Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 NİSAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
^KULTUR 15
Istanbul Devlet Tiyatrosu'nda Marguerite Duras'ın 'Ayrılık Müziği' sahneleniyor
"Yaşamdaki tutkunun oyunuŞAFAK ERUYAR
*Ya sen, sen anımsıvor musun. eve ta-
şuıdığımız ilk günden beri çekip ghmek-
ten söz ettin, her gün gitmekgftmek_ Be-
nim öykümü her zaman kendibaşına yaz-
dın_" Çağdaş Fransız edebiyatçısı Mar-
guerite Duras'ın Aynlık Müziği adlı
ovunu. tutkulu bır aşkın sonunun baş-
langıcında, kadın ve erkeğin anılarla
yüklü Hotel de France'in bannda yıllar
sonra bir araya gelişlerinin buruk bir
öyküsüdür. Boşanma günü yaşanan bu
karşılaşmada AnneMarieRoche'un he-
yecanlı, duygulannı çok çabuk dışa vu-
ran, sabırsız, sarsak ve duyarlı kışiliği
ve Michel Nollet'in gizemli, şakacı, ınat-
çı. soğukkanlı değişken kimliğı ile ta-
nışınz. Ikısi de buluşma için hazırlıklı
ve kendilerinden emin, planlı bir görü-
nüm sergilemelerine ragmen gece ağır
ve yoğun geçer. Kadın ve erkek kaçın-
lan fırsatlann, ılk heyecanlann ve tut-
kunun peşındedir. llışkide söylenme-
miş, gizli kalmış öyküler, aldatmalar.
yalanlar, nefretler, kav galar acımasızca
hatırlanır. Geceden sabaha dek süren
buluşmada, kadın ve erkek ya vazgeçil-
mez bırlıkteliğe va da kaçınılmaz ayn-
lığa karar verecektır.
Nflıat tleri'nın yönettıği Nesrin Kazan-
ka)r
a ve Yetkin Dikinciler'in oynadığı
Aynlık Müziği AKM Oda Tiyatrosu'nda
sergileniyor.
- Sayın Nihat tleri, Aynlık MüzigTnin
asaJ düşüncesi nevdi ve bu sahnede na-
sıl bir cevap buldu?
- Sevgi kavramının giderek içinin bo-
şaltıldığı ve bir değer olmaktan çıktığı
günümüzde çölleşme tüm evrenı ve in-
sanlığı kuşatmakta ve yok etmektedır.
tçinde yaşadığımız bu sorun bana göre
Aynlık Müziği'nin de asal sorununu
oluşturmaktadır. Oyun, yalnızca kadın
yun, yaşamdaki tutkunun ve enerjinin çölleşmesini kadın-erkek ilişkisi
düzlemmde ele alıyor. Bir kadın ve bir erkeğin ölüm pahasına tutkulannın, ilk
heyecan ve anlann peşinden gitmesi, çölleşmeye bir başkaldın ve karşı duruştur.
ve erkeğin birbırine olan tutkusunun tü-
kenmışliğini değil, yaşamdaki tutkunun
ve enerjinin çölleşmesini kadın-erkek iliş-
kisi düzleminde ele almaktadır. Oyu-
nun bu asal düşüncesi prova ve doğaç-
lama sürecinde oluştu. Aktörler ilişki-
de yiririlen tutkunun arayışına girdiler.
Bana göre tutku kavramının tek başına
bir cevabı olamaz, yaşamdaki tutkunun
yitırilerek insani olandan uzaklaşma ve
sonucunda yaşanan çölleşme tiyatro-
nun da dirim kaynağını oluşturmakta-
dır. Aynlık Müziği işte bu noktada iki
insanın derininde yaşadığı çölleşmeyle
ve yalnızlık duygusuyla amansız bır
mücadeleye girişerek, keskin virajlarda-
ki hesaplaşmasını yaşamsal bir çarpış-
maya dönüştürmektedir. Bir kadın ve
erkeğin ölüm pahasına tutkulannın, ya-
şam enerjisinm, ilk heyecan ve anlann
peşinden gitmesi, çölleşmeye bir başkal-
dın ve karşı duruştur. Bana heyecan ve-
ren de bu serüvendir.
-Sayın Kazankaya,oyunda Anne Ma-
rie Roche figürüyle nasıl bir buluşma ya-
şadınız?
Anne Marie Roche. çok yakınımızda
duran ama zor fark edebıleceğimiz bir
kimlik. Türkiye dahil, bütün Batı ülke-
lennde hâlâ alt edilememiş erkek ege-
men toplumda, önlenemez maço algı-
layış biçimiyle karşı karşıya Anne Ma-
rie Roche. Durum bizzat içinde yaşadı-
ğımız bir durum. Buna direniş yöntem-
lerinde kuşkusuz farklı olduğumu bili-
yorum ve kendi dışımda bir fıgürii ya-
ratmış olmak da çok güzel bir macera
oldu benim içın. Sarsak, güvensiz, plan-
sız, inisıyaki, anarşıst, zayıf fakat bek-
lenmedik tepkileriyle şaşırtacak denli
güçlü bir kimlik. Yönetmenm kımlik-
leri keskin ve sınırlarda dolaşan bir yo-
rumla ele alması, rolle buluşmamı zor,
ama daha zevkli bir hale getirdi.
- Sayın Dikincüer. sizhı Michel NoDet
figfiründe kendinize uzak ve vakın ge-
len neterdi?
- Benım Marguerite Duras'tan ema-
net aldığım ve özenle seyirciye ulaştır-
maya çalıştığım Michel Nollet. yönet-
menin yorumu ve yapılan dramaturgi
doğrultusunda pek de yakınında durdu-
ğumbirkimliksayılmazaslında. Yönet-
menin yorumladığı sahnedeki ilişkide
keskinleşen bir Michel Nollet benim
için 'eteştirel bakışla' çok iyi tanıdığım
biri dıyebılınm, kokenınde etkin çevre-
sel ve toplumsal edınilmişliklerin yat-
tığı ve bu edinimlerin kadın erkek iliş-
kisinde, erkeğe başrol verdiği, erkek
egemen bir dünyada ben de kendi de-
rinliklenmdekı ya da alışkanlıklanm-
daki üstünlük kurma eğiliminı araştıra-
rak role ve oyuna yakınlaşmaya çalış-
tım. Ama asal olan sevgıyi, tutkuyu, ilk
anlan aradığını düşünen ve zaman za-
man duşündürten Michel Nollet'nın sa-
dece aldatılmada yaşadığı acılan değil,
çok özel ve öznel gibi görünen ama ka-
dınla erkek arasında çok sık görebile-
ceğimiz. onlan aynlığa götüren neden-
lerin öyle pek kolay başlıklarla açık-
lanamayacağını, incelikli ve duyarlı bir
şekilde sahneye getırrnekti.
Sinemada ve
tiyatroda farklı
Faustyorumları
Kültür Servisi - Alman
dılinin en ünlü şairlerin-
den Johann \\blfgang von
Goetfae doğumunun 250.
yılında çeşıtli etkinlikler-
le anıhyor. Yıl içinde çe-
şitli etkinlikler düzenleye-
cek olan Goethe Enstıtü-
sü'nün ılk etkınliği olan
Faust Günleri 15 Nısan'a
dek sürecek. Etkinlikte
filmlerin yanı sıra konfe-
ranslar da gerçekleşecek.
1899 yılında Goethe'nin
150. doğum yılı kutlanır-
ken Faust filmleri bır dü-
zineyi geçmiyordu. Bu
filmlerin yönetmenleri Lo-
uis Lumiere. Georges Me-
Hes ve GeorgeAlbertSmith
gıbı edebiyat uyarlamala-
nnın gelenegini başlatan
Fransız ya da Ingiliz sıne-
ma öncülenvdi. Faust ilk
edebi ve popüler filmin
konusuydu Günümüzde
ise dünyada yüzlerce Go-
ethe filmi var.
Faust Günlen çerçeve-
sınde bugün saat 19.00'da
Atflla Dorsay 'Sinemada
Eanst\yann saat 19 00 "da
da Prof Dr Şara Sayın
'Edebiyatta Faust' konu-
lu birer konferans \ erecek-
ler.
14 Nisan Çarşamba gü-
nü 1960yapımı 128daki-
kalık,PeterGorski'nin yö-
nettiği Gnstaf Grûnd-
gens'in Deulshes Schaus-
pıeihaus Hamburg'da sah-
neledıği Faust yer alacak.
FılmdeWİHQuadffiegFa-
u&t'u Gustaf Griindgens
ıse Vlephısto'yu canlandı-
nyor.
15 Nisarı Perşembe gü-
nü yine saat 19.00'da Ist-
van Szabo nun 1981 ya-
pımı, 1981'de En İyi Ya-
bancı Film Oscar'ını alan
Mephisto adlı fılmi ızle-
nebilır.
11. Uluslararası Istan-
bul Tiyatro Festivali de Go-
ethe'nin doğumunun 250.
yılı kutlamalan nedeniyle
programında ikı Faust yo-
rumuna ev sahıplığı yapa-
cak. Festivalin açılışı Ka-
talan tiyatro topluluğu La
Fura Deb Baus'un sunaca-
ğı 'F@ustSürûm3.0' ad-
lı oyunla gerçekleşecek.
'F@ust Sürüm 3.0' bilgi-
sayar dünyasına dev ek-
randa yapılan bir yolcu-
luk
Almanya'dan Düsseldorf
Schauspielhaus, festival
izleyicisinin daha önceki
yıllarda Kamaşma adlı
oyunuyla hatıriayacağı ün-
lü Polonyalı yönetmen Ja-
nusz Wisniewski'nin yo-
rumuyla farklı bır Faust
sunacak festivalde.
Faust I ve II yapıtlannı
2 saatlık bır gösteriye dö-
nüştürmeyi başaran Wisni-
ewski 70 kişilik ekibiyle
bugüne dek festivale konuk
olan en kalabalık toplulu-
ğu oluşturuyor.
Birbirinden tamamen
farklı bu iki Faust yorumu
izleyıciye yaratıcılığın sı-
nır tanımazlığını gösterir-
ken Prof. Dr. Şara Sayın,
Goethe yılı nedeniyle Fa-
ust üzerine bır konferans
verirken Alex Oöe ve Ja-
nuszVVısnievvski kendi Fa-
ust yorumlan üzenne birer
konuşma yapacaklar.
Ankara, Diyarbakır ve Bursa Devlet Tiyatrosu, Istanbul Devlet Tiyatrosu'nda
ÇeşitM sahnelerde turne oyunları
Kültür Servisi - 9 Mayıs 'ta sezo-
nu kapatacak olan Istanbul Devlet
Tiyatrosu, nısan ayında Ankara,
Bursa ve Dıyarbakır'dan gelecek
oyunîara ev sahipRği yapacak.
Nâzun Hikmet'ın yazdığı Kuva-
yiMilfiyeDestanı 17Nisanve 1 Ma-
yıs'ta AKM Büyük Salon'da sahne-
lenecek. Cumhuriyetin 75. yıl kut-
lamalan kapsamında sahnelenen
oyunun yönetmeni Ergin Orbey.
Ankara Devlet Tiyatrosu, Aziz
Nesin'in öykülerinden yola çıkarak
Yücel Erten'ın oyunlaştınp yönet-
tıği Azizname adlı oyunu 25 Nisan
Pazar günü AKM Büyük Salon'nda
sahneleyecek.
Oktay AravKi'nın yazdığı, Can
Gürzap'ın yönettiği "Bir un
Tophnnsal Anatomisi' 20,21,22 Ni-
san'da Yayla Sanat Merkezi'nde iz-
lenebilecek.
Nâzım Hikmet'm yazdığı Yücel
Erten'm yönettiği Ferhad üe Ştrin
ise 13-17 Nisan tanhlen arasında
Taksim Sahnesi'nde izlenebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu taranndan
sahnelenen Bir Şehnaz Oyun 20-
25 Nisan tarihleri arasında Taksim
Sahnesi'nde oynanacak. Turgut
Özakman'ın yazdığı müzikli oyu-
nun yönetmeni Engin Cezzar.
Ankara Devlet Tiyatrosu tarafin-
dan sahnelenen, Antonio Buero Val-
lejo'nun yazdığı, SakirGürzumar ın
yönettiği Goya, Akıl Uyuyunca 27
Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında
Taksim Sahnesi'nde izlenebilecek.
Cüneyt Gökçer'in yönettiği ve
yine Ankara Devlet Tiyatrosu tara-
findan sahnelenen Maria Callas:
Ustalar Sınıfi 4-9 Mayıs tarihleri
arasında Taksim Sahnesi'nde.
23 Nisan Çocuk Haftası kapsa-
mında ise Aziz Nesin'in yazdığı,
FaikErtenerin yönettiği Oüdükçü-
lerie Fırçacüann Savaşı adlı oyun,
21 Nisan tarihınden itibaren izlene-
bilecek.
George Tabori'nin yazdığı, Cû-
nevt Çalışkur'un yönettiği Bir Ca-
susa Agrt, 13-17 Nisan arasında
AKM Aziz Nesin Sahnesi'nde, 5-
6-8 Mayıs'ta Ankara Irfan Şahinbaş
Atölyesi'nde sahnelenecek.
Nisan ayı sonunda Dıyarbakır
Devlet Tiyatrosu tarafindan sahne-
lenen Yotaı adlı oyun İstanbullu iz-
leyicilerin karşısına çıkacak. Nâ-
zım Hikmet'in yazdığı oyunun yö-
netmeni Gürol Tombul.
Ankara Devlet Tiyatrosu 4-9 Ma-
yıs tarihlerinde Aziz Nesin Sahne-
si'nde Jules Feiffer'm yazdığı, Ab-
met Mümtaz Taylan'ın yönettiği
Olağan Cinayetler'i sahneleyecek.
PeterSchafTer'inKaranhktaKo-
medi'sı ise 20 Nisan-2 Mayıs ara-
sında AKM Oda Tiyatrosu'nda ız-
leyicilerle buluşacak. Oyunun yö-
netmeni Lavvrence TU1.
Marguerite Duras ın AyrüıkMü-
zigi adlı oyunu, Nihat tkri'nin reji-
siyle 4-9 Mayıs tarihleri arasında
AKM Oda Tiyatrosu'nda izlenebi-
lecek.
malzemenin
kendi dili var. Hiç
kimyasal madde
kullanmadım.
Sanat ölüme
hayır demektir.
Arkanızda bir
şeyler
bırakırsanız
sonsuza dek
yaşarsınız.
Yaşamı çok
seviyorum.
2000'den sonra
çok ayçlınlık bir
dünya bekliyor
bizi.
'Sanatölümehayırdemek'
NURDAN CİHANŞÜMUL
Iranlı heykeltıraş BabekSobhi, 1991 yılında
Iran'da sergi açamadığı için 'Binbir Gece Ma-
sallan'nı anımsatan tstanbul'a geldiğinde bir
sergi açıp geri dönmeyi düşünüyordu. Ancak
kalmaya karar verdi. İlk kişisel sergisini Orta-
köy'de küçük bir galeride açan sanatçı, bugüne
dek 7 kişisel sergi açtı. tstanbul'da bir atölye
kuran Babek Sobhi yedi yıldır bu şehirde.
14 yıldır heykelin yanı sıra kısa film ve çe-
vin çalışmalan da yapıyor. 1993 yıluıda ilk fil-
mini Kadıköy sokak çocuklanyla çeken Sobhi,
Kapadokya'yı anlatan 13 dakikalık 'Yankı', 94
yılında Hindistan'da düzenlenen 'Ah Güzel ts-
tanbul' etkınliği için hazırladığı 'Istanbul Eşit
DeğO Istanbul', Çekül Vakfı için çektiği l
Xt Gû-
neşin Kalbi Kabardı' adlı kısa filmlerin de sa-
hibi. Italyan mimar RaknondoD'Aranco'nun ya-
şamını konu ettiği 20 dakikalık 'Journey- Yoi-
culuk' adlı bır kısa filmle Macaristan'da düzen-
lenen Medya Film Festivali'nden ve Marmara
Üniversitesi'nden ödül aldı. Film aynca Alnn Por-
takal Film Festivali'nde de gösterildi. İyi Şey-
ler Yaymcılık içın Ahmet Şamlu'nun 'Ova Büs-
bütûn Sis' adlı yapıtını Zehra Demird ile Türk-
çeleştirdi. Babek Sobhi, önümüzdeki günlerde
Paris'te bir sergi açmayı ve Istanbul Bıenalı'ne
katıunayı tasarlıyor. Projeleri arasında uzun met-
rajlı bir film yer alıyor.
- Istanbul'a getmeye nasıl karar verdiniz?
1991 yılında Istanbul'a geldim. tran'da hiç
sergi açmadım. O dönemde altı kişiyle birlikte
bir atölyede çalışıyorduk. Arkadaşlanm karma
ve kişisel sergileryapıyorlardı. Üzerimizde çok
fazlabaskı vardı. Önceden yapıtlan görüp han-
gilerinin sergileneceğıne karar veriyorlardı. Bu
da bana ters geliyordu. Heykeli sevdığim için çok
yoğun çalışıyordum ve bir hayli birikimim ol-
muştu. Bu yüzden Istanbul'a gelerek sergi aç-
maya karar verdim. tstanbul'u çocukken oku-
duğum kitaplardan bihyordum. Biraz 'Binbir
Gece MasaDan' kenti gibiydi ve çok çekıci ge-
liyordu. Bir sergi yapıp iki üç ay içinde dönme-
yi düşünürken yedi yıldır buradayım.
-tstanbul beklediğiniz gibi miydi?
Hıçbir şey hayal ettiğinız gıbı olmuyor. Bin-
bir gece masallan diye bir şey olmadığmı görü-
yorsunuz. Ama Istanbul'u seviyorum. Benim
için bir keşifti. İlk defa ikinci vatanım gibi his-
settim. Çok iyi dostlanm ve sevdiğim insanlar
varburada.
- Heykel çahsmalannın yanı sıra firnı cahşma-
laruuzda var_
Sinema hâlâ en çok yapmak istediğim şey.
Bugüne dek 6 senaryo yazdım. Filmlerim deda-
ha çok beden diliyle anlatmayn tercih ediyorum.
Artık sinema yapmak istiyorum. Kısa roman ya
da öykü çekmek istiyorum. Senaryosunu yaz-
dığım ve yönetmenliğini üstleneceğim kısa fılm-
de, balerin ve baletler rol alacak.
- Neden beden dilini tercih edryorsunuz?
Dansın hayatla bağlantısı var. İnsanın konuş-
madan önceki iletişim dilı. İnsanlar, beden di-
li yetmediği anda konuşmaya başlıyor.
- Çeviri çahşmalanıuz nasıl başladı?
Bir arkadaşım Iranlı şair Ahmet Şamlu'nun
şiırlerini çevirmemi istedi. Zehra Demirci ile
birlikte çeviriyi yaptık. Farsçaolarakyazdığim
şiirlerin çevirisini yapmayı düşünüyorum.
- tran'a geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
Istanbul'u ne kadar benimsesem de köküm
orada. Oraya ait bir şeyler var hem yapıtlanm-
da hem yazdıklanmda. tran'ı çok sevdiğimden
dolayı buradayım. Düşlerimde nasılsa öyle kal-
sın diye. Sistemden gelen sıkıntılanm vardı yal-
nızca. Iran'a âşığım hâlâ ve geri dönmeyi
düşünüyorum.
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Seçme Özgürlüğümüz
Kürsüde Samet Ağaoğlu, Burhan Belge ve
ötekiler...
Elli üç yıl öncesinin tenha Izmir'i, otuz bini aşkın
özgür insani hangi sokaklanndan göndermişti Ata-
türk Alanı'na?
Sesler, bir nefret rüzgârı gibi iktidardaki Cumhu-
riyet Halk Partisi kodamanlannın suratlarında pat-
lıyor:
"Biz bunlan seçmedik.."
Birden fazla partinin katıldığı 1946 seçimlerin-
de karşılaştığı alicengiz oyunlarına halkın bu gör-
kemli tepkisi demokratikleşmenin güvencesi ola-
rak görünmüştü.
Bize de.
•••
"Bazen tek bir oy bile gözleriniaçarinsanlann.."
demiş Rosa Luxemburg. Yeter ki, usun aydınlı-
ğından gelsin.
• • •
Seçme özgürlüğümüze gölge düşürmek iste-
miyorsak kendimiz olmaya bakalım.
• • •
Insana en aykın seçim savaşta.
Öldürecek miyim, öldürülecek mi?
Ayırdında değil miyiz, herseçımin içeriğinde bu
sorulann gızlendiğinin.
• • •
Gazetenin sürgün de görmüş, parmaklıklar ar-
kasında da tutulmuş yazı müdürü Kemal Sülker
soruyor:
"Gaziantep'ten gelen haberieri duydun mu?"
"Duymadım" diyorum.
"Şehirayakta. Halk, oyunu yürütenlerden hesap
soruyor."
Emektar Tan gazetesındeyız. Yıl 1957. Bu seçım-
lerde de iktidardaki Demokrat Parti kabadayıları-
nın alicengiz oyununa getirilmek isteniyor halkımı-
zın oylan. Adnan Menderes "sabık başbakan"
olmak istemediğini gızlemiyor.
•••
Demokrasinin birincıl koşulu bireyin iradesine say-
gı. Hahileylehiçesayılmış, hazorlamayasalaryo-
luyla. Aynmı mı var?
• • •
Eskiden sol gösterip sağ vuruyordu. Şimdi de-
mokrasi gösterip seçme özgürlüğüme vuruyor. Bi-
reyin seçme eylemi barajlarla marajlarla engelle-
nen bir toplumun ön kapısı orman yasalarına çı-
kar, arka kapısı buyrukıstana.
Nutuk demokrasisi ile uyutmaya çalışacakları-
na bireyin tek oyuna bile değer vermeyı öğrensin-
ler. Demokrat mısın, seçim yasasını değiştirerek ka-
nıtla! Ulusal artık sıstemini yenıden getir de göre-
lim.
•••
Gel de Tevfik Fikret'in dizelerini yineleme:
"Çiğnendi yazık yine mılletin ümmıdi bülendi
Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi."
• • •
"Ayn ayn bakınca değer vermediğimiz kimse-
lere, bir araya geldikleri zaman değer vermekten
daha büyük budalalık olur mu?" (Çiçero/
Sabahattin Eyüboğlu)
Çocukla ketisim Sempozyumu
• Kültür Servisi - Anadolu Universitesi (AU)
İletişim Bılımleri Fakültesı tarafindan düzenlenen
'Yaşam İçinde Çocukla lletişım" konulu sempozyum
13-15 Nisan tarihlen arasında AÜ Kongre
Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Sempozyumda,
çocukla iletişim konusu, aile çevresınden kıtle
iletişim ortamlannın etkilenne kadar geniş bır
kapsamda ele alınacak. Bu kapsam içinde aıle ile
iletişimde ortaya çıkan sorunlar, çocuğun anadılıyle
ilişkisi, iletişim ortamlannın çocuğun tüketıcılık
yanını körüklemesı, çocuk ve genel olarak içinde
yaşadığı ortam, kentlileşme sürecinde çocuk, çocuk
haklan sözleşmesi, çocukta edebiyat eğitimi ve
çocuk edebiyatı, çocuk ve sanat eğitimi, teknolojinin
öğrenme açısından çocuğa etkileri, Internet erişimi
ve çocuk gibi değişik konular bağlamında
incelenecek. Sempozyuma Anadolu, Ege, Istanbul,
Gazi, Hacettepe, Uludağ üniversitelerinden ve
UNICEF'ten bilim adamlan ve uzmanlar katılıyor.
Devlet Ifyatpoları'ndan
KosovaMara destek
• Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü 12-17 Nisan günleri arasında tüm
Türkiye'de sahnelenerı 33 değişik oyunun toplam
136 temsilinin gişe gelirini 'Kosova İçin El Ele'
kampanyasınabağışladı. Mutlu Son'dan Zengin
Mutfağı'na, Goya'dan Ferhad ile Şirin'e, Ya Devlet
Başa Ya Kuzgun Leşe'den Ceza Kanunu'na, Çocuk •
ve Balık'tan Şarkılanmız Ölmesin'e kadar 33
değişik oyunun 12-17 Nisan günleri arasındaki
gösterimleri için bilet alan sanatseverler de bu yolla
soykınmdan kaçan Kosovalılara katkıda bulunacak.
Paul Rjcoeur'dan konferans
• Kültür Servisi - Ünlü Fransız düşünürü Prof. Paul
Ricoeur bugün saat 19.00'da Istanbul Fransız Kültür
Merkezi'nin yeni salonunda 'Bellek ödevi mi, bellek
çalışması mı?' başlıklı bir konferans verecek.
İ913'te doğan Ricoeur, 'Karl Jaspers' ve 'Varoluş
Felsefesi' adını taşıyan ılk yapıtlannda
varoluşçuluğa ve fenomenolojiye yakın oldu.
Husserl'in 'Idden' adlı yapıtını Fransızcaya çeviren
Ricoeur, 1951-1960 yıllan arasında üç ciltlik 'Iskoç
Felsefesi' adlı yapıtını yayımladı. Bu yapınyla
yorumbilım (hermenötik) çızgısıne yerleşen
düşünür, bu tarihlerden sonra dil olgusuyla daha
derinden ilgilenmeye başladı. Bu konuda "Canlı
Metafor' adlı yapıtı yayımlanan Rıcoeur'un diğer
yapıtlan, Freud'un felsefesiyle hesaplaştığı 'Yoruma
Dair. Freud Üzerine Deneme', çağdaş felsefenin
önde gelen yapıtlan arasında gösterilen üç ciltlik
'Zaman ve Anlatı' ve etik düşünceye önemli bir
katkı niteliğini taşıyan son yapıtı 'Başkası Gibi
Kendi'. okundu
MFÖr ABO'de konser verecek
• Kültür Servisi - Mazhar Fuat Özkan Üçlüsü, 15
Mayıs'ta Amerika Bırleşik Devletleri'nin Nevv York
eyaleti, Manhattan'da bulunan Life konser
salonunda bir konser verecek. Her yıl geleneksel
olarak düzenlenen Türk Haftası programı
çerçevesinde gerçekleşen Türk Yürüyüşü sonrası
verilecek konserden elde edılecek net gelır,
Amenka'da bulunan, Türk hükümetı yetkilılen
denetiminde Kosova'da zulüm gören halka
verilecek. Konser, Türkiye'den Doğulu Productions;
Amerika'dan da Soon Productions işbirliğı ile
düzenleniyor.