Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 İAYIS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
"bnguç
B' buçuk yıldır
sırdürülen düş
sırtunda gerçek oldu.
Kjy Enstitüleri'ni
yratan büyük
eştimci Ismail Hakkı
Tcnguç'un adını
tsıyan ilköğretim
otulu'nun temeli Izmir
Uia'da
Zfytinalam'nda atıldı.
Iznir Büyükşehir
Btlediye Başkanı
/Vmet Piriştina'nın da
citstek verdiği okulun
irsaatı çağdaş
yırttaşlann katkısıyla
tanamlanacak. Izmir
Vcii Yardımcısı
Fimazan
LJgancıoğlu'nun
gözetimindeki
^ katkılar Iş
Bankası Konak
Şubesi'nde
"Ismail Hakkı
Tcnguç İlköğretim
Oculu" adına açılan
1^66509 numaralı
hesapta toplanıyor.
Gemiciler
Gemiadamlan sınav
komisyonlannda
görev alacak öğretim
görevlilerinin sınava
hazırlık kurslannda
ders verdiğini yazınca
Denizcilik
Müsteşarlığı'ndan
açıklama geldi;
komisyon
üyelerinin
kurslarda ders
Etektromk posta som6posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Fafcs: 0.212.512 44 97
- MHP milletvekillerinin eski
suç dosyalan
inceleniyormuş...
"Türkiye dosva/ar/a
aurur duvuvor!"
T
ürkıye Büyük Millet Meclisi'ne türbanı sok-
makla görevli Amerika Birleşik Devletleri va-
tandaşı Merve Kavakçı sayesinde son ikı
hafta içınde neler öğrendik neler... Dallas'ın
başimamı Imam Yusui Zia Kavakci'nin kızı "Mer-
vecik" 2 Mayıs'ta başında türbanıyla Meclis Genel
Kurulu'na salına salına girmeseydi ne Kuzey Ame-
rika Islam Cemaati'nden haberimiz olacaktı ne de
Filistin Islam Birliği'nden... Ne "Mervecik"in koca-
sı Ali Abushanap'ı tanıyacaktık ne de' Mervecik "in
babası Zia Kavakci'yi yetiştiren Süleymancılar'dan
Mehmet Topaloğlunu. Bekir Haki Yener'i...
Iki hafta içinde çok şey öğrendik...
Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlılık yemininin al-
tındaki Hareket-ül Mukavemet-ul Islamıyyeyani Is-
lami Direniş Hareketi yani HAMAS'a kadar varan iliş-
kilerden bile haberimiz olmayacaktı.
Şimdi Amerikahlar düşünsün!
Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan bile bu
Murad Hoffman
kadannı beklemiyordu herhalde!
Çok şey öğrendik ama "buzdağı"nın altı duruyor.
Işte yeni bir "şahsiyet" daha: Murad Hoffman.
Murad Hoffman, Almanya'nın eskı Cezayir Büyü-
kelçisi Wîlfred Hoffman'dan başkası değil. 1980 yı-
lında Müslüman olmuş, Murad adını almış.
Murad Hoffman da, Zia Kavakci'nin şura üyesi
olduğu Kuzey Amerika Islam Cemaati'nin 1998 yı-
lındaki konferanslanna katılmış.
Hoffmanlar la Kavakciler çok yakından tanışıyori
Cihat çağrılarının yapıldığı konferanslarda ne ko-
nuştuğunu bilmiyoruz ama Internet'teki web sayfa-
larından C.S. Monitor'de Murad Hoffman'ın Türki-
ye üzerine yorumlarını öğreniyoruz:
"Islamcı gaıplar Türkiye'de asker destekli hükü-
metlere karşı tehdit oluşturuyor. Bu gruplar, demok-
ratik yöntemler ve Islam yasalarını yaşama geçire-
rek statükoyu değiştirmeyi amaçlıyor. Bazılarınca
fundemantalist olarak adlandırılan bu hareketler, bu
tür ülkelerdeki tek politik muhalefettir."
C.S. Monitormuhabiri L. Kay Rozen, Hoffman'ın
Türkiye'deki Islamcı grupları, Polonya'da komünist
rejime başkaldıran Katoliklere ve Doğu Almanya'dan
komünist diktatörlüğü kovan Protestanlara benzet-
tiğini yazıyor.
Murad Hoffman, kesin birtanı koyuyor Türkiye'de-
ki Islamcı harekete: "Bu bir politik savaşımdır."
Bir ara NATO'da da görev yapan Murad Witfred
Hoffman başta Amerika olmak üzere dünyayı do-
laşıyor, Islamcı örgütlerin toplantılarına katılıyor.
Nerede oturduğunu merak ediyorsanız:
Hoffman'ın ikametgâh adresi Istanbul!
Ister misiniz Refahyol iktidarında Türkiye Cumhu-
riyeti vatandaşlığına kabul edilmiş olsun!
vermemesi için
İTÜ Denizlik
Fakültesi'nin
uyarıldığı bildirildi.
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Mesut Yılmaz Yüce Divan'a gitmek isteyince Tansu
Çiller de Divan Pastanesi'ne gitmeye karar verdi!
Ondokuz Mayıs'a Osmanlı lekesi
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda giden
yolda ilk adımın 19 Mayıs 1919'da
Samsun'da atıldığını; Ulusal Kurtu-
luş Savaşı ile Osmanlı'nın işbiriiği yap-
tığı emperyalistlerin yenildiğini, Os-
manlı'nın yıkıldığını ve böylece Türki-
ye Cumhuriyeti'nin kurulduğunu her-
kes biliyor.
Kemal Atatürk de Söylev'ine Os-
manlı'nın soysuzlaşmış padişahı Vah-
dettin'ın alçaklıklanndan söz ederek
ve 19 Mayıs 1919'daki genel durum
ve görünümü anlatarak başlıyor. Ki
Atatürk, Osmanlı'dan yakasını kurta-
ran son ulusun Türkler olduğunu, Os-
manlı'dan bağımsızlığını kazanan son
devletin Türkiye Cumhuriyeti olduğu-
nu söylüyor.
1999 yılına gelindiğinde Türkiye
Cumhuriyeti devletinin olanaklan se-
ferber edilerek Osmanlı'nın 700. ku-
ruluş yılı kutlanıyor.
Yetmiyor, "ilk adım"ın 90. yılın-
da Edirne'de 19 Mayıs'a Os-|
manlı lekesi bulaştırılıyor.
Edirne Valiliği'nin hazıriadığı
stadyumdaki kutlama programı-
nın içine "Osmanlı Devletinin 700. Ku-
ruluş Yıldönümü" etkinliği konuyor.
19 Mayıs'ın "Vahdettin'i Anma ve
Osmanlı'yı Diriltme Bayramı" olması
yolunda ilk adım böylece atılıyor!
PALAS PANDIRAS Temizlik imandan gelir ama, iMüfHBozacı I
Iran'dan ne geleceği belli olmaz... ' '
ÇED KOŞESÎ
OKTAY EKtNCİ
Amların îziııdeıı...
Bir haftadır "tele-kulak"la uğ-
raşıyoruz. Neden dınlediler. kim
"dinletti"; ne yapmalı?..
Ne yapılacağını -sağolsunlar-
hukukçulaf hs'tienmış durumda-
lar... "Neden" ve "kim" sorula-
nnın yanıtları ise yasa maddele-
rinde değil, yaşantımızda...
• • •
Yine bir haftadır. herkes şunu
soruyor: "İlk öğrendiğinde ne-
ler hissettin?.."
Doğrusu. geçmişten bazı "ör-
nekler" gözümün önüne geldi.
"tçeriği" benzeyen, ama "yön-
temi farklı" örnekler...
Galiba 1987 gibiydi. "Turizm
ve Kıyı Kentlerimiz" konulubir
sempozyumu Marmaris'te dü-
zenlemiştik. "Çevreye ve insana
saygılı" bir tunzm için çok yıl-
dızlı dev oteller yerine. dogayı ve
kentsel dokuyu bozmayacak
"pansiyon" türû tesislerin Mar-
maris'i
rin" doğru olduğunu savunuyo-
ruz. Paneller, eylemler düzenle-
yip yanlıştan dönülmesine uğra-
şıyoruz.
Tarüşraalar sûrerken, lagünle-
re (bedava tahsis olduğu için) göz
dıken yapımcı fırmanın "yoru-
mu", benzer gazetelerde tefrika
gibi yayımlanmayabaşladı: "Çev-
reciler doğayı değil, Bodrum'da
rakipsiz kalmak isteyen özel Im-
sık Havaalam'nı koruyorlar..."
Ardından yine spekülatif yazı ve
haberler: "Eylemleri de Imsık
finanse ediyor..."
Sonunda havaalanı bizim sa-
vunduğumuz yere yapıldı. Lagün-
ler yok olmadı, doğal yaşam kur-
tuldu. Bize saldıran şırkete des-
tek veren kimı Bodrumlular da
"utançlarıyla'" baş başa kaldı-
lar...
• • •
Evet... Anılanmız bu konuda
öylesine "bereketli" ki son tele-
kulak olayı da aynı yaşam zinci-
rine sadece "onurlu bir sıkıntı"
olarak eklenecek.
rına vardık \e ilan ettik.
İzleyen günlerde kımi yerel ga-
zetelerde şu manşetler başladı:
"Beş yıldızlı otellere destek sem-
pozyumu..." Haberlerde ise sözü
daha ıleri götürüyorlardı ve bizi
"rüşvet almakla" suçluyorlar-
dı: "Mevcut birkaç büyük otel
Marmaris'te rakipsiz kalmak
için MimarlarOdası'm kullan-
dılar. Siparişle sempozyum yap-
' tırıp, yeni otellere imar yasağı
kararı aldırdılar..."
O tarihlerde bıze yapılan bu
saldırıya "sessiz" kalan Marma-
risliler. şimdi betonlaşmış ve alt-
yapısı hkanmış. ilçeleri için kan ağ-
lıyorlar...
• • •
. Zaman tünelinde bir anı da Bod-
rum"dan..
Milas-Bodrum Havaalanı,
şimdıkı yeri Ekinanbarı düzlü-
ğüne değil, aynı arazinin denizle
buluştuğu yerdeki "lagüner ala-
nın" tam üzerinde yapılmak is-
teniyordu.
Projeye göre lagünler "doldu-
rulacak" ve beton pist Akde-
niz'deki bu "ender*' balık üreme
ve doğal yaşam kaynağını eze-
cekti...
Ekoloji adına karşı çıkıyoruz
ve havaalanı için "bugünkü ye-
Ancak bir "örnek olay" daha
var ki anımsamamak elde değil...
Yıl 1992 ve "sanık" olarak
savcının huzurundayız. Ben, Mi-
marlar Odası ve Cumhuriyet ga-
zetesi sorgulanıyoruz...
Suçumuz ise Gökkafes'i eleş-
tirdiğimiz için sahibine "hakaret"
etmiş ve onu "maddi ve mane-
vi zarara uğratmış" olmak. Biz-
den istenen ise milyarlarca liralık
"tazminat..."
Mahkeme dosyasını arşivden
çıkartıp göz atıyorum. İstanbul
3. Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nin, 1994'te Yargıtay'ca da
onaylanan 30.09.1993 tarihli ka-
rannı "dinleyenler de duysun-
lar diye" telefonu açıp bir dos-
tumaokuyorum: "tstanbul'un
daha fazla bozulmaması, ye-
şilin korunması ve altyapının
daha kötiiye gitmemesi gaye-
siyle, (Gökkafes'e karşı) yapı-
lan bu eylemler, davalıların
mesleki ve yasal görevi icabı
kamu yararına yönelik oldu-
ğundan, tazminat talebi ye-
rinde görülmemiştir..."
Ne diyelim?.. Tele-kulakçılan
da. "tazminatçıları" da ve onla-
rın şımank binalannı da "hukuk
devletine" bırakıp, "amların
izinden" yürümeye devam...
HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ
KİM KÎME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(o turk.net
ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARAU
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Mavıs
ILKOSCAR" ÖDÜLLERL.
1329'M BUGÜN, İLK HOLLYWOO0 AtcADC
Mİ ÖD1M-LE8İ VSRÎL&İ. DAHA SONRA ÇOK
ÜNLÜ OUKAK ÖPÜLLEK Şön-E OASlTIL-
UlÇTl: £M iri FıLM, "Wı*lQS*;EN İYİ AK-
TÖfi, EM1L JANHIN6S (TUB VU*Y OP AU.
FLESU VS THE LASTCOtAUAND'MKİ
ROLLKB/YLe-) ; EN İYİ AKTftİS, TAHET
&AYNpR(SEVeNrn UEAYEN VB SuMZıSE
OAKİ RCU-E#İYL£) i £N İYİ YÖNETMENAKİ
Mifi BâuiŞTÜ) PRAMKBoeZA&E YE L£WIS
MILESTONE... ÖOÛLLEftE 1931 YIUNA OE.
£İM "OSCAt?"' DENUİrORDU.ANCAK,AKA-
OEA4İ SEK&ETEJIİNİN, ÖDÜL H£yK£t-Cİ-
&/Mİ AMCASJ OSCAK'A B£N2ErME£İ VE
BU ADIN TUTUNMASi /t-S ĞOÜİ-t-EK
Ö
EMİYİAKTÖR
EMIL
JANNIN6S,
E.N iVİ AKTRİS
JANET
&A.TMOR VS
OSCAK UErKELCÎğİ
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Havadan Sudan
Kâğıtları birbirine tutturmak için kullandığımız
"ataş"\ kimin bulduğunu hiç merak ettiniz mi?
1900 yılında Johann Vaaler adlı bir Norveçli bul-
muştu. Üç yıl sonra Alman VVilhelm von Si-
emens'in "elekthkli lokomotif"\ raylar üzerinde
hareket edecek. Wilbur ve Onrille VVright kardeş-
lerin "uçak"\ ise tam 59 dakika havada kalacak-
tı.
Evkadınlan, "çamaşırtozu"iletanışmak için 1907
yılını bekleyeceklerdi. Almanya'da Henkel & Cie
firmasının pazara sürdüğü deterjan, bu kimyasal
kanşımın iki temel maddesi olan "perbolat" ve "si-
licat"\n ilk hecelerinin birleştirilmesinden oluşan
"Persil" adını taşıyordu. Amerikalı Alva J. Rsher"ın
aynı yıl "elektrikli çamaşır makinesi"ri\ bulması
gerçekten birrastlantıydı. Fransız fızikçi Georges
Claude 1910 yılında "neon lamba"y\ bulmuştu.
1913 yılında ilk kez satışa sunulan "fermuar'm pa-
tenti ise ABD'de yaşayan Isveçli Gkteon Surtd-
back'a aitti.
"Sutyen" adına ilk kez 1908 yılında "Vogue" ad-
lı bir Amerikan moda dergisinde rastlıyoruz. Der-
gi, bu "özel" iç çamaşırını okurlanna tanıtıyor ve
"şık bayanlar"a kullanmalarını öneriyordu. "Qu-
een" dergisi de aynı konuyu dört yıllık bir gecik-
meden sonra ele alacak ve sutyen takmanın,
"olağandışı" vücut yapısına sahıp kadınlar için bir
"kaçınılmazlık" olduğunu vurgulayacaktı. "Pem-
be bir lastikle birbirine bağlanmış iki mendil"den
başka bir şey olmayan sutyenin "patent hakkı"
ise 1914 yılından itibaren Amerikalı Mary Phelps
Jacob'a aitti. "VVarner Brothers Corset Com-
pany", o yıl patent hakkı için bayan Jacob'a tam
yirmi bin dolar ödemişti!
"Yalan makinesi" ise Kanadalı bir tıp öğrencisi
olan John Augustus'un buluşuydu. İki yıl sonra,
1923 yılında ilk "tahta saplı dondurma" satışa çı-
kacaktı. Adı bilinmeyen mucit, içinde bir de ka-
şık bulunan limonata bardağını soğuk bir kış ge-
cesi balkonunda unutmuş, ertesi sabah donmuş
halde bulmuştu. Bardağı, ucu dışarıya taşan ka-
şığın sapından tutup içeriye taşırken, buzlanmış
limonata ısının etkisiyle çözülünce, cam bardak
yere düşüp kırılmıştı. Adamcağız, elinde kalan
buzdan limonatayı, "sap"ından tutup yalamaya
başladığı anda, onca yıllık "külahlı dondurma"ya
bir "rakip" yarattığının belki farkında bile değil-
di!.. İlk "kâğıtpeçete" ise 1924 yılında "Kimber-
ley-Clark" adlı bir Amerikan firması tarafından
"Celluwipes" markasıyla piyasaya sürülmüş, fa-
kat beklenen ilgiyi görmemişti. Tüketicilerin bu pe-
çeteleri "mendil" yerine kullandıklarını saptayan
firma yetkilileri markayı değiştirmişler, aynı ürü-
nü "Kleenex" adı altında ve bu kez "kâğıt men-
dil" olarak yeniden piyasaya sürmüşlerdi. "Kle-
enex" kısa zamanda dünya pazarlarını fe+hetmiş,
fırma satış rekorlan kırmıştı.
"Elektrikli tıraş makinesi", Alaska'da altın arar-
ken, her sabah buz gibi suyla tıraş olmaktan nef-
ret eden Jacob Schick adında bir Alman tara-
fından 1929 yılında bulunmuştu.
Peki, günümüzerkeğinin günlükgiysisi, önü boy-
dan boya düğmeli "göm/e^c"in yaratıcısının Ce-
cil Gee adında bir Ingiliz olduğunu biliyor muy-
dunuz? Mr. Gee, o zamana kadar ancak yaka-
dan göbeğe kadar açık olan gömleğe, 1932 yı-
lında "Bu iş buraya kadar!" deyip, makası vurun-
ca, erkek modasında bir "devrim"\ gerçekleştir-
mişti. "Kuyruklu otomobil" ise bir Amerikan bu-
luşuydu ve 1934 yılında "Chrysler" firması tara-
fından "Airflow" adı altında satışa çıkarılmıştı.
Otomobil sahipleri, bir yıl sonra Oklahoma'da ilk
"otoparksaatleri" ile tanışacaklardı. Bugün mar-
ketlerde kullandığımız, dört tekerlekli alış veriş se-
petlerinin de ilk vatanı Oklahoma'ydı. Fred Yo-
ung adındaki bir ustanın buluşu olan "tekerlekli
sepetler", 1937 yılında Sylvan Goldman adlı bir
Museviye ait "Humpty-Dumpty" mağazasında
ilk görüldüğünde, önce yadırganmıştı. Ladislao
Jo&* Biro adındaki bir Macarın bulduğu "tüken-
mez kalem"\n tarihi ise 1938 yılına uzanıyor. İlk
"mikro dalga fınn"\n patenti ise Amerikalı mü-
hendis Percy Spencer'a ait. Isim hakkını 1946
yılında almış...
"Yahu, bizden bir şey yok mu?" diye soracak
olursanız, "Var!.." derim. Işık içinde yatsın, Aziz
Nesin ağabeyin söylediği gibi bizde, "taharetmus-
luğu"nu bulmuşuz! "Takrir-i Sükûn 1925"ten bu
yana aldığımız yola bakacak olursak, doğrusu az
şey değil! Hem allahaşkına, mikro dalga fırını bu
ülkede kaç kişi kullanıyor? Yataharet musluğunu?..
(Faks:0216-418 8410)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLD-VNSAĞA:
1/Konserlerdü-
zenlemek ama-
cıyla kurulmuş
müzik derneği.
2/ Suda yaşayan
tek hücreli bir
hayvan... Aptal,
bön, şaşkın. 3/
Yüz örtüsü, pe-
çe... Tanntanı-
maz. 4/ Şişıril-
mış tulumlar
üzerine kurulan
ırmaksalı...Bıl-
gisiz. kültürsûz
kimse.5/"Yok,kalmadı'" 1 2 3 4 5 6 7 8 9
anlamında argo sözcük.
6/ Aldatma işi, hıle... "-
- durmadan çiçek açar 2
ıçimızde" (A.H. Tanpı- 3
nar). 7/ Motorlutaşıtlar-
da direksiyon ile tekerlek
arasındaki bağlanhyı sag-
layanmil...Yurdumuzun 6
batısında bir körfez. 8/
Felsefede, bilgi ile varlık
arasında ilişki kurdugu
düşünülen kavram...
"Hangi yer" anlamında bir soru sözü. 9/ Bir orkestra ya-
pıtında bölümlerin tümünü içine alan nota defteri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sanat kaygısı oknaksızın, bir fılm ya da müzik yıldı-
zmın tutkunu olan kimse... " Bir—ölmüş diyeler' Cç gün-
den sonra duyalar" (Yunus Emre). 2/ Boğaz, gırtlak... Uze-
ri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. 3/ Kaşmdın-
cı bir deri hastalığı... Deriden sızan sıvı. 4/ Iri ve tombul
kucak çocuğu... Satrançta bir taş. 5/ Süs olarak kullanı-
lan, altın taklidi san tenekeden pul. 6/ Anadolu halklan-
nın en eskı ana tanrıçası... Bir konçertoda, çalgıcının us-
talığını göstermesine elverişli bölüm. 7/ Düz ve geniş arazi...
Yeryüzü parçası. 8/ Türkıye'nın de üyesi olduğu bir ör-
güt... Bir tür deniz taşımacılığı. 9/ Mesaj... Tekıl ıkıncı
kişi adılı.