18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hayvan yemlerinde kansere neden olan dioksin maddesi kullanıldığı haberleri üzerine bakanlık harekete geçti Belçika^dan ahııılar durdurııldu Dioksinin etkileri araştırüıyor ANKARA(Cumhuri\etBürosu)-Be]- çika'da tavuk yemlenne bulaşan dioksi- nin büyükbaş hayvanlan da etkileyip et- kilemediği araştınlıyor. Yetkilıler konuy- la ilgili soruşturmanın "yemüretiminehi- le kanşdrma" olasılığı yönünde sürdü- rüldüğünü belirttıler. Dıoksm genel olarak hava kırliliğinden kaynaklanıyor. Plastik maddelerin ya- kılmasıyla açığa çıkan dioksin, vücutta birikince kanserojen etki yapıyor. Hay- vanlann karaciğerinde biriken madde. daha sonra et kısmına yayılıyor. Türidye, Belçika'dan riskii ürünlerie il- gili dışalımı durdurmasına karşın diğer Avrupa ülkelerinden gelebilecekürünle- rin tehlikesiyle karşı karşıya. ABD, Singapur, Güney Kore gibi dı- şalım gerçekleştiren ülkelerin Avrupa Birhgı'ne üye tüm ülkelerden dışahmı durdurduğuna dikkat çeken yetkıliler, Türkiye'ye AB üyelerinden süt ve süt üriinleri alımının yapıldığını, ancak dû- ne kadar bu üriinlerle ilgili bilımsel bir incelemenin başlamadığını belirttiler. Kullanılan zehırli yemin yüksek mik- tarda olmasma dikkat çeken yetkililer, AB'ye üye ülkelerde gürnrük düzenleme- len olmadığı için, yurtdışından alınan ürünlerin ve bu ürûnlenn ham maddele- rinin gerçek üretim yerlennın sağlıklı biçimde anlaşılamavacağını belirtiyor- lar. •Yetkililer, domuz etinden et sulanna, sütten kremaya kadar Belçika'dan bütün ürünlerin alımının bir hafta önce durdurulduğunu, ancak sürekli yeni bilgiler gelmesi nedeniyle bunun açıklanmadığını belirttiler. Ekonomi Servisi - Belçika'da patlayan "tnvuk krizTnden sonra Tanm Bakanlığı'nın söz konusu ülkeden hayvansal ûrün alımını durdurduğunu açıklamasına rağmen alınan önlemlerin yeterli olmadığı bıldırildı. Diğer ülkelerde toptancı ve satıcılar ellenndekı ürünlen satmaktan kaçmarak ne yapacağını düşünürken Türkıye'de şüpheli ürünler henüz tahlıl bile edilmiyor. Türkıye'dekı gıda meslek odalan da konuya duyarsızlığını sürdürüyor. Pek çok ülke Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden süt ve süt ürünleri alımını durduruyor ve daha önce alınan ürünlen de analiz edıyor. Buna karşılık Türkıye. dioksin maddesinin kanşmış olabileceğinden şüphelenilen Fransa ve Hollanda'dan ıthal edılen ürünler için "dioksin bdgea" istemeye yeni başlayacak Tanm Bakanlığı, Belçika'dan dioksin maddesinin kanşması ihtımali bulunan Ekonomi Servisi - Belçika'da bazı çiftliklerde hayvan yemlenne kansere yol açan dioksin maddesinin katıldığının anlaşılması ile patlayan ve Avrupa Birliği'ni (AB) de töhmet altında bırakan 'tavuk skandaiı' bilgılendirme eksikleri nedeniyle tam bir karmaşaya dönüştü. Belçika, diger AB ülkelerinın tanm ve sağlık bakanlan tarafından 'geç bUdirimde buiunduğu' gerekçesıyle öıkeii tepkılenn odagı olurken yine bu ülkede hangi ürünlerin satışımn yasaklandığmm tam olarak bilinmemesi kanşıklığa yol açtı. Belçika'nın yeni göreve getirilen Sağlık Bakanı Loc Vto den Bossche diğer ülkeleri aşın tepkı vermekle suçlarken şüpheli gıdalann yüzde 95'inin 2 gün içensinde test edilerek raflara geri dönecegini belirtti. öte yandan AFP'nin haberinde. Belçika Sağlık Bakanlığı'nın hangi ürünlerin satışını yasaklayıp hangilerine izin verdiğinı açıklamaması nedeniyle satıcı ve toptancıların ne yapacaklanm bilemedüderi kaydedildi. Japonya'nın Avrupa çapma yayılan taviık skandaiı nedeniyle Fransa'dan ithal etrigi et ve süt ürünlerini karantinaya alması, Japonya'da çok satılan Fransız peynirierinin satışını da tehdit ediyoT. Fransız peyniri satışı, Japonya'da geç'en yıl yüzde 50 oranında bir arüşla 5.5 miryar yene ulaşmıştı. Peynir, Japonya'nın Fransa'dan aldığı gıda ürünlerinin yüzde 5'ini oluşturuyor. Fransa'nın domuz eti ihraç ettiği tek ülfcenin de Japonya olduğu belirtiliyor. ürûnlenn ıthalatını durdurdu. Yetkililer, domuz etinden et sulanna. sütten kremaya kadar Belçika'dan bütün ürünlerin alımının bir hafta önce durdurulduğunu, ancak sürekli yeni bilgiler gelmesi nedeniyle bunun açıklanmadığını belirttiler. Buna karşın alımın durdurulduğu tanhten önce gelen ürünler konusunda somut açıklamalar yapılmıyor. Tanm Bakanlığı yetkililen, yapılan takip çalışmalan sonrasında Türkiye'ye nskli dönemde üretildiği bildirilen domuz etı gırdiğini belirttiler. Herhangı bir uyan açıklaması yapmayan yetkililer, söz konusu dönemde Türkiye'ye gıren ürünlerin takıp edildiğıni ve nereye dağıldığının hâlâ belirlenmeye çalışıldığmı bıldırdiler. Bakanlık yetkilileri, Brüksel Temsılcılıği kanalıyla gelişmelenn takip edıldığinı bildirirken Belçika'dan ikı yıldır tavuk eti, yumurta alınmadığını belirttiler. Tanm Bakanlığı yetkilileri, tüm hayvansal ürünlerin yasaklandığını ve gümrüklere karann bıldinldığinı ifade ettıler. Türkiye, Belçika'dan nskli ürünlerle ilgili dışahmı durdurmasına karşm diğer Avrupa ülkelennden gelebılecek ürünlenn tehlikesiyle karşı karşıya. Bilimsel inceleme yok ABD, Singapur, Guney Kore gıbı dışalım gerçekleştiren ülkelerin Avrupa BirliğYne üye tüm ülkelerden dışahmı durdurduğuna dikkat çeken yetkililer, Türkiye'ye AB üyelerinden süt ve süt ürünleri alımının yapıldığını, ancak düne kadar bu ürünlerle ilgili bilımsel bir incelemenin başlamadıgını belirttiler. Kullanılan zehırli yemin yüksek mıktardaolmasına dikkat çeken yetkıhler, AB'ye üye ülkelerde gümrük düzenlemelen olmadığı için, yurtdışından alınan ürünlerin ve bu ürünlenn ham maddelermın gerçek üretim yerlennın saglıklı bıçımde anlaşılamayacağını belırtıyorlar. Hollanda'da, Belçika malı tavuk ve tavuk ürünlerinden sonra bu ülkeden alınmış olan yüzlerce yiyecek maddesinin de satışı dünden itibaren durduruldu. Hollanda Sağlık Bakanlığı ve Yiyecek Maddeleri Satış Merkezi Bürosu'nun (CBL) aldığı karar uyannca, kanşırmnda Belçika'dan getirilmiş madde bulunan tüm yiyecek maddeleri vıtrinlerden kaldınlacak. Projeyî UNESCO destekliyor Dünya çocuklarının resimleri 5 kıtada 20 ülkeyi dolaşacak İstanbul Haber Servisi - Çocuklargeleceklen ıle il- gili beklentilerini ve umut- lannı fırçalarla anlattılar. Sevinçlerini. üzüntülerini tüm insanlara du>Tjrmak is- teyen dünya çocuklannın resimleri 5 kıtayı dolaşa- cak. UNESCO'nun desteğiv- le gerçekleştinlen U ART CHILD 2000-Chüdren for Another ChiMren" projesı- nın Türkıye ayağı tamam- landı. Türkıye ayağını Ulus- lararası Plastik Sanatlar Der- neği'nin üstlendığı proje- ye, uygulatna bölgelen ola- rak seçılen İstanbul, Gazi- antep ve Edirne'den 27 okuldan 84 çocuk katıldı. ts- tanbul"da fresk çalışma pro- jesine aıt bölgeler ise Be- yoğlu-1, Beyoğlu- 2 ve 1de- altepe, Yakacık-1. Yakacık- 2 ve Kavacık bölgeleri ka- tıldı. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi tarafından destek- lenen çalışmaya birkaç özel okul dışında genellikle dev - let okullanndan çocuklar seçildi. Projenin Türkiye avağından tamamlanan 480-150 santimetre boyut- lanndaki 8 fresk arasından seçilen birtanesi ise Ağus- tos ayında Nevv York'ta ya- pılacak uluslararası yanş- mayakatılacak. Buradatop- lanan dünya çocuklannın fresMeri, Eylül ayından iti- baren 5 kıtadaki 20'ye ya- kın ülkede sergilenecek. Bunlann arasından seçile- cek 200 tanesi ise geliri ço- cuk derneklerine bağışlan- mak üzere satılacak. Bütün ülkelere çağn yapılan pro- je için ülkelerden 10'ar ço- cuk, bir fresk panosu oluş- turuyor. Çocuk nıüzesi UNESCO tarafindan des- teklenen projenin teması. "Gelecekle ilgili beklentile- rimiz ve umutlarımız"' ola- rak belirlendi. Çocuklar bu kapsamda, özgürce duygu- lannı anlattılar. Çocuk sanatmı yaygın- laştırmak ve tanıtmak, ulus- lararası yoksul çocuklar ya- ranna sanatsal etkinhkler düzenlemek amacıyla ger- çekleştirilıyor. Projede ay- nca. "Dünya ÇocukMecB- si" ve "Çocuk Müzesi" kunılması amaçlanıyor. 160 yıl hapsi istenen 7 liselinin davası sürüyor DİYARBAKIR (Cumhnriyet Bürosu) - Mardin'in Kızıltepe ilçesinde öğrenim gördükleri lisede "Kûr- distan Çağdaş Oğrencüer" adı altında PKJC'ye ele- man sağladıklan iddiasıyla Diyarbakır DGM'de hak- lannda toplam 160 yıl ağır hapis cezası istenen 7'si lise öğrencisı 8 sanığm yargılanmasına devam edil- di. Öğrenciler tüm suçlamalan reddettiler ve emni- yette işkence gördüklerini iddia ettiler. Diyarbakır 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde dün yapılan duruşmada, tutuklu sanıklardan S.G.(17), FeratAkansel (18). Astan Erfan (24), MJC (17) hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan öğrenciler K.K. 1.A, S.K ve H.A ise duruşmaya katılmadı. Sanık öğrenciler savunmalannda suçlamalann hiçbirinı kabul etmediklerini belirterek şunlan söy- lediler: "Emniyette çok ağır işkence gördük. Nöbet- çi savcüığa ve hâldmJiğe çıkartildığımız sırada tehdk- ierve baskılar devam etti. Savcıhktaki ifademizden son- ra yeniden karakola götürüldük \c işkenceden geçi- rildik. İddia edilen hiçbir suçlanıavı kabul etmiyoruz, Emniyctsavcıhkvesor^lıâldmHğindeverd^imiztüm ifadder polis baskısı ve tehdidi altında alındı." Duruşmada söz alan sanık avukaü Muharrem El- bey, "Dosyada müvekkillerimize yöneltilen suçlama- lara dair somut deiB mevcut değildir. Koiluk ve sav- cdık aşamalannda çelişkili ifadeler mevcuttur. Biz savcıhk ve sorgudaki kabullerin ne şekOde olduğunu daha önce de aynntıb olarak beürtmiştik. Bu husus- ları tekrar edhoruz. MüvekkiUerim öğrencidirler ve daha fazla mağdur oimamalan için tahUyelerini talep ediyoruz" dıye konuştu. Mahkeme heyeü tahlıye talebini reddederken duruşmayı dava dosyasmdaki eksikliklerin tamamlanabilmesi amacıyla ileri bir tarihe erteledi. <5. Türk Dünyası Çocuk Şöleni' Türk Dünvası Araşbrmalan Vakfi'nın İstanbul Vaniiği ve Miffi Eğitim Müdürlüğü'nün desteğiyte dûzenlediği "5. Türk Dünyası Çocuk Şöleni", dün Galatasarav Lisesi önünden açıbş >ürüyüşü ile başladı. Yürüyüşe, 37 Türk cumhuriyetinden 450'ye yakın çocuk, yöresei kryafetleriyle katıldı. Yol boyunca folklor gösterileri vapan çocuklar, geldilderi ülkelerin bayraklannı taşKİüar. Taksim Anıü önünde tstiklal Marşı'nm okunmasının arduıdan, anıta topluluklar adına çelenkler bırakıldı. Çevre Haftası nedeniyle de dün aynca Beyoğlu Belediyesi ile Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfi (ÇEKLT.), Galatasarm'dan Taksim'e Uçedeki okullardan öğrencikrin de katıldığı bir vürüvüş düzenfedL Kamu-Sen Yoksulluk Manajans ve E l i A c ı m a n ' m suıırı 312 milyon ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -Türkıye Ka- mu-Sen, 4 kişilik aılenın aylık en düşük harcama miktannın 312 milyon 391 bin liraya yükseldiğini açıkladı. 4 kişilik ailenın ayiık yoksulluk sınınnda son 5 aylık dönemdeki ar- tış yüzde 26.9 olarak ger- çekleştı. Türkiye Kamu-Sen Ekonomık ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nce yapılan açıklamaya göre Arahk 1998'de 2 kişilik ailenın geçinebilmesi için 170 milyon 206 bin lıra ge- rekirken, Mayıs 1999'da bumıktar216 milyon 114 bin liraya ulaştı. 3 kişilik ailenin yoksulluk sının, geçenyüın arahgında 208 milyon 979 bin lira iken mayıs ayında 265 milyon 348 bin lıra oldu. 4 kişi- lik ailenin arahk ayı so- nunda 246 milyon 31 bin lira olan aylık en düşük harcama miktan da mayıs ayı sonunda 312 milyon 391 bm liraya ulaştı. Kenar semtlerdekı pa- zar ve marketlenn fiyat- lanna göre mayıs ayı so- nu ıtıbariyle temel gıda giderlen: 2 kişilik aile ıçın 71 milyon 484 bin lıra. 3 kişilik aile için 87 milyon 746 bin lira ve 4 kişilik ai- le için de 103 milyon 669 bin liraya yükseldi. DÎE ve Hacettepe Üni- versitesi Gıda Teknolojı- si Bölümü'nün verileri göz önüne almarak yapı- lan hesaplamada, gıda se- peti 3 bin 500 kalon ola- rak belirlendi. üodern Türk reklamcılığı ncrede ve oasıl doğdu? • Eli ACiman; jaratıcılık, başarılı bir kampanya, reklamcılık etiği ve pazarlama iletişimi konularıoda reler düşünüyor? • Türk reklamcılığı nereye gidiyor? • Dostları Eli Acıman, reklamverenleri üiauajans için neler söyledi? • Manajans nasıl bir ajans? • Llanajans'ın reklamcılık tarihine geçen kampanyaları ve sloganları hangileri? ü a n a j a n s ' t a n y e t i ş e n ü n l ü r e k l a m c ı l a r k i m l e r ? Ayrıca bu sayımızdas H a l k l a i l i g k i l e r d e Ölçüjnleme-Açıkiıavada yaz gündemi- Ajans i ç i egitim-Sektörün degişmeyen gündemis Kriz dosyaları ve köşe yazarlarrnuzan kalemlerirıden makaleler ile pek çok haber, yorum ve inoeleme... Pazarlama iletişimi sektöriinlin gündemi LlediaCat'in 84 sayiasında... ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ LO... Ayhan Kırdar, gençliğimin unutulmaz ve yeri doldurulmaz birdostu idi. Edebiyat matinelerınde en çok alkışı o toplar, 196O'lı yılların başındaki Is- tanbul'un, "edebiyat heveslisı tıfıllannın" dünya- sında, yıldızlaşırdı. Ucuz "Güzel Marmara" şara- bının, ya da içine votka eklenmiş arjantin biralann şenlendirdiği mütevazı sofralarımızda, Ayhan'ın şiirierine doyamaz, içtiklerimizin çok üzerinde bir alkol oranıyla sarhoşlardık. Aradan geçen yıllar, her birimizi bir tarafa savur- du. Daha sonra yaşımız elliye dayanınca ve genç- lik anı ve dostlanyla "tazelenmek" gereksinımimız yoğunlaşınca, birbinmizi yenıden bulmaya başla- dık. Ayda yılda bir de olsa; ya Yenikapı'nın, eski büyüsü kalmamış lokantalannda, ya Kumkapı'da turistlerden fırsat bulursa servis yapan garsonla- nn meyhanelerinde, ya Çiçek Pazan çevresinde- ki mekânlarda, bir araya gelmeye başladık. Eski havasını kooıyan Refik'te, sevgili Yakup'ta; o es- ki günlerin "rüzgânnı" yakalamaya çabaladık. Ayhan Kırdar; Istanbul'da bir okulda, edebiyat öğretmeni olarak ekmeğıni çıkartmaya çabalıyor- du. Içindeki "şiir koru" küllenmemişti, ama yıliar- ca kitap yayımlamadı. Ve bir gün ortak bir dostu- muz, Ayhan 'dan haberin oldu mu?.." diye sorun- ca, kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Oysa- ki, eski şiirlerini topladığı bir kitabı yeni göndermiş- ti ve bu kitapla ilgili bir şeyler yazmaya fırsat bu- lamamıştım. Ayhan'ın 1961 'de yayımlanan ilk krtabmın adı, "Lo" idi ve kitaba adını veren "Lo" şiiri, dilimizden düş- mezdi. "Gökleryıldızlaha bezenmiş salkım saçak I Yap- rakyaprakken sevimlidir ağaçlar I Denizler dalga- laria duygulu I Şu evren ınsanlaria güzel. Yaşamak sevdayla mânalı Lo. Bir çiftçi gibi sana sevgımi serptım kucak kucak I Verimti kıl topraklannı beyazlığınca I Ki göklere dekyeşersin mutluluğumuz Ben ormanlan andıran gözlennde doğdum I Günlerce dolaştım gözbebeklennde Lo günlere I Oysa ağlasan boğulacaktım. ömür ağacında buruk meyveler gıbı günlerimiz I Oysa bir çivi gibi çakılı kadenne kaderim I Uzat ellerini bir kez uzat ki tüm umutlar sende Lo I Al avuçlarına dünyamı I Bir elma soyar gibi soy I Dört yanımı saran karanlıklanmı Gökler yıldızlaria bezenmiş salkım saçak/ Yap- rakyaprakken sevimlidir ağaçlar I Denizler dalga- laria duygulu I Şu evren insanlaria güzel Yaşamak sevdayla mânalı Lo..." "Lo", beni o güzel ilkgençlik günlerimetaşıdı. Sev- gili Ayhan, nur içınde yat... Beni Ayhan Kırdar'ın "Lo'suna, böylesıne yürek- ten taşıyan şey, bir başka "Lo" oldu. Ama bunun, "o"su da büyük harfle yazılıyor. Yani bunun yazı- lış, "LO". "LO", sevgili Lûtfü Oflaz'ın son kitabının adı ve ismiyle soyisminin başharflerinden oluşan, yeni "logo'su. "Leman " kitapları arasında yayımlanan "LO"nun sunuşunda, şu satırlar yer alıyor: "Lütfü Oflaz, yazarlıkta 25. yılını tamamlayıp, genç yaşında çeyrek asıhık çınar oldu. Yazarlık yaşamı boyunca her türlü zulme, sömürüye, ka- lemiyle ve eylemleriyle başkaldırdı. Tek başına kal- sa da, zalimin karşısında, mazlumun yanındaydı hep. Bu yüzden çok ağır bedeller ödedi. Kılıç gibi kullandığı kalemiyle bir şövalyedir O... Kalemlerin şövalyesi..." Doğrusu bu satırların üzerine. Lütfü Oflaz'ı ta- nımlayacak bir şeyler söylemek çok güç. Fakat ben gene de birkaç önemli noktanın altını çizmek istı- yorum. Lütfü'nün yazarlık yaşamının 25. yılını tamamla- ması, önemli bir şey. Fakat 25. yılın tamamlanma- sından daha önemli bir başka şey daha var. LO, bü 25 yılda, yazarlıktan başka bir şey yapmadan ekmeğinı kazandı, yazarlıktan başka bir işı olma- dı. Benim ilkyazılanm, 1962 yılında yayımlanmıştı. Yani, benim yazarlık yaşamım, 37 yıllık. Fakat ya- şamımın hiçbir döneminde, ekmeğimi yazarlıktan kazanmadım. Yaşamımın hiçbir döneminde, LO'nun yaşadığı bu "macerayı" yaşamadım. Bu bakımdan; koltugunun altındaki ekmegini, ka- leminin ucuyla ve beyninin ışığıyla kazanan bir in- sanın yaşam zorluğu; öğretmenliğin nıspı güven- cesi altında yaşayan benim ve benim gıbı dostla- nmın yaşam zorluğuyla karşılaştırılamaz. Gitgide "okuma özüriü" bir topluma dönüşürken, LO gibi "şövalyeler" bızlere kıvanç ve gurur veri- yor. Nice yıllara, sevgili LO... Demirel, Bilkent'te diploma verdi 6 Ülke banşuıın koşulu Atatürk' MERKEZ TEL 0312 442 57 50 (pbx) FAKS 0312 440 11 89 kaprtalmetiyaOsuperoniıne com Dûnya Sûper Dağıtom 'tn tüm bayıtennde bulabtlırsnvz MediaCatAylık Pazarlama Mettsimı Dergisı İSTANBUL TEL 0212 232 97 61 FAKS 0212 232 10 49 kaprtalmectyaıstOsuperoniıne com ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Bılkent Ünıversı- tesi'nde, 1998-1999 ders yılı mezunlan için diploma töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Milli Eğitim Bakanı Metin Bos- tancıoğlu. eski Genelkur- may Başkanı tsmail Hakkı Karadayı. Yükseköğretım Kurulu Başkanı Kemal Gü- rüz de katıldı. Tören alanına gelişinde "Cumhurbaba" sloganlan ile karşılanan Demirel, "21. yüzyıl ünrversitesi olan Bil- kent Ünh^rsitesi'nden me- zun olmak, asünda 21. yüz- yıluı istediği kisfler arasın- daolmamzdır" dedı. Cum- hunyetin kuruluşunda 1 olan üniversite sayısının bu- gün 72'ye ulaştığinı vurgu- layan Demirel, "lşte,bu 75 yüın neticeskür. Btıgün üni- versite çağmda bulunan ço- cuklanmiMn yüzde 15'ine üjuversitede okuma imkâ- nıverebiByoruz.BunuhiçoJ- mazsa vüzde 30'a. daha son- ra da yüzde 50')e çıkarma- )i planlrvflruz" dedi. Demi- rel, ulusal banş için Ata- türk'ün izlenmesi gerekti- ğıni belirterek öğrencilerin ılim yolundan şaşmaması- nı istedi. Milli Eğitim Bakanı Me- tin Bostancıoğlu. günümüz- de ülkelerin gelişmişlik öl- çütünün yükseköğretımin nıteliği ve niceliği olduğu- nu anlattı. Ülkeler arasmdaki yan- şın gerçekte ünıversiteler arasında olduğunu söyle- yen Bostancıoğlu. "Ancak üniversitelerin gerçek fonk- siyonlannı gerçekleştirebil- meleri içinözgür bir ortam- da olmalan gerekir" diye konuştu. Eğitıme yapılan yannmm ülkeye yapılan ya- tınm anlamına geldığıne işaret eden Bostancıoğlu, Türkiye'de yükseköğretıme aynlan kaynaklann arttınl- masına çalışıldıgını kaydet- tı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle