17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13NİSAN1999SALI CUMHURİYET SAYFA *\mm) SECIM 99 nmmm Cindopuk üzunköprü'de • UZUNKÖPRÜ (AA) - DTP Genel Başkam Hüsamettin Cindoruk, Edirne'nın L'zunköprü ilçesi Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mıtingde yaptığı konuşmada. iki seçimin bir arada olmasından memnun olmadıklannı söyledi. Cmdoruk. "Gelin bu şemsiyenm altına mührünüzü basın. Bizde yıllann birikimi var" diye konuştu. Adana'daki uçak kazasi • CEYHAN (AA)- Adana'nın Ceyhan ilçesi yakınlannda düşen THY'ye ait "Trakya" yolcu uçağının enkaz alanmda, Boeing firması teknik ekibince inceleme yapılıyor. Ceyhan Kaymakamı Mehmet Öklü, enkaz alanında daha önce yapılan aramalarda kara kutunun bulunduğunu hatırlatarak "'Ancak, kokpitte konuşmalan kaydeden cihaz henüz bulunamadı. Şimdi bu cihaz aranıyor" dedi. Sayın'ın öldürülmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Brüksel'de yakalanan yasadışı Dev- Sol örgûtü üyesi lbrahim Bingöl'ün iadesi için Adalet Bakanlığı çalışmalara başladı. Emekli Korgeneral Hulusi Sayın'ı öldürmekten Ankara 1 No'lu DGM'de idam cezası istemiyle yargılanırken Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'den kaçan lbrahim Bingöl, üç gün önce Brüksel'de yakalanmıştı. Bingöl hakİundaki dava halen gıyabında devam ediyor Tüzel'in basın toplantısı• AYDEN (AA) - Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Aydın'da düzenlediği basın toplantısında, partisinin ımillervekili ve belediye ibaşkan adaylannın, • Türkiye'nin bazı bölgelerinde olumsuz davranışlarla karşılaştıklannı belirterek "Adaylanmıza haksız saldınlar yapılmakta. Afişleri yırtılan adaylanmız, çirkin politik oyunlarla bu yakışığı olmayan sürecin içine itilmeye çalışılıyor'" dedi. Gürtuna'mn ziyareti • tstanbul Haber Servisi - FP lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Ali Müfit Gürtuna, MuseviCemaati Hahambaşı David Asseo'yu ziyaret ederek seçim için destek istedi. Tünel'deki Hahambaşı hizmet binasında gerçekleşen ziyarette konuşan Gürtuna, hedeflerinin, inancı ve kültür değerleri ne olursa olsun, insan paydasında birleşmek olduğunu söyledi. 'Satellit Sempozyumu' • tstanbul Haber Servisi - Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pek çok ailenin kimseyle paylaşamadığı sorun olan "primer nokturnal enürezis" (gece işemeleri) konusunda Er-Kim tlaç San. ve Tic. tarafindan "Satellit Sempozyumu" düzenleniyor. Yann Hilton Oteli'nde düzenlenecek olan sempozyuma "primer nokturnal enürezis" konusunda araştırmalar yapan ve bu alanda birçok ödülün sahibi olan Danimarkalı Prof. Dr. Jens Peter Norgaard da katılacak. Gaspçılar • tstanbul Haber Servisi - Bakırkö> Incirli'de dün akşam bir benzin istasyonunda kontrol yapan güvenlik güçleri ile dur ihtanna uymadıklan biIdirilen34H9170 plakalı otomobildeki 3 kişi arasında silahlı çatışma çıktı. Çarışmada, Volkan Gündoğdu yaralı olarak Gökhan Gündoğdu da yara almadan yakalandı. Çatışmada, vücudunun birkaç yerinden yara aldığı bildirilen Ali Kemal Gündoğdu ise 34 TKE 38 palakalı taksiyi gasp ederek olay yerinden kaçtı. Halk siyasilere güvenmiyor, seçim konvoylannda partiler kendi çalıp kendi oynuyor FP'nin oy kuyruğu tuzağıLEYLA TAVŞANOĞLU Yollar boş... Çevrede canlı görünmüyor... Burası lstanbul, Maltepe... Sabahm erken saatleri de değil; neredeyse öğlen olacak... Hava pınl pınl güneşli... Her yanda siyasi partilerin plastik bayraklan... Biraz sonra bir gûrültü kopuyor. Partılerden birisinin konvoyu geliyor. Davullu, zumalı şarkılar... Hoparlörden partinin sloganlan... Seçim vaatleri... Ortada yine kimse yok... Partiler kendi- leri çalıp kendileri oynuyorlar... Halktan il- gilenen hiç yok... Köşedeki manav dükkâ- nını yeni açmış. Di\or ki: "Seçunle nhe ilgüenelim? Hepsi hırsız." Manava gelen başörtülü bir kadın söze giriyor: "Ben hepsine geçersiz oy verece- ğim. Halktaki hissi>at bu. SiyasUerin hepsi kendi çıkariannı gözetiyor. Bizi kim düşü- nür? Ecevit'ten başkası güven vermiyor. A- ma ona da oy yok." Maltepe'den çıkıyoruz. Hedefımiz Ana- dolu yakasmdakı varoşlan dolaşmak. llk • îstanbul varoşlannda şöyle bir senaryo anlatılıyor: FP'liler seçim günü sabah erkenden sandık başına gidip oy kullanacaklar. Daha sonra da yapay kuyruklar oluşturarak diğer seçmenleri bezdirip, oy kullanmadan döndürmeye çalışacaklar. savuruyor. Kalabalık, pek de alkış tutma- dan dinlemekle yetiniyor... Sözler tükenin- ce de yine ilahılerle uğurlanıyor... Sangazi'de de tesettürlü kadın ve sank- lı erkekten geçilmiyor. Partilerin konvoy- lan sıra sıra. Insanlar ise panayır muhab- betinde. Dönüp bakan yok. Yönümüz Beykoz... Bakalım orada ne- ler göreceğiz? Meydanda, Onçeşmeler'in önündeki tahta sıralarda erkekleroturmuş. Yanlanna yanaşıyoruz. Canlan sıkkın gi- bi.. -Bu paürüdan bıkûk. Sandık başında karar vereceğiz" görüşü yaygın. Içlerinde sadece bin açık kanısım söylüyor. "Bey- koz'da Ecevit, Büyükşehir de Fazilet ahr." Esnafla sohbet ediyoruz. Onlardaki ka- nı. DSP'nin en azından yerel seçimlerde önemli oy toplayacağı. Ama DSP"den söz etmeden, "Ecevit alır" diyorlar. durağımız, arazi mafyasının kol gezdiği Sultanbeyli... O da ne? Sultanbeyli sapağı- na varmadan dehşetli bir konvoyla karşıla- şıyonız. Her yan FP bayraklanyla donan- mış. Konvoyun peşine takılıyoruz. Yol açı- lacak gibi değil. Arada bir hoparlörlerden anons yapılıyor "Var mısınız? Recep Tayyip Erdoğan'a sebun göndermeye var nusınız?" "Bu şarkı burada bitmeyecek." Dikkat çeken nokta, ne Erbakan ne de Kutan'ın ısimlerinin telefftız edilmesi. Var- sa yoksa Tayyip Erdoğan. Oradan. yme arazi mafyasının kol gez- diği Samandıra ve Sangazi'ye yollanıyo- ruz. O da ne? Samandıra'da Tansu ÇûTer'in konvoyu. Ortalık kalabalık. Tesettürlü ka- dınlar, sanklı erkekler... Tansu Hanım ila- hilerle karşılanıyor. Har zamanki gibi esip Çevrede başörtülü ve tesettürlü kadınlar var. Soru sormamıza sıra bırakmadan ko- nuşuyorlar: "Fazilet burada çok oykaybet- ti. Adil düzen ve temiz siyasetten söz ederek 1994'te epeyce oy toplamışlardı. Ama hal- kuı gözü açıkü. Burada Ecevit ahr. Ikmd partideANAPolur." Bugünkü rüzgâr DSP'yi yerel yönetim- lere ve hükümete taşıyacak kadara güçlü mü? Bunu seçimlerde göreceğiz. Ancak kesin olan gerçek, halkın siyaset- ten gittikçe uzaklaşması ve ilgisini yitir- mesi. Dolaştığımız yörelerde sıklıkla konu- şulan birkonuyu da aktarmadan geçmek is- temiyoruz: "FP seçim günü için iiginç bir taktik gehştiriyor. Sabah erkenden partili- ler sandık başlanna gidecek. Oytannı kul- landıktan sonra da yeniden kuyruklaroluş- turarak sandık başına giden. oylarun kul- lanmanuş seçmenleri saatkrce bekletip bık- ürmayı amaçlnoriar. Hesaplanna göre in- sanlarsaatkrce beklemekten usanıp oy ver- mekten vazgeçecekler. Hedefleri özelUkle ANAP ve DYP seçmenini caydırmak." KURULLARA UYARI Seçim önlemleri tamamlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -18 Nisan Pazar günü yapılacak genel ve yerel seçimler ıçın "sandıkoyabunasıve yerel baskı" konusunda da önlemler alındı. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), Elazığ'da Mehmet Ağar yan- daşlannın seçmeni etki altına almalan- na ve FP"lilerin Türkiye genelinde oy kullanılmasını geciktirme gırişimleri- ne karşı il ve ilçe kurullanna uyanlar- dabulunduğuöğrenildi. YSK yetkilile- n, oy kullanılmasını geciktirenlere san- dık başkanlannın müdahale edecekle- rini, seçim suçlannın 3 yılakadarhapis cezasını öngördüğünü anımsattılar. Seçimler için son haftaya girilirken alınacak önlemler tamamlandı. Seçim- lerde kullanılacak oy pusulalannın ba- sımı tamamlandı ve bölgelere ulaştınl- dı. Seçimlerde görev yapacak personel ve güvenlik görevleri belirlendi. Geçen seçimlere oranla daha sıkı güvenlik ön- lemleVi alınırken güverifik~ğüçrerinîrç sayısı da arttınldı. Yetkililerin, Mehmet Ağar'ın millet- vekilliği için bağımsız aday olduğu Ela- zığ'dan "baa olumsuz hadiselerin oia- bileceği" yönünde duyumlar gelmesi üzerine Başbakanlık ve tçişleri Bakan- lığı'ndan önlem alınmasını istedikleri öğrenildı. Içişleri Bakanlığı ıle Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bögede fanatik yan- daşlann sandık başında yurttaşlann ter- cıhlerini etkilemek istemelenne karşı gerekli önlemleri aldığı kaydedildi. Sandık başına sabah erken saatte git- meleri beklenen FP'lilerin, öğleden sonra oy kullanılmasını geciktirmek amacıyla ağır hareket etmelerini önle- mek için de uyanlarda bulunuldu. YSK yetkilileri, "Bazı bağnaz taraftariar kendüerinden başkasuun oy kullanma- sını engelfemek için ağır hareket edecek. Oyunu kullandıktan sonra veniden sıra- ya girecek gibi duyumlar alı>oruz. Bun- lar için de öniem aklık. O> kullanılacak yerde en az iki tane oy kullanma kabini olacak. Görevlileri uyardık. Oy kullan- ma süresi 3-4 dakikadır. Art niyet içine giren olursa sandık başkanlan yasal iş- lem yapacak. Bu seçim suçuna girer ve 3 yıla kadar hapis cezasına çarptınlabi- lirter"1 değerlendirmesini yaptılar. Seçımlenn demokratik olarak yapıl- ması için yurttaşlann hür ve serbest ira- deleriyle oy kullanmalannın engellene- meyeceğini vurgulayan yetkililer, bu- nun için gerekli kurumlarla yazışmalar yaptıklannı ve gerekli önlemlerin alın- dığının kendilerine iletildiğini bildirdi- ler. Üçüncü köprüye karşı tstanbul halkımn ortak duygulannı seslendiren Arnavutköy sakinJeri ve semt girişiminin seçim önce- si yarattığı kamuovıı gücü, lstanbul büyükşehir belediyesi başkan adayiannın görüşlerini etkiledi. ^PartîleMe 3. köprü çelişkisi OKTAY EKtNCİ lstanbul'da "3. köprüye karşı" olan seç- menler, Büyükşehir Belediye Başkanlı- ğı'na seçim yaparken zorlanacaklar. Çünkü adaylann hemen tümü, her geçen gün daha sert söylemlerle "3. köprüyü yap- dnnayacagız'' diyorlar. Benzer şekılde yi- ne hep bir ağızdan "tüp geçiş" sözü vere- rek bu konuda duyarlı kesımlerin desteği- ni bekliyorlar... ANAP'ın lstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı olan Ali Talip Ozdemir, 3. köprüyü yaptırmayacağını söylerken hem bu "3. tuzağı'' lstanbul'a "mili- tanca" kurmaya çalışan. hem de "paraTisT olan eski Bayın- dır Bakanı Yaşar Topçu acaba ne düşünüyordur? Yann. olası bir koalisyon ortaklığında Ya- şar Topçu ya da benzer bir ANAP'lı "BayındırtıkBakanr olduğunda, Ali Talip Özde- mir'in bu kez "hem tüp geçiş, hem de köp- rü olsun" şeklindeki "eski görüşüne" geri dönüp dönmeyeceğini de seçmenlerine şimdiden söylemesi gerekiyor... Benzer şekilde DSP'nin adayı Zekeriya Tenüzel için de galiba en kestırmesı Ece- vit'in güvence vermesi. Çünkü Temizel'in "3. köprüye karsmm" demeye hazırlandı- ğı günlerde DSP'li Bayındırlık Bakanı AB Dıksoy da "tersj" bir rutum sergiledi. Ya DYP'nin adayı Yalçm Özer'e ne de- meli? Bu konuda herhalde en zor durum- da olanlardan biri...Yıllardır hem İstan- bul'a. hem de Çanakkale'ye karayolu köp- rüsü kurmaya "sözler" veren. hatta bunu REFAHYOL dönemınde Erbakan'la aynı basın toplantılannda sayısız kez açıklayan DYP lideri Tansu Çilkr, eğer bir an önce "Ben yandmısun,3. köprü lstanbul'a, öbü- rü de Çanakkale'ye inanetmiş'" demezse. Yalçın Özer de yann afişlerdeki sözleriy- le"başbaşa"kalabilir. CHPadayı AdnanPbbt'agelince... Eğer seçimi kazanırsa 3. köprü konusunda Po- lat'uı da ters düşebileceği partili politika- cılar yok değil. Örneğin CHP genel başkan yardımcılanndan Onur Kumbaracıbaşı, Bayındu"lık Bakanlığı yaptığı dönemde "3. • Bu seçim döneminde îstanbul'da en geniş "uzlaşma" 3. köprüye karşı oluştu... Ne var ki yerel adaylann bu ortak söylemlerine güvenebilmek için parti liderlerinin de iktidara gelirse Karayollan'nda bekletilen 3. köprü projesini iptal edeceklerini şimdiden açıkça ilan etmeleri gerekiyor. rii Boğaziçi'nin kuzeyinden olursa, buna sıcak bakanm" şeklindeki sözlenne de Ali Müfit Gürtuna'nın "karşıçüanadığT dık- katli gözlerden kaçmıyor. MHP adayı Ahmet Vefik Alp'in 3. köp- rüye alternatif olarak önerdiği Marmara Denizi açıklanndan "dubalar üstündeyü- zer otoyol" projesine ise öncelikle "üni- versiteler" nedense hâlâ suskunluk içinde- ler. İTÜ'de Llaşun Master Planı'nı hazır- layan ve raylı tüp geçişi "tekseçenek" ola- rak belirleyen bilim adamlan, Alp'in pro- jesine olumlu ya da olumsuz bir görüş bil- dirirlerse, galiba bundan MHP de "rahat- layacak", adayının bu tür "çarpıa" projelerini siyaset yerine "bttimin ışığmda" de- ğerlendirebilecek... ~Ve gerçek ^demiryolcular"- köprii gerekK" demekle yetinmemiş, "ts- tanbul köy gibi kalamaz,yükselecektir" sö- züyle de 3. köprünün önde gelen savunu- culan olan "gökdelencilere" destek ver- mişti. Recep Tayyip Erdoğan'm hapse gırme- den önce "Ne yapacağuu bOemem" dedı- ği AM Müfit Gürtuna ise 3. köprüye karşı olduğunu o kadar sık dile getiriyor ki ya- nn partisinden "farkhbirdayatma'' geldi- ğinde, herhalde hemen yapması gereken iş FP'den "istifa etmek" olmalı... FP içinde "karizmatik" birkişiliğe ka- vuşan Recep Tayyip Erdoğan'uı, "3. köp- Öyle görünüyor ki "3. köp- rüye hayır" dıyen adaylar ara- sında partileriyle en "ban^ık" olanlar ise ÖDP'li VTcdan Baykara ile İP'li Ünal Er- doğan. Çünkü ÖDP'nin ve İP'nin kadrolan, sa- dece şu seçim sürecinde "oy kaygısıyla" değil. 1970'lerden bu yana toplum ve ül- ke çıkarlan kaygısıyla "Boğaz köprüleri- ne hayu-" diyen "demiryolculardan" olu- şuyorlar. Türkiye'nin ve lstanbul'un 1950'lerde terk edilen o "demiryolu uy- garhğma" yeniden kavuşmasını "gedktir- tirmek" isteyenler ise "yüzde lO'hıkbaraj- la" seçime gitmenin rahathğıru ve coşku- sunu yaşıyorlar... mFlRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalıslar(â turk.net ŞANUURFA - 5 gündür Gü- neydoğu'da seçim çalışmala- nnı izliyonjm. Bu 5 gün bo- yunca Mardin, Diyarbakır, Si- verek ve Urfa gibi bölgenin et- kili şehirterini dolaştım. Parti- ler açısından baktığımız za- man şehirler yeni yeni seçim havasına giriyorlar. Bu dört şehrin iki büyüğünde, Diyar- bakır ve Şanlıurfa'da belediye başkanlıklannı Refah Partisi kazanmıştı. Siverek ve Mar- din'de ise DYP. Bu dört şehirde de solcu partilerin esamisi bile okun- muyor. Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır'da CHP ve DSP bir milletvekilliği bile kazanama- mışlardı. Refah ise en büyük parti du- rumundaydı. 18 Nisan seçim- lerinde ise iiginç bir rüzgâr esi- yor. Bütün bölgede, HADEP'in rakipsiz en büyük parti oldu- ğunda herkes hemfikir. Şehir- leri dolaştığınızda, hemen hiç Güneydoğu'dan Dönerken... HADEP propagandası görül- müyor. Afişleri kıyıda köşede, bazı şehirlerde ise hiç yok. Ör- neğin Siverek'te HADEP ör- gütü faaliyet göstermiyor. HA- DEP'lilere de rastlamıyorsu- nuz. Belediye başkanı adayla- rı da yok. Siyasi partilerle konuşuyor- sunuz. Siverek'teki belediye başkanlığının sonuçlannı HA- DEP'in vereceği oyun belirie- yeceğini belirtiyorlar. 1995 se- çimlerinde de hiç beklenme- dik düzeyde oy aldığını söyle- diler. Örneğin Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, HADEP'in belediye başkan adayını ve belediye meclisi adaylannı şehre sok- muyorlar. HADEP'in Lice belediye başkan adayı Zeynel Bağır, 6 kez gidip, şehre yakın Duru Jandarma Karakolu'ndan ge- ri çevrildiğini anlattı. Yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Lice içinden gös- terdikleri belediye meclisi adayı ise tehditler nedeniyle istifa etmiş. Ne afişi, ne pos- teri, ne ilçe örgütü var. Şehre de giremiyor, propaganda da yapamıyor. "Netice ne olur?" diye sorduğumda "Kesin ka- zanıyoruz" cevabını verdi. İna- nılır gibi değil. Aslında, 5 gündür benzer birtabloylayüzyüzeyim. Böl- gede güveniik güçleri ve ida- reciler, HADEP'in seçim faali- yetlerini engellemek için, ya- salann ötesinde baskılaryapı- yorlar. Urfa'ya girer girmez, koca- man bir MHP seçim otobü- süyle karşılaştım. Şanlıurfa MHP il örgütünün otobüsü büyük bir tantana ile propa- ganda yapıyordu. Yapsın, on- lann bu demokratik hakkı. A- ma toplumsal desteği MHP'nin en az5 katı olan HA- DEP tam anlamıyla baskı al- tındaydı. HADEP belediye başkan adayı, il başkanı ve onlarca partili Suruç'ta konvoyla gi- derken gözaltına alınmış ve 5 gün sonra bırakılmıştı. Diyar- bakır'da HADEP bayraklı ara- balar şehirde dolaşamıyordu. Yani HADEP'e bölgede özel bir uygulama yapılıyordu. Konuştuğum bütün diğer partilerin yönetici ve adaylan HADEP'e uygulanan bu yön- temi eleştirdiler. Bölgenin aklı başında insanlan, bu yöntem- lerin halkta daha fazla direnç yarattığını ve HADEP'in etra- fında daha fazla kenetlenme- lerine yol açtığını söylediler. Bu seçimler, bölgede tam bir inada dönüşmüş. Idareci- ler ve güvenlik güçleri ne ya- pıp edip HADEP'i safdışı bı- rakmak gibi bir tavır içindeler. Bölge insanı ise bu tavra tep- ki içinde HADEP'e destek gösteriyor. Tam anlamıyla bir sinir savaşı yaşanıyor. Bu gerilimin bölgede sorun- lann çözümünü zorlaştırdığını, yine bölgenin aydınlan söylü- yorlar, diğer partilerin yöneti- cileri söylüyoriar. Aslında böl- ge halkı duygusal ve kolay an- laşılabilir bir halk. Eğer devlet burada kazanıcı, onlann onur- lannı yaralamayan bir tavır içi- ne girerse, kısa sürede sonuç alınır. Halk böyle bir ilişki için hazır. Idareciler, burada siyaseti artık değiştirmeli. Bölge insa- nı yorgun düşmüş. Ancak duygulan çok incinmiş. Şimdi kardeşlik ve yumuşama za- manı... Yoksa her şey kangren ol- maya devam edecek. Benim izlenimim bu. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Kılavuzu Kim? Türkiye, belki de çok partili yaşama geçtikten bu yana, din duygulannın politik amaçlara araç olarak kullanılmadığı bir seçim kampanyasını başararak seçmenlerin sandık başlanna gittiğine ilk kez tanık olacaktı. Doğruya doğru demek gerekirse, Fazilet Partisi de en azından resmi kampanyasını yakın geçmiş- ten hayli koşullanmış olarak yürütüyordu. Doğru Yol Genel Başkanı'nın Erzurum konuşma- sı, seçimlere on gün kala, tam bir din sömürüsü ola- rak kayrtlara geçti. lletişim teknolojisinin böylesine baş döndürücü geliştiği bir dönemde, bir büyük kent alanında, televizyon kameralannın önünde ya- pılan bir seçim konuşmasında o kent halkının din- sel inançlannın güvencesi olarak kendisini kefil gös- teren bir insanın, elbette söylediği her sözün arka- sında olması gerekiyor. Bu yüzden de şayet söyledikleri yürürlükteki ya- salara aykın ise o sözlerden ötürü, cumhuriyet sav- cılanndan ne tür bir işlem yapıldığını öğrenmek sa- dece "kartel medyasına mensup bir gazetecinin değil", her yurttaşın hakkı olarak görülmelidir. Her ülke ve her rejim, öncelikle kendisini koruma hakkına sahip olduğu için dünyanın her yerinde ol- duğu gibi, bizde de bu tür konuşmalar, devlet gö- revlileri tarafindan açıkça izlenip saptanmaktadır. Tansu Çiller'in Erzurum konuşmasını da o kentin güvenliğinden sorumlu olan görevliler elbette tes- prt edecek ve cumhuriyet başsavcısına sunacak- tır. Konuşmanın suç içerip içermediği, savcılann de- ğeriendireceği bir husustur. Ama DYP Genel Baş- kanı'nın Erzurumlulara, başörtülerinin vedinlerinin güvencesi olarak kendisini kefil gösterdiğinı söyle- mesi, elbette "haber"d\r ve öyle olduğu için de gö- revine âşık genç bir meslektaş, Ankara'dan Erzu- rum Cumhuriyet Başsavcısı'nı arayarak, televiz- yonlardan görüntülü olarak izlediği o haberin peşi- ne düşmüştür. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı da Tansu Çil- ler'in kentte yaptığı konuşmanın belgelerini Emni- yet Müdüriüğü'nden istediğini ve inceleyeceğinı söylemiştir. Tansu Hanım'ı kızdıran, kızdırmak da ne kelime, adeta "küplere bindiren ", "kartel medyasına men- sup bir gazeteci"n\r\, tam da oy verme gününe az bir zaman kala, hakkında böyle bir incelemenin başlamış olduğunun "haöer"ini seçmene iletmesi- dir. Öyle anlaşıhyor ki DYP Genel Başkanı, kendisi es- ki bir başbakan da olduğu için yasalar önünde öte- ki yurttaşlanndan farklı bir ayncalık taşıdığına inan- maktadır. Kendisini, çeşitli yolsuzluk söylentileri üzerine ya partamento komisyonlanndaki engelle- meler ile kurtaran ya da "birsizden, birbizden" he- sabı ile aklayan politikacılann, fena biçimde güven- ce şemsiyesi altında olduğuna alıştırdığına inanıyor olmalıdır. Ne yapsın Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı? O, görevinin içinde, başka hiçbir devlet görevli- sinin taşıma üstünlüğüne sahip olmayan bir kimli- ği bulundurmaktadır. O özel kimlik, "Cumhuriyet^r) savcısı olmanın sadece onurunu değil, sorumlulu- ğunu da kendisine yüklüyor. O görevi ile de galiba elli altıncı hükümetin kuruluşu sırasında DYP Ge- nel Başkanı'nın kabinedeki Adalet Bakanlığı için Ecevit'e önerdiği kişi olan bağımsız Prof. Selçuk Öztek, Başbakan'ın isteği üzerine, savcılardan se- çim kampanyası içinde özellikle hangi konular üze- rinde duyariı olmaları gerektiğini bir genelge ile anımsatıyor. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı'nın yaptığı, yasalan ve genelgeleri sümen altlanndatut- mak değildir. Nrtekim dün de Konya Cumhuriyet Başsavcısı, Tansu Hanım'ın 9 Nisan günü bu kent- te yaptığı konuşmadaki "Erzurum'da, dincilerin sa- hibi benim, demişim. Allah 'a şükûr öyle söyledim... Bütün dindahann da sahibi benim" sözleri üzeri- ne, "kartel medyası" ile uzaktan yakından ilgisi bu- lunmayan ANKA muhabirinin sorduğu soruyu ya- nrtlıyor ve "inceleme başlattığını" açıklıyor. Yani ya- salar ve o yasalan işletecek olan cumhuriyet sav- cılan dini polrtikaya alet ettiği zaman Erbakan ve partisi için soruşturma açacak; aynı şeyi yaparsa Tansu Çiller'e sırt mı çevrilecektir? Şimdi sıkıştığı için olmalı, kendisinin Erzurum'da sadece başörtüsünün değil, sadece dindariann de- ğil, hertürlü düşüncenin de özgürlüğünü savundu- ğunu söyleyen bu çok renkli politikacı hanım, mi- ting kürsüsünde Islamın kutsal kitabını üç kez öpüp başına koyması ile seçimlerin iigisini de bir anlatsa bari. Çiller'in yasa tanımayan bir pervasızlık içinde ol- duğunu, dün Erzurum'a grtmeden önce Başbakan Ecevit'in söyledikleri de aynca kanıtlıyor. Ecevit, "Çiller pazar akşamı saat 20.15'te yasaklar başla- madan önce yaptığı bir konuşmayı, yasaklar baş- ladıktan sonra kendi özel televizyonunda yayımlat- tı. Bu kadar kural dışı hareket eden bir kimse dev- let yönetimine talip olamaz" diyor. Çiller'e bu kampanya sırasında "cesur yürek" kimliğini biçen, onu yasalar önünde böylesine per- vasız hareket etmeye zoriayan kılavuzun kimliği be- ni gerçekten meraka zoriuyor. Kendisi perde gerisinde kalıp Tansu Hanım'ın ba- şına çorap ördürtmekten hoşlanan bu kılavuz tek mi, yoksa her dönemin yanar dönerliği ile ün yap- mış bir "çift"\ mi? Faks: 0212- 677 07 62 E-Mail: obirgit(a cumhuriyet. com.tr Rumlann Karpazçıkarması REŞATAKAR LEFKOŞE - Kuzey K.ıbns Türk Cumhuriye- ti (KKTC) ile Güney Kıbns Rum Yönetimi arasında vanlan anlaşma sonucunda 1200 Rum dün sabah 07.00'den iti- baren Kuzey Kıbns'a geçti. Paskalya nedeniy- le Karpaz bölgesindeki Apostolos Andreas Ma- nastın'nı ziyaret eden Rumlar, burada dini ayin yaptılar. Ledra Palace barika- tmda toplandıktan sonra KKTC polisi ve Birleş- miş Milletler Banş Gücü askerlerinirr nezaretinde Karpaz'a hareket eden Rumlara, dinlenme ve yemek molası da verildi. Herhangi bir sağlık sonı- nuna anında müdahale edilebilmesi için Kuzey Kıbns Türk Cumhuriye- ti'nden tam donanımlı bir ambulans da Rum he- yetine Karpaz'a kadar eşlik etti. Rum yönetimi ziyarette yaşhlara, hasta- lara ve sözde "mahsur" çocuklanna öncelik ta- nırken manastın daha önce ziyaret edenterin başvurulannı kabul et- medi. BM'nin girişimle- riyle iki toplum arasında bir süreden beri devam e- den anlaşma çerçevesin- de Türk ve Rum halkla- nna sınm geçerek kutsal yerlerde ibadet olanağı sağlanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle