18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kamu emekçilerinin hükümetin zam konusundaki tutumuna tepkileri sürüyor 'İnsaııca Yaşaııı MitiııgTBEKÎR ŞAHtV / SELAHATTtN ŞAHİN GAZİANTEP/NEVŞEHİR- Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyo- nu'na (KESK) bağlı sendikalarGazian- tep'te düzenledikleri tnitingde hüküme- tin tutumunu protesto ettiler, emekçile- rin yoksulluğa mahkûm edildiğini söy- lediler. Gaziantep'te Istasyon Meydanı'nda saat 11.00'de başlayan miting sırasında polis sıkı güvenlik önlemleri aldı. Ala- nın etrafina panzerler yerleştirildi. Mi- tinge katüanlar tek tek aranarak alana gir- melerine izin verildi. Yaklaşık bin kişinin katıldığı mitinge Gaziantep'in yanı sıra Malatya. Diyar- bakır, Şanlıurfa, Kilis, Adıyamari illeri ile bu illere bağlı bazı ilçelerdeki KESK'e bağlı sendikalar ıle DlSK, Tüm-Tis iş- çileri, Insan Haklan Derneği. EMEP, CHP, StP ve HADEP de destek verdi. "Kurda kuşa yem obnay-acağız". "Ba- tık bankalan değil memurtan düşün", "Babamdan harçlık istemeye utanıyo- rum", "Yüzdelik zam değil toplusözleş- me", "Belediyelerdeki kıyımlara son", "Baskılar btri yıkuramaz" pankartlan- nın yer aldığı miting sırasında memur- lar davul ve zurnalar eşlığınde halaylar çektiler, şarkılar, tüıkûler söylediler. Yak- laşık 40 derece sıcaklık altında gerçek- leştirilen miting, saat 14.00'e kadar izin sûresi bulunmasına rağmen sıcakhğın etkisiyle saat 13.00 sıralannda olaysız so- naerdi. Rıdvan Budak'ın yerine seçildi Karabay, DİSK Genel Başkanı İstanbul Haber Servisi - Rıdvan Budak'ın DSP'den İstanbul milletvekili seçılmesıyle boşalan DİSK Genel Başkanlığı'na Lastik-lş Sendikası Genel Başkanı Vahdettin Karabay getirildi. DİSK Genel Başkanlığı'nı 18Nisan seçimlerinden bugüne dek Atilla Öngel vekâleten yürütüyordu. DlSK Yönetim Kurulu önceki gün yaptığı toplantı,da en geç yıl sonuna degin yapılması gereken DlSK Olağan Genel Kurulu tarihine kadar Vahdettin Karabay"ı genel başkan seçti. DlSK Yönetim Kurulu söz konusu karannı bugün düzenleyeceği basın toplantısıyla kamuoyuna duyuracak. Karabay kimdir? Vahdettin Karabay, 1983 yılına dek Pırelli'de işçi olarak çalıştı. Karabay, üyesi olduğu DlSKe bağlı Lastik-lş Sendikasfnm 12 Eylül cuntası tarafından kapatılması üzerine bu alandaki sendikal boşluğu gıdermek amacıyla bazı arkadaslanyla birlikte 1983'teLaspetkim-lş Sendikası'nı kurdu ve bu sendikanm genel başkanlığına getirildi. Karabay başkanhğındaki Laspetkim-lş bazı engellemelere rağmen, 1984'temahkeme karanyla iş kolu barajını aşarak toplusözleşme imzalama yetkisi aldı. Kapatılan Lastik-lş Sendikası'nın 10 yıl aradan sonra aklanarak yeniden açılması üzerine Laspetkim-lş Sendikası 4 Nisan 1994 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul'da Lastik- lş 'le birleşme karan aldı ve Türkiye işçi sınıfı mücadelesinin en etkili sendikalanndan Lastik- lş'in adını yeniden aldı. Birleşme kurultayında genel başkanlığa getirilen Karabay, geçen aylarda yapılan Lastik-lş Sendikası'nın 23. Olağan Genel Kurulu'nda yeniden genel başkan seçilmişti. • • ••- ^ \iM '• ." . P . V , KESK Gaziantep Şubeler Platformu Dönem Sözcüzü Vehbi Resul Doğan. mi- ting sırasında yaptığı konuşmada, hü- kümetin ücret artışlan nedeniyle kaos ya- ratmakta olduğunun farkına varması ge- rektiğini söyledi. Büyük zorluklarla hayat mücadelesi ve- ren kamu emekçilerinin hükümetten sa- daka değil. insanca yaşayabilecek ücret istediklenni vurgulayan Doğan, "Hü- kümct daha önceki hükümetlerin, ka- mu emekçilerinin ûcreüerini beürlerken Çocuk emekçiden memııra destek KESK'in hükümetin yüzdelik zammını protesto ve grevü tophısözieşıneli sendikal hakkı için düzenlediği "tnsanca Yaşam" mitinginde taşman pankartiann önünde göriinen ayakkabı boyacısı çocuk, tüm basının yanı sıra kamu çahşanlanıun da dikkatini çekiyordu. Manünli olduğunu ve gfinde bir miryon lira kazandığmı söyİeyen 12 yaşındald ldam Ecevit, mitingin ne amaçla yapıkbğuıı bilmeden onlann sloganlanna eşlik ediyordu zaman zaman. llköğretim 5. suufa geçtiğhıi belirten kiiçiik emekçi Ecevit, bir yandan simirJe karnım doyururken diğer yandan da para kazanması gerektiğini diişünüyor olsa gerek, -Boyayım ağabey" diye bağırarak kamu çaüsanlannın "tşçi-memur ei ek genel greve" sloganı arasından sesini duyurmaya çahsrvordu. (Fotoğraf: SABIİ OZKESER) yaptığı tek taraflı dayatmalardan vaz- geçmeti" dedi. Hükümetin, emekçilerin ve halkın tep- kisini dikkate alacağını umdukJannı be- lirten Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Aksi hakk tophımsal gergûıKğin da- ha da artması kaçınılmazolup,bunun so- rumluluğunun şimdiki hükümete ait ola- cağını belirterek umu>oruz ki kamu emekçilerini içine sürükledikleri yoksul- luğun farkına varuiar. l muyoruz ve di- Hyoruz Id bugüne kadarifadeedflen onur kıncı zam oranlannı artik ağızlanna almazlar. Çünkü kamuoyuna vansryan ve yüz- de 10 Ue 20 arasuıda değişen maaş artışlan gerekçahşrna barışını gerekse bir bütûn olarak toplumsal banşı da- ha da bozucu nkeliktedir." Doğan, "Türkiye'de ya- şayan herkes, bütçeden adil bir şetdkte pay abnah. Kamu çauşanlanna yapüacak üc- ret zammı gündeme geldiği zaman' Kaynaklanmız kısıt- lı, veremeyiz' denfliyor. An- cakohnadiğıbelirtflenokay- naklar bir avuç mutiu azın- lık için bulunuyor ve kuüa- nılryor. Bu konuda anlayış bektiyoruz. Hakkunızı alîn- caya kadarTürkiye genetin- de eylemlerimizi sürdürece- ğH"dedi. 57. hükümetin memurlar için temmuz ayında öngör- düğü zammın enflasyon al- tında olmaması gerektiğini söyleyen Kamu-Sen Nev- şehir temsilcisi Veysel Kara- su da yaptığı yazılı açıkla- mada, "Devlet, memurunu düşünmek zorunda, devleti yöneten hükümetler de me- munı vokluğa ve perişanb- ğa mahkûm ermemelidir" dedi. Karasu, memurun ha- linden ancak memurların anlayabileceğini belirterek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "TBMM çatısı içerisinde bulunan sayın millervekille- ri, bizlerin aldığı sadece 1 ayuk maaşlannı bir defaya mahsus olarak almalılar ki memurun halinden anlaya- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan, prim ödeme gün sayısının 10 bin 800 olacağını söyledi Çahşma süresi 30 yd olacak Sosyal güvenlik reformu Emeklilik yaşı yıllardır tartışma konusu • Hükümet, IMF'nin dayatmasıyla yasalaştınlmaya çahşılan sosyal güvenlik reformunu sadece emeklilik yaşının yükseltilmesi olarak algılıyor. Âvrupa ülkelerinde ise emeklilik yaşı insan yaşam süresi göz önüne ahnarak belirleniyor. HAZALATEŞÇAK1R ~ Kilitlenmiş sosyal güvenlik sorunlanna çözüm aramak yerine, IMF'nin dayatmasıy- la yasalaştırmaya çahşılan ' 'sosyal güvenlik reformu" maskesiyle gündeme getirilen emeklilik yaşı konusunda yıllardır uzlaşma sağlanamıyor. Sosyal güvenlik sistemindeki dengesizlik katmerlenerek büyürken hükümet, reformu sadece "emekhlikyaşımn yüksertilmesi'' ola- rak ele alıyor. Avrupa ülkelerinde insanlann yaşam süresi göz önüne ahnarak belirlenen emeklilik yaşı, Türkiye de ise IMF ve Dün- ya Bankasrnın istekleri ya da siyasi çıkar- lar doğrultusunda 1950'lerden bu yana sü- rekli değişiyor. "thtiyarnk Sıgortası" adı al- tında 1950 yılında yapılan düzenlemelerle ka- dın ve erkekte emeklilik yaşı 60 olarak be- lirlenirken bugüne kadar yapılan düzenle- meler şöyle: Sosyal Güvenlik Yasası ile birlikte 1965 yılında emeklilik yaşı kadında 55 erkekte de 60oldu. 1969'dayaşkoşuluaranmaksızınka- dınlarda 20 erkeklerde de 25 yıl sigortah ça- lışma süresi benimsenerek kadınlarda 38 er- kekler için 43 yaşmda emeklilik getirildi. Turgut Ozal'ın başbakanhğı döneminde ya- sada yumuşak bir geçiş süreci benimsenerek 1986 yılında yine 1965uygulamasınageçil- di. 1 Ocak 1990 yılında başlayan bu uygu- lama ile sigortahlar için kadınlarda 55, er- keklerde de 60 yaş sının yaşama geçirildi. Bu düzenleme başta işçi sendikalan olmak üzere herkes tarafından benimsendi. Ancak, 1992 yılında SHP-DYP koalisyonu döne- minde hiçbir neden yokken seçim platform- lannda emeklilik yaşının kalkacağı vaatedil- di. 1992 yılında 1969 yıhndaki uygulamaya dönülerek 1986 yasası yürürlükten kalktı. İLHANTAŞÇI ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, halen 13 yıl 10 ay 20 gün olan emek- lilik için zorunlu olan fiili çalışma süresüıin 30 yıla çıkanlacağını bil- dirdi. Buna göre, halen 5 bin işgü- nü olan prim ödeme gün sayısı da 10 bin 800'e çıkacak. Okuyan, te- mel prensip olarak, Tüketici Fiyat Endeksi (TUFE) artış oranında her ay emeklı maaşlanna otomatik zam yapılacağını söyledi. Sosyal Gü- venlik Reformu Yasa Tas- lağı. geçen hafta Bakanlar Kurulu'nda oluşrurulan alt komisyonun bugün yapaca- ğı toplanhsında şekillene- cek. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Oku- yan, Sağlık Bakanı Osman Dtırmuş, Maliye Bakanı Sü- mer Oral. Orman Bakanı Nami Çağan, devlet bakan- lan Hikmet Uluğbay ve Şük- rü Sina GüreJ'den oluşan alt komisyon. tasan taslağına son şeklini vermek için bu- gün toplanacak. Alt komis- yonun yapacağı değerlen- dirmenin ardından, taslağa sosyal taraflann önerisiyle de ESK'de son şekli verilecek. 2 Temmuz'da Bakanlar Ku- rulu'na sunulacak olan Sos- yal Güvenlik Reformu"nun, temmuz ayı sonuna kadar da Meclis'ten geçirilmesi öngörülüyor. Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Okuyan, polis, as- ker, maden işçisi ve gazete- cılerle ilgıli yıpranma payı haklannın aynen korunaca- ğını kaydetti. Emeklilik yaşı- nın 10 yıllık geçiş dönemli olacağı- nı belirten Okuyan, "Ekonomik ve Sosyal Konsey\)eyapdacakoian olum- lu-olumsuz eleştirileri dikkate alma- ya çabşacağız. Ondan sonra Bakan- İar Kurulu'nda nihai şekli belirlene- cek" dedi. Emekli aylığınuı 6 ayda bir arttığını anımsatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan, ye- ni yasal düzenlemenın Meclis'te ka- bul edilmesi durumunda Devlet Ista- tistik Enstitüsü'nün verdiği rakama uygun olarak Tüketici Fiyat Endek- si'ndeki (TÜFE) artış oranında her ay maaşlara otomatik zam yapılacağını kaydetti. Okuyan, "Teknik detayı devam ediyor. Nasıl olacağı yönünün deta- yuu birirmiş değil arkadaşlanmız. Teknik mevzuatla ilgjli çahşmalan tamamfayoriar. Temd prensip.emek- li aylıkian TÜFE'ye endeksü ola- cak. Primyüksettilecek.Biz30yıl ça- nşmayı getiriyonız" diye konuşru. Mevcut prim ödeme gün sayısı 5 bin işgünü, yani 13 yılı aşkın fiili ça- lışmayı gerektiriyor. Türkiye'de ka- yıt dışı işçiliğin boyutlan düşünül- düğünde 5 bin günün doldurulabil- mesi zorlukla gerçekles.iyor. 30 yıl çalışmanın getirilmesi, prim gün sayısının 10 bın 800'e çıkanlması anlamına geliyor ki bunun doldurul- ması da Türkiye koşullannda ol- dukça zor görünüyor. Okuyan, kaçak işçilikle mücade- le için ciddi önlemlerin de bu yasa- nın içinde yer aldığını belirterek, kaçak işçi çahştıranlan üçlü kıska- ca alacaklannı bildirdi. Okuyan, prim affinın da söz konusu olmadı- ğını kaydetti. ş e ^ ş ünmrsiteter Emekçi- lerindir-BoğaziçiÜniv^rsiteaSaülamaz'' kamr>an>-a»ıımyiirütiQekonıh^dünBoğaziçiÜnh«rsteâöoünde özeJleştinregirisinıini protesto ettLAçıkl^^ rjirsüregözalünaak^Aı-alaruıdaBoğazJçjCnhersitesirneiunlarvünive^ platform üyekrinin de bulundnğu yaklaşık 30 kisilik grup, "OzeDeştirmeye hayır" ve "Esit, parasız eğttim" sloganlan atü. Komite adına konuşan AraşOrmaGöre%1ileri Derneği 2. Başkanı ZevnepGiiler. Boğaziçi l nher- sitesi'nin adım adım özelfcştirildiğini savnnarak Boğaziçi Ünhersitesi'nin özeUeştirümesi başanya ulaştığı tekdirdesıranın ÎTÜ re ODTÜ'ye geteceğini söyiedL (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) Köprülerde otomatik geçiş başlıyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul boğaz köprü- leri ve trafıği yoğun olan otoyol geçişlerinde 'oto- matik geçiş sistemi' uygulamaya giriyor. Bayındırlık ve tskân Bakanlığı Karayollan Ge- nel Müdürü Dinçer Yiğit yaptığı yazılı açıklama- da. boğaz köprüleri ve trafiği yoğun olan otoyol gişelerini kullanan sürücülere geçişte ödeme ko- laylığı sağlamak amacıyla otomatik geçiş sistemi- nin uygulanmasına başlanacağını bildirdi. Dinçer, 30 Haziran'da Fatıh Sultan Mehmet Köpriisü'nde bir şeritte başlanacak uygulamanın daha sonra yay- gınlaştınlacağını açıkladı. Dinçer'in açıklamasına göre otomatik geçiş sis- temi. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde 3 çıkış, Boğaziçi Köprüsü'nde 4 çıkış şeridine, Çamlıca ve Mahmutbey gişelerinde 3 çıkış, 2 giriş şeridine ve Samandıra, Kurtköy, Şekerpınar, Avcılar, Hadım- köy, Kınalı, Şehitlik, Seferihisar, Alaçatı, Çeşme gişelerinde ise 1 çıkış, 1 ginş şeridine kuruldu. Otomatik geçiş sistemindeki toplam şerit sayı- sı 14 giriş ve 23 çıkış olmak üzere 37 olarak sap- tandı. Ziraat Bankası'nın bankacılık hizmetlerini üstlendiği otomatik geçiş sisteminde, bankanın il- gili şubelerine başvuruda bulunularak abonelik iş- lemi yaptınlabilecek. Araç sahiplerinın, otomatik geçiş sisteminde kullanılması için elektronik etiket (araç içi birim) satın alarak aracına taktırması gerekiyor. Söz ko- nusu sisteme geçen aboneler, otomatik geçiş sis- teminden yüzde 10 indirimli yararlanacaklar. Oto- matik geçiş için aynlan şeritleri ihlal eden araçlar kamera ile görüntülenerek haklannda işlem yapı- lacak. AYDINLANMA EMRE KONGAR Dincillk, Milliyetçilik, Anti-Komünistlik ve DemokraUık Dünyada "soğuk savaş" biteli on yıl oldu. Türkiye'de "soğuk savaş" döneminin örgütlenme- leri ise bu dönemin tatlı kârlanndan vazgeçemedik- leri için, hâlâ varlıklannı sürdürüyor ve sıkışınca da soğuk savaş döneminin "anti-komünist" söylemi- ne sığınıyor • • * ; ;' Bilmem dikkat ettiniz mi: Son günlerde iki ayn yerde, ama aynı bağlamda "anti-komünizm"edebiyatı yeniden gündeme gel- di. Yani yaklaşık on yıldır ölü olan bir kavram diriltil- di. Halk deyimi ile "hortladı". Birinci olarak geçen hafta, Fazilet Partilı bir poH- tikacımız, "Kemalist maskeli komünistler Fazilet'e saldırmayı sürdürüyorlar" mealinde bazı yakınma- larda bulundu. Ikinci olarak, Fethuüah Gülen, televizyonlarda ya- yımlanan kasetlerine karşı Zaman gazetesinde yap- tığı savunmada, bütün yaşamı boyunca komüniz- me karşı mücadele ettığini vurguladı. Aman bir yanlış anlama olmasın: Hortlayan, yani öldükten sonra yeniden yaşama dönen kavram "komünizm" değil, "anti-komü- nizm "dir. Zaten soğuk savaş "Batı Kampı "nın zaferiyle so- na ereli, yani komünizm öleli yaklaşık on yıl oluyor. Komünizm, tarihin bağışlamaz mezarlığında gö- mülü iken, nasıl oluyor da, onun varlığı ile can bu- lan "antı-komünizm" yeniden gündeme gelebili- yor? Komünizm hortlamadan, "anti-komünizm" nasıl yeniden canlanıyor? Bu sorunun bir tane yanıtı var: Ne yazık ki Türkiye'deki dinci örgütlenmeler, "dış konjonktür" açısından dünyada olup bitenleri (şu an- da) en az on yıl geriden izliyor. • • • Aslında "cemaat" ve "parti" bağlamında herke- sin son günlerde yerli yersiz kullandığı "sosyolojik" açıdan durum son derece açık: "Soğuk savaş" döneminde Birleşik Amerika'nın da desteği ile gerek Sovyetlere karşı Türkiye, iran, Afganistan, Pakistan çizgisinde bir "yeşil kuşak oluşturulması", gerekse "dinci ideolojilerin" Sovye\- ler'in içinde "muhalif eylemler" için kullanılması sı- rasında "Islamın siyasallaşması", Türkiye'nin iç di- namikleri ile de çakışan bir biçimde, devlet tarafın- dan desteklenen ve üstelik para ve kuvvet getiren birgirişim niteliğine kavuşmuştu. SonundaSovyetlerçöktü, soğuk savaş bitti, ama bu savaştan Islam dini adına para ve kuvvet kaza- nanlar, örgütlerini ve eylemlerini tasfıye etmek iste- miyoriar. .. . _ . , „ . . . _ Yani hem siyasette hem de ekonomide büyük kâr getiren "din ticareti"n\ sürdürmek ıstiyorlar. Işte komünizm dirilmeden, anti-komünizmin hort- lamasının altında, dünyanın ve ülkenin "soğuk sa- vaş sonrası" koşullannda gittikçe tarih ve bilim dı- şı duruma düşen, taban ve destek yitiren "soğuk savaş örgütlerinin" "din ticaretini" sürdürmek iste- mesi yatmaktadır. ••• Dincilik ortaçağdaki tarım imparatorluklannın, milliyetçilik ise 19. yüzyıldaki endüstrileşmenin üret- tiği ulus-devleilerin siyasal ideolojilerdir. 21. yüzyılın siyasal ideolojisi ise "hukuk devleti- nin" eşit "vatandaşlık" ve "insanlık" kavramlanna dayalı olan "demo^cras/"dir. Hiç kuşkusuz, herkes "vatandaşlık" ve "insanlık" kavramlanna dayalı "demokrasiyi" kabul etmek ve buna inanmak zorunda değildir. Hiç kuşkusuz, dinsel ve mezhepsel ınançlan ön plana çıkaran, milletya da ırk kökenlerini daha çok önemseyen, bunlara göre yaşayan ve siyaset yap- mak isteyenler olacaktır. Bu "inanç" onlann en doğal hakkıdır. Ama bu "inançlanm" "kamu alanına" taşımalan, yani dinciliği (şeriatı) ya da milliyetçiliği (şovinizmi) herkese empoze etmek istemeleri, onlann ne hak- kıdır ne de demokrasi buna izin verir. Sadece belli bir dine ya da mezhebe veya bir ır- ka ya da millete mensup olduklan için "bazı insan- lann öteki insanlardan daha makbulya da üstün ol- duğunu" kabul eden ideolojilerin kamu alanına ta- şınmalannın, (bazı kişilerce) "demokrasi adına" des- teklenmesi ise (eğer kötü niyete dayalı değilse) en hafrf deyimiyle "bilgisizliktir." Telif cezaları arüyor (ANKA) - Fikri hak ihlallerinde ha- pis ve para cezalan arttın- lıyor. Kültür Bakanlığı. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın bazı maddelerinde değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Ya- sada yapılması öngörülen değişiklikler ile "fikri hak- ların yeterince korunma- dığı, fikri hak ihlallerinde verüen cezalann yeterli ve ca\dıncı olmadığı ve ihlal- lerin de\am ettiği konusun- da uhtsalve uluslararaa dü- zeydeciddieteştirflere neden olan eksikliklerin gideril- mesi" amaçlanıyor. Kültür Bakanlığı yetki- lileri, 1995 yılında yapılan düzenlemelere karşın fik- ri hak ihlallerinde verilen cezalann yeterli ve caydı- ncı olmaması nedeniyle fikri haklann yeterince İco- runamaHığına ilişkın gerek sektörel, gerekse uluslara- rası düzeyde ciddi eleştiri- ler yapıldığını belirtiyor. Aynca, yasanın bazı mad- delerinin 1995 yılında ger- çekleştirilen düzenlemele- rin ardından imzalanan uluslararası sözleşmelerle uyumsuz olduğunun belir- lendiği kaydedilıyor. Yasada yapılacak deği- şikliklerin başmdafikrihak ihlallerinde para ve hapis cezalannm arttınlması ge- liyor. 7Haziran 1995 tari- hinde kabul edilen "4110 sa- yılı Fildr ve Sanat Eserleri Kanunu'nun Bazı Madde- lerinin Değistirilınesine lüş- kin Kanun". hak ihlalle- rinde kışiler hakkında 3 ay- dan 1 yıla kadar hapis ve 300 miryon liradan 600 mil- yon liraya kadar ağır para cezası öngörüyor. Öznur Kılıç ile Onursal Tan 27/6/1999 günü evlenerek ortak bir yaşama ilk adımı attılar. Çifte ömür boyu mutluluklar dilerim. AYNUR ZELYURT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle