23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA H i J v U i ı V / İ T J J . / ekonomi(öcumhuriyet.com.tr 13 Vergi gelirlerindeki gerileme, bütçe açığmdaki artış, daralan talep ile faizlerdeki yükseliş endişe yaratıyor Rakamlar sanayiciyi korkuttu • İSO Başkanı Kavı, "'Sanayi sektörü, mali sektöre devamlı kaynak aktanyor. Girmişiz bir çarka, her gün faiz öde. yeniden borçlan. Bu işlerin neresinde akıl var, neresinde hesap var?" diye konuştu. Ekonomi Servisi - lmalat sanayıindekı kan kaybı, dış tıcaret venlen, ılk dört ay- da 3.5 katrilyona davanan bütçe açığı \e faizlerdeki yükselme eğılimı sanayiciyi ürküttü. Mevcut yapı ıçınde gıdıiecek yo- lun kalmadığını belinen lstanbul Sanayi Odası (ÎSO) Başkanı Hüsamettin Kavi, ".Artık vasat, basiretsiz hükümetiere ül- kenin tahammülüsok" derken ISO mec- lis üyesı Memduh Hacıoğlu da "Hükii- metten kendimiz için değiL Türkiye içiıı istekierde bulunmalıyiz" diye konuştu. tstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) ma- yıs ayı olağan meclıs toplantısında Tür- kiye'nin içınde bulunduğu resesyon or- tamı ve çıkış önerileri konuşuldu. Top- lantıda rakamlann tartışılacak bir yanı- nın kalmadığını dıle getıren İSO Baş- kanı Kavı. bütçe açığının 1999 yılında en iyimser tahminle 10 katrilyonu bu- lacağmı anımsatarak "Borçlar artıyor. Karsılıksız çektahsilatından alınan komisyonyüzde 50yecıkabiliyor Çek mafyasının yükselişi FATMA KOŞAR Piyasalardaki durgunluğa paralel ola- rak karşthksız çıkan çek sayısı gıderek artarken. bu durum mafyanın ekmeği- ne yağ sürüyor. Daha önceleri karsı- lıksız çek tahsilatından yüzde 10 civa- nnda pay alan mafyanın tahsilat payı- nın yüzde 50"ye vardığı vurgulanıyor. Türkiye'de yaşanan sermaye sıkıntı- sı her alanda "'vade'yi ön plana çıka- nrken, fınansman sıkıntısı nedeniyle he- men her işin "borcads^air yürütülme- sanavi sektörü, mali sektöre devamlı kay- nak aktaroor. \e özel sektörde yatınm var, ne kanıu alt\apı \atınmı yapabili- yor. Girmişiz bir çarka, her gün faiz öde, yeniden borçlan. Bu yapdan işlerin ne- resinde akıl var, neresinde hesap var? Mevduata > üzde 100 güvence ver, ban- kalan denetleme, Hazine'ye iş yaptır- si, borçlann zamanında ödenmesinin önemini artünyor. Finansman sıkıntı- stnm giderek büyümesine, ışsızlikten ve reel ücretlerin gerilemesinden kay- naklanan talep daralması ile durgunluk ekJenınce işler "'tçindençıkıiaınaz'' ha- le geldi. Söz konusu olumsuzluklar başta olmak üzere çeşitli nedenlerle gi- derek artan karsılıksız çek sayısının bu yılki ortalaması ayda 100 bine ulaştı. Geçen yıl toplam 1 milyon 88 bine ulaşan karsılıksız çeklerin de "Paramı tahal et,yan5uu *tn iUşkiy»"' geliştir- ma. bankalann içini boşalt Bu devlet garantisi ile halkı soymaktır"1 dedi. *TL dandik para' Toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan iktisat profosörü AsafSavaş Akat da ekonomide çözümsüz bir tablo orta- ya koyarken TL'yi "dandik para" olarak diğine dikkat çekiliyor. Marmara Oniversitesi öğretim üye- si Prof. Dr. Osman Altuğ, piyasalarda yaşânan durumu "2 milyon kişinin bir- biriyle kavgalı ohnası ve ekonomik ba- nşm bozulmasr olarak yorumlarkenes- naf ve tüccar, "nakitsıktşıktığma" bağ- lıyor. Esnaf, karşılıkstz çeklerin tahsi- latında. "işbitiriciler''in önemli birro- lü bulunduğunu belirterek "İşler an- cak böyle yürüyor. Sonuçta yansmı al- sa da hiç alamayacağınız paraıuzm ya- nsmı kurtanyor" şeklinde konuşuyor. nıtelendirdi. Ekonominin bir yol ayn- mında olduğunu dile getiren Akat, sanıl- dığı gibi Türkiye'nin yapısai sorunlan- nın bütçe ve kamu açığı olmadığını kay- dederek "Enflasyonla kamu açığı ilişkisi yanltştır. Türkiye"ninen önemliyapısaiso- runu, Türkiye'nin parasız olnıası ve var- mış gibi yapmasıdır. Türkiye'nin parası dandik paradır.Tedavüldedolaşan 14-16 nıiryar dolar olduğu halde TL olarak pi- vasada dolaşan paranın değeri sadece 4 mih ar dolardır. Bu nedenle bir numara- lı yapısai reform para refomnıdur" dedi. Aİcat Türkiye'nin 1999 yılında en iyim- ser tahminle yüzde sıfır büyüyeceğini anımsatarak sanayi dünyasmın istediği devalüasyonun yapılması durumunda enf- lasyonun tırmanacağını, faizlerin artaca- ğım ve iç talebin daha da düşeceğini an- latırken para basılması halinde de aynı sar- malın yeniden işleyeceginı söyledi. Mem- duh Hacıoğlu ise yeni kurulacak koalis- yona değinerek "Ahşdmadık bir koaüs- yon kuruluyor. Ancak Türkiye son yülar- da çok sayıda aJışılmadık koalisyon gör- dü ve buna da alıştT diye konuştu. ASO Başkanı: Siyasi sabotaj Benzer şeylerin konuşulduğu Ankara Sanayi Odası meclis toplantısında da kı- sır politik çekişmelere tepki gösterildi. ASO Başkanı ZaferÇaglayan. ekonomi- nin siyasi sabotaja uğradığını dile geti- rerek "Enflasyon yeniden yükselme eği- liminc girmiş, bütçe açağı daha ilk dört ayda dakidada 20 milyar açıkla geçen y> la göre >iizde 163 artmışür. Özel sektör içiıı bu rakamlar daha vahimdir" dedi. OECD, Türkiye'nin tanma desteğini arttırdığmı savunurken TZOB, istihdam payına dikkat çekti Tamıula rapor çelişkisi Ekonomi Servisi - IMF ve Dünya Bankası tarafından Türkiye gıbı kal- kınmakta olan ülkelere "koşullanna uymadığı halde" davatılan tarımda tam liberalizasyonun yaşama geçinl- mesi için art arda "Tanma çok destek veriyorsunuz'" raporlan hazırlanıyor. Son olarak Ekonomik Işbirlıği \e Kal- kınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan tanm raporunda. 1996- 1998 döneminde, Türkiye'nin üye ül- keler arasında, tanm sektörüne deste- ğini arttıran iki ülkeden biri olduğu öne sürüldü. Üretici eziliyor Kendı kendine yeten bir ülke konumundayken son yıllarda tanm ürünlennde 'ıdrşalıma yönelen ve ulu- %&iesi gîda firmaisrtncâ' "girilmeye değer pazar" olarak değerlendirilen Tür- kiye'de nüfusun yüzde 45'ı hâlâ söz konusu alanda istihdam edi- liyor. Türkiye'de, aynca. üretici yük- sek maliyetler altında ezilerek üre- timden kopma noktasına gelıyor. Bu gerçeklerin göz ardı edildiğı 'ta- runaçokdestek verildiği' söy lemlenn- de son 20 yıldır tanmda uygulanan ve "*Türkçiftçisini, desteklendigi için ma- li) etlerin çok daha düşük olduğu ge- lişmiş ülkelerin üreticish le" rekabete zorlayan politıkalann dogurduğu so- nuçlar da hesaba katılmıyor. OECD'nın raporuna göre, 1996- 1998 dönemı içınde üye ülkeler ara- sında Gayn Safi Yurtiçı Hasıla'nın (GSYİH) yüzde 1.32'sıne gerileyen ortalama toplam destek seviyesinın Türkiye'de yüzde 8.58'e yükseldiğı savlandı. Türkiye ile birlikte tanma des- teğini arttıran Polonya'da da bu ora- nın yüzde 3.15'e çıktıgı belirtıldi. Rapora göre. OECD bölgesindeki destek sev iyesı 1991 -1993 dönemin- de GSYİH'nın \-uzde 1.71'i, Türki- ye'de ıse yüzde 6.37'si düzeyinde bu- • OECD raporunda, tanma desteğin arttınldığı savlanırken TZOB, istihdamda yüzde 42'lik pay alan gerilediğine ve tanmsal ithalattaki artışa dikkat çekti. lunuyordu. OECD'nın hazırladığı "OECD Ülkelerinde Tanm Politika- larT adh rapora göre. 1996-1998 dö- neminde. üve ülkelerin tanma yap- tıklan toplam destek de 348 milyar 802 milyon dolar olarak gerçekleşti. İthalat artış gösterdi Geçıcı venlere eöre de. Türkiye'de 1997 yılında GSYfrTnin yüzde 8.93'ü olan toplam tanm desteği. 1998'de yüzde 10.67 seviyesineçıktı. 1997'de 17 mılyar dolar olarak gösterilen bu destek 1998 yılında 22 milyar 830 milyon dolara yükseldi. Bu arada. Türkiye Zıraat Odalan Birhğı'nın (TZOB) "Zirai İktisadi Rapor 1997-1998" konulu raporun- da. tanm ürünlerinin ihracattaki payı- nın son yıllarda azaldığı. ıthalatta ise artış eğılimi olduğuna dikkat çekildi. Rapora göre ihraç edilen ürünlerin yüzde 20'sini, ithal ürünlerinin ıse yüzde 10'unu tanm ürünleri oluştu- ruyor Bu durumun tanmsal dış tica- retin iyi durumda olmadı- ğının göstergesi olduğu kaydedilen raporda, "1979- 1994arasmdatanmda yüz- de 15 büyüme olurken, nü- fus yüzde 41 arttL Sadece nüfus artışmdan kaynak- lanan talep arnşını bOe kar- şüayacak tanmsal üretim artışı sağlanamadı" denil- di. Türkiye Ziraat Odalan Birliği'nin raporunda. 1998 yılı iti- banyla istihdamda tanmın payının yüzde 42, sanayinin payının yüzde 17 olduğuna dikkat çekildi. Türkiye'de tanm topraklannın artan bir şekilde sanayi. konut ve kamu sek- törü yatınmlan gibi farklı amaçlarla kullanıldığı da vurgulanan raporda, bu nedenle Sakarya. Bursa, Çukurova, Mersin. Antalya, Izmir, Trakya ve bir- çok yörede verimli tanm arazisinin gi- derek yok edildiğı vurgulandı. Rekabet Kurulu^nda Aktaş Elektıık soruşturnıası HACERGEMİCİ lstanbul Anadolu yakasında elekt- rik dağıtımını üstlenen Aktaş gözaltın- da. Rekabet Kurulu olduğu halde 1997"de Enerjı ve Tabıi Kaynaklar Ba- kanlığı ile Aktaş arasmda yapılan söz- leşmenin kurula göndenlmemesi. Baş- bakanlık Teftiş Kurulu tarafından tes- pıt edilen ve Aktaş'ın birçok ıhalesı- nı kendi paravan şirketlerine verdiği yo- lundaki iddialar. Rekabet Kunılu tara- fından incelemeye alındı. Kurulun söz konusu ıncelemeyi Elektrik Mühendıs- leri Odası'nın başvurusu üzenne baş- lattıgı öğrenildi. Danıştay Dava Daireler Genel Ku- Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından saptanan Aktaş"ın birçok ihalesini kendi paravan şirketlerine verdiği yolundaki iddialar, Rekabet Kurulu tarafından da incelemeye alındı. rulu'nun Istanbul'un Anadolu yakasın- da elektnk dağıtımı yapan Aktaş'la il- gilı olarak aldığı yürütmeyi durdunna karannın uygulanması için kıtle ör- gütlerinm baskılan sürerken, Rekabet Kurulu'nda da Aktaş'la ilgilı incele- me başlatıldı. Kurulun konuyla ilgili ön araştırma başlattığı çalışmanın ta- mamlanmasırun ardından hazırlanan ra- porun kurul yönetimine sunulacağı kaydediliyor. Eleman sa\ısı lasıtlı Ancak sadece 6 uzmanla ön araştır- mayı yürüten kurulda kısıtlı eleman sayısı dosyalann birikmesine ve so- nuçlann gecıkmesine neden olduğu içın ınceleme safhasının uzun sürece- ği tahmin ediliyor. Kurula geçen yıl top- lam 564 başvuru yapıldığı göz önüne alındığında gecikrnenin de nonnal ola- cağı ıfade ediliyor. Halen Teknik Daire tarafından sür- dûrülen incelemenin yaklaşık biray ön- ce EMO tarafından yapılan başvuru üzerine başlatıldığı belırtıliyor. EMO'nun Aktaş'la ilgili Rekabet Ku- rulu'na yaptığı itırazda kısaca şöyle de- nihnişti: •'Aktaş'la bakanlık arasında 1997'de imzalanan imtivazsözleşmesi, o sırada Rekabet Kurulu olduğu hal- de onun ona> ı olmadan işleme girtniş- tir. Bu nedenle sözleşmenin iptaü gerek- mektedir. \"uıe Başbakanbk Teftiş Ku- nılu raponı ile tespitedildiğı üzere Ak- taş ihaielerini aynı binada faaliyet gös- terdiği para\an şirkedere vemiekte ve haksız rekabet ortamı yaratnıaktadır. Kurulun bu unsuıian göz önüne ala- rak Aktaş'ın göre\ lendirihnesi karannı gözden geçirmesi gerekir." Devlet Başkanı Cardoso da özelleştirme ihalesine bulasmıs VeBmufya'dadakasetskandah Bsritya DevletBaşkanı Cardoso. Ekonomi Servisi - Gelişmekte olan ülkelerdeki özelleştirme ihaleleri. skandallar doğurmaya devam ediyor. Türkıve'de Türkbank ihalesınde yaşanan 'kaset skandalı'mn bir benzeri de Brezilya'da ortaya çıktı. Sao Paulo'da basılan Folha gazetesinin ' yayımladığı 46 telefon konuşması kaydı. Brezilya Devlet Başkanı Fernando Henrique Cardoso'nun geçen yıl 19 milyar dolara satılan ulusal telefon şirketi Telebras'ın özelleştirilmesinde nüfuzunu kullandığını ortaya koydu. Skandal. BreziKa'nın düzelmeye başlayan ekonomik durumuna ilişkin umutlan tekrar yıkarken Sao Paulo Borsası'nda Bovespa Endeksi'nin dün yüzde 5 oranında düşmesine yol açtı. Kasetlerde. Cardoso'nun Telebras'ın özelleştinlmesı ile ilgili olarak yaptığı bir görüşme yer alırken Telebras ihalesınde Cardoso'nun destek verdiği grubun ihaleyi kazanamaması da dikkat çekiyor. Hükümet sözcüsü Arthur Vlrgflio, Cardoso'nun suçlu sayılamayacağını. çünkü özelleştirme ihalelerinde fiyat yükseltmenin hükümetin görevi olduğunu öne sürdü. Cumhurbaşkanlığı sözcülüğünden yapılan açıklamada ise "kasetterin yasal olmayan şeldllerde yapılan kayıdar olduğu için dikkate aiınmaması gerektiği'' ıfade edıldi. Tanma yapılan destekler AVUSTRALYA Milyon Dolar GSYİH'dekı payı AVRUPA BİRLJÖI Mıiyon Dolar GSYIHdekı payı MACARİSTAN Milyon Dolar GSYlH'dekı payı JAPONYA Milyon Dolar GSYlHdeki payı POLOMYA Mifyon Dotar GSYlH'dekı payı İSVİÇRE Milyon Dolar GSYIHdekı payı TÜRKİYE Milyon Dolar GSYIH'deki payı ABD' Milyon Dolar GSYIHdekı payı OECO Milyon Dolar GSYlH'dekı payı (x) Gaçıcı Veriter (x) Geçici Verıler 1,365 0 68 112,671 2 29 3,458 58 055 2 40 6.555 5 895 3.57 3.962 4.83 88.029 1.88 1,795 0.62 152,048 1.50 998 2 74 66,882 1.76 1.957 2.32 6.802 2.86 10,204 6.37 89,855 1 44 325.996 1.71 66.144 1.57 4.4O9 3.15 6.391 2.36 17,020 8.58 85,073 1.05 348.802 1.32 64,072 1.53 3,873 2.85 5,912 2 32 17.049 8.93 79,528 0.98 336,185 1.32 56.842 1.50 4,225 2.80 6.246 2 38 22.83O 10.67 97,311 1 15 362.373 1.43 Gübre desteğinesıkı denetim ANKARA (AA)-Tanm ve Köyişleri Ba- kanlığı, satın aldığı gübreyi amacı dışın- da kullanan çiftçiler hakkında suç duyu- nısunda bulunacağını ve 5 yıl süreyle de desteklemeden men edileceklerini açık- ladı. Tebliğde, çiftçilik belgelerine her yıl a>Tiı numara verilerek takip işlemlerinin kolaylaşönlacağı büdirildi. Gübre alımın- da kuilanılan çiftçilik belgeierinde, tanm müdürlükleri, kendi kayıtlan ile ziraat odasmca çiftçiye verilen belgedeki bilgi- ler arasında farklılık görürse, bu konuda odalan uyaracak. Ziraat odası bu bilgiler- de ısrar ederse, sorumluluk odaya ait ola- cak. Gübrenin amaç dışı kullanılmama- sını sağlamak amacıyla, her dcfasında bayiye çiftçilik belgesı ibraz edilecek. CINE5 Golcl Carcl alan tüm üyeiere 6 aylık yenileme hediye! Hemen bir İktisat şubesine uğrayın CINE5 Gold Card'ınızı alın. 212) T41111 • Mri= (212) 17ıD20 (212)661 W9D • «c*r (212) h T . « T • N ^ ^ t (2121 m 0! 60 (212) 2580"<F•üçfci C16)*«""9« -&mbÇ QU) 2300418 UU) 96 >î 93 • m*mw (212) 5« M» • İqkç 82• Bfcr (212) 2T 1150 • FMkadEC12) 5£ ?>'«> U\€in4J M • U 0 r (2i2> ÎÇ1 ~î J 012) 212 2990 • » K 1312} 3661400 • M » i f (312' 122 2300 • Inpt (B2) 236F T (TO İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Müşteri En yaşamsal kamu hizmetlerine bile "ticari" göz- le bakan insanlan "müşteri" sayan anlayış yaşamın her alanına köklerini salmış bulunuyor. Paran kadar oku, paran kadar tedavi ol, paran kadar yaşa" slo- ganının sonuçları KlGEM'in son bir yıllık çalışmala- nnı tanıtan raporunda bir kez daha gözler önüne se- riliyor. Rapora ne gerek var. Herkes bir başka boyutunu kendi yaşamından biliyor. Sigortalı, "SSK"li veemek- lisiniz. Kazanılmış haklannız arasında tedavi olmak, ilaç almak elbette var. Yaşınız gereği tansiyon, ko- lesterol ilaçlannı sürekli kullanmak, Allah kelamı gi- bi bir sey. Bir de üstüne damar tıkanıklığından kay- naklanan felç atağı, ya da Alzheimer, kalp yetmezli- ği.. gibi düzenli ilaç kullanmanızı zorunlu kılan bir ciddi durum ortaya çıkmış... Aralıksız alınacak kan sulandıncı, sinir, Alzheimer ilaçlannın tümü devreye girdiğinde, emekli bir hasta olarak her gün kullanmak zorunda olduğunuz ilaç tü- rü sayısı 5-7'ye çıkmış. Bir kutu bir hafta, bir diğeri en fazla 15 günde bitiyor. Hepsi için birden ayda kaç kez hastane kuyruklarında, birkaç saati poliklinik önü, birkaç saati eczane olarak bekleyeceginiz be- lirsiz. Aile içinde yaşayarak biliyorum, eş iki hastanın toplam 12 kalem ılacını düzenli kim sigortadan al- mayı başarabilir? Diyeceksiniz ki, düzenli alınan ilaç- lar için heyet rapoaı uygulaması var. Yaşlı hastanı- zı bu amaçla heyete çıkanyor, heyet raporu alıyor- sunuz. Ne işe yarıyor? llacın pahalısından bir kutu, ucuzundan daha çok kutunun bir kalemde poliklinik doktoru tarafından ve- rilmesini sağlıyor. Elinizde kronik hastalığa ilişkin ka- pı gibi rapor dururken, yaşlı hastalann her ilaç yazı- mı için yeniden doktor muayenesi, reçete yazılması ve ilaç kuyruğu işlemlerinden geçmesi gerekiyor. Felç atağı, Alzheimer, kalp hastası yaşlı kişi, yanın- da bir yakını ile gün boyu ayda kaç kez hastane yo- lunu boylayacak, kaç saat zaman ayıracak? Yaşlı hastanızı getirip götürme, işinizden saatlerce, gün- lerce aynlma, yaşlı hastanızı belki de daha fazla has- ta yapma, hırpalama riski.. "Astarı yüzünden paha- //'diyerek, ilaçlan parası ile eczanelerden almaya kal- kışıyorsunuz. Bir sinir ilacı, damar açıcı, hele de Alzheimer ilacı- nın kutusu 10-20 milyonu aşıyor. Ayda birkaç kez yi- nelenen bir reçete 100 milyonu, kan-koca sigortalı- lann aylık ilaç bedeli 250-300 milyonu buluyor. Kaç emeklilik maaşının toplamı gerekir hiç düşündünüz mü? Her şeye ticaret, insana "müşteri" gözü ile bakı- lan bir düzende, sigortalılık hakkı işlememiş ne ya- zar? Emekli maaşına mahkûm olmuş, kronik hasta- lıklara yakalanmış hasta ne işe yarar? SSK işletilme- meli, daha da çökertilmelı ki ınsanlar özel sağlık si- gortalarına bağımlı olsun. Özel sağlık sigortası olabilmek için karnını zarzor doyuran insan,parayı, her yıl birkaç yüz milyonu ne- reden bulsun? Ustelik özel sigortalar şartlı şurtlu hiz- met veriyor. Öncelikle yaşlıyı sigorta etmiyor. Genci kronik hastalığı çıkarsa sonraki yıllarda hastalığı ile ilgili hizmetlerden yararlandırmiyor. Hizmet verdiği alanlarda gerek doktor, gerekse ilaç parasında sınır- lar koyuyor. Özel sigorta sonuç olarak kâr etmek üze- re kurulmuş bir ticari şirket, hasta müşteri değil mı? Özel örnekleri çoğattmayı, sizin yaşamınızdan öy- külere bırakarak, biz KlGEM'in bir yıllık çalışmaları ile bağlantılı rapordan kimi genel saptamalara geçe- lim.. Bugün ekonomik araçlannı kaybederek ekonomik bağımsızlıklarını ve bir süre sonra da siyasal bağım- sızlıklannı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan top- lumlar için, küreselleşme ideolojisi ile dayatılanlar, özel- leştirme kaçınılmaz bir "kader" mi? Milliyetçıf!) partilerimizin, hak düzenini sakız yap- mış dincı partımizin bile her tür özelleştirme, dayat- ma karşısında boyunlan kıldan ince. Öncekı gece Tak- sim toplantısında dinlediğimiz Cumhurbaşkanımız, lafı döndürüp dolaştınp, Türkiye'nin kurtuluşu adına özelleştirmeye getirip dur- du. Devletin küçültülmesi söylemi ile sürdürülen po- litikalara hep gelişmiş ül- keler örnek gösteriliyor. Toplum fena halde aldatı- lıyor. Zengin Kuzey'de, AB'de de kamu harcama- lannın milli gelire oranı yüz- de 50'yi geçiyor. Bu oran, kamu harcamalannın aşı- n olduğu söylenen Türki- ye'nin yaklaşık iki katı. Yine Türkiye'de aşırı ol- duğu söylenen KlT'lerin ekonomi içindeki payı mil- li gelirin yaklaşık yüzde 10'u kadar. Oysa bütün sabotajlara, kötü yönetil- melerine karşın sınai kat- ma değer içindeki paylan yüzde 30'a yaklaşmıştır. KlT'lerin milli gelire, ıs- tihdama, kalkınmaya kat- kısı yanında, bağımsızlığı koruma, ulusal devteti güç- lendirme, bölgesel den- gesizlikleri gidenme, sos- yal refahı koruyup geliştir- me yönleri aslında küre- sel ideolojide yok edilme- si gereken hedefler olu- yor. KlGEM'in raporunda da ayrıntılaria yer alan, daha önceki pek çok çalışmada çok çarpıcı ortaya çıkmış, özelleştirme yasasının an- yasaya aykın olmasından başlayın, özelleştirme vur- gunlan, özelleştirmelerden iddia edilen gelirlerin sağ- lanmaması, özelleştirme- lerle üretimin değil, üre- fmsizliğin gelmesi, işsiz- liğin patlaması.. bu köşe- den ve gazetenin her kö- şesinden çeşitli boyutlan hep vurgulanmış ve vurgu- lanacak konular. Gelin görün ki her şeyi ticaret, insanı "müşteri" gören güç ve kültür, bütün bu gerçekleri yok etmek üzere, medyayı esir almış, insanlann beyinlerini, ken- dilenne, çıkarlarına, yaşa- ma ters olarak yıkamaya devam ediyor... İKTİSAT Memnuniyetle (0212)274 16 16 www.iktisatbank.com tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle