Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE
HABERLER
Kavakçı
Danıştay'a
başvuracak
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türk yurttaşlığım
kaybeden FP Milletvekili
Merve Kasakçı, Bakanlar
Kurulu işlemi hakkında
yürütmeyı durdurma karan
\enlmesi için Danıştay'a
dava açacak. Kavakçı'nın
avukatlan, hazırladıklan
dilekçeyi cuma günü
Danıştay'a sunacaklar.
Dilekçede. Kavakçı'nın
Türk yurttaşlığmı
kaybetmesine gerekçe
göstenlen \e ABD Dışişleri
Bakanlığı'ndan gönderilen
belgenin "'resmi nitelikte
olmadığı" ıddiası yeralacak.
Trafik kazası:
6ölü
• Haber Merkezi -
Kütahya-Tavşanlı
karayolunun 6.
kilometresındekı Kızılbayır
mevkiınde, Tavşanlı'dan
Kütahya'ya yolcu taşıyan 43
HY 842 plakalı minibüs.
Tavşanlı'ya gazete götüren
Mehmet Unal yönetimindeki
34 VEL 09 plakalı
kamyonetle çarpıştı.
Emnıyet yetkililen, saat
08.30 sıralannda meydana
gelen kazada, 4 kişinin
yanarak öldüğünü. 11
kişinin yaralandığını belirtti.
Diyarbakır-Silvan
karayolunun 10.
kilometresinde. Ali Eroğlu
yönetimindeki 06 KTT 99
plakalı kamyonet, hatalı
sollama sonucu. karşı
yönden gelen Selim Şatır'ın
(35) kullandığı Telekom'a
ait 21 DP 662 plakalı araçla
çarpıştı. Kazada her iki
sûrücü olay yerinde öldü.
Araçlarda bulunan dört kişi
deyaralandı.
Kadmsız kabineye
tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türk Üniversiteli
Kadınlar Derneğı'nin
düzenlediği toplantıda bir
araya gelen 5 kadın
mılletvekili. 57. hükümette
kadın bakanın yer
almamasma tepki
aösterdiler. Toplantıya, DYP
îçel Milletvekıli Ayfer
Yılmaz. FP Istanbul
Milletvekıli Oya Akgönenç,
MHP Çorum Milletvekili
Melek Denlı Karaca. DSP
Amasya Millervekjlı Gönül
Saray Alphan. DSP Kayseri
Milletvekili Sevgi Esen
katıldı.
Savcıya hapis
cezası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Şanlıurfa Valısı
Şehabettın Harput'un
şikâyeti üzerine. '"görevli
memura görevı sırasında
sözle hakaret ve taarruz.
göre\i kötüye" kullanma
suçlarından yargılanan
Cumhuriyet Savcısı Adem
Koyuncu, 7 ay hapis ve 5 ay
"memuriyetten voksun
bırakılma" cezasma
çarptınldı.
PKK köy
bastı: 2 ölü
• TUNCELİ (Cumhuriyet)
- Tunceli'de güvenlik
güçlerinin başlattığı geniş
çaplı operasyonlar sürerken
PKK militanlan dün akşam
saatlennde Çemişgezek
ilçesi. Ulukala Köyü'ne
saldın düzenleyerek
Mehmet Çiçek ve Süleyman
Aydın adlı yurttaşlan
öldürdü.
• ADANA (AA) - ABD'nin
Ankara Büyükelçiliği,
Adana Konsolosluğu ve
Çukurova Gazeteciler
Cemiyeti'nin katkılanyla
düzenlenen "ABD Basın
Uygulamalan ve Etiği"
konulu seminerin açılışında
konuşan ABD'nin Adana
Konsolosu Stuart E. Jones,
Türk basınının. Türk
toplumunun gerçeğı
olduğunu belirterek "Türk
basını. bağımsız ve dinamik
bir yapıya sahiptir. Özgür
basın demokrasinin en
önemli koşuludur. Biz bu
bağımsızlığın ve
dinamizmin desteklenmesi
gerektiğine inanıyoruz" diye
konuştu.
TESEV tarafmdan Birleşmiş Milletler için hazırlanan İnsani Gelişme Raporu
^Türldye kültür faldrTMAHMUT ORAL
DİYARBAKTR - Türkıye Eko-
nomik ve Sosyal Etütler Vakfı
(TESEV| tarafından Birleşmiş
Milletler Kalkınma Proaramı
(UNDP) için hazırlanan "fnsani
Gelişme Raponı"nda. Türkiye'de
yapılan bir araştırmadan çıkan so-
nuçlara yer verildi. Raporda. "Yüz-
de 44'ü kitap okumayan. yüzde
52'si sinemaya gitmejen \e yüzde
72.5'i ti>atro ya da konsere gitme-
yen bir genç kuşakla toplumsal
kalkınmanın gerçekleşebileceğini
sannıak hayalcilik olur" denıldı
Türkiye'de devletın sanatçıyı des-
teklemek adına aldığı önlemlerin
yetersizliğinden söz edilen rapor-
da. kamunun kültüre ayırdığı kay-
naklann da son derece sınırlı ol-
dufu vurgulandı.
TESEV'ın UNDP için hazırla-
dığı "İnsani Gelişme Raporu-Tür-
kiye 1998*5
adlı yayında. ülkemiz-
de kışilerin kültür ve sanattan ya-
rarlanma haklan araştınldı. Ra-
porda, bir toplumun kültürel ge-
lişiminin en önemli göstergelen-
nin kültürel alanda "niteliksel ve
nicelikser artış olduğu vurgulana-
rak şöyle denildi:
"Günümüz Türkiyesi'nde bu
taleplerde artış yerine düşüş göz-
lenmektedir. Araştırmalara göre
Türkgençkri kültürel gereksinıne-
lerini büyük ölçüde televizyonlar-
dan karşılanıaktadır. 18-30 yaş
gençliğin yüzde 49.3'ü televizyon
izloyicisi iken, ancak yüzde I l'i sa-
nat dergisi okumaktadır. Boş za-
manlannı değerlendirme etkin-
liklerini sıralayan gençlerden yüz-
de 93'ü televizvon derken. kitap
okuyan yüzde55.9.sinemaya gkten
yüzde 47.7, tiyatro ve konsere gi-
denler ise yüzde 27.5 ve yüzde
27.6'dır. Yüzde 44'ü kitap okuma-
yan, yüzde 52'si sinemaya. yüzde
723'i tiyatro ya da konsere gitme-
yen bir genç kuşakla toplumsal
kalkınmanın gerçekleştirilebile-
ceğini sanmak hayalcilik olur."
Türkiye'de, devletin sanatçıyı
destekkmek adına aldığı önlem-
lerin çok yetersiz olduğu kayde-
dilen raporda. hükümetlerin kül-
türe ayırdıklan bütçe oranının yıl-
dan yıla düştüğüne dikkat çekil-
di. Sanatsal tüketim alamnda sağ-
lanan olanaklann son derece ye-
tersiz olduğuna. mevcut olanak-
lann önemli bir bölümünün dev-
letin elinde ve kontrolü altında
bulunduğuna yer verilen raporda
şu görüşler açıklandı:
"Bu olanaklann v erimlilik ora-
nı isetarüşma götürür. Dev let,efiıı-
deki olanaklan srvil toplum kunı-
luşlaruıa tahsis etmek ve bu me-
kânlarda nitelikü sanat etkinlikle-
rinin gerçekleşmesini talep etmek
yerine, ya bu mekânlan yalnızca
kendi topluluklannın kullanımına
açnıakta v a da mekânların tahsi-
si için yüksek kira bedelleri talep
etmektedir."
Türkıye'de kamunun kültüre
ayırdığı kaynaklann son derece
sınırlı olması ve bu kaynaklann bü-
yük bölümünün personel harcama-
lanna gitmesine karşın günümüz-
de büyük kentlerde kültürel yaşa-
mın oldukça zengin olduğuna dik-
kat çekilen raporda, bu zenginli-
ğin büyük ölçüde sivil toplum ör-
gütleri ile özel sektöriin çabalan
sonucu gerçekleştiği vurgulandı.
Sanat üretiminin yaygınlaşması
için medyanın günümüzde en
önemli araç olduğu belirtılen ra-
porda, daha sonra şu saptamalar
yapıldr. "Sanatınteknolojikgeliş-
meler sonucu geniş kitlelere ulas-
masının yarartığı olumsuz geliş-
meden de söz edilebilir. Sanaün
metalaşması olarak tanımlanabi-
lecek bu gelişme doğrultusunda,
halkın kendi kültürel birikinıinden
kaynaklanan sanatsal üretim -ki
bunu halk sanatı örnekleri olarak
tanımlayabiliriz- giderek kaybol-
maya vüz tutmuş ve sanat alamn-
da tecimsel değer ölçüleri geçerli
ounuştur. Bu noktada de\ letin ol-
duğu kadar, medyanın da sorum-
luluğu vanhr. Medyaıunortayaç>-
kanpyüceitriği değerler, günümüz
sanabnda belirleyici olmaktadır.
Oysa medyada da tıpkı devletin
sanat kunımlannda olması gerek-
tiği gibi, niteliğin ön planda olma-
sıgerekir. Özel televizyonlarda du-
rum pek iç açıcı degildir. Kültür
ve sanata aynlan saaüer vok dene-
cek düze> dedir. RTİ K'ün bu doğ-
rultuda aldığı kararlar uygulanma-
makta ya da kültür-sanat prog-
ramlan yerine magazin prognun-
lan ikanıe edilmektedir."
z d e n k a ç ı ş y o l u a r ı y o r l a r
Turizmciler
casinolan istiyorBÜLENT ECEVİT
ANTALYA - Sektördeki krizı aşma yolla-
n arayan turizmciler, talih oyunlan salonla-
nnın (casino) yeniden açılmasını önerdiler.
Özellikle lsrail ve Rusya pazarlannın casi-
nolann kapatılması nedeniyle durduğunu be-
lırten turizmciler. konunun yeniden ele alı-
nıp değerlendırilmesi gerektiğini vurguladı-
lar. Turizm Bakanı Ahmet Tan da turistik
bölgelerinmilletvekil- — ^ _ ı _ _ — _
lennin önerge vererek
TBMM'nin konuyu ele
almasını sağlayabile-
ceklerini söyledı.
Casinoların 11 Şu-
batl998tarihindeniti-
baren kapatılmasıyla
özellikle turizmin kal-
bı olarak kabul edilen
•\ntalya'nın büyük za-
rara uğradığını dıle ge-
tıren Akdenız Tunstik
Otelcilervelşletmeci- ^ — ^ — — ^ ~ "
ler Bırhği (AKTOB) Yönetim Kurulu Üye-
sı ve Falez Hotel Genel Müdürü Vlahmut
Veziroglu "Özellikle İsrail pazannı ve bir mik-
tar da Rusva pazannı casinolar vüzünden
kaybettik. Cazibe kalmadığından müşteri çe-
kebilmek için fıyarJar düşürüldükçe düşürul-
dü. Casinolar bölge için çok önemli. Tekrar
açıhnası bölge için yararlı olur" dedi. Vezi-
roğlu. casinolann otellerin bünyesinde olma-
sı gerektiğini, bu durumda casinosu olan otel-
lerin cazip hale geleceğini \e fîyatlann nor-
C^asinolann kapatılmasıyla
birlikte Israil'den gelen
turistlerde büyük azalma
olduğunu söyleyen
turizmciîer bu yıl yaşanan
krizle birlikte zor durumda
kaldıklannı öne sürüyorlar.
Turizmciler casinoların
yeniden açılmasını istiyorlar.
mal düzeye çıkmasının sağlanacağını vıırgu-
ladı.
Yılhk 150-170 bin dolaymda Israilli tuns-
tin casinolar için Antalya'ya geldiğini, ancak
bu pazann kaybedıldiğinı belirten Veziroğ-
lu "80-90 bin İsrailli, Güney Kıbns'a gittL
Kendi müşterilerimizi kapbrdık. Tekrar açıl-
mah ve bunun teknik düzenlemesi devlet ta-
rafından yapılıp gerekirse ve anayasal bir sı-
kıntı doğurmay acaksa Türklere \ asaklanma-
— — ^ — ı lı. Açılması halinde istihdam
kapısı açılacak ve binlerce
personel bir iş olanağına ka-
vıışacak" diye konuştu.
Casino Sera'nın eski Ge-
nel Müdürü FıratTuna"Dev-
let gerekli denetlemeyi yapa-
rak, bu işe mafvanın girme-
sini önleyerek. binlerce kişiye
iş olanağı da saglamış olur.
Casinolann kapatılmasıyla
dev letöhemli birgetirden ohır-
ken bölgedeki krizin daha da
büyiimesinenedenolduğunıın
bu yıl farkına varmışör" diye konuştu.
Tunzm Bakanı Ahmet Tan. casino konusun-
da TBMM'nin yetkili olduğunu. bakanlık
olarak bir şey yapamayacaklannı söyledı.
Tan, şunlan dedi. "Turizmciler bölge miUet-
vekiUerini harekete geçirip Meclis'e bir öner-
ge verilmesini sağlavabilirler. Casinolan
TBMM kapattı ve açacak olan da yine
TBMM'dir. Turizm Bakanbgı'nın bu konuda
bir etkisi vok. Ben bakan olarak casinolan
açacağım divebilme şansına sahip değiUm."
Dr. Lawrence Pratchett: Katılımcılık arttıkça şeffaflık da çoğalır
Demokrasi için yerel yönetim
LE\r
L.4 TAVŞANOĞLL
Son yıllarda dünyanın çe-
şıtli ülkelerinde gündemin üst
sıralanndaki maddelerden bi-
risi de yerel yönetimlerle de-
mokrasi arasmdaki bağ. Ge-
çen hafta sonunda Istanbul "da
TÜSES Vakfi da "Yerel Yö-
nenmlervç Demokrasi" konu-
lu bir sempozyum düzenledi.
Bu sempozyumda konuşma-
cılardan birisı De Montfrort
Cniversitesi öğretim üyele-
nnden. yerel yönetim ve ka-
mu siyaseti uzmanı olan Dr.
Lavvrence Pratchett'di. Dr.
Pratchett'le, yerel yönetim-
lerde halkın katıltmcılıgı, >'urt-
taş bağımlılığı ve demokrasi-
yi geliştirmek için yerel yö-
netim bilincinin nasıl arttın-
labileceğini konuştuk:
- GeUşmiş üniter Ulkeleıie
gefişmekte olan üniter ülkeler-
deverel v önetimlerde demok-
rasi nasıl olmalı sizce?
PRATCHETT - Sorunlann
kalkınmış ve kalkınmakta olan
ülkelerde hem birbinne çok
Dr. Lavvrence Pratchett yurttaş bağıınlılığırun toplumu daha demokratik hale getireceğini belirtti.
benzediğı. hem de farklıhklar gösterdığini
düşünüyorum. Örneğın Ingıltere'de eğitim
ve yaşam düzeyi epeyce yüksek. Ancak de-
mokrasiye katılım kültürü öbür gelişmiş ül-
kelere kıyasla Ingiltere'de oldukça düşük.
Türkiye'yi çok iyi bildiğimi söyleyemem.
Ama ülkede 600 tane yerel yönetim varsa
bu yönetimler hiç kuşkusuz bölge halkına
yakındır. Biz bugün Ingiltere'de daha çok
katılımcılığı sağlayacak bir kültür geliştir-
meye çalışıyoruz. Bu da daha çok şeffaflık
sağlayacaktır. Şimdiki halde yerel gazete-
ler yerel yönetimleri son derece eleştiren ya-
yınlar yapıyorlar.
-Yerelyönetimlerdeki yolsuzluk olaylan-
nı ortaya çjkarmayı mı amaçhyorlar?
- Hayır, daha çok o yörede yaşayan kü-
çükgruplann, kendi çevTelerinde, kendile-
rine sonılmadan yapılmak istenenlere kar-
şı çıkmalan haberlerine yer veriyorlar. Çün-
kü, politikacılar genelde kendi daha genel
politikalannı uygulamak için bunu yapı-
yorlar. Halk da karşı çıkıyor. Demin söyle-
diğım, yerel gazetelenn bu tür haberlere
daha çok yer verdıği ve politikacılann eleş-
tirildiği... İngıltere'de şimdi yerel politika-
cıların oluşturduklan yerel yönetimlerin
çok yüksek düzeyli ve şeffaf olmalan iste-
niyor. Bunun ıçın yerel yöneticilerin halkm
daha çok katılımcı olmalannı sağlamalan
amaçlanıyor. Esas hedef de hangi yurttaş-
ların katılımcılığa eğilimli, hangilerin is-
teksız olduklannı saptamak.
- Biküğimiz kadany la İngiltere'de insanlar,
hem genel seçimlerle özellikle de verel yöne-
timlerveyerel seçimlerle çok fazla ilgili değil-
ler. Bunun nedenlerini anlatabilir misiniz?
- Çünkü Ikıncı Dünya Savaşı'ndan son-
ra yerel yönetimler hep yerel hızmetler gö-
türen birimler olarak görülmüştür, bunlann
demokrasıye katkıda bulunabilecekleri hıç
akla getirilmemıştır. Beledıyelerde hizmet
aksadığı zaman ancak halkın tepesi atıyor
ve harekete geçıyor. Ama beledıye hızmet-
leri ıyiyse yöre halkı sesını çıkarmıyor, ne-
ler yapıldığıyla da fazlaca ilgılenmiyor. Na-
sıl örgütlenmeleri gerektiği konusunda hıç
kaygılan yok. Ama buna karşılık bazı kü-
çük gruplar bu kaygıyı duymaya başladı.
Bunlar artık sıklıkla basla gruplan haline
gelmeye başladılar. Ama genelde baktığı-
nız zaman hâlâ geniş yurttaş kitlelennin de-
mokrasiye katılımlan gibı bir kaygılan bu-
lunmadığını görüyorsunuz.
- Biküğimiz kadanyla İngıltere'deyerelyö-
netimlerin sommluluklarına geniş alanlar
girij'or...
- E\ et. size Ingıltere'den Bırmingham Be-
lediyesi'ni ömek olarak gösterebüirim. Bir-
mingham Belediyesi'nin altında başka bir
belediye yok. Birmingham da oldukça bü-
yük bir şehirdir. O nedenle de yörede yaşa-
yan kişi, katılımcılığa özenmıyor ya da bel-
ki özendırilmiyor.
- Sizce 1992 yıhnda Rio'da düzenlenen
BM Dünya Konferansı'nın(Earth Conferen-
ce) çev reyi koruma ve demokratik katılım-
cılık bilinci üzerindeki etkileri neler oldu?
-Çevre konulanna çok dikkatli eğilindı.
Ama aynı şeyi yurttaş katılımcılığı için söy-
leyemem. Yerel yönetimlerin Dünya Kon-
feransı 'nın Gündem 21' inin uzantıları olan
yerel Gündem 21'lerle ilgili
büyük sorumluluklan var. Ye-
rel çalışmalarda sürdürülebi-
lirlik üzerinde çok önemle du-
ruluyor. Şımdi İngıltere'de
"Yeşile Yöneliş" (Going To
Green) adı verilen bir proje
başlatıldı. Bu da "Yerel Gün-
dem 21" çerçevesinde yapılı-
yor. Bu, kendi yörelerinde ya-
şay an topluluklann çevreleri-
ni koruma bilincini geliştır-
melerini amaçlıyor. Gelişmiş
ülkelerin sorunu. çevrelerini
korumanın bilincinde olmak,
ama ınsanlann bunu yapmak
ıçın kendi yaşam standartla-
nndan ödün vermekte istek-
siz oluşlan.
- Yurttaş bağımlılığınm bu
bağlamda önemi nedir?
- Çok önemli. Yurttaş ba-
ğımlılığı toplumu daha de-
mokratik hale getirir. Bu, in-
sanlann, yerel bağımlılıklar
yoluyla politikada eğitilme-
leri anlarruna gelıyor. Bu yol-
la insanlar daha çok katılım-
cı olma bilincine \anyorlar;
sadece kendi yörelerinde de-
ğil. bunu global anlamda da başarabiliyor-
lar. Sonunda sürdürülebilirlik sorunlan da
ortadan kendilığmden kalkıyor.
- DemokrasKi geliştirmek için yerel yöne-
tim bilinci nasıl artnrriabilir? Voksa bu bir
ütopya mı?
- Hayır. bu bir ütopya değil hıç kuşkusuz.
İngıltere'de demokratik yenilenmeyle ilgili
bu tartışmalar sürüyor. Bunu başarmak için
merkezi hükümet. yerel yönetımlenn mer-
keze olan bağımlılıklannı azaltması gerek-
tiğini biliyor. Bu yolla yerel yönetimlerin
daha demokratik hale geleceklerinin bılın-
cınde. Ama yerel belediyelerin. kendi so-
rumluluklannı yöre toplumuyla paylaşma-
daki isteksizliklerinın de farkında. Çünkü
yerel belediyeler, seçilmiş eyalet yönetim-
leri gibi. Pek çok yerel yönetici ve yerel yö-
netimin demokratik yenilenme gündemini
desteklediklen bir gerçek. Ama katılım \e
yurttaş bağımlılığı ıle öbür yanda siyasi li-
derlik arasında bağ kurmak da zor oluyor.
Her yerel yönetimin bu yapıyı kendisinin
oluşturması gerek.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Toplumsal Vrcdan /
Toplumsal Etik
"Dünyamızda günümüzün en önemli sorunu ne-'
dir sizce?"
Açık Radyo da dün sabah Amerikalı düşünür,
bilım ınsanı Aristide Zolberg ile yapılan ilginç
söyleşıyi dinliyorum: bu son soruya verilecek yanıtı
merakla beklerken, "Ef*"dedi Zolberg, "Etik her
dönemde başta gelmiştir".
Yani, toplumsal ahlak, dünyanın en önemli soru-
nu!...
Toplumsal ahlakı birey, kurum, kuruluşlar, ülke
ve dünya çapında, zincirleme düşündüğünüzde ve
en önemli kavram/sorun olarak gördüğünüzde, bu
saptama zengin çağnşımlarla dolu.
Belki de bütün ana sorunlann çözümünde kulla-
nılabilecek, aranan büyük anahtar bu sihirli kav-
ram mı?
Sonra, bir başka haber kanalına geçtim, Içişleri
Bakanı, tele kulak olayı için, ne yazık ki son derece
gelişkin bu iletışim araçlannın kullanımına yönelik
yasalanmızda boşluk var, yasal açıdan yapacak bir
şey yok, diyor ve dinleme olayına noktayı koyuyor-
du.
Yasal bir boşluk olabilir, ancak alışılmtş yasal bir
uygulama var Anayasanın haberleşme özgürlüğü
maddesi var. telefon dinlemelerinde mahkeme ka-
rarı zorunluluğu var...
Ayrıca ve her şeyden öte, bu çok önemli bir
toplumsal ahlak sorunu değil mi?
Sonra yeniden Zolberg'e döndüm; "Kapitalist
dünyamızda ve ülkelerde zenginlere büyük sorum-
luluklar düşüyor" diyor ve zenginlerin, yoksullukla-
nn kaldınlmasında önemli toplumsal roller üstlen-
mesinin zorunlu olduğunu söylüyordu.
Yoksulluk da bir toplumsal etik sorunu... öyle
değil mi?
Dünyanın, ülkelerin, sistemlerin, zenginlerin en
büyük ayıbı değil midir yoksulluk? Ülke olsun, kişi
olsun, zengin zenginliğini büyük ölçüde yoksulla-
nn varlığına borçluysa, ki dünyamızın bugünkü ha-
lidir, çağın en büyük toplumsal etik sorununu yaşı-
yoruz demektir.
Hele zenginlik, devleti ve milleti soyarak oluştu-
ruluyorsa, ahlaki sorun katmerleşmektedir.
• • •
Nükleer kaza sonucu yayılan radyasyonun, bü-
tün sonuçlanyla halka açıklanması da bir etik so-
rundur.
Hem de ne etik sorun!
Çernobil felaketinden sonra, çay içerek, bakın
hiçbir zaran yok diye halkı aldatan dönemin baka-
nı, başbakanı ve hükümet üyeleri ile Atom Kurulu
Başkanı'nın yönettiği bir Türkiye'nin yolsuzluk, hır-
sızlık ve Susurluk örneği çeteleşmede bugün diz
boyu b. içinde yüzmesi, normal değil midir?
Türkiye seçmenı, polrtikacı ve kurumlan, bu top-
lumsal etik sorununu görmedikleri sürece, ülkenin
ekonomik manivelalarla kurtulabileceğini sananlar,
ya herkesi aldatıyorlar, ya da büyük bir yanılgı
içindedirler.
"'/ ' ' -. • • •
Sıkıntıdan, dertleşmek için Behiç Ak'ı anyorum.
Diyor ki: Örneğin Türkiye'de, demokrasilerde her-
kes kendi görüşünü ön plana çıkartıyor ve başka
görüşleri bilinçli olarak göz ardı ediyor. Biliyor ki,
dile getirmediği bakış açılarını da başkalan öne
sürecek ve bir toplumsal denge. uzlaşma ortaya
çıkacak. Ancak, bu konseptin içinde olmayan bir
şey var: Etik. Etik, veya ahlak, toplumsal bir görüş
olarak bu uzlaşmanın, konseptin içinde yok...
Ahlak, toplumsal bir karakter kazanamamış. örne-
ğin sahillere bina yapılmaz. kıyılar herkese açıktır.
Bu artık bir ahlak sorunudur. Ama, herkes, pundu-
na getirip bina yapmaya kalkışıyor, ben yapiiiüm,
ama başkası yapmasın, uygulaması içinde, diyor
Behiç.
Idam da, bir toplum, bir devlet, giderek bir
dünya ahlakı sorunudur.
Dünyanın içinde yaşadığımız kesiminde, idam
uygulaması, önemli bir ahlak sorunu haline gel-
miştir. Belki Latin Amerika'da, Afrika'da, ABD ya-
kınında veya Asya'da bulunsaydık, Türkiye ahlaki
baskıyı üzerinde daha az hissedebilirdi.
Ama Türkiye, Avrupa ülkesi olma feryatlan için-
de değil mi?
• • •
Kosova'da yasal bir müdahale mi var?
Tabii ki hayır.
Ama Kosova dünyanın önemli bir ahlak sorunu
haline gelmiştir.
Büyük devletlerin çıkarlan doruttusunda her za-
man ikili davrandıkları gerçeğini bir kenara not
edelim; Kosova, dünyanın vicdanını sızlatan, ka-
natan bir konuma geldi; dünya için bir ahlak soru-
nuna dönüştü.
Bu vicdan, BM yasalannı, karaıiannı ikinci plana
itti.
Müdahalede ABD başı çekmesine rağmen, Av-
rupalı aydınlann da önemli bir kısmında yasal ze-
min arama düşüncesi ve çabası gen planda, cılız
kaldı. Toplumsal etik veya vicdan, müdahalenin -
yazılı olmayan yasal- zeminini oluşturdu. Geniş
desteği de bu sayede buldu.
Günümüz dünyası ve gidişatı işte budur: Küçü-
len dünyanın yarartığı yeni bir durumla karşı karşı-
ya bulunuyoruz. Medyatik toplum veya iletişim
toplumu, veya ışık hızıyla haberleşen dünyada,
toplumsal ahlak, toplumsal vicdan çok çabuk, hız-
la oluşuyor, oluşturuluyor artık.
Doğru ya da yanlış.
Ama oluşturuluyor...
Ve sanırım bu gerçekten, Türkiye dahil, belki
yann ABD de dahil, kimse kaçamayacak.
Süivri Belediyesi
halka açıhyor
Istanbul Haber Servisi - Sılivri Belediye Başkanı Seb-
mi Değirmenci, kıt kamu olanaklannın daha verimli kul-
lanmak, halkı şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetime
katmak ve yönetimi de halkın denetimine sunmak ama-
cıyla "SilivriYerelGündem21" adı altındabirtoplantı dü-
zenliyor.
Silivri Klassis Otel'de 15 Hazıran tarihinde gerçekleş-
tinlecek olan toplantıya mahalle muhtarlan. lise öğrenci-
leri, siyasi parti temsilcilen, meslek odalan, sendikalar,
çe\TE belediyeleri ve çok sayıda dernek, vakıf temsılicle-
n davet edildi.Değirmenci konu ile ilgili şunlan söyledi:
"Türkiye'de daha önce Gündem 21 Projesi'ni benimseyen
ve kahlan birçok belediy e. projeyi uv gulamava kovmuştur.
Projeyi hayatageçirenbelediveler arasında Bursa. Iznıir,
Antaha. Adıyaman. Ağn. Burdur. Çanakkale, Çorum,
Kastomonu,Zonguldakbüvükşehir belediyelerinin yanısı-
ra bazı bclde belediyeleri de projeyi benimsemiştir.''