23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 1999 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI New "York Anzak Günü'nü kutladı25 Nisan 1915 'te Osmanlılarla savaşmak için uzun yollar katederek Gelibolu Yanmadası'na gelen Anzak ordusu bu savaştan yenilerek çıkmasına karşm dünya tarihinde ender rastlanan onurlu bir jestle Gelıbolu'yu nefretle anmamaktadır. Heryıl 25 Nısan'ı, Anzak Giinü olarak kutlamayan, ama anan Yenı Zelanda ve Avustralya devletleri, bu günü yabancı mısyonlannda da anmayı önemsiyorlar. 25 Nisan 1999 Pazar sabahı New York şehri Yenı Zelanda Konsolosluğu'nun VIP konuklanndan biri olarak bu anma törenine katılmak ayncalığını yaşadım. Diplomatik bir görevim olmamasına karşın bu törene davet edilmemin nedeni. bir edebiyat yazannı içmeden sarhoş edecek kadar şahaneydi. Yaklaşık 2 yıldır üzennde çalıştığım Gelibolu konulu yeni romanımın bir ucu Yenı Zelanda'ya dayanıyor. Tanh ve mekân çalışmalan sırasında henüz bitmemiş ve yayımlanmamış bir Tiirk romanının başına belkı de ilk kez (?) gelen bir şansla Gelibolu romanı hem uluslararası sanat vakıflannın hem de Yenı Zelanda Konsolosluğu'nun ilgisini çekmeye başladı. tşte New York'ta dûzenlenen 84. Anzak Anma Günü'nde. Çanakkale Savaşlan'nda Osmanlılara karşı savaşan Hindistan, Pakistan, lngiltere, Yeni Zelanda ve Avustralya misyonlan ıle bu anma gününün sessiz ve vakur karşı tarafi Tiirk mısyonu arasında bağımsız bir Türk romancısı olarak Cybefe Rmve'un Gelibolu gelincik çiçeginden esinlenerek yaptığı kırmızı rozet yakamda, saygı dunışuna katıldım. 5Cadde'deRockefeller Merkezi'ne komşu îngiliz Imparatorluk Binası'nın 7. katında New York şehrinin dikey beton ve çelik mımarisi arasında anıden önünüze çıkan yemyeşil Anzak Bahçesi bir mucize gibi ferahlatıcı. 1940yılında. 2. Dünya Savaşı'nda savaşan Yeni """"""•~™ Zelandalı ve Avustralyalı askerlere din adamı tedarik etmek amacıyla New York'ta bir Anzak Kulübü kuran Bayan Nda Lurfbrd-Dolberg. daha sonra Rockefeller Merkezi'nden Anzak Anma Bahçesi için izin istemiş. Nola Hanım'ın girişimleriyle dev gökdelenlerin ortasındaki bu nefis bahçe 1942'den beri Anzak Bahçesi olarak kullanılmakta ve her yıl Anzak Anma Günü burada yapılmakta. NEW YORK BUKET UZUNER Yeni Zelandalı opera şarkıcısı Angela Taverner'in Yeni Zelanda (lngilizce ve yerlı Maori dilinde), Avustralya ve Amerikan ulusal marşlannı söylemesiyle başlayan Anzak töreni bir yenilginin anışı olarak daha çok dini ağırlıklıydı. Sunuşunu Yeni Zelanda New York Konsolosu zanf Bayan Jaıte CunlifFin yaptığı törendeki konuşmalar Gelibolu kadar, 2. Dünya Savaşı, Kore. Vietnam ve Körfez Savaşlan'nda ölen Anzaklann cesareti ve vatanseverliği üzerine kuruluydu. Yeni Zelandalı devlet sanatçısı şair BO] ^ " ^ ^ " ^ • " " ^ ^ Manhire'm. Anzaklann yanında ve karşısında savaştığı bütün uluslara atıfta bulunduğu Ağıt (Requiem) adlı kısa metninde "Şinıdi dostumuz olan cesur Tiirk düşjnanımız" diyen bir satır da vardı. Avustralya New York Konsolosu Bay Michad Nash. Atatürk'ün "Anzak askerierinin bizinı topraklanmızda öMükleri için bizim oğullanmız sayüacaklannr söyledıgi o şahane sözleriyle konuşmasına başladı. Yenı Zelandalı papaz Emile Frisbe'ın savaşta ölen Anzak askerlerine dua edişinden sonra boru sesiyle saygı duruşu başladı. Bu sırada ağlayanlar ve dua edenler pek çoktu. Bana sorarsanız, herkes kendi ulusunun şehitlerini düşünüyordu ve benim de aklıma Gelibolu'da şehıt olduklan için hiçbiri tıp fakültesinden mezun olamayan 2. Tümen'deki delikanlılar geldi (1921 yılında bu nedenle hiç doktor mezun olmadı). O kalabahkta onlan düşünen birkaç kişi olmahydı ve Türk olmasaydım bile yalnız kalmalanna gönlüm razı gelmezdi. Gökyüzüne baktım. Pariak ve masmavi bir Manhattan sabahında 2. Tümen'deki bütün çocuklara gülümsedim. 84. Anzak Anma Töreni. daha sonra Commonwealth Bırahanesi'nde çay-kahve içilerek sohbet edilen bir toplantıyla kapandı. Yakamda Gelibolu gelinciği iğnelenmiş siyah ceketimle ışıl ışıl bir New York pazar öğlesine çıktığımda, kulaklanmda fazlaca kullanıldığı için takılı kalan cesaret, şan, şeref ve özgürlük sözcükleri vardı. Aklımda, Gelibolu Savaşlan'nda ölen bırçok ulustan 500 bin genç adam ve onlann yok olan umutlan. yaşamlan ile yazmakta olduğum Gelibolu romanım vardı. Paris'te melankoliYaşamın önemli bir bölümü geçırilen, ancak çeşitli nedenlerden dolayı terk edilmek zorunda kalınan şehirlere birkaç günlüğüne geri dönmek, benım gibi melankolik insanlar için hiç de kolay değilmiş meğer. Birkaç yer yurt daha gördükten, birkaç işe daha girip çıktıktan, birkaç aşk daha yaşadıktan sonra beni ben yapan hemen hemen her şeyin başlangıç noktası Paris'i, iki yıldan sonra ilk defa ziyaret etmek, allak bullak etti beni doğrusu. Avucumun içi gibi bildiğim Pans sokaklannı bu sefer turist gibi arşınlamak, kentin artık bir parçası olmadığım gerçeğini hissettirdi bana. Bisıkletiyle Paris sokaklannda dolaşan. yıl sonu ödevlerini Seine kıyısında güneşlenerek tamamlayan, her sabah yeni tutkular bulma ıçgüdüsüyle sokağa çıkan. bedava konserleri, ucuza göstenlen eski filmlen. ıkinci el kitaplan. birkaç franka geçicı olarak bulduğu işleri kaçırmayan üniversite öğrencisi değildim artık. Paris'e ve özhikâyemin Paris'e ait kısmma duyduğum özlemi bastırmak için sanki son ıki yılı oyalanarak geçirmişim gibi geldi bir an. Öylesıne özledığimi hissettim ki kenti ve Pans yaşantısını, bir köşesine yenıden yamanma planlan yaptım içten içe. Sonra sılkeledim kendimi. tdeallerimi, hayallerimi gerçekleştirme ve kafama koyduklanmı yapma azmini Paris aşılamıştı bana ve Paris'i tüm bunlan yapmak için terk etmiştim sonuçta. Daha yolun çok başında olduğum ve beynim halen gerçekleştirmem gereken binbir türlü planla meşgul olduğu için tüm geri dönme planlannı erteleyerek anılara ezdirmedim kendimi. Bu sefer neye benzeyeceğini pek tahmin edemediğim Balkanlar gezisinden önceki kısacık Paris ziyaretimin her dakikasının tadını çıkarmaya baktım doya doya. PARİS EMEL AKÇALI Paris'e bir süre sonra geri döndüğünüzde beton yığınlanna dönüştürülen yeşıl alanlar. yıkılan tanhi binalar ya da en sevdiğiniz semtin tam ortasına dikilen bir gökdelenle karşı laşmıyorsunuz haliyle. Yeni sahnelenen tiyatro oyunlan, gösterime gıren filmler, müzikaller, operalar. sergıler ve vitrinlere yeni çıkan kitaplar dışmda her şey her zamanki güzelliğiyle devam ediyor. Her sene bir ülkeyi seçerek o ülkeyle ilgili kültürel faaliyetler düzenleyen Paris, bu yıl Fas'ı seçmiş. Fas konserleri, sergileri, geceleri düzenleniyor, Paris Arap Enstitüsü hanl hanl çahşıyor, Concorde Meydanı'na Fas mimarisi koskoca bir kapı dikilmiş. Bahar her zaman yaptığı gibi kış aylannda pek çekilmeyen Parislilere pozitif enerji yüklemiş, canlıhk getirmiş, rahatlatmış kenti. Parklar, kafeler dolu, insanlar gülümsüyor. Janet yine mükemmel yemekler hazırlamış benim için. Büyük bir zevkJe döşediği misafir odasında Sdma'yla, Susan'la, Ilia'yla. Emir'le saatlerce sohbet ettim, fıkir aldım, fikir verdim, planlar yaptım yine. Oretken, yaratıcı yeni insanlarla çalıştım, yeni çıkan kitaplar aldım. Paris'in en sevdiğim iki semti, Seine üzerindeki L'ile Saint Louis adasında saatlerce Seine'i izledim, Paris'in küçük Afrikası, Asyası, Balkanlan Belleville'de aylak aylak dolandım. Ancak benim Parisimi oiuşturanlardan geriye çok azı kalmış. En güzel Paris anılanmın başkahramanı Stephane evlenerek Arjantin'e yerleşmiş. Bisikletimin arkasında okula taşıdığım sırdaşım Mari Luz Barcelona'da, Polonyalı Izabefla Londra'da çahşıyor Okul birincisi Bulgar Boris Kazakistan'da dolar biriktiriyor. Madagaskarlı IJdya şu an bir kız annesi, Faslı Asma ise evlenip Lübnan'a yerleşiyor. Herkes birer birer Paris'ten dünyaya yayılıyor. Tutuma kahvaltı ediyorAnne fîl Sabah, yavrusu Tutuma\a her sabah taze odarla kahvaltıyapünyor. Sabah,bir buçukayhkbebegrni hiç \anından ayırrruyor. Almanyanın Berlin kentindeki hayvanat bahçesinde nisanda doğan Tutuma,ziyaretçilerin gözdesi oldu. (Fotoğraf: REUTERS) Rusya'nın yaşlı ve hastalıklı sultanı... "YeHsin epeyce yaşlandı.'' "Yeltsin'in sağlıgı iyke bozuldu." "Yeltsin çok şişmanladı." "Yeltsin'in çoresinde güvenebiteceği kimse kalmadı.'* u Ydtsin artık olan biteni anlayıp değertendirmekte büyük zorluk çekryor." "Yeltsin bu halKle bile iktidan bu-akmak fctemr/or:" "YeHsin, kaybedeceği hiçbir şe> kalmadığı için ülkeyi her türlü riske sokmaya hazır." Bunlar son zamanlarda Rusya'nın her köşesinde kolaylıkla \e sıklıkla duyulan cümlelerden yalnızca bazılan. Şundan kimsenin kuşkusu kalmadı: Rusya artık Yeltsin'den yoruldu, halk Başkan'dan bıktı! Kamuoyu araş,tırmalanna göre Yeltsin'in ratingi yüzde 2 civannda. llginçtir, onun görevden aldığı Primakov hükümetinin ratingi ise yüzde 70 civannda. Ama siz gelin bunu Yeltsin'e anlatın! O bambaşka havalarda. Ne anketlere kulak asıyor ne de sokaktaki adamın sesıne. Onun 68 yıllık hayatmda öğrendiğı en önemli şey şu: "tktidar her seyin temeüdir! Eğer iktidar sendeyse gerisi lafı güzafnr!" Devlet Başkanı'nın tavırlanndan, mımiklerinden, konuşmalanndan, onun kendisini "yeryüzü tanns" olarak görmeye başladığı ijice belli oluyor. Ancak Başkan'ın kafasının içindeki algılama sistemiyle dışındaki objektif gerçek arasındaki fark. bazen acı, bazen gülünç. bazen de tehlikeli tablolar yaranyor. Bırkaç ayda bir başbakan değiştirerek hükümet bunalımlan MOSKOVA HAKAN AKSAY yaratan, çevresindekilere artık açıkça (TV kameralan önünde) "firçabu" atan". kaş göz işaretleriyle herkesin ruh halini değiştirmekten, özellikle de gerginleştirmekten "hain bir zevk" alan bu "20. yüzyıl suharu" artık haber bültenlennde sürekli bir skeçe dönüştü. "Oyun"un geçen günkü bölümünü anlatayım. Kalabahk bir resmi toplantıya yüzü asık halde gelen Yeltsin (son yıllarda Rusya padişahı, saray ahalısinin kendisini mımik ve tavırlanndan anlamasına büyük önem veriyor) konusmasımn bir yerinde durdu ve çevreye dikkatle bakmaya başladı. 30 saniye kadar süren bu ölümcül sessizliğin (tabiı oradakı herkesi rahat koltuklardan aldı, diken üstüne yerleştirdi) ardmdan "keskin gözlü kraTın artık daha çok mizah programlannda duyulmaya ahşılan Urallar aksanlı gür sesi çınladı: "Yanlış oturmuşsunuz!" Bir sessızlik daha... "Stepaşin şuntda oturmalıydı!" Yine sükûnet... Ve en seri hareket eden bir iki Kremlin görevlisinin birkaç gün sonra başbakanlığa gelecek olan Stepaşın'i Yeltsin'e daha yakm bir yere yerleştirmek için koşuşturmalan... O sırada u kütyutmazçar"m kafasmı çevirerek sürdürdüğü pür dikkat bakışı... (Bakışını, ağzını, uçlan aşağı doğru sarkan ters bir çember yansı haline getınne ve çenesini ileri doğru firtatma çabasıyla "süsletnesi''). Nihayet "tşte şimdi okhı!" buyurması ve konuşmasına devam etmek için elindeki kâğıda dönmesıyle birlikte zavallı komşulannın rahatlaması... Işte biz dünyanm en büyük ülkelerinden binnde her gün bu tür görüntülerle oyalanıyoruz. Dallas'a ve Yalan Rüzgârlan'na ihtiyacımız yok! Meddah \e Karagöz de istemeyiz. Artık hayatımızın bir parçası haline gelen bu yıllanmış dizinın son bölümü "Yaşü ve hasta bir sultan" adını taşıyor. Cumhuriyet k ı ı a p 1 a r ı Anıl Çeçen ATATÜRKVEAVRASYA Atatürk gibi çok bilinen, Avrasya gibi hiç bihnmeyen iki kavramın birlikte değerlendirildiği bu kitapta Avrupa Birliği'nin dışında bırakılan Türkiye Cumhuriyeti'nın geleceğı irdeleniyor. Çağ Pazariama A.Ş Tiirkocağı Cad No:39/41 KKapkulubO (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96 Cumhurtyet k ı t a p I a r ı Dimitri Kantemir OSMANLI İMPARATORLUĞU'NIJN YÜKSELİŞVE ÇÖKÜŞ TARİHI MUTASLtYEHUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 1988'60 Davacı tmran Ar vekılı avukat Müfit Seymen tarafından davalılar Mehmet Devam, Mehmet Şahin, Ömer Oğuz ve Nail Metm hakkında. Mut ilçesi Civciv Mahallesi 375 ada 6.7,8,9 no'lu parsellerden keşifte aız üzennde belırlenecek olan tahminen 1.249 m2 miktanndakı kısmının ıptali ile adlanna tapuya tesciline dair açılmış olan tapu iptali ve tescil davasınm mahkememizde yapılan duruşmasında verilen ara karar gereğınce; dava- lılardan Mehmet Şahın'in tebligata yarar açık adresi zabıta kanalı ile yapılan araştırma- ya rağmen tespit edilememiş olduğundan, dava dilekçesinın ve dunışma gününün ilanen tebliğıne karar venlmiş olmakla, davalı Mehmet Şahin'ın mahkememizde duruşma gü- nü olan 21.6.1999 günü saat 9.00'da mahkememız duruşma salonunda hazır buhınması veya kendisini bır vekılle temsil ettinnesı, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapıla- cağı ve karar verilebıleceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 16108 tLAN T.C. KADIKÖY AHKAMIŞAHSİYE DAVALARTNA BAKMAKLA GÖREVTİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1994'347 vesayet Mahkememızce venlen 1994/347 E. 1994/366 K. ıle 19.7.19% tarihli karar ile ve- sayet altına alınan mahcur Murat Dılaver vasisi Av. Fatma Nalan özden'in vasilik gö- revıne son verilerek, yenne mahcurun ağabeyi Selahattin Dilaver vasi tayin edilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 15.4.1999 Basın: 21730 Osmanlf nın 700. Kuruluş Yıldönümünde Boğdan Prensi ve Voy"vodasrnın kısa sürede üçüncü basıya ulaşan kitabı, virgülüne dokunulmadan yapılan çevirisiyle tüm kitapçılarda. OumhuriyH Çağ Pazartama A.Ş. Türt(ocağı Cad. No:39/41 kjtaiE>uju5ü (34334)Cağatoğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 Sıkmabaşlarla türban tayfasıHaftalardır "Merw olayı" ile yatıp kalkan Türkiye 'nin yanı sıra Münih'teki sıkmabaşlar, türban tayfası ve çember sakallılar da geleneksel M show"lannı her hafta sonu merkez istasyonu civanndaki sokaklarda sürdürüyorlar. Kara yüzlü din tüccarlannın ve şeriatçılann yoğunlaştığı Landwer Caddesi ile Goethe Caddesi üzerindeki kaldınmlar "cuma günü manzaralan" ile bizlen değil, Almanlan bile çileden çıkartacak görünümlerle hayli itici ve tiksindiricı artık. Hacıyağı kokan, ensesi kalın hacı fışfışlann yanında, ellerinde cep telefonlanyla dal gibi, başı örtülü, pardösülü genç kadınlar takımı, yıllar önceki karikatürlere yansıyan tezatlann günümüzdeki acı gerçeği! Mercedeslere kaykılmış caka satar görünümlenyle bunlann önünüzden geçmeleri ise "türban propagandası''nın artık kanıksanan manzaralanndan. Sayılan hızla artan Türk market ve ışyerlerinde de "tslami holding"lerin izleri ise hemen vitrinlere yansıyor zaten. Ve bir süredir bu civardaki din tüccarlarının ve tarikatçılann baskılarıyla artık hiçbir dükkânda Türk şarap, rakı ve içkileri de tLAN T.C. KADIKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN 1999/265 vesayet Mahkememizce verilen 5.5.1999 tarih 1999/265 esas, 1999/259 karar sayılı ilamı ile Sıvas, Merkez, Uluanak Mah, cilt: 0033 kütük: 0069'da nüfusa kayıtlı Mehmet Nazım ve Mevlüde"den olma 1931 doğumlu, Şair Arşi Cad. Hamle Sok. Hamle Apt. No: 17/5 Göztepe-lstanbul adresinde ikamet etmekte olan mahçur Ali Arda M.ICnun 355. mad- desi gereğince vesayet altına alınmış ve kendisine aynı adreste ikamet eden eşi Rabiye Arda vasi tayin edilmiştir. tlan olunur. 12.5.1999 Basın: 21677 satılmıyor? Sattınlmıyor. Sıkıysa satsınlar. Bunu geçenlerde Türk şarabı satın almak ^ — — ^ — isteyen bir Alman arkadaşa çıtlatınca çocukcağız da bu işe şaştı kaldı. Münih'in -Sirkedsi" sayılan bu Türkleşmış caddelerde yürürken her köşeden burnunuza gelen döner kokulan arasında kendinizi bir ahda Yozgat'ta, Konya'da veya ne bileyim Kayseri ya da Orta Anadolu'da bir kasabada sanabilirsiniz? Kulağınıza çarpan bozuk aksanlı Türkçe konuşmalann yanı sıra, dalga dalga arabesk müzik ve dükkân vitrinlennden sokaklara taşan "şeriatçı estetik" sizi orada dört bir yanınızdan apansız yakalayıverir ve şaşkınlığımz iki katına çıkar. Münih'te hafta sonlan, Hauptbahnhof ve civannda işte böyle başlar ve sürer gider. Yan yana uzanan seyahat bürolan. banka şubeleri ile Türk süper marketlerin arasında vitrin camında ^esettür gryim" yazılı küçük ve sevimsiz bir dükkânın varlığına ne dersiniz? Hiç, sadece bir koca hiç? Evet, işte cuma ve cumartesileri Münih merkez gannın etrafindakı bu ünlü ve "Türkçeleşnıiş" curcunalı caddelerde dolaşmak, aşağı yukan Anadolu'yu yaşamak gibidir. Sayılan bir haylı artan ve can sıkan sıkma başlı kara Fatmalar ve Fadimeterin içinde "Mervefeşmeye" özenen gerici, örümcek kafalı genç MUNIH Türk hanımlanna bakıp kafa sallayan ve bu caddelerden geçmemeye özen gösteren Almanlann sayısı da günden güne artıyor artık. Evet Münih artık böyle. Yıllardır dikkatle izlediğim bu caddeler ve mekânlar ise hiç değişmiyor. Ancak merakınızı yenemeyip de dükkânlardan alışveriş etmeye kalkarsanız yandınız. Kasada oturan başı sımsıkı kapah. kara bakışh bir hatunun para üstünü avucunuza birkaç kanş yüksekten vennesi ise "d zinası" olabilir kuşku ve korkusunu taşır. Ve durmadan şaşınrsınız. Ve sakın ha yanılıp da bu dükkânlarda tezgâhlara yaklaşıp "Sizde Türk şarabı bulunur mu?" demeye kalkışmayın. Zira alacağınız yanıt: "Yadah mekruhtur sarmıyoruz" olacaktır. Evet kim ne derse desin, Münih'in ortasında yaşayan bu gericiler de Pasing semtınde yapılan çifte minareli carni kampanyalannı başanyla sürdürdüler ve piyasadan 4 milyon mark topladılar? Meslektaşım pek çok sanat tanhçisi ile mimann şaşırabileceğı gülünçlükte, sanat tanhinde ilk örnek olabilecek bır "abkJe" ile külliyeyi ise geçen hafta hizmete açtılar. Merak edip gidip baktım ve mimar Okta> EROL ÖZKAN Ekinci'nın kulaklannı çmlattım. Almanlann kuşkuyla ızlediği bu törende de ~ " ~ ~ " ^ ^ ~ sıkmabaşlar çember sakallılar ve tarikatçılar yine baş köşedeydiler. Artık Münih'te her yerde karşılaşmaya alıştığımız, kanıksadığımız bu türbanlılar en çok ilericı- aydın Türk kadınlannın sınirine dokunuypr^Çağdaş. Türkiye'hin, ülkemizin ,g buralara lİzanmış kötü görüntüleri, yüz karası bunlar. Alman medyası ise bizi bu "Araplaşnuş" görüntülerle sayfalara ve ekranlara yansıtmaya bayılıyor. Ancak Türkleri seven ve ülkemizi tanıyan Alman dostlar ise bütün bu olup bitenlerden rahatsızlar. ancak sokaktaki gerçekleri nasıl yok edeceksiniz? Amerikan vatandaşı türbanh Merve'nin provakasyonu Alman basmında da yerini aldı. İşte haftalardır Türkiye'yi sarsan "Merve olayı''nın yarattığı sıkıntı ile beraber Münih'teki bu acı gerçekleri adım adım görünce insan inanın kahroluyor. Ve bütün bu gerçeklerden sıynlmak, daha doğrusu sinirlerinizi yatıştırmak için *Möwe'*ye kapak atıyorsunuz bir cuma akşamı. Eski tüfek devrimcilerin, Münih'teki aydınlann ve 68'ülerin buluştağu, bu mum ışıklı ünlü Türk lokalinde iki kadeh atıp kendinizi avutmaktan başka şansınızda yok böylesıne genlim dolu günlerde, uzaklarda. • • • •c r 6 Hotel Nleri " T a t i 1 d e k i e v i n i z " * Tamamen yenilenmiş klimalı odalar. asansor. sauna, havuz. ozel plaı ve deniî akliviteleri * Dinlenmek, başırazı dinlemek, tatili taiil gibi yaşamak için. * Doğa hahkası Öludeniz'de hızmetinizdedir. * Çocuklara. balayına gelenlere. gruplara ve mudavimlerimize özel indirimkr. Internet : www.hotelmeri cotn.tT. E-Mail : hotelmen ©hotelraeri.com.tr. Rez.Tel: 0.252.617 00 01 I.PBX 8 Hat) Fax: 617 00 10 T.C. ANTALYAA BÎRİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Esas: 1998-488 Davacı Celal Aydıner tarafından davalı Cahit Dili- uzun aleyhine açılan tahlıye ve kira alacağı davasının yapılan açık duruşması sırasında: Davalı Cahit Diliuzun adına, Konak Mah. Manavuşak Sok. No: 122 Aksu Antalya adına ve adresine çıkartılan tebligat iade edılmiş, ve C. Savcılığı'na adresinin araş- tınlması için de yazılan yazıya olumlu yanıt ahnamadı- ğından adı geçen davalıya duruşma günü ve dava dilek- çesinın ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiştir. Buna göre: Davalı Cahit Diliuzun'un bildinlen dunış- ma gün ve saatınde bızzat dunışmaya gelmesi, kendisi- ni bir vekille temsil ettirmesi, aksı takdirde dava konu- su yerden tahliyesıne ve 300.375.000 TL'nin davalı Alı Çakar ile bırlikte kendısinden tahsiline karar verileceğı ilanen duruşma günü ve dava dilekçesı tebliğ olunur. 3.5.1999 Basın: 21502
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle