Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
lmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatörir Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlen Müdüru: tbrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz
0 Haber Merkezi Müdürü- Hakan
Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Es«r
Istıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı. Özlem
Yüzak • Kultür Handan Şenköken • Spor:
Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami
Karaören • Dûzeltme Abdullah Yazıcı •
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bilgi-Belge:
EdibeBuğra• YurtHaberieri. Mehmct Faraç
Yayın Kurulu. han Sdçuk
(Başkan), Orhan -rhç, Oktay
Kurtböke, Hikn tÇettaloy»,
Şflkran Soner, rgnn Balcı,
tbrahim Yddtz. O 1un Barsab.
Mustafa Balbay, 1 sakan Kara.
AnkaraTemsılcisi.MusUfaBıübay Atatürk Bulvan
No. 125, Kat 4, BakanUdar-Ankara Tel: 4195020 (7
hal), Faks 4195027 •tzrnirTemsilcısi:SerdarKızık,
H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks:4419117
• AdanaTemsılcisı: Çetin Ytğenoğlu. inönüCd. 119
S.No.lKaf.l.Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mudüru Üstin Akmcn •
Kocrfmalör Ahmct Koralsan 0 Muba-
sebe Bâknt Ycner • tdare Höseyin
Gürer* Rılgı-i,km Nail İn*l • Bılgı-
sayarSıaon Mürövct ÇB«r#Saaş.
FazOctKnza
MEDYA C: • Yöneum Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gttlbin
Erduran • Koordınatör Rtha
Eşıtnıan # Genel MudurYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-513846ft«l,Faks:5138463
>ayımla)an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Ya>mcüık A.$
Turkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lsl PK 246 Sırkecı lstanbul Tel 10 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95
12NİSAN1999 Imsak: 4.52 Gûneş: 6.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam: 19.46 Yatsı: 21.13
kimlikleri
• ANKARA(AA)-
Ögrenci Seçme Sınavı'na
(OSS) girecek adaylardan
15 Nisan Perşembe gûnüne
kadarellerinel999-ÖSS
Sınava Giriş ve Kimlik
Belgesi ulaşmayanlar,
Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi'ne
(ÖSYM) başvuracak.
Sınava Giriş ve Kimlik
Belgesi. 15 Nisan
Perşembe günü mesai
bitimine kadar ellerine
ulaşmayan adaylar, bu
belgeyi alabilmek için 15-
19 Nisan tarihleri arasında
ÖSS Kılavuzu'nun 24.
sayfasmdaki açıklamalara
uygun olarak, ÖSYM'ye
başvuracaklar. 26 Nisan
1999 Pazartesi akşam ına
kadar Smava Giriş ve
Kimlik belgeleri hâlâ
ellerine geçmemiş olan
adaylar. ÖSYM
numarasıyla birlikte
merkezin Karyağdı Sokak
No:28 Aşağı Ayrancı
adresındeki bürosuna
bizzat gelerek veya
yakmlannı göndererek,
elden teslim alabilecekler.
Tanm alanları
yok edüiyor
• ANKARA (AA) - Konut
alanlan ve sanayi
tesislerinin büyük
çoğunluğunun verimli
topraklar üzerinde
kurulmasından
kaynaklanan amaç dışı
kullanımlar sonucu, tanm
alanlannın bir daha
kullamlmayacak şekilde
yok edildiği bildirildi.
Çevre Bakanlığı
yetkililerinden alınan
bilgiye göre, aynca ikincil
konut talepleri doğal
güzellikleri yok ederken
bu alanlann ekonomik
potansiyellen de azalıyor.
Heyelan
tehlikesi
• ERZURUM(AA)-
Erzurum'un Pasinler ilçesi
Yukan Çakmak köyünde
yaşanan heyelan
tehlikesine karşı, yeni bir
bölgede yapımına
başlanan evlerin
tamamlanması istendi.
Köy muhtan Rıfat Güler,
köylerinin uzun süredir
heyelan tehlikesi ile karşı
karşıya olduğunu,
evlerdeki hasar oranının
her geçen gün biraz daha
arttığını söyledi. Yapılan
tespit ve incelemeler
sonucu 55 haneli köyün
başka bir yere nakli için
yeni projeler uygulamaya
konulduğunu belirten
Güler, "Köyün heyelan
tehlikesi olmayan
bölümüne 35 konutun
yapımı için 1997 yılında
temel atıldı. Ancak, burada
bir yıldır inşaat durdu.
Heyelandan korkuyoruz.
Yeni binalanmız bir an
önce bitirilsin" dedi.
Marangozun
rekoru
• VVELLrNGTON (AA) -
Yeni Zelandalı emekli bir
marangoz. hiç durmaksızın
25 saat bir konu üzerinde
konuşarak bu alanda dünya
rekoru kırdı. Michael
Morel adlı 64 yaşındaki
emekli marangoz, "hayat"
konusunda hiç aralıksız 25
saat konuşarak, bu alanda
1957 yılında Strom
Thurmond tarafindan
kırılan 24 saat 19 dakikahk
rekoru tarihe gömdü.
Rekorunu bira içerek
kutlayan Morel. daha
sonra yatmak için evine
gıtti.
Doğal anıtiar
• KONYA (AA) - Ankara
Cniversitesi Fen Fakültesi
Jeoloji Mühendisliği
Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. Baki Canik,
sulann. doğada özel
koşullann varlığı ile
aşındınp taşıyarak veya
taşıdıklannı biriktirerek
nilyonlarca yılda
ülkemize kazandırdıgı
'"doğal anıtlar"ın saniyede
jok edildığini söyledi.
Canik, sulann yeryüzü ve
jeraltındaki serüveninde,
Eşındırma ve biriktirme
sonucu oluşan
yeribacalan, kalyon,
cüden, yeraltı su yolu,
mağara, obruk, sarkıt,
<iikit. sütun, mağara ile
mağara çiçeklerinin
}aşatılması gerektiğini
klırtti.
YÖK'ün raporuna göre üniversiteyi kazanamayan genel lise mezunlan potansiyel işsiz
'Başvurada patlama blacak'EBRUTOKTAR
ANKARA - 8 yıla çıkanlan kesintisiz
temel eğitim ve ortaöğretimdeki okullaş-
ma oranının yükselmesinin, 2000'li yıl-
larda üniversite kapısı önündeki yığılma-
yı arttıracağı kaydedildi.
Yüksek Oğretim Kunımu (YÖK), ge-
çimlerini sağlayacak bilgi ve beceriden
yoksun genel lise mezunlannın üniversi-
teyi kazanamaması halinde "potansiyel
içsiz" konumuna düştüğüne dikkat çekti.
Üniyersiteye yönelim her geçen gün ar-
tıyor. Üniversiteye giren aday sayısında son
yıllarda yükselme olmamasma karşın, 8
yıllık temel eğitim ile lisedeki okullaşma
oranının artmasına koşut olarak 2000 yı-
lından sonra üniversiteye girecek aday sa-
yısında patlama bekleniyor.
YÖK raporunda, 1985-1986 yıllan ara-
sında yüzde 32 olan ortaöğretimdeki okul-
laşma oranının 1996-1997 yıllannda yüz-
• YÖK raporunda, 1985-1986 yıllan arasında yüzde 32 olan
ortaöğretimdeki okullaşma oranının 1996-1997 yıllannda yüzde
54.7'ye çıkanldığına dikkat çekilerek "Bu nedenle,
yükseköğretime giriş için başvuran öğrenci sayısında önümüzdeki
yıllarda artış beklenmektedir" denildi. > -:
de 54.7'ye çıkanldığına dikkat çekilerek
"Bu nedenle, yükseköğretime giriş için
başvuran öğrenci sayısjnda son yıllarda
görülen durağanlaşma egilimine rağmen
önümüzdeki yıllarda artış beklenmekte-
dir" saptamasına yer verildi.
Raporda, Türk yükseköğretim sistemi
üzerinde oluşan demografık baskınm, ge-
nel lise mezunlannın herhangi bir yükse-
köğretim kurumuna girememesi halinde
işsiz kalmasından kaynaklandığı vurgu-
landı.
Genel lise mezunlannın, geçimlerini
"Ulkemiz iş dünyasında. işe yeni girenler
içindüzenlenenişeğitimi programlan yay-
gın oimadığı gibi. genel lise mezunlannın
da eğfömleri itiban ile bu tür programla-
ra hazır olup olmadıklan tarüşma konu-
sudur" değerlendirmesine yer verildi.
Yüzde 4O'ı lise 3 öğrencisi
sağlayacak mesleki bilgi ve beceriden
yoksun olduğuna işaret edilen raporda,
YÖK raporunda, ÖSS'ye giren aday
sayısının yüzde 31.7-40'ımn lise son sı-
nıf öğrencisi olduğu vurgulandı.
Çok büyük sayıdaki öğrenci kitlesinin
sınava ilk girişinde "deneme" amacını
güttüğü, asıl hazırlığını mezun olduktan
sonra yaptığı anlatılan raporda, "ÜıüVer-
siteyi kazanan öğrencilerin 5te 1'i girdik-
leri programlardan memnun değfl" denil-
di.
Sistemdeki köklü değişikliğin mesleki
ve teknik okullann yeniden yapılanması
ve öğrencilerin bu okullara yöneltilişi ile
sağlanacağı kaydedildi.
HÜ araşfarması
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakülte-
si öğretim üyesi Prof. Dr. Ind Morgfl,
Doç. Dr. Ayhan Ydmaz, Nilgün Seçken,
Seda Yûcd tarafindan yapılan araştırma-
da da, üniversite kazanmadaki dershane
etkenine işaret edildi.
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan bilgi bi-
rikımi eksikliğinin dershaneler ile gide-
rildiğine dikkat çekilerek, öğrencilerin
yeni sınav sistemi ile alanlan dışındaki so-
rulan da yanıtlamak zorunda kalacağı
vurgulandı. Ortaögretimde otokontrol sis-
temine gereksinim olduğu belirtildi. e-posta : tan @ prizma. net tr
Yüzmenin, akciğerierin güçlenmesini sağlayan spor dallanrun başında yer aldığı belirtiliyor.
Akeiğerterinm koruyunÇeviri Servisi - Avrupa'yı kınp ge-
çiren ve akciğer enfeksiyonu ya da
zatürreeye dönüserek ölümle sonuç-
lanan grip salgını, gözleri akciğer
hastalıklanna çevirttı. Bunte dergi-
sinde yer alan habere göre. günde
800 litre oksijeni hücrelere dağıtarak
yaşamalannı sağlayan akciğerler, gü-
nümüzde çok büyük tehlikelerle kar-
şı karşıya.
Araştırmalar, bugüne kadar mo-
dern tıbbın yardımıyla kolaylıkla te-
davi edilebilen akciğer hastahklan-
nm, son yıllarda her 20 kişiden biri-
nin ölümüne neden olduğunu orta-
ya koydu. Özellikle çeşitli akciğer en-
feksiyonlannın bu kadar yaygınlaş-
masının en önemli nedenleri arasın-
da artan çevTe kirlilıği, sigara kulla-
mmı ve bakteriler bulunuyor.
Akciğerler, bağışıklık sisteminin
• Akciğer hastalıklanna
yakalanmamanın önlemleri
arasında öncelikle sigarayı
bırakmak ve temiz çevre
koşullannda yaşamak
geliyor.
zayıfladığı insanlarda, hastalanma
oranı en yüksek organlar olarak ni-
teleniyor. En ciddi akciğer hastahk-
lan arasında zatürree, astım, yıllar
sonra yeniden yaygınlaşan verem ve
akciğer kanseri bulunuyor. Akciğer
kanseri, uzmanlar tarafindan büyük
oranda sigara bağımlılığı ve çevTe
kirliliği ile ilintilendirilirken verem
ve zatürrenin, mikrobik olduğu ve ba-
ğışıklık sisteminin herhangi bjr ne-
denle zayıfladığı bünyelerde görül-
düğü ileri sürülüyor. Uzmanlar, ve-
rem ve zatürreenin özellikle erken tes-
his edilmeleri durumunda tedavi edi-
lebilir hastalıklar arasında olduğunu,
aynca uygun olmayan çevre koşul-
lannda yaşamanın ve sigara kullan-
manın bu hastalıklara da zemin oluş-
turduğunu belirtiyorlar. Asüm, çev-
re kirliliği ve nikotin bağımlılığından
kaynaklandığı gibi alerjik nedenler-
le de oluşabiliyor. Uzmanlar, akciğer
kanserine yakalananlann yüzde
95'inin sigara bağımhsı olduğunun
da altını çiziyorlar.
Uzmanlara göre akciğer hastalık-
lanna yakalanmamanın önlemleri
arasında öncelikle sigarayı bırakmak
ve temiz çevre koşullannda yaşa-
mak geliyor. Çalıştıklan ortam do-
layısiylatehlike altında olanlara, 6 ay-
da bir akciğer taraması yaptırmala-
n öneriliyor.
'Yurtdışında Övündüğümüz Doktorlar' paneli dün yapıldı
'Kalp Haftası9
bugün başhyor
İstanbul Haber Servisi - Türk Kalp
Vakfi Başkanı Çetin Yıkhnmakın. gü-
nümüzde kalp ve damar hastalıklan-
nın dünyanm bir numaralı sağlık so-
runu olduğunu söyledi. Yıldınmakın,
kalp hastalıklanna yeterince önem ve-
rilmemesinden yakındı. •
Resmi açılısı bugün Taksim Cum-
huriyet Anıtı'na çelenk konulmasıyla
yapılacak olan a
ll.KalpHaftasın
ne-
deniyle dün The Marmara Oteli'nde
"Yurtdışında Övündûğüınüz Doktor-
lar" konulu panel düzenlendi. Panel-
de konuşan Yıldınmakın, kalp ve da-
Talu}\ Acarhn sergkini açtı
tstanbulHaberServisi- Ressam
İsmail Acar' ın "A>-asofya ve Sınal
Izdüsümter" adlı resim sergisi Aya-
sofya Müzesi'nde Kültür Bakanı
tstemihan Talay tarafindan açıldı.
Osmaniı Imparatorluğu'nunku-
ruluşunun 700. yıl kutlamaları çer-
çevesinde devlet, sanatçı ve özel
sektörün işbirliği ile Kühür Bakan-
lığı'nın ev sahıpliğinde açılan ser-
giyi gezen Talay, sergjde olağanus-
tü güzel resimlerin ve çahşmalarm
yer aldığını belirtti. Talay, sergide
yer alan eserlerin Ayasofya gibi ta-
rihsel mekânla uyum içinde ve onu
zenginleştiren, geçmiş birikimleri
yansıtan bir özellik taşıdığını vur-
guladı. Ayasofya 'daki restorasyon
çalışmalan hakkında bilgi veren
Talay, Ayasofya'nın yaklaşık 1500
yıllık bir yapı olduğunu ve ne ka-
dar çok kaynak aktanlsa da bunla-
nn hemen işe dönüşmesmin müm-
kün olmadığını söyledi. Talay, 3
yıllık restorasyon projesine 1.5
trilyon liraya yakın bir kaynak ak-
tardıklannı ve ihalesinin de yapıl-
dığını bildirdi. Talay, kubbenin su
almasınm önlenmesi ve restorasyo-
nun da zaman içinde gerçekleşe-
ceğinı kaydetti.
Ressam Acar da "Ayasofya'naı
12-13 yıldır yaşatnğun ve resiınie-
diğim dokusunu. Bakan TaLrv'm
teşvikleriyie bu noktaya taşıdım"
diye konuştu.
mar hastalıklannmbüyük ekonomik ka-
yıplara neden olduğuna dikkat çekti.
Yıldınmakın toplum, devlet ve ba-
sının konuya yeterince eğilmemesin-
den şikâyet etti. ABD Oregon Sağlık
Bilimleri Üniversitesi Kalp ve Damar
Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ad-
nan Çobanoğlu, merkezde bugüne ka-
dar 335'i kalp olmak üzere, toplam
355 organ nakli yaptıklannı anlattı.
Hastalann yüzde 30'ununkalp bek-
lerken öldüğünü hatırlatan Prof. Çoba-
noğlu, ameliyat sonrası ölümlerin en
büyük nedeninin ise takılan organın
düzgün çalışmaması olduğunu belirt-
ti. Çobanoğlu, "5-6 ay ömrü kalan has-
ta. kalp nakli ile 5-6 yıl yaşıvor'" dedi.
New York Mont Sinai Hastanesi
Kalp ve Damar Cerrahi Bölüm Başka-
nı Prof. Dr. Ansan Ergin de aort prob-
lemlennın oluşmasında sigaranm önem-
li bir faktör olduğunu belirterek bu tür
rahatsızlıklann daha çok yaşlılarda gö-
rüldüğünü söyledi. Kalpten çıkan en bü-
yük damar olan aortun patlamasının
ölümlere kadar varan sonuçlara neden
olduğunu kaydeden Prof. Ergin, son dö-
nemde ameliyatlarda aort kapakçığı-
nın değiştirilrnesi yerine, düzeltilerek
muhafaza edilmesi yönteminin benim-
senmeye başlandığuu ifade etti.
Cumhuriyet Treni'nin
yeni durağı istanbul
ÇORLU / İSTANBUL (Cumhu-
riyet) - T RT Çocuk ve Gençlik Vak-
fi ile Devlet Demir Yollan'nın işbirli-
ğiyle Kapıkule Gan'ndan yola çıkan
"Cumhuriyet Treni" Çorlu ve Tekir-
dağ'ın Çerkezköy ilçesinde coşkuyla
karşılandı. Cumhuriyet Treni bu sa-
bah tstanbul'a gelecek.
Milli Mücadele'nin ve çağdaş Tür-
kiye'nin tanıtımına yönelik bilgi ve
belgelerin yer aldığı hareketli bir mü-
ze olarak hazırlanan ve 5 Nisan 1999
günü Edirne Kapıkule'den yola çıkan
tren, demiryolunun geçtiği kent ve il-
çelerde durarak yurttaşlara dünün, bu-
günün Türkıyesi'ni daha yakından ta-
nıtıyor.
Muratlı istikametinden gelen trenin
içinde Tekirdağ Valisı Zeİd Şanal da
bulunuyordu. Çoriu'da treni Kaymakam
Sabahattin Yücel. Beledıye Başkan
Yardımcısı Yüksel Pişkin, Çorlu Em-
niyet Müdürü Ulvi Akcan, Çorlu îlçe
Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut,
okul öğrencileri, Çorlu'daki Atatürk-
çüDüşünceve Çağdaş Yaşamı Destek-
leme Dernefi. demokratik kitle kuru-
luşlan, Atatürk'ün 4 Haziran 1936 ta-
rihinde Çorlu'ya trenle gelişini hatır-
• 5 Nisan 1999 günü Edirne
Kapıkule'den yola çıkan ve
demiryolunun geçtiği kent ve
ilçelerde yurttaşlara dünün,
bugünün Türkiyesi'ni
yakından tanıtmayı
amaçlayan Cumhuriyet Treni
bugün Istanbul'a gelecek.
layan ve halen hayattaolun Çorlulular-
dan eskı Belediye Başkanı An Osman
Çeteot avukat FaikGfildere ve eşi Sa-
niyeGüldere ile esnaflardan tsnufl Cm
karşıladı. Karşılayanlar zaman zaman
gözyaşlannı tutamayarak, ''Atatûjrk'ü
bizfer bu trenin getisjnde karşılanuşuk.
Atamız bize bu haziran sıcağuıda beni
görmeye gddiğiniz için size minnetta-
nm diye hitap etnüşti" dediler.
Karşılamada konuşan Tekirdağ Va-
lısi Zeki Şanal, "Tekirdağ ili suurtan
içindengeçen CumhuriyetTreni'nibem
Murark hem deÇorlu ve Çerkezköy*
koouketmekten rrmthryuz. L Ikeyi kur-
taran büyük insanın bindigi Cumhu-
riyet Treni'ni görmek ve gezip bilgi al-
mak insan hayaünda ender rastlanan
bir güzel konudur" dedi.
Tren dün Çorlu'dan 09.30'da ayn-
larak Çerkezköy'e gitti. Burada da,
Çerkezköy Kaymakamı SafFet Kara-
hisarü, Belediye Başkanvekili Musta-
fa Çekbi, ilçe milli eğitim yetkilileri,
ögrencilerve Çerkezköy hallo, treni bü-
yük coşkuyla karşıladı. Garda düzen-
lenen törende konuşan fCarahisarlı,
tarihi bir gün yaşadıklannı belirtti.
Cumhuriyet Treni bu sabah Çerkez-
köy'denlstanbul'ahareketedecek. İs-
tanbul Valiliği'nden yapılan yazüı açık-
lamada, trenin lstanbul'a gelişi sırasın-
da, Atatürk'ün milli eğitim danışma-
nı olan ve onun bu amaçla düzenlenen
tüm yurt gezilerine katılan öğretmen
Refet Angpn'ın, onur konuğu olarak
trende bulunacağı belirtildi. Sirkeci
Gan'nda öğrenciler tarafindan tören-
le karşılanacak "Cumhuriyet Treni",
13 Nisan Salı günü fenbotla Haydar-
paşa Gan'na geçecek. 15 Nisan Per-
şembe günü Pendik lstasyonu'na uğ-
rayacak olan tren, 16 Nisan Cuma gü-
nü tstanburdan aynlacak.
Cumhuriyet Treni 23 Nisan*da Es-
kişehir'de, 19 Mayıs'ta Samsun'da ola-
cak ve bu turla Türkiye'nin büyük bir
kesimi ziyaret edilmiş olacak.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'ına Sarmısak, 'Sol'una Soğan...
12 Mart sonraa, ilk yaz: 'inadına' güzel bir yaz! Ga-
zetenin başyazılannı, 'Demokrat Izmir
1
imzasıyla,
ben yazıyooım; bunlardan bınsı, şöyle başlıyordu:"... bil-
diğiniz gibi, Atatürk solcu'ydu...". Meğer, kimse bil-
miyormuş, bir kıyamettir koptu: kımisı, Gâzi'ye 'hain' de-
diğımı sanıyor, kimisi 'komünist' dediğimı!
Oysa anlatmak istediğim neydi, bence, zaten anlamış
okkjğunuz: siyaset coğrafyasında 'So/', mutlak değil ris-
bi, dogmatjque değil dialectique bir terimdir Gâzi
Mustafa Kemal Paşa, Vladimir Ityiç'e göre, 'sağ'da-
dır ama; Emperyatizm/Mazlum Miltetier çatışmasın-
da, "so/'dayeralır,egerboyteolmasaydı, 1920'lerdeSSCB
ve Türkiye'deki Kemalist Harekef, gözü kanlı Emper-
yalizm'in 'ortak düşmanı' olur muydu?
Soru, tersine de sorulabilir: eğer dünyayı kasıp kavu-
ran 'büyük çelişki'öe, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve
Kuva-yı Milliye, 'So/'daolmasaydı; III. Entemasyonal
ve Komintern, ona -komünist, hatta sosyalıst oimadı-
ğı halde- arka çakar mıydı?
Anti/emperyallst olmak yetmiçtir!
Hem de. nasıl çıkmıştır Komintern Genel Sekreteri
iavariş' Zinovyef, Sultan Galiyefin 'örgütlediği'
Dogu Halkian Bakû Kurultayı'nda aynen şöyledemiş-
tir.
"... Mustafa Kemal Hükümeti'nin Türkrye'de yü-
rüttüğü siyaset Komünist Entemasyonalı'nın, yâni
bizim sryasetimiz degildir; fakat (buraya dikkat) Ingi-
Hz Hükümeti'nin aleyhinde yürütülen bir inkılâp mü-
cadelesi'neyardıma hazınz..." (1 Eylül 1920)
Yetmedi mi? öyleyse, Vladimir llyiç'in, aynı yıllarda,
Ankara'ya gönderdiği ilk Sovyet Elçisi'ne, söylemiş
otduklannı, hatırlayacaksınız:
"... Mustafa Kemal Paşa, tabii ki sosyalist degi(-
dir; ama görünüyor ki, iyi bir teşkilatçı, kaabiliyetli
bir liden 'Milli Burjuva Ihtilâli'ni (yânı Ulusal Demok-
ratik Devrim'i) idare edryor; ilerici, akıllı bir devlet ada-
mı. Bizim Sosyalist Inkılabı'mızın önemini anlamış
olup, Sovyet Rusya*ya olumlu davranıyor..."
"... O, istlâcılara karşı bir Kurtuluş Savaşı yapıyor
(Buraya dikkat!) Emperyalistlerin gururunu kıracağı-
na, Padişahıda yardakçrfanyla sHipsüpürecegine ina-
nryorum. Ona, yâni Türk halkına yardım etmemiz
gerekiyor..." (Bkz. 'Aralofun 'Hatıralan')
Bu kadar basit ve açık: Ulusal Demokratik Dev-
rim'le Sosyalist Devrim'in, omuz omuza buluştuğu saf,
antj/emperyalizm'dir: 'milliyetçilik', eğer anti/em-
peryaüst tam bağımsızlık' anlamını taşıyorsa; sos-
yalist ya da komünistin, ona itirazı olabitemez; çün-
kü bu 'itiraz' tarihin diyalektiğine ters düşer.
'Solaıluğu' paylaşamıyorlardı!..
Müdafaa-i Hukuk dergisinde, Çetin Yetkftı sorunu
irdeliyor; yazısıntn ilk başiığı, 'Atatürk ve Sosya-
lizm'; fakat, açık yaraya asıl dokunan, ikinci başlık: 'UKı-
sal Güçbirliği mi, Yoksa Sol Güçbiriiği mi?'. Birbirin-
den ilginç eserlerin yazan olan Çetin Yetkin, kimilerinin
Gâzi'nin 'sosyalistliğini' el altından savunduklanna ta-
tolmş'; 'değiidi' d'ıyor, '..aslaolmadı ama, bu gerçek, sos-
yalistlerin onu desteklemesinı engellemez...'. Aklın yo-
lu bir! O kadar bir ki, 'erken' Cumhuriyet döneminin,
falihsiz' demokrasi deneyinde, 'iktidarTa 'muhalefefm,
'solculuğu' paylaşamayışlan, bunu gösteriyor.
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın (yâni, Muhalefet'in)
lideri Fethi Bey (Okyar), ne demiş, bakar mısınız:
"... fırkamız sola mütemayildir, münakaşa hüni-
yetinin tesisine taraftar olmak ve hakikatte bu gibi
hürriyetlerin câri (yürüriükte) olmasınıtetihdafetmek
(amaçlamak) rtibariyte Soi'a müteveccihiz (yöneliyo-
ruz)..." (Hâkımıyet-ı Milliye, 15 Ağustos 1930)
Buna Cumhuriyet Halk Fırkası'mn (yâni Iktidar'ın) ver-
d'ıği cevap şudur:
"...bu memlekette padişahhğı, halifeliği, Şartdılığı
kaldıran, dini dünya işlerinden ayıran, Latin harfte-
rini alan, şapka giydiren bir fırkanın daha solu yok-
tur. Ismet Paşa'nın Sol'una, ancak hürmet için ge-
çttebilir..." (Hâkimıyet-i Milliye, 21 Ağustos 1930)
Baktıklan açtdan, ikisı dehaklıdır 30'lann 'oforter'cum-
huriyetinde, halk yönetimterinin 'o/mazsa o/maz' unsu-
aı, özgürlüğü savunmak, fikir serbestliğinden yana ol-
mak, elbette 'Solculuk'tur, aynen bunun gibi, ama 'Ulu-
sal Demokratik Devrimi' gerçekleştırmek, laikliği uy-
gulamakda, -'meşrûti' deolsa,- 'monarşı'ye karşı, 'sol-
cu' bir çikıştır. Bence ilginç olan, iki yanı da 'solda' bir-
leştirmiş olan 'ortak payda'dan, -*yâni anti/emper-
yalizm'den,- her iki sözcünün de hiç bahsetmemiş
olması; o 'tavır' olmasa, acaba ikisi de Sağ'öa kalmaz
mıydı?
Kaldı ki, sosyal ve ekonomik siyaset düzeyinde tartı-
şılırsa, adı üstünde 'serbest' (liberal) olan 'muhâlefet1n,
'sag'da; hızlı sanayileşmeyi, kamu iktisadi teşebbüsle-
rinin öncülüğünde gerçekleştirmeye yöneimiş 'iktidar'm
ise 'so/'da olduğu sonucuna vanlabilir. Hem siz ne söy-
lüyorsunuz, Allah aşkına? Trotskyst dostum Mark Ap-
teVe göre, Fransız Komünist Partisi de, ünlü lideri
MauriceTnorez de 'sağ'da idi; oysa, 'tombul'anarşist
Magda, Bakunin/Kropotkin çizgisine göre, Trotsky'i
de -Lenin, Stalin ve öteki 'bo/seWWer' gibi- kendi 'sa-
ğında' göıvyordu.
'Kulaktan dolma' olunca!..
( O oteu', ne Marksist demektir, ne sosyatist, ne ko-
O münist! Terim, 'belli bir zaman ve yerde, belli
sosyal ve ekonomik koşullann oluşturduğu, siyasi
birduruma' göre,tariN 'ıçeriğini' kazarnr. Bizdekiyav
lış, yani 'solcu'nun 'komünist* -o da bir şey mi, 'ha-
in'in önde gkteni- sayılması, iki sebepten doguyor.
llki daha önce değindiğim, gerçek: 'bHinç' düze-
yinde değil, 'inanç' düzeyindeyiz; çünkü, 'bilinç' ön-
ce metod ^öntem) gerektirir, sonra da onu doğru
uygulayabihnek için, 'bilgi' ve 'gözlem'; oysa sağo-
sıyia solcusuyla Türk 'aydını' -hepsi değil tabii, ama
büyük çoğunluğu- 'kulaktan dolma' aydın, dolayı-
sıyla hem 'yüzeyser hem 'yöntemsiz'; bu da ikinci
sebebi, 'geçeıii' ve 'etkili' kılryon propagandayı!
'Solculuğun' sosyalistlik, ya da komünistlıkle bir tu-
tulması, 'Soğuk Savaş'ın başımıza doladığı bir bela; hem
akıl, hem siyaset sağlığımız açısından, bundan bir ayak
önce kurtulmalıyız.
Meraklısı için not: Bazılan, entemasyonal kelimesini
'Enternasyonel' diye yazıyor yanlıştır ve ayıptır, doğru-
su Entemasyonal! Nasıl ki. Komünist Enternasyona-
lı'ndan türetilmış Komirrtem'ı de, bazılannın yaptıgı gi-
bi, 'Komüntem' yazmak, ayıptır ve yanlıştır.
Bu bile, ne kadar 'kulaktan dolma' olduğumuzun bir
işareti sayılamaz mı?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.fr/-bilgryay/yazar/ailhan.rrtlm