Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1999 SALI
DIZIYAZI
Dağlamkamplarkuruldu
Başlarken
Yıl 1966...
Fethullah Gülen. Bornova Cami-
si'nde vaizdi...
Henüz ünlü değildi...
Yavaş yavaş çevre edindi...
Kestane Pazan'nda sohbetlere baş-
ladı, HisarCamisi'nde vaazlarverdi...
12 Mart 1971'de gözaltına alındı....
Bir süre sonra sahverildi...
1975 yılmda "Nur Kamplan''nı
kurdu...
Yaz aylannda Edremit, Izmir/Ke-
malpaşa yöresinde yaşlan 13-15 ara-
sındaki yoksul ailelerin çocuklannı ye-
tiştirdi...
O tarihte "Sızıntı" dergisini çıkar-
dı...
Akevler Kooperatifi'nin kuruluşu,
siyasi ilişkilerinin ilk adımıdır...
Kooperatif üyeleri arasmda çok sa-
yıda kaymakam, vali, yargıç ve savcı
yeraldı...
Daha sonra bu kişiler ANAP \e
DYP'den milletvekih seçildi, bakan ol-
du...
12 Eylül 1980 sonrası arandığı hal-
de yakalantnadı. Çünkü Turgut
Ozal'ın himayesine ginnişti...
Özal'Iatanışması 1977seçimierin-
den önce oldu. İzmirde MSP millet-
vekili adayı olan Özal, Gülen ve çev-
resinden destek gördü...
Fethullah Gülen, 1982 yıhnın Ma-
yıs aymda bazi askerlerle görüştü. On-
İara şu sözü verdi:
"1982Anaya.sası'nıdestekleyeceğiın.
Yalnız, TSK'deki yandaşlanma doku-
nulmasın. Bir de. benim yakalanmam
konusundaki yazılı emir kaldınlsuı_."
Gülen'in koşullan kabul edıldi...
Fethullahçılar 1982 Anayasası'nı
destekledi...
O tarihte Yeni Asya grubu (Mehmet
Kutlular) ile bozuk olan bağlan tü-
müyle koptu....
1*983 seçimlerinde ANAP'ı destek-
leyen Fethullah Gülen ve yandaşlan
SiUeyman DemireTe savaş açtı...
ANAP iktıdan dönemi Fethullahçı-
lara yaradı. Askeri liseler, polis kolej-
leri ve astsubay okullannda örgütlen-
meye başlayan Fethullahçılar, devlet
erkindeki etkinliklerini yoğunlaştır-
dı...
Fethullah Gülen'in hedefi şuydıif
'^Sandıkla değil, silahlı darbeyle ilt-
tidan ele gecinnek_"
Bunun için ne yapmalıydı?
Türk Silahlı Kuvvetleri, Adliye.
Içışleri ve Milli Eğitim bakanlıklann-
daörgütlenmek...
1986 yılmda, Gülen'in, "Akyazüı-
lar Vakfl"'nın askeri okullara sahte sağ-
lık raporuyla öğrenci soktuğu saptan-
dı. Çok kişi tutuklandı, ama Gülen'in
bumu bile kanamadı...'
Türk Silahlı Kuvvetleri Gülen'e o
tarihten itibaren kuşkuyla baktı; 1995
yılindan itibaren de Fethullahçılar
MlT tarafindan sürekli izlendi...
1995 yılında "medya"yla yakm iliş-
kiye girildi. Sağcısından solcusuna.
Atatürkçüsünden şeriatçısına dek çok
sayıda yazarla "çıkar yumagı'' oluştu-
ruldu...
Tansu Çiller, Mesut Ydmaz, Bülent
Ecevit,HikınetÇetingibi politikacılar-
la yakın ilişki kuruldu; Cumhurbaşka-
tıı Süleyman Demirel'le banşıldı,
ödüller verildı...
Fethullahçılar 24 yıl içinde inanıl-
maz bir örgütlenmeyle, yurtiçi ve yurt-
dışında 500 okuh işyeri, gazeteler, te-
levizyonlar ve radyolar kurdu; trilyon-
larla oynamaya başladı...
Fethullah Gülen, hakkımda 100'ün
üzerinde dava açtı, ancak hiçbir du-
nışmaya kendisi gelmedi...
Tüm bunlar kimin kontrolünde ol-
du?
Orta Asya cumhuriyetlerini. Orta-
doğu'yu denetlemek isteyen ABD'nin
yönetiminde...
Cumhuriyet gazetesi. Fethullah Gü-
len'in 24 yıl peşindeydi...
Cumhuriyet'in yazdıklan doğru çık-
tı...
Şimdi 24 yıl önceye dönüp, "Nur
Kamplan"ndan başlıyoruz...
HİKMET ÇETİNKAYA
İmam evlendiği gece karısını kestiIki yıl önce Muğla'nın Ula ilçesinde
bir cinayet işlendi. Bir imam
evlendiği gece, genç kansını bıçakla
koyun keser gibi bogazladı.
Sonra kanlı bıçağı ile polise teslim
oldu. Cinayet nedenini ise şöyle
anlattı:
"Ben arrık cennete gideceğün.
Gerdek gecesi insan kansını keserse
cennete gider. Ben rüyamda gördüm
bunu."
tmam hâlâ içeride. Sonradan
anlaşıldı durum. Gerdek gecesi
kansını kesen imam Nurcuydu ve
aklını kaçırmıştı.
6-12 yaş arasındaki çocukJan
topluyor Nurcular. Süleymancılar ise
6-18 yaş arasındakılen. G. Köyü'nde
köylülerle konuştuk uzun uzun.
Aralannda ne Nurcu ne de
Süleymancı vardı.
"Ne diyorsunuz Kuran kurslanna"
dedim en yaşlı olanına.
"Dinimizi öğrenmek bakımından
iyidir. Şehir yerde öğrenilmiyor. Yine
biz sahip çıkryoruz dinimize."
"Şehirierde oturanlar dinsiz mi?"
*Yok efendim, öyte demek istemedim.
Şehir yerde iş güç çoktur. Kişi pek
vakit ayıramaz, ama köyiük yerde
boş gezer idşL"
"Duymadınız mı Fethiye'de gizli bir
Nurculuk okulu basdmış?"
"Onlann ne olduğunu bilmiyorum.
Nurculuk iyi bir şey değiL Onlar da
Müslüman, ama yollan ayn."
"Sizin köyde Nur okuluna giden var
mı?"
"Giden yok, pek bilmiyorum ben."
Dığer köylüler de yok der gibi
başlannı sağa sola sallıyorlar...
"Ya Kuran kursu?"
"Yok."
"Çocuklar nasıl öğreniyor İslam
dinini o zaman?"
"Köyün imamı var, o ders veriyor."
"Biz köyün imamım aradık, fakat
Köyceğiz'e indiği için bulamadık."
dalet Partili Milli Eğitim Bakanı Ali
Naili Erdem 'in ilçesi Kemalpaşa
dolaylarında, gözden ırakyerlerde
eğitim kamplan kundduğunu
öğrenmiştik. Balıkesir 'in Edremit
ilçesine bağlı Sütüren,
Kemalpaşa 'nın Ören ve Yiğitler ile
Manisa 'nın Turgutlu ilçesinin
Ahmetli bucağında kurulmuştu bu
kamplar.
ünlerden 1 Temmuz 1975 Salı... Saat
12.30... Amlarımızdan hiç
çıkmayacak bir görünüm. llahiler
gittikçe yükseliyor... Tekbir
getiriliyordu. ören kampına beş
kilometrelikyolyapımında Turgutlu
Belediyesi 'nin aozerleri kullamlmış.
Içişleri Bakanlığı 'ndan bir müfettiş,
Turgutlu da bu konuyu kovuşturmuş.
Ancak sonuç ahnamamış....
F ethullah Gülen... Biz 24 yıllık öyküyü anlarmadan
önce, 30 > ıl öncesine gitmek istiyoruz... Din bezirgân-
lannın nasıl örgütlendiğini belgelerle ortaya koymayı
amaçlıyoruz... Fethullahçılar nasıl örgütlendi?
tsterseniz, "Nur KamplarTndan başlayalım; 1970
yıhnın ortalanna bir göz atalım...
Kemalpaşa dağlanna vuruyorduk bir öğle sıcagın-
da...
Adalet Partili Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem'in
ilçesi Kemalpaşa dolaylannda, gözden ırak yerlerde
eğitim kamplan kuruldugunu öğrenmiştik.
Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Sütüren, Kemal-
paşa'nın Ören ve Yiğitler ile Manisa'nın Turgutlu il-
çesinin Ahmetli bucağında kurulmuştu bu kamplar.
Anadolu'nun çeşitlı yerlennden yaşlan on ikı ve on beş
arasında değişen bu çocuklar bu kamplarda eğitim (!)
görüyorlardı.
Acaba gördükJeri ne eğitimiydi?
Saptadığımıza göre eğitim kamplan adı altında "Nur
efitimi" yaptınlıyordu. Anadolu'nun çeşitli il. ilçe, bu-
cak ve köylerinden gönderilen bu çocuklara, üç ay sü-
receğini saptadığımız bu kamplarda, sabah kahvaltısı,
öğle ve akşam yemeklen veriliyordu. Çocuklann haf-
tada bir gün ise tatilleri vardı. Evet, haftada bir gün, sa-
dece cuma günleri...
Sıcak yine bastırmıştı. Kemalpaşa"nın Ören bucağı-
nın değirmen çevresinden kampa doğru yaklaşıyor-
duk. Kayalık ve çahlarla kaph, yer yer fundalıklı ya-
maçlardan yürüyorduk. Iki yüz metre aşağunızda de-
re vardı. Çınar ağaçlanyla çevrili dere uzayıp gidiyor-
du.
Bize kampı gösterecek olan kişi "Az sonra çadırla-
ngöreceksüiiz" diyordu. Bizim istediğimiz gibi fotoğ-
raf çekme olanağı yoktu şimdilik ortada.
Bir süre daha yürüdük. Artık kamp görünmüştü.
GLdi kamp...
Çınar ağaçlannın arasındaydı. Kampın sadece giriş
bölümüyle yansı görülüyordu. Tahtadan bir konut is-
kelesi yapılmış ve üzeri naylon ile örtülmüştü. Önce
mavi gömlekli ve takkeli bir çocuk dışanya çıktı.
Biz yukandaydık. Kampla aramızda iki yüz metre
uzaklık vardı. Sağ tarafimızda ise bir kulübe görülü-
yordu. Mavi gömlekli çocuk elinde ibrikle çınar ağaç-
lannın arasında kayboldu.
Bir süre olduğumuz yerde kaldık. Sonra aşağıya in-
meye karar verdik. Fotoğraf makinemizi ve teleleri tor-
bamıza koyduk.
Şimdi dere boyunda yürüyorduk...
Ağaçlann altında iki çocuk göründü. Birisi on iki
yaşlannda, diğeri on alüsındaydı sanrnm...
Bizim geldiğimizi görünce büyük olanı elinde kita-
bıyla bize doğru yürümeye başladı. Biz "Seiamünaley-
küm'' deyip irice birtaşın üzerine oturduk. Takkeli, çiz-
gili gömlekli çocuk, on metre kadar yaklaştı ve bize
"Aleykümselaıi]" diye karşılık verdi.
Sorduk:
u
Ne yapıyorsunuz burada?"
"Kitap okuyoruz_"
"Çok güzeL. Adı ne okuduğumız kitabın?"
Çocuk bırdenbire öfkelendi...
"Sizkiınsiııiz?"
"Biz madendyiz, maden anyoruz. Şurada biraz din-
Yıl 1972. Isparta'nın Kuleönü Köyü'nde Nur Okulu öğrencileri. Jandarma baskını sonucu 15 kişi tutuklanıyor..
Fethiye Kaymakamı Cahit Gündüz, "Adım adım takip ediyo-
ruzbunlan" diye başladı söze... Içişleri Bakanlığı'ndan, aşın uç-
lann daha yakından izlenmesi için emirlergeliyormuş yazılı ola-
rak... Kaymakam Cahit Gündüz"e "Efendim" dedim, "basılan
Nurculuk okulu sekiz yildır faaliyet gösteriyormuş. Acaba şimdi-
ye değin hiç farkına vanlmamış mı"
"Herhalde" di)-
e karşılık verdi kaymakam bey... Ve sonra ek-
ledi "Bu baskın, oniann en az beş yıl sesini çıkartmaz."
Sonra bir teyp dinledik halk eğitim merkezinde... Evini Nur-
culuk okulu haline getiren 75 yaşındaki Sadık Aydın bir güzel
anlatmış her şeyi. Sadık Aydın'la konuşan kişi ne polis ne de MlT ajanı; adım
vermeyeceğiz.
Konuşmacı soruyor Sadık Aydın'a: ' •
"Bak amca. ben de sizdcn sayüınm. Ama buranm yabancısıyım. Polis şimdi se-
nin ifadeni alacak. Gel şöyle bir kenara çekiklim de dertleşefinu."
"Nedenmiş o?"
"Şey canım, kimse duymasın da_."
Sadık Aydm en sonunda inanıyor karşısındaki kişinin Nurcu olduğuna ve baş-
Nurcu
Sadık
Aydın
lıyor konuşmaya:
"Bizim roaddi durumumuz iyidir. Evimizde bannsın diye eş
dost kapısuu açık btrakbk. Yani hanemiz açıknr herkese. Nur-
culuk bir meslektir. Cüppe giymek sünnettir. Biz ne dtşanda ye-
mek yer, ne jçeriz-"
"Khaplan Kestane Pazan'ndan aldım tzmir'de.- Biz beş \«-
kit namaz kümayan beynamazın cenazesine gitmeyiz. Biz Nurta-
lebesiyiz. Lokantaya hiç gitmeyiz-"
"Neden soruyorsun?Jvümeli Nurokullart Bursa'da, Söke'de,
Isparta'da, Konya'da, en fazla Ankara'da >-ar. Ankara'da olanlan neden basmı-
yorlar?"
"Eski yazryı mı? Biz eski yazıyi üç günde öğretiriz yeni Nur talebesine. Kuran
ortadan kalkb, biz bunu yeniliyoruz."
an
"Biz bu mesleği btrakmayız, bu ev kalacak ve Nur talebeieri okuy acak; Ispar-
ta'da da basmışlar-"
irgün önce özel şekil verdiğimiz
sakallarımız belki güven vermişti ona
o küçücük aklıyla... Gözleri olanca
saflığın çizgisiydi ve kimse duymasın
diye bir soTukta "Risale-i Nur "
dedi... Yerimizden doğrulduk
yavaşça. Çocuk arkasını döndü ve
yaşı daha küçük olanının yanına
doğru yürüdü. Az sonra ikisi birden
ilahiler söylemeye başladılar.
leneiim dedik."
"Fazla kalmavm burada. tleriye gftmeyin sonra."
"Nevarüerkie?"
"Bizim kampımız var_"
"Nekampıo?" ..:
"Dinkampu."
"Aferüu. Çok gûzeU"
Bu sözler üzerine yumuşadı çocuk. Daha fazla ile-
riye gitmememiz için ikinci kez uyardı.
Az daha konuşmak istiyorduk. Hemen aklıma geldi
ve sordum:
"Bu su derin mi?"
"tnsan boyunu geçmiyor.-"
"Dereye giriyor musunuz?"
"Giriyoruz."
"Hangi günler?"
"Cuma günleri tatiL Dereyegiriyoruz. Çay içmeye gi-
diyoruz. Ören'e kahveye_"
"Diğer günler çahşıyor musunuz?"
"Çahşıyoruz..."
"Okuduğun kitabın adım söylemedin bize."
Kitabı sıkı sıkı tuttu ve bize bıraz daha yaklaştı.
Kampın girişine üç yüz metre kadar kalmıştı. Kitap
kaphydı...
Bir gün önce özel şekil verdiğimiz sakallarımız bel-
ki güven vermişti ona o küçücük aklıyla... Gözleri olan-'
ca saflığın çizgisiydi ve kimse duymasın diye bir so-'
lukta "Risale-iNur" dedi...
îlahiler,.
Yerimizden doğrulduk yavaşça. Çocuk arkasını dön-
dü ve yaşı daha küçük olanımn yanına doğru yürüdü.
Az sonra ikisi birden ilahiler söylemeye başladılar. Ça-
lılann arkasından yüz metre kadar öteden teleyle re-
simledik ikisini...
Fundahklararasında zortırmamyorduk. Şimdi, kam-
pı tam olarak seçiyorduk. Bizim oralarda dolaştığımı-
zı sezinlediler. Ya da nöbetçiler haber saldılar. Koyu ye-
şil çınar ağaçlannın altında beyaz takkeli çocuklar dal-
galanmaya başladılar. Aralannda sakallı ve takkeli ki-
şiler de vardı.
Bizi görmüşlerdi. Çınar ağaçlannın arasında kurul-
muş, dal ve yapraklarla örtüîü çınarlara sındüer.
Gözcülerden birisi bağmyordu:
"Çeküın oradan, buralarda dolaşmak yasak-"
Sesinden en fazla on beş yaşlannda olduğu anlaşı-
lıyordu. Bir köylü çocuğunun sesiydi bu...
Bu kez ben bağırdım:
"Neden çekfleceğiz?"
"Yasak buralarda dolaşmak_"
"Neden yasakmış?'"
Bu kez kalın bir erkek sesi:
"Burası devtetin kampL Şimdi oraya geiirsek göste-
ririzsize_"
Günlerden 1 Temmuz 1975 Sah... Saat 12.30... Anı-
lanmızdan hiç çıkmayacak bir görünüm. tlahiler git-
tikçe yükseliyor... Tekbir getiriliyofdu.
Oren kampına beş kilometrelik yol yapımında Tur-
gutlu Belediyesi'nin dozerleri kullanılmış.
Turgutlu Belediye Başkanı Dr. HüseyinOrhun'un bu
davranışını CHP'lı belediye meclisi üyeleri Içişleri Ba-
kanlığı'na duyurmuşlar. Içişlen Bakanlığı'ndan bir
müfettiş, Turgutlu'da bu konuyu kovuşturmuş. Ancak
şimdiye dek bir sonuç ahnamamış.
Ören'de kamp konusunu çok kişiyle konuştuk. Mil-
liyetçi Cephe hükümetinin kurulmasıyla bu yörede si-
yasal baskı ârtarken, Nurcular, Süleymancılar ve ko-
mandolar istediklen gibi at oynatmaya başlamışlar.
Ören'de konuştuğumuz, ancak adlannı vermeyece-
ğimiz kişiler, bize Atatürk devrimlerinin nasıl alaşağı
edilmek istendiğini, yurdun çeşitli yerlerinden gelen
çocuklann çağdışı medrese eğitimiyle beyinlerinin
nasıl yıkandığını anlattılar.
SÜRECEK ~
Fethullah Gülen: Fethullahçılık yakıştırmadırProf. Dr. Yuda Yürûm'ün arabasma
bomba konulmuş. bilim adamı suikasttan
kıl payı kuıtulmuştu. 10 Haziran 1995
günlü Cumhuriyet gazetesinde Pencere
kösesinde İlhan Selçuk "Tezgâhı Kim kur-
du?" başhklı yazısında şöyle diyordu: "Ük
kez Zaman' gazetesi, Sa>ın Yürüm'ü ele
almış, Ankara Muse\i Cemaati'nin baş-
kanı olan profesörü hedef tahtasına dönüş-
rüren bir yayın yapmış. Zaman, Fethullah-
çılann gazetesi— Başında Fethullah Gü-
len 'in buiunduğu bu cemaat ya da tarikat,
kurban derileri ticaretinden rurun da dış ti-
carete değin alanlarda fink atan bezirgân
takımının elindedir; İslamı kullanarak iyi
para kazanıyoıiar."
Yazının yayımlanmasından dört ay son-
ra Fethullah Gülen'in avukatlan Istanbul
Basın Savcılığı'na verdıklen şikâyet di-
lekçesinde, tlhan Selçuk'un basın yoluy-
la Fethullah Gülen'e hakaret ettiğıni ileri
sürdüler. "Yazann Fethullahçıhk diye ifa-
de ettigi vasdlandırma doğru olmadığı gi-
bi, toplumda bölünmelere yol açan bir ya-
kıştırmadır. \lü\ ekkilimiz ne bir cemaatin
ne bir tarikatın başıdır. Ne de Zaman ga-
zetesi ile ileri sürüldüğü gibi bir ilişki için-
dedir" diyen Gülen vekilleri. yazıda kul-
lanılan dilın kuşku uyandıncı ve halkın
husumetine "maruz kalıcı" olduğunu id-
dia ederek İlhan Selçuk'un cezalandınl-
ması için dava açılmasını talep etmişlerdi.
Basın Savcılığı, ilhan Selçuk'un yazı-
sında hakaret bulunup bulunmadığının
saptanması için dosyayı bilirkişiye gön-
deımiştir. Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer,
23 Kasım 1995 tarihlı bilirkişi raporunu
şöyle bitirmişrir: "Paragrafindevameden
ktsmında bir cemaat veya tarikat mensup-
larının kurban derileri ticaretinden dış ti-
carete değin alanlarda fink atan bezirgân
takımının elinde olduğu, bunlann İslamı
kullanarak iyi para kazandddan açıklan-
mış \e bu cemaat veya tarikatın başkanı-
nın da Fethullah Gülen olduğu belirtilmiş-
tir. Böylece bir cemaat veya tarikatın var
olduğu, bu tarikat veya cemaatin bezirgân
takımının elinde buiunduğu, bunlann ts-
lamı kullanarak iyi para kazandıklan açık-
lanmış ve başkanlanmn da Fethullah Gü-
len olduğu ifade edilmiştir. tslamı kullana-
rak para kazanmak, fink atan bezirgân ol-
mak TCK 482. maddeyi ihlal eder nitelik-
te aşağüayıcı, kişiyi halkın husumetine ma-
ruz lahcı isnadardır. Bu isnatiar, tarikat ve-
ya cemaatin başkanı olduğu iddia edilen
Fethullah Gülen bakımından da geçerüdir.
Ancak Fethullah Gülen böyle bir cemaatin
başkanı ise gazetenin bunu böylece yazmış
bulunması halkı aydmlarma görevi ve hak-
kı çerçevesindedir ve suç oluştunnaz. Bu-
na karşılık nıüşteki vekillerinin iddialan
çerçevesinde Fethullah Gülen'in herhangi
bir cemaatle ilgisi olmadığı halde kendisi-
ne yöneük olarak bu isnat yapılmıssa ha-
karetin varhğını kabul etmek gerekir."
Basm Savcılığı, 1995/853 esas sayılı ve
7 Aralık 1995 günlü iddianamesiyle "de-
HDerin takdiri" mahkemeye ait olmak üze-
re, yaym yoluyla Fethullah Gülen'e söv-
me suçundan üç aydan bir yıla kadar ha-
pis ve on beş milyon liraya kadar ağır pa-
ra cezasıyla cezalandunlmalan için İlhan
Selçuk ve Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu
Müdürü tbrahim Yddu hakkmda dava aç-
mıştır.
Istanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
(1995/1068 Esas) 28 Şubat 1996 günü ya-
pılan ilk oturumda İlhan Selçuk; "Bu ya-
zıyı yazmamın amacı kimseye hakaret et-
mek değildir. Terörün iki boyutu vardır.
Bunlardan bir tanesi İslamcı boyutudur.
Diğeri etnik boyutudur. Ben sadece bunla-
n vurgulamak istedim. Fethullah Gülen'in
adının geçmesinin sebebi de kendisi Nur-
culuğun bir kolu sayılan bir cemaatin lide-
ri olarak kamuoyunda biUnmektedir. Siya-
si hayatta etkin bir rolü \anur. Bu yüzden
kendisine hakaret söz konusu olmaksızın
yazıda adı geçmiştir" diyerek ıddiaya kar-
şı sorgu vermiştir. Sanıklar vekili olarak
Fethullah Gülen'in mahkemeye gelerek
şikâyetinin ne olduğunun sorulmasuu ta-
lep etmemiz üzerine, mahkeme, Fethullah
Gülen'in duruşmaya gelmesi için vekille-
rine süre tammış olmasına rağmen Gülen
duruşmalara katıhnamıştır. Savcılık, ya-
zıda hakaret buiunduğu görüşüyle İlhan
Selçuk hakkında cezalandırma talep et-
mişti.
Ancak Gülen vekilleri savunma/karar
duruşmasından beş gün önce dosyaya ver-
dikleri dilekçe ile şikâyetlerinden "fer»-
gat" ederek iddialanndan Fethullah Gülen
adına vazgeçtiler. Bunun üzerine Istanbul
2. Asliye Ceza Mahkemesi, 18 Haziran
1996 günlü oturumda kamu davasınm
düşürühnesine karar verdi.