19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1999 PAZARTESİ HABERLER 'Göktepe Gazetecilik Odüllerr • İstanbul Haber Servisi - Bu >ıl ikincısı düzenlenen "Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri", haber dalında Mıllıyet gazetesinden Nedim Şener'e, fotoğraf dalında ise Hürriyet gazetesinden Ümit Kazan'a verildi. Metin Göktepe Ödül Komitesi'nce yapılan açıklamaya göre, Fikret llkiz. Ze>Tiep Atikkan, Celal Başlangıç, Yalçın Bayer. İpek Çalışlar. Ragıp Duran, Doç. Dr. Sevda Alankuş Kural ve Fatih Polat'tan oluşan juri, Musa Ağacik ve N'evin Cerav'ı jüri özel ödülüne layık gördü. UPing Ankana'da • lstanbul Haber Senisi - TBMM Başkanı Hıkmet Çetin'in resmı konuğu olarak Türkiye'ye gelen Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkanı Li Ping ve beraberindeki parlamenterler. özel bır uçakla Ankara'ya gittiler. tstanbul'da bulunduklan sürede kentin tarihi, turistik yerlerini gezen ve Dış Ekonomik tlışkiler Kurulu (DlEK) üyelenyle bir araya gelen Ping ve beraberindeki parlamenterler. Ankara'da resmi temaslarda bulunacaklar. İşçilerden Ecevife rapor • KAYSERİ (AA) - Kayseri'de işçi temsilcileri, Başbakan Bülent Ecevit'e sunduklan 5 ayn raporda. somnlanna çözüm bulunmasını istediler. Türk-lş tl Temsilcisı Tahır Horoz, Yol-lş 1 No'lu Şube Başkanı Adem Özokutan. Tes-tş Şube Başkanı Mustafa Gider ve Belediye-tş Şube Başkanı Bekir Aydoğar tarafindan hazırlanan 5 ayn raporda. SSK ve SSK liastanesi. özelleştirme, kamu personeli istihdamı ile tekstıl konulanna yer verildi. İşçi temsilcileri. SSK Kayseri Bölge Hastanesi'nin yetersiz kaldığını belirterek. Erciyes Cniversitesı yanındaki SSK Hastanesi'ne ait arsada inşaat çalışmalannın başlatılmasını istediler. Sol Güçbirliği şöleni • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sol Güçbirliği tarafindan dün Sincan'da düzenlenen şölende konuşan Sol Güçbirliği'nin Ankara milletvekilı adayı avukat Ceyhan Mumcu. soldaki bütünleşmenin bir gün mutlaka gerçekleşeceğinı kaydederek "Ancak bu birleşme niceliksel değil, niteliksel, kaliteli \e programlı olmalıdır" dedi. İşçi Partisi'nin (İP) öncülüğünde ünlü Kudüs Gecesi'nin yapıldığı Belediye Kültür Sarayı'nda yapılan şölene yüzlerce yurttaş katıldı. Taşıdığı bomba patladı • TUNCELİ(AA)- Tunceli'de. zaman ayarlı bomba taşıyan terörist. meydana gelen patlamada parçalanarak öldü. Erdemli mahallesi Marçik mevkiinde gece yansı meydana gelen olayda, Cenan Akgün'ün üzerinde taşıdığı zaman ayarlı bomba patladı. Yetkililer, bombanın patlamasıyla Cenan Akgün'ün (27) belden aşağısınm parçalandığını. olayın geç saatte meydana gelmesi nedeniyle ölen ya da yaralanan olmadığını bildirdiler. Yapılan araştırmada. Akgün'ün, Tunceli Belediyesi'nde kaloriferci olarak çalıştığı belirlendi. Valiler toplantısı • TRABZON (Cumhuriyet) - Karadeniz Bölgesi'ndeki illerin valilerinın katılacağı "Valiler Bölge Toplantısı" Trabzon'da yapılacak. Zorlu Grand Otel'de yapılacak toplantıya. Içişleri Bakanı Cahit Bayar başkanlık edecek. Prof. Tolga Yarman: Büyük şehirlerin yoksul kesiminde din öne çıkıyor Merkezde ANAR, varoşta FPÎPEKYEZDANİ Galatasaray \e Işık üniversiteleri öğretim üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, büyük şehirlere en önce gelip yerleşen üst gelir gruplannın ANAP'ın. en son göç eden ve kentlenn kenarlannda yaşayan alt gelir gruplannın ise FP'nin tabanını oluşturduğunu belirledi. Yarman, büyük şehirlerde denize yakın semtlerde ANAP ve DYP'nin, denizden en uzak sonradan oluşmuş semtlerde ise FP'nin çoğunlukla taban bulduğunu ortaya koydu. Prof. Yarman. Türkiye'de siyasi partileri 'sağ- sol' diye tanımlamanın çok yetersiz olduğunu belırttı. Yarman, bu çerçev ede yaptığı araştırmayla. ülkemizdeki siyasi yapılanmanın 'insan hareketleri ve göç olgusundan kaynaklandjğuıT kanıtladı. Prof. Dr. Tolga Yarman, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 1995 genel seçimi verilerini baz alarak gerçekleştırdıği araştırmada, seçmen kitlelerinin 'yerieşikleşıniş kentliler, göçerier ve göçmenler' olarak aynştığını belirledi. ANAP'ın. yerleşiklerin; FP'nin ise göçerlerin partisi olduğunu belirten Yarman, FP'nin oy oranının yükseldiği yerlerde ANAP'ın oy oranının düştüğünü, ANAP'ın oy oranının yükseldiği yerlerde ise FP'nin oy oranının düştüğünü kaydetti. Türkiye'de toplumun Batı'daki gibi sadece 'emek ve sermaye' olarak aynşmadığını, çok farklı ınsan dinamiklerine sahip olduğunu belirten Yarman, Türkiye'de gelir gruplanna göre çok katmanlı bir siyasi aynşma olduğunu vurguladı. Böylesi bir aynşmanın çok farkh siyasi partilen beslediğiriî ıTade eden ^ ;„ Yarman, Türkiye'de "; • siyasi yapılanmanın buradan kök saldığını ıleri sürdü. Araştırmanın sonunda 'siyasetçilerin Türkiye'yi genellikle tanımadıklannın ve nabza göre şerbet vermekle yetindiklerinin' ortaya çıktığını belirten Yarman, "Her şeye rağmen paravan söylemlerle yürütülen, olaylann ve haikın gıyabında pi>ango rürü bir üst Rrof. Yarman'a göre, büyük kentlere önce gelip yerleşen üst gelir gruplannın ANAP'ın, en son göç eden ve kentlenn kenarlannda yaşayan alt gelir gruplannın ise FP'nin tabanını oluşturduğunu söyledi. - 5 0 Doğrusallaştınlmş oy yüzdeten -40 - 3 0 " - - -20 -10 -0 Beykoz -40 -35 -30 -25 -20 -15 -10 - 5 n Doğaısallaftınlmış oy yuzdelen Kartal " ™ " • • 1. Bölge , 2 Bölge , 3. Bölge - - _ RP - - - ANAP ^ — D S P CHP MDYP MHP 4 Bölge 1 3 0 Doğnjsallaştjnlmf oy yuzdelen - 1 0 0 Doğrusallaştınlmif oy yuzdelen -80 -20 - 0 PM. rof. Yarman, büyük şehirlerde denize yakın semtlerde ANAP ve DYP'nin, denizden en uzak, sonradan oluşmuş semtlerde ise FP'nin taban bulduğunu savunarak, seçmen kitlelerinin siyasi parti tercihlerinin 'kentlere önce veya sonra göç etmelerine göre' değiştiğini söyledi. Prof. Yarman, Türkiye'de siyasi partileri 'sağ-sol' diye tanımlamanın çok yetersiz olduğunu belirtti. siyaset çarkını iztiyonız" dedi. Yarman. bütün bunlara karşın kentlerde kıyı koridorunun denize yakın semtlerinde oturan yerleşiklerin ANAP'a yöneldiklerini. kıyıdan içerilere dogru semtlerdeki seçmenlerin, kademe kademe DYP, DSP ve CHP'ye yöneldiklerini anlattı. Yarman, kıyıdan en uzaktaki varoşlarda oturanlann ise FP'nin tabanını oluşturduğunu, çizdiği -RP - - - ANAP •DSP Tuzla siyasi hantalarla ortaya koydu. Prof. Dr. Tolga Yarman, söz konusu tablonun ülkemizin tüm kıyı koridoru ve Ankara, Kocaeli gibi ana yerleşim merkezleri için aynen geçerli olduğunu ifade etti. ANAP'a. kente en önce gelip yerleşen üst gelir gruplannın oy verdiğini belirten Yarman, "Bir kapıcı da ANAP'a oy verebflir, ancak o mutlaka üst gelir gruplannın yapdanmasının içinde yer alan bir kapıcıdır" dedi. Yarman. esnaf ve çiftçi örgütlenmesi nedeniyle kıyı koridorundan çarşı içlerine gelindiğinde ve kırsal kesim merkezlerinde oturanlann çoğunlukla DYP'nin tabanını oluşturduğunu belirterek, DYP'nin, önceki yapılanması itibanyla 'en varsıl kesimlerin ve büyük sermayenin boyunduruğuna girmemeye direnen küçük işletme sahiplerinin siyasi örgütlenmesi' olduğunu söyledi. Yarman, büyük şehirlere daha çok Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan gelip yerleşmiş ve kentleşmeye doğululara oranla daha ileri evrelerden başlayan kitlelerin DSP'nin tabanını oluşturduğunu savundu. Yarman, bunun nedeninin bu kitlelerin doğulularla aynı kentsel yaşam alanlannda sosyal ve kültürel uyuşmazlık göstererek aynşması olduğunu söyledi. Yarman. CHP'nin tabanını ise önemli ölçüde sonradan göç edenler ile düşük gelir gruplanndaki Alevilerin oluşturduğunu öne sürdü. Önceden SHP'nin tabanını oluşturan kent varoşlannda zorlu bir yaşam mücadelesi veren kitlelerin şimdi önemli ölçüde FP'nin tabanını oluşturduğuna dikkat çeken Yarman, "Kent varoşlanna yıgılmış, zalim bir hayata karşı ayakta kalmaya çalışan, SHP'nin kucaklamada başanh olanıadığı kesimler RP'ye kaydı"görüşünü savundu. Yarman, kıyı koridorundan kent geri planlanna gidildikçe, özellikle, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden gelmiş, kentlerde tutunmaya uğraşan 'goçerler'in, en önce SHP'nin ve CHP'nin, sonunda ise çoğunlukla • • • FP'nin tabanını oluşturduğunu vurguladı. Yarman, kentlere en son göç edenler arasında, köylerinın yanması. terör gibi nedenlerle göç etmek zorunda kalmış doğululann önemli bir ölçüde HADEP'e oy verdiğini belirtti. Yarman, doğudan gelenlerle kentteki yaşam alanlannı paylaşmaya tepki veren yoksul kentlilerin ise MHP'nin tabanını oluşturduğunu söyledi. DenaeuzaMık Seçim karam adaleti gecîktirdiANKARA (ANKA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 9 ay öncesinden seçım karan alması, her alanda olduğu gibi adaleti de vurdu. Adalet Bakanlığı'nca üzerin- de çalışılanlar, Meclis'te komis- yonda ve genel kurulda görüşül- meyi bekleyenler de dahil olrnak üzere 37 kanun tasansı 'gün yü- zü görmek için' sıralannı bekli- yorîar. Yargının önünün açılması için hazırlanan kanun tasanlannın hiçbiri Meclis'ten vize alamaz- ken. 23'ü TBMM'de olmak üze- re toplam 37 tasan da kanunlaş- mayı bekliyor. Çalışmalar ara- sında, 'Kişisel Verilerin Korun- ması, Yurttaş Sözcülüğü, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi, TCK, Avukathk Kanunu'nda Degişiklik Yapüması. Bazı Ör- gütlü Suçlarla Mücadele ve Türk Medeni Kanunu' gibi önemli ta- sanlar da bulunuyor. Adalet Bakanhğı 7 kanun ta- sansı üzerinde çahşmalannı sür- dürürken, Kişisel Verilerin Ko- runması Kanunu Tasansı, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasansı, Yurttaş Sözcülüğü Ka- nunu Tasansı ve Borçlar Kanu- nu Tasansı gibi önemli konular da komisyonun gündeminde bu- lunuyor. Özellikle asliye ceza mahke- melerinin çahşmalannı engelle- yen çekle ilgili suçlar için hazır- lanmış olan Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamille- rinin Korunması Hakkında Ka- nun'da Degişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı'nın da ara- sında bulunduğu 3 tasan da 54. hükümetın Bakanlar Kurulu gündeminde iken bir türlü TB- MM "ye sevk edilemedi. TBMM komisyonlannda top- lam 11 kanun tasansı da genel kurula sevk edilmeyi beklerken, özellikle Türk Ceza Kanunu Ta- sansı, Avukathk Kanunu'nda Değışiklık Yapılmasına Dair Ka- nun Tasansı, Bazı Örgütlü Suç- larla Mücadele Kanunu Tasansı ve Türk Medeni Kanunu Tasan- sı'nın önemine dikkat çekiliyor. Meclis genel kurulunda ise top- lam 12 kanun tasansı gündem- deki yerlerini bekliyor. Bu tasa- nlar arasında Hâkimler ve Sav- cılar Yüksek Kurulu Kanu- nu'nda Degişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı, Adliye Mahkemelerinin Kuruluş ve Gö- revleri Hakkında Kanun Tasan- sı ile İcra ve Iflas Kanunu'nda Degişiklik Yapılmasına Dair Ka- nun Tasansı da bulunuyor. BİZBİZE, ERDAL ATABEK Sınav Öncesi (I): Özgüven Sorunu... Üniversite sınavlarının öncesinde iki konu gün- deme yerieşti: Dışarda Balkanlar'daki savaş, içer- de seçim. Bu arada üniversite giriş sınavlannın he- yecanını çeken bir milyondan fazla ögrenciyle aile- leri için öncelikli bir konu da "üniversiteye giriş sı- navlan". Bu sınavlan belirleyen etkenlerden birisi de sınav öncesinde ve sınav sırasında gösterilecek et- kin davranış!.. Kendine güvenini koruyan, beklen- tilerini dengeleyen, meslek seçimini bilinçle yapa- bilen ve heyecanlarını kontrol edebilen ögrencile- rin başarı oranlarını arttırdığı bilinen bir gerçek. Önemli olan, bunlann nasıl yapılabileceğini bilmek ve yapabilmek. Bu haftaelealacağımız "özgüven sorunu"^ sade- ce bu sınav için değil, hayatımızın her adımı için önemli bir konu. "özgüvenliya da özgüvensizkişi- lik" hayattaki başanmızın kanadı ya da engeli ola- cak kadar önem taşıyor. Ama "özgüven nasıl kazanılır?" Özgüvenin temelı "taşıdığımız değerier"d\r. Taşı- dığımız değerlerin bizde gerçek bir değer oluştur- masının yolu da "bu değerieri bizım kazanmış ol- mamız"d\r. Eğer taşıdığımız değerler bize en yâkın- lanmız da olsa başkalan tarafindan verilmişse biz- de gerçek bir özgüven oluşturmaz. Onun için de "değer kavramı" küttürden kültüre, çağdan çağa, toplumdan topluma değiştiği halde "kendi kazan- dığımız değerlerin oluşturduğu özgüven değiş- meyen bir özellık taşır. Onun için deçocukyetiştirmenintemel kuralı, on- lan bizim değerii saymamız değildır, onlan kendi ka- zanacaklan değerlerin bilinciyieyetiştirmektir. O ne- denle de, yapabileceği her şey çocuğa öğretilme- li; çocuğu kendi yaptıklanyla kazanacağı değerte oluşan özgüvenle güçlendirmeliyiz. Bu temel kural, gençler için de, erişkinler için de geçerlidir. öğrenci de bugün geldiği noktaya kendi çaba- sıyla gelmişse özgüveni yüksek olacaktır, zorla ve zoraki gelmişse özgüveni yüksek olmayacaktır. özgüvenin önemli bir etkeni de "haklı olduğuna inanmak"t\r. Haklı olduğuna inanan kişi özgüveni yüksek kişidir. "Haklı olduğu duygusu" öylesine iti- ci bir güç oluşturur ki pek çok engel bu güçle aşı- labilir. Onun için de "sınavı kazanmasının kendi hak- kı olduğuna inanan" bir öğrenci daha başanlı ola- caktır. Elbette böyle bir duygunun oluşması için de "başanyı haketme" çabasının varlığı gerekir. Özgüvenin bir başka etkeni "yarariı bir iş yaptı- ğını bilmek"\\r. Insanlar gösterdikleri çabalarla "ya- rartt bir iş yaptıklannı bilirierse" o işi yapma istek- leri çoğalır, çaba harcamalan için güçlü bir itki du- yarlar. O bakımdan da öğrencilere "yarariı biramaç için çalıştıklan bilinci" verilmelidir. Bu bilinci alama- yan öğrencilerin özgüvenleri de düşük olacaktır. Özgüveni besleyen önemli bir kaynak "yapılma- sı gerekeni bütün gücüyle yaptığına inanmak"t\r. Geçirilen süreç içinde yapması gerekenleri yaptığı- na inanan kişiler, özgüvenleri yüksek olarak "içleri rarjaf'olacaklardır. Başannın bütün etkenleri etbet- te salt kişilerin yaptıklarına bağlı olmayacaktır. Ote- ki faktörler de az ya da çok başan üzerinde etki ya- parlar, ancak kişinin "elinden geleniyaptığı duygu- su" öteki faktörler üzerinde de olumlu değişmeler yapabilir. örneğin, sınava giderken karşılaşılan tra- fık aksamalan bile "huzursuz" ve "huzurlu"kişiler üzerinde farklı etkiler yapacaktır. Özgüven, hedefe ulaşmayı istemek, bu yolda güçlü bir itki duymak, bütün süreç boyunca gös- terilen iradeye sahip olmak gibi etkenlerie yakın- dan ilgilidir. Bu da seçilen hedefin "istenme dere- cesi" ile bağlantılıdır. Istek-itki-irade üçlüsü hare- ket gücümüzü belirtir, bu da özgüvenimizin ekse- nidir. özgüven, güç kazanmakla artar, güç yitirmekle azalır. Daha önceki başanlanmız bize güven verir, başansızlıklarımız ise güvensizlik. Bu durumu da dikkate almalıyız. Her yeni durum, eskilerine ben- zemeyen yeni koşullardemektir. Etki altında kalma- mayı başarmalıyız. Eğer istediğimiz başan bize 'haz' verecekse, öz- güvenimiz de yüksek olur. Yok, ulaşacağımız nok- ta bizi çok ilgilendirmıyorsa özgüvenimiz de o nok- taya yoğunlaşmaz. "Yanlış ve yapay özgüveni" de hiç unutmayalım. Yanlış olarak beslenmiş, şişirilmiş egolann aşın gü- venli davranışlan yanıltıcı olabilir. Böyle şişirilmiş egolann özgüven gösterileri gerçek güçlükler kar- şısında paniğe yol açar ve sahibine bir şey kazan- dırmaz. Özgüven, başannın gerçek bir anahtandır. HAFTAYA: BEKLENTİLER... Bugün Avukatlar Günü; iktidarlann üvey evlat olarak gördüğü avukatların yasa tasansı Meclis 'te bekliyor Savunmanın en önemli sorunu can güvenliği BERTAN AĞANOĞLU lstanbul Barosu'nun kuruluşunun 121. yıldö- nümü ve "5NisanAvukatiarGünü" bugün kut- lanıyor. Siyasi iktidarlann "üvey evlat" yerine koyduğu yargının. savunma ayağını üstlenen avukatlar. bugünü yine sorunlanyla kutlayacak. Avukatların özlük haklannı da içeren ve ba- zı sorunlannı çözüme kavuşturması beklenen "Avukathk Meslek Yasa Tasansı" yıllardır TBMM'de bekliyor. Avukatların yargı sistemin- den kaynaklanan sorunlan bir türlü giderilmi- yor. Istanbul'da avukathk yapan hukukçular en büyük sorunlannın "zaman" olduğunu belirte- rek adaletin 30'u aşkm adliye binasında dağı- tıldığına dikkat çekiyorlar. Istanbul'da 13 bini aşkın hukukçu. adlıyeler arasında "koşuşturu- yor". Iş yükü ağır olan mahkemelerdekı duruş- malann zamanında başlamaması nedeniyle avukatlar adliye koridorlannda saatlerce bekle- mek zorunda kalıyor. Avukatlar zaman harca- manın yanı sıra gelir kaybma da uğnıyor. Adliye binalannm elverişsiz olması mahke- meler kadar avukatlan da etkiliyor. lstanbul DGM'de ise avukatlar gazetecilerle aynı odayı paylaşıyorlar. Yargının ağır işlemesi avukatla- nn müvekkilleriyle ilişkilerini de olumsuz et- kiliyor. A\"ukatlann önemli sorunlanndan biri- sini de "can güvenliği'' oluşturuyor. Avukatlar karşı tarafta yer alan sanık ya da mağdur yakın- lan tarafindan saldınya uğruyor, tehdit ediliyor. Özellikle "yasadLşı örgüt üyesi" olduklan iddi- asıyla yargılanan kışıleri savunan avukatlar sık sık tacize uğruyor, tehditler alıyor, bürolan po- lis tarafindan basıhyor. Hukuk fakültelerinden mezun olan genç avu- katlar ise maddı sorunlar yaşıyor, çoğu genç a\-ukat büro dahı açamıyor. Avukatlann çoğu mesleklerinin saygınlığını yitirdiğini dü- şünüyor. lstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nca 5 Nisan Avukatiar Günü nedeniyle yapılan yazılı açık- lamada, bugün aynı zamanda lstanbul Baro- su'nun 121. Kuruluş yıldönümü olduğu anım- satılarak. Baro hukuk mücadelesinde 35 yıh ge- ride bırakmış meslektaşlan için "omır" günü düzenliyor. Baronun açıklaması şöyle: Savunma - Avukat Neden? 5 Nisan Avukatlar Günü. Aynı gün lstanbul Barosu'nun 121. Kuruluş yıldönümü. Bu günde lstanbul Barosu hukuk mücadelesinde 35 yıh geride bırakmış avukat- lann onuruna "onar'' günü düzenliyor. 35 yıl yüzlerce yılhk avukatlık tarihinde çok kısa bir dönemdir. Ancak avukathk tarihi de, her avukat için neredeyse tüm yaşam olan 35 yılla- nn mücadeleleri üzerinde yükseliyor. Avukatlar, "Biz hiçbir zaman köte kullanma- chk, hiçbir zaman köle ohnadık" derken kendi yaşamlannı anlatmazlar: bir tarihi, avukathk ta- rihini özetlerler. Tarih mücadelelerin ürünüdür. Avukathk tarihi de savunmanın yargının örgüt- lenmesinde temel bir kurum olarak yer alması için verilen mücadeleler sürecidir. Neffen Savunma? Çünkü savunma hal- kın haklannın. özgürlüklerinin yargı içinde odaklaştığı. anlam kazandığı en temel kurumdur. Yargılama sonuçta hüküm kurulan bir süreç- tir. Bu süreç, örneğin anayasamızın 9. maddesi- ne göre "TürkmiDeti'' adma mahkemelerce yü- rütülür. Haikın kendi adma yürütülen yargılama sürecine katılarak sonuçta verilecek kararda söz sahibi olabilmesı en doğal hakkıdır, tüm hak ve özgürlüklerinin güvencesidir. Işte savunma da haikın yargılama sürecine katıhmı yolunu açan yargıdaki en önemli kurumdur. Savunmanın ku- rum olarak yer almadığı yargı demokratik ola- maz, bağımsız olamaz, böyle bir yargıdan ada- lete ulaşılması beklenemez. Akıldan çıkartma- yalım, savunma yargıda kurum olarak örgütlen- memişse adil yargılama koşullan sağlanamaz, hukukun yaratılması yollan tıkanu-, halk hakla- nyla, özgürlükleriyle yargıdan dışlanır. Neden aVUkat? Çünkü tanhsel gelışım içinde savunmayı temsil işlevini avukat üstlen- miştir. Yargıda, nasıl "hüküm'' kurumunu yar- gıç, "kMia'' kurumunusavcı temsil ediyorsa "sa- vunma" kurumunu da avukat temsil eder. Yani avukat yargılama sürecine haikın kaulı- mını sağlayan önemli unsurlardan biridir. Avu- kat bu süreçte tüm bilgi, yetenek ve deneyimiy- le etkinlik sağlayarak adil yargılama zeminini oluşturur, hukukun evrensel boyutlarda yaratıl- masının yohınu açar. Avukatın yargılama süre- cindeki faaliyeti bağımsız, demokratik yargının işleyişinde en etkin unsurdur. Bu nedenle, avukathk tarihini belirleyen mü- cadelelerin bir başka eksenini de avukatın savun- mayı, dolayısıyla haikın hak arama özgürlüğü- nü yargıda temsil edebilmesi için gerekli olmaz- sa olmaz haklann alınması mücadelesi oiuştu- ragelmiştir. özetle kurum olarak savunma ve yargılama sürecinde savunmayı temsil eden avu- kat, bağımsız yargının üzerinde yükseldiği en te- mel unsurdur. Yargıyı güdümlü hale getirmek, teslim aknak isteyen siyasi iktidarlar için en radikal çözüm sa- vunmayı yargıdan çıkartmak ve savunmayı tem- sil eden avukatı çökertmektir. Bu radikal çözü- mün yürüıiüğe konulmasında ilk adım her za- man avukatın savunmayı temsil işlevini bilinç- lerden sildirecek, a\r ukatı müvekkiliyle özdeş- leştirecek "kfeolojik'' ortamı yaratmak olmuştur. Haciz işleminde hazır bulunan alacaklı avuka- tım vuran borçlu, duruşma kapısında karşı taraf avukatma saldıran davacı ya da davalı, sanık avukatma şiddet kullanan mağdur yakını haber- leri manşetten abartılarak verilir. Bazı başsavcılar. savcılar hatta bazı yargıçlar avukatı sanıkla ilgili deliîleri yok etme amacıy- la sanığın sorgusuna katılmak isteyen kişi ola- rak görürler ve bu yönde karar ahnmasını ister- ler. Avukatla müvekkilinin ideolojisi ve üyesi olduğu iddia edilen örgütü arasında ilişki kurma gerekçesiyle bürosu aranır. evraklanna el konu- lur, cezaevine müvekkiliyle görüşmeye giden avukata çoğu kez tutuklu veya hükümlünün iş- birlikçisi gözüyle bakılır, en aşağılayıcı işlem- lere maruz buakılır. Bunlar sadece birkaç ör- nek. Zor koşullarda hukuk mücadelesi vererek bugünün avukatlık tarihini yazan tüm avukatla- n 5 Nisan Avukatlar Günü'nde selamlıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle