Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 NİSAN1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA
mmm SEÇIM'99 mmm
Milletvekilleri parti değiştirdi; seçmenlerin oy verirken daha özenli davranması bekleniyor
Çanakkale'de dağılım değişecekTURHAN NARLER
ÇANAKKALE -
I995'te
Çanakkale'de 2
milletvekili
çıkarmayı
başaran DYP'nin
bu kez aynı
sonucu almasının
zor olduğu v urgulanıyor. Hantdi
Üçpınariar'ın Tansu Çiller ile
uyuşmazlığa düşmesi sonucu
DYP'den istifa ederek DTP
kuruculan arasında yer almasıyla
DYP'nin milletvekili sayısı l 'e indi.
Şu anda Çanakkale'de mılletvekili
dağıhmı ANAP 2. DYP l, CHP 1
şeklihde. ANAP'ın milletvekili
sayısının 2'ye çıkması. Hikmet
Aydın'ın önce DSP'den istifa edip
DYP'ye geçmesi, ardından ANAP'a
katılması, istifa edıp bir süre
bağımsız kaldıktan sonra yıne
ANAP'a dönmesi kafalan kanştırdı.
Aydın'ın DSP'den DYP'ye
geçmesiyle hakkında birçok
spekülasyon yapıhrken bunlan
yalanlamaması dikkat çekmişti.
Şimdi Hikmet Aydın'ın ızıne
Çanakkale'de rastlamak olası değil.
Kısa dönemli siyasal yaşamında
yaptığı zikzaklarla kendinı yıpratan
Aydın'ın millet\ekili seçıldiği
DSP'ye de zaran olmadı değil.
Çanakkaleli seçmen, Aydın örneğini
göstererek DSP'ye oy vermekte pek
gönüllü görünmüyor ama. bu görüşte
olanlann giderek azaldığı da
ÇANAKKALESeçmen sayısı: 305.459
Milletvekili smyısı: 5
\E*W jj^irtafl
RP
DYP
ANAP
DSP
CHP
HADEP
t?
MHP
MP
YDH
YDP
YP
Bığms.
-
2
1
1
1
.
-
-
-
10.00
31.12
21.09
18.28
11.17
0.88
0.21
Bozcaada # C a n
[
<f\ Bayrarreç ^ ^
E
? n e
• Jis^, BaMıesir
Ay.vat)ik ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ " ^ "
6.S1
9.49
8.40
«.14
•.06
t x anakkale'de 18 Nisan'da
gerçekleştirilecek seçimlerde
milletvekili dağılımmın değişeceği
öngörüsü yapıhyor.
Bu görüşün ağırlık kazanmasındaki
etkenin 1995'te seçilen
milletvekillerinin çok sık parti
değiştirip seçmen tabanında
yıpranmış olduğu belirtiliyor.
bildiriliyor.
DSP'nin Çanakkale'de yeniden
gelişip güçlenmesinde 55. hükümetin
CHP tarafından düşürülmesinin
ardından Ecevit'in yeniden başbakan
olması, bölücübaşının yakalanarak
getirilmesi önemli rol oynadı.
Çanakkale'de köklü bır örgütü
bulunmamasma karşın hele adaylann
açıklanması öncesinde il örgütûnün
görevden alınmasıyla bir deprem
geçiren DSP'ye seçmen ilgisinin
azalmaması dikkat çekiyor. Seçmen
DSP örgütünden daha çok Genel
Başkan Bülent Ecevit'e güven
duyuyor. Çanakkale halkı DSP'nin
milletvekili adaylan SadıkKırbaş,
İsmail Bircan, Semih Ünlü gibi
isimleri çok yakından tanırruyor, ama
Zütatü Karamercan Çanakkalelilerin
pek yabancısı değil.
Çanakkale'de seçime ANAP da
asılıyor. Özellikle eski Enerji ve Tabıi
Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur
Ersûmer köy ve kasabalarda
sergilettığı 'barkovizyon'
gösterilenyle hayli ılgi topluyor. Bu
nedenle seçim öncesi güç dengeleri
her geçen gün değişıyor. Bakanhğı
döneminde Çanakkale"ye önemli
yatınmlar getiren ve bu arada geçen
yıl içinde 496 projeye 27 trilyon
ödenek çıkaran Ersümer. yaptığı
hizmetlerin karşılığını fazlasıyla
alacağı inancında. Ersümer'in en
büyük kozlanndan biri ise doğalgazin
Çanakkale'ye getirilmesi
konusundaki çabalan ve Çan Termik
Santralı temelinin seçimlerden sonra
atılacak olması. DYP'de ise işler
bıraz kanşık. Eğilim yoklamasmda
ön sırayı alan milletvekili Nevfel
Şahin sanki köşesine çekilmiş gibi.
tkıncı sıradaki Kale Kalıp Fabrikası
Müdürü Kemal Sözen'in "hanl harü"
çalıştığı gözleniyor. Şahin ile
aralannın açık olduğu belırtilen
Sözen. eğilim yoklaması öncesi
olduğu gibi, şimdi de kesenin ağzını
açmış durumda ve gece-gündüz
demeden dolaşıyor. Şahin'in
umursamaz ta\n ise "Sözen'in
seçilmesini istemiyor" diye
yorumlanıyor.
Çanakkale'de CHP kuşkulu.
Özellikle CHP'li adaylara değil de
Genel Başkan Deniz Baykal'a olan
tepkinin sandığa yansımasından
korkuluyor. Yine CHP'liler durup
dinlenmeden çalışıyor, bir
milletvekilliğini yitirmemek için
büyûk çaba harcıyorlar.
DTP, ÖDP, LDP gibi partilerin ise
Çanakkale'de şanslı olduklannı
söylemek zor. Ancak DTP Çanakkale
Milletvekili ve Genel Başkan
Yardımcısı Hamdi Üçpınariar
umudunu henüz yıtirmedi.
Siyasi partilerin il başkanlan da
tahminlerinde "4-O^dan başka bir şey
söylemiyorlar. Buna kendileri de
inanmıyorlar ama yandaşlanna moral
motivasyonu sağlamaktan geri
kalmıyorlar.
Çanakkale'de belediye başkanlığı için
CHP ile ANAP oldukça çekişecek.
Bu nedenle CHP'lı Belediye Başkanı
İsmail Ozay pek de rahat sayılmaz.
Özay'ın özellikle halkla dıyalog
içinde bulunmaması, kendisine
bunun anımsatılmasında. "Ben gönül
almaya değil, iş yapma\a geldim"
demesi, rakiplerinın ağzına sakız
oldu. Özay'ın ANAP'lı rakibi Nevzat
Üzen, Özay'ın belediyeyi
sıyasallaştırdığı ve halka dönük
çalışmalardan uzaklaşarak
göstermelik işler yaptığını savunuyor.
Ozay ise, rakiplerini 'deneyimsiz'
olarak tanımlıyor ve Çanakkale
Belediyesi'nin tüccar kafasıyla
yönetilemeyeceğini söylüyor.
Geçen seçimlerde Refah Partisi'ni destekleyen Yimpaş, bu seçimde Fazilet Partisi'ne mesafeli
DSP yükselişte, CHP konumunu koruyor
tLHAN TAŞÇI
YOZGAT - Türkiye'nin tam
ortasında yer alan Yozgat'a
ılk gırildiğınde seçım
heyecanı duyumsanmıyor
gıbı. Alışılmış "seçım
görüntüterT de yok. N'edeni
ise tüm partilenn çevre ve ses
kırlihğini önlemek için
rasgele afiş asmarna v e sokaklarda bangır bangır,
müzikii propaganda yapmama konusunda
anlaşmış olmaları. Yozgat seçmeninın parti
gözetmeden adayını seçtiğı görüşü ağırlıklı, ancak
kim ki kendilerine sırt dönerse onlar da ona sırt
çevirmiş.
1908 "de Şakir Usta tarafından yapılan ve her saat
başı varlığını duyuran saat kulesinin bulunduğu
Cumhuriyet Alanı'nı FP'liler bayraklarla donatma
telaşında, çünkü keme vardığımız gün, genel
başkanlan Yozgatlılara seslenecekti. FP'li
partılilerdışında sokak ve caddeler. okullanna
doğru koşuşturan öğrencilere emanet.
FP, önceki seçimlerde yüzde 36'ya denk gelen 86
bin 528 oyla Yozgat'tan 3 mılletvekili çıkarmıştı.
Ancak bu seçimlerde büyük düşüş yaşadığıru
FP'liler de kabul ediyor. Karşılaştığı
olumsuzluklar ise şö>le:
• FP'nın kurmaylanndan CemilÇiçek'in
amcaoğlu MehmetÇiçek'ın genel merkez
tarafından listede ikınci sıraya verleştınlmesi.
• FP'lilenn Necmettin Erbakan'ın siyasi
yasağmın kaldınlması için yetennce çaba
göstenlmediğı düşüncesi.
• Küskünlerin seçimı erteletme girişımine destek
veren FP'nin bu tutumunun tutarsız bulunması.
FP'liler, 312. maddenin eski Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'a yönelık
olduğunun anlatılması durumunda daha az yara
alacaklarını savunuyorlar. FP'liler, 2 milletvekiline
kesın gözüyle bakarken, rakipleri de partilılerle
aynı görüşte. 1995 genel seçimlerinde RP'yi
destekleyen Yozgat merkezli, Islarru sermayelı
Yimpaş. bu seçimde FP'ye mesafeli davranıyor.
1995'teki RP'nin tüm adaylan Yimpaş'ın
yönetıcisı iken bu seçimde yönetim kurulu
başkanı Dursun Uyar'ın uyansıyla birinci sıradaki
llyas Arslan (holding 2. başkanı) ve üçüncü
YOZGATSeçmen sa>ısı: 287.565
Millervekiü sa>ısı: 6
DYP
ANAP
DSP
CHP
HADEP
IP
MHP
MP
YDH
YDP
YP
Bagıms,
I'avlikrc I'arliUrin
••İİIV 1»
da<tılıuıı Mİ/ılclrıi
3
1
2
-
•
-
34.01
u.oe1139
3.83
10J2
1.95
«.19
13.93
0.84
0J3
0.43
0.14
) Çorum / /
—j P ^ Tokat
SL/ ^ ÇekerekV-
|V»Salmanlı \
y •fc^t" Sankaya )S
'• v * /JKırşehır N . B o ğ a z ^ ^ ^
1 J /Nevsehır —
FP Mitingkrinde kara çarşaf giyen kfldınlar dikkat çekiyor. (Fotoğraf: AA)
sıradaki Kazun Arslan (Yimpaş Poliklinıği
doktoru) holdıngdeki görevlerinden istifa etmişler.
Ancak bazı seçmenler, Yimpaş'ın FP ile ılışkisini
görüntüde kestiğini, aslında partiyi "altan alta"
desteklediğini vurguluyorlar.
52 bin 839 oy ile yüzde 22'lik destek. ANAP'a 2
milletvekili kazandırmıştı. Milletvekili listelerinde
sıkıntı yaşanmazken, birinci sırada yer alan
LütfuBah Kayalar'ı tabanın sevmesı artı puan
olarak değerlendiriliyor. Kayalar. Yozgat'ın Teşvik
Yasası'ndan yararlanmasıyla çekıciliğinin arttıgını
söylüyor. ANAP'ın 2 milletvekilinin kesin
olduğunu belirten Kayalar, üçüncünün sürpriz
olmayacağını savunuyor. ANAP'ın olumluluklan
arasında. FP'deki oy düşüşünden yararlanacak
partılerden oluşu ve Yozgat'a yapılan yatınmlann
birçoğunun ANAP zamanında yapılması sayılıyor.
Rakipleri. ANAP'ın 2 milletvekili çıkarabileceği
görüşünde birleşiyor. Bundan önce 26 bin 437 oy
alan DYP, 33 bin 481 oy alan, ancak ülke barajmı
aşamayan MHP sayesinde 1 milletvekili
çıkarmıştı. Bu seçim DYP oylannın düşüşüne
neden olarak Çflkr ailesinın özel avukatı Ömer
Asım LJvanelioğlu'nun birinci sıraya
yerleştirilmesi gösteriliyor. Bir başka neden ise
önseçımlerde birinci gelen Yusuf Bacanlı'nın
ıkinci sıraya itılmesi. Livanelioğlu'nun Yozgatlı
olmayışı, seçmende de hemşericılik duygusunun
ağırbastığı dikkate alındığında DYP'nin şansınm
zayıf olduğu söylenebilir. Sık sık "Yozgatiı bizi
bağnna bastı. biz d« Yozgat'ı* diyen Livanelioğlu.
sözlenne süreklı çevredekilerin tanık olmasını
ıstıvor. Livanelioğlu'nun aday olduktan sonra
Yozgat'a 4 korumayla ılk gelişi de hâlâ seçmenin
dilinde. MHP'nın kalesi olarak bılinen Yozgat'ta
parti. 33 bin 481 oyla yüzde 13.9 oranında destek
görmüştü. Bu seçimde. FP'deki oy düşüşünden
yararlanacak partilenn başında gelen MHP'nin
barajı aşması durumunda 1 milletvekilliğınin
kesin, ikincisinın sürpriz olmayacağı görüşü ağır
basıyor. DSP, önceki seçimde 9 bin 199 oyla
yüzde 3.8 destek görmüştü. Bu seçimde birçok
seçmenin "genel seçimlerde DSP'ye, beledi>ede
MHP'ye" vereceğıni söylemesı nedenıyle 19
Nısan sabahı merakla bekleniyor. Yozgathlar
DSP'nin iktidar olacağına tartışmasız inanıyorlar,
ancak rakipleri \ e bazı seçmenler. eski DSP il
başkanı Kadim Doğan'ın genel merkez tarafından
5. sıraya konulmasının partiyı olumsuz
etkıleyeceği görüşünde birleşiyorlar. Gerekçesini
ise "Kadim Doğan'ın DSP'nin Yozgat'ta
örgutienmesindeki katkılan yadsınamayacak bir
gerçek. tlk sırada olsaydı DSP'nin oylan daha da
artardı. Ama ilk dörde \abancılann getirilmesi
yanlış bir karar" dıye açıklıyorlar. Liste kavgalan
nedeniyle DSP'nin tabanından bazı gruplann
partinin oy almaması için çalıştığı sö> leniyor. Bu
partinin oyundaki artışa karşın 1 milletvekili
çıkarmak ıçın d'hont sistemini aşması zor
görünüyor. 24 bin 566 oyla Yozgat'ta daha önce
yüzde 10.2'lik oy toplayan CHP, barajı aşamayan
MHP'nin milletvekilinı 0.8 puanla DYP'ye
kaptırmıştı. CHP'nin Yozgat'ta örgütûnün ıvi
olmaması ve adaylannın yine aynı kişıler oluşu
sıkıntı yaratıyor. Milletvekili çıkarma olasılığı.
DYP'deki düşüş ve MHP'nin barajı aşamamasına
bağh.
Belediye başkanlıflı
Tüm belediye başkan adaylannın "ateşten
gömlek" diye baktıklan belediye başkanlığı
seçimlerinin Yozgat'ta MHP ile ANAP arasında
geçeceği yaygın düşünce. Belediye başkan
adaylan ile seçmenlenn bır boliimü, ıki dönemdir
başkanlık görevini sürdüren MHP'li Mehmet
Erdemir'in "yıprandığı'' görüşünde birleşiyor. Bu
nedenle de ANAP'ın adayı Tahsin Fırat Çelikel'in
şansuun yüksek olduğu söyleniyor. Çelîkel, iddialı
olduklannı belirterek "Biz Yozgatta MHP'yi
vıkamazsak kimse vıkamaz" dedı.
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Yanlıştan Dönmek
Fransız Uluslararası llişkiler ve Strateji Enstitüsü
Direktörü Pascal Boniface'ın, NATO saldırısının ilk
günlerinde Le Monde'da yayımtanan yazısı, "Birieşik
Devletler: Şerifmi, Haydut mu?" başlığını taşıyordu.
Boniface'a göre Birieşik Devletler'in dış politikasının
öncelikleri arasında "Haydut-Devlet" (Rogue States)
olarak niteledikleri ülkelere karşı savaş yer alıyordu.
VVashıngton için haydut devletler uluslararası alanda-
ki davranışları dünya uluslar topluluğunda kabul gö-
ren kurallara yan çizen ülkelerdi. Küba, Kuzey Kore,
Libya, Irak bu ülkeler arasındaydı. Ancak bu tanımla-
manın, yine Boniface'a göre uç açmazı vardı. Birin-
cisi, Birieşik Devletler "Haydut-Devlet" sayılma kri-
terlerinı bızzat kendisi koyuyordu. Uygulama da ister
istemez, paşa gönlüne göreydi. (Örneğin Küba, ne-
den Suudi Arabistan'dan daha az demokratik bir ül-
ke olarak görülüyordu.) Sonuç olarak Birieşik Devlet-
ler. dünya devletler topluluğunun çoğunluğu tarafın-
dan benimsenen kuraltara en az uyan ülkeler katego-
risine bizzat kendisi de girmektedir. Gezegenin jan-
darmalığına soyunmaktadır. Ama çokkık, haydut gi-
bi davranmaktadır.
Kosova sorununda görüşmeler yoluyla çözümü yo-
kuşa sürüp 12 NATO ülkesini de peşine takarak tüm
uluslararası kuralları uluorta çiğnemek pahasına hü-
kümran bır ülkeye saldırması, Boniface'ın yukarda
degınilen yargısını doğrulamaktadır. Sayılan şimdi-
den altı yüz bine dayanan insanın göç yollanna düş-
mesınin yarattığı insanlık dramı bu gerçeğin göz ardı
edilmesınin mazereti sayılmamalıdır. Hele, bu dramın
bugünkü vahim boyutlara ulaşmasında ipleri büyük
ölçüde VVashington tarafından çekilen NATO saldın-
sının payı düşünüldüğünde bu daha da kaçınılmaz ol-
maktadır. Buna karşılık daha önce saldınyı Kosova'ya
"özerkiik" sağlanması gerekçesine bağlayan NATO,
bugün artarak süren saldınlanna, bızzat kendisinin
neden olduğu "göçün" önlenmesinin bahanesi say-
maktadır. Dün, "etnik temizlik" için Kosovalı Arna-
vutlan zoria göçe zoriamakla suçladığı Belgrad yö-
netimini, bugün kalkan olarak kullanmak amacıyla
göçü engellemekle suçlamaktadır. Üç gün süren "en-
gelleme" bugün ortadan kalkmıştır. Bu durumda,
Kosovalı Arnavutlan "kalkan" olarak kullanmasuçla-
ması neye dayandınlacaktır? Açıkça görülen, Was-
hington'un saldırılara sürekli "gerekçe" aramak zo-
runlutuğu içinde olmasıdır. Bu konuda mısli görülme-
miş bir "beyin yıkama" çabası da tüm hızıyla sürdü-
rülmektedir. Bugün 20 bin Kosovalı Arnavut sığınma-
cının kayıplara kanştığı savı ertesi gün bizzat BM'ce
yalanlanmakta, göç yollannda perişan olan yüz bin-
lerce sığınmacının dramı, NATO saldınlarının haklılı-
ğını göstermek için alabildiğine istismaredilmektedir.
O kadar ki bugün Kosova olayı çok sayıda "solcu-
nun" da kafasını kanştırmış, daha da kötüsü bazıla-
rını düpedüz "NATO" yanhsı olmak gibi bir aymazlı-
ğa sürüklemiştır.
VVashıngton'un Rambouillet ve Paris görüşmelerin-
de takındığı "banşıyokuşa sürereksaldınyazemin ha-
zırtama" tavrı bugün bizzat kimı Amerikalı uzmanlar
tarafından da açıkça teslim edilmektedir. Nitekim
VVashington Post, geçen 7 Nisan'da yayımlanan bir
yazıda "banş masasına" çiftetabancayla oturma alış-
kanlığıyla ünlü Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ı,
Yugoslav lider Slobodan Miloşeviç e karşı sürdür-
düğü tehdit politikasının ışe yaramadığı ve Yugoslav
Irderin saldın tehditterine tepkısıni küçumsemekte
suçlamıştır. Gazeteye göre Albrıght, Ulusal Guvenlik
Damşmam Sandy Berger'i ve Başkan Clinton'ı Slo-
bodan Miloşeviç'ın, bombalama başlar başlamaz
dize geteceği konusunda ikna etmiştir. Belgrad'ın sal-
dın karşısında direneceği ve bombalara teslim olma-
yı reddedeceğine ıhtımal bile verilmemiştir. VVashing-
ton Post'a göre Kosovalı Arnavutlann yoğun göçü,
Albright'ın yukarda sözü edilen "yanlış değertendir-
melerinin" sonucudur.
Brooking Institut'den Ivo Daalder bu konuda da-
ha da açık: "Madeleine Albright'ın ağzındaki tek stra-
teji, bombardımandı. Bu konuda yönetımı de ikna ef-
meyi başardı. Ama yönetim de onu dinlediği için so-
rumludur. Bu, gerçekten de başkanlığın şimdiye de-
ğın karşılaştığı en vahım dış knzdır." Albright'ın bu
yanlışın bedelini yakın gelecekte yerinı bır başkasına
bırakarak ödeyeceğı de ilen sürülen savlar arasında.
Bu arada, bir kara müdahalesı de şu sıralar yüksek
sesle dile getırilmektedir. UÇK şimdiden, Arnavutluk
topraklanndan itibaren Sırplarla çatışmaya girmiştir.
Bu, Balkanlar'ın tümünü ateşe verecek bir kıvılcımın
habercisıdir. Ancak "kara harekâtı" olasılığında "pa-
buç pahalıdır". Uzmanlar bunun müttefiklere en iyim-
ser rakamla 20 bin kurbana mal olacağını ifade et-
mektedirler. VVashington ve onun kayrtsız şartsız ser-
dengeçtiliğinesoyunan Avrupalı "müttefıklerinin" ya-
şamlan çok değerli "boylannı" kolay kolay ateşe at-
mayacaklannı, bunu yaşamlan pek o kadar değerli sa-
yılmayanlara yaptırmaya çalışacaklarını söylemek ke-
hanet sayılmaz. Türkiye, asla bunlardan biri olmama-
lıdır. Sığınmacılara insanlık görevini eksıksiz yerine
getirmek başka, gıdip ulusal hiçbirçıkarının bulunma-
dığı birsorunda "güç sarhoşu" dünya jandarmasının
stratejik kaprisleri uğruna Balkan ateşine balıklama
atlamak başka şeydır. Hele, savaşın acımasız oldu-
ğu kadar yararsız yıkımının had safhaya ulaştığı, so-
runun diyalog yoluyla çözümü için kapılann henüz
bütünüyle kapanmadığı şu günlerde olanca ağırlığıy-
la banştan yana cabalara destek olmak varken...
NECAT ERDER
Seçimler yaklaşırken, Türkiye'de
seçmen tercihlerinde önemli değiş-
meler olacağı konusunda yaygın
beklentiler van Bunun nedenleri
arasında son birkaç ayda yaşanan
bazı olaylar gösteriliyor. Bunların
başında, Abdullah Ocalan'ın ya-
kalanması olayının Bülent Ecevit'in
başbakanlık dönemine rastlaması-
nın DSP oylannda bir patlamaya
yol açabileceği varsayımı geliyor.
TBMM'de "küskünler" hareketinin
etkilerinden de soz ediliyor. Fazilet
Partisi içinde ortaya çıkan çatlama-
nın, bu partinin oyiarında ciddi bir
gerileme ile sonuçlanacağı başka
bir beklenti. CHP'nin erken seçim
konusundaki tutumunun benzer bir
sonuç vereceği de bu tür öngörü-
ler arasında yer alıyor.
Bu beklentiler ne ölçüde gerçek-
leşebilir? Bu konuda bir değerlen-
dirmeyapabilmek için, seçmen ter-
cihlerindeki genel eğilimlerin ne ol-
duğunu ve bunlann son yıllarda ne
doğrultuda değıştiğini ıncelemekte
yarar vardır.
TÜSES Vakfı'nın 1993'ten beri
yaptırdığı dört büyük alan araştır-
ması bu konuda yardımcı olabilir.
Bu araştırmaların dördüncüsü,
1998 yılı ortasında seçmen eğilim-
lerinin genel görüntüsü hakkında şu
görüntüyü veriyor.
• Kendilerine hangi partinin "yan-
daşı" olduklan sorusuna, en büyük
kesim, hiçbirpartinin yandaşı deği-
lim yanıtı vermıştir (%21). Soruyu
yanıtsız bırakanlarla biıiikte seç-
menlerin 1/3'ü bir parti tercihi yap-
madıklannı ifade etmişlerdir. Bunlar,
"kararsız" seçmenler olarak değer-
lendirilemez.
Çünkü, 1993'ten bu yana, böyle
yanıt verenler giderek artmakta ve
genellikle, "seçime katılmama" ya
da "geçersiz oy verme" eğilimi gös-
termektedirler. Sonuçta, seçmen-
lerin en büyük kesimini "hiçbir" par-
tinin yandaşı olmadıklannı söyle-
yenler oluşturmaktadırlar.
• Herhangi bir partinin "yandaşı"
olduklannı söyteyenler, toplam seç-
men kitlesinin %68.2'sidir.
• Bunlann partilere dağılımına
bakıldığında, hiçbirpartinin % 15'lik
biryandaş kitlesine ulaşmadığı gö-
rülmektedir.
• ANAP veFP(%14.4, %13.9'la)
başta gelmekte, bunlan, DYP ve
MHPizlemektedir(%10.1). DSPve
CHP ise %10'un altındadır.
• llginç olan. aralannda HADEP,
ÖDP, TP ve BP'nin bulunduğu diğer
partilerin toplam "yandaş"larının
%5'in altında bulunmasıdır.
Yukandaki bulgular, 1998 yılı or-
tasında. seçmenlerin hangi partiye
oy vereceklerini değil, hangi parti-
nin "yandaşı" olduklarını göster-
mektedir. TUSES araştırmalannda
Seçmen terdhleri nasıl ve ne kadar değişir?
"yandaş"lıkla "oy verme" davranış-
lannın farklı olabildiği görülmektedir.
Bunun yanında. Türkiye'de seç-
menlenn, seçime "katılmama" ya
da "geçersiz oy verme"y\ siyasi bir
tavır alma biçimi olarak benimsemiş
olduklan da, aynı araştırmalann di-
ğer bir bulgusudur. TÜSES ve VE-
Rl ARAŞTIRMA çalışmalannda
"protesto oyfan" ya da "seçmeyen-
ler" olarak anılan bu seçmenler ay-
n bir kategori olarak ele alınmakta-
dır.
Seçim sonuçlannın, "geçerli" oy-
lara göre değil "kayıtlı" seçmenlere
göre çözümlenmesi bu çalışmala-
nn diğer bir özelliğidir. Böylelikle.
seçmen tercihlerindeki değişmeier
daha anlamlı bir biçimde değerlen-
dirilebilmektedir. Bunaikiörnekve-
rilebilir. Bunlardan birincisi, 1989
yerel seçimlerinde, oylannda önem-
li bir artış görülmeyen SHP'nin,
ANAP seçmenlerinin sandığa git-
memesi nedeniyle büyük bir başa-
n kazanmış olmasıdır. Ikinci örnek
ise, ANAP ve DYP yandaşlarının
oya katılmaması sonucunda, oyla-
nnı pek az arttıran RP'nin büyük bir
zafer kazanmış göründüğü 1995
Genel Seçimleri'nde gözlenmiştir.
Sonuç olarak, seçim sonuçları,
seçmenlerin, siyasi parti terdhleri
yanında, 'geçersiz oy kullanma' ya
da 'seçime katılmama' konusunda-
ki tavırlan tarafından belirlenmiş ol-
maktadır.
Önümüzdeki seçimlerde sonuç-
lann büyük ölçüde değişmesi aşa-
ğıdaki nedenlerden kaynaklanabilir
(i) "Hiçbir" partinin yandaşı olma-
dıklarını söyleyen seçmenlerden
önemli bir bölümününtutumlannda
değişiklik olması ve bunlann belli
partilere yönelmesi.
(ii) "Protesto" oyu verecek seç-
menlerden birbölümünün belli par-
ti yandaşlan arasında düşük oran-
larda ortaya çıkması.
Bunlann dışında, seçmen eğilim-
lerini etkileyecek üçüncü bir etken-
den de söz edilebilir. Bu da, seç-
menlerin "ikinci parti terdhleri" ile
ilgilidir. TÜSES araştırmalannın bu
konudaki bulgulan şöyle özetlene-
bilir:
• Parti yandaşlannın %60'a ya-
kın birbölümü, belli koşullarda. ikin-
ci bir partiye oy verebileceklerini ifa-
de etmişlerdir. "Hiçbir" koşulda di-
ğer bir partiye oy venmeyeceklerinı
söyleyenlerin oranı %25'tir. Bu ba-
kımdan en katı seçmenler FP yan-
daşlandır.
• ANAP, diğer parti yandaşlannın
ıkinci tercıhleri bakımından en çok
destekleyebilecekleri partidir.
• DSP yandaşlannın, ikinci parti
olarak en çok yöneldikleri parti,
CHP değil, ANAP'tır. CHP'liler ise
ikinci parti olarak en yüksek oran-
da DSP'yi göstermektedirler.
Bunlar, önümüzdeki seçimlerde
yandaşı olduklan parti konusunda
tereddütleri olan seçmenlerin ter-
cihlerini yöneltebilecekleri partiler
konusunda aydınlatıcı bulgulardır.
18 Nisan'da ne olabilir?
Yukandaki değerlendirmeler, son
birkaç ay içindeki olaylann seçmen
tercihlerini ne ölçüde değiştirebile-
ceğini ve bunun seçim sonuçlanna
nasıl yansıyacağını gösterebilecek
ipuçlannı içermektedir. Bunlann ışı-
ğında şu olasılıklar üzerinde duru-
labilir
• Kamuoyundaki olumlu imajm
ve seçime iktidar partisi olarak gir-
menin avantajı ile DSP, bir yandan
yandaşlannın sandığa gitmesini
sağlarken, öte yandan, hem "hiç-
bir" parti yandaşı olmayan kesimin,
hem de CHP'den uzaklaşanlann bir
bölümünden oy alabilir.
• 28 Şubat 1997'den bu yana oy
desteği azalmakta olan FP'nin, son
olaylann etkisiyle biraz daha kayba
uğraması olasılığı vardır. Bunun,
başka bir partiye yönelme değil
"sandığa gitmeme" biçiminde ger-
çekleşmesi bekJenebilir.
• Parti yönetiminin performansı-
nın olumsuz etkisiyle CHP yandaş-
lannın birkesiminin seçime katılma-
ması, bir bölümünün DSP (ya da
ÖDP) için oy kullanması olasılığı
vardır.
• Parti önderinin çelişkili davranı-
şından etkilenen DYP yandaşların-
dan bir kesiminin sandığa gitme-
mesi ya da ANAP için oy kullanma-
sı mümkündür.
• ANAP için yandaş desteğini
önemli ölçüde arttıracak ya da azal-
tacak özel bir neden olmadığı için
bu partinin 1998 ortasındaki duru-
munu koruması beklenebilir.
• 1995'ten bu yana seçmen des-
teği hem kentlerde hem de kırsal
alanda gelişen MHP'nin, özellikle
Öcalan olayının yarattığı gerginlik-
ten yararlanarak oylannı bir ölçüde
arttırabileceği düşünülebilir.
Bu olasılıklardan bir bölümü se-
çime katılmayı arttıncı, diğer bir bö-
lümü ise azattıcı nitelikte olduğu için
"protesto" oylannın ya da "seçme-
yen/er"in oranında önemli bir de-
ğişme olmayabiür. Bunun "geçerli"
oylar bağlamında sonuçlan, "yan-
daş"lannı sandığa çekebilen parti-
lerin oy oranlannda önemli artışla-
ra neden olmasıdır. Bundan yarar-
lanabilecek partiler, DSP ve bir öl-
çüde, ANAP ve MHP'dir.
Ancak, seçime "katılma" oranını
ve "geçersiz" oylann büyüklüğünü
etkileyebilecek diğer bir etken var-
dır. Bu, yerel ve genel seçimlerin
biriikte yapıhyor olmasıdır. Kentler-
de, herseçmenin 7 ayn pusuluya oy
kullanıyor oiması şu sonuçlan do-
ğurabilir
(i) Bu karmaşık operasyon, çok
zaman alacak ve sandıklarda bek-
leme süresini uzatabilecektir. Bu-
nun "kaft/ma"yı caydına bir etkisi
olabilir.
(ii) Pusulalan doldurmadaki güç-
lükler, "geçersiz" oylann sayısında
büyük artışlara neden olabilir.
Anlaşılan, bu seçimler, "katılma"
ve "geçersiz" oy kulla.nmak için,
seçmen iradesi dışında' önemli bir
neden yaratacaktır. Bunun partiler
için ne anlam taşıdığını irdelemek
gerekir.
18 Nisan'da yandaşlarını sandı-
ğa götürme başarısı gösterecek
partiler daha yüksek oy oranına ula-
şabilecektır. Orgütlenme güçleri ve
tabanla ilişkileri bakımından burada
avantajı olan partiler FP ve MHP'dir.
En zayıf durumda ise DSP görün-
mektedir.
"Geçerii" oy kullanma konusun-
da "eğitim" düzeyinin önemi vardır.
Eğitim düzeyi en yüksek yandaşlar
CHP ve MHP'ninkilerdir. Bu konu-
da, yandaşlarını sandığa gıderken
hazırlamak bakımından güçlü olan
partilerin göreli bir üstünlüğü ola-
caktır.