18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kaysepi'de haymattos oergMiğj • KAYSERİ (Cumhuriyet) - Kayseri'nin Kocasinan ilçesine bağlı Erkilet beldesinde bir esnafin öldürülmesi nedeniyle başlayan gerginlik sürûyor. Erkilet Belediye Başkanı Hüseyin Orhan, beldelerinde "haymatloslar'" olarak bilinen, eskiden göçebe olarak yaşayan, ancak son dönemde yerleşik yaşama geçen ailelere ait 60-70 evin çoğunluğunda silah bulunduğunu belirterek, "Gereken önlemler alınacak. Halkı sakin olmaya davet ediyoruz" dedi. Orhan, 13 bin nüfuslu Erkilet'te haymatloslann sayısının abartıldığıru, sayılannın 200-250 ile sınırlı olduğunu da belirterek, "Bu halkı mülkiyetlerinden zorla çıkaramazsınız. Sorunun çözümü için en iyi yol eğitimdir. Bunun için belediyemiz kültür merkezleri yapımına öncelik verip, gençleri eğitecek" diye konuştu. fflzbullah dosyatarı blrleşti • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da 1995-1998 tarihleri arasında yasadışı Hizbullah terör örgütü adına faaliyet gösterdikleri ve 7 kişiyi öldürdûkleri gerekçesıyle Diyarbakır devlet güvenlik mahkemelerinde haklannda dava açılan 102 sanığın toplam 1558 yıl hapsi istendi. Diyarbakır 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde son 3 ay içinde Hizbullah'ın Diyarbakır Ilim Grubu'yla ilgili açılan 12 dosya birleştirildi. Birleştirilen dosyalarla Diyarbakır Ilim Grubu davasmdan yargılanan sanık sayısı 102'ye yûkseldi. 102 sanık hakkında istenen toplam ceza ise 1558 yıl oldu. Sanıklardan 20'sinin tutuklu, 82'sinin ise tutuksuz yargılanacağı öğrenildi. İstanbul cinayet kentioldu • tSTANBUL (ANKA) - tstanbul, cinayet suçunda Berlin, Madrid, Roma'yı geride bırakarak Avrupa birincisi konumunda bulunuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı tarafından yapılan araştırmalara göre Istanbul "Türkiye'nin suç deposu" olma özelliğini koruyor. Tüm Türkiye'de işlenen asayiş suçlannın önemli bir bölümü lstanbul'da gerçekleşiyor. tstanbul, Türkiye'deki bu suç grafığini Avrupa'ya da taşıyor. Interpol Daire Başkanlığı verilerine göre Avrupa'da cinayet suçunda Istanbul ilk sırayı alıyor. Oto hırsızlığında da Istanbul; Roma, Madrid ve Berlin'in ardından dÖTdüncü sırayı alıyor. Toplam suçlarda ise Berlin ilk sırada bulunuyor. Emniyet verilerine göre asayiş suçlannın azalma nedenlerinin arasında "GAP"ın sosyo-ekonomik yararlan ilk sırada geliyor. GAP ile artan tanmcılığın göçü yavaşlatması, asayiş suçlannı azaltan önemli bir etken olarak belirtiliyor. KOPUCU davası karara kaldı • DhARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbaku'da işadamı M. Şerif Avşar'ı kaçınp öldürdükleri iddiasıyla Diyarbakır 3. Ağır Mahkemesi'nde yargılanan bir PKK itirafçısı ile dört geçici köy korucusu hakkında 15 ile 24 yıl arasında değişen hapis cezalan istendi. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, davanın tek tutuklu sanığı korucubaşı Ömer Güngör hazır bulundu. Tutuksuz olarak yargılanan PKK itirafçısı Mesut Mehmetoğlu ile korucular Zeyyat Akçil, Yaşar Günbatı ve Aziz Erbay duruşmaya katılmadılar. Duruşma ertelendi. Türban eylemini şeriatçı kalkışmaya dönüştüren 75 sanık bugün yargı önüne çıkıyor Malatya'da 51 idam istemi• DGM, 30 Nisan ve 7 Mayıs tarihlerinde Malatya'da çıkan olaylan, "Demokratik laik cumhuriyete karşı mevcut anayasal düzeni zörla değiştirmeye kalkışmak ve bu suça iştirak" olarak değerlendirdi. SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA- Inönü Üniversite- si Senatosu'nun türban genelge- sine karşı gerçekleştirilen eylem- lere katılan ve haklannda Malat- ya Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde dava açılan 43 'ü tutuklu 75 sanık bugün yargı önüne çıkıyor. Savcilık iddianamesinde, tutuklu 43 sanıktan 4O'ı, tutuksuz sanık- lardan da 1 l'i hakkında ölüm ce- zası istendi. Malatya DGM Savcılığı'nca hazırlanan ıddianamede. "basjan- gıçta üniversite senatosunun akn- ğı karan protesto şeklinde başla- yan izinsiz gösterilerin, sonradan dim de kuöanarakvedindarinsan- lan yanlanna çekerek amaandan sapbnldığı" görüşüne yer verildi. Iddianamede bu durumdan cesa- ret alan başta Ramazan Kesldn ve taraftarlan ile bazı vakıf ve dernek- lerin, organize şekilde 30 Nisan 1999 Cuma günü namazdan son- ra Akpınar Meydanı'na yakın ca- mi ve mescülerde namaz kılan va- tandaşlan da tahrik ettikleri, Ak- pınar Meydam'na doğru toplu- luklar halinde yürüdükleri belir- tildi. Iddianamede. göstericilerin din- dar ınsanlan kullanabilmek ve yanlannda yer almasını sağlamak ve büyük kalabalık oluşturmak için özellikle cuma günlerini seç- tiklen ifade edilerek, gerek 30 Ni- san ve gerekse 7 Mayıs tarihle- rindekı şeriatçı eylemlerden son- ra da olaylan organize etmek için illegal çalışmalar yapıldığı vur- gulandı. Iddianamede şöyle de- niidi: "Bu çahşmalarda Malatya tslamiDayanışmaYakn'nında ol- duğu, 10 Mav ıs akşamı potis tara- findan 'Başörtüsü mıtingıne katıl" yazılı afişi asarken yakalanan 2 Id- şininyapdan sorguİamalannda bu afîşieri Islami Dayanışma Yakfj binasmda flrarda oian Ramazan Kayan'dan aldıklan. bu kişinin va- kıf bünyesinde Türkiye İslami Ha- reketi oluşumunu gerçekleştirme- ye çalıştığL Türkiye İslami Hare- ketinin Malatya'daki dini lideri- nin Ramazan kay an \e siy asi lide- rinin ise yine firarda olan Zeken- ya Şengöz olduğu... Malatya'da meydana geien ojaylann arkasın- da Ramazan Kesldn,onunla görü- şetı Hüda Kaya ve kemrikrine bag- lıcetnaatgrubuyla İslami Dayanış- ma Vakfi ile illegal alanda bünye- sinde oluşturduğu ve Türkiye İs- lami Hareketi ve bazı cemaat ve gruplann olduğu toplanan ddiller- den anlaşümıştır. Olayiann tümü göz önüne alındığında. yükseköğ- retim kurumlannda başörtüsfi ve türban takan ögrencilerin Atatürk devrimleri ile laik cumhuriyet U- kelerine aykın davrandıklan ve dine davalı devlet düzeniııi benim- sedikleri kabul edibniş oMuğuna göre Malatya'da meydana gelen eyiemler anayasanın 1.2 ve4. mad- dderinde beürtilen demokratik la- ikcumhuriyete karşı mevcut ana- yasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak ve bu suça iştirak suçu- nu ohışturacağu." Bugün Malatya 1 Noiu DGM'- de başlayacak duruşmada, 5l'i hakkında idam istenen 75 sanık- la ilgili iddianamede, bir numara- lı sanık Hüda Kaya'nın (39) radi- kal İslami hareket içinde olduğu, Malatya'da meydana gelen türban olaylannda en önde yer aldığına dıkkat çekildi. Davada Hüda Ka- ya'nın dışında IHL öğrencisı olan kızlan Zehra Nurulnak Saatçioğ- iu, Gülan İntisar, Nurcihan Saat- çioğlu da yargılanıyor. Konrad Adenauer Vakfı Almanya'daki Türk gençliği tartışıldı tstanbul Haber Servisi - Almanya'daki Türk gençliginin önemli sorunlan olmak- la birlikte, bakış açısının da büyük olduğu ve büyük bölümünün yaşamını Almanya'da kurmak istediği belirtıldi. Konrad Adenauer Vakfı ve Türkiye Araş- hrmalar Merkezi'nce Alman Kültürevi'nde düzenlenen toplantıda Almanya ve Türki- ye'deki Türk gençliği tartışıldı. Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen Almanya'daki Türklerin çok genç bir kitle olduklannı belirterek yükse- köğrenim gören Türk gençleri arasında, es- kiden fen bilimleri agırlıktayken son dönem- lerde sosyal bilimlere yönelik ilginin de arttığını, bu yönelişin de Türk gençlerinin Almanya'da kalıcı olmayı tasarladıklannın bir göstergesi olduğunu söyledi. Toplam 571 bin Türk gencinin Almanya'da öğre- nim gördüğünü anımsatan Şen, "Ne yazık Id son yülarda aşın sağdan gelen saldınlar, Türk gençlerinin içine kapanmasma neden oldu. Uyum konusunda bir yanda büyük ba- şanlar elde edilirken öte yanda önemli pü- rüzler çıkö" diye konuştu. îşsizîik oranmın Almanlarda yüzde 11, Türklerde ise yüzde 25 olduğuna dikkat çeken Şen, işsizligin yoğun olduğu bölge- lerde aşın sağdan kaynaklanan çatışmala- nn arttığını vurguladı. Şen, "Almanya'da Türldye'ye dötunek isteyenlerin sayısı gkle- rek azabyor. Almanya Türk tophımu için ge- çk-i değfl, kabcı bir yw oldu" dedi. Depoütizasyon sttreci Kısa bir süre önce Konrad Adenauer Vak- fi için Türk gençliği üzerine bir araştırma yapan ekip içinde yer alan Marmara Üni- versıtesi Oğretim Uyesi Dr. Ferhat Kentel de ülkemizde çok ciddi bir "genç oJamama" sorunu yaşandığma işaret etti. 9O'lı yılla- nn gençliginin çok ilginç ve karmaşık bir yapıda olduğunu öne süren Kentel, genç- îiğın apolitizasyon sürecinden öte artıkde- politizasyon süreci yaşadığını, giderek içi- ne kapandığını ve muhafazakârlaştığını söyledi. Gençliğin homojen olmadıgının altını çizen Kentel "Kentii, köylü, çahşan, üniversiteti, \arsd, yoksui egm'mli, işsizgenç- leriayn değerlendirmek laam. GençMğin hem kuşak olma özelliğini göz önünde bulun- durmak hem de suııfsal tahlil yapmak la- zan" diye konuştu. Kendini birey olarak ifa- de edemeyen geniş bir gençlik kesiminin bulunduğunu, sosyalleşme süreçlerinin ge- nelde çoğul olarak gerçekleşmediğini vur- gulayan Kentel, gençliğin kendi içine ka- panan, korkan, güvensizlik nedeniyle ken- dini inşa eden bir kimlik ürettiğini kaydet- ti. Bu bağlamda son seçimlerde MHP'nin gençlerden aldığı desteğin önemli olduğu- na değinen Kentel, oransal olarak çok sı- nırlı olmakla birlikte çoğulcu kimliğini oluşturmaya çalışan bir gençlik kitlesinin de bulunduğunu ifade etti. Demirel temelattı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ffl( oiarak İstanbul d d a Toptancılan Imalat Sanayü ve Depocnlan Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi'nce Baynunpaşa'da inşa edflen Böyflk Gıda Merkezj'nin tamamlanaj] blokiannı bizmete açü. Çağlayan'da, "AH Balkaner Anadotu Lisesi'"nin temel atma törcninc katılan Demirel, daha sonra ü özel klaresi tarafından Okmeydanı'nda yaptınlacak olan di$ ve ağjz hastahJdan hastanesinin temd atma törenine de kaokh. (Fotoğraf: HATlCE TUNCER) Cumhurbaşkanı Demirel 'Üç Denizin Hikâyesi' konferansına katıldı 'Türldye enerjipazannda anahtar' EkonomiServisJ-Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel, Türki>'e'nin Hazar ve Kafkas petrotlerinin Bakû-Ceyhan bo- nı hattından geçirilmesi yönündeki ka- rarlılığını dile getirirken taşımanın Bo- ğazlar üzerinden yapılmasına göz yumul- mayacağını söyledi. Tür- kiye'nin 2015 yılında 53 milyar metreküp doğalga- za ihtiyacı olacagmı kay- deden Demirel, enerji kay- naklannın çeşitlendirilme- sinin zorunlu olduğunu anlatırken uluslararası tah- kime de destek verdi. Dış Ekonomik Ilişkiler Kurulu (DEtK) Karade- niz Ekonomik İşbirliği Iş Konseyi ve Cambridge Energy Research Associ- ates"in düzenledıği "Cç Denizin Hikâyesi, Hazar Karadeniz ve Akdeniz'in GeteceğT başlıklı konfe- rans dün başladı. Konferansa katılan Cumhurbaşkanı Demirel, Tûrkiye'nin yeni bölgeseî ve küresel rolünün, Avras- ya'da oluşan yeni enerji denklemlerindeki belirle- yici konumuyla daha da belirginleştiğini söyledi. Tûrkiye'nin yeni küresel oyunda çifte avantaja sa- hip bulunduğunu ifade eden Demirel, "Türkiye biryandan böigesinin en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomisi olarak >t 30 jil- da gerçekkştküecek 128 mflyar dolarhk enerji yaünm paketlyle çok büyük bir enerji pazandır. Öte yan- dan, Türkiye Hazar havzası petröl ve doğalgaz kay naklannm düm a pa/arla- nna ulaşbrdrnasında anahtar ülke konu- mundadır" diye konuştu. Demirel, bu Demirel İstanbul Belediyesi'ni ziyaret etti 4 Tüp geçit yaşama geçirilmeli' "dünyanın lafinı işittiğini'" kay- deden DemireL ilk köprünün ya- pımından 10 yıl geçmeden ikın- ci köprü mecburiyetinin doğdugu- nu vurguladı. Demirel. "tstanbuL kongrelerkentioJınakhr.Biziınt»- mnlmaya ihtiy^cımız var" dedi. Demirel, Melen su projesi için Japonlardan kredi sağlanmasına karşın, projenin hâlâ başlatılma- dıf ından yakındı. Demirerden yardım talebinde bulunan Gürtu- na özetle şu ıstemlerde bulundu: Yüzde 5'lik vergi payının yüzde lO'açıkanlması. belediyeran sağ- ladığı dış kredilere Hazine garan- tisinin saglanması. trafik de- netiminin belediyeye verilmesi, Harem-Gebze hafif raylı sistemi için Karayollan Genel Müdürlü- ğü'nün onay vermesi. Brifinge, hiçbir FP'li yetkili katılmadı. Show TV ekibinin şo- forii Ernığrul Kanda, park tartış- ması sonucu çevik ku\Tet polis- lennce dö\ üldü. îstanbul Emni- yet Müdürü Hasan Özdemir, po- İislenn teşhis edilmesi halinde açığa alınacaklan sözünü verdi. İstanbul Haber Servisi - Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel, Is- tanbul'un tarihi degerlennin, ye- şilinin ve boğazının korunarak kentin yaşanıhr bir hale getiril- mesi gerektiğini söyledi. Demirel. 3. boğaz geçişinde geç kalındığı- nı belirterek tüp geçiş projesinin yaşama geçirilmesini istedi. Demirel, İstanbul Valisi Erol Çatar ile birlikte İstanbul Büyük- şehır Beledıyesi 'ni ziyaret etti. Is- tanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı AnMüfkGürtunataranndan belediye bandosu eşliğinde tören- le karşılanan Demirel'e, kentin sorunlarına ilişkin bir brifing ve- rildi. Gürtuna, brifmgin ardından Demirel'e kentin altınanahtan üe şükran plaketi ve ihtıram beratını sundu. Demirel'in 1949'da bir sü- re lSKl'de çalıştığmı ifade eden Gürtuna, Demirel"e o döneme ait ÎSKİ personel kütük defterinin fo- tokopisi ile ipek işjeme Demirel portresi de armağan etti. Konuşmasında İstanbul Boğa- zı'na ilk köprünün kendisi tarafin- dan yapıldığmı ve bunun için konuda kilit projelerin. Bakû-Ceyhan petrol boru hattı ve Hazar geçişli doğal- gaz battı olduğunu vurguladı. Cumhur- başkanı Demirel. Tûrkiye'nin İstanbul ve Çanakkale boğazlannın birer tabii boru hattma dönüştürülmesine göz yum- mayacagını ve yuma- mayacağını bir kez daha vurgulamakta yarar gördüğünü bil- dirdi. Konferansta konu- şan Mısır Arap Cum- huriyeti Doğal Kay- naklar ve Petrol Baka- nı Hamdi El Bandi, Hazar-Akdeniz ve Ka- radeniz bölgelerinde- ki ülkeler arasında iş- birliği ve ekonomik açıdanbüyük potansi- yelolduğunu kaydeto. Romanya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı MüsteşanNicateeSta- kutescn da ülkesin- deki enerji konusun- daki gelişmeler hak- kında bilgi verirken de özelleştirmeye hız vermeyi. özel şirket- lerin aktif olmasını sağlamayı, yeni do- ğalgaz kaynaklannın bulunmasını, yeraltı depolama ve ulaşım sistemlerini modemi- ze etmeyi ve kaynak- lan çeşitlendirmeyi amaçladıklannı söy- ledi. UffiIRMIK /AYDIN ENGİN [email protected] tr. Istanbul dışındaydım ve olduğum yerde televizyon yoktu. Köye inip tele- vizyon seyretme olanağı vardı. Ama doğanın baştan çıkarıcı çağrısına sır- tımı dönüp, ekran başında dikilecek kadar da avanak değilim. Sonuç: Son günlerin en heyecanlı "kaset muhabbeti"n\ kaçırdım. Ama "muhabbefin gazete sayfalarındaki yankılanndan kurtulmak mümkün olma- dı. Okudum. Bizim Hikmet Çetinka- ya'nın yıllardır -bizi bile- bıktıran yazıp çizdiklerinden farklı ne yeni bir satır, ne yeni bir bilgi buldum. Anladığım, Fethullah Gülen adlı zat, kapalı bir sohbette, siyasal Islamın, kendisinin başını çektiği kolunun dev- let aygıtını ele geçirmesi için geliştirdi- ği stratejiyi anlatıyor. Başka siyasal Is- lamcı hareketlerin epey kaba, pek be- ceriksiz, hayli dangıl dungul etkinlikle- rine göre biraz daha inceltilmiş, biraz daha uzun erimli, biraz daha kurnaz birstrateji bu... ••• Nurcular kendilerini bir tarikat ola- rak tanımlamıyorlar. "Nur talebeleri" demeyi yegliyoriar. Said-i Nursi adlı, -bence- kafası ve ister istemez yaz- dıklan karman çorman bir adamcağı- zın Kuran yorumunu benimsiyorlar. Bir Müslüman Demokrat Düşü! önemsiyorlar. Ama burada da aynlık- lar var. Fethullah Hocacemaati denen topluluk, öteki "Nur talebeleri"nden, yani Aczimendilerden ya da Yeni As- ya gazetesi çevresinde halkalanmış öteki kollardan aynlıyor. Fethullah Hocacemaati bu "yanş"ta öteki "Nurcemaatleri'ne epey tur bin- dirdi. Ulaştıklan ekonomik güç, sağla- dıklan kitle destegı, ötekilerin düşle- rinde bile göremeyecekleri kadar bü- yük. Gazeteleri, televizyon kanalları, yayımlan, şaşırtıcı bircoğrafyayayayıl- mış okullan, finans kurumlan ile çok büyük bir örgütlenme. Basit bir dinsel cemaatin çok ötesi- ne taşan, hedefe iktidan koyan bir si- yasal Islamcı örgütlenme olduğunu kavramamak için fazla saf olmak ge- rekiyor. Gazete sütunlarına, TV ekranlarına yansmasa da yazıisleri masalannda, ha- ber merkezlerinde, "28 Şubat süre- c/"nin başını çeken güçlerie siyasal Is- lamın en güçlü örgütlenmelerinden bi- rinin kapışmasından söz edilmekte. Galiba doğru da. Ama tartışmanın ekseni bu olabilir mi? Şöyle bir soruya ne dersiniz: Bu ka- setler ortaya çıkmasaydı ne olacaktı? Hatta daha ileri gidelim: Fethullah Gülen böyle bir konuşma yapmamış olaydı ne değişecekti? Hatta daha daha ileri gidetim: Fethul- lah Gülen böyle düşünceler besleme- miş olaydı ne değişecekti? Galiba sorun, siyasal Islamla devlet erkini elinde tutan güçler arasında, Cumhuriyetin kuruluş yıllanndan bu- güne süregelen çatışmada yatıyor. Siyasal Islamın bitinin kanlanması, parlamentoda güçlü bir temsil olana- ğı bulması, bir dönem hükümetin bir ka- nadını yakalamayı başarması, medya- da, eğitimde kilit konumlar elde etme- si... Yani çatışmanın siyasal Islam ka- nadının lyice güçlenip kolay kolay ait edilemezleşmesi farklı arayışlara yol açtı. Çatışma yerine uzlaşma arayan- lar, yapay bir "iç banş"\n bileşenlerini üretmeye çalışanlar, klasik köktendin- ci harekette arayıp da bulamadıkları "Müslüman demokrat" yönelimi Fethul- lah Hoca cemaatinde aradılar. Bulduklarını sananlar oldu. Bulabile- ceklerini umanlar oldu. Batı'nın "Hıristiyan demokrat" siya- sal hareketlerinin Türkiye'deki karşılı- ğının Fethullah Gülen'in başını çektiği siyasal Islamcı hareket olduğu üstün- de düşler kuruldu ve bunlar yazıldı, çi- zildi, savunuldu. . Tarih kitaplarında kimin kime karşı, neden savaştığını hiç anlatmadan bi- ze okutulan ünlü "30 Yıl Savaşlan", "100 Yıl Savaşlan", burjuvazi önderii- ğindeki kitlelerin, kilisenin siyasal ikti- dannı kırmak, yıkmak çabasıydı. Kul- luktan yurttaşliğa sıçramış Avrupa in- sanı kiliseyle hesaplaştı, erkini kırdı ve siyasal erkte yurttaşlann egemenliğini kurdu. Islam dünyasında camiyle böyle bir hesaplaşmahiçyaşanmadı. "Caminin erki" tartışılamadı bile. Dahası "Islam dini"nin özgün niteli- ği; salt inanç dünyasını değil, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal dünyayı ve yaşam biçimini de düzenleyen ka- rakteri çoğu kez göz ardı edildi. Islamın demokrasiyle "uzlaşmazçe- lişkisi", bir arada var olamazlığı hesa- ba katılmadı. Eh bu temel eksen tartışılmadıkça, bu göze alınmadıkça bugünkü gibi "ka- set skandallan " ile oyalanmaktan baş- ka seçenek kalmıyor. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Gülen Kasetleri... Dünkü "Milliyet" gazetesinde, Fethullah Gülen ka- setlerinin birdenbire gündeme gelmesinin nedeni "Sivillerin MGK'nin uyanlanna aldırmayışı" ile açık- lanıyor.Aynı haberde, elde daha 40 kasetin bulun- duğu, bunlann da birbiri arkasına TV ekranlanndan yayımlanacağı yazılıyor ve yayımlanan kasetlerin An- kara DGM Savcılığı'na verileceği söyleniyor. Yıne dün Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel de Gülen'in, Ceza Yasası'nın 313. maddesine aykı- rı düşen konuşmalannı içeren daha başka kasetle- rin bulunup bulunmadığının araştınldığını bildiriyor. Gülen'in cuma akşamı atv ekranlarına yansıyan ko- nuşmasını hiçbir biçimde tevil etmek mümkün de- ğildir. O konuşmayı içeren kaset, Amerika'da teda- vi olduğu bildirilen Fethullah Gülen'in ileri sürdüğü gibi bir montaj bile olsa, Atatürk'e ve onun kurdu- ğu Cumhuriyete bühtan ile doludur. O bühtanlı yıl- lardan bunalmış bir adamın, ülkesine yeni bir rejimi getinmek amacı ile örgütlenme çabalannın attyapı- sını anlatmaktadır. Anlatılan altyapının da demokratik yöntemlerie halkı yanına çekmek değil, örgütlenmek, sadece ör- gütlenmek, özellikle "mülki ve adli makamlarda ör- gütlenmek" olduğu, sürekli biçimde işlenmektedir. Yani bir "ışıkçı" örgütlenme faalryetini sürdürürken var olan düzenin engeli ile karşılaşırsa kendisine yol açacak "yandaş" valilerin, kaymakamlann, her ka- demedeki savcı ve yargıçlann olması öngörülmek- tedir. öngörülen bu sistemi oluşturacak basamaklar, cemaate bağlı okullardır, o okullarda öğrenim gören çocuklann bannacağı yurtlardır; mahallelerdeeğitim vepropagandayı sürdüren gösterişsiz "ışık evten'dir. Kaynağı yaratan, sanayi ve medya hotdingleridir. Kuşkusuz bir anayasa kurumu olan Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konudaki faaliyetlerin zaman zaman gündeme getirildiği, ama kurulun politikacı kanadı- nın tüıiü çeşitli aymazhklar sonunda, olayın üzerine eğilmek yerine cemaat önderi için iyimser yorumlar yaptığı söylenilebilir. Nitekim söylenmektedir de. Ama o söylenilenter, bu sayılan bir de, kırk da olsa işlenilen eylemin nite- liğini değiştirmeyecek olan, anayasamıza ve yasa- lanmıza aykın eylemler için elinde belge olan her resmi makamın savcılara anında suç duyurusu yap- masının niçin savsaklandığını açıklamaya gerekçe da- maz. Hele genel seçimlerin üzerinden üç ay bile geç- meden, bugünkü siyasi iktidan oluşturan kimseler için sürekli bir yıpratma kampanyasını çağnştıran çaba- lan doğal gösteremez. Doğrudur. Fethullah Gülen cemaati, kendi önde- rinin stratejisini harfi harfine uygulayarak yıllardan beri sessiz ve derinden büyümeyi amaçlamış, bu yüzden hemen bütün siyasi partilerimizin çevresin- de göreceli bir hoşgörü perdesi oluşturmuştur. Doğrudur. Sözü edilen cemaat yıllardan beri okul- lannda yetiştirdiği öğrencılerle birkaç kuşak insanı- mız içinde yandaş toplamakla kalmamış; kayma- kamlar, valiler, emniyet güçleri ve adalet mensupla- n arasında da sempati üsleri kurmuştur. Cumhuriyet dışında hemen bütün basın yayın or- ganlannda "Fethullah Efendi" için yapılan övgü ya- yınlannın içeriklerinin henüz belleklerde tazeliğini sakladığı bir zaman sürecinde, bu doğrulann hiçbi- risi bu oluşumlar için elde var olan bire bir kanrtlar- la neden şimdiye kadar cumhuriyet savcılannın ka- pılannın çalınmamış olduğu konusunda kamuoyu- nu aydınlatamıyor. Bu nedenlerie atv yönetimini, yıllardan beri içeriği saklanan kasetleri seslendirip görüntülendirdiği için kutlamak gerekiyor. Ama acaba aynı kutlamayı, ün- lü kasetin geçen hafta cuma günü adı geçen med- ya kuruluşunun haber emisyonuna geleceğini cema- atin haftalık haber dergisi "Aksiyon'a duyurma za- manlamasını başararak, Fethullah Gülen'in savun- masının yayımlanmasını sağlayan kişi ya da kişiler- den esirgeyebilecek mıyiz? Bu trafiği bu kadar başan ile yönetenler acaba kimlerdir? Doğrusu bunca yıllık gazetecilik birikimime, çev- remde hayli övgü alan eski polrükacılık dönemi de- neyimlerime karşın bu zamanlama karmaşasına tam ve sağlıklı bir teşhis koymaktan yoksunum. Bir başka merak ettiğim de Fethullah Gülen'in ne zaman ülkesine dönüp Ankara DGM Savcısfna "Se- nim hakkımda açtığınızı duyduğum soruşturma için geldim" diyeceğidir? ••• Yann Öcalan davasının, savunma aşaması ile baş- layacağını biliyorum. Kuzey Irak'ta yeni bir oluşum için VVashington'da- ki toplantılann kamuoyuna yansıma biçimini izleme- ye çabalıyorum. Kosova'da savaşı durduran ve küçücük ülkeyi ye- di ayn parçaya ayınp yönetme denemesine geçen G-7'lerin Kıbns için Dayton tipi bir görüşme süreci başlatma istekleri ile neyi amaçladıklannı hiç mi hiç çözemiyorum. Haziran adamakıllı sıcak geçiyor ve ben bu gün- cel sorunlann gündemde geri planda kalmasını en az öbürü kadar istemiyorum. Sanayi ve Ticaret Bakanı'nın açıklaması: Zira- at Bankası'nın TARİŞ ile alacağından dolayı Sanayi Bakanı'nın Bakanlar Kurulu'nda yaptığı çıkışı eleşti- ren 15 Haziran tarihli yazıma Sayın Bakan A. Kenan Tannkulu yanıt verdi. Sayın Tannkulu, yaklaşımının popülist olmadığını, ülke tanmının suni teneffüsle ayakta kalmaya çalıştığmı, bu nedenle de üreticile- rin sübvanse edilmesinin zorunlu olduğunu ve Tür- kiye tanmını sırtiayan birliklere uygulanmaya çalışılan haciz işleminin durdurulması talebinin milli birgörev olarak algılanması gerektiğini" söylüyor. Faks: 0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgrt(§ do.net tr. Mimarlar Odası PeMn y de İstanbul Haber Servisi- Mimarlar Odası 2005 yılında yapılacak Dünya Mimarlar Kongresi için Istanbul'u aday gösterdi. Dünya mimarlannı "petrote karşı Bogaziçi''da- yanışmasına çağıran Mimarlar Odası, Pekın'de 20 hazir- nada başlayıp 30 hazirana dek sürecek olan ve 140 ülke- den 7 bin 500 kişinin katıldığı "Dünya Mimarük Kong- rea* ve "Uhıslararası MimarlarKıüği DünyaGenel Ku- ndu"'nda ülkemizi temsil etmek üzere Çin'e gitti. Aralannda Kültür Bakanlığı ve sponsor fîrma temsil- cilerinin de bulunduğu 30 kişilik bir kadroyla Pekin Kong- resi ve Genel Kurulu'na katılan Mimarlar Odası, bir ulus- lararası kültür ve doğa mirası olan Bogaziçi 'nin petrol tankerlerince "cehennemkanah" yapılmaması için dün- ya mimarlanna dayanışma çağnsı yaptı. Mimarlar Oda- sı'nm Pekin'de sunacağı anatemasını "21. yüzyıhn, dün- ya külrürlerinin global yozlaşmaya karşı kendilerini ko- ruma ve geüştirme için dayanışma yüzyıb olması düeği'' oluşturdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle