23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22HAZİRAN1999SALI DIZIYAZI DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Maskesi Düşenler Kimleı*? Siz Cumhurıyet okurları, Fethullah Gülen ile ilgili video kasetleri görünce şaşırdınız mı? Hiç sanmıyoaım. Şaşılacak olan, Fethullah Gülen'in kim oldu- ğunu, Fethullahçıların ne olduklan, nasıl örgüt- lendikleri, hangi amacayöneldıkleri, hangitak- tikleri kullandıklarını bugün öğrenip buna şaşı- ranların hali. Bunlar zaten hep yazılıp çizilmedi mi? Bütün bunlar yazıldı; ağırtıkh olarak Cumhu- riyet'te, özellikle Hikmet Çetinkaya tarafın- dan, yazıldı, ama başka yayın organlannda da yer aldı. Ne var ki Fethullah Hoca iyi örgütlenmişti; ki- minin gafletinden, kıminin dalaletinden, kiminin ihanetinden yararlanmayı iyı biliyordu. Ve on- lardan yararlanarak, iyi gürültü kopartıyor, hoş- görüyü temsil ettiği tevatürünü etrafa iyi yayı- yordu. Fethullah Gülen'in biri hariç bütün gaze- telerdeyandaşları, çığırtkanlan, goygoycu- ları, hiç değilse sempatizanları olduğunu bilmiyor musunuz? Fethullah Hoca'nın biri hariç bütün partiler- de, hatta kendini orta solda ilan eden veya de- mokratik sol olduğunu söyleyen partide bile yandaşı ve hatta kontenjanı olduğunu bilmeyen var mı? • • • Türkiye'de laikliğı savunmaya kalkanlan "la- ikperest", "laikçi", "laikperver", "dinozor", "jakoben" olarak suçlayan, kendini ailece mah- cup ılan eden utanmazların, kendine solcu di- yen, tarikat savunuculannın iplerini elindetutan kimmiş, şimdı bunu daha iyi görüyorsunuz de- ğil mi? Solcu geçinenler, demokrat geçinenler, koşa koşa Fethullah Hoca'nın davetlerine, televizyo- nuna, gazetesine gitmediler mi? Boy boy ekranlara dizilmediler mi? Kimileri, hem de bir zamanlar sosyal demok- rat örgütlerde bu kesıme akıl satmış kimileri, Fet- hullah Efendi'nin sofrasına oturup, bunu mari- fetmişçesine ilan etmelerı yetmiyormuş gibi, "Keşke dostum Deniz Gezmiş de sağ olsaydı, o da bu sofraya oturmaktan ne kadarmemnun olurdu..." kabilinden yazılarla, kendi yalakalık- lanna, düşüncesi uğruna can vermiş insanların kemiklerını sızlatarak. anılannı çiğneyerek, var- sayımsal bahaneler bulmadılar mı? • • • Devletın en tepesındekiler bile cumhuriyeti yık- maya yönelik örgütün yan kuruluşlanndan ödül- ler almadılar mı? Partiler Hoca'ya kontenjanlar veımediler mi? Unvan, mansıp, program, avanta, hoşgörü ödülü dağıtılan bu sofrada, pilavı kaşıkiamayan kimler kaldı, bir avuç insanın dışında? Şimdi Fethullah'a karşı nutuk atanlar ya da ürkek demeçler verenler, biz kendilerini uyanr- ken, Fethullah'ın yanında resim çektirmiyoriar mıydı? Laikrejimin yağmasında, avantatalanında, kim- ler yer aimadı ki? Hoşgörü adına hamakat içinde, kimler nele- re katlanmadı, nelere alet olmadı ki? Zaten bu kadar gaflet, böylesine hamakat ol- masaydı, bu ıhanet böylesine güçlü filizlenip, bu denli büyük bir tehdit halini almazdı. Sabah Gazetesi, pazar günkü nüshasında Fethullah Gülen için "Maskesi düştü" diyordu. Bizler Fethullah Gülen'i zaten biliyorduk. Soytarılar festivalinde o iğreti maske inandı- ncı değildi. Ama bu olayda asıl maskeleri düşen- ler kimler dersıniz? Kızıltepe Kaymakamın lojııuuıma teröristler saldırdı • Teröristlerin Mardin'in Kızıltepe ilçesi kaymakamlık lojmanlanna uzun namlulu silahlarla açtığı ateş sonucu 2 si ağır 8 polis yaralandı. Teröristlerin hedefi olan Kaymakam Mesut Yıldınm oturduğu kamelyadan erken kalkınca saldından kurtuldu. Yurt Haberleri Servisi - Mardin'in Kızıltepe ilçesi Kaymakamlık lojmanına teröristler tarafından dü- zenlenen saldında, 2 si ağır 8 polis yaralandı. Terörist- lerin hedefi olan kayma- kam Mesut YıldınnTın, oturduğu kamelyadan er- ken kalkması sayesinde sal- dırıyı atlattığı bildirildı. Mardın, Muş. Şımak. Van ve Siırt'te düzenlenen ope- rasyonlarda 7 terönst 61- dürüldü. Önceki gece geç saat- lerde Kızıltepe'nin Şen- yurt Caddesi'nde bulunan. Kaymakam Mesut Yıldı- nm "ın oturduğu lojmana bir grup terörist tarfindan uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldın sırasında. loj- manda koruma görev i ya- pan polıslerden Şahin Ka- rasakal ıle Süleyman Ka- çar ağır, Sa\aş KarabuluL Baykara Özcan. Serhan Ünlü, Hasan Güler, Bülent Kurtalan ve İrfan Türkoğ- lu hafıf yaralandılar. Yara- lılar, DıyarbakırTıp Fakul- tesi Hastanesi ıle Mardin Devlet Hastanesı'ne kal- dınlarak tedav ı altına alın- dılar. Kaymakam Mesut Yıl- dınm'ın her aksam konu- tunun bahçesinde bulunan kamelyada oturduğu, olay gecesi saldından birkaç da- kika önce kamelyadan ay- nldığını belırten yetkililer, olayı şöyle anlattılar: "Te- röristler saldın sırasında kamehaya doğru ateş aç- ıruşlar. Her akşam kamel- yada oturan Kaymakam bey, saldın gecesi, misafjr- leri gekügi için erken aynl- dL Kaymakam beyin ayrü- masından birkaç dakika sonra saldın okhı. Sakhn- da rıedefKaymakamdı, ka- melyadan erken aynbna- sryia,sakhndankurtuldu.'' " Mardin Valisi FfcretGü- ven, polis memurlannı has- tanede ziyaret etti. Polis memurlannın inançlann- dan bir şey kaybetmeme- leri gerektığini belirten Va- lı Güven, "Bu inanç saye- sinde terör belasının üste- sinden gelecegiz. Terörün kaynağmı bulduk,kurutma noktasındayız" dedi. Valı Güven, polis memurlan- nın durumlannın iyi oldu- ğunu belırtti. ' Yönetemeyeni yönetirler' Uğur Mumcu /lemişti •*m - ^ Şubat 1980. "Onayet W m ve terör bütün M m şiddetiy le sürüyor. Her M M olay, bir başka kanh M M olaylabeslenerek sergüeniyor. Evet son seksen günün bflançosu, yedi yüze yakm kanh tabuttur. OzeDikle son günlerde karakol baslanlanna tamk olunuynr. Fmniyet göroHleri şehit editivor. En son, Istanbul'da Tahtakaİe ve Yedikule poBs karakoUan basıkh-." (Bağımsızlık Gülü s.86) 7 Mart 1980. "Savofau; yargıçlar, emniyet müdürteri. poüsler. bekçüet, şimdi de yurt görevi yapan erler. (_) Teröristler uluslararası karanlık çetelerin verdikieri otomatik silahlarla saldınyor. (_) Bu oiaytann hiçbiri, evet hiçbiri rastlanü değfldir. Terör beüi bir pian, beüi bir program çerçevesinde yürûtûlüyor. (_) İskenderun'da. Adana'da, Ankara'da ve tstanbul'da erlerimize yönelen alçakça saldınlar, böylesine geniş bir planın son ve iğrenç halkalan olarak görülmelidir. Olayı böyie bir geniş açıdan görmedikçe, yakalanan birkaç teröristten sonra kaynağına indik. iniyoruz. son çırpınışlandır, diye kendi kendimizi bile avutmaya >etmeyen demeçler vererek teröristlerin işini kolaylaşhnnz." (BağımsızlıkGülü. s.'l35) 1980'in ilk aylannda Türkiye'nin birçok bölgesınde sıkıyönetim ilan edilir. Terör. ırkçı ve dinci söylemleri diline dolayanlan da önüne katmış, son hızla yol almaktadır. "AdH, idari ve askeri yargı kesimleri arasında çıkacak uyuşmazuklan çözmekle görevli Uyuşmazhk Mahkemesi silah kaçakçıhğmı, anayasanın tanıdığı hür demokratik düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemleri niteliğinde görmemiştir. (_) Uyuşmazhk Mahkemesi'nin almış olduğu iki önemH karann sonucu, silah kaçakçdığının sıkryönetimin kapsamı dışında tutulup düşünce suçlannm sıkıyönetim kapsamına ahnmış oonasHÜr." Mumcu, 13 Mayıs 1980 günlü bu yazısında şunlan söyler. "Teröristlerin ellerindeki silahlardan çok, insanlann kafasındaki düşüncekri yasaklayan adalet anlayışı, banşa ve demokrasiye hizmet edemez." Uğur Mumcu terör. yolsuzluk gıbi konularla ilgili belge ve bulgularmı açıkladıkça, basının bir kısmından, Cumhuriyet gazetesine ve kendisine akıl almaz saldınlar başlar. Cumhuriyet'te, Mumcu'nun 22 Ocak-1 Şubat 1980 günlen arasında yayımlanan ve silah kacakçıhğının kanıtlannı, suç belirtilerini, haberleri anlatan dizisi, büyük tepki alır. Türkiye'nin siyasetçileri o günlerde cumhurbaşkanlığı seçımi ve tartışmalanyla ilgilidir. Terör kurbanlannın arkasmdan, "Terörün Allah belasını versin" demekten başka söylenen söz, yapılan eylem yoktur. Tûrkiye için "milat'' gibi olacak tarih yaklaşmaktadır, 12 Eylül 1980'e böyle gelinir. 1980-1990 arasında Mumcu hem ülkemizin doğusu. güneydoğusu ağırlıklı olmak üzere her yöreyi kasıp kavuran PKK terörünü, hem silah kaçakçılığı ile terör arasındaki bağı, hem de irtıca eylemleriru, gerici Terör kurbanlannın arkasmdan, Terörün Allah belasını versin" demekten başka söylenen söz, yapılan eylem yoktur. Türkiye 12 Eylül 1980'e böyle gelir. kalkışmalarla ötekiler arasındaki bağı çözmeye girişir. An kovanına bir değil, pek çok çomak soktuğu belli olur. Ölüm tehditlen almaya başlar. Mumcu, 1980'in ortalannda birden kesiliveren ASALA eylemlen ve PKK arasındaki ılişkılen kûrmakta gecikmeyen gazetecilerden bindir. Yukandakı yargıya ulaşması. yalnızca sezgı değildir. 30 Kasan 1984 günlü "Hizbullah" başltklı yazısında da okuduğumuz gibi, Ermenı terörünün 1984'te kesilivermesınden sonra tırmanan PKK ve dıncı örgütlerin eylemleri üzennde yoğunlaşır. Bu üçlünün oluşturduğû üçgenin kesişriği ya da çıkar ilışkilerinın aynldığı köşeleri bulmaya çalışır. Şimdi. Imralı duruşmasına bu açıdan da yaklaşmak gerekir. Uğur Mumcu- ASALA'nın "ASALA Interview'' adlı broşüründe okuduklannı saldından hemen önce PKK, Atma ve Brükserde basın toplannlan düzenley^rek 15 Ağustos gününü PKK'mn silahh sa\aşı başlatnğı gûn oiarak ilan ediyor. PKK sözcüsü A\ukat Hüseyin \'ıldınm, Atina'da düzenlediği basın toplantısında. 1? Ağustos 1984 tarihinin. Abdullah Öcalan tarafından girişiltn silahh mücadelenin başlangıcı olduğunu açıkhyor. PKK silahh bir örgüt Bu silahh örgfit adına Avrupa başkenderinde açıklamalar yapılmasına nasıl izm verihyw? (~j Terörün manbğından çıkan bir başka sonuç da PKK'nm bundan sonra büyük kenüerde ve yurtdışındaki temsikikre yönelik eyiemlere girişme olasıhğıdır. ASALA'nın izlediği taktiklcrin şimdi de PKK tarafından izlenmesi şaşırtKi obnamahdır." Bir bakıma ASALA'nın yenne geçen yazısındakı görüşlenni de içeren, "PKK 2. llusal Konferans Kararlan" yayımlanıyorda Karar özetini 15 Mart'ta Mumcu'dan öğreniyorduk: "1- Dinleri \e mezhepleri PKK çevTesinde örgüdemek; 2- tmamkr Bûüğini kurumlaştırmak, dini kunımlarda çahşmak \t bunlan ulusal kurtuluşun kunımlan hahne getjrmtk. bu amaçla camileri propaganda merkezleri olarak si>asal amaçlar için kullanmak. hutbeleri propaganda amacı ile değeriendirmek; 3- AleviKgi bir ulusal direniş mobTı olarak eie alarak özgûn bir yaklaşunla dejŞertendirmek. \levileri bir direniş gücü olarak kullanmak: 4- Çeşirü mezhepleri PKK kkolojisi açısından değeriendirmek. 5- ^ezkller \e Hıristiyanlan da PKK çevresinde örgütlemek; 6- Bu amaçlarla yasal ya da yasadışı 1 Vo(/'in ilk aylannda Türkiye'nin birçok bölgesinde sıkıyönetim ilan edilir. Terör, ırkçı ve dinci söylemleri diline dolayanlan da önüne katmış, son hızla yol almaktadır. "Adli, idari ve askeri yargı kesimleri arasında çıkacak uyuşmazlıklan çözmekle görevli Uyuşmazlık Mahkemesi silah kaçakçılığını, anayasanın tanıdığı hür demokratik düzeni veya temel hak ve hurriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemleri niteliğinde görmemiştir. (...) Uyuşmazhk Mahkemesi'nin almış olduğu iki önemli karann sonucu, silah kacakçıhğının sıkıyönetimin kapsamı dışında tutulup düşünce suçlannın sıkıyönetim kapsamına ahnmış olmasıdır." 22 Şubat 1985"te yazar ve yetkililer. Londra'da açıkça satılan bu bilgıleri nereden bulduğunu sormak için çağınrlar. Broşürde, ASALA ile PKK adlı ayınmcı Kürt terönst örgütünün bırlikte düzenledikleri basın toplanüsının tutanağı yayımlanmıştır. Yine Londra'da Collefs Kitabevi'nde satılan "Interview \\ith Mihran Mihranian" adlı bir başka broşürde, Kürt - Ermenı ışbirliğı ıle ilgili açıklamalar yer almaktadır. 20 Ağustos 1987 günlü "Önlem" başlıklı yazısını, 25 erin öldüğü PKK saldınsından sonra yazar. Mumcu, yetkılılerin Batılı ülkelere soramadıklan sorulan yüksek sesle söyler. "Bu son PKK'nin, büyük kentlerde ve kırsal kesımde giriştigi, pek çok insanın yaşamıru yitirdıği silahh saldınlar, yazık ki Mumcu'yu haklı çıkanyor. ama binleri ısrarla şaşırmayı yeğliyordu. 15 Mart 1991 günlü "Kürt Islam SentezT başlıklı yazısında şaşırtıcı değil, korkunç savlar açıklıyordu: Serxwedün, PKK örgütünün Almanya'nın Köln kentinde yayımlanan yayın organımn adıdır. Bu yayın organının 1990 yılı kasım sayısında Abdullah Öcalan'ın 'Kürdistan'da Türklük, İslamiyet ve Ulusal Kurtuluşçuluk" adlı yazısından kimi görüşler aktanlıyordu. Ajmı gazetenin 1990 Ağustos sayısında Öcalan' m bu örgüHere girmek. günlük yaşanüda Kürt dflini yayguüaşurmak." Bu sıralarda Almanya'da, lran'dakı gibi bir Islam devrimini Türkiye'de oluşturma çabalan içinde olan Cemalettm Kaplan'm Köln'de çıkardığı "Ümmet-i Muhammed" adlı dergide de Kürtçülük-Islamcılık desteklenmekte, Şeyh Sah övülmekteydı. Mumcu'ya göre "Kûrtçülügün sankhğı bu din silahı hiç de yeni degfldir. Kürtçüler Islamcüara, tslamcüar da Kürtçülere yeniden yaklaşıvoıiar! Kuzey Irak'ta gelişecek Kürtçülük- İslamcıhk hiç beklenmedik ittüaklar sağlayabüir''di. (Ortadoğu'da Amerikan Bilardosu, s. 142.) 'GDoğu 'ya gitmek, bayrağa sarılı tabutla dönmekdemek' Ipekçi cmayeti ve Ağca Dosyası, Papa-Mafya-Ağca olayındaki bulgulan, Tarikat-Siyaset-Ticaret ilişkilenni incelemeye alması. Kûrt- Islam Ayaklanması. silah kaçakçıhğı ve terör konusunda belgelerle yürümesi, 1980'lerinbaşındaulaştığı şu yargıyı açtnaya çalışması danektir "Türİdye'deki terörist eylemleri, etnik kökenh' loşkırtmabn ve bireysel terör ile ürmanan sakfardan, böigede gelişen yeni olayiaria yan yana koynp değerlendh-mek gereiayor. Aijganistan'u] işgaiL, tran DevTİmi, Irak ve Suriye'deki siy^sal kanşıldıkianlan sonra Türkiye'ye Ortodoğu'da nasü bir göre\ biçüdi?- Terörün amacı >alnızca kan dökmek değildir. Terörün siyasal amaaru beMrkmeden bu olaylan anlamanıs olanağı yoktur. Teröristler yaşanan kargaşa ortamında Söahh Kuvvetfcrimizi de bu kanh çatışmanm içtne süriiJdemek istiyorlar. Her şey açık, her şey ortada." (.Bağımsızlık Gülü, s. 291) Her şey ortadadır, ama askerlik çağı gelen gençler için doğu ve güneydoğuya gitmek, bayrağa sanlı tabutla dönmek anlamı da taşımaktadır. Askeri karakollara saldınlar, toplu kıyım görüntüleriyle yürekleri dağlayan köy baskınlan karşısında, yetkililer bu çatışmalara bir ad koyamazlar, kımsenın savaş demeye dili varmaz, düşük yoğunluklu çatışma gibi tanımlar çıkar ortaya. PKK önderi Apo diye bilınen Abdullah Öcalan'ı ve terörii lanetleyen cenaze törenleri sıklaşır. Uğur Mumcu tüm gücüyle Kürt Dosyası üzerinde çalışmaktadır. Apo'nun yurriçi ve dışı ılişkilerini araştırmaya başlar. 12 Eylül 1990 günlü yazısındaki şu satırlan, 1999 Mayısı'ndaki tmralı duruşmalanyla birlıkte düşünmek gerekir: "BOinen kurakhr, yönetemeyeni yönetirler. VTne biünen bir başka kuraldır. Doğan iktidar boşluğunu getir, bir silahh güç dokhtrur. 12 Eyhli'de olan budur. 12 Ey lül'de yönetime el koyan askerier. soruşturmalan terör eyietnleri ile sınıriı tutup bu eylemleri yönlendirenieri yakalamalan gerekirken, yapay siyasal davalarla ülkede faşizm rüzgân estirdiler. (.„) Kâr, faiz ve rant geürlerini arrönp emek geurkrini azaltan ekonomik modeli silah zoruyia uyguiayarak, bugünkü adaletsiz toplum düzeninin oluşumunda büyük roller oynadılar. lslamcı akımlann gettşmesüıe de bierek ya da bflmeverek destek oldnlar.' ABD. 1970'krden bu yana Ortadoğu'nun kanşacağmı biHyor, Türkiye'ye bu kargaşa içinde rol vermeyi planhyordu. Terörün, Kıbris Banş Harekân'ndan sonra başlaması rastianb mıdır? Banş Harekâtı'ndan sonra ABD'nin silah ambargosu koyması rasüanö mı? ASALA saidınİannın NATO ülkekri başkenderinde düzenlenmesi rasüanb mı? Amerikahlann Türidye'yi 1990 Ortadoğu olaylan •çm kuDanılacak Çe\ik Kuv wt"e katmak istemeleri rastianb nu?" 15 Mart 1991 gecesi Fransız T\'-5 Europe kanalında, bir Kürdistan hantası önünde sazlı sözlü muhabbetın yanı sıra Bayan Mitterrand'ın Türkiye'nin Güneydoğu gezisi gösterilmektedir. Uğur Mumcu 16 Mart 1991 günlü yazısında şöyle dı>or "Körfez sava^ı sonrasmın diplomasisi bir bilardo oyunu gibi oynanıyor. ABD. bilardo sopası ile Irak'ı \uruwr. Irak topu Kürt topuna vuruyor. Kürt topu da Kıbns topuna! Bu flncirleme reaksiyon. Türk dış siyasetinin manevra alanını iyke daralbyor. Türkiye, Kürt-Ermeni-Rum- Avrupa NÇ Amerikan kıskacında bir yahuzhğa itiliyür." Mumcu'nun yapıtlanndan, gende bıraktığı belgelerden anlıyoruz kı Imrah'da cam kafeste bu uzun ve acılı >. öykünün can alıcı noktalannı bıhp de .; bilmezden gelen terönst başı Öcalan. Türkiye'nin "yalnızlaşbnlması" ıçın oynanan, bir ucunda ulu>lararası kaçakçıhk ağının, öte yanında ıç ve dıştakı çetelerin de rol aldığı uluslararası büyük bir oyunun fıgüranıdır. Dökülen kanlann, çekilen acılann "pardon" diyerek unutulabileceğıni düşünecek kadar insancıllaşmış görünürken. "teriirü önlemenin çaresi benim" masali anlatarak pişmanlık yaşayamayacağını, yine Mumcu'nun 1992'dekı yazılanndan çıkarabılıyoruz. Uğur Mumcu, Kürt Dosyası üzerinde çalışmalannı yoğunlaştınrken. konuya tek p>encereden bakmamakta. tslamcı ürmanışı da ızlemektedir. Ölümünden sonra, Kemauzm Sendromu ve Pax- Amerikan adlı kıtabında toplanan yazılannın çoğunda "Kürt saö^na"'nı çözmeye çahşmıştır. 1992 içinde art arda Özgür Gündem, 2000'e Doğru ve Yeni Clke muhabırleri öldürülmeye başlar. Kimılen bu saldmlan Hizbullah'ın yaptıgıru savlar. Mumcu, bütün cinayetlere olduğu gibi bunlara da tepki göstenr. Terörün, ne amaçla yapılırsa yapılsın "Çıkmaz Sokak" olduğunu ısrarla yazar. Ancak Kürt satrancını çözmeye yönelik yazılanna, Özgür Gündem gazetesinden suçlamaya varan tepkiler alır. Oysa Mumcu, 26 Ağustos 1992 günlü yazısında, "Türkiye Kürt sorununa hep yasakçı kafalaria baktı. Bu yasaklar nedeniy le Kürt sorununun ne kökeni araşbnlabüdi. ne Kürt örgütleri arasındaki çetişkiler sergilenebildi. PKK nasü kuruklu? Nasıl geüşb?TSKP\eKomkar adh örgüuerle neden çanşb? PKK'run taktikleri ve izlediği strateji ne? PKK, neden son zamanlarda tslamcüığa sanhna gereği duydu? >larksist-Leninist örgütün'Islam Enternayonaüzmi' bayTağma sanlmasındaki amaç neydi? Bu konular bilinmeden, derinlemesme araşünlmadan, Kürt sorununun dünü ve bugünü bilinmeden Şırnak olay lannı anlamaya da yorumlamaya da olanak yoktur"1 diyordu. Bu sonılar, Imralı duruşması ıçın de geçerli değil mı? Üstelik Öcalan, kendısiyle görüşen gazetecılere. "GeriHalanmız, şimdi Sovy«t hududundan tutahm İskenderun'a kadar bir şerit içinde. hareket içinde. Türkiye'nin doğusunda binlerce silahh adam var şimdi. Türkiye'nin babsında da var" diyor, ayaklanma hazırlığı içinde olduklannı, 1992'deaçık açık söylüyordu. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle