18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erbakan yargılandı • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatılan RP'nin lideri Necmettin Erbakan'ın Bingöl'de 1994yerel seçimleri sırasmda yaptığı konuşma nedeniyle DiyarbakırDGM'de, TCY'nin 312. maddesi uyannca '"halkı, din ve mezhep farkı gözeterek açıkça düşmanlığa tahrik etmek'" suçundan 3 yıl hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. Diyarbakır 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanan sanık Necmettin Erbakan'ın katılmadığı dünkü duruşmaya avukatı Mehmet Ener katıldı. Duruşma Milli Gençlik Vakfi'nda ele geçirilen kasetin beklenilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. lletişim ozguplugu • Haber Merkezi-Birleşmış Milletler Insan Haklan Eğitımi 10 Yıh( 1995-2005) Ulusal Komitesi'nin, Türkiye Gazeteciler Cemıyetrnin işbirliğıyle düzenlediği basın mensuplanna yönelik tartışmalı eğitim seminerinin beşincisi pazar günü Basın Müzesi'nde yapılacak. Saat 14.30'ta başlayacak olan seminerde, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve tstanbul Barosu Insan Haklan Merkezi Başkanı Prof. tbrahim Kaboğlu "Toplumsal lletişim Özgürlüğü" konusunu ele alacak. Seminere Devlet Bakanı Mehmet Alı Irtemçelik de katılacak. Kuşlap suçlu bulundu • SIVAS (Cumhuriyet) - Sıvas'm Sarkışla ilçesinde geçen yıl meydana gelen ve bir kışinin ölümü, 3 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasmda Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesi, göçmen kuşlan suçlu buldu. Şarkışla- Pınarbaşı karayolunun 15. kilometresinde Vahdettin Çelik adlı sürücü yönetimindeki kamyonetin devrilmesi sonucu Burhan Çelik hayatını kaybetmiş, Himayettin Çelik, tbrahim Çelik ve Abdullah Babadağ adlı kişiler de yaralanmıştı. Olayla ilgili olarak yapılan tutanakta. Çelik'e 8'de 3, yolda trafiği engelleyen göçmen kuşlara da 8'de 5 kusurverilmişti. Şarkışla Asliye Ceza Mahkemesi"nde görülen davada Çelik dikkatsizlik ve tebdirsizlik yüzünden kusurlu bulunarak cezası ertelenirken olaya neden olduğu iddia edilen göçmen kuşlar da suçlu bulundu. 9. KepiPliler Günü • tstanbul Haber Servisi - Kepirtepeliler Eğitim Vakfi, Kepirtepe Köy Enstıtüsü'nden 50 yıl önce Kepirtepe tlköğretmen Okulu'ndan da 25 yıl önce mezun olanlarla birlikte pazar günü 9. Kepirliler Günü'nü çeşitli etkinlikle kutlayacak. Vakfin 2. Olağan Kongresi de cumartesi günü Lüleburgaz Kepirtepe'de yapılacak. Kepirtepeliler Egitim Vakfi'ndan yapılan yazılı açıklamada "Trakya topraklannın korunmasmı isteyen" ve "yaşadığı topluma karşı sorumluluk duyan" Kepirtepeliler pazar günü gerçekleştirilecek etkinliğe davet edildi. Açıklamada "Kepirtepe'de boşaltılan yapılann yerine Trakya Kültür ve Sanat Merkezi'nı kurabılmek için Fikirtepe'de buluşalım" denildı. 9. Kepirliler Günü'nde, Kepirtepe Köy Enstitüsü 1948-49 mezunlannın 50, Kepirtepe llkögretmen Okulu 1973-74 mezunlannın 25. yılı da kutlanacak. Faturalannı düzensiz ödeyen abonelerin elektriği, 'güven vermediği' gerekçesiyle kesiliyor Aktaş'tan yeni bir yöntemtstarbul Haber Servisi - Aktaş Elektrik, faturasını birkaç kez gecikmeli ödeyen abonelerinin borcu olmamasına karşm elekt- riğini kesmeye başladı. Aktaş Elektrik, abonenin elektriğinin kesilmesine gerekçe olarak "gü- ven vermemesini" gösterdi. Bu uygulamayla borcu gözükme- yen ev sahibi abonesinden "aç- ma-kapama" bedeli olarak 1 milyon 450 bin lira, kiracı abo- nesinden ise "güvence'' bedeli ile açma-kapama bedeli olarak toplam 6 milyon 750 bin lira ödemesi talep ediliyor. tstanbul Ânadolu yakasma etektrik veren Aktaş Elektrik' in, "Elektrik Saüşına Dair Abon- man SözJeşmesi"ne aykın uygu- lama başlattığı ortaya çıktı. Ak- taş Elektrik'in abonelerini şaşır- tan ve "haksız kazanç" sağlayan Elektrik, kendisine başvuran ev sahibi aboneden elektriğin yeniden verilebilmesi için açma-kapama bedeli olarak 1 milyon 450 bin lira, kendisine güvence vermeyen kiracı abonesinden ise güvence bedeli dahil olmak üzere toplam 6 milyon 750 bin lira yatırmasını talep ediyor. "flgmç" uygulaması şöyle: Abonesinin tesisatına yakla- şık ayda bir ödeme tutannı fatu- ra keserek bildiren Aktaş Elekt- rik. faturanın son ödeme tarihin- den itibaren her geçen gün için gecikme zammı uyguluyor. An- cak, gecikme zammı ile birlikte faturayı Aktaş Elektrik'in vez- nesine ödeyen abonenin elektri- ği, borcu '0 TL' gözükmesine karşıhk "Aktaş Elektrik'e gü- vence vermediği'' gerekçesiyle kesiliyor. Aktaş Elektrik, kendisine baş- vuran ev sahibi aboneden elekt- riğin yeniden verilebilmesi için açma-kapama bedeli olarak 1 milyon 450 bin lira, kendisine güvence vermeyen kiracı abo- nesinden ise güvence bedeli da- hil olmak üzere toplam 6 milyon 750 bin lira yatırmasını talep ediyor. "Aktaş Elektrik TAŞ Alçak Gerilim Elektrik Saüşına Dair Abonman Sözleşmesi"ndeki, "Özel Hükümler" ve "Genel Hükümler"de ise abonenin elektriğinin kesilmesine dair böyle bir hüküm yer almıyor. Aktaş Elektrik'in abonesini şaş- kına çeviren bu uygulamadan "haksız kazanç" sağladığını açıkça ortaya koyan sözleşme- nin genel hükümler bölümünde yer alan beşinci madde ise aynen şöyle: "Yûkümlûlüğünü yerine ge- tirmemesi veya sözleşme hü- kümkrine aykın davranışı yü- zünden elektriği kesilmiş olan abone, yûkümlûlüğünü yerine getirip sözkşmesine aylan olan durumu düzelttikten sonra elektriğinin yeniden bağlanma- sı için, o tarihe kadar varsa birik- miş borcunun tamamıru gecik- me zammı ile açma- kapama be- delini peşin olarak ödeyecektir. Elektriği kesUdiği halde şirketin haberi oimadan elektrik kullanı- mına devam eden aboneye ka- çak etektrik kullanun hükümle- ri uygulanır." Aktaş Elektrik aboneleri uy- gulamaya büyük tepki gösterir- ken, elektriğin yeniden verilme- si için Aktaş Elektrik'e başvu- ran aboneler ilgili kuruluşun ça- lışanlanyla ödeme konusunda tartışmalar yaşadıklannı belirt- tiler. Bu arada, konuyla ilgili gö- rüştüğümüz Aktaş yetkilileri, kendilerine başvuran aboneleri- ne son dönem fatura tarihleri ile ödeme yaptıklan tarihleri göste- ren çizelgeyi gösterdiklerini kaydederek, istenen güvence bedelinin makul bir ücret ol- duğunu ileri sürdüler. Gürtuna 'nın hazırlattığı yeni yönetmelik büyükşehir meclisi gündeminde îstanbul'a 'imar affi' yönetmeliğiOKTAY EKİNCt Yıllardır imar ve koruma hukukuna ay- kın "rantpianlanyla" yağmalanan tstan- bul, bu kez de kaçak ve yasadışı yapılaş- maya "ruhsat" olanağı sağlayacak bir "rant yönetmeliğûıin" tehdidi altında. tstanbul Büyükşehir Belediye Başkan- lığı'nm 17Mayıs 1999 tarihve 301 sayı- lı yazısıyla Büyükşehir Belediye Mecli- si 'nin "onayına" sunulan yeni "İmar Yö- netmeliği Taslağı", anakent ve ilçe bele- diye başkanlanna "imarkuraUarmabağ- h kalmadan proje onaylama" yetkisi ta- nıyor. SİT alanlannda da Koruma Kurulla- n'nı "devre dışına" çıkartmayı hedefle- yen hükümler taşıyan yeni yönetmelik taslağı, ruhsatına ve projesine aykın ya- pılaşmaya ise "imar affi" anlamına gelen olanaklar sağlıyor. Bu tür, yasalara açık- ça aykın ve belediye meclisini "TBMM yerine" koyan düzenlemelerle 10 milyon- İuk kenti tam bir "yağma hukukuna" bag- lamayı öngören yönetmelik taslağı için "Hukuk müşavirliği görüşünü bile alma- yan* Büyükşehir Belediye Başkanhğı, mimar ve mühendis odalannın proje ve inşaatlar üzerindeki "mesleki denetim" haİdannı da yine devre dışında bırakıyor... Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın onayıyla Anakent Mecli- .* erel seçimlerin üzerinden bir ay bile geçmeden, 17 Mayıs 1999'da lstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne sunulan yeni imar yönetmeliğinde "parseller küçültülüp, binalar büyültülüyor". Imara aykın yapılann "bağışlanması" kurallanyla donatılan yönetmelik, belediye başkanlanna da "ayncalıklı imar hakkı dağıtma" yetkisi veriyor... si'ne havale edilen yeni imar yönetmeli- ği taslağında. şehircilik ve koruma ilke- lerini gözetmek yerine kent ve toplum çı- karlanna aykın "hukuk dısıyapılaşmala- n destekJeyen" maddelerden kimi çarpı- cı olanlan özetle şöyle: • Başkaniara "Ayncahldı İmar tzni" yetkisi: Taslağın 2.01. maddesi, yapı pro- jelerinin "ilgilisinin talebi üzerine" bele- diye başkanlannca veya yetkili kılınacak teknık kurullarca; "imar yönetmeliği hü- kümlerine bağh kahnmadan onaylanabi- lir" hükmünü taşıyor. Bu kural, lstan- bul'daki 27 ilçe belediye başkanını "imar ayncahğı tanıma" yetkisiyle donatarak, tüm metropoliten alanı "feodal krallann insanna" terk ediyor... • SİT Alanlannda Koruma Kurulu "devre dışı": Koruma Kurullan'nca "SİT" ilan edilen yerlerdeki "devam et- mekte olan" inşaatlar hakkında nasıl iş- lem yapılacağı yine kurul tarafindan be- lirlenmesi gerekirken, taslağın 2.06. mad- desinde bu yetki "betedryeye" alınıyor. 2863 Sayılı Koruma Yasası'na da açıkça aykın olan bu hükmün gerekçesi olarak ise StT karan öncesindeki yapı ruhsahnın "müktesep hak" olduğu vurgulanıyor. Böylece aynı yapının "StT koşullanna uygun tamamlanmasını*' sağlayabilecek Koruma Kurulu kararlan da "geçersiz" kılınmak isteniyor. • Yasadışı yapdara "bağışlama" (af) olanağı: Taslağın yine 2.06. maddesinin en sonuna eklenen bir fikra ise tam bir "imar afn" niteliğınde. Fıkraya göre, "ruhsaö- na ve eklerine aylan" inşa edilen yapılar (yani, imar planına ve onaylı projesine uygun olmayan) hakkında. mevzuattaki "yaptmmlar" değil, bu yapılan "kurta- rabilecek" lehte olan kurallar uygulana- cak. Yönetmeliğin yeni şekli de bu tür "lehte" yoruma açık hükümlerle donatıl- dığından. kentin imar planı kurallannı çiğneyen yapılar TBMM'den bir af yasa- sına bile gerek kalmadan belediyeye ve- Hukuk müşaviıierinin görüşü bile alınmadan büyükşehir meclisinin onayına sunulan yönetmelik taslağında, StT flan edflmiş bölgelerdeki inşaatlara da 'eski imar kurallanna göre devam ermesi' hakkı tammyor. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) rilecek "para cezasıyla" (!) bağışlana- cak... • İmar Düzenlerinde "Karmaşa": Ya- pılann bulunduklan arsada hangı oranda yer işgal edecekleri ve inşaat emsaline hangı alanlann gireceği konusunda imar planlannda getirilmesi gereken kurallar da taslakta "seçenekler sunularak" (!) ta- nımlanıyor. (Md. 4.03) Bodrum katlann yüzde 50'si de "emsal dışı" tutularak, ken- tin altyapısını zorlayan toprak altı kulla- nımlara olanak sağlanıyor. • Parselkr "küçülüyor"; binalar "bü- yüMlüyor": tstanbul gibi yoğun yapılaş- ma baskısı altında bunalan bir kentte "ne- fes aİHiabilir" doku yaratabilmek için en temel kural "parsenerin bü>ük,yapılann küçük tutulması" iken, yeni yönetmelik taslağında parsel boyutlan küçültülerek bina-blok boylan da arttınlıyor. Böylece yönetmelik, daha fazla parsel elde etmek isteyen "arsaspekülatörieri" ile daha bü- yük inşaat yapmayı hedefleyen "müteah- hhfcri" açıkça kollamış oluyor... • Subasman "2 metre" (!); caöda "rant kaö": Yönetmelik taslağı, yasalarda 50 cm (0.5 mt) olarak belirlenen subasman seviyesini "2 metreye" çıkartarak, "kul- lanılabilir bodrum katlar" yaratıyor. Bu yoğunluk artışma ek olarak "çau meyli- ni" de yüzde 33'lük yasal ölçüden "yüz- de 40'a" çıkartıp yine "ilavıe kat" olanağı sağlıyor. Yine yasal olarak mümkün ol- mayan "bagımsızçan kaü" uygulaması da yönetmeliğin 6.15. maddesine eklenen son bir fıkrayla yeniden.gündeme getiri- liyor... tstanbul'un imar düzenini belirleyecek bu yeni yönetmelik taslağı bir yandan be- lediyelere hukuk dışı ve "keyfT imar izin- leri verme ortamını hedeflerken, öbür yandan özellikle meslek odalannın proje ve inşaatlar üzerindeki mesleki denetim olanaklan da yine "engefleyen" birdüzen- leme şeklinde anakent meclisine sunul- muş durumda. Böylece Ali Müfit Gürtuna'nın da kentsel sorumluluklar ve imar politikası konusunda eski başkan Recep Tayyip Er- doğan'dan farklı olmadıgı açığa çıkıyor. Çünkü Erdoğan da 1994'te seçildigı za- man, ilk iş olarak "imara" el atmış ve da- ha ilk haftalarda mimar ve mühendis o- dalannın. inşaat projelerini "belediye ruh- sat vermeden önce" incelemesi haklanm iptal ermişti. Şimdi de aynı tutumu Gürtuna ser- gileyerek, seçimlerden önceki "demok- ratikkuruluşlariaisbnüği'' sözünübirke- nara bırakıyor Samsun, Adana, Antalya gibi büyükşehirlerdeki imar yönetmelik- lerinde de yer almakta olan "meslek o- dalan denetimi" kuralını tstanbul İmar Yönetmeliği'ne yansıtmayan Gürtuna, siyasal söylemi ile uygulaması arasında "çelişki" bulunan yerel yönetkilerden biri olarak da tarihe geçiyor. 1IRMIK / AYDIN ENGİN aengina doruk.net.tr. Başlığa boşverin. Uydurdum. Aslın- da çok bilinen, epey de bayat bir fık- radır. Ama doğrusu Kosova'nın "dünü ve bugünü"ne pek güzel uyuyor. An- latayım da görün: Ağa ile yanaşması atlı arabaya binip kasabanın yolunu tutmuşlar. Yol uzun. Tıngır mıngır giderken araba bir ara durmuş, at arka ayaklarını gerip yolun ortasına taze bir "marifet" indirmiş. Ağa, yanaşmasına dönmüş: - Bana bak, demiş. Şundan birpar- makyersen, bu at da senin, araba da... Yoksul yanaşma, yaylı arabanın, ya- ğız atın çekimine kapılmış; yummuş gözlerini; daldırmış parmağını ve yut- muş. Koskoca ağa bu; tükürdüğünü yala- yacak değil ya. Dizginleri yanaşmaya uzatmış "Al ulan" demiş, "At da senin artık, araba da..." Yer değiştirip yola koyulmuşlar. Ama yanaşmanın yüreğinde bir kor- ku: "Su ağa bu atla arabayı benim ya- nıma koymaz. Aldım başıma belayı..." Ağa da pişman: "Dilim kopsun. Gü- zelim yaylıyı da kıratı da kaptırdık şu çulsuza..." Ikisi de kara kara düşünerek epey bir yol almışlar. Bir ara araba yine durmuş. At yine arka ayaklannı gerip yolun or- Bir Kosova Fıkrası tasına bir "marifet" daha indirmiş. Gözleri parlayan yanaşma, yaradana sığınıp ağasına dönmüş: - Ağam, bak şu Allah 'ın kınnda iki ki- şiyiz. Kimsenin bizi gördüğü yok. Aha şu marifetten bir parmak da sen yer- sen, atını da arabanı da alırsın geri... Ağa sağa sola bakınmış. In cin yok. Mal da canın yongası. Inmiş araba- dan; daldırmış parmağı; yummuş gö- zünü; yutmuş. Atını da arabasını da al- mışgeri... Yine yer değiştirip yola düzülmüşler. Kasabaya yaklaşırken yanaşma acı acı gülmüş: - Ağam, demiş. Bizköyden çıkarken bu atla araba senin değil miydi? - Heeee, benimdi. - Peki şimdi kasabaya vanyoruz. Bu atla araba yine senin değil mi? - Heee, benim. Yanaşma bir kez daha gülüp sor- muş: - Peki öyleyse ağam, demiş. Biz bu kadar b.ku niye yedik? • • • Kimi okuyucu anımsayacaktır; bu satırlann yazan, NATO bombalan düş- meden az önce Belgrad üstünden Ko- sova'ya gitti. Sırplaryollan mayınla dö- şediğinden orada sıkıştı kaldı; yirmi i- ki gün sonra, bombalar düşmeye baş- larken paçayı sıyırdı ve kapağı Üsküp'e atıp kürkçü dükkânına döndü. Dönmeden önce Kosova'da, özel- likle eyalet başkenti Priştine'de çok sayıda Sırp ve Amavut'la konuştu. Arnavutlar, özellikle "Amavut milli- yetçileri" banşçıl bir çözüm bulunma- sını, örneğin Rambouillet Şatosu'nda- ki görüşmelerde Sırp ve Arnavut ta- rafların anlaşmasını açıkça istemiyor- lardı. Sırplann burnunun sürtülmesin- den, iyi bir kötek yemelerinden yanay- dılar. Istedikleri, NATO uçaklannın bir an önce gökyüzünde belirmesi ve Sırplann tepesine bomba yağdırma- sıydı. Sırplar, özellikle Sırp milliyetçileri ise NATO uçaklannın gökte belirmesinin an meselesi olduğunu bile bile kuyru- ğu dik tutma yarışına girmişler, tehdit- lersavuruyorlardı. Priştineli bir Sırp ay- dını açıkça söylemişti: - ilk NATO bombası düştükten son- ra sağ kalan Arnavutlar, sının aşmayı başaran Arnavutlar olacak! Priştineli Sırp aydını haklı çıktı. Ko- sova'nın 2.5 milyonluk Arnavut nüfu- su, bugün 580 bin Arnavuta düştü. Ge- ri kalanlar ya ceset ya doğduğu top- raklardan çok uzakta göçmen. Priştineli Sırp aydını yanılmıştı da. Gökten yağan bombaların Sırplar için de ölüm, Sırbistan için öldürücü biryı- kım olduğunu bilince çıkarmamıştı. Oysa bugün NATO bombardımanı 80. gününe ulaştı ve ortada "Arnavutsuz- laştınlmış bir Kosova ve ölümüne hır- palanmış, yanmış yakılmış bir Sırbis- tan" var. NATO uçaklanna davetiye çıkaran Arnavutlarla NATO uçaklarına tehdit savuran Sırplar şimdi birbirlerine bakıp sorsalar yeri değil mi: - Peki biz bu kadar b.ku neden ye- dik? • • • NATO mu? O çubuğunu yakmış ve biraz, 80 gün kadar biraz gecikmeyle Balkanlar'ın göbeğine yerieşmenin keyfini sürme- ye hazırlanıyor. Kosova benzeri sorun- larla boğuşan "başka bölgelere" de göz kırpıyor - Gelirim haaaa .'... THY'de 1600'ü aşkın kabin memuru görev yapıyor. O'nl ar gökyüzüne sevdah AYKUT KÜÇÜKKAYA Onlarla her zaman üzer- lerinde "üniforma". bu- lutlann üzerinde karşılaş- tık. Yüzleri hiç mi hiç "asık" değildi, uçağın merdivenlerinde "sıcak" bir gülümsemeyle karşı- landık. Aynı tebessümle havaalanından uğurlan- dık. Hostesliğin tüm dünya- da meslek olarak kabulü- nün yıldönümü olan "31 MayB" günü onlar "aynı yere ahK" dercesine yere indiler ve biz de hazır fır- sat yakalamışken "gökJe- resevdayı" sorduk. Bulut- lann üzerinde 66 yıldır uçan Türk Hava Yolla- n 'nın (THY) hostes ve ka- bin memurlannı temsilen 1965 yılında kurulan THY Hostes ve Kabin Memurlan Derneği (TAS- SA) Başkanı Yasemin Yürtdagülen, "Bazen biz de hata yapabiliriz" diye- rek "hostesUk" mesleğini şöyle anlatıyor: "Birind derecedeki gö- revimiz >olculannuzın gü- venliğkh'r. Daha sonra da yolcumuzun bulutlann üzerindeki gereksinimleri ve konforu için çahşuiz. Bakımlı görünürüz, gü- lümseriz. Mesleğimizi se- veriz. Ama bazen de hata yapabfliriz. Yorgunluktan, uykusuzluktan, saatlerce havada kalmaktan. deği- şik irtifalarda uçmaktan, birkaç kez yere inip kalk- maktan istemesek de be- den dilimiz yanuş bir sirt- >^1 verebflir. Kimi zaman bireysel hatalanmız kitfe- ye mal edflir. Hata için hiç- biri bahane olamaz ama aldığuTUz tepkikre üzülü- rüz." THY'de bugün görev yapan 1603 kabin memu- ru var. THY Kabin Hiz- metleri Başkanı Nilüfer Alataş'a göre "üniforma hata affetmiyor." Alataş. kabin memurlannın çalış- ma prensiplerini ise kısa- ca özetliyor: "Kabin memuriuğu onurhı bir meslektir. Say- gısızuğa, disiplinsizliğe ve bencüüğe asla yer yoktur. Her kabin memuru üni- formasını gi>ıp brinesini takoğında bambaşka bir kimlige bürünür. Yolcula- ra göre bu kabin memuru- nun bağlı olduğu 'ha\ ayol- lan' demektir." Artık bütün kabin me- murlan eskisi gibi "ka- dm" değil. Türkiye'de er- keklerin kabin memuru olarak çahşması 80'li yıl- lardan sonra kabul görme- ye başlasa da halen THY'de 80'i kadrolu. 145'i part-time olmak üzere toplam 225 erkek kabin memuru görev yapı- yor. Bunlardan biri olan 70. dönem kabin memurlann- dan Serdar Temel, mesle- ğini ve duygulannı, "Evet, bir erkegim ve halkarasın- da 'hostes' olarak bilinen bayan kabin memurlan- nın görevini paylaşmakta- ynn" diye açıklıyor. Ünlü tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy, gençlik yıllannda gökyüzünün bir meleğine âşık olur. Şen- soy'un, Gündeste'de uzun uzadıya anlattığı ve 27 yıl önce Pans'te düşen DC 9'da hayatını kaybeden hostes aşkı 'Civciv'e (Gö- nul Ba>Taktaroğlu) yazdı- ğı son mektubundaki di- zeleT, bulutlann üzerinde yıldızlara duyulan aşkı an- İatıyor: "Kapann pencerelerini- zi / güvercinler ölsün / ar- tık tüm sansıniar crvciv'e benzemiyor örneğin / nam-ı ch ci\ gönül bayrak- taroğlu- na / du vardaİd res- min duvar durdukça / du- racak orada." Evet.. "Onlar göldere sevdah mı sevdah..." Sa- hi!... Belki de 'o' gülümse- yen yüzlere Şensoy gibi kimbilir kimler sevdah! Evraklar jandarma gözetiminde ÖSS'de değerlendirme aşaması başladı AJSKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin heye- canla beklediği Ögrenci Seçme Sınavı (ÖSS) için değerlendirme aşaması başladı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), tüm merkez- lerden gelen evrak ve ya- nıt kâğıtlannı jandarma gözetiminde tek tek sa- yarak düzene koymaya başjadı. OSYM Başkanı Dr. Fethi Toker, puanlann 12 Temmuz'da Sınav Sonuç Gazetesi, tnternet ve 900'lü hatlardan açıkla- nacağını belirtti. ÖSYM Başkanı Dr. Fethi Toker "Yaklaşık 1 milyon 479 evrak, jan- darma eşliğinde tek tek sayılarak denetJeniyor ve bir düzene konuyor" de- di. Evrakın daha sonra optik okuyucuya verile- ceğini belirten Toker, "Bundan sonraki aşama- ya msan eH değnûyor. İş- lemler, tamamen elektro- nik ortamda gerçeklesti- riüyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle