Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 MftYlS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
U.ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİSALI GÜNÜ BAŞLIYOR
Bd dünya prömiyeri yapdacakKattür Servisi - Bu yıl yıne
dünyaıın konuşruğu önemlı ya-
pımla'yer alıyor 11. Uluslara-
rası ttanbul Tiyatro Festiva-
lı'ndt lstanbul Kültür ve Sa-
nat V'ıkfı ılk ortak yapımı 'He-
raklcs Üçlemesi'inı sunarken
•TruMİı Kadınlar' ile birlıkte
ıki dîiıya prömiyeri gerçekleş-
tırile<ek. Her iki oyun da antik
oyunlınn çağdaş uyarlamalan
olaral önemli bir buluşma.
"Dinya tiyatrosunun belli
başlı iraeklerini ülkemize taşı-
mak-, dünyanın önemli yönet-
menltrini, yenilikçi çahşmalan,
kJasiUeri burada sergileyerek
tartış.Tia ortamları varatmak,
Türlv teyircisinu Türk ti> atrosu-
nu vabancı tivatrolarla buluş-
turmakvegiderek ortakyapım-
lara yönelmek ve kapalı kapıla-
n açnak" amacındakı Ulusla-
rarasıîstanbul Tiyatro Festiva-
li. bu yıl uzun sûredir tasarladı-
ğı ilk Drtak yapımı gerçekleşti-
nyor.Tiyatro olimpıyatlannın
başkam ünlü Yunanlı yönetmen
Theodoros Terzopoulos'un son
çalışması olan ve Türk-Yunan
oyunculann sunacağı"Herak-
les" üçlemesiyle İKSV. "sana-
ön birieştiriciliği ve banş yolla-
nıun açıcılığtnın altını çizi>or."
Önümüzdekı yıllarda da sü-
recek bu ortak yapımlann daha
geniş çaplı çahşmalar olacağı-
nı vurguluyor Tiyatro Festiva-
li'nin yönetmeni Dikmen Gü-
rün. "Tiyatro Festivali'nin yurt-
dışında sağlam bir yeri var. Di-
ğer festivaller. sanat kuruluşla-
n, yönetmenler bizimle iş yap-
mak istivorlar. Biz de eibette bu
önerileri değerlendireceğiz. Me-
sela, geçen gûn, Avrupa Tiyatro
Ödülleri'ni otuşturan Taormina
Arte'den birtetefon geldi Ne 2000
yılında bir ortak yapun projesi-
ne kauhp katdmayacağumzı sor-
dular. Taormina Arte'yi oluştu-
ran kuruluşlar; Avrupa Tiyat-
rolar Birligi. Avignon Festivali,
Akdeniz Tiyatro Enstiriisii. l'lus-
lararası Eleştirmenler Birligi.
Cenelde olava sıcak baktığımız
yanıtını \ erdik. • Herakles'in Ja-
ponyafda Tfyâtro OBmpivatia-
rı'na kanlması, ardından Bar-
celona Festivali'ne gitmesi yeni
buluşmalara da kapılan aça-
caktır kanımca."
Türk tiyatrosunu yabancı tı-
yatrolarla buluşturma amacı da
dört yıl önce 'Mezopotamya Üç-
lemesi'nin IKSV aracılıgıyla
Europalia kapsamında gündeme
gelmiş ama projenin düşmesiy-
le gerçekleşememiştı. Bu yıl
üçlemenın son oyunu 'Geyik-
lerveLanetler'in Berlindeya-
pılacak olan Dünya Tiyatrolan
Festivalı'ne, sonra da Zürich ve
Montpellier festivaline katılma-
sıyla gerçekleşıyor.
Artık "çokcaap birfestival oJ-
maya başlayan" ve dünyanın
önde gelen gruplann. Robert
WUson, Robert Lepage, Peter
Brook gibi yönetmenlerin gel-
mek ıstediklerı festival, 11. yı-
lında da La Fura Deb Baus, Düs-
seJdorfcr Schauspielhaus, Attis
Tiyatrosu, Macunaima v e Cent-
re Chroreographique National
de MontpeUier gibi toplulukla-
nn yanı sıra Janusz Wisnieski,
Theodoros Terzopoulos, Antu-
nes Fdho ve Mathilde Monnier
gibi ustalan bir araya getinyor.
Bu yıl yabancı oyunlarınm
sayısınm az olmasının. Avru-
pa'dakı savaş ve ülkemizdeki
terör olaylanndan dolayı iptal-
lerden değil, ülkenin içınde bu-
lunduğu 'ekonomikdarboğaza,
seçim öncesi koşullann da eklen-
mesinden' ka\ naklandığını v ur-
guluyor Dikmen Gürün.
Birbirinden çok farkü
iki 'Faust' yonımu
Johann VVbngang von Goet-
he'nin dogumunun 250. yılı kut-
lamalan nedeniyle 1992 Bar-
celona Olimpiyatlan'nın açılı-
şına katılan Katalan tiyatro top-
luluğu La Fura Dels Baus'un
sunacağı "F(g ust SUrüm 3.0"
adlı oyunla açılıyor.
Dünyanın belli başlı tiyatro-
lannda, festivallerınde Goet-
he'nin "FaustM
u farklı yorum-
larla sahnelenirken. lstanbul Ti-
yatro Festivali'nde izleyiciler,
Salzburg ve Weimar gibi festi-
vallerin konugu olan birbirinden
çok farklı iki oyunu; La Fura
Dels Baus'un web sayfası üze-
rinde farklı ve çarpıcı 'Faust' yo-
rumuyla. Alman topluluk Düs-
seklorHer Schauspieihaus'un sun-
duğu ünlü Polonyalı yönetmen
Janusz Wisniewski'nin 'Fa-
ust'unu kıyaslama olanağı bu-
Iacaklar. Dikmen Gürün'ün vur-
guladığı gibi bu buluşma. "ya-
ratınuı ne denJisınırtanunaz ol-
duğunu, ne denli zengin ve dü-
şünsel att yapı gerektirdiğini ka-
nıtiayacak."
lstanbul Tiyatro Festivali'nin
yanı sıra Weımar. Salzburg.
'Truvalı Kadınlar' - Macunaima Tiyatro Topluluğu, Brezilya. 'HerakJes Üçlemesi' - Yunanistan-Türkiye ortak yapımı.
isımıııı
VE SMJtT
|i1.UlUSLflRARASI
İSTANBUL
TİVATRO FESTİVALİ
• Uluslararası lstanbul Tiyatro Festivali, Attis Tiyatrosu ve
Uluslararası Tiyatro Olimpiyatlan ile birlikte ilk kez bir ortak yapım
gerçekleştiriyor. Festivalde Theodoros Terzopoulos'un yönettiği
'Herakles Üçlemesi'nin dünya prömiyeri gerçekleşecek. Ünlü
yönetmen Antunes Filho, Brezilyalı Macunaima topluluğuyla
'Truvalı Kadınlar'ın dünya prömiyerini tstanbul'da yapacak.
Düssddorfer
Schauspieihaus,
Polonyalı yönetmen
Janusz
Wisniewski'nin
•vanete, mim,
pandomim,
groteskin
kucaklaşbgı'
yorumuyla farklı
bir 'Faust' yonımu
sunacak izleyiciye.
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir
Tıyatrolan,
Başar Sabuncu'nun
çağdaş yorumuyla
Shakespeare'in
ünlü yapıü "Romeo
ve Jüüet'in
prömiyerini
yapacak.
'Faust'- Düsseldorfer Schauspielhaus, Almanya 'Romeo ve Jüliet' - İstanbul Şehir Tıyatrolan
Edinburgh gibi festıvallere ko-
nuk olan La Fura Dels Baus
"F(5 ust Sürüm3.0"le tiyatro sa-
lonlanna ilk kez adım atıyor.
Işık ve ses efektleriyle birlikte
dev ekranlar. garip makinelerin
yaratöğı ortnmda inanılmaz tem-
po yakalayan topluluk, çok güç-
lü bir dil ve teknik kullanıyor.
Seyirciyi de içine çeken vveb
sayfası, bir sanal dünya üzerin-
de oynanan oyunda 'F(a ust Sü-
rüm 3.0'ün yaratıcılan müzik,
sözler ve video, bilgisayarlar
arasında kurduklan ilişkıyi her
alanda sınır tanımazlıkla des-
tekliyorlar. Bugünün dünyasının
farklı gerçekleri bilgi grafîkle-
ri. elektroakustik müzik. dijıtal
sesler. varyete gösterileri. şiddet
ve cinsellik gibi güçlü efektler-
le yansıtılıyör. Arasız 90 daki-
ka süren oyun üç perdeden olu-
şuyor. Birbiri içine geçmiş bu bö-
lümlerde Faust'un sanki lnter-
net aracılıgıyla Gutenberg galak-
sisinden sanal çağımıza doğru
çıktığı yolculuğu adım adım iz-
leyeceğiz.
Festival izleyicisınin daha ön-
cekı yıllarda "Kamaşma" adlı
oyıanuyla anımsayacağı Janusz
VVisniewskL Almanya'dan Düs-
seldorfer Schauspielhaus ile Fa-
ust I ve II yapıtlarını nefeslerı
kesen ıki saatlik 'varyete, mim,
pandomim, groteskin kucaklaş-
Oğı' bir gösteriye dönüştürmüş.
VVisnievvski, 70 kişilik ekibiyle
bugüne kadar festivale konuk
olan en kalabalık topluluk. 44
kişilik oyuncu kadrosunun ya-
nı sıra sahne arkasında42 kişi-
lik ekip de onlann çarpıcı mak-
yajlanndan sorumlu.
tlk ortak yapım ve
dünya prömiyerleri
Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali, Attis Tiyatrosu ve
Uluslararası Tiyatro Olimpiyat-
lan ile birlikte ilk kez bir ortak
yapım gerçekleştiriyor Festi-
valde Theodoros Terzopo-
ulos'un yönettiği Herakles Üç-
lemesi'nin dünya prömiyeri ger-
çekleşecek. Oyun, Tiyatro Olim-
piyatlan "na katılmak üzere Ja-
ponya'ya daha sonra da Barce-
lona Tiyatro Festivali'ne gide-
cek.
Heiner Miiller, Euripides ve
Sofokles'in metinlerinin buluş-
tuğu. geçmişi, bugünü ve gele-
ceği sorgulayan "Herakles Üç-
lemesi" üç ayn oyundan oluşu-
yor. Üç ayn gün oynanacak üç-
lemede Heiner Müller'in "He-
rakles 2 ile 13" metinlerine da-
yanan "Henüdes" adlı ilk oyu-
nu, Attis Tiyatrosu'nun Yunan
oyunculan sunacak. Euripides'in
"Herakles". Sofokles'in "Trak-
hisli Kadınlar" ile Heiner Mül-
ler'in "Herakles 5"metinlerine
dayanan "Iniş" adlı ikinci oyu-
nu Türk oyuncular oynayacak.
Üçlemenin son oyunu "Herak-
tes'in tnisi'' ıse ilk iki oyunun me-
tinlerinden oluşturularak Yunan
ve Türk ovuncularla birlikte oy-
nanıyor. Uçlemede önceki yıl-
larda İstanbul'da Terzopoulos'un
yönettiği atölye çahşmasından
Açılış La Fura Dels Baus 'unfarklı, çarpıcı 'Faust'uyla
Gerçekle sanaldünya iç îçeKültür Servisi - Goethe'nin
"Fansfu anıtsal bir yapıttır.
Bunun nedenlerinden biri,
ûrettiği yazmsal düşüncenin
zenginliği ve derinliği. "Faust'*,
Goethe'nin gençliğınden
itibaren tekrar tekrar kalerne
aldığı ve ancak ölümünden
önce kesin olarak bitirdigi bir
yaşam süresi yapıtı. Sadece
sunduğu düşünsel zenginlik
değil, bu zenginlikten yola
. çıkarak gerçekleştirilen çeşitli
çalışmalar da "Faust"u anıtsal
kılıyor. Bir insan ile şeytani
güçler arasında bir uzlaşmamn
olabilirliği üzerine kurulu Faust
efsanesi bir yandan ilkçağlara
gitmekte, öte yandan bugünün
ötesine geçmektedir.
La Fura Dels Baus'un "F@ ust
Sürüm3.0"ı Goethe'nin Faust 1
ve H'sıni referans olarak alır.
Özgür bir çeviridir. Vurucudur.
Aksiyon üstüne kuruludur. "La
Fura dili'' olarak tanımlanan
sahne dili özelliklerine
uyarlanmıştır. Yapıt, yaklaşık
90 dakikalık bir süreye
indirilmiştir. Bunu
gerçekleştirirken Faust'un
trajedisinin olabildiğince öznel
ve cesur bir yoruma dayah
görselhğiyle örtüşen bir
yaratım süreci yaşanmıştır.
Eklenen yeni bölümlerle
birlikte Goethe'nin
"Faust"unun sanki üçüncü
boyutuymuş gibi, oyuna "Sürüm 3.0"
başlığı uygun görülmüştür. Her koşulda
"F(§; ust Sürüm 3.0"ın özgürlüğü ne
tamamen keyfidir ne de tamamen modern
estetik üzerine kuruludur. Amaç,
Goethe'nin düşüncelerini, Tann'nm,
Mefisto'nun veya Faust'un bilgiye
"F(f( ust Sürüm 3.0'- Katalan tiyatro topluluğu La Fura Dels Baus.
duyduğu açlığın aynı anlama sahip
olamayacağı gunümüz koordinatlan ile
yorumlamaya çalışmaktır.
"F@ust Sürüm 3.0", çağdaş erkeğin ve
kadının duyarlılığmın öyküsünü anlatmak
için çeşitli diller kullanmaktadır. Tiyatro,
müzik, video, nesneler, ışık ve eylem
öyküyü birleştircrek,
parçalayarak, açarak
birbirine geçmiştir. Sahnenin
bir CD-Rom ya da web'in
dev bir ekranı olarak
göründüğü, Mefisto
tarafından yol gösterilen
karakterlerin interaktif bir
biçimde. sürekli açıhp
kapanan alt-ekranlann
sonsuzluğu içinde yolculuk
ettikleri bir konsept üzerinde
çahşılmıştır. Orkestra
orkestrayı yönetmektedir.
Trajik titreşirnlerini
kaybetmeyen bütün
karakterler kasaba ve
şehirlerimizdeki olası
yaşamöykülerine sahip
karakterlerdir. "F@ast
Sürüm 3.0"da Faust, Büyük
Patlama'yla ortaya çıkmış
olan evrenin ıstırap verecek
kadar perişan imgesinin bir
parçasıdır. Mefisto, dinsel
geleneğin şeytani değil,
Faust'un açılımıdır.
lçgüdünün şeytanıdır.
Margaret, kısaca evTensel
kurban, güçsüze karşı
uygulanan her türlü şiddetin
paradigmasıdır.
Oyunda, merkezi olan
izleyicidir. La Fura'nın daha
önceki yapıtlannda
göstennin şiddetiyle taciz
edilen izleyici, artık Faust-
Mefisto hesaplaşmastnı
tiyatrodaki koltuğunda oturarak çözmek
durumundadır. Evlerindeki koltuğa,
televizyona ve sunulmakta olan kanallann
smırsızlığına alışmış izleyiciler, kendi
trajedilerinin ipuçlanna heyecanla
ulaşabilmektedirler. Bu kez, kanal
değiştirme görevini La Fura üstlenecektir.
ve sonradan katılan altı Türk
oyuncu var.
İlk kez Güney Amerikalı
bir topluluk kaülıyor
Bu yıl ilk kez Güney Ameri-
kalı bir topluluk festivale ko-
nuk oluyor. Onlü yönetmen An-
tunes Filho, kurucusu olduğu
Brezilyalı Macunaima toplulu-
ğuyla EuripkJes'in aynı adlı oyu-
nundan esinlenerek bu yüzyılın
başlanna uyarlanmış olan 'Tru-
vah Kadmlar'ının dünya prö-
miyerini tstanbul'da gerçekleş-
tirdikten sonra Tiyatro Olimpi-
yatlan'na katılmak üzere Ja-
ponya'ya gidecek.
Dansta farkh bir boyut
Dans alanında ise Ces Gla-
bert, Ismael Ivo ve Pina Ba-
usch'tan sonra izleyici farklı bir
boyutla, felsefeyle karşılaşacak.
Fransa'dan Centre Choregrap-
hique National de Montpellier
(Montpellier Ulusal Koreogra-
fı Merkezi) Mathilde Monni-
er'nin yeni koreografisiyle ka-
tıhyor "LesLieuxdeLa''(O Yer-
lerden). Çalışmanın müzikleri-
ni üç yıl önce festivale gelen
"ZincireVurulmuş Promete"nin
kompozıtörü Heiner Goebbels,
ışıklan da ünlü tasanmcı Eric
Wurtz yapmış. Şu anda Paris
Theatre de la Ville'de oynayan
topluluk, Istanbul'dan sonra
Avignon 99, Antvverpen. Ade-
laide, Hannover 2000'e katıla-
cak.
Festival kapsamında Mathil-
de Monnier'nin dans felsefesi-
ni açıklayan video gösterisi de
sunulacak.
Yerli o> unlann
prömiyerleri
Son üç yıldır Türk oyunlar-
da proje temelli çalışmalar üze-
rine yoğunlaşan festivalde bu
yıl. lstanbul Büyükşehir Bele-
diyesi Şehir Tiyatrolan. Başar
Sabuncu'nun çağdaş yorumuy-
la, Shakespeare'in ünlü yapıtı
' Romeo ve Jüliet'in prömiyeri-
ni yapacak.
lzmit Büyükşehir Belediye-
si Şehir Tiyatrosu da, çağdaş
Fransız tiyatro edebiyatının en
güçlü yazarlanndan. 41 yaşın-
da ölen Bernard-Marie Kol-
tes'in anarşist ve şiddeti cesur-
ca sorgulayan tavnyla ilginç
'Roberto Zucco' adlı oyununu
Işıl Kasapoğlu'nun yorumuyla
ilk kez tiyatro festivalinde sah-
neleyecek.
Daha önce Antalya Devlet
Tiyatrosu tarafından yine Mus-
tafa Avkıran'ın rejisiyle sahne-
lenen Murathan Mungan'ın
Mezopotamya Üçlemesi'nin
son oyunu 'Geyikler ve Lanet-
ler' bu kez yepyeni yorumla
Ankara Devlet Tiyatrosu yapı-
mı olarak ilk kez tiyatro festi-
valinde sahnelenecek; ardından
Dünya Tiyatrolan Festivali'ne
katılmak üzere Berlin'e gidecek.
Adana Devlet Tiyatrosu, Ay-
şenil Şamhoğlu'nun yönettiği
Friedrich Dürrenmatt' ın vahşi
kapitalızmi irdelediği "V.
Frank" adlı oyunuyla ilk kez
Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali'ne konuk oluyor.
Yönetmen Yücd Erten"in Nâ-
am Hikmet'in Bursa Hapisha-
nesi'ndeki yıllannataşıdığı, ts-
tanbul Devlet Tiyatrosu yapımı
'Ferhad ile Şirin'. ünlü ozanın
yine aynı dönemini kapsayan,
özel yaşamı, yapıtlan, yazış-
malan ve anılanndan yola çıka-
rak Hahık Işık'ın yazdığı, Rüş-
tü Asyalı'nın yönettiği Ekin Ti-
yatrosu'nun sahnelediği 'Has-
ret' ile iki farklı Nâzım yonımu
sunulacak sahnede.
Sezon içersinde Kent Oyun-
culan'nın sahnelediği ve bir an-
lamda Yıldız Kenter'in sahne-
de 50.yılını kutlayan Anton Çe-
hov'un "Maro"sı, konuk Rus
yönetmen Jossef Raikhelga-
ouz'un değişik, çarpıcı ve unu-
tuhnaz yorumuyla festivale ko-
nuk olacak.
Aksanat Prodüksiyon Tiyat-
rosu, Brian Friel'in "Molly S/
Görmeye Dair" adlı oyununu
Işıl Kasapoğlu'nun rejisiyle,
Bilsak Tiyatro Atölyesi de Ni-
hal G. Koldaş ve Ceysu Ko-
çak'ın Arnold Lobel'in yapı-
tından uyarladıklan 'Kurbağa
Öyküleri'ni sunacaklar.
tstanbul Şehir Tiyatrolan, He-
inerMüller'in Anna Seghers'in
'Dağarcığından Işık' öyküsün-
den esinlenerek 'Bir Devrimi
Anmak' altbaşhğı ile yazdığı,
Alman yönetmen Paul Plam-
per'in sahnelediği 'Misyon'la
katılacak festivale.
lstanbul Şehir Tiyatrolan ay-
nca Neşe Erçetin Atakan tasar-
layıp yönettiği. müzik direktör-
lüğünü Seüm Atakan'ın üstlen-
diğı Türk oyunları ve müzikal-
lerini içeren 'Tiyatro Şarkıla-
n' başlıklı geceyi sunacak.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Göz Artfı Edilemeyenlep
Yapı Kredi Yayınları Niyazi Berkes'in Asya Mek-
tuplan'nı yayımladı iki buçuk ay önce. Okuma bi-
len her vatandaşın edinmesi gereken bir kitap.
Profesör Berkes 1958 yılında on altı aylık bir As-
ya yolculuğuna çıkmış Pakistan'dan Japonya'ya
kadar. Bu bir buçuk yıl süresince kardeşi Enver
Berkes'e yazdığı mektuplardan mürekkeb bu ki-
tap. İlk basımı 1976 yılında Çağdaş Yayınları ta-
raifından yapılmış. Şimdi, yirmi üç yıl sonra genç
okurlara yeniden sunuluyor işte.
1988 yılında ölen Niyazi Berkes'ten ne çok şey
öğrendiğimi düşündüm kitabı okurken. Türkiye'de
Çağdaşlaşma; Yüz Soruda Türkiye Iktisat Tarihi;
Arap Dünyasında Islamiyet, MilliyetçilikveSosya-
lizm; Iki Yüz Yıldır Neden Bocalıyoruz; Batıalık, Ulus-
çuluk ve Toplumsal Devrimler, Türk Düşününde Ba-
tı Sorunu; Atatürk ve Devrimleri; Teokrasi ve La-
iklik... Kttaplarını okşarken Türkiyeli aydının cum-
huriyet macerasını görür gibi oluyorum. Asya Mek-
tuplan'nı okumaya (yeniden ve ilk defa) başlarken
birdenbire bu güzel insanlann giderek azaldığı
gerçeği çarptı kafama.
Yıl 1958. Menderes iktidarı. Yazarımız Pakis-
tan'da. Muazzam birgericilikle, yobazlıkla ve aka-
demik angutlukia karşılaşıyor orada. Pozitif bilim-
lerle iştigal eden Müslüman aydınlar bile yüksek
sesle yalan söylüyorlar. Niyazi Berkes, kardeşine
yazdığı bir mektupta harikulade bir gerçekçilik
duygusuyla açıklıyor olup biteni ve gelecek olanı.
"... bana öyle geliyorki, Ingiltere'lerde, Alman-
ya 'larda okumuş profesörlerin o kadarsaçma şey-
ler söytemeleri cahillikten değil, korkudandır. Dû-
şün birkere, eğergünün birinde bu Mendenes dev-
ri gibi başlangıçlara gidilir de bu din 'allame'/eri-
nin kafasındaki kişiler meydanı alırlarsa Türkiye 'de
de böyle şeylerolacak. Takkeli din politikacılan tü-
reyecek. Şeriat devleti lafları başlayacak. Atatûrk-
çülük, laiklik gibi laflar ağıza alınamayacak. Şeri-
atçıların dediklerine aykın laf edenler gâvur, kızıl
komünist olacak. Zaten şimdiden bu gibi kişilere
'sol' denmiyormu? Bizler iki yıl gazetelerde 'sol-
cu profesörter' diye sergilenmedik mi? Bir gün ge-
lecek bütün aydınlar aynı damgayı yiyecekler.
Çünkü biliyorum ki nasıl Pakistan'da sana anlat-
tığım hallerin toplumda kökleri varsa, bizde de
tohumlan vardır. Ve bir gün gelecek bu tohumlar
yeşerecek; Pakistan 'da olduğu gibi aydınlar saç-
malarya da susarsa bu yeşermelerboy verecek."
Niyasi Berkes 1958 yılında yazmış bu satırlan.
Kırk bir yıl sonra okuyoruz ve adamın haklı oldu-
ğunu görüyoruz. Asya Mektuplan çok ama çok de-
ğerli bir kitap. Milliyetçiliğin kötü ve yanlış oldu-
ğunu anlamak isteyenler için, akıntıya karşı yüz-
mek hevesinde olanlar için bir başucu kitabı, ca-
hilliğin imparatorluğuna karşı yazılmış mektuplar.
• • •
Yapı Kredi Yayınlan'nın önümde duran bir kita-
bı da Jacques Prtvert'in ünlü Paroles I Sözler
adlı şiir kitabı. Çevimnen Ortıan Suda çevirmiş bu
yapıtı diyeceğim, amadilim varmıyor. Doksan beş
şiir vardır Prevert'in kitabında, Suda'nın çevirisin-
de bu şiirlerin kırk beşi yok. Sayın Orhan Suda bu
son derece önemli yapıtın yalnızca elli şiirini çe-
virmiş. Kapakta 'seçmeler' filan yazmadığı için
Sözler'i aldığınızı sanıyorsunuz tabiatıyla. Aynca
sayın çevirmenin kitabın başına yazdığı iki önsö-
zün birincisini okurken, daha ilk sayfada bir dip-
not dudak uçuklatıcı bir tavrı göğsünü gere gere
sergiliyor. Şöyle söylüyor sayın çevirmen: "Döne-
minde büyük yankı ııyandıran pek çok şiir bann-
dınyor bu kitap. O gün için çok önemli sayılabi-
lecek, bugünse göz ardı edebileceğimiz kimi şi-
irieri bu kitaba almadık."
Sözler bir şiir kitabı. Bence, yirminci yüzyıl şiiri-
nin doruk noktalanndan biri, ama böyle düşünme-
yenler de olabilir doğallıkla. Birçok aydın okur-ya-
zann hayatında önemli bir yeri vardır bu kitabın.
Bu şiirierle, şarkılaria büyüdük biz. Yves Mon-
tand'ın, Serge Reggiani'nin Prevert plaklannı dü-
şünüyorum. Yirmi beş yıl kadar önce kitabın ne-
redeyse tamamını Londra ve Brüksel'de Ömer
Kırşan'la oturup Türkçeye çevirmiştik. Yayımla-
mak için değil, Prevert sevgimizden dolayı.
Şimdi 1999 yılında çevirmen Suda "Bugün göz
ardı edebileceğimiz kimi şiirieri bu kitaba alma-
dık" diyebiliyor. Göz ardı ettiği şiirler kitabın yarı-
sından fazlası! Elindeki kitap ise modern bir kla-
sik! Yıne dayanacak yeri olmayan bir kendini be-
ğenmişlikle karşı karşıyayız işte. Önce Arditi'nin
hikâyeîeri, şimdi Prevert'in şiirieri. Yapı Kredi Ya-
yınlan birbirinden güzel, birbirinden önemli, deger-
li yapıtlan yayımlayan bir kuruluş. O kuruma ya-
kışmıyor böyle işler, böyle kesintiler. Ne diyelim,
oturup çevirmen Suda'nın göz ardı edebildiği şi-
irieri okudum bu sabah. Sözler'i okuyun yine de,
büyük bir yapıtın yansından azını okuduğunuzu bi-
lerek ve hiçbir şeyi, hele bir Prevert şiirini göz ar-
dı etmeyin lütfen.
Prevert'den duruma uygun bir şiirle kapatalım
Kuşbakışı'nın kepengini. Çeviri Eray Canberk'in.
Bu benim yanlışım I Bu benim yanlışım I bu be-
nim pek büyük yazım yanlışım I Bakın nasıl yaz-
dım I Züraffa.
Boğaziçi Üniversitesi'nde
müzik festivali
• Kültür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Müzik
Kulübü (BÜMK), kuruluşunun 25. yılını bugün
başlayacak olan Müzik Festivali ile kutluyor.
Eczacıbaşf nın ana sponsorluğunda Philips. Staras,
Ulusoy ve Radyo 5'in sponsorluğunda
gerçekleşecek festival kapsamında konser verecek
olan kişi ve gruplann ortak özelliği, daha önce
BÜMK'de çalışmış olmalan. Festival bugün saat
15.00'te BU Mezunlan Derneği'nde verilecek bir
kokteylle başlayacak. Yann saat 19.00'de Murat
Dikmen Salonu'nda Ychorus'un konseri; 18 Mayıs
Sajı günü saat 17.30'da Demir Demirgil Salonu'nda
BÜMK Klasik Müzik Korosu'nun dinletisi ve saat
19.00'da Orta Alan'da Zen grubunun konseri; 19
Mayıs Çarşamba günü saat 13.00'te Taş Oda
konserleri, saat saat 18.00'de Orta Alan'da
Kesmeşeker grubunun konseri ve 19.30'da Patron
Band'ın konseriyle sürecek olan festivalde 20 Mayıs
Perşembe günü saat 19.00'da Murat Dikmen
Salonu'nda BÜMK Rock Korosu dinleyicilerle
buluşacak. 21 Mayıs Cuma günü saat 19.00'da aynı
salonda gerçekleşecek Audio Fact'in konserinin
ardından saat 21.00'de Orta Alan'da sinevizyon
gösterimi yapılacak. Müzik Festivali, 22 Mayıs
Cumartesi günü saat 20.00'de öğrenci otoparkında
Teoman'm vereceği konserle sona erecek.