, adayla-
ra Tevhid-i Tedrisat. Medeni Yasa ile ilgili
sorularyöneltüdi.
Azerbaycan'da açılan Türkiye Türkçesi
Eğitim Öğretim Merkezi'ne gönderilen öğ-
retmenlerin gerekli donanımda olmadığı,
pantolonlanm sıvayarak takunyalarla okul
koridorlannda dolaşrığı, Azeri öğrencüeri
de "Siz Müslümanlığı bilmivorsunuz" diye
eleştirdiği öğrenildi. Buradakı öğretmenler
tarafından yazılan "Türki>«TürkcesiniÖg-
renrjflrum" adh kitabın da yazım >anlışla-
nyla dolu olduğu saptandı. Azeri öğret-
menler, Türk cumhunyetlerine gönderilen
Nurcu öğretmenleri Türkiye'ye şikâyet et-
ti. Öğretmenler, Bakû Türk Anadolu Lise-
si'nineski okul müdürü MehmetBiHci'nin,
hakkındaki tüm şikâyet ve belgelere karşm
neden soruşturma geçirmediğini sordular.
Bakû Türk Anadolu Lisesi'nde "Azerbay-
can Diü ve Edebiyatj" öğretmeni olarak gö-
rev yapan, daha sonra görevden alman Es-
miraOrucova. Mayıs 1999'da yazdığı di-
lekçesinde dönemın okul müdürü Mehmet
Bilici'nin cinsel tacızine uğradığım savu-
narak, neden bu konuda soruşturma açıl-
madığını sordu. Orucova, düekçesinde şu
ıddıalarda bulundu: "Mehmet Bilici, okul
müdürlüğü yapnğı sürece okulu imam-ha-
tip lisesine dönüştürdü. her yere Fethullah
Gülen'in kitaplannı yerleştirdL çocuklan
cuma namazına gönderdi, sürekli dini lâ-
taplan okuttu. Bilici, defalarca benim ders
saatimde, benden izin almadan erkek öğ-
rencüericuma namazınagönderdi. Okulda
her kişjvi mecburenZaman gazetesine abo-
ne ediyor, bana da kapanmayı tavsiye edi-
yordu. Bir gün televizyonda verilen haber-
leri öğretmenler odasında dinleyen Meh-
met Bittci, müdür yBrdımcısı Yılmaz Nu-
roğlu ilekonuşurken,ordudan ilişiği kesikn
150 subay hakkında 'Dinsız ordudan ne
beklersin, Atatürk'ün çocuklanndan ne
beklersin? Yülarca Batı Batı deyip durdu-
lar. Bir gün bunlar Müslüman memleketle-
nne bile karşı çıkacaklar' dedL Lüften mü-
fettiş gönderin. Daha yazamadığun çok şey
varJ"
Boğaziçi Oniversitesi'nde öğrenim gö-
'Devrim Yasalan acilen uygulansut'
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Laik Cumhuriyete karşı son günlerde
kendisini daha yoğun gösteren saldı-
nlar karşısmda Atatürk ükelerine bağ-
lı kesimlerin tepkisi de günden güne
ivıne kazanıyor.
tzmir Çağdaş Kadm Derneği, ay-
dınlanma düşmanlan olarak niteledi-
ği Cumhuriyet karşıtlannm saldınla-
nnı pervasızca sürdürdüğünü belirte-
rek "Atatürk'ün Tûrkiyesi'ni koru-
mak için Devrim Yasalan'nın acOen
ve ödünsüz olarak uygulanmasını isti-
yonız*' açıklamasıru yaptı.
Izmir Çağdaş Kadın Derneği tara-
fından yapılan açıklamada, Türki-
ye'nin, dış güçler ve yerli işbirlikçile-
rin her türlü tâktiği uyguladığı gerici
kalkışma yaşadığı belirtilerek "Eği-
timdea ekonomiye, basından
TBNtM'ye kadar her alanda \Tivalan-
maya çahşan çağdışı odaklar, insanla-
nmızı umutsaâduğa, ülkemizi kaosa sü-
rüklemck için ellerinden geieni yap-
maktadırlar. En büyük dcstekçileri de
ikbal kaygısıyla olup bitene gözlerini
yumanlar ve Mustafa Kemal Ata-
türk'ün söyleyişiyle 'gaflet, dalalet ve
hatta hıyanet içinde' Cumhoriyet de-
ğerlerini peşkeş çekip her türlü ödünü
verenlerdir'' denildi.
Türkiye'nin duyarh kesimlerininbu
noktada birlik olması gerektiği de kay-
dedılen açıklamada şu görüşlere yer
verildi. "Yûreği biümden, çağda^ık-
tan ve aydınhktan yana olan bütün
güçler, acilenbirteşmek vebu korkunç
gidişe dur demek zorusdadır. Bu, bir
ülkenin yannlanna ve gelecek kuşak-
lanna karşı olan tarihi sorumluluğıt-
dur. Izmir Çağdaş Kadm DerneğL ka-
dmı bûtün özefflkleri) leyok etmeye ça-
hşan, çağdışı bir yaşama biçimini da-
yatan, toplumu ünunete. birvsi kula
dönüşrüren bir züıniyetin ülkemizde
egemen olmaması için bütûn kurunv
lara ve demokrasi güçlerine çağn yap-
mayı görev biliyorf
ren Azeri Akşin Hacryev ise bakanlığa yap-
tığı başvuruda, Bakû Türk Anadolu Lise-
si'ndeki Atatürk karşıtı eğitim veren Türk
öğretmenlerinin görevden alınmasmı iste-
di. Okul müdürü Bilici'nin neden soruştur-
ma geçirmediğini soran Hacıyev, "Azer-
bavcanh bir genç olarak örnek aldığun ye-
gâne ve tek kişi, tüm dünya Türklerinin li-
deri. büyük önderimizAtatürk'tür.Onun fl-
keve inkılaplannıhiç ldmse değiştiremeye-
cektir. Onun teminatı biz idealist Azerbm-
can gençleridir. t limdeki tüm belgeleri sun-
maya hazınm. Bu konuda gereğinin yapd-
masuıı beklhorum" dedı.
Azerbaycanlı gazeteci Matin Mebdi de
öğrencüerin Atatürk düşmanı olarak yetiş-
tirilmek istendiğini, Atatürk hakkında doğ-
ru bügilerin verilmediğini, bu okulda çalı-
şan Azeri öğretmenlerinde Türkiye'yi yan-
lış tanıdığını ve Azerbaycanlılann Türki-
ye'ye yönelik güven duygusunun azaltıldı-
ğını söyledi.
Eğit-Der'den tepki
Egıt-Der Genel Başkanı Mustafa Gazal-
CL TBMM'nın olaya el koymasını, "Fet-
hullah Gülen imparatorluğunun" araştınl-
masını istedı. Gülen olayının eğitımi özel-
leştirmek isteyenler için iyi bir ders oldu-
ğunu anlatan Gazalcı, "Ozel şirket, vakıf,
demek aracıhğıyla kurulan üniversite dahil
her aşamadaki okul ya egitimi tkaret aracı
yapmış. >a da Fethullah Gülen örneğinde
görüldüğü gibi şeriata hizmeteder duruma
getirmiştir'' dedi. Gazalcı, eğıtimın her in-
sana fırsat eşitlıği içinde verilmesi gereken
temel bir insan hakkı olduğuna işaret etti.
Laik egitimden ödün vermenin tehlikesine
dikkat çeken Gazalcı, "Gülen'in tüm okuL
dershane, vurt ve benzeri tarikat okulları
bakanlığa devredilmelidir. Karanhğın yıı-
vası Işık Evleri kapatılmalıdır" dedi.
dürlüğü "Fethullah Hoca'nın Talebeleri"
adh örgütle ilgili 28.09.1992 tarihli bir ya-
zı daha göndermesi üzerine yeniden ikin-
ci bir soruşturma açıldı. Emniyet Genel
Müdür Yardımcısı Ali Kalkan imzalı yazı
ekindeki fezlekede "Örgütün tûm yurt
sathında çeşitli görünümler albnda kîıru-
lu bulunan valaf ve evlerde ailekrinin izni
ile yetiştirilen zcki, çahşkan öğrencüerin
meslek okullanna yerleştirilme planında
polis kolejlerinin de pavını aldığı" belirtil-
di.
Fezlekede "Polis kolejlerine geldiklerin-
de hiyerarşik sıra içinde sınıf, dönem ve
okul imamlan ve kadrolannın denetimin-
de görüşleri doğrultusunda eğitilmektedir-
ler. Cumartesi ve pazar günleri öğrenciler,
sınıf imamlannın belirlediği adreslerde 5-
6 saatlik bir eğitim çahşmasuıa katılmak-
tadıriar" denildi.
Fezlekede adı geçen kişilerin 3713 Sa-
yılı Terörle Mücadele Yasası'nın 1. mad-
desinde yer alan "Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasf nda belirtilen cumhuriyetin ni-
teliklerini, siyasi, hukuki, sosyaL laik, eko-
nomik düzeni değiştirmek, Türk devleti-
nin ve eumhuriyetinin varhğını tehlikeye
düşürmek" suçunu ışledığı vurgulandı.
Fezlekede aynca bu kişi-
lerin "görevlerini yerine
getirirken siyasi düşünce.
febefi inanç, din ve mezhep
ayrımı yapmak, emniyet
mensuplan arasında bu
yolla avnm vapıcı davra-
nışlarda bulunnıak" suçu-
nu da işledikleri bildirildi.
Fezlekede, Polis Akade-
misi öğretim görevlileri
Prof. Dr. AH Şafak, Doç.
DT. tsmet Yılmaz Toprak.
Doç. Dr. Remzi Fındıklı.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ka-
raaslan. Yrd. Doç. Dr. Ah-
met Eyicil. okutmanlar
Rıfla Yümaz, E. tbrahün
Oktan,BüalCoşkun. Em-
niyet Amiri Adem Türer
ile aralannda Yunus Çetin-
kaya'nın da bulundugu
emniyet teşkilatının çeşit-
li kademelerinde yer alan
90 polis memuru ve Baş-
bakanlık görevlisi Cihan
Yamakoğlu. Atatürk Ana-
dolu Lisesi din dersi öğret-
meni KemalettinOzdenür
ile Fethullah Gülen isimle-
ri yer aldı. Yazıda öğrenci-
lerin bağlantılı olduklan
kişilerve gittikleri adresler
de tek tek belirtildi.
Bu yazıdaki suçla ilgili
karar ise 6 yıl sonra veril-
di. 20 Mart 1998 tarihinde
DGM tarafından verilen
takipsizlik karannda şöyle
denildi:
"Sanıklara isnat olunan
suçun Atatürk müliyetçili-
ğini zavıflatacak. Atatürk
Ükelerine ters düşecek gö-
rüşleri savunmak suretiyle
devletin siyasive hukuki te-
mel nizamlaruu dini esas
ve inançlara uydurmak ol-
duğu, laikliğe av kın olarak
devletin tctinıai v«v a iktisa-
di veyasi>asi, hukuki temel
nizamlannı kısmen de olsa
dini esas ve inançlara uy-
durmak amacıyla cemiyet
tesisi teşkili suçunun
TCK'nin 163. maddesinde
düzenlenmiş olduğu, bu
maddenin 3713 sayıh Ka-
nun'un 23 maddesiyle yü-
rürlükten kaldınlmış bu-
lundugu gerekçesi ile Baş-
savcılığımızın 14.10.1992
gün ve 1992/256 esas,
1992/137 karar sayıh takip-
sizlik karan verildiği, Em-
nij^t Genel Müdürlüğü İs-
tihbarat Daire Başkanhğı-
'nın sanıklarla ilgili Emni-
yet Genel Müdürlüğü Tef-
tiş Kurulu BaşkanlığTnca
soruşturma yapılmadan
önce Teftiş Kurulu Baş-
kanlığına hitaben vazdığı
10 Mart 1992 günlü ve
1992/79 sayıh yazılan üze-
rine, sanıklar hakkında şe-
riat düzeni getirmeyi
amaçlayan 'ülegal Fethul-
lah Hoca'nın Talebeleri'
adh örgüt kurmak ve bu
örgüteüyeobnak suçlarm-
dan yeniden inceleme ve
soruşturma açüdığı;
Bugüne kadar yapılan
araştrrmalardan 3713 sa-
ydı Kanun'un 1. madde-
sinde tarif edikiiği şekilde
şeriat düzenini getirmeyi
amaçlayan 'ülegal Fethul-
lah Hoca'nın Talebeleri'
adını taşryan bir örgütün
varhğnıa vesanıklann böy-
le bir örgüt kurduklan ve
bu örgüte üye olduklanna
dair ve sanıklar hakkında
kamu davasuun açıhnası-
nı haklı gösterecek delilbu-
lunmadığmdan ....kamu
adınatakipsizlik karan ve-
rilmesine..."
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
tahmin ediliyordu, öyle oldu. Dört liste yanştı. Ya-
nş sürecini ve sonrasındaki görünümü maddele-
yelim:
1 - CHP hâlâ içe dönük. Bunun geçici olmasını
dileyelim. Kurultaya katılan delegelerin, konukla-
rın başlıca konusu, "ötekinin olumsuzluğu" ve
"kend/sının vazgeçilmezliğiydi". Daha önce Bay-
kal'la birlikte hareket etmişolan kişilerin önemli bir
bölümü aynı yolda yürümeye devam ediyor, ara-
da söyleniyordu:
"Bu parti Baykal'ı çok arar!"
2- Birinci maddeye bağlı olarak, CHP'de hâlâ se-
çim yenilgisinin sağlıklı olarak tartışılmadığı dikka-
ti çekiyor. CHP'nin genel seçimlerde yüzde 8.5'le-
re kadar inmesinde Baykal ekibi kadar sorumlulu-
ğu olanlar da pişkindi!
3- 60 kişilik PM'ye 343 kişinin aday olması, par-
tideki canlılığın bir göstergesi. Bu yönüyle CHP
kururtayının ikinci yansı da "iktidara oynayan bir
partinin yönetimine seçilme" heyecanı taşıyan ki-
şilerle doluydu.
4- Öymen'in PM listesine bakan herkes, ilk şu
tepkiyı gösterdi:
"öymen bizs partiden silmek istiyort"
Baykalcılar da aynı yönde düşünüyordu, Gü-
neş-Günay-Karayalçın ekibi de. Bunun yarattığı
dalgalanma, anında yeni listelerin doğmasına ne-
den oldu. Öymen, daha sağlıklı bir liste yapabilir-
di. Ismet Inönü için anlatıyoriar:
"Parti yönetiminde bütün taraflan dinledikten
sonra öyle bir metin ortaya koyardı ki herkes 'Ta-
mamen bizim görüşlerimiz paralelinde yazmış'
derdi."
Öymen de buna benzer bir yaklaşımla, çok us-
taca bir liste hazırlayabilir, tarafları uzlaştırabilirdi.
Olmadı. Yapsaydı, kabul görür de başka liste çık-
mamasını sağlar mıydı, bu ayrı soru.
5- Sabaha karşı sonuçlanan seçimlerin ardından
oluşan PM için şu yorum yapılabilir
Parti içindeki bütün renklerin izdüşümü."
Delegeler ilk 15'e partinin bütün çizgilerini sığ-
dırmışlar
Fikri Sağlar. Inal Batu Murat Karayalçın, Ha-
san Fehmi Güneş, Nurettin Sözen, Süleyman
Çelebi, Sabri Ergül, Mehmet Moğultay. O. Ve-
li Yıldınm, Mustafa Gazalcı. Ertuğrul Günay, Oya
Araslı, Halil Çulhaoğlu, Önder Sav, Berhan
Şimşek.
Delege şunu söylemek istiyor:
Hepinız bu partiye lazımsınız. Birlikte çalışın. Bi-
rinizi ötekinin çok önüne geçirmiyoruz.
Gözl4r genel sekreteriikte...
6- 60 kişilik PM'den 20 kişilik MYK seçilecek. İki
aydır, "CHPyeni yönetimini seçsin, yürüsün" de-
niyordu. Bir süre de "CHP üst yönetimini oluştur-
sun, yürüsün" denecek. Şimdi gözler, genel sek-
retetiikte. Bu makam CHP için çok önemli.
PM'ye öymen'in listesinden 30 kişi girdi. Giren-
lerin bir bölümü öteki listelerde de olan kişilerdi.
öymen, genel sekreterlik için dayatmaya gider,
"Ben bunu istiyorvm, seçeceksiniz" derse, kaybe-
der. PM yapısı öyle görünüyor. Bunun, yakın geç-
mişte ömegi var. Erdal Inönü, "Ben, Onur Kum-
baracıbaşı'rf istiyorum" dedi. Seçtiremedi. öy-
men ortaya çıkan tablonun ayırdında. "Şimdiye
kadar ben uzlaştırmaya çalıştım, şimdi arkadaş
gnıplarının kendi arasında uzlaşması gerekiyor.
Genel sekreter, taraflardan bihnin önde gelen is-
mi olmamaiı" diyor.
7- 22 Mayıs'taki genel başkanlık yanşında başa
güreşen herkes PM'de. Bunun Türkçesi şu:
CHP'de olağan kurultay 2000 yıhnda. Şimdi her-
kes o güne hazırlanacak. Bugün için, Baykal'la ha-
reket ediyor denilen kişiler arasından da yeni ge-
nel başkan adayları çıkarsa şaşırmamak gerekir!
8- ilk maddede vurguladığımız içe dönüklüğün
değişmesi gerekiyor. Türkiye'nin genel sorunlan
için tavır koymanın zemini sadece Meclis değil.
TBMM'de yaşananlar, CHP'nin ne kadar gerekli bir
parti olduğunu gösterdi. Ancak CHP, Meclis dışın-
da kalsa da varhğını göstermeli. Gösteremezse,
halk şöyle de düşünebilir.
"Aaa, CHP'siz de oluyormuş!"
Devlet Bakanı Cemici
'Devleti ele geçirmek
isteyen tarikatlar var'
ALÎAYABOGLU
ZONGULDAK-Zongul-
dak Karaelmas '99 Karade-
nizUluslararası 2. Kültür ve
Sanat Festivali etkinlikleri
içerisinde yer alan "21.
Yüzyıhn Eşiğinde Ata-
türk'ün Uygariık Projesi"
konulu konferans, Fethul-
lah Gülen tartışmasına ne-
den oldu. ADD Onur Kuru-
lu üyesi, ODTÜ öğretim
üyesi Prof. Dr. Özer Ozan-
ka>-a'nın. Başbakan Bülent
Ecevit'in "tyi huyhı tarikat-
lar var" demesini içine sin-
diremediğini belirterek
eleştirmesi üzerine Devlet
Bakanı Hasan Gemici söz
alarak "Devleti ele geçirmek
isteyen tarikatiara karşı mü-
cadele edenlerin var olduğu
da bir gerçektir. Sayuı Ece-
vit de bunlann başında gel-
mektedir" dedi.
Zonguldak'ta AKM salo-
nunda yapılan konferansın
açüışında konuşan Bakan
Gemici. türbamn siyasal
simge olarak kullanıldığını
belirtti. •
Prof. Dr. Özer Ozankaya
ise yaptığı konuşmada, 21.
yiizyıla girerken Atatürk il-
ke ve devTİmlerinin geçerb-
liğini koruduğunu ve Tür-
kiye'yi ancak bu ülkelerin
çağdaş uygariık düzeyine
taşıyacağım vurguladı.
Ozankaya şunlan söyledi:
"Son 50 yıldu- AtatürkD-
ke ve devTİınlerinin, uygar-
lık projesinin etkisiz kılın-
maya çahşıldığını yaşadık.
Burada son 50vıldır iktidar
olan sivasüerin rolü büyük-
tür. Hatta o kadar ileri gitn-
ler ki Fethullah Gülen'in
elinden ödül aldılar. 'tyi
huylu tarikatlar var' dedüer.
Saym Ecevh'in 'iyi huylu
tarikatlar var' demesini içi-
me sindiremiyorum. Fethul-
lah Gülen, Amerikan yayıl-
macıhğına hizmet ediyor.
Türkh e için büyük bir teh-
likedirr
Bu eleştiri üzerine Devlet
Bakanı Hasan Gemici kon-
feransın sonunda söz alarak
Başbakan Ecevit'i savundu.
Gemici şunlan söyledi:
"Devleti ele geçirmek iste-
yentarikatiann olduğu doğ-
rudur. Anıa buna karşı mü-
cadele edenlerin var olduğu
da bir gerçektir. Sayuı Ece-
vit de bunlann başında gel-
mektedir."