18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE HABERLER Kavakçı Danıştay'a başvuracak • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk yurttaşlığım kaybeden FP Milletvekili Merve Kasakçı, Bakanlar Kurulu işlemi hakkında yürütmeyı durdurma karan \enlmesi için Danıştay'a dava açacak. Kavakçı'nın avukatlan, hazırladıklan dilekçeyi cuma günü Danıştay'a sunacaklar. Dilekçede. Kavakçı'nın Türk yurttaşlığmı kaybetmesine gerekçe göstenlen \e ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan gönderilen belgenin "'resmi nitelikte olmadığı" ıddiası yeralacak. Trafik kazası: 6ölü • Haber Merkezi - Kütahya-Tavşanlı karayolunun 6. kilometresındekı Kızılbayır mevkiınde, Tavşanlı'dan Kütahya'ya yolcu taşıyan 43 HY 842 plakalı minibüs. Tavşanlı'ya gazete götüren Mehmet Unal yönetimindeki 34 VEL 09 plakalı kamyonetle çarpıştı. Emnıyet yetkililen, saat 08.30 sıralannda meydana gelen kazada, 4 kişinin yanarak öldüğünü. 11 kişinin yaralandığını belirtti. Diyarbakır-Silvan karayolunun 10. kilometresinde. Ali Eroğlu yönetimindeki 06 KTT 99 plakalı kamyonet, hatalı sollama sonucu. karşı yönden gelen Selim Şatır'ın (35) kullandığı Telekom'a ait 21 DP 662 plakalı araçla çarpıştı. Kazada her iki sûrücü olay yerinde öldü. Araçlarda bulunan dört kişi deyaralandı. Kadmsız kabineye tepki • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğı'nin düzenlediği toplantıda bir araya gelen 5 kadın mılletvekili. 57. hükümette kadın bakanın yer almamasma tepki aösterdiler. Toplantıya, DYP îçel Milletvekıli Ayfer Yılmaz. FP Istanbul Milletvekıli Oya Akgönenç, MHP Çorum Milletvekili Melek Denlı Karaca. DSP Amasya Millervekjlı Gönül Saray Alphan. DSP Kayseri Milletvekili Sevgi Esen katıldı. Savcıya hapis cezası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şanlıurfa Valısı Şehabettın Harput'un şikâyeti üzerine. '"görevli memura görevı sırasında sözle hakaret ve taarruz. göre\i kötüye" kullanma suçlarından yargılanan Cumhuriyet Savcısı Adem Koyuncu, 7 ay hapis ve 5 ay "memuriyetten voksun bırakılma" cezasma çarptınldı. PKK köy bastı: 2 ölü • TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli'de güvenlik güçlerinin başlattığı geniş çaplı operasyonlar sürerken PKK militanlan dün akşam saatlennde Çemişgezek ilçesi. Ulukala Köyü'ne saldın düzenleyerek Mehmet Çiçek ve Süleyman Aydın adlı yurttaşlan öldürdü. • ADANA (AA) - ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Adana Konsolosluğu ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nin katkılanyla düzenlenen "ABD Basın Uygulamalan ve Etiği" konulu seminerin açılışında konuşan ABD'nin Adana Konsolosu Stuart E. Jones, Türk basınının. Türk toplumunun gerçeğı olduğunu belirterek "Türk basını. bağımsız ve dinamik bir yapıya sahiptir. Özgür basın demokrasinin en önemli koşuludur. Biz bu bağımsızlığın ve dinamizmin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu. TESEV tarafmdan Birleşmiş Milletler için hazırlanan İnsani Gelişme Raporu ^Türldye kültür faldrTMAHMUT ORAL DİYARBAKTR - Türkıye Eko- nomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV| tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Proaramı (UNDP) için hazırlanan "fnsani Gelişme Raponı"nda. Türkiye'de yapılan bir araştırmadan çıkan so- nuçlara yer verildi. Raporda. "Yüz- de 44'ü kitap okumayan. yüzde 52'si sinemaya gitmejen \e yüzde 72.5'i ti>atro ya da konsere gitme- yen bir genç kuşakla toplumsal kalkınmanın gerçekleşebileceğini sannıak hayalcilik olur" denıldı Türkiye'de devletın sanatçıyı des- teklemek adına aldığı önlemlerin yetersizliğinden söz edilen rapor- da. kamunun kültüre ayırdığı kay- naklann da son derece sınırlı ol- dufu vurgulandı. TESEV'ın UNDP için hazırla- dığı "İnsani Gelişme Raporu-Tür- kiye 1998*5 adlı yayında. ülkemiz- de kışilerin kültür ve sanattan ya- rarlanma haklan araştınldı. Ra- porda, bir toplumun kültürel ge- lişiminin en önemli göstergelen- nin kültürel alanda "niteliksel ve nicelikser artış olduğu vurgulana- rak şöyle denildi: "Günümüz Türkiyesi'nde bu taleplerde artış yerine düşüş göz- lenmektedir. Araştırmalara göre Türkgençkri kültürel gereksinıne- lerini büyük ölçüde televizyonlar- dan karşılanıaktadır. 18-30 yaş gençliğin yüzde 49.3'ü televizyon izloyicisi iken, ancak yüzde I l'i sa- nat dergisi okumaktadır. Boş za- manlannı değerlendirme etkin- liklerini sıralayan gençlerden yüz- de 93'ü televizvon derken. kitap okuyan yüzde55.9.sinemaya gkten yüzde 47.7, tiyatro ve konsere gi- denler ise yüzde 27.5 ve yüzde 27.6'dır. Yüzde 44'ü kitap okuma- yan, yüzde 52'si sinemaya. yüzde 723'i tiyatro ya da konsere gitme- yen bir genç kuşakla toplumsal kalkınmanın gerçekleştirilebile- ceğini sanmak hayalcilik olur." Türkiye'de, devletin sanatçıyı destekkmek adına aldığı önlem- lerin çok yetersiz olduğu kayde- dilen raporda. hükümetlerin kül- türe ayırdıklan bütçe oranının yıl- dan yıla düştüğüne dikkat çekil- di. Sanatsal tüketim alamnda sağ- lanan olanaklann son derece ye- tersiz olduğuna. mevcut olanak- lann önemli bir bölümünün dev- letin elinde ve kontrolü altında bulunduğuna yer verilen raporda şu görüşler açıklandı: "Bu olanaklann v erimlilik ora- nı isetarüşma götürür. Dev let,efiıı- deki olanaklan srvil toplum kunı- luşlaruıa tahsis etmek ve bu me- kânlarda nitelikü sanat etkinlikle- rinin gerçekleşmesini talep etmek yerine, ya bu mekânlan yalnızca kendi topluluklannın kullanımına açnıakta v a da mekânların tahsi- si için yüksek kira bedelleri talep etmektedir." Türkıye'de kamunun kültüre ayırdığı kaynaklann son derece sınırlı olması ve bu kaynaklann bü- yük bölümünün personel harcama- lanna gitmesine karşın günümüz- de büyük kentlerde kültürel yaşa- mın oldukça zengin olduğuna dik- kat çekilen raporda, bu zenginli- ğin büyük ölçüde sivil toplum ör- gütleri ile özel sektöriin çabalan sonucu gerçekleştiği vurgulandı. Sanat üretiminin yaygınlaşması için medyanın günümüzde en önemli araç olduğu belirtılen ra- porda, daha sonra şu saptamalar yapıldr. "Sanatınteknolojikgeliş- meler sonucu geniş kitlelere ulas- masının yarartığı olumsuz geliş- meden de söz edilebilir. Sanaün metalaşması olarak tanımlanabi- lecek bu gelişme doğrultusunda, halkın kendi kültürel birikinıinden kaynaklanan sanatsal üretim -ki bunu halk sanatı örnekleri olarak tanımlayabiliriz- giderek kaybol- maya vüz tutmuş ve sanat alamn- da tecimsel değer ölçüleri geçerli ounuştur. Bu noktada de\ letin ol- duğu kadar, medyanın da sorum- luluğu vanhr. Medyaıunortayaç>- kanpyüceitriği değerler, günümüz sanabnda belirleyici olmaktadır. Oysa medyada da tıpkı devletin sanat kunımlannda olması gerek- tiği gibi, niteliğin ön planda olma- sıgerekir. Özel televizyonlarda du- rum pek iç açıcı degildir. Kültür ve sanata aynlan saaüer vok dene- cek düze> dedir. RTİ K'ün bu doğ- rultuda aldığı kararlar uygulanma- makta ya da kültür-sanat prog- ramlan yerine magazin prognun- lan ikanıe edilmektedir." z d e n k a ç ı ş y o l u a r ı y o r l a r Turizmciler casinolan istiyorBÜLENT ECEVİT ANTALYA - Sektördeki krizı aşma yolla- n arayan turizmciler, talih oyunlan salonla- nnın (casino) yeniden açılmasını önerdiler. Özellikle lsrail ve Rusya pazarlannın casi- nolann kapatılması nedeniyle durduğunu be- lırten turizmciler. konunun yeniden ele alı- nıp değerlendırilmesi gerektiğini vurguladı- lar. Turizm Bakanı Ahmet Tan da turistik bölgelerinmilletvekil- — ^ _ ı _ _ — _ lennin önerge vererek TBMM'nin konuyu ele almasını sağlayabile- ceklerini söyledı. Casinoların 11 Şu- batl998tarihindeniti- baren kapatılmasıyla özellikle turizmin kal- bı olarak kabul edilen •\ntalya'nın büyük za- rara uğradığını dıle ge- tıren Akdenız Tunstik Otelcilervelşletmeci- ^ — ^ — — ^ ~ " ler Bırhği (AKTOB) Yönetim Kurulu Üye- sı ve Falez Hotel Genel Müdürü Vlahmut Veziroglu "Özellikle İsrail pazannı ve bir mik- tar da Rusva pazannı casinolar vüzünden kaybettik. Cazibe kalmadığından müşteri çe- kebilmek için fıyarJar düşürüldükçe düşürul- dü. Casinolar bölge için çok önemli. Tekrar açıhnası bölge için yararlı olur" dedi. Vezi- roğlu. casinolann otellerin bünyesinde olma- sı gerektiğini, bu durumda casinosu olan otel- lerin cazip hale geleceğini \e fîyatlann nor- C^asinolann kapatılmasıyla birlikte Israil'den gelen turistlerde büyük azalma olduğunu söyleyen turizmciîer bu yıl yaşanan krizle birlikte zor durumda kaldıklannı öne sürüyorlar. Turizmciler casinoların yeniden açılmasını istiyorlar. mal düzeye çıkmasının sağlanacağını vıırgu- ladı. Yılhk 150-170 bin dolaymda Israilli tuns- tin casinolar için Antalya'ya geldiğini, ancak bu pazann kaybedıldiğinı belirten Veziroğ- lu "80-90 bin İsrailli, Güney Kıbns'a gittL Kendi müşterilerimizi kapbrdık. Tekrar açıl- mah ve bunun teknik düzenlemesi devlet ta- rafından yapılıp gerekirse ve anayasal bir sı- kıntı doğurmay acaksa Türklere \ asaklanma- — — ^ — ı lı. Açılması halinde istihdam kapısı açılacak ve binlerce personel bir iş olanağına ka- vıışacak" diye konuştu. Casino Sera'nın eski Ge- nel Müdürü FıratTuna"Dev- let gerekli denetlemeyi yapa- rak, bu işe mafvanın girme- sini önleyerek. binlerce kişiye iş olanağı da saglamış olur. Casinolann kapatılmasıyla dev letöhemli birgetirden ohır- ken bölgedeki krizin daha da büyiimesinenedenolduğunıın bu yıl farkına varmışör" diye konuştu. Tunzm Bakanı Ahmet Tan. casino konusun- da TBMM'nin yetkili olduğunu. bakanlık olarak bir şey yapamayacaklannı söyledı. Tan, şunlan dedi. "Turizmciler bölge miUet- vekiUerini harekete geçirip Meclis'e bir öner- ge verilmesini sağlavabilirler. Casinolan TBMM kapattı ve açacak olan da yine TBMM'dir. Turizm Bakanbgı'nın bu konuda bir etkisi vok. Ben bakan olarak casinolan açacağım divebilme şansına sahip değiUm." Dr. Lawrence Pratchett: Katılımcılık arttıkça şeffaflık da çoğalır Demokrasi için yerel yönetim LE\r L.4 TAVŞANOĞLL Son yıllarda dünyanın çe- şıtli ülkelerinde gündemin üst sıralanndaki maddelerden bi- risi de yerel yönetimlerle de- mokrasi arasmdaki bağ. Ge- çen hafta sonunda Istanbul "da TÜSES Vakfi da "Yerel Yö- nenmlervç Demokrasi" konu- lu bir sempozyum düzenledi. Bu sempozyumda konuşma- cılardan birisı De Montfrort Cniversitesi öğretim üyele- nnden. yerel yönetim ve ka- mu siyaseti uzmanı olan Dr. Lavvrence Pratchett'di. Dr. Pratchett'le, yerel yönetim- lerde halkın katıltmcılıgı, >'urt- taş bağımlılığı ve demokrasi- yi geliştirmek için yerel yö- netim bilincinin nasıl arttın- labileceğini konuştuk: - GeUşmiş üniter Ulkeleıie gefişmekte olan üniter ülkeler- deverel v önetimlerde demok- rasi nasıl olmalı sizce? PRATCHETT - Sorunlann kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkelerde hem birbinne çok Dr. Lavvrence Pratchett yurttaş bağıınlılığırun toplumu daha demokratik hale getireceğini belirtti. benzediğı. hem de farklıhklar gösterdığini düşünüyorum. Örneğın Ingıltere'de eğitim ve yaşam düzeyi epeyce yüksek. Ancak de- mokrasiye katılım kültürü öbür gelişmiş ül- kelere kıyasla Ingiltere'de oldukça düşük. Türkiye'yi çok iyi bildiğimi söyleyemem. Ama ülkede 600 tane yerel yönetim varsa bu yönetimler hiç kuşkusuz bölge halkına yakındır. Biz bugün Ingiltere'de daha çok katılımcılığı sağlayacak bir kültür geliştir- meye çalışıyoruz. Bu da daha çok şeffaflık sağlayacaktır. Şimdiki halde yerel gazete- ler yerel yönetimleri son derece eleştiren ya- yınlar yapıyorlar. -Yerelyönetimlerdeki yolsuzluk olaylan- nı ortaya çjkarmayı mı amaçhyorlar? - Hayır, daha çok o yörede yaşayan kü- çükgruplann, kendi çevTelerinde, kendile- rine sonılmadan yapılmak istenenlere kar- şı çıkmalan haberlerine yer veriyorlar. Çün- kü, politikacılar genelde kendi daha genel politikalannı uygulamak için bunu yapı- yorlar. Halk da karşı çıkıyor. Demin söyle- diğım, yerel gazetelenn bu tür haberlere daha çok yer verdıği ve politikacılann eleş- tirildiği... İngıltere'de şimdi yerel politika- cıların oluşturduklan yerel yönetimlerin çok yüksek düzeyli ve şeffaf olmalan iste- niyor. Bunun ıçın yerel yöneticilerin halkm daha çok katılımcı olmalannı sağlamalan amaçlanıyor. Esas hedef de hangi yurttaş- ların katılımcılığa eğilimli, hangilerin is- teksız olduklannı saptamak. - Biküğimiz kadany la İngiltere'de insanlar, hem genel seçimlerle özellikle de verel yöne- timlerveyerel seçimlerle çok fazla ilgili değil- ler. Bunun nedenlerini anlatabilir misiniz? - Çünkü Ikıncı Dünya Savaşı'ndan son- ra yerel yönetimler hep yerel hızmetler gö- türen birimler olarak görülmüştür, bunlann demokrasıye katkıda bulunabilecekleri hıç akla getirilmemıştır. Beledıyelerde hizmet aksadığı zaman ancak halkın tepesi atıyor ve harekete geçıyor. Ama beledıye hızmet- leri ıyiyse yöre halkı sesını çıkarmıyor, ne- ler yapıldığıyla da fazlaca ilgılenmiyor. Na- sıl örgütlenmeleri gerektiği konusunda hıç kaygılan yok. Ama buna karşılık bazı kü- çük gruplar bu kaygıyı duymaya başladı. Bunlar artık sıklıkla basla gruplan haline gelmeye başladılar. Ama genelde baktığı- nız zaman hâlâ geniş yurttaş kitlelennin de- mokrasiye katılımlan gibı bir kaygılan bu- lunmadığını görüyorsunuz. - Biküğimiz kadanyla İngıltere'deyerelyö- netimlerin sommluluklarına geniş alanlar girij'or... - E\ et. size Ingıltere'den Bırmingham Be- lediyesi'ni ömek olarak gösterebüirim. Bir- mingham Belediyesi'nin altında başka bir belediye yok. Birmingham da oldukça bü- yük bir şehirdir. O nedenle de yörede yaşa- yan kişi, katılımcılığa özenmıyor ya da bel- ki özendırilmiyor. - Sizce 1992 yıhnda Rio'da düzenlenen BM Dünya Konferansı'nın(Earth Conferen- ce) çev reyi koruma ve demokratik katılım- cılık bilinci üzerindeki etkileri neler oldu? -Çevre konulanna çok dikkatli eğilindı. Ama aynı şeyi yurttaş katılımcılığı için söy- leyemem. Yerel yönetimlerin Dünya Kon- feransı 'nın Gündem 21' inin uzantıları olan yerel Gündem 21'lerle ilgili büyük sorumluluklan var. Ye- rel çalışmalarda sürdürülebi- lirlik üzerinde çok önemle du- ruluyor. Şımdi İngıltere'de "Yeşile Yöneliş" (Going To Green) adı verilen bir proje başlatıldı. Bu da "Yerel Gün- dem 21" çerçevesinde yapılı- yor. Bu, kendi yörelerinde ya- şay an topluluklann çevreleri- ni koruma bilincini geliştır- melerini amaçlıyor. Gelişmiş ülkelerin sorunu. çevrelerini korumanın bilincinde olmak, ama ınsanlann bunu yapmak ıçın kendi yaşam standartla- nndan ödün vermekte istek- siz oluşlan. - Yurttaş bağımlılığınm bu bağlamda önemi nedir? - Çok önemli. Yurttaş ba- ğımlılığı toplumu daha de- mokratik hale getirir. Bu, in- sanlann, yerel bağımlılıklar yoluyla politikada eğitilme- leri anlarruna gelıyor. Bu yol- la insanlar daha çok katılım- cı olma bilincine \anyorlar; sadece kendi yörelerinde de- ğil. bunu global anlamda da başarabiliyor- lar. Sonunda sürdürülebilirlik sorunlan da ortadan kendilığmden kalkıyor. - DemokrasKi geliştirmek için yerel yöne- tim bilinci nasıl artnrriabilir? Voksa bu bir ütopya mı? - Hayır. bu bir ütopya değil hıç kuşkusuz. İngıltere'de demokratik yenilenmeyle ilgili bu tartışmalar sürüyor. Bunu başarmak için merkezi hükümet. yerel yönetımlenn mer- keze olan bağımlılıklannı azaltması gerek- tiğini biliyor. Bu yolla yerel yönetimlerin daha demokratik hale geleceklerinin bılın- cınde. Ama yerel belediyelerin. kendi so- rumluluklannı yöre toplumuyla paylaşma- daki isteksizliklerinın de farkında. Çünkü yerel belediyeler, seçilmiş eyalet yönetim- leri gibi. Pek çok yerel yönetici ve yerel yö- netimin demokratik yenilenme gündemini desteklediklen bir gerçek. Ama katılım \e yurttaş bağımlılığı ıle öbür yanda siyasi li- derlik arasında bağ kurmak da zor oluyor. Her yerel yönetimin bu yapıyı kendisinin oluşturması gerek. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Toplumsal Vrcdan / Toplumsal Etik "Dünyamızda günümüzün en önemli sorunu ne-' dir sizce?" Açık Radyo da dün sabah Amerikalı düşünür, bilım ınsanı Aristide Zolberg ile yapılan ilginç söyleşıyi dinliyorum: bu son soruya verilecek yanıtı merakla beklerken, "Ef*"dedi Zolberg, "Etik her dönemde başta gelmiştir". Yani, toplumsal ahlak, dünyanın en önemli soru- nu!... Toplumsal ahlakı birey, kurum, kuruluşlar, ülke ve dünya çapında, zincirleme düşündüğünüzde ve en önemli kavram/sorun olarak gördüğünüzde, bu saptama zengin çağnşımlarla dolu. Belki de bütün ana sorunlann çözümünde kulla- nılabilecek, aranan büyük anahtar bu sihirli kav- ram mı? Sonra, bir başka haber kanalına geçtim, Içişleri Bakanı, tele kulak olayı için, ne yazık ki son derece gelişkin bu iletışim araçlannın kullanımına yönelik yasalanmızda boşluk var, yasal açıdan yapacak bir şey yok, diyor ve dinleme olayına noktayı koyuyor- du. Yasal bir boşluk olabilir, ancak alışılmtş yasal bir uygulama var Anayasanın haberleşme özgürlüğü maddesi var. telefon dinlemelerinde mahkeme ka- rarı zorunluluğu var... Ayrıca ve her şeyden öte, bu çok önemli bir toplumsal ahlak sorunu değil mi? Sonra yeniden Zolberg'e döndüm; "Kapitalist dünyamızda ve ülkelerde zenginlere büyük sorum- luluklar düşüyor" diyor ve zenginlerin, yoksullukla- nn kaldınlmasında önemli toplumsal roller üstlen- mesinin zorunlu olduğunu söylüyordu. Yoksulluk da bir toplumsal etik sorunu... öyle değil mi? Dünyanın, ülkelerin, sistemlerin, zenginlerin en büyük ayıbı değil midir yoksulluk? Ülke olsun, kişi olsun, zengin zenginliğini büyük ölçüde yoksulla- nn varlığına borçluysa, ki dünyamızın bugünkü ha- lidir, çağın en büyük toplumsal etik sorununu yaşı- yoruz demektir. Hele zenginlik, devleti ve milleti soyarak oluştu- ruluyorsa, ahlaki sorun katmerleşmektedir. • • • Nükleer kaza sonucu yayılan radyasyonun, bü- tün sonuçlanyla halka açıklanması da bir etik so- rundur. Hem de ne etik sorun! Çernobil felaketinden sonra, çay içerek, bakın hiçbir zaran yok diye halkı aldatan dönemin baka- nı, başbakanı ve hükümet üyeleri ile Atom Kurulu Başkanı'nın yönettiği bir Türkiye'nin yolsuzluk, hır- sızlık ve Susurluk örneği çeteleşmede bugün diz boyu b. içinde yüzmesi, normal değil midir? Türkiye seçmenı, polrtikacı ve kurumlan, bu top- lumsal etik sorununu görmedikleri sürece, ülkenin ekonomik manivelalarla kurtulabileceğini sananlar, ya herkesi aldatıyorlar, ya da büyük bir yanılgı içindedirler. "'/ ' ' -. • • • Sıkıntıdan, dertleşmek için Behiç Ak'ı anyorum. Diyor ki: Örneğin Türkiye'de, demokrasilerde her- kes kendi görüşünü ön plana çıkartıyor ve başka görüşleri bilinçli olarak göz ardı ediyor. Biliyor ki, dile getirmediği bakış açılarını da başkalan öne sürecek ve bir toplumsal denge. uzlaşma ortaya çıkacak. Ancak, bu konseptin içinde olmayan bir şey var: Etik. Etik, veya ahlak, toplumsal bir görüş olarak bu uzlaşmanın, konseptin içinde yok... Ahlak, toplumsal bir karakter kazanamamış. örne- ğin sahillere bina yapılmaz. kıyılar herkese açıktır. Bu artık bir ahlak sorunudur. Ama, herkes, pundu- na getirip bina yapmaya kalkışıyor, ben yapiiiüm, ama başkası yapmasın, uygulaması içinde, diyor Behiç. Idam da, bir toplum, bir devlet, giderek bir dünya ahlakı sorunudur. Dünyanın içinde yaşadığımız kesiminde, idam uygulaması, önemli bir ahlak sorunu haline gel- miştir. Belki Latin Amerika'da, Afrika'da, ABD ya- kınında veya Asya'da bulunsaydık, Türkiye ahlaki baskıyı üzerinde daha az hissedebilirdi. Ama Türkiye, Avrupa ülkesi olma feryatlan için- de değil mi? • • • Kosova'da yasal bir müdahale mi var? Tabii ki hayır. Ama Kosova dünyanın önemli bir ahlak sorunu haline gelmiştir. Büyük devletlerin çıkarlan doruttusunda her za- man ikili davrandıkları gerçeğini bir kenara not edelim; Kosova, dünyanın vicdanını sızlatan, ka- natan bir konuma geldi; dünya için bir ahlak soru- nuna dönüştü. Bu vicdan, BM yasalannı, karaıiannı ikinci plana itti. Müdahalede ABD başı çekmesine rağmen, Av- rupalı aydınlann da önemli bir kısmında yasal ze- min arama düşüncesi ve çabası gen planda, cılız kaldı. Toplumsal etik veya vicdan, müdahalenin - yazılı olmayan yasal- zeminini oluşturdu. Geniş desteği de bu sayede buldu. Günümüz dünyası ve gidişatı işte budur: Küçü- len dünyanın yarartığı yeni bir durumla karşı karşı- ya bulunuyoruz. Medyatik toplum veya iletişim toplumu, veya ışık hızıyla haberleşen dünyada, toplumsal ahlak, toplumsal vicdan çok çabuk, hız- la oluşuyor, oluşturuluyor artık. Doğru ya da yanlış. Ama oluşturuluyor... Ve sanırım bu gerçekten, Türkiye dahil, belki yann ABD de dahil, kimse kaçamayacak. Süivri Belediyesi halka açıhyor Istanbul Haber Servisi - Sılivri Belediye Başkanı Seb- mi Değirmenci, kıt kamu olanaklannın daha verimli kul- lanmak, halkı şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetime katmak ve yönetimi de halkın denetimine sunmak ama- cıyla "SilivriYerelGündem21" adı altındabirtoplantı dü- zenliyor. Silivri Klassis Otel'de 15 Hazıran tarihinde gerçekleş- tinlecek olan toplantıya mahalle muhtarlan. lise öğrenci- leri, siyasi parti temsilcilen, meslek odalan, sendikalar, çe\TE belediyeleri ve çok sayıda dernek, vakıf temsılicle- n davet edildi.Değirmenci konu ile ilgili şunlan söyledi: "Türkiye'de daha önce Gündem 21 Projesi'ni benimseyen ve kahlan birçok belediy e. projeyi uv gulamava kovmuştur. Projeyi hayatageçirenbelediveler arasında Bursa. Iznıir, Antaha. Adıyaman. Ağn. Burdur. Çanakkale, Çorum, Kastomonu,Zonguldakbüvükşehir belediyelerinin yanısı- ra bazı bclde belediyeleri de projeyi benimsemiştir.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle