23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE 14 KULTUR Uzun süredir ısmarlama besteler yapan Kamran İnce tekliflerin yeni kapılar açtığını belirtiyor 'Eğitmeıılik müziğimi tazeliyor' • Topluluğu ile 27. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali'nin açıhşına katılarak, bestelerini yorumlayan ÎDSO'yu yöneten Kamran înce önümüzdeki sezon ÎTÜ'nün lisansüstü prograraında yöneticilik yapacak ve kompozisyon dersleri verecek. înce, eğitmenlik yapmayı sevdiğini; eğitmenliğin, beste yapmanın ve müziğin kendisi için bir kaçış olduğunu söylüyor. Ü İSTANBÜI MÜZİK FESÎİUAL! MllGÜL ERÇETİN "Modern müziklesıkı bağlarkur- masına karşın egzotik kalmayı ba- şarabilen ender besteciler arasında yeralıyor" sözleri kullanılıyor Los Angeles Times gazetesinde Kamran İnce için. înce Doğu ve Batı kültür- lerini harmanladığı müziğindeki bu zenginliği Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nın düzenlediği Uluslararası Istanbul Müzik Festivali'nin açıh- şına da taşıdı. Festivalin açılışında Istanbul DevletSenfoniOrkestrası. Kevin Staltheim ve Kamran tnce'nin şefliğinde bir konser verdi. Kam- ran İnce Ensemble'ın da solist ola- rak yer aldığı konserde Ince'nin Fest, Likya'yı Aıumsayış ve Konstan- tinopolis adlı yapıtlan yorumlandı. Kamran Ince'nın bestelediği film ve oda müziği eserlerini yorumla- mak. kaydetmek, konserlerde ve tur- nelerde çalmak üzere Memphis Üni- versitesi öğretim üyelerinin birara- ya gelmesiyle 1997'de kurulan Kam- ran İnce Ensemble, cumartesi günü saat 19.00'da da İTÜ Maçka Kam- pusu Mustafa Kemal Amfısf nde, ağırlıklı olarak lnce'nüı film müzik- lennden oluşan bir repertuvarla ts- tanbullu müzikseverlerin karşısına çıkacak. Halen Memphis Üniversi- tesi'nde profesör unvanıyla kompo- zisyon dersleri veriyor İnce. Önü- müzdeki eğitim yılı başından itiba- ren de Istanbul Teknik Üniversite- si'nde (İTÜ) faaliyete geçecek lle- ri Müzik Araştırmalan Merkezi'nde ve mer- keze bağlı yüksek lisans programında 1 yıl sü- reyle yöneticı ve eğitmen olarak görev alacak. tnce'nin ileriye dönük diğer projeleri arasın- da, Milwaukee Sanat Müzesi ek binasınm 2000 yılında yapılacak açılışında çahnmak üzere ısmarlanan Millenia ve keman sanatçı- sı Susan VVaterburynin ısmarladığı keman kon- çertosu 'In VVhite' bulunuyor. 'Lisansüstü eğitim desteklenmeli' - İDSO ve topluluğunuzun bir arsya gebne projesi nasıl oluştu.' tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi'ndan Meiih FereBve Cevza Aktüze ile uzun süredir görüş- me halindeydik. Uluslararası tstanbul Müzik Festıvali'nde eserlerimin bir orkestra tarafın- dan yorumlanmasını ya da benim eserlerim- den oluşan bir konser düzenlenmesini istiyor- lardı. Kamran ince Ensemble'ın kurulması- nın ve CD'min çıkmasırun ardından daha kap- samlı bir konser yapma fikri ortaya çıktı. Bir yandan topluluğum gelir. parçalanm yorum- İanır, bir yandan da ben hem şef hem de pi- yanist olarak konserde görev alınm diye dü- "Değişiktarzda geten teküfler kendimi >inelememe engel ohrvor.' şündük. tDSO'nun da katılmasıyla konseri senfonik bir boyuta taşımış olduk. -tTÜ'de kurulacak olan 1leri Müzik Araş- ürmalan Merkezi ve bu kurumda üstlenece- ğLniz görev hakkında bilgi verir misiniz? Bu fikrin tohumlan, geçen yıl İTÜ'nün 225. kuruluş yıl dönümü için Akademica'yı besteledigim sırada atılmıştı. Gükün Sağja- mer'den tTÜ'nün birparçası olarak, yalnız li- sasnüstü eğitim veren, müzik enstitüsü nite- liğınde türünde yeni bir bölüm kurma teklifi geldı. Sayın Sağlamer'ın bugüne kadar orta- ya koyduğu işlere olan güvenim nedeniyle bu işin üstesınden gelebileceğimizi düşündüm. Zaten Türkiye'de gördüğüm kadanyla müzik alanında lisansüstü eğitim yalnız kâğıtta var. Bu alanın biraz desteklenmesi gerek. Okula ilk etapta Amerika'dan birtakım uzmanlar ge- tirteceğiz. Türkiye'ye gelmeden önce sekiz ki- şiyle olan anlaşmamızı tamamladım. Müzi- koloji, etnomüzikoloji, kayıt teknikleri. sanat işletmeciliği ve kompozisyon gibi bölümle- rimız olacak. Cihat Aşkın (keman), Ayşegül Sanca (piyano) ve Ruşen Güneş (viyola) Re- yent Bölükbaşı'ndan (çello) oluşan bir piya- no quarteti ile başlıyoruz işe. Prog- ram öğrencileri için yeni bir kayıt stüdyosu ve yeni bir müzik kütüp- hanesi de kuracagız. Ben de 1 yıl sü- re ile kurumda yönetmenlik görevi üstleneceğim ve kompozisyon ders- leri vereceğim. - Eğrtmenlikmüzik>"aşammızı na- sıl etkili>or? İTİ'yle sürdüreceği- niz program, düzeninizi değiştire- cekmi? Eğitmenlik yapmayı seviyorum ben. Müzığimi tazelenmiş hissedi- yorum. Benim için bir kaçış oluyor. Beste yapmak, müzikle uğraşmak da bir kaçış benim için. Amerika'daki okulun dört buçuk aylık tatil döne- mi oluyor. Derslerimi de haftada üç güne sığdınyorum. Bu nedenle mü- ziğe ayıracak zamanım da kalıyor. Ancak bu yıl daha yoğun geçecek. Merkez tstanbul olacak. Gereken zamanlarda Amerika'ya gideceğim. 'Dtinya müziği yaalıyor' - Uzun süredir ısmarlama beste- leryaayorsunuz. Bu çalış.ma tarzı si- zi soyutta karşılaştırdığmızda sınır- landırmış olmu>or mu? Aksine, yeni kapılar açıyor be- nim için. 1985'tenberiısmarlamay- la çalışıyorum ve hiç sınırlanmış hissetmiyorum kendimi. Benim için bir kamçı oluyor bu tarz. Bir de o kadar değişik tarzda teklifler geli- yor ki kendimi yinelememe engel oluyor. Müziğım, gelen tekliflerle tazeleniyor. - Konusunu Türk küitüründen alan bir ope- ra yazma projeniz vardı_ Evet var, ama hâlâ proje aşamasında. He- nüz ufukta netleşmiş bir şey yok. Yıne de her an yazmaya başlayabilirim bu operayı. Bunu yapmak için öncelikle kendime bir yıl zaman ayırmam ve uygun bir libretto bulmam gere- kiyor. Özellikle tstanbul'un düşüşü ile ilgili bir şey yapmak çok hoş olur diye düşünüyo- rum. - Modern çağda gcnç bestecilerin içinde bu- lunduğudurumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Müzik için çok ılginç bir dönemden geçi- yoruz aslında. Günümüz müziğinde ekoller yok artık. Genç müzisyenler ustalan izlemi- yorlar, artık dünya müziği yazılıyor. Bu mü- zik türüne de sentezlerden başlanıyor. Ben, örneğin Batı müziğiyle Türk ezgılennı har- manlıyorum. Bu da. istediğiniz her şeyı ya- pabileceğiniz anlamına geliyor. Çok heyecan verici... Ancak bütün bu gelişmeler genç bes- teciler için hem çok güzel hem de çok zor bir yol açıyor. Kendi imzalannı bulmalan artık çok zor. Daha önceden ışlerini kolaylaştıran ekoller vardı. ARCADIVOLODOS, BU AK.ŞAM AKM'DE 'En iyi eleştirmen zamandır' Kültür Servisi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafın- dan düzenlenen 27. Uluslara- rası Istanbul Müzik Festivali kapsamında, bugün AKM Bü- yük Salon'da saat 19.30'da ün- lü piyanist Arcadi Vbtodos kon- ser verecek. Volodos, konse- nnde Schubert, Scriabia Rab- maninof ve Liszt'ın yapıtlan- nı yorumlayacak. St. Petersburg'da doğan Ar- cadi Volodos, sekiz yaşında piyano çalmaya başladı. Şan sanatçısı olan anne ve babası- nın etkisiyle şarkı söylemeye ilgi duyan Volodos, babasının plaklannı dinleyerek piyano- yu sevdi. Capflla M. Glinkada başladığı eğıtimini 1987 yı- lında Galina Eguizarova ile sürdürdü. Eguizarova, daha sonralan Volodos'a Madrid'de eğitim imkânı sağladı!" Volo- dos, Eguizarova'yı şusözler- le anlatıyor: "Onu tarodığım- da teknik olarak çok zayıftam, fakat o bana kendime güven- meyi öğretti, büyük bir piya- nist olabileceğime inanmamı sağtedı." 1993 yılında Paris Konservatuvan'nda Jacques Rouvier'le bir yıl, Madrid Kra- liçe Sofıa Yüksek Müzik Oku- lu'nda Dimitri Başldrov'la ça- lışan sanatçı, 1991 yılında New York'ta verdiği ilk konseriyle büyük başan topladı. Resital ve konçerto programlannın yanı sıra Sony Classical için gerçekleştirdiği ilk CD'siyle birçok ödüle değer bulundu. Sanatçının Carnegie Hall'da kaydettiği ikinci CD'si ise 1999 yılı başlannda çıktı. Bugüne dek dünyanın çeşit- li yerlerinde önemli orkestra- larla konserler veren Volodos, kısa sürede büyük başanlar elde etmesini sabırla çalışa- rak her zorluğun üstesinden gelme kararlılığına bağlıyor. Sanatçı yaptığı sistematik ça- lışmalarla da dikkat çekiyor: "Resitalimde Rahmanınof ça- lacaksam, sadece bütün piya- no eserlerini değil, şarküannı ve senfonilerini de öğreniyo- rum. Kimin olursa olsun bir parçayı dinleyirilere çalmadan bestecisûün tüm yapıtiannı öğ- renmeliyim'" Her dönem müziğe ilgisi olduğunu belirten Volodos, kendisiyle banşık bir müzis- yen olduğunu söylüyor: "Bu müziği sevmedim denriyonım, bu müzik benden hoşlanma- dı diyorum. Müzik içimize yer- leşmeli, içimizde olgunlaşma- h ve bizim bir parçamız hab- ne gelmeü." Müzik eleştirmenlerini umursamadığını belirten Vo- tedos, yakin arkadaşlannın düşüncelerine daha fazla önem veriyor ve 'En tyi Eleştirmen 7amandır' diyor. Sanatçı, önümüzdeki gün- lerde Valery Gergiev yöneti- mindeki Çek Filarmoni, Do- nald Runnicles yönetiminde- kı Paris Orkestrası ve James Levine yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası ile kon- serler verecek. Amerika ve Avrupa'yı kapsayan bir tume gerçekleştirecek. Şebnem Aksan, yakın gelecekte dans sanatında büyük birpatlama olacağına inanıyor 'Evreusd boyuttasanatçıyetiştirmeliyiz'ESRA ALtÇAVUŞOGLU Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Kon- servatuvan bale ve müzik dallarında 6. sınıfta başlayan ilköğretim başvurulan 11 Haziran'a dek sürüyor. MimarSinan Üni- versitesi Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı ve Modern Dans Sanat Da- lı'nda eğitim ve giriş koşullanyla ilgili bilgi almak üzere Bale Anasanat Dalı Başkanı Doç. Şebnem Aksan ile görüş- tük. Şebnem Aksan. "tlköğretimin8yılacı- kanlmasıyia, konservatuvaıiar gibi çok seçkin bir oknl seceneği olduğu, birden hafizalardan silindi" diyor. "Geçen yıla kadar \aklaşık son yirmi yıldır ortaokul 1. sınıfta başlayan konservatuvar egiri- mi,ortaokul ve lise devrelerinde milli eği- tim programına eşit, lisans de\ resinde ise üniversite seviyesinde eğitim vermektey- di. Ancak geçen yıldan geçerii olmak üze- re 6, 7 ve 8. sınıflar konsenaruvar bün- yesinde resmen okutulmaya başlandı. Bundan böyie konservatuvariarda 8. sı- nın biriren bir öğrenci sanat eğitimini ka- riyer olarak seçmekten \-azgecerse rahat- hkla herhangi bir Hseye geçebilir. Konser- vatuvar lise devresine gelince, arük ciddi olarak seçim yapmakta yarar var. Çün- kü bu devrede akademik eğitim normal Kselerle eşdeğerdedeğfl, sanatağıriıkh. Üni- versite giriş sınavtarında ancak belirli dal- lara müracaat edebUiyor öğrencüer. An- cak. dansı kariyer olarak seçenlere MSÜ Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı'nda lisans \t lisansüstü programla- n da var." - Lisans devrelerine giriş koşullan ne- lerden oluşuyor? Konservatuvarlara lise mezunlan ve üniversite giriş sınavında belirli bir pu- anıtutturan lise mezunlan müracaat ede- bilirler. Konservatuvann yetenek sına- vında başanlı olanlar lisans döneminde bale veya modern dans dalmda eğitim- Ierine devam edebilirler. Balede lisans ya- pabilmek için mutlaka konservatuvar li- se son sınıf seviyesinde bir sınav verme- leri gerekir. ancak modern dans sanat dalmda böyle bir önkoşul söz konusu değil. R'u yıl sanat eğitimiyle ilgili bir kunıltay başlatıldı. Yirmi beş yıllıİc eğitimcilik hayatımda ilk kez ne düşündüğümüz soruluyor. Sanat eğitiminde şimdiye kadar kültürlü sanatçı yetiştirmek için bir çaba harcanmadı. Dil bilmeyen bir dansçının evrensel boyutlarda bir şeyler yapmasını nasıl beklersiniz? - Bale ve modern dans arasında ne gi- bi farklar var? Baleye küçük yaşta başlamak, belli vücut verilerine sahip olmak gerekiyor. Ancak bunun ardından en az sekiz yıl- lık yoğun bireğitimden sonra dansçı, ba- le topluluklanna bir eleman olarak yeti- şebilir. Çünkü mesele sadece birtakım teknik becerilere sahip olmak değildir, yüz elli yıllık bir repertuvarla ögütülmek, üs- luplan ve onlann nüanslannı vücutlara benimsetmek gerekiyor. Modern dans ise özgün kimliğin kendini. düşüncesi- ni, varhğmı ortaya koymasını öngörü- yor. Bu nedenle modern dansta yaratıcı- lık önemlidir ve teknik eğitimle yan ya- na sürdürülür. Hatta balenin, dansçılann sanatı; modern dansın, daha çok koreog- raflann sanaö oldugu kabul edilir. Bu, mo- dern dans yapan herkesin koreograf ola- cağı anlamına gelmiyor elbette. -Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Kon- servatuvarı Bale Anasanat Dab hangi amaçlan esas alarak kuruldu? 50 yıl önce ilk kez Ankara Konserva- tuvarı Bale Bölümü kurulurken amaç ön- celikle dansçı yetiştirmekti ve bu soru bir daha sonılmadan aynı model üzerine üç konservatuvar daha kuruldu. Bugün ar- tık ihtisaslaşma, akademik eğitime ağır- lık verilmesi gibi konulan gündeme ge- tirebiliyoruz. 'Kültürlü sanatçı yetişmhor 1 - Türkiye'de dans eğitimini nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Türkiye'de sanat eğitımjne önem ve- rildiğini söyleyemeyiz. Ülkemizde topu topu üç şehirde dört konservatuvarda ba- le anasanat dalı var. tlk kez bu yıl sanat eğitimiyle ilgili birkurultay başlatıldı. Yir- mi beş yıllık eğitimcilik hayatımda ilk kez ne düşündüğümüz soruluyor ve biz de di- le getirmeye çahşıyoruz. Sanat eğitimin- de şimdiye kadar kültürlü sanatçı yetiş- tirmek için bir çaba harcanmadı. Dil bil- meyen bir dansçının evrensel boyutlar- da bir şeyler yapmasını nasıl beklersiniz? Dansın tarihini. edebiyatını, teorisini, gündemde olan konulannı nasıl bilebi- lir? Bu yıl Orta Doğu Teknik Üniversi- tesi Çağdaş Dans Topluluğu, Türkiye'de ilk kez bir Modern Dans Festivali dü- zenledi. Bunu organize edenler bizi utan- dırdılar, çünkü biz konservatuvarlar 50 yıllık tarihimizde böyle geniş çaplı bir or- ganizasyon düzenleyemedik. Dans sa- natına sahip çıkacak bir nesil yetişmesi beni ümitlendirıyor. - Bunda modern dans sanaünın bir ro- lü var mı sizce? Hiç şüphem yok. ODTÜ'de birbale ku- lübü kurulamazdı. Kimse üniversite se- viyesinde birdenbire bale yapmaya baş- layamaz. Modern dansa ilgi gerçekten çok arttı ve ben bunu toplumumuzda da bir- takım gelişmelerin işareti olarak algılı- yorum. Bundan yirmi beş yıl önce kon- servatuvarda modern dans dersleri ver- mek istemem büyük tepkiyle karşılanmış- tı. Ama bu tepkıyi gösterenler modern dans dalını kurdular. 'Dans biümsel kişilik kazanmah' - Bu dallann mezunlanna ne gibi ça- lışma oianaklan var? Bale lisans derecesini bitirenler özel okullar açabılirler. Yükseklisans ve sa- natta yeterlilik yapanlar üniversitelerde araştırmacı olarak veya eğitmen olarak kariyere başlayabilirler. Devlet opera ve balelerinde görev alabilirler. Çeşitli şe- hirlerimizde yeni yeni devlet opera ve ba- leleri kuruluyor. Modern dans dalı me- zunlan için böyle büyük devlet toplu- luklan söz konusu değil. Ankara Mo- dern Dans Topluluğu dışmda kurulmuş başka birmodern topluluk henüz yok, ama bu tip topluluklar moderncilerin esas se- çimi değildir. Onlar zaman zaman spon- sor bularak, belli projeler gerçekleştirip kendilerinı ortaya koyarlar. - Okullardaki getişmeyi nasıl buluyor- sunuz? Olumlu gelişmeler oluyor. 1982 yılın- da Kültür Bakanlığı'ndan üniversitelere aktanldık. Dans sanatının bu kurumlar içinde daha bilimsel bir kişilik kazana- bileceğini düşünüyorum. Onemli olan. içinde bulunduğumuz üniversitelerin kon- servatuvarlan önemsemesi ve bizim ken- di varhğımızı ürettiğimiz işlerle kanıtla- mamız. Bunun, kişisel bazlarda değil sis- tem olarak geliştirilmesi gerekiyor. Ka- lite sürekli iyiye gidiyor. Modern dans da- lı şimdilik yalnız MSÜ'de kuruldu ve 7. yılını tamamlamak üzere. Yabancı ele- manlar getirtme olanaklanmız olsaydı; stüdyolanmız, sahnemiz, piyanistleri- miz olsaydı, birtakım değişiklikleri ya- pabilmek için yıllarca bürokratik sistem- de takılıp kalmasaydık neler olurdu tam bilemiyorum, ama yine de dans sanatın- da yakın bir gelecekte patlama olacağı- na inanıyorum. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Aşkım, Bir Yağmur Damlası Yaşamın birbirinden çok ve birbirinden güzel renkleri vardır. Çoğu zaman unuttuğumuz. Rengârenktir, genç bir kızın parmaklan gibi. Yaşamı siyah beyaz algılanz kimi zaman. Gri bile, çeşitliliğin değil, umutsuzluğun ifadesi olarak tanımlanır, küs dudaklarda. Oysa hayat renklidir. Hayat aslında gençtir. Hayat neşedir, güzelliğiyle... Doğası böyledir, onu insan denen varlık çekil- mez ve renksiz yapar. Gecenin karanlıgında, Boğaz'ın lacivert sulann- da birteknenin içindeki haz, tüm dertlerimizi unut- turur, o an. Dizeler yükselir gökyüzündeki yıldızlara doğaı, bir kadına söylenmiş dizelerdir. Yürekten söylenmiş dizelerdir bunlar. Ay tanıktır dizelere. zamanın akışına tanık oldu- ğu gibi... Zaman birteknenin içinde, Boğaz'ın lacivertsu- lanyla birlikte bir kıyıdan öteki kıyıya doğru akar. Gecenin karanlıgında bile renkler, hayatın renk- leri tüm güzelliğiyle tüm canlılığıyla görülür. Renkleri görmek için, renklerin güzelliğine, es- tetik hazzına dalıvermek için gündüz, gece fark et- mez. Yüreğinizde duyumsadığınızda, tüm renkler, tüm karanlıklarda bile görülür... Zaman, kimi zaman tersine doğru yol alır, ayın tanıklığında belleklerimizde. Eski şarkı sözlerinin, eski anılann, eski kumsal- lann, eski ateşlerın anımsanmasıdır bu. Karşı kıyıda sizi bekleyen Eyiül'ün sayfalandır, çün- kü. Lacivert sular, göründüğü gibi değildir; tersine, Eyiül'ün sayfalarına doğru akar, çünkü... Aşklarla yıkanmış, andaçların bırakıldığı kıyıda, Eyiül'ün sayfaları hep vardır, çünkü... Her ne kadar, Haziran aşklan yaşanacaksa kar- şı kıyıda... Şarapla söndürülmüş ateşlerı anımsa... Ayın tanık olduğu ateşleri anımsa... Günlerce ve gecelerce yanan ateşleri anımsa... Aşk ateşi, Eyiül'ün ateşi değil miydi yoksa? Her ne kadar, Haziran aşklan yaşanacaksa da, zaman ayın tanıklığında lacivert sulann üstünde geç- mişe doğru akar. Belki de bir umudun içinden geçip, uzak bir kör- fezin mehtabına ulaşıverır... Sabahın ilk ışıklan gülümsemeye başladığında, bir şiirin dizeleri şekillenmıştir artık yüreklerde: Aşkım, bir yağmur damlası Gül yaprağında Ve tüm bu olup bitenlere, renklere, anılara, ateş- lere, zamana, geçmişe, umuda, gizeme, şarap ve şiire, ay tanıktır gökyüzünde tek başına. Ay hayata tanıktır, tek başına. Sabahın aydınlığında yıldızlar çoktan çıkmışlar- dır karanlık yolculuklanna. Ancak ay, bırakmaz tanıklığı. Ta ki en son dize yükselene kadar gökyüzüne. Yürekten düşmüş en son dize: Dudaklanmda hayatın solukları. 'Mutfak Kazalan' Hollanda'da • Kültür Servisi - tzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan yapımı Mutfak Kazalan. Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da düzenlenen ITS Uluslararası Tiyatro Okullan Festıvali'ne davet edildi. 23-24 Haziran'da sahnelenecek olan oyun. bir eğitim programının sonunda Emre Koyuncuoğlu tarafından Açık Tiyatro projesi olarak hazırlanmıştı. Koyuncuoğlu da festivale katılarak üç günlük bir atölye çalışması yürütecek. 21-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivale dünyanın alternatif tiyatro veren önemli okullan ve eğitmenlerinin çalışmalan davet ediliyor. Perihan Mağden'in aynı adlı kitabındaki şiirlerden yola çıkarak alternatif şov kavramı çerçevesinde hazırlanan gösterinin ulaşım sponsorluğunu da KLM Hollanda Kraliyet Harayollan üstleniyor. PBI'de görev dağılımı • Kültür Servisi - PEN Yazarlar Derneği'nin 5 Haziran günü toplanan genel kurulunda seçilen yönetim kurulu kendi arasında görev bölümü yaptı. Bir önceki dönemde olduğu gibi, başkanhğa Alpay Kabacah'nın getirildiği yönetim kurulunda ikinci başkanhğa Konur Ertop, dış genel sekreterliğe Suat Karantay, saymanlığa Turgay Fişekçi, iç genel sekreterliğe de Mario Levi getirildi. Sulhi Dölek ve Arife Kalender'in yönetim kurulu üyesi olarak görev yapacaklan yeni dönemde PEN'in onur kurulunda Şükran Kurdakul, Yaşar Kemal ve Vedat Günyol, denetleme kurulunda da Osman Şahin, Yılmaz Onay ve Fendun Andaç yer alıyor. Metallica bileüepi saüşta • Kühür Servisi - Sümerbank Müzik Günleri'99 çerçevesinde pazar günü AJi Sami Yen Stadyumu'nda gerçekleşecek olan Metallica konserinin biletleri Sümerbank şubeleri ve AKM gişelerinden, VIP biletleri de Ulusoy Travel Center'dan temin edilebilir. Sümerbank adına Number One TV ve Blue Jean işbirliğiyle gerçekleşecek konserde ön grup olarak Monster Magnet ve Türk gruplanndan Kurban ve Megalo Maniax sahne alacak. Ahmet San tarafından düzenlenen konserin bilet fıyatlan şöyle: Açık tribün 10 milyon, saha içi 12 milyon 500 bin, kapalı ve numaralı tribün 15 milyon. VIP 20 milyon, özel VIP 30 milyon. 27. ULUSLARARASI ISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ BUGUN Arcadi Volodos saat 19.30'da AKM Büyük Salon'da konser verecek. YARIN Bayezıd Operası saat 19.3O"da Aya trini'de sahnelenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle