17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13NİSAN1999SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Attillâ Ilhan, Gazi Mustafa Kemal'i ve kurtuluş mücadelesinin senaryosunu yazdı: \..O Sanşın Kurt' Bütiiıı insaııi yönleriyle Gazi... FECtR ALPTEKtN Gazi Mustafa Kemal Paşa ve kurtuluş mü- cadelesi, bu kez Attilâ Ö- han'ın kale- minden be- yazperdeye aktanlıyor. 11- han'ın.tümhak- lan Çiçek Film'e ait olan ' - O San- şın Kurt' adlı senar- yosu, bugüne dek hiç görülmemiş ya da az görûlmüş fotoğraf- lar eşliğinde ki- tap haline ge- tinlerekEge Sera- mik tarafından yayımlandı. '„ O Sanşın Kurt', tstanbul'un işgalinden. gerçekleş- tirilemeyen tzmir suikastına dek uzanan süreçte yaşananlan, 'Gazikimdir?' soru- sunun en doğru yanıtlannı vererek anla- tıyor. 1950'lerden bu yana yakın tarihi- mizle ilgili inceleme ve çalışmalannı sür- düren, edebiyat ve düşün dünyamızm en önemli isimlerinden Ilhan, gönül rahat- lığıyla 'Gazi'ye ihanet etmedim!' dıyor. - Senaryoyu yazarken yararlandığınız kay naklardan ve araşarma sürecinizden söz eder misiniz? - Benim yazdığım Gazi, ortahkta do- laşan Atatürk'e hiç benzemiyor; sahici bir insan, yetimken general olmuş, Rumeli- li, konuşması bile Rumeli'ye çalan, ken- di şartlan içerisinde, sırasında şaka ya- pabilen, sırasında bunalıma düşebilen... Bunu öylece koymak gerekiyordu senar- yoya. Ne yediğine kadar araştırdım bul- dum, hakkındabilmediğimiz şeyleri, has- talığının mahiyetini, başından beri sağ- lıgının çok iyi olmadığını öğrendim. tki türlü belge var. Belgelerin bir kıs- mı, onunla beraber yaşamış ve olay- ^ lann içinde bulunmuş kişılerin hatıralan. Bir de Gazi'yi ob- jektifolarak incelemek isteyen kişiler var. Mesela buniar- •* dan ilk aklıma gelen Lord Kinross. Bu ınceleme- ler, yabancı basının bize nasıl baktığmı yansıtır. 0 ' -\'v '. Senaryoya yabancı ! 'V" , ' basını da koydum veneticedeorta- -, t, , ya bir sentez * '< \ çıktı. - Senar- yo, tstan- bul'un le başlayıp, IzmirMe Gazi'ye karşı ger- çekleştirilmesi tasarianan suikast olayıy- lasonaeriyor. Gazi'yibu zamandfltaniiçe- risinde anlatmaya nasıl karar verdiniz? - Gazi"nin hayatında. tüm dünyada gös- terilecek bir film için en elverişli olabi- lecek dönemi, Gazi'nin beşeri yönlerini en güzel gösterebileceğimiz olaylann bu- lunduğu dönemi seçmek lazım geliyor- du. O da seçtiğim dönemdir. Bu dönem içerisinde Gazi'nin hayatında iki önem- li kadın var. Kadınlarolrnadığı zaman. fılm tek başına, yabancılar için enteresan ol- mazdı. Sonraki dönemde Afet Hanım ATATf KK sanşın hırt! var; ne Fîkriye gibi fedakâr, ne Latife gi- bi şirret bir kadın. Fikriye tipi bence çok önemli; şimdîki modem Türk kızınm ön- cûsü gibi. Erkek kılığına girip Ankara'ya gidiyor, birtaraftan tepesine Yunan bom- balan yağarken, öbür taraftan geceleri Paşa'ya piyano çalıyor. Latife ise inanıl- maz derecede Batılı bir tip, hatta Tanzi- matçı Batılı; çünkü levanten havasında bir yaşam sürüyor. Tûrkiye'yi kurtardığı için Paşa'ya hayran ama Türkiye'nin şartla- nnın hiçbirine katlanamıyor. tstanbul'un işgaliyle başlayıp suikast- la biten dönem içerisinde savaşlar var, cumhuriyetin ilanı, devrim var, isyanlar var... Gazi'nin bütün bunlann içerisin- den çıkabılmiş olması inanılmaz. Suikast Alman afiş sanatçısı PrechtFın yapıtlan Alman Kültür Merkezi'nde sergileniyor Mark Pod»aTın 'Freud'un Vindsr adb Idtabını kapağı. Profesör Freud çokbüyük boyuttaki Leonardo'nun sakahnı bir perde gibi aralayarak onun iç dünyasını orta- ya çıkartryor. (solda)Chaplin & Hitler. Münih Şehir Müzesi 1989. Şario \e Hitter'in doğum günleri arasında yalnızca dört gün vardır. Hıtkr Şario'nun o ünlü bıyiğını devralmışnr. Şarlo da daha sonralan Hider'i 'Büyük Diktatör' olarak sunmuştur. PrechtL Chapün'i bu ikilinin orijinalL HMer'i ise onun sahtesi olarak nhelendiri- yor. (ortada) Bonn Beethoven Şenliği Afışi. 1983. Bereket bo> nuzuna dönüşen kor- nosundan çiçeklerfişkınr.Etinde 'ÖlümsüzSe\gUi'nin resminitaşır(sağda). SanatwpolitikanutiçiçegeçtiğiqfişlerKültür Servisi - tstanbul Alman Kül- tür Merkezı, Teutonia Binası'nda çok ıl- ginç bir sergiye ev sahipliğı yapıyor. Münih Goethe Enstitüsü'nün düzenle- diği sergi, Alman afiş sanatçısı Micha- el MathiasPrechtiın 1950'den 1980or- talanna kadar yaptığı afişlerin. kitap ve dergi kapağı ıllüstrasyonlannı içeriyor. Artık hayatta olmayan Prechtl, Al- manya'da, kitap illüstrasyonu. dergi ka- pağı ve sergi afişleri konusunda savaş sonrasında yetişmiş en özgün ve en us- ta sanatçılar arasında yer alıyor. 1926'da doğan \e Nürnberg Güzel Sanatlar Akadetnisi'nde resim ve gra- fık eğitimi gören Prechtl, savaş sonra- sırun Almanyası'nda sanatçılann, özel- likle de ressamlann soyut sanata yönel- dikleri. soyxıt resmi kavramsal olarak al- gılamakta zorluk çeken halk katmanla- nnm sergilerden ve müzelerden uzak- laştıklan bir sanat ortamında, sanarı hal- kın ayağına getirmek istedi. Bunun en uygun aracı olarak kitap ve dergi kapaklannı, sergi afışlerini gören Prechtl, Hitler yönetimine, faşizme duy- duğu tepkiyi büyük bir birikim gerek- tiren çok ince bir ironiyle yapıtlanna ta- şıdı. Politize kimliğiyle tanınan Gutten- berg Kitapçılar Birliği'nin yayınlan için kitap kapağı illüstrasyonları yapan Prechtl: edebiyat, felsefe, müzik, sine- ma, tiyatro alanlanndaki önemli kişilık- leri özgün yanlanyla afışlere ya da ka- paklara taşıdı; bu kişiliklerin düşünsel yönleriyle ve politiktavırlanyla ilgili çok önemli saptamalan ironik bir üslupla ak- tardı. Politik, felsefı ve ironik bakış llkkatıldığı karma sergi, 1952 yılın- da Düsseldorf'ta gerçekleştirilen 'De- mirveÇeBk'başlıklı sergi olan Prechtl. bu sergideki yapıtıyla 'Lluslararası Afiş Yanşması Birincilik Ödülü'nü aldı. tlk kişisel sergisini ise 1958 yılında Münih'te açtı. Michael Mathias Prechtl'ın Istan- bul'daki sergisindeki afişlerin seçimın- deki ölçüt; bir yandan edebiyarı resme taşıyan ömekler olmalan, diğer yandan Prechtl'ı eleştirel bir gözlemci ve için- de yaşadığı zamanı iyi algılayan bir sa- natçı olarak göstermeleri. Sergıde yer alan yapıtlarda, Kafka'dan Mozart'a, Freud'dan Leonardo da Vlnci'ye, Brecht'ten Keppler'e, HHler'den La- ure^ Handj ikilisine kadar pek çok ün- lü kişilik hem politik hem de felsefı hem de ironik bir bakış açısıyla yansı- tılıyor. Sergi. Alman K.ültür Merke- zi'nin Tünel'deki Teutonia Binası'nda bulunan Galeri Dürer'de 22 Nisan'a dek görülebilir. Babylon9 da altenıatif etkiıılikler başhyor Kültür Senisi - Son 10 yıl- dır düzenlediği etkınlik, konser ve müzik festivalleriyle Îstan- bul'un kültürel yaşamını zen- ginleştiren Pozitif, artık kendi mekânına kavuşuyor. Babylon 23-25 Nisan tarihlerinde John Lurie&the Lounge Lizards kon- seri ile Istanbullu sanatseverler- le buluşacak. Istanbul'un tarihi bölgelerin- den Beyoğlu-Asmalımescit'in ara sokaklanndan birinde bulu- nan Babylon, farklı bakış açı- lannın toplandığı düzenli bir programla müzik ve sanats^e- verlen altenıatifbir mekânda bir araya getirecek. Çok amaçlı bir mekân olarak tasarianan Babylon, etkinlikle- rinin içeriğine göre konser ya da tiyatro salonu. caz kulübü, dans salonu, sinema salonu, ga- leri ya da performans mekânı olarak kullanılacak. Nisan programı içinde John Lure&the Lounge Lizards, "Butch" Morris Istanbul En- semble ve YaDa Tiyatrosu'nun 'Sünnedi" adlı oyununun prömi- yerine ev' sahipliği yapacak olan Babylon'da mayıs ayı boyunca da dönüşümlü olarak Dewey Redman Quartet, "Buteh" Mor- ris Istanbul Ensemble. YaDa Tiyatrosu'nun Sünnetli adlı oyu- nu. Acid Trippm, Ayşe Tütün- cü 'Piyano-Perküsyon Grubu', Fra Fra Sound. Wax Poetic iz- lenebilir. Babylon'un açılışını gerçek- leştirecek olan John Lurielider- Ayşe Tütüncü 'Piyano-Perküsyon Grubu' liğindeki The Lounge Lizards, yirmi yıllık başanlı bir geçmi- şe imza atan seçkin bir toplu- luk. The Lounge Lizards cazın en başanlı olduğu noktada, ye- ni fıkirleri yakalayıp, havada uçuşan duygularla birleştirip. ruhu titreten etkileyici bir mü- zik forma sokmada adlannı du- yurmuş az sayıdaki topluluk- tan biri. John Lurie, Michael Blake, Steven Bernstein, Doug \Vleselman. E>"an Luire, Jane Scarpantonl Tonny Scherr, Ma- uro Refosco ve Calvin Wes- ton'dan oluşan topluluk, sayısız efekt bileşikleriyle, şaşırtıcı ka- kafoniden uzun sessizlik anla- nna kadar uzanan geniş bir yel- pazede karmaşık uygulamala- ra başMiruyor. Öte yandan John Luire dün- yanm pek çok köşesinde, caz meraklılannm yanı sıra sine- maseverler tarafından da tanı- nan bir sanatçı. Bu, sanatçının bazı filmler- de aktör olarak rol alması ve bazı filmlere müzik hazır- lamasından kaynaklanıyor. (292 73 68) olayının arkasmdan bir daha ölünceye dek Gazi'nin üstüne varamamışlardır: bu yüzden sonraki hayatı sinema için çok ha- reketli olmazdı. - Senaryo, lzmir'de gerçekleştirilmesi tasarianansuikastota>ının ardından hal- km. Gazi"\i kucakiayışı>1a sona eriyor. Gü- nümüz Türkhesi'nde, senarymıı bu coş- kııyla biü'rmek öze) bir secim mrydi ? - Gazi'yi bertaraf etmek için çok ça- Uşmışlardır; suikast, bu çalışmalann zir- vesidir. en son noktasıdır. Suikasttan ön- ceki safhada arka arkaya bir sürü sorun var; Kurtuluş Savaşı'na beraber başladı- ğı arkadaşlannın muhalefete geçmeleri, Ittihatçılarla işbırliği yapmalan, isyan- lar... Tam Cumhuriyet'i kurdugu dönem- de 'simdi yıkarsak ytkanz' diyerek Ga- zi'yi her tarafından kuşatmaya çalışıyor- lar. Gazi derhal hükümeti değiştinyor, Şeyh Saitisyanuun üstüne gidiliyor ve Ku- vayi Milliye ordusu iki üç ay içinde bu işi bitiriyor. Arkasından Takrir-i Sükûn Kanunu çıkıyor ve Gazi, muhalifienni de ortadan kaldınyor. Gazi iktidara oy- namıyor, hâkimiyete oynuyordu.Hâki- miyeti halka intikal ettirmek için uğraş- mıştır; asıl devrim budur, öbürü ıslahat- tır. Gazi, hâkimiyeti 600 senelik bir ha- nedanın elinden alıp Meclis'e aktarmış- tır. Bu aşamayı tutturabilmek için dev- rimciler gerekirse şiddet göstenrler; bu, devrimci şiddettir. - Senar>x)nuzda İsmet Paşa'nın birazda- ha geri planda kaldığını görüvoruz» Evet. İsmet Paşa ıle Gazi 'nın yakın iliş- kisi var; bunun aksini söylemek mümkün değil. Muntazam orduya geçmek zorun- dalar ve bu işi İsmet Paşa'dan başkasının yapamayacagını biliyor. tsmet Paşa'nın büyük hizmetleri var. Pekı ne olmuştur da daha sonra Gazi ile İsmet Paşa arasın- da ihtilafçıkmışhr? 1930'larda dünyada çok büyük bir değişim yaşanıyor. ltal- ya'da faşizm. Almanya'da Nazizm orta- ya çılayor. Rusya'da Stalin ıktidar oluyor, Bolşeviklik merkezileşıyor. Bunlann üçü de totaliter rejimlerdir ve İsmet Paşa ile umumi kâtibi RecepBey de Kemalizm'i bu platforma oturtmaya çalışırlar. Yoksa, Cumhuriyet kuruluncaya kadar olan dö- nemde ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki ilk dönemde, ilk devletçilik ham- leleri döneminde İsmet Paşa'nın hizmet- leri hiçbir şekilde tartışılamaz. Fakat is- met Paşa'nın bürokrat olması ve daha di- siplinli bir düzenden yana olması nede- niyle Gazi'yle aralannda ihtilaf çıkmış- tır. Tabii fılmin içindeki, îsmetPaşa'nın hizmet görevidir. Yaptığı hizmeti yaptı- ğı kadar gösterdim; çünkü o dönemde Karabekir Kazım Paşa, Hüseyin Rauf Bey, AUFuatPaşaondan üstün. Onlar. ilk başlayanlar. 'Biz bir dün>^ devletiyiz 1 - Gazi'nin ve Kurtuluş Savaşı'nınsenar- yodaözeDikle altınıçizmekistediginiz yan- İanndan söz eder misiniz? - Bir defa, özellikle Soğuk Savaş'a gi- rildikten sonra Türkiye"deki ulusal kur- tuluş hareketi. ulusal demokratik devrim hareketi ile Rusya'daki kurtuluş ve Bol- şevik devrimi arasındaki yakınlık redde- dilmistir. Ukönce bunun ortaya çıkması lazımdı. Sovyetler Birliği'ne mekrubu ilk yazan Gazi. Cumhurbaşkaru seçilınce he- men o sıfatla mektup yazıyor ve açıkça yardım istiyor. Gazi, "Bizün başan kaza- nabilmemiz için Kafkasya'dan ingUizleri atmanuz lazun, bu seti ortadan kaldıra- cağız ve Botşevikler'le temasa geçecegiz" der: çünkü olaya kurmay olarak bakaT. Böyle bakınca, Türkiye ve Sovyetler Bir- liği'ndeki kurtuluş hareketlerinın para- lel olduklan takdirde emperyalizmi ye- necekleri kesin: nitekim öyle oluyor. Bir defa bunun altmı çizdim. Ikincisi, Gazi, olayı münhasıran Yu- nan'ı atmak olarak değil, mazlum millet- lerin kurtulması olarak koyuyor. Gazi ölünceye kadar Ban ile hiçbiranlaşma yap- madı. Kesinlikle taviz vermiyor. Çağdaş- laşmayı asla ve kat'a Türkiye'nin Batılı- laşması olarak koymamış, muasırmede- niyet için elinden geleni yapmıştır. tste- diği, şanh geçmişimiz üzerinde yeni bir halka oluşması ve bunun, gehşmiş ülke- lerden farklı olmamasıdır. Çünkü biz 1. Dünya Savaşı'na girerken dünyadaki al- tı büyük devletten biriydik. Gazi bundan vazgeçmez. Biz büyük birdevletiz, biz bir dünya devletiyiz; yine öyle olmalıyız... Onun çağdaşlaşma projesinin gerisinde yatan budur. - Gazi'nin insan vasıflannı bilmek, Ga- a>ianlayuMmek içinçok iintmlidepmi? - Tabii, ben buna çok önem verdım; çün- kü savaş sahnelerini uzatmanm bir yara- n olmayacaktı. Benim anlatmak istediğim, Gazi Mustafa Kemal Paşa. Bütün bunla- n nasıl yaşadı, olaylar nasıl tartışıldı, anı kararlar nasıl verilip uygulandı. hareke- te nasıl geçildi, Sakarya öncesinde attan düşmesi. sakatlanması. buna rağmen yi- ne aynı hırsla ve heyecanla cepheye git- mesi... Bunlann hepsini anküyor fılm; ama kimin oynayacağı çok büyük bir sorun. Gazi'nin hayatında süratle değişen çok nü- ans var; aktörün Gazi'nin bütün geçmi- şini bilip içine yatırabilmesi lazım. Fil- min çekimi de bir sorun tabii... Burada bir sentez var, senaryo, birbirine eklenmiş sah- nelerden ibaret değildir. Öyle olsa tren ka- tanna benzer; senaryo yazmak ise gemi inşa etmek gibidir. Içinden bir kamarayı çıkarsan gemi batar. Senaryoda her şey birbiriyle ırtibatlıdır, aradan hiçbir şey çıkaramazsın. Senaryonun bütününde Gazi'nin kişi olarak özellikleri ortaya konmaya çahşıldı; diğer insanlarla ilişki- leri, hassasiyeti, olağanüstü kararlar ve- rebilen bir adamın sırasında çok olağan davramşlar içine girebildiği... Fizik ben- zeyiş de Türk seyircisi için çok önemli; yoksa inanmıyor. Öyle birini bulacaksın ki hem yakışıklı, hem genç olacak, hem de o zekâ gözlerinden fışkıracak. Öztuna-Aksoy piyano ikilisi • Kühür Servisi - Rüya Öztuna-llke Aksoy pi> ano ıküisı, beraberliklerinin üçüncü yılında konserlerine devam ediyor. tkili bugün saat 19.00'da Istanbul AKM Konser Salonu'nda vereceği konserde D\orak. Arensky. Schostakowitsch ve Milhaod'nun yapıtlarını yorumlayacak. Istanbul dogumlu Rüya Öztuna, Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatu\an"nm Piyano Lisans Bölümü'nden mezun oldu ve aynı üniversiteden sanatta yeterlilik derecesi aldı. Finlandiya'da Naantali Müzik Okulu'nda, Avusturya'da Mozarteum Müzik Akademisi'nde öğrenim gördü. Halen Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nda ögretim görevlisı olarak çalışıyor. Piyano öğrenimıne beş yaşında başlayan llke Aksoy ise Istanbul Belediye Konservatuvan'nda Özen Veziroğlu'nun öğrencısi olarak eğitim gördü. Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'ndan mezun olan sanatçı, aynı üniversitede doktora çalışmalannı sürdürüyor/257 56 00) 2. Kukla Festivali mayısta • Kühür Servisi - Geçen yıl ılkı gerçekleştirilen 'Uluslararası Istanbul Kukla Festivalı'nın ikıncisi 4-12 Mayıs günlen arasında düzenlenecek. Bu >ıl, çocuklar ve yetişkinler için. ulusal ve uluslararası olmak üzere farklı bölümlerde gerçekleştirilerek festivalin açılış oyunu, Mehpare Çelik Aksoy Gölge Tiyatrosu'nun 'içindeki Içindedir' adlı gösterisi. Aksoy tarafından gerçekleştırilecek bir diğer gösteri de "Yerebatan Samıcı'nda Hayal.' tzmit Büyükşehir Belediyesı Şehır Tiyatrosu ise "Nasreddin Hoca' ıle festivale konuk olacak. Tiyatro Tempo farklı bir tarz ıle izleyıcının karşısına çıkacak. Haluk Yüce, geleneksel gölge tiyatrosu Karagöz'ü ipli kuklayla birleştiren bir oyun seTgileyecek. Denizbank'ın katkılanyla gerçekleşecek gösteri 'Cadılar ve Hint Fakiri' adını taşıyor. Show Tiyatro ise, cevre kirliliğini konu alan modern bir Karagöz çalışması olan 'Çöp Canavan'nı sunacak. Sctıoenberg ve Kandinsky üzerine konferans • Kültür Servisi - Bugün saat 19.00'da Ankaradaki Türk-lngiliz Kültür Derneği'nde Avusturyalı besteci Arnold Schoenberg ve Rus ressam Vassıly Kandinsky 'nin yapıtlan üzerine dia ve \ ıdeo gösterilerinin de yer aldığı bir konferans gerçekleşecek. Konferans, sanatçılann, aralanndakı dostluğun da etkisıyle birbırlerinin sanatlanndan etkilenerck ürettikleri 'renklerin tınılan" ve 'tınıların renkleri' temalı yapıtlan üzerinde yoğunlaşacak. Ibvale yansıyan insan trajedisi • Kültür Servisi - Maltepe Sanat Galerisi, ressam Murat Ağçiçek'in yapıtlannı Istanbullu sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Sanatçının sergisi 29 Nisan'a kadar görülebilecek. Yapıtlannda kişisel ben'le toplumsal ben arasındaki parçalanmayı ve bu trajedinin yarattığı 'tecrit edilmişlik" durumunu sorunsal olarak ele alan sanatçı, çarpıcı bir insan tipolojisi yaratıyor. Kaleidoskopun ikinci programı 20 Nisan'da Ankara'da • KüHür Servisi-'Kaleıdoskop: Kültür Dünyasına Dısiplınlerarası Yolculuklar' girişiminin ikinci programı 20 Nisan'da Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesı'nde verilecek bir konferansla gerçekleşecek. Saat 15.30'da ODTÜ Kültür ve (Congre Merkezi 'nde yapılacak konferansın konuğu, Cambridge Üniversitesi'nden Stephen Heath. Sinema ve kültür dergisi Screen'in kuruculanndan olan Heath. filmde anlatım, psikoanaliz, feminizm ve televizyon üzenne yazdığı çok sayıda kitap ve makalesıyle tanınıyor. Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği ve ODTÜ işbirliği ile düzenlenen konferansta Heath. İdentification' (Özdeşleşme) üzerine konuşacak. Kültürel politika alanındaki güncel düşüncelerin. tema. başlık ve kavramlann sunulacağı, tartışılacağı platformlar oluşturmak üzere başlatılan 'Kaleidoskop' girişimini ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nden Meyda Yeğenoğlu. Bilkent Üniversitesi lletişım ve Tasanm Bölümü'nden Mahmut Mutman ve Galeri Nev'den Ali Artun yürütüyor. (0212 210 59 83) BUGUN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZI'nde saat 19.00'da Selen Gülün Kuartet'in Caz Konseri ızlenebilir.(292 06 55) • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Jimi Hendrix'in 1969 Woodstock konseri laser-disc'ten gösterilecek. (252 35 00) • tDOB saat 20.00'de Tatlı Charity Müzikali'ni sahneliyor.f257 56 00) • BtLGİ ÜNtVERSİTESt'nde saat 20.00'de East Palace, West Palace adlı fılm görülebilir. (216 00 00) 11. Uluslararası Istanbul Kısa Film Günleri I FRANS1Z KÜLTÜR MERKEZt nde saat 11.00'de tsveç yapımı Çatılar. Benden Haber Alıncaya Kadar Bir Şey Yapma, El Ele, Kan ve Ruj. Hamn, Pin-up, Şimdi Ne Oluyor! adlı filmler. saat 14.30'da lrlanda yapımı Pencere, Darbe, Gece Yansı Dansı, Orpheus, Pazara Kadar Yedi Gün. Her Şey Yolunda adlı filmler, saat 17.00'de ltalya yapımı Çok Tebrikler, Güller, Ölüm Treni, Anne. Küçük Ateş. Savaş Bitti, Hemen Hemen Kardeşler adlı filmler, saat 19.30'da Fransa ve Yunanistan yapımı Huguette'in Küçük Kardeşi, Küçük Balık Katıli. Chips, Kahve ve Küçük Prelüdler adlı filmler ücretsiz olarak gösterilecek. • ITALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 14.30'da Ingiltere yapımı Dükkân Sahibi, Savaş Zamanı Andares, Kraliçe'nin Manastın, Koşucular adlı filmler, saat 17.00'de Fransa yapımı Le Bell Boy. Yalnız. Çamaşır Mandallan, Son Buluş, Eski Bariyer adlı filmler, saat 19.30'da Belçika %e Macaristan yapımı Leonie, 6 Haiku 1 -2. Western. Hey Sen, Tarihi-Kültürel Gece ManevTası, 8 No'lu Kapı, Anı ve Hamurcuklar adlı filmler ücretsiz izlenebilir. (252 57 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle