Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1999 PAZARTESİ
HABERLER
'Göktepe
Gazetecilik
Odüllerr
• İstanbul Haber Servisi -
Bu >ıl ikincısı düzenlenen
"Metin Göktepe
Gazetecilik Ödülleri",
haber dalında Mıllıyet
gazetesinden Nedim
Şener'e, fotoğraf dalında
ise Hürriyet gazetesinden
Ümit Kazan'a verildi.
Metin Göktepe Ödül
Komitesi'nce yapılan
açıklamaya göre, Fikret
llkiz. Ze>Tiep Atikkan,
Celal Başlangıç, Yalçın
Bayer. İpek Çalışlar. Ragıp
Duran, Doç. Dr. Sevda
Alankuş Kural ve Fatih
Polat'tan oluşan juri, Musa
Ağacik ve N'evin Cerav'ı
jüri özel ödülüne layık
gördü.
UPing
Ankana'da
• lstanbul Haber Senisi -
TBMM Başkanı Hıkmet
Çetin'in resmı konuğu
olarak Türkiye'ye gelen
Çin Halk Cumhuriyeti
Ulusal Halk Kongresi
Başkanı Li Ping ve
beraberindeki
parlamenterler. özel bır
uçakla Ankara'ya gittiler.
tstanbul'da bulunduklan
sürede kentin tarihi,
turistik yerlerini gezen ve
Dış Ekonomik tlışkiler
Kurulu (DlEK) üyelenyle
bir araya gelen Ping ve
beraberindeki
parlamenterler. Ankara'da
resmi temaslarda
bulunacaklar.
İşçilerden
Ecevife rapor
• KAYSERİ (AA) -
Kayseri'de işçi temsilcileri,
Başbakan Bülent Ecevit'e
sunduklan 5 ayn raporda.
somnlanna çözüm
bulunmasını istediler.
Türk-lş tl Temsilcisı Tahır
Horoz, Yol-lş 1 No'lu
Şube Başkanı Adem
Özokutan. Tes-tş Şube
Başkanı Mustafa Gider ve
Belediye-tş Şube Başkanı
Bekir Aydoğar tarafindan
hazırlanan 5 ayn raporda.
SSK ve SSK liastanesi.
özelleştirme, kamu
personeli istihdamı ile
tekstıl konulanna yer
verildi. İşçi temsilcileri.
SSK Kayseri Bölge
Hastanesi'nin yetersiz
kaldığını belirterek.
Erciyes Cniversitesı
yanındaki SSK
Hastanesi'ne ait arsada
inşaat çalışmalannın
başlatılmasını istediler.
Sol Güçbirliği
şöleni
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sol Güçbirliği
tarafindan dün Sincan'da
düzenlenen şölende
konuşan Sol Güçbirliği'nin
Ankara milletvekilı adayı
avukat Ceyhan Mumcu.
soldaki bütünleşmenin bir
gün mutlaka
gerçekleşeceğinı
kaydederek "Ancak bu
birleşme niceliksel değil,
niteliksel, kaliteli \e
programlı olmalıdır" dedi.
İşçi Partisi'nin (İP)
öncülüğünde ünlü Kudüs
Gecesi'nin yapıldığı
Belediye Kültür
Sarayı'nda yapılan şölene
yüzlerce yurttaş katıldı.
Taşıdığı bomba
patladı
• TUNCELİ(AA)-
Tunceli'de. zaman ayarlı
bomba taşıyan terörist.
meydana gelen patlamada
parçalanarak öldü. Erdemli
mahallesi Marçik
mevkiinde gece yansı
meydana gelen olayda,
Cenan Akgün'ün üzerinde
taşıdığı zaman ayarlı
bomba patladı. Yetkililer,
bombanın patlamasıyla
Cenan Akgün'ün (27)
belden aşağısınm
parçalandığını. olayın geç
saatte meydana gelmesi
nedeniyle ölen ya da
yaralanan olmadığını
bildirdiler. Yapılan
araştırmada. Akgün'ün,
Tunceli Belediyesi'nde
kaloriferci olarak çalıştığı
belirlendi.
Valiler toplantısı
• TRABZON
(Cumhuriyet) - Karadeniz
Bölgesi'ndeki illerin
valilerinın katılacağı
"Valiler Bölge Toplantısı"
Trabzon'da yapılacak.
Zorlu Grand Otel'de
yapılacak toplantıya.
Içişleri Bakanı Cahit Bayar
başkanlık edecek.
Prof. Tolga Yarman: Büyük şehirlerin yoksul kesiminde din öne çıkıyor
Merkezde ANAR, varoşta FPÎPEKYEZDANİ
Galatasaray \e Işık üniversiteleri
öğretim üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman,
büyük şehirlere en önce gelip yerleşen
üst gelir gruplannın ANAP'ın. en son
göç eden ve kentlenn kenarlannda
yaşayan alt gelir gruplannın ise FP'nin
tabanını oluşturduğunu belirledi.
Yarman, büyük şehirlerde denize yakın
semtlerde ANAP ve DYP'nin, denizden
en uzak sonradan oluşmuş semtlerde ise
FP'nin çoğunlukla taban bulduğunu
ortaya koydu. Prof. Yarman. Türkiye'de
siyasi partileri 'sağ- sol' diye
tanımlamanın çok yetersiz olduğunu
belırttı. Yarman, bu
çerçev ede yaptığı
araştırmayla.
ülkemizdeki siyasi
yapılanmanın 'insan
hareketleri ve göç
olgusundan
kaynaklandjğuıT
kanıtladı.
Prof. Dr. Tolga Yarman,
Devlet İstatistik
Enstitüsü'nün (DİE)
1995 genel seçimi
verilerini baz alarak
gerçekleştırdıği
araştırmada, seçmen
kitlelerinin
'yerieşikleşıniş kentliler,
göçerier ve göçmenler'
olarak aynştığını
belirledi. ANAP'ın.
yerleşiklerin; FP'nin ise
göçerlerin partisi
olduğunu belirten
Yarman, FP'nin oy
oranının yükseldiği
yerlerde ANAP'ın oy
oranının düştüğünü,
ANAP'ın oy oranının
yükseldiği yerlerde ise
FP'nin oy oranının
düştüğünü kaydetti.
Türkiye'de toplumun
Batı'daki gibi sadece
'emek ve sermaye' olarak
aynşmadığını, çok farklı
ınsan dinamiklerine sahip
olduğunu belirten
Yarman, Türkiye'de gelir
gruplanna göre çok
katmanlı bir siyasi
aynşma olduğunu
vurguladı.
Böylesi bir aynşmanın
çok farkh siyasi partilen
beslediğiriî ıTade eden ^ ;„
Yarman, Türkiye'de "; •
siyasi yapılanmanın buradan kök
saldığını ıleri sürdü. Araştırmanın
sonunda 'siyasetçilerin Türkiye'yi
genellikle tanımadıklannın ve nabza
göre şerbet vermekle yetindiklerinin'
ortaya çıktığını belirten Yarman,
"Her şeye rağmen paravan
söylemlerle yürütülen, olaylann ve
haikın gıyabında pi>ango rürü bir üst
Rrof. Yarman'a
göre, büyük kentlere
önce gelip yerleşen
üst gelir gruplannın
ANAP'ın, en son göç
eden ve kentlenn
kenarlannda yaşayan
alt gelir gruplannın
ise FP'nin tabanını
oluşturduğunu
söyledi.
- 5 0 Doğrusallaştınlmş oy yüzdeten
-40
- 3 0 " - -
-20
-10
-0
Beykoz
-40
-35
-30
-25
-20
-15
-10
- 5
n
Doğaısallaftınlmış oy yuzdelen
Kartal
" ™ " • •
1. Bölge , 2 Bölge , 3. Bölge
- - _
RP
- - - ANAP
^ — D S P
CHP
MDYP
MHP
4 Bölge
1 3 0
Doğnjsallaştjnlmf oy yuzdelen - 1 0 0 Doğrusallaştınlmif oy yuzdelen
-80
-20
- 0
PM. rof. Yarman, büyük şehirlerde denize
yakın semtlerde ANAP ve DYP'nin,
denizden en uzak, sonradan oluşmuş
semtlerde ise FP'nin taban bulduğunu
savunarak, seçmen kitlelerinin siyasi parti
tercihlerinin 'kentlere önce veya sonra göç
etmelerine göre' değiştiğini söyledi.
Prof. Yarman, Türkiye'de siyasi partileri
'sağ-sol' diye tanımlamanın çok yetersiz
olduğunu belirtti.
siyaset çarkını iztiyonız" dedi.
Yarman. bütün bunlara karşın kentlerde
kıyı koridorunun denize yakın
semtlerinde oturan yerleşiklerin
ANAP'a yöneldiklerini. kıyıdan
içerilere dogru semtlerdeki seçmenlerin,
kademe kademe DYP, DSP ve CHP'ye
yöneldiklerini anlattı. Yarman, kıyıdan
en uzaktaki varoşlarda oturanlann ise
FP'nin tabanını oluşturduğunu, çizdiği
-RP
- - - ANAP
•DSP
Tuzla
siyasi hantalarla ortaya koydu. Prof. Dr.
Tolga Yarman, söz konusu tablonun
ülkemizin tüm kıyı koridoru ve
Ankara, Kocaeli gibi ana yerleşim
merkezleri için aynen geçerli olduğunu
ifade etti. ANAP'a. kente en önce gelip
yerleşen üst gelir gruplannın oy
verdiğini belirten Yarman, "Bir kapıcı
da ANAP'a oy verebflir, ancak o mutlaka
üst gelir gruplannın yapdanmasının
içinde yer alan bir kapıcıdır" dedi.
Yarman. esnaf ve çiftçi örgütlenmesi
nedeniyle kıyı koridorundan çarşı
içlerine gelindiğinde ve kırsal kesim
merkezlerinde oturanlann çoğunlukla
DYP'nin tabanını oluşturduğunu
belirterek, DYP'nin,
önceki yapılanması itibanyla 'en varsıl
kesimlerin ve büyük sermayenin
boyunduruğuna girmemeye direnen
küçük işletme sahiplerinin siyasi
örgütlenmesi' olduğunu söyledi.
Yarman, büyük şehirlere daha çok
Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan gelip
yerleşmiş ve kentleşmeye doğululara
oranla daha ileri evrelerden başlayan
kitlelerin DSP'nin
tabanını oluşturduğunu
savundu. Yarman, bunun
nedeninin bu kitlelerin
doğulularla aynı kentsel
yaşam alanlannda
sosyal ve kültürel
uyuşmazlık göstererek
aynşması olduğunu
söyledi.
Yarman. CHP'nin
tabanını ise önemli
ölçüde sonradan göç
edenler ile düşük gelir
gruplanndaki Alevilerin
oluşturduğunu öne
sürdü. Önceden
SHP'nin tabanını
oluşturan kent
varoşlannda zorlu bir
yaşam mücadelesi veren
kitlelerin şimdi önemli
ölçüde FP'nin
tabanını oluşturduğuna
dikkat çeken Yarman,
"Kent varoşlanna
yıgılmış, zalim bir
hayata karşı ayakta
kalmaya çalışan,
SHP'nin kucaklamada
başanh olanıadığı
kesimler RP'ye
kaydı"görüşünü
savundu.
Yarman, kıyı
koridorundan kent geri
planlanna gidildikçe,
özellikle, Doğu ve
Güneydoğu
bölgelerinden
gelmiş, kentlerde
tutunmaya uğraşan
'goçerler'in, en önce
SHP'nin ve CHP'nin,
sonunda ise çoğunlukla
• • • FP'nin tabanını
oluşturduğunu vurguladı.
Yarman, kentlere en son göç edenler
arasında, köylerinın yanması. terör gibi
nedenlerle göç etmek zorunda kalmış
doğululann önemli bir ölçüde
HADEP'e oy verdiğini belirtti. Yarman,
doğudan gelenlerle kentteki yaşam
alanlannı paylaşmaya tepki veren
yoksul kentlilerin ise MHP'nin tabanını
oluşturduğunu söyledi.
DenaeuzaMık
Seçim karam adaleti gecîktirdiANKARA (ANKA) - Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin 9 ay
öncesinden seçım karan alması,
her alanda olduğu gibi adaleti de
vurdu.
Adalet Bakanlığı'nca üzerin-
de çalışılanlar, Meclis'te komis-
yonda ve genel kurulda görüşül-
meyi bekleyenler de dahil olrnak
üzere 37 kanun tasansı 'gün yü-
zü görmek için' sıralannı bekli-
yorîar.
Yargının önünün açılması için
hazırlanan kanun tasanlannın
hiçbiri Meclis'ten vize alamaz-
ken. 23'ü TBMM'de olmak üze-
re toplam 37 tasan da kanunlaş-
mayı bekliyor. Çalışmalar ara-
sında, 'Kişisel Verilerin Korun-
ması, Yurttaş Sözcülüğü, Çekle
Ödemelerin Düzenlenmesi,
TCK, Avukathk Kanunu'nda
Degişiklik Yapüması. Bazı Ör-
gütlü Suçlarla Mücadele ve Türk
Medeni Kanunu' gibi önemli ta-
sanlar da bulunuyor.
Adalet Bakanhğı 7 kanun ta-
sansı üzerinde çahşmalannı sür-
dürürken, Kişisel Verilerin Ko-
runması Kanunu Tasansı, Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu
Tasansı, Yurttaş Sözcülüğü Ka-
nunu Tasansı ve Borçlar Kanu-
nu Tasansı gibi önemli konular
da komisyonun gündeminde bu-
lunuyor.
Özellikle asliye ceza mahke-
melerinin çahşmalannı engelle-
yen çekle ilgili suçlar için hazır-
lanmış olan Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamille-
rinin Korunması Hakkında Ka-
nun'da Degişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı'nın da ara-
sında bulunduğu 3 tasan da 54.
hükümetın Bakanlar Kurulu
gündeminde iken bir türlü TB-
MM "ye sevk edilemedi.
TBMM komisyonlannda top-
lam 11 kanun tasansı da genel
kurula sevk edilmeyi beklerken,
özellikle Türk Ceza Kanunu Ta-
sansı, Avukathk Kanunu'nda
Değışiklık Yapılmasına Dair Ka-
nun Tasansı, Bazı Örgütlü Suç-
larla Mücadele Kanunu Tasansı
ve Türk Medeni Kanunu Tasan-
sı'nın önemine dikkat çekiliyor.
Meclis genel kurulunda ise top-
lam 12 kanun tasansı gündem-
deki yerlerini bekliyor. Bu tasa-
nlar arasında Hâkimler ve Sav-
cılar Yüksek Kurulu Kanu-
nu'nda Degişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı, Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş ve Gö-
revleri Hakkında Kanun Tasan-
sı ile İcra ve Iflas Kanunu'nda
Degişiklik Yapılmasına Dair Ka-
nun Tasansı da bulunuyor.
BİZBİZE,
ERDAL ATABEK
Sınav Öncesi (I):
Özgüven Sorunu...
Üniversite sınavlarının öncesinde iki konu gün-
deme yerieşti: Dışarda Balkanlar'daki savaş, içer-
de seçim. Bu arada üniversite giriş sınavlannın he-
yecanını çeken bir milyondan fazla ögrenciyle aile-
leri için öncelikli bir konu da "üniversiteye giriş sı-
navlan". Bu sınavlan belirleyen etkenlerden birisi de
sınav öncesinde ve sınav sırasında gösterilecek et-
kin davranış!.. Kendine güvenini koruyan, beklen-
tilerini dengeleyen, meslek seçimini bilinçle yapa-
bilen ve heyecanlarını kontrol edebilen ögrencile-
rin başarı oranlarını arttırdığı bilinen bir gerçek.
Önemli olan, bunlann nasıl yapılabileceğini bilmek
ve yapabilmek.
Bu haftaelealacağımız "özgüven sorunu"^ sade-
ce bu sınav için değil, hayatımızın her adımı için
önemli bir konu. "özgüvenliya da özgüvensizkişi-
lik" hayattaki başanmızın kanadı ya da engeli ola-
cak kadar önem taşıyor.
Ama "özgüven nasıl kazanılır?"
Özgüvenin temelı "taşıdığımız değerier"d\r. Taşı-
dığımız değerlerin bizde gerçek bir değer oluştur-
masının yolu da "bu değerieri bizım kazanmış ol-
mamız"d\r. Eğer taşıdığımız değerler bize en yâkın-
lanmız da olsa başkalan tarafindan verilmişse biz-
de gerçek bir özgüven oluşturmaz. Onun için de
"değer kavramı" küttürden kültüre, çağdan çağa,
toplumdan topluma değiştiği halde "kendi kazan-
dığımız değerlerin oluşturduğu özgüven değiş-
meyen bir özellık taşır.
Onun için deçocukyetiştirmenintemel kuralı, on-
lan bizim değerii saymamız değildır, onlan kendi ka-
zanacaklan değerlerin bilinciyieyetiştirmektir. O ne-
denle de, yapabileceği her şey çocuğa öğretilme-
li; çocuğu kendi yaptıklanyla kazanacağı değerte
oluşan özgüvenle güçlendirmeliyiz. Bu temel kural,
gençler için de, erişkinler için de geçerlidir.
öğrenci de bugün geldiği noktaya kendi çaba-
sıyla gelmişse özgüveni yüksek olacaktır, zorla ve
zoraki gelmişse özgüveni yüksek olmayacaktır.
özgüvenin önemli bir etkeni de "haklı olduğuna
inanmak"t\r. Haklı olduğuna inanan kişi özgüveni
yüksek kişidir. "Haklı olduğu duygusu" öylesine iti-
ci bir güç oluşturur ki pek çok engel bu güçle aşı-
labilir. Onun için de "sınavı kazanmasının kendi hak-
kı olduğuna inanan" bir öğrenci daha başanlı ola-
caktır. Elbette böyle bir duygunun oluşması için de
"başanyı haketme" çabasının varlığı gerekir.
Özgüvenin bir başka etkeni "yarariı bir iş yaptı-
ğını bilmek"\\r. Insanlar gösterdikleri çabalarla "ya-
rartt bir iş yaptıklannı bilirierse" o işi yapma istek-
leri çoğalır, çaba harcamalan için güçlü bir itki du-
yarlar. O bakımdan da öğrencilere "yarariı biramaç
için çalıştıklan bilinci" verilmelidir. Bu bilinci alama-
yan öğrencilerin özgüvenleri de düşük olacaktır.
Özgüveni besleyen önemli bir kaynak "yapılma-
sı gerekeni bütün gücüyle yaptığına inanmak"t\r.
Geçirilen süreç içinde yapması gerekenleri yaptığı-
na inanan kişiler, özgüvenleri yüksek olarak "içleri
rarjaf'olacaklardır. Başannın bütün etkenleri etbet-
te salt kişilerin yaptıklarına bağlı olmayacaktır. Ote-
ki faktörler de az ya da çok başan üzerinde etki ya-
parlar, ancak kişinin "elinden geleniyaptığı duygu-
su" öteki faktörler üzerinde de olumlu değişmeler
yapabilir. örneğin, sınava giderken karşılaşılan tra-
fık aksamalan bile "huzursuz" ve "huzurlu"kişiler
üzerinde farklı etkiler yapacaktır.
Özgüven, hedefe ulaşmayı istemek, bu yolda
güçlü bir itki duymak, bütün süreç boyunca gös-
terilen iradeye sahip olmak gibi etkenlerie yakın-
dan ilgilidir. Bu da seçilen hedefin "istenme dere-
cesi" ile bağlantılıdır. Istek-itki-irade üçlüsü hare-
ket gücümüzü belirtir, bu da özgüvenimizin ekse-
nidir.
özgüven, güç kazanmakla artar, güç yitirmekle
azalır. Daha önceki başanlanmız bize güven verir,
başansızlıklarımız ise güvensizlik. Bu durumu da
dikkate almalıyız. Her yeni durum, eskilerine ben-
zemeyen yeni koşullardemektir. Etki altında kalma-
mayı başarmalıyız.
Eğer istediğimiz başan bize 'haz' verecekse, öz-
güvenimiz de yüksek olur. Yok, ulaşacağımız nok-
ta bizi çok ilgilendirmıyorsa özgüvenimiz de o nok-
taya yoğunlaşmaz.
"Yanlış ve yapay özgüveni" de hiç unutmayalım.
Yanlış olarak beslenmiş, şişirilmiş egolann aşın gü-
venli davranışlan yanıltıcı olabilir. Böyle şişirilmiş
egolann özgüven gösterileri gerçek güçlükler kar-
şısında paniğe yol açar ve sahibine bir şey kazan-
dırmaz.
Özgüven, başannın gerçek bir anahtandır.
HAFTAYA: BEKLENTİLER...
Bugün Avukatlar Günü; iktidarlann üvey evlat olarak gördüğü avukatların yasa tasansı Meclis 'te bekliyor
Savunmanın en önemli sorunu can güvenliği
BERTAN AĞANOĞLU
lstanbul Barosu'nun kuruluşunun 121. yıldö-
nümü ve "5NisanAvukatiarGünü" bugün kut-
lanıyor. Siyasi iktidarlann "üvey evlat" yerine
koyduğu yargının. savunma ayağını üstlenen
avukatlar. bugünü yine sorunlanyla kutlayacak.
Avukatların özlük haklannı da içeren ve ba-
zı sorunlannı çözüme kavuşturması beklenen
"Avukathk Meslek Yasa Tasansı" yıllardır
TBMM'de bekliyor. Avukatların yargı sistemin-
den kaynaklanan sorunlan bir türlü giderilmi-
yor. Istanbul'da avukathk yapan hukukçular en
büyük sorunlannın "zaman" olduğunu belirte-
rek adaletin 30'u aşkm adliye binasında dağı-
tıldığına dikkat çekiyorlar. Istanbul'da 13 bini
aşkın hukukçu. adlıyeler arasında "koşuşturu-
yor". Iş yükü ağır olan mahkemelerdekı duruş-
malann zamanında başlamaması nedeniyle
avukatlar adliye koridorlannda saatlerce bekle-
mek zorunda kalıyor. Avukatlar zaman harca-
manın yanı sıra gelir kaybma da uğnıyor.
Adliye binalannm elverişsiz olması mahke-
meler kadar avukatlan da etkiliyor. lstanbul
DGM'de ise avukatlar gazetecilerle aynı odayı
paylaşıyorlar. Yargının ağır işlemesi avukatla-
nn müvekkilleriyle ilişkilerini de olumsuz et-
kiliyor. A\"ukatlann önemli sorunlanndan biri-
sini de "can güvenliği'' oluşturuyor. Avukatlar
karşı tarafta yer alan sanık ya da mağdur yakın-
lan tarafindan saldınya uğruyor, tehdit ediliyor.
Özellikle "yasadLşı örgüt üyesi" olduklan iddi-
asıyla yargılanan kışıleri savunan avukatlar sık
sık tacize uğruyor, tehditler alıyor, bürolan po-
lis tarafindan basıhyor.
Hukuk fakültelerinden mezun olan genç avu-
katlar ise maddı sorunlar yaşıyor, çoğu genç
a\-ukat büro dahı açamıyor. Avukatlann çoğu
mesleklerinin saygınlığını yitirdiğini dü-
şünüyor.
lstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nca 5 Nisan
Avukatiar Günü nedeniyle yapılan yazılı açık-
lamada, bugün aynı zamanda lstanbul Baro-
su'nun 121. Kuruluş yıldönümü olduğu anım-
satılarak. Baro hukuk mücadelesinde 35 yıh ge-
ride bırakmış meslektaşlan için "omır" günü
düzenliyor. Baronun açıklaması şöyle:
Savunma - Avukat Neden?
5 Nisan Avukatlar Günü.
Aynı gün lstanbul Barosu'nun 121. Kuruluş
yıldönümü. Bu günde lstanbul Barosu hukuk
mücadelesinde 35 yıh geride bırakmış avukat-
lann onuruna "onar'' günü düzenliyor.
35 yıl yüzlerce yılhk avukatlık tarihinde çok
kısa bir dönemdir. Ancak avukathk tarihi de, her
avukat için neredeyse tüm yaşam olan 35 yılla-
nn mücadeleleri üzerinde yükseliyor.
Avukatlar, "Biz hiçbir zaman köte kullanma-
chk, hiçbir zaman köle ohnadık" derken kendi
yaşamlannı anlatmazlar: bir tarihi, avukathk ta-
rihini özetlerler. Tarih mücadelelerin ürünüdür.
Avukathk tarihi de savunmanın yargının örgüt-
lenmesinde temel bir kurum olarak yer alması
için verilen mücadeleler sürecidir.
Neffen Savunma? Çünkü savunma hal-
kın haklannın. özgürlüklerinin yargı içinde
odaklaştığı. anlam kazandığı en temel kurumdur.
Yargılama sonuçta hüküm kurulan bir süreç-
tir. Bu süreç, örneğin anayasamızın 9. maddesi-
ne göre "TürkmiDeti'' adma mahkemelerce yü-
rütülür. Haikın kendi adma yürütülen yargılama
sürecine katılarak sonuçta verilecek kararda söz
sahibi olabilmesı en doğal hakkıdır, tüm hak ve
özgürlüklerinin güvencesidir. Işte savunma da
haikın yargılama sürecine katıhmı yolunu açan
yargıdaki en önemli kurumdur. Savunmanın ku-
rum olarak yer almadığı yargı demokratik ola-
maz, bağımsız olamaz, böyle bir yargıdan ada-
lete ulaşılması beklenemez. Akıldan çıkartma-
yalım, savunma yargıda kurum olarak örgütlen-
memişse adil yargılama koşullan sağlanamaz,
hukukun yaratılması yollan tıkanu-, halk hakla-
nyla, özgürlükleriyle yargıdan dışlanır.
Neden aVUkat? Çünkü tanhsel gelışım
içinde savunmayı temsil işlevini avukat üstlen-
miştir. Yargıda, nasıl "hüküm'' kurumunu yar-
gıç, "kMia'' kurumunusavcı temsil ediyorsa "sa-
vunma" kurumunu da avukat temsil eder.
Yani avukat yargılama sürecine haikın kaulı-
mını sağlayan önemli unsurlardan biridir. Avu-
kat bu süreçte tüm bilgi, yetenek ve deneyimiy-
le etkinlik sağlayarak adil yargılama zeminini
oluşturur, hukukun evrensel boyutlarda yaratıl-
masının yohınu açar. Avukatın yargılama süre-
cindeki faaliyeti bağımsız, demokratik yargının
işleyişinde en etkin unsurdur.
Bu nedenle, avukathk tarihini belirleyen mü-
cadelelerin bir başka eksenini de avukatın savun-
mayı, dolayısıyla haikın hak arama özgürlüğü-
nü yargıda temsil edebilmesi için gerekli olmaz-
sa olmaz haklann alınması mücadelesi oiuştu-
ragelmiştir. özetle kurum olarak savunma ve
yargılama sürecinde savunmayı temsil eden avu-
kat, bağımsız yargının üzerinde yükseldiği en te-
mel unsurdur.
Yargıyı güdümlü hale getirmek, teslim aknak
isteyen siyasi iktidarlar için en radikal çözüm sa-
vunmayı yargıdan çıkartmak ve savunmayı tem-
sil eden avukatı çökertmektir. Bu radikal çözü-
mün yürüıiüğe konulmasında ilk adım her za-
man avukatın savunmayı temsil işlevini bilinç-
lerden sildirecek, a\r
ukatı müvekkiliyle özdeş-
leştirecek "kfeolojik'' ortamı yaratmak olmuştur.
Haciz işleminde hazır bulunan alacaklı avuka-
tım vuran borçlu, duruşma kapısında karşı taraf
avukatma saldıran davacı ya da davalı, sanık
avukatma şiddet kullanan mağdur yakını haber-
leri manşetten abartılarak verilir.
Bazı başsavcılar. savcılar hatta bazı yargıçlar
avukatı sanıkla ilgili deliîleri yok etme amacıy-
la sanığın sorgusuna katılmak isteyen kişi ola-
rak görürler ve bu yönde karar ahnmasını ister-
ler. Avukatla müvekkilinin ideolojisi ve üyesi
olduğu iddia edilen örgütü arasında ilişki kurma
gerekçesiyle bürosu aranır. evraklanna el konu-
lur, cezaevine müvekkiliyle görüşmeye giden
avukata çoğu kez tutuklu veya hükümlünün iş-
birlikçisi gözüyle bakılır, en aşağılayıcı işlem-
lere maruz buakılır. Bunlar sadece birkaç ör-
nek. Zor koşullarda hukuk mücadelesi vererek
bugünün avukatlık tarihini yazan tüm avukatla-
n 5 Nisan Avukatlar Günü'nde selamlıyoruz.