17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 1UBERLER Üç yıldır 'koruma planı' bekleyen ilçede belediye başk. u adaylan planı olmayan projelerle seçim propagandası yapıyor Beykoz'da 'plansi2 proje' ile seçim sözü• Istanbul'un 'tamamı SİT' olan ilçelerinden Beykoz'da belediye başkanı adaylan 'planı olmayan projelerle' seçim propagandası yapıyor. Oysa önce 'koruma amaçlı imar planı' sözü vermeleri. her türlü uygulamanın da bu plana uygun yapılacağım belirtmeleri 'yasal' zorunluluk... OKTAY EKtNCİ İmar hukuku, şehircilık ılkeleri ve kente karşı mi- mari sorumluluklar, her tûrlu "yapuas.ma" ve "dü- zenleme" içın gerekli projelerin öncelikle "imar p4anlan\1au>nmlu"olmasını.yanı u plankaran"ni- teliğini de taşımasını öngörüyor. Eğer bu uyum yoksa, ya o yatınm yapılamaz ya da yine imar planlan üzerinde şehirciliği ve toplum yarannı gözeten bilımsel çalışmalarla aynı yatınmın "yerini, şeklini ve yoğunluğunu beürleyecek" koşul- lar saptanarak proje ve uygulama için "yasal olanak- lar" araştınlır. Yıllardır hasreti çekilen "planh kentleşmenin" bu olmazsa olmaz koşulunu en çok "yerel vönetim- ler"in gözetmesi gerekirken, gelin görün ki aynı ku- rala en başta "belediye başkanı adaylan" uymuyor. Göreve geldıklennde öncelikle "plansız uygulama- lan durdurma>'ar ' söz vereceklen yerde. aynı şekil- de "planlarda karşüığı olmayan gösterişli projeler- le" oy toplamaya çalışıyorlar. Dahası. yasal bir imar planı bile bulunmayan kimi bölgelerde de "önce pbuT diyeceklerine. yine kendi "proje öncelikteriy- le" politika yapıyorlar. Tıpkı, "plansızlığuı" artıkdoruğa ulaşıp neredey- se yasa dışı bir ımar düzeni yarattığı, "SİT" ilan edil- dıği 1995'ten bu yana da lstanbul Büyükşehir Bele- dıyesi "nden "koruma amaçlı imar planı yapımı" gö- Saip Molia ormanındaki bu 'Acarkent' görüntüsünün bütün Beykoz'u işgal etmemesi için 1995'te alınan SİT karanna başkan adaylan sahip çıknmor. revini yerine getirmesini bekleyen Beykoz ilçesin- deki adaylar gibı... Yaklaşık yüzde 7O'ı "onnan" olan, aynca "Bo- ğaziçi Öngörünüm Böigesi" ve "Elmah Su Havza- a" gibi kesin imaryasaklı korumabölgelerini de içe- ren Beykoz'da bazi belediye başkan adaylanmn seç- menlere söz verdikleri "yatmma dönük" projeleri özetle şöyle: • ŞenolÖngüner(\'eteriner/ANAP): Beykoz'un "iskân sorununu" (yapılaşma yasaklannı) çözecek. Cadde ve sokaklann "yetersizUğini'' giderecek. • Alaattin Köseler (Mimar / DSP): Otoban arter- lenni "sahilyoluna"bağlayacak. Kaçak yapılaşma- yı önlemek için pilot bölgelerde "ıslah çalışmaa" ya- pacak. • Yücel ÇeKkbüek (Belediye Başkanı / FP): Her mahalleye "hizmet binası*' \apacak. "bahkçılar si- tesi" kuracak, "kadın-doğum hastanesi, aşevL, huzu- revTinşaedecek... • SeyitUsta(Avukat/CHP): Sahil yolunu *Bİah" edip çevre yollara bağlayacak. Cam, oto-sanayi, konfeksiyon atölyeleri için "işmerkezteri" kuracâk. 3 adet "kültür merkezi" yapacak... (Hürriyet lstan- bul, 19.03.1999). 'MetropoP mü, SİT alanı mı? Pekı, otoyol bağlantılanndan hastanelere. pilot is- kân alanlanndan oto sanayi sitelerine kadar. Bey- koz'u adeta bir "metropor gibi gören tüm bu pro- jeler, yaklaşık 3 yıldır "plansız" bırakılan bir SİT bölgesinde "neretere" ve "hangiimar koşuUannda" yapılabilir?.. 2863 sayılı Koruma Yasası ve bilimsel ilkelere göre "tüm SÎT alanım kucaklayan bir koruma pla- nı" olmadan. bu sorunun yanıtını hem hukuken hem de teknik anlamda vermek olanaksız. Bu nedenle ör- neğin DYP'den belediye başkanı adayı olan tzzet Öztürk'ün "Plansız yeriere pian yapüracağım" sö- zü diğer adaylara göre daha "gerçekçi" görünse bi- le, "Boğaziçi imar kurallannı değiştireceğim" diye- rek SİT alanındaki "koruma kurallanna" karşı çık- ması, onun da Beykoz'u "herhangi bir yerleşme gj- bi imara açmak" niyetini ortaya seriyor.. Işte böylesi bir "hukuk dışı imar önerileriyle'' ge- lişen yerel seçim söylemlerinde "Beykoz gerçeğini" en doğru vurgulayan aday ise ÖDP'den Dr. Can Ka- yabaL. Tamamı SİT olan ilçede "önce koruma pla- nı" diyebilen Kayabal'ın en çok sıkıntıya düşebile- ceği konu ise "kaçakyapılar" ve "kıyıdaki fabrika- lar". Çünkü ÖDP'nin dünya görüşü gereği öncelik- le oy isteyeceği "işçiveemekçi" kesimler, çoğunluk- la kaçak yapılarda oturuyorlar. Koruma ilkeleri ve Boğaziçi Yasası uyannca artık "kryıdankakhrümalan*" gereken fabrikalar içinbu- nu savunmak ise aynı işçi ve emekçileri "işsizbırak- mak" şeklinde anlaşılabileceğinden, hemen tüm partilenn adaylan da bu konuda "susmayı" yeğliyor- lar. Hatta ANAP adayı Şenol Öngüner, "fabrikala- n iyileştireceğün'* bile diyerek, geçmişin yanlış ve Boğaziçi'ne duyarsız sanayi planlamasmın çirkin- liklehni de "oy uğruna" kalıcı kılmaya söz veri- yor... lstanbul'un "akcifeerleri" sayılan ve her yönüyle bir "doğa ve kühür" ilçesi olan bu Boğaziçi köyü'nde adaylann genel yaklaşımı işte böyle. Yasalar, "bu güzel ilçeyi koruyun'" dese bile haksız imar rantı "özgür" bırakıldığı sürece, Beykoz'a "havaalanı" önerilmediğine de galiba şükretmek gerekiyor... ÖDP Genel Başkanı Uftık Uras, partisinin işçi, aydm ve sanatçıları bir araya getirdiğini söyledi 4 Sotun makus katlerhıi değiştireceğiz' AYŞE YILDIREM ÖDP Genel Başkanı UfukUras. "19 Ni- san'da çoğu parti başuıa ne geleceğinin far- kında değü" dıyor. Solun değışik renkleri- ni bir araya getirdiklerini, Meclis'te halkm sesi olmayı istediklerini belırten Uras. "Türkiye'nin ve solun makûs kaderini de- ğiştirmeyi hedeflediklerini" anlatıyor. ODP'nin iddia edildiği gibi "etitist" bir parti olmadığını. "işçi, aydın ve sanatçryı bir araya getirdiğini'' söyleyen Uras, 18 Nisan seçımlerinin mevcut seçim sistemiy- le yapılan son seçimlerolacağmı belirtiyor "Başta Meclis'teki sosyal demokrat parti- ler olnıak üzere bütün partiler antidemok- ratik bir seçim sistemini sa\ unmanın. de- • ÖDP, toplumsal muhalefetin,- bütün taleplerin sesi soluğu olmak istiyor ve siyasette bir türbalans ayan yapacağımızı düşünüyoruz, ama bu halkın yaptığı bir balans ayan. ÖDP gerek yerel yönetimlerde, gerek genel seçimlerde siyasete ağırlığını koyarak siyasetin dengelerini değiştirmeyi düşünüyor. mokrarik olmayan siyasi partileryasasının arkasınasaklanmanınbedelini 18Nisan'da ödeyecekler" dıyen Uras. sorulanmızı ya- nıtladı. - 19%'da "Türkiye cami-kışla-mezbaha seçenekleri dışına çıkıp farklı ve demokra- tik seçenekler arayacaksa, erken seçimden başka alternatif kalmıyor önümüzde" de- miştiniz. Bugün hâlâ erken seçimin çare ol- duğunu düşünüyor musunuz? - Biz erken seçimi ara rejim arayışlan karşısmda yegâne seçenek olarak gördük. Sonınlann ancak halkın siyasete katılımıy- la çözülebileceğini, seçimin de bu açıdan en uygun araç olduğunu düşündük. Tabii bu erken seçimin adil, demokratik bir se- çim sistemi; demokratikleştirilmiş bir siya- sal partiler yasasıyla olursa anlamlı olaca- ğını düşündük. 1995 seçim sisteminde hal- kın iradesinin yaklaşık yüzde 29.2'si Mec- lis'e yansımamıştı. Ama Meclis'teki par- tiler her konuda olduğu gibi bu konuda da basuetsi? davTandjlar ve demokratıjc ol- mayan bir seçim sistemiyle, bir bangfa de- mokrasi anlayışıyla seçime girdiler. Tabii bu krizi çok daha derinleştirir. Bizim önerimiz 1961 seçim sisteminde olduğu gibi nispi temsil, barajı olmayan, olursa da hiç değilse Avrupa'daki gibi yüz- de 5 civan olan bir seçim sistemi. Ne ka- dar oy alırsanız o kadar milletvekili olsun ve toplumun bütün renkleri, toplumsal mu- halefetin bütün talepleri Meclis'te yer al- sm dedik. - Ama öyle olmayacak— - Tahmin edıyorum bu seçim sistemiyle yapılan son seçim olacak bu. Başta Mec- lis'teki sosyal demokrat partiler olmak üzere antidemokratik bir seçim sistemini savunmanın, demokratik olmayan siyasi partiler yasasının arkasına saklanmanın bedelini 18 Nisan"da ödeyecekler. Biz, 37 örgütü yan yana getirdik; siyasetin gökku- şağı toplantısı adı altında. Meslek örgütle- ri. demokratik örgütler, sendikalar, konfe- derasyonlar. hepsi dediler ki: "Demokra- tik bir seçim yasası ve siyasi partiler yasa- sından \ana olmayan partilere destek ver- meyeceğiz.*' - Bu koşullarda ÖDP ne bekliyor seçim- lerden? - Doğrusu ÖDP, toplumsal muhalefetin, bütün taleplerin sesi soluğu olmak istiyor ve siyasette bir tür balans ayan yapacağı- mızı düşünüyoruz, ama bu halkın yaptığı bir balans ayan. Çünkü biz gördük ki so- lun olmadığı bir Meclis. ÖDP'nın olmadı- ğı bir Meclis'te başta sosyal demokratlar olmak üzere tümüyle bir sağa kaçış söz konusu. ÖDP gerek yerel yönetimlerde. gerek genel seçimlerde siyasete ağırlığını koyarak siyasetin dengelerini değiştirme- yi düşünüyor. Çünkü bu ülkenin sola ihti- yacı, gerçek bir sola ihtiyacı olduğunu gör- dük. Hızla sağa kayan siyaseti bir sol dal- gayla tekrar canlandırmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin ve solun makûs kaderini de- ğiştirmeyi hedefliyoruz. - Baraj endişesi taşnmyorsunuz yani... • Barajlar aslında toplumsal muhalefetin talepleri Meclis'e yansımasın, halkın sesi soluğu Meclis'e yansımasın diye konuldu ama bütün Anadolu'da gördüm ki yurttaşlann bu geleneksel siyaset tarzına ilişkin çok büyük öfkesi var. - Doğrusu barajlar aslında toplumsal muhalefetin talepleri Meclis'e yansıma- sın, halkın sesi soluğu Meclis'e yansıma- sın diye konuldu ama bütün Anadolu'da gördüm ki yurttaşlann bu geleneksel siya- set tarzına ilişkin çok büyük öfkesi var. Bu öfkenin hızla umuda dönüştüğünü görü- yoruz. 1965'in TlP'i gibi solun değişik renklerini yan yana getirmek, bunun çok bü>ük moral etkisi oldu. 19 Nisan'da çoğu parti başına ne geleceğinin farkında değil. - Sol rüzgâr >adsmamaz._ Ancak bu sol rüzgân daha da büyütecek sol işbüiiği ni- ye olmadı? - Bunun yolu seçim yasasının demokra- tikleşmesinden geçiyordu. Bu gerçekleş- medi. Aslında barajlar olmasa sol Meclis'e girse, zaten bir sol işbirliği Meclis içerisin- de gerçekleşecek. tttifaklara olanak vere- cek bir yasanm gerçekleşmemesinde Mec- lis içindeki tırnak içindeki sol partilerin çok büyük vebali olduğunu düşünüyorum. O yüzden siyasette inandıncılıklannı yitir- diler. Çünkü sol demek demokrasi, adalet. eşitlik, özgürlük demek. Ama kendi içi- nizde bunu gerçekleştiremiyorsanız, seçi- me doğru giderken demokratikleşmeden yana en ufak bir adım atmıyorsanız, bunun çok büyük bir sorumluluğu olduğunu dü- şünüyorum. Biz solun değişik renklerini yan yana getirerek, toplumsal muhalefetin değişik renklerini yan yana getirerek bü- yük ölçüde kendi listelerimizi gerçekleştir- dık. Yoksa ÖDP. solun birlik projesi... Ya- ni 1965 TlP'ininbaşanlıolması, solun de- ğişik renklerini yan yana getirmesinden kaynaklandı. ÖDP de işte 1990'larda bu misyonu büyük ölçüde devraldı diye düşü- nüyoruz. Aile meclislerinde aday belirie- mek solun lügatında söz konusu olamaz. O yüzden solun nasıl davranması gerekti- ği, parti içinde nasıl demokrasi uygulama- sı gerektiği. temel taleplerinin neler olma- sı gerektiği konusunda önemli bir örnek oluşturduğunu düşünüyoruz. - İP listelerine yansıyan bir Sol Güçbirü- ği oluştu. Onu nasıl karşdıyorsunuz? - Ben Anadolu'nun dört bir tarafinda do- laşıyorum. Hayatta bunun bir karşılığı yok. Çünkü önemli olan bugün buna denk dü- şen bir yasal değişikliğin olması ve bu yan yana gelişin bunu destekleyen bir politik kültürde, çoğulcu bir politik kültürle bu mücadelenin içinde olması gerekiyor. - Adaylannıza baktığımızda elitist bir parti görüntüsü veriyorsunuz? - Değil. Tam tersine yüzde 5'lik genel merkez kontenjanını fikir emekçileri, sa- natçılar için kullandık. 28 kişi. Ama zaten bu ülkenin düşünen ınsanlannın, aydınla- nnın ÖDP'de yer alması doğal. Bütün par- tiler mafyanın, çetenin, sermayenin önem- li isimlerine yer veriyorlar. Bizim farklı ol- mamız doğal. Ama onun dışında rakamla- ra baktığımızda tümüyle emeğiyle, ahn te- riyle geçinen insanlar. Bir de Edirne'den Ardahan'a Türkiye'de bu kadar yaygın bir örgütlenmeyi elitist bir anlayışla yapabil- meniz mümkün değil. Mezra mezra Tür- kiye'nin her bir yanında ÖDP'nin adayla- nnı tanımaya gittim, bakahm arkadaşlan- mız kimleri seçmiş diye. Gördüm ki Tür- kiye'nin en reel, en gerçek işçi, emekçi partisini artık tutturmuşuz. maya tutmuş. Evet, ilk defa toplumun farklı kesimle- ri; işçisi, emekçisi, kadını, entelektüelleriy- le yan yana geldiler. Bunun önemli oldu- ğunu düşünüyorum. Aydınlar artık solla banştı. Önemli bir gelişme. - Aşkın ve devrimin parüsi olarak orta- ya çıktmız. Fakat aşk sözcüğü biraz kafa- lan kanştırdı. Espri konusu bileyapıldı. Bu zaman zarfmda aşkı anlatabildiniz mi? - llkaşkunutulmazsloganlanmızdanbir tanesi. Hayata tutkuyla bağlanan insanla- nn eylemi aslında solculuk. Çünkü aşkın zıttı nefret ve aşk ile bu mücadeleyi sürdü- ren insanlar, alternatif bir siyaseti bu söz- cük içerisinde bulabiliyorlar. Geleneksel, kokuşmuş, nefrete ve çıkar ilişkilerine da- yalı siyasetten kopuşun adı aslında. Aşkın ve devrimin partisi olarak, aşklar diyan Anadolu'da kendimizi çok iyi anlattık. Ve bu mücadeleye bütün arkadaşlanmla aşk ile sanlıyoruz. - Eşinizin bir kardeşi FP, diğeri MHP adayı. Aileniz ÖDP'li değil mi? - Hayır. bir kardeşi MHP'den aday ama diğeri DYP eski milletvekili adayı... Eşi- min ailesi şimdi ÖDP'li. Eşimin annesi ÖDP'ye oy verecek. Malkara'da oturuyor- lar ve muhafazakâr bir aile. Fakat eşim ÖDP üyesi, Beyoğlu belediye meclisi ada- yı. Demokratik bir aileyiz, hiç kimse kim- senin politik tercihine kanş_mıyor. - Seçim kampanyasmda ÖDP'nin farkı- nı nasıl anlanyorsunuz? - Doğrusu ÖDP'yle beraber seçimlerde nasıl bir Türkiye istendiği. özlemi du>oıl- duğu konusunda kendi dünya, yasam an- layışımızı ön plana koyuyoruz. Üretenle- rin, emekçilerin yönettiği bir ülke istiyo- ruz. O yüzden umudu, bahan ÖDP'yle ör- gütlemekbize anlamlı geliyor. Bütün yurt- taşlar için bedelsiz eğitim, sağlık, sosyal güvenlik... Beşikten mezara kadar onurlu bir yaşamın ancak bir sol iradeyle gerçek- leşebileceğini düşünüyoruz. Seçim kampanyalannda dikkatimi çe- ken, bu ülkenin geleceğine ilişkin nasıl bir toplum projesi üzerinde durulması yerine daha çok bu toplumun değer verdiği, temel atfettiği anlayışlann sömürüsü üzennden siyaset yapılması beni çok yadırgatıyor. Ki- misi Atatûrk'ün partisiyim diyor, kimisi Hz. Muhammed'ın partisiyim diyor. Bu • İlk aşk unutulmaz sloganlanmızdan bir tanesi. Hayata tutkuyla bağlanan insanlann eylemi aslında solculuk. Çünkü aşkın zıttı nefret ve aşk ile bu mücadeleyi sürdüren insanlar, alternatif bir siyaseti bu sözcük içerisinde bulabiliyorlar. Aşkın ve devrimin partisi olarak, aşklar diyan Anadolu'da kendimizi çok iyi anlattık. toplumun önem verdiği değerlenn arkası- na saklanaıak, Atatürk ticareti yaparak, din ticareti yaparak siyaset yapmanın ne kadar geçersiz olduğunu belki de gördü ülke. fh- sanlann somut sorunlan üzenne, çözüm önerileri üzerine siyaset yapmamız gereki- yor. Atatûrk'ün devlet ihalesi gibi bir prob- lemi yoktu ki Meclis'teki bu partilerden bi- rinden yana veya dışında olsun. Ama gö- rüyoruz ki, demek ki Meclis'teki partilerin dağarcıklannda hiçbir şey yok. Ve bu ülke- nin canını, kanını sömürenler, yani emek sömürüsü yapanlar, bunu bir de duygu sömürüsüyle pekiştiriyorlar. ÖDP biraz da bu siyasetteki riyakârhğı defetmenin önem- li bir adresi gibi gözüküyor aym zamanda. Ufuk Uras, seçimden sonra herkese 'nasıl muhalefet yapılacağım' göstereceklerini belirtti 'Türkiye'nin geleceği için ODP'ye oy verin' lstanbul Haber Senisi - ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras. ÖDP'ye verilecek her oyun Türkiye'nin geleceğine, umuduna verilecek oy oldu- ğunu söyledi. Uras. Ata- tûrk'ün kurduğu CHP'yi De- niz Baykal'ın elinden ÖDP'nin kurtaracağını vur- guladı. Ufuk Uras, partisince Üs- küdar Meydanı'nda düzenle- nen açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, bugün- den itibaren çok kritik bir haftay_a girildığinı vıırgulaya- rak ODP'ye venlecek her oyun Türkiye'nin geleceğine, umuduna verilecek oy oldu- ğunu söyledi. ÖDP'nin ala- cağı her oyun hayati önem ta- şıyacağını anlatan Uras, "Bi- zün akhğımız her oy aUuka- yı dağıtacaktır" dedi. Uras. ODP'nin 18 Nisan'dan sonra herkese nasıl muhalefet ya- pılacağım göstereceğini be- İirterek partilileri, seçimin yapılacağı gün sabahm erken saatlerinden gece yansına ka- dar sandık başında oylan ko- rumaya davet etti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da eleştiren Uras. "CHP'yi Atatürk'ün kurdu- ğu doğrudur. ama Baykal da hızla banrmaya kararhgözü- küyor. Merak etmeyin, CHP'yi Baykal'ın eünden biz kurtaracağtz" dedı. Uras, Meclis'teki partilerin Türk halkına geçirdiği "deü göm- teğini'' 18 Nisan"da söküp atacaklannı vurgulayarak "Gelin 18 Nisan'daçocuklan- mızı kirti paraja, u>ıışturu- cuya ve çeteyemahkûm ebne- yeam" diye konuştu. Uras daha sonra, ÖDP 1. bölge milletvekili adayı Ada- letAğaoğlu ve bü>ükşehir be- lediye başkan adayı Vkdan Baykara ile seçim otobüsü üzerinden partilileri selamla- dı. Min'ng sırasında partililer, "Ya çete devleti, ya demokra- si-. "Haramilerin saltanatinı yıkacağız'7 yazılı pankartlan açarak, "Yaşasın halklann kardeşliği7 ", "Yaşasın özgür- lük ve dayanışma" ve "Faşiz- me karşı omuz omuza" slo- ganlannı attı. Üsküdar'da düzenlenen açık hava toplantısına kaülım yüksekoldu. (KA.A N SAĞNAK) Beyoğlu Ömeravni Mahallesi muhtar adayı Özdemir 'Mahallemizde doyasıya demokrasi yaşanacak' tstanbul Haber Servisi - Beyoğlu ilçesi Ömeravni Mahallesi muhtar adayı Nihal Özdemir, muhtarlann artık farklı sorum- luluklan da taşıması gerektiğini savunu- yor. Özdemir. "Bugûne kadar yapuagelen ve ahşılmış muhtar- hkuygulamalanylayaniyalnız- ca resmi belge onay lamak gibi rutin işieri yapmak göreviyle yetinmeyeceğnn'' dedi. Bu görevleri mahalle halkı için en hızlı ve en kolay biçim- de yerine getireceğini söyleyen Özdemir. "Ama bunun yanı sı- ra mahallenin doğal güzelliğini, tarihi bi- rildmini koruyup geliştirmeyi mahalleli arasmda acak komşulukve dayanışma iliş- kilerini kurmayı temel göre> sayacağım. Tüm Ömeravni Mahallesi sakinleri olarak mahaüemizin temel sorunlanm büiikte tarüşmanın yollaruuyaratacağız,yani ma- haUemizde dovasıva bir de- mokrasiyi yaşayacağtz" diye konuştu. Uzun yıllar ticaretle uğraş- tığını anlatan Özdemir, Çağ- daş Yaşarru Destekleme DeT- neği Beyoğlu Şubesi üyesi ve Çocuk Kulübü Başkanı oldu- ğunu da sözlerine ekledi. Öz- demir aynca Anne Çocuk Eği- tim Vakfı'nın Işlevsel Yetişkin Okur-Ya- zar Programı (İYOP) kapsamı içinde gö- nüllü öğretmenlik de yaptığım belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle