Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MAYIS 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ /ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13
Kritik süreç aşdamıyorEkonomiServisi - 2000'e 7 aydan az bir süre
kala, uluslararası rekabetin alabildiğine
kızıştığı bu dönemde, Türkiye nin 18 Nisan
seçimlerinin ardmdan uzun bir süre türban
krizine kilitlenmesi, hükümet kurma
çalışmalarının sürekli sekteye ugraması,
ülkenin zaten var olan ekonomik ve sosyal
sorunlannm sürekli ertelenmesine neden
oluyor. TBMM'de başta bankalar ve sosyal
güvenlik olmak üzere pek çok tasarı
yasalaşmayı beklerken, önümüzdeki sürecin
BÜTÇESİZ KALINACAK"
Yasalar
TBMM'de
giderek daralmasının birçok sektörde tamiri
olanaksız hasarlamyol açacağı ileri sürülüyor.
Bugün, Türkiye nin dış ticaretinin yarıdan
fazlasmı gerçekleştirdigi Avrupa Birliği ile
üyelığe yönelik ilişkisi giderek soğuyor. Büyük
önem verilen Bakü-Ceyhan petrol boru hatlart
birçok projenin Meclis 'te onaylanamaması
yüzünden gelişme gösteremiyor. 1999 bütçesi
çıkanlamadıgı ve geçici bütçe ile
geçistirilmeye çalışıldığı için birçok kamu
yatınmı ya başlamadan ya da yanm bekliyor.
IMF'nin kredi kapısını aralamaması ve
görüsmeleri yeni hükümetin kurulmasına
endekslemesi, uluslararası yatınmcılan da
bekleme sürecine itiyor. Yüzde 50 'nin altına
düştüğü söylenen enflasyon rakamlan bir türiü
halka yansımazken, faizlerin yüzde 100'ün bile
altına çeküememesi dikkat çekiyor. Bugün
siyasiler olsun özel sektör olsun birçok kesimin
suçu üzerine attığı küresel kriz düzelme
sürecine girmiş bulunuyor. Güney Asya ülkeleri
reform ve yeniden yapılanma paketlerini peş
takıldı -
Henüz uzlaşılmış bir hükümet formülü ol-
madığı için, bütçe tasansı ve bankacılık sek-
törü için yaşamsal önem taşıyan Bankalar Ya-
sası'nıntemmuzbaşınayetiştirilmesi imkân-
sız görünüyor. Bu durumda da yenı bir geçi-
ci bütçenin gündeme geleceği vurgulanır-
ken. aksi durumda kamu kuruluşlannın. 1
Temmuz'dan itibaren bütçesız kalacağı için
temel harcamalannı bile yapamayacağı. me-
murlann maaş alamayacağı ifade ediliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin, Bankalar Yasa-
sı'nın bazı maddelerini ıptal eden karan 11
Haziran'da yürürlüğe gireceği için, sektöre yö-
nelık düzenlemeler bu tarihe kadar yasalaş-
mazsa, sorunlar içinden çikılmaz hal alacak.
Bu arada, Sıgorta Murakebe Yasası, SPK
Yasası. Gümrük Yasası, Sosyal Güvenlik Ya-
sası, Memura Sendikal Haklar Tanı>an Ya-
sa, Yerel Yönetımler Yasası da yeni hüküme-
tin ele alması gereken konulann başında ge-
liyor.
1999 bûtçesi bekliyor
Son olarak yaklaşık 27 katnlyon 750 tril-
yon lira olarak revize edilen 1999 bütçesi çı-
kanlamadığından. halen yılın ilk yansı için
geçici bütçe yürürlükte bulunuyor. Geçici
bütçenin süresi ise 30 Haziran'da doluyor.
Kurulacak hükümet. mevcut bütçe tasansı-
nı TBMM'ye sunabileceği gibı. yeni bir ta-
san oluşturma yoluna da gidebilecek. Ancak
her iki olasılıkta da tasannm komisyondan geç-
tikten sonra TBMM genel kurulunda ele alın-
mast gerekiyor. Bu da yaklaşık 30- günHik
bir süre gerektiriyor.
Çcdışanlargidişteıı küygılı
Çahşanlar, pek çok sorunun çözümû için 57.
hükümetin kurulmasını bekJerken, yeni hükümetin
"masa başında bekkyen" IMF'nin istekleri
doğrultusunda, işsizlikle sonuçlanan özelleştinne
uygulamalan ile sosyal güvenlik kazanımlannı
budamayı sürdüreceğinden kaygı duyuyor.
IMF'nin dayatmalanyla işveren kesiminin
isteklerinin örtüşmesi de çalışanlar üzerinde çifte
kıskaç olusturuyor.Türk-tş, DtSK ve Hak-İş'in
öncelikle. Avrupa ülkeleri arasında yalruzca
Türkiye'de bulunmayan işsizlik sigortasının da bir
an önce getirilmesini bekliyor. Çalışan kesim,
yüzde 10 üyelik ve işletme barajlan ile sendikaya
üyelik ve istifada istenen noter şartını da sendikal
özgürlüklerin önündeki diğer engeller olarak
görüyor ve kaldınlmasını istiyor.
Kamu çalışanlan da "grevli toplusözleşmeü"
sendika hakkı istiyor. Batı'da hükümetlerin sosyal
güvenlik harcamalanna ayırdığı pay yüzde 40'lan
aşarken bu oran Tütkiye'de yüzde 10'un altında
bulunuyor. Sendıkalar kayıtdışı çalışan 5 milyon
kışinin SSK kapsanuna alınması durumunda
SSK'nin açıklannın kapanacağının alünı çiziyor
ve sosyal güvenlik kurumlannın
özerkieştirilmesini, devletin sosyal güvenlik
kurumlannın finansmanına Batı'da olduğu gibi
doğrudan katkı yapmasını savunuyor.
İşsizlere umut yok
10 milyonu aşkın işsiz için her
yeni hükümet bir umut olarak gözükse de, tüm
göstergeler ışsizliğin daha da artacağını gösteriyor.
Fşgücû. 1998 Nisan aymda bir yıl öncesine göre
yüzde 1.3 artarken, istihdamdaki artış yüzde 1.2'de
kaldı, eksik istihdam ise 5.6'dan 6.1 'e yükseldi.
Resmj rakamlara göre işsizlik artı eksik istihdam
oranı yüzde 12.5 (kentlerde yüzde 16.8) olarak
verilirken bu oranın daha yüksek olduğu biliniyor.
peşe ve kararlılıkla uygularken, liberal
ekonominin asıl savunucusu ABD, kendi
ekonomisini koruyucu politikalar üretmekten
geri kalmıyor. Ortakpara birimi Euro 'ya 1
Ocak itibanyla geçen AB ise hızla güçleniyor.
Yeni Dünya Düzeni 'nin kaçınılmaz bir sonucu
olarak zengin ileyoksul arasındaki uçurumun
giderek derinle§tirdiği bu ortamda Türkiye 'nin
bir an önce yapısal çözümler üretmemesi
halinde küresel ekonomideki şansının daha da
azalacağına dikkat çekiliyor.
İSTEKLERİN BAŞI VERGt
Özel sektör
beklemedeEkonomik durgunluğun etkisinden kurtula-
mayan sektörlerin sorunlan yeni kunılacak
hükümeti bekliyor. tkinci 6 aydakı canlanma
beklentilerini ertelemek zorunda kalan sektör-
ler, siyasi istikrarsızlıktan yakınıyor.
Buna karşılık uluslararası rekabet ortamı-
na ayak uydurmak için gerekli AR- GE yatı-
nmlanna yönelik somut girişimlerde bulun-
madıklan dikkat çeken özel sektör temsilci-
lerinin isteklerinin temeli vergilerin düşürül-
mesine dayanıyor. Otomotiv sektörü, kurulma-
sı beklenen hükümetten ithalatı disiplin altı-
na almasını ve damping yasasınm işletilme-
sini istiyor.
Demir-çelik sektörü temsilcileri 1997 yı-
lından bu yana ürün fıyatlannın dolar bazın-
da yüzde 40 gerilediğinı belirterek hükümet-
ten, enerji fıyatlannda enflasyonun üzerinde
artışın önüne geçilmesini ve TRT Fonu gibi
yüzde 30'a varan yüklerin kaldınlmasını bek-
liyor. Serbest ticaretanlaşmalannın gümrük ver-
gisi ödememek için kullanıldıgmı anlatan sek-
tör temsilcileri bunun sektörü tahrip ederken
vergi kaybına yol açtığmı ifade ediyorlar. It-
halatın kontrol altına alınmasını bekleyen de-
mır-çelik sektörü temsilcileri özelleştirmenin
de hızlandınlmasını gündeme getinyorlar.
Uzakdoğu ülkelerinde bir çıkış başlaması-
na karşın tekstil sektöründe beklenen iyileş-
me olmadığını vurgulayan sektör temsilcileri
de pazarda ciddi bir daralma olduğunu belır-
tiyorlar. Kunılacak hükümetten "vadefi pa-
muk kuDandınmını" sağlamasını bekleyen
tekstil sektörü temsilcileri 2005'te tekstilde
kotalann kaidınlacağına dikkat çekerek Tür-
kiye'nin ciddi araştırma ve bilimsel çalışma-
larla kalıcı rekabet sağlayacak ürünlere yö-
nelmesi gerektiğini bildirdiler.
Dolar, TL karşısında altı ayda 100 bin lira değer kazanarak 400 bin lirayayaklaştı
TürkLirası hızla eriyor• Siyasi istikrarsızlık ve NATO
harekâtıyla TL'nin değeri günden
güne eriyor. Türkiye'nin borçlannı
TL ile ifade etmek güçleşirken
liranın eriyişi ücretlere de yansıyor.
Seçim sonrası hükümet arayışlarının
sürdüğü şu günlerde. Türk Lirası (TL) do-
lar karşısında değer kaybetmevi sürdürü-
yor. dolar dün 400 bin liraya yaklaştı. Ge-
çen yılın kasım ayı ortalannda TL karşı-
sında 300 bin smınnı aşan dolar, altı ay son-
ra 100 bin lira yükselerek 400 bin lira ol-
du. NATO harekâtı ve Türkiye'de süregi-
den sjyasi istikrarsızlıkla birlıkte TL'nin
değeri günden güne eriyor.
Türkiye'nin borçlan katmerlenerek bü-
yürken bu rakamlan TL ile ifade etmek güç-
leşiyor. Türkiye'nin dış borcu 101 mılyar
dolar ve iç borcu yaklaşık olarak 40 mil-
yar dolar iken bunun TL olarak değeri he-
saplandığında 56.5 katnlyon liraya ulaşı-
yor. Asgari ücret yaklaşık 145 dolara denk
geliyor.
Öte yandan. neredeyse her sokakta dö-
viz bürolanmn bulunması Türk halkının
tasarruf anlayışının değiştiğini gösteriyor.
Meclis dışı kalması, türban sorunu. CHP
lideri Deniz Baykal'ın istifası, do-
lan hızla 400 bin düzeyine
çıkaran etkenler ol-
du.
500 bin KosovaJı
Amavutun çjöçe
zortanması
Sırplar Racak
köyunde
45 Arnavut'u
katletti
Yastık altında altın saklamaya alışkın Türk
halkı artık tasarruflannı dolarla yapıyor.
Geçen altı ay içinde Türkiye. içerde ve
dışardabirçok siyasi gelişıme sahne olur-
kenTUnin dolarkarşısmda eriyişi devam
etti. Yılbaşında 315.500 TL olan dolar,
Sırpların 45 Kosovalı .Arnavut'u katletti-
ğı 18 Ocak 1999 tarihinde 324 bin liraya
çıktı. Terör örgütü PKK'nin lideri Abdul-
lah Öcalan"ın Türkıye'ye getirildiği 17
Şubafta ise dolar 346.500 TL'ye firladı.
Mavi Çarşı'ya düzenlenen bombalı sal-
dırı, NA-
TO'nun
hava hare-
kâtı. se-
çimler.
CHPnin
Dolar,
300 bin
lırayt
aştı
302.000 YHbaşı
Doh.r 400 bin liraya
merdîven dayadı
I I
24 Kasım 1998 1 Ocak 1999 18 Ocak 1999 17 Şubat 1999 •4Mart1999 25Mart 1999 30Mart1999 18 Nisan 1999 23 Nisan 1999 2 Mayıs 1999 19Mayıs1999
İŞÇENİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Gündem Dışmdan
Bugün gündem dışında kalanların yaşamından,
sansüre uğrayan etkinliklerinden kimi gelışmeleri siz-
lerie paylaşmak istiyorum..
Hafta sonu dünyanın en geniş ülke ve sendikal ör-
güt kanlımlı toplantısı, Türkiye'deyapıkjı. Cumhuriyette,
kimi gazetenin kenar köşesınde çıkan küçük haber-
ler dışında kimsenin ilgisıni çekmedi. "Sermayenin
saldınsına karşı ortak mücadele ve uluslararası da-
yanışma" başlığını taşıyan konferansta. dünyanın en
zengin ülkelerinden adını hiç duymadığımız ülkelere
uzanan bir geniş halkada, sendikal örgütlerin, kimıle-
ri genel merkez, ağırlıklı şubeleryönetimlennden, bir
anlamda "düzene muhalefet" kadrolann katılımıyla ger-
çekleştirildi.
DİSK'in Ören tesıslenndekı toplantıya katılan dün-
ya sendikal hareketinden yüzlerce temsilcı, sermaye-
nin özelikle son on beş yıldır uluslararası planda ışçi
vesendikal harekete karşı yoğunlaştırdığı saldınlan ma-
saya yatırdılar. Son bir yıldır "kriz" bahanelı saldırılar-
la birleşmesi ve genişlemesinin sonuçlannı, ışçi ve sen-
dikal hareketin karşı karşıya bulunduğu tehdidın bo-
yutlannı değeriendirdiler. Karşı duruşu, dayanışmayı,
MAI, MIGA, savaş, IMF ve Dünya Bankası'nın direk-
siyonda olduğu geri kalmış ülkelere saldınyı tartıştı-
lar.
Afrika'dan adını duymadığımız 5 milyon nüfuslu ül-
kenin temsilcısı, nüfusun neredeyse yüzde yüzünün
okuma yazma bilmediği. televizyonun girmedıği, çok
az radyonun dinlenebildiğı ülkesınde, Türk parası kar-
şılığı aylık 4 milyon lira olan ışçi ücretinin dahi işve-
renlerce çok bulunduğunu anlattı.
Almanya, Ingirtere, Fransa delegelen, koşullann gö-
receli en iyi olduğu ülkelerinde her yıl derınteşen emek,
sendikal, sosyal hak kayıplarını dile getirdiler. Zengi-
ni, yoksulu bütün dünyada emeğe, işçilere, kazanıl-
mış haklanna, sendikalara yönelik saldınların, yeni
dünya düzenınin genel stratejısı ve sonucu olduğu,
somut, yaşanan deneyımlerie gözler önüne serildi.
Dünya tekellerinin çıkarian adına yürütülen bu acı-
masız saldınya karşı emek, işçi cephesi, sendikal ha-
reketin dayanışmasının, karşı duruşunun çok zayıf
kaldığı saptandı. Dünya sendikal hareketi, uluslara-
rası emek örgütleri, siyasal örgütlenmeleri saldırıla-
nn boyutu ve şiddetı karşısında pasif, teslimiyetçi kal-
makla suçlandılar. Daha etkili dayanışma ve karşı du-
ruş için, yerel sendikal ölçekte ve evrensel dayanış-
ma olarak örgütlenme, strateji geliştirme gereği üze-
rinde duruldu. Bu ılk toplantıdan sonra daha etkili da-
yanışma ve savaşım için hazıriıklarta bir ikincısının Av-
rupa'da yapılması ve süreklilik kazandırılması benım-
sendi.
Ören'de 250 civarındakı dünya sendikacılık hare-
keti temsilcılerinin toplantılan sürerken, onlann da şid-
detli protestosuna yol açan ıkı emeğe yönelik yenı sal-
dınnın gelişmesi, bin Italya'da, biri Türkiye'de yaşan-
dı.
Tuzla'da deri sanayiine yansıyan son dünya eko-
nomik krizi bahane, sendikasızlaştırmada son perde
oynanmak isteniyor. Bu işkolunda sendikal örgütlen-
menin Istanbul Kazlıçeşme geleneğinin taşınması ola-
rak var olduğu Tuzla'da yıllardır sürekti işçi çıkanma
ile sendikal örgütlenme ortadan kaldınlmaya çalışılı-
yor. Ancak deri işçileri fabrikalar önünde, yaz-kış de-
meden direnerek, çıkanlanlann bir kısmının geri alın-
masını sağlayarak, yenileri sendika üyesi yaparak,
sendikasızlaştırmaya dıreniyortar.
Işte geçen hafta, işten atılmış, hak edilmiş ücret ve
alacaklan ödenmediği için fabrikalar önünde direnen
bu işçilerin, naylondan yaptıkları çadırlar, devlet gü-
cü kullanılarak, jandarma zoru ile kaldırtıldı. Yasal hak-
ları gasp edilmiş işçılenn, haklannı aramak üzere bir
araya gelmelen, fabrika önlerinde toplanmalan, diren-
meleri yasaklandı. Bir araya gelemeyecek, yasal yol-
lardan haklarını alamayan işçilerin böylece dağılıp,
direnişlerinin, karşı duruşlannın yok edilmesi prog-
ramlandı.
Bu arada toplusözleşme masasında da hiçbir şey
verilmeyerek Deri-lş'in zorianması sürdürülüyor. Sen-
dika 17 Mayıs tarihi ile 75 işyen için grev karan almak
zorunda kaldı. Stoklar dururken sendikanın greve çık-
mak zorunda bırakılması, sendikayı zora koşacak bir
başka fırsat olarak değerlendinliyor. Bir işkolunda da
sendikal örgütlenmenin tümden eritilip yok edilmesi
programlanıyor.
Vesıksıkgündemdeolmayanlardan, kimi "imdat"
diyen, ama düzen adına kulaklann tıkalı olduğu tele-
fonlar geliyor..
Dün bir işçi kadın iş için yalvanyordu. Emekliliğıne
iki yılı kalmıştı. Kocası hastaydı. İşten atılmıştı. Yaşı
ileri sayıldığı için kalifiye işçi olduğu halde kimse sı-
gortalı ise âmayı kabul etmiyordu. Çaycılık dahil her
işi yapmaya hazırdı..
Onceki gün yine bir işyerinde yasalar ayaklar altı-
na alınıyor, sadece sendikaya üye oldukları için çok
sayıda işçinin işine son veriliyordu. Direnme istedik-
terinde, hemen güvenlik güçleri çağınlıp kapı dışan edi-
liyortardı..
Bu arada Türk Hava Yolları yönetimi "Grev tehlike-
si yok" diye açıklama yapıyor, ama sözleşme masa-
sında pazariık bile yapmıyor. Yoksa hükümetten, adı
erteleme olan grev yasaklaması kararını mı garantiye
akjı da umursamaz bir polıtikayı sürdürebiliyor?..
YABANCI YATIRIMCI TEDBIRLI
IMF hükümeti
bekliyor
Yabancı yatınmlar ve IMF'yle ilişkiler
de yeni hükümetin kurulmasına endeks-
lendi. Türkiye'nin IMF ile maddıyardım
ıçeren anlaşma yapacağı ve bunun yaz
sonu, sonbahar başında gerçekleşebıle-
ceği düşünülürken söz konusu anlaşma-
nın ancak hükümetin kurulmasıy la mümkün olabılecegi-
ne dikkat çekiliyor. IMF, 9 Şubat"ta Türkiye'de yaptığı te-
maslann ardmdan yapısal değişim koşullu yeni anlaşma-
yı seçim sonrasına bırakmıştı. IMF'nin yapısal değişim
anlaşmasının içinde sosyal güvenlik, bankalar yasası,
özelleştirmeler. enerji ihaleleri ve uluslararası tahkim
bulunurken, fon, tanm sübvansıyonlan ve çiftçi destek-
lerinin azaltılmasını istemişti.
Ekonomiden Sorumlu De\let Bakanı HikmetUluğbay.
IMF ıle ılişkilerin yeni hükümetin programının bellı ol-
masıvla hız kazanacağını belırtmıştı. IMF. Vv'ashıng-
ton'dakı toplannlarda Türkıye'ye Arjantin modelinden esin-
lenen bir reçete sunmaya hazırlandığını belirtirken, bu
modelın parasal istikran, hızlı özelleştirme ve enflasyon
düşüşünü hedeflediği açıklanmıştı.
Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, Türkiye'ye 1996
yılında gıren yabancı seımaye yatınmlan 3.9 milyon ABD
Dolan ıken bu rakamın gün geçtikçe azaldığı gözleniyor.
1997 yılında 1.678 milyon dolarlık yabancı sermaye ya-
tınmı gerçekleşırken 1998 yılında daha da genleyerek 1.646
milyon dolara düştü.
Peş peşe reform paketlerini uygulamaya sokan Güney Asya ülkeleri toparlanıyor
Küreselbundhm hızkesiyor
• Aşın borçlanma, yalnış IMF politikalan,
hükümetlerdeki yolsuzluklar yüzünden
hızla ekonomik bunalım ortamına
girmişlerdi. Bugün Güney Asya
ülkeleri toparlanma sürecine
başladı. Rusya ve Latin
Amerika ülkelerinde belirsizlik
hâlâ sürüyor.
Güney Asya ülkelerinde
başlayan ardından Rusya ve
Latin Amerika'yı da etkisi
altına alan küresel krizin
Türkiye'ye de yansıması
kaçınılmaz oldu. 9O'lı yıllann
başında. Güney Asya
Kaplanlan adıyla global
ekonomiye hızla giriş yapan
Endonezya, Malezya, Güney
Kore ve Tayland. aşın borçlanma,
hükümetlerdeki yolsuzluklar,
IMF'nin yalnış politikalan
yüzünden dar boğaza girmiş, bu da
güven ortamını yitiren uluslararası
yatınmcılann ve sıcak paranın hızla
kaçışına neden olmuştu. Güney Asya'daki
kriz uluslararası yatınmcılann geçiş süreci
yaşayan Rusya ve ekonomileri bir türlü toparlanamayan
Latin Amerika ülkelerine de şüpheyle yaklaşmalanna
neden olunca bunalım yayılmıştı. Bugün Güney
Asya ülkelerinin peşpeşe istikrar programlan
uygulamalan, o dönemde hükümetten
Bankalar Yasası'nı bir türlü geçiremeyen
Japonya'nm reform paketini
başlatması, IMF ve Dünya
Bankası'nın politikalannın
sorgulanmaya başlandığı bir sürecin
içine girilmesi, küresel krizinin de
hızını kesmesine yol açtı. Ancak
Rusya ve Latin Amerika'daki
belirsizlik hala sürüyor. Küresel
ekonomideki ani çöküşlerden
« gelişmekte olan ülkeler kadar
> etkilenmeyen gelişmiş ülkeler
yine de kendi ekonomilerini
garanti altına alacak politikalar
üretmekten geri kalmadılar. Avrupa
Merkez Bankası'nın oluşması ve
Ortak Para Binmi'ne (Euro) geçiş,
Avrupa"da kenetlenme sürecini
hızlandırdı. Ancak küresel bunalımın
faturası her zaman olduğu gibi yine
yoksula çıktı. Geliş mekte olan ülkelerde gelir
dağılımındakı eşitsizlik ve sosyal huzursuzluk
giderek artarken, batılı ülkelerdeki şirket
birleşmeleri işsizliğin artmasına neden oldu.
UYELIKTE CELISME YOK
AB ile ilişkiler
çıkmazda
Seçim öncesinde Türkiye-AB
ilişkilerinde yaşanan siyasi tıka-
nıklık. seçimlerin ikinci galibi
MHP'nin "Birtik Ue iUşkflerimizi
masayayaönnz"sözleri ve ardın-
dan koalisyonun bir türlü oluştu-
rulamaması yüzünden iyice perçinleşti. Türkiye'nin
dış ticaretinin yüzde 51'ini oluşturan AB ile 1997
Aralık ayında yapılan zirvenin ardından başlayan si-
yasi gerginlik Cardiff zirvesinde yumuşamış gö-
zükse de Türkiye'nin üyeliği konusunda henüz bir
adım ahlamadı. CardifFzirvesi kararlan uyannca Tür-
kiye'nin üyelik kriterlerine ne ölçüde uyduğuna yö-
nelik rapor AB komisyonuna sunulmasına karşın.
ülkedeki istikrarsızlıklar nedeniyle resmi diyalog-
lar gündemden düştü.
Petrol boru haflan
Hazar petrollerinı Batılı pazarlara uluştıracak Ba-
kü-Ceyhan petrol boru hattı ABD'nin desteğine ve
Türkiye'nin Boğazlar kozuna karşın şimdilik olası
görünmüyor. Bakû-Ceyhan projesi de, TBMM'de
onaylanmayı bekleyen konular arasında. Türkiye, ka-
rann ardından Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakis-
tan'a anahtar teslimi yapacak. Ancak maliyeti 2
milyar331 milyon dolar olacağıbeklenen hatta iliş-
kin somut adımlar atılamıyor.