Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22HAZİRAN1999SALI
DIZIYAZI
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Maskesi Düşenler Kimleı*?
Siz Cumhurıyet okurları, Fethullah Gülen ile
ilgili video kasetleri görünce şaşırdınız mı?
Hiç sanmıyoaım.
Şaşılacak olan, Fethullah Gülen'in kim oldu-
ğunu, Fethullahçıların ne olduklan, nasıl örgüt-
lendikleri, hangi amacayöneldıkleri, hangitak-
tikleri kullandıklarını bugün öğrenip buna şaşı-
ranların hali. Bunlar zaten hep yazılıp çizilmedi
mi?
Bütün bunlar yazıldı; ağırtıkh olarak Cumhu-
riyet'te, özellikle Hikmet Çetinkaya tarafın-
dan, yazıldı, ama başka yayın organlannda da
yer aldı.
Ne var ki Fethullah Hoca iyi örgütlenmişti; ki-
minin gafletinden, kıminin dalaletinden, kiminin
ihanetinden yararlanmayı iyı biliyordu. Ve on-
lardan yararlanarak, iyi gürültü kopartıyor, hoş-
görüyü temsil ettiği tevatürünü etrafa iyi yayı-
yordu.
Fethullah Gülen'in biri hariç bütün gaze-
telerdeyandaşları, çığırtkanlan, goygoycu-
ları, hiç değilse sempatizanları olduğunu
bilmiyor musunuz?
Fethullah Hoca'nın biri hariç bütün partiler-
de, hatta kendini orta solda ilan eden veya de-
mokratik sol olduğunu söyleyen partide bile
yandaşı ve hatta kontenjanı olduğunu bilmeyen
var mı?
• • •
Türkiye'de laikliğı savunmaya kalkanlan "la-
ikperest", "laikçi", "laikperver", "dinozor",
"jakoben" olarak suçlayan, kendini ailece mah-
cup ılan eden utanmazların, kendine solcu di-
yen, tarikat savunuculannın iplerini elindetutan
kimmiş, şimdı bunu daha iyi görüyorsunuz de-
ğil mi?
Solcu geçinenler, demokrat geçinenler, koşa
koşa Fethullah Hoca'nın davetlerine, televizyo-
nuna, gazetesine gitmediler mi?
Boy boy ekranlara dizilmediler mi?
Kimileri, hem de bir zamanlar sosyal demok-
rat örgütlerde bu kesıme akıl satmış kimileri, Fet-
hullah Efendi'nin sofrasına oturup, bunu mari-
fetmişçesine ilan etmelerı yetmiyormuş gibi,
"Keşke dostum Deniz Gezmiş de sağ olsaydı,
o da bu sofraya oturmaktan ne kadarmemnun
olurdu..." kabilinden yazılarla, kendi yalakalık-
lanna, düşüncesi uğruna can vermiş insanların
kemiklerını sızlatarak. anılannı çiğneyerek, var-
sayımsal bahaneler bulmadılar mı?
• • •
Devletın en tepesındekiler bile cumhuriyeti yık-
maya yönelik örgütün yan kuruluşlanndan ödül-
ler almadılar mı?
Partiler Hoca'ya kontenjanlar veımediler mi?
Unvan, mansıp, program, avanta, hoşgörü
ödülü dağıtılan bu sofrada, pilavı kaşıkiamayan
kimler kaldı, bir avuç insanın dışında?
Şimdi Fethullah'a karşı nutuk atanlar ya da
ürkek demeçler verenler, biz kendilerini uyanr-
ken, Fethullah'ın yanında resim çektirmiyoriar
mıydı?
Laikrejimin yağmasında, avantatalanında, kim-
ler yer aimadı ki?
Hoşgörü adına hamakat içinde, kimler nele-
re katlanmadı, nelere alet olmadı ki?
Zaten bu kadar gaflet, böylesine hamakat ol-
masaydı, bu ıhanet böylesine güçlü filizlenip,
bu denli büyük bir tehdit halini almazdı.
Sabah Gazetesi, pazar günkü nüshasında
Fethullah Gülen için "Maskesi düştü" diyordu.
Bizler Fethullah Gülen'i zaten biliyorduk.
Soytarılar festivalinde o iğreti maske inandı-
ncı değildi. Ama bu olayda asıl maskeleri düşen-
ler kimler dersıniz?
Kızıltepe
Kaymakamın
lojııuuıma
teröristler saldırdı
• Teröristlerin Mardin'in Kızıltepe ilçesi
kaymakamlık lojmanlanna uzun namlulu
silahlarla açtığı ateş sonucu 2 si ağır 8 polis
yaralandı. Teröristlerin hedefi olan Kaymakam
Mesut Yıldınm oturduğu kamelyadan erken
kalkınca saldından kurtuldu.
Yurt Haberleri Servisi -
Mardin'in Kızıltepe ilçesi
Kaymakamlık lojmanına
teröristler tarafından dü-
zenlenen saldında, 2 si ağır
8 polis yaralandı. Terörist-
lerin hedefi olan kayma-
kam Mesut YıldınnTın,
oturduğu kamelyadan er-
ken kalkması sayesinde sal-
dırıyı atlattığı bildirildı.
Mardın, Muş. Şımak. Van
ve Siırt'te düzenlenen ope-
rasyonlarda 7 terönst 61-
dürüldü.
Önceki gece geç saat-
lerde Kızıltepe'nin Şen-
yurt Caddesi'nde bulunan.
Kaymakam Mesut Yıldı-
nm "ın oturduğu lojmana
bir grup terörist tarfindan
uzun namlulu silahlarla ateş
açıldı. Saldın sırasında. loj-
manda koruma görev i ya-
pan polıslerden Şahin Ka-
rasakal ıle Süleyman Ka-
çar ağır, Sa\aş KarabuluL
Baykara Özcan. Serhan
Ünlü, Hasan Güler, Bülent
Kurtalan ve İrfan Türkoğ-
lu hafıf yaralandılar. Yara-
lılar, DıyarbakırTıp Fakul-
tesi Hastanesi ıle Mardin
Devlet Hastanesı'ne kal-
dınlarak tedav ı altına alın-
dılar.
Kaymakam Mesut Yıl-
dınm'ın her aksam konu-
tunun bahçesinde bulunan
kamelyada oturduğu, olay
gecesi saldından birkaç da-
kika önce kamelyadan ay-
nldığını belırten yetkililer,
olayı şöyle anlattılar: "Te-
röristler saldın sırasında
kamehaya doğru ateş aç-
ıruşlar. Her akşam kamel-
yada oturan Kaymakam
bey, saldın gecesi, misafjr-
leri gekügi için erken aynl-
dL Kaymakam beyin ayrü-
masından birkaç dakika
sonra saldın okhı. Sakhn-
da rıedefKaymakamdı, ka-
melyadan erken aynbna-
sryia,sakhndankurtuldu.''
" Mardin Valisi FfcretGü-
ven, polis memurlannı has-
tanede ziyaret etti. Polis
memurlannın inançlann-
dan bir şey kaybetmeme-
leri gerektığini belirten Va-
lı Güven, "Bu inanç saye-
sinde terör belasının üste-
sinden gelecegiz. Terörün
kaynağmı bulduk,kurutma
noktasındayız" dedi. Valı
Güven, polis memurlan-
nın durumlannın iyi oldu-
ğunu belırtti.
' Yönetemeyeni yönetirler'
Uğur
Mumcu
/lemişti
•*m - ^ Şubat 1980. "Onayet
W m ve terör bütün
M m şiddetiy le sürüyor. Her
M M olay, bir başka kanh
M M olaylabeslenerek
sergüeniyor. Evet son seksen günün
bflançosu, yedi yüze yakm kanh tabuttur.
OzeDikle son günlerde karakol
baslanlanna tamk olunuynr. Fmniyet
göroHleri şehit editivor. En son,
Istanbul'da Tahtakaİe ve Yedikule poBs
karakoUan basıkh-." (Bağımsızlık Gülü
s.86)
7 Mart 1980. "Savofau; yargıçlar,
emniyet müdürteri. poüsler. bekçüet,
şimdi de yurt görevi yapan erler. (_)
Teröristler uluslararası karanlık çetelerin
verdikieri otomatik silahlarla saldınyor.
(_) Bu oiaytann hiçbiri, evet hiçbiri
rastlanü değfldir. Terör beüi bir pian,
beüi bir program çerçevesinde
yürûtûlüyor. (_) İskenderun'da.
Adana'da, Ankara'da ve tstanbul'da
erlerimize yönelen alçakça saldınlar,
böylesine geniş bir planın son ve iğrenç
halkalan olarak görülmelidir. Olayı
böyie bir geniş açıdan görmedikçe,
yakalanan birkaç teröristten sonra
kaynağına indik. iniyoruz. son
çırpınışlandır, diye kendi kendimizi bile
avutmaya >etmeyen demeçler vererek
teröristlerin işini kolaylaşhnnz."
(BağımsızlıkGülü. s.'l35)
1980'in ilk aylannda Türkiye'nin birçok
bölgesınde sıkıyönetim ilan edilir. Terör.
ırkçı ve dinci söylemleri diline
dolayanlan da önüne katmış, son hızla
yol almaktadır. "AdH, idari ve askeri
yargı kesimleri arasında çıkacak
uyuşmazuklan çözmekle görevli
Uyuşmazhk Mahkemesi silah
kaçakçıhğmı, anayasanın tanıdığı hür
demokratik düzeni veya temel hak ve
hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik
şiddet eylemleri niteliğinde görmemiştir.
(_) Uyuşmazhk Mahkemesi'nin almış
olduğu iki önemH karann sonucu, silah
kaçakçdığının sıkryönetimin kapsamı
dışında tutulup düşünce suçlannm
sıkıyönetim kapsamına ahnmış
oonasHÜr." Mumcu, 13 Mayıs 1980
günlü bu yazısında şunlan söyler.
"Teröristlerin ellerindeki silahlardan
çok, insanlann kafasındaki düşüncekri
yasaklayan adalet anlayışı, banşa ve
demokrasiye hizmet edemez."
Uğur Mumcu terör. yolsuzluk gıbi
konularla ilgili belge ve bulgularmı
açıkladıkça, basının bir kısmından,
Cumhuriyet gazetesine ve kendisine akıl
almaz saldınlar başlar. Cumhuriyet'te,
Mumcu'nun 22 Ocak-1 Şubat 1980
günlen arasında yayımlanan ve silah
kacakçıhğının kanıtlannı, suç
belirtilerini, haberleri anlatan dizisi,
büyük tepki alır. Türkiye'nin
siyasetçileri o günlerde
cumhurbaşkanlığı seçımi ve
tartışmalanyla ilgilidir. Terör
kurbanlannın arkasmdan, "Terörün
Allah belasını versin" demekten başka
söylenen söz, yapılan eylem yoktur.
Tûrkiye için "milat'' gibi olacak tarih
yaklaşmaktadır, 12 Eylül 1980'e böyle
gelinir. 1980-1990 arasında Mumcu hem
ülkemizin doğusu. güneydoğusu
ağırlıklı olmak üzere her yöreyi kasıp
kavuran PKK terörünü, hem silah
kaçakçılığı ile terör arasındaki bağı, hem
de irtıca eylemleriru, gerici
Terör kurbanlannın arkasmdan, Terörün Allah belasını versin" demekten başka söylenen söz, yapılan eylem yoktur. Türkiye 12 Eylül 1980'e böyle gelir.
kalkışmalarla ötekiler arasındaki bağı
çözmeye girişir. An kovanına bir değil,
pek çok çomak soktuğu belli olur. Ölüm
tehditlen almaya başlar.
Mumcu, 1980'in ortalannda birden
kesiliveren ASALA eylemlen ve PKK
arasındaki ılişkılen kûrmakta
gecikmeyen gazetecilerden bindir.
Yukandakı yargıya ulaşması. yalnızca
sezgı değildir. 30 Kasan 1984 günlü
"Hizbullah" başltklı yazısında da
okuduğumuz gibi, Ermenı terörünün
1984'te kesilivermesınden sonra
tırmanan PKK ve dıncı örgütlerin
eylemleri üzennde yoğunlaşır. Bu
üçlünün oluşturduğû üçgenin kesişriği
ya da çıkar ilışkilerinın aynldığı köşeleri
bulmaya çalışır. Şimdi. Imralı
duruşmasına bu açıdan da yaklaşmak
gerekir.
Uğur Mumcu- ASALA'nın "ASALA
Interview'' adlı broşüründe okuduklannı
saldından hemen önce PKK, Atma ve
Brükserde basın toplannlan
düzenley^rek 15 Ağustos gününü
PKK'mn silahh sa\aşı başlatnğı gûn
oiarak ilan ediyor. PKK sözcüsü A\ukat
Hüseyin \'ıldınm, Atina'da düzenlediği
basın toplantısında. 1? Ağustos 1984
tarihinin. Abdullah Öcalan tarafından
girişiltn silahh mücadelenin başlangıcı
olduğunu açıkhyor.
PKK silahh bir örgüt Bu silahh örgfit
adına Avrupa başkenderinde
açıklamalar yapılmasına nasıl izm
verihyw? (~j
Terörün manbğından çıkan bir başka
sonuç da PKK'nm bundan sonra büyük
kenüerde ve yurtdışındaki temsikikre
yönelik eyiemlere girişme olasıhğıdır.
ASALA'nın izlediği taktiklcrin şimdi de
PKK tarafından izlenmesi şaşırtKi
obnamahdır."
Bir bakıma ASALA'nın yenne geçen
yazısındakı görüşlenni de içeren, "PKK
2. llusal Konferans Kararlan"
yayımlanıyorda Karar özetini 15
Mart'ta Mumcu'dan öğreniyorduk:
"1- Dinleri \e mezhepleri PKK
çevTesinde örgüdemek;
2- tmamkr Bûüğini kurumlaştırmak,
dini kunımlarda çahşmak \t bunlan
ulusal kurtuluşun kunımlan hahne
getjrmtk. bu amaçla camileri
propaganda merkezleri olarak si>asal
amaçlar için kullanmak. hutbeleri
propaganda amacı ile değeriendirmek;
3- AleviKgi bir ulusal direniş mobTı
olarak eie alarak özgûn bir yaklaşunla
dejŞertendirmek. \levileri bir direniş
gücü olarak kullanmak:
4- Çeşirü mezhepleri PKK kkolojisi
açısından değeriendirmek.
5- ^ezkller \e Hıristiyanlan da PKK
çevresinde örgütlemek;
6- Bu amaçlarla yasal ya da yasadışı
1 Vo(/'in ilk aylannda Türkiye'nin birçok bölgesinde sıkıyönetim ilan edilir. Terör, ırkçı ve
dinci söylemleri diline dolayanlan da önüne katmış, son hızla yol almaktadır. "Adli, idari ve
askeri yargı kesimleri arasında çıkacak uyuşmazlıklan çözmekle görevli Uyuşmazlık Mahkemesi
silah kaçakçılığını, anayasanın tanıdığı hür demokratik düzeni veya temel hak ve hurriyetleri
ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemleri niteliğinde görmemiştir. (...) Uyuşmazhk
Mahkemesi'nin almış olduğu iki önemli karann sonucu, silah kacakçıhğının sıkıyönetimin
kapsamı dışında tutulup düşünce suçlannın sıkıyönetim kapsamına ahnmış olmasıdır."
22 Şubat 1985"te yazar ve yetkililer.
Londra'da açıkça satılan bu bilgıleri
nereden bulduğunu sormak için
çağınrlar. Broşürde, ASALA ile PKK
adlı ayınmcı Kürt terönst örgütünün
bırlikte düzenledikleri basın
toplanüsının tutanağı yayımlanmıştır.
Yine Londra'da Collefs Kitabevi'nde
satılan "Interview \\ith Mihran
Mihranian" adlı bir başka broşürde,
Kürt - Ermenı ışbirliğı ıle ilgili
açıklamalar yer almaktadır.
20 Ağustos 1987 günlü "Önlem"
başlıklı yazısını, 25 erin öldüğü PKK
saldınsından sonra yazar. Mumcu,
yetkılılerin Batılı ülkelere soramadıklan
sorulan yüksek sesle söyler. "Bu son
PKK'nin, büyük kentlerde ve kırsal
kesımde giriştigi, pek çok insanın
yaşamıru yitirdıği silahh saldınlar, yazık
ki Mumcu'yu haklı çıkanyor. ama
binleri ısrarla şaşırmayı yeğliyordu. 15
Mart 1991 günlü "Kürt Islam SentezT
başlıklı yazısında şaşırtıcı değil, korkunç
savlar açıklıyordu:
Serxwedün, PKK örgütünün
Almanya'nın Köln kentinde yayımlanan
yayın organımn adıdır. Bu yayın
organının 1990 yılı kasım sayısında
Abdullah Öcalan'ın 'Kürdistan'da
Türklük, İslamiyet ve Ulusal
Kurtuluşçuluk" adlı yazısından kimi
görüşler aktanlıyordu. Ajmı gazetenin
1990 Ağustos sayısında Öcalan' m bu
örgüHere girmek. günlük yaşanüda Kürt
dflini yayguüaşurmak."
Bu sıralarda Almanya'da, lran'dakı gibi
bir Islam devrimini Türkiye'de
oluşturma çabalan içinde olan
Cemalettm Kaplan'm Köln'de çıkardığı
"Ümmet-i Muhammed" adlı dergide de
Kürtçülük-Islamcılık desteklenmekte,
Şeyh Sah övülmekteydı. Mumcu'ya göre
"Kûrtçülügün sankhğı bu din silahı hiç
de yeni degfldir. Kürtçüler Islamcüara,
tslamcüar da Kürtçülere yeniden
yaklaşıvoıiar!
Kuzey Irak'ta gelişecek Kürtçülük-
İslamcıhk hiç beklenmedik ittüaklar
sağlayabüir''di. (Ortadoğu'da Amerikan
Bilardosu, s. 142.)
'GDoğu 'ya gitmek, bayrağa sarılı tabutla dönmekdemek'
Ipekçi cmayeti ve Ağca Dosyası,
Papa-Mafya-Ağca olayındaki
bulgulan, Tarikat-Siyaset-Ticaret
ilişkilenni incelemeye alması. Kûrt-
Islam Ayaklanması. silah kaçakçıhğı
ve terör konusunda belgelerle
yürümesi, 1980'lerinbaşındaulaştığı
şu yargıyı açtnaya çalışması
danektir "Türİdye'deki terörist
eylemleri, etnik kökenh' loşkırtmabn
ve bireysel terör ile ürmanan
sakfardan, böigede gelişen yeni
olayiaria yan yana koynp
değerlendh-mek gereiayor.
Aijganistan'u] işgaiL, tran DevTİmi,
Irak ve Suriye'deki siy^sal
kanşıldıkianlan sonra Türkiye'ye
Ortodoğu'da nasü bir göre\ biçüdi?-
Terörün amacı >alnızca kan dökmek
değildir. Terörün siyasal amaaru
beMrkmeden bu olaylan anlamanıs
olanağı yoktur. Teröristler yaşanan
kargaşa ortamında Söahh
Kuvvetfcrimizi de bu kanh
çatışmanm içtne süriiJdemek
istiyorlar. Her şey açık, her şey
ortada." (.Bağımsızlık Gülü, s. 291)
Her şey ortadadır, ama askerlik çağı
gelen gençler için doğu ve
güneydoğuya gitmek, bayrağa sanlı
tabutla dönmek anlamı da
taşımaktadır. Askeri karakollara
saldınlar, toplu kıyım görüntüleriyle
yürekleri dağlayan köy baskınlan
karşısında, yetkililer bu çatışmalara
bir ad koyamazlar, kımsenın savaş
demeye dili varmaz, düşük
yoğunluklu çatışma gibi tanımlar
çıkar ortaya. PKK önderi Apo diye
bilınen Abdullah Öcalan'ı ve terörii
lanetleyen cenaze törenleri sıklaşır.
Uğur Mumcu tüm gücüyle Kürt
Dosyası üzerinde çalışmaktadır.
Apo'nun yurriçi ve dışı ılişkilerini
araştırmaya başlar. 12 Eylül 1990
günlü yazısındaki şu satırlan, 1999
Mayısı'ndaki tmralı duruşmalanyla
birlıkte düşünmek gerekir: "BOinen
kurakhr, yönetemeyeni yönetirler.
VTne biünen bir başka kuraldır.
Doğan iktidar boşluğunu getir, bir
silahh güç dokhtrur. 12 Eyhli'de olan
budur. 12 Ey lül'de yönetime el koyan
askerier. soruşturmalan terör
eyietnleri ile sınıriı tutup bu eylemleri
yönlendirenieri yakalamalan
gerekirken, yapay siyasal davalarla
ülkede faşizm rüzgân estirdiler. (.„)
Kâr, faiz ve rant geürlerini arrönp
emek geurkrini azaltan ekonomik
modeli silah zoruyia uyguiayarak,
bugünkü adaletsiz toplum düzeninin
oluşumunda büyük roller oynadılar.
lslamcı akımlann gettşmesüıe de
bierek ya da bflmeverek destek
oldnlar.'
ABD. 1970'krden bu yana
Ortadoğu'nun kanşacağmı biHyor,
Türkiye'ye bu kargaşa içinde rol
vermeyi planhyordu.
Terörün, Kıbris Banş Harekân'ndan
sonra başlaması rastianb mıdır?
Banş Harekâtı'ndan sonra ABD'nin
silah ambargosu koyması rasüanö
mı? ASALA saidınİannın NATO
ülkekri başkenderinde düzenlenmesi
rasüanb mı? Amerikahlann
Türidye'yi 1990 Ortadoğu olaylan
•çm kuDanılacak Çe\ik Kuv wt"e
katmak istemeleri rastianb nu?"
15 Mart 1991 gecesi Fransız T\'-5
Europe kanalında, bir Kürdistan hantası
önünde sazlı sözlü muhabbetın yanı sıra
Bayan Mitterrand'ın Türkiye'nin
Güneydoğu gezisi gösterilmektedir.
Uğur Mumcu 16 Mart 1991 günlü
yazısında şöyle dı>or "Körfez sava^ı
sonrasmın diplomasisi bir bilardo oyunu
gibi oynanıyor. ABD. bilardo sopası ile
Irak'ı \uruwr. Irak topu Kürt topuna
vuruyor. Kürt topu da Kıbns topuna!
Bu flncirleme reaksiyon. Türk dış
siyasetinin manevra alanını iyke
daralbyor. Türkiye, Kürt-Ermeni-Rum-
Avrupa NÇ Amerikan kıskacında bir
yahuzhğa itiliyür."
Mumcu'nun yapıtlanndan, gende
bıraktığı belgelerden anlıyoruz kı
Imrah'da cam kafeste bu uzun ve acılı >.
öykünün can alıcı noktalannı bıhp de .;
bilmezden gelen terönst başı Öcalan.
Türkiye'nin "yalnızlaşbnlması" ıçın
oynanan, bir ucunda ulu>lararası
kaçakçıhk ağının, öte yanında ıç ve
dıştakı çetelerin de rol aldığı uluslararası
büyük bir oyunun fıgüranıdır. Dökülen
kanlann, çekilen acılann "pardon"
diyerek unutulabileceğıni düşünecek
kadar insancıllaşmış görünürken.
"teriirü önlemenin çaresi benim" masali
anlatarak pişmanlık yaşayamayacağını,
yine Mumcu'nun 1992'dekı yazılanndan
çıkarabılıyoruz.
Uğur Mumcu, Kürt Dosyası üzerinde
çalışmalannı yoğunlaştınrken. konuya
tek p>encereden bakmamakta. tslamcı
ürmanışı da ızlemektedir. Ölümünden
sonra, Kemauzm Sendromu ve Pax-
Amerikan adlı kıtabında toplanan
yazılannın çoğunda "Kürt saö^na"'nı
çözmeye çahşmıştır. 1992 içinde art arda
Özgür Gündem, 2000'e Doğru ve Yeni
Clke muhabırleri öldürülmeye başlar.
Kimılen bu saldmlan Hizbullah'ın
yaptıgıru savlar. Mumcu, bütün
cinayetlere olduğu gibi bunlara da tepki
göstenr. Terörün, ne amaçla yapılırsa
yapılsın "Çıkmaz Sokak" olduğunu
ısrarla yazar. Ancak Kürt satrancını
çözmeye yönelik yazılanna, Özgür
Gündem gazetesinden suçlamaya varan
tepkiler alır. Oysa Mumcu,
26 Ağustos 1992 günlü
yazısında, "Türkiye Kürt
sorununa hep yasakçı
kafalaria baktı. Bu yasaklar
nedeniy le Kürt sorununun
ne kökeni araşbnlabüdi. ne
Kürt örgütleri arasındaki
çetişkiler sergilenebildi.
PKK nasü kuruklu? Nasıl
geüşb?TSKP\eKomkar
adh örgüuerle neden çanşb?
PKK'run taktikleri ve
izlediği strateji ne? PKK,
neden son zamanlarda
tslamcüığa sanhna gereği
duydu? >larksist-Leninist
örgütün'Islam
Enternayonaüzmi'
bayTağma sanlmasındaki
amaç neydi?
Bu konular bilinmeden,
derinlemesme
araşünlmadan, Kürt
sorununun dünü ve bugünü
bilinmeden Şırnak
olay lannı anlamaya da
yorumlamaya da olanak
yoktur"1
diyordu.
Bu sonılar, Imralı
duruşması ıçın de geçerli
değil mı? Üstelik Öcalan,
kendısiyle görüşen
gazetecılere.
"GeriHalanmız, şimdi
Sovy«t hududundan tutahm
İskenderun'a kadar bir
şerit içinde. hareket içinde.
Türkiye'nin doğusunda
binlerce silahh adam var
şimdi. Türkiye'nin
babsında da var" diyor,
ayaklanma hazırlığı içinde
olduklannı, 1992'deaçık
açık söylüyordu.
SÜRECEK