17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA mmm SEÇIM'99 mmm Milletvekilleri parti değiştirdi; seçmenlerin oy verirken daha özenli davranması bekleniyor Çanakkale'de dağılım değişecekTURHAN NARLER ÇANAKKALE - I995'te Çanakkale'de 2 milletvekili çıkarmayı başaran DYP'nin bu kez aynı sonucu almasının zor olduğu v urgulanıyor. Hantdi Üçpınariar'ın Tansu Çiller ile uyuşmazlığa düşmesi sonucu DYP'den istifa ederek DTP kuruculan arasında yer almasıyla DYP'nin milletvekili sayısı l 'e indi. Şu anda Çanakkale'de mılletvekili dağıhmı ANAP 2. DYP l, CHP 1 şeklihde. ANAP'ın milletvekili sayısının 2'ye çıkması. Hikmet Aydın'ın önce DSP'den istifa edip DYP'ye geçmesi, ardından ANAP'a katılması, istifa edıp bir süre bağımsız kaldıktan sonra yıne ANAP'a dönmesi kafalan kanştırdı. Aydın'ın DSP'den DYP'ye geçmesiyle hakkında birçok spekülasyon yapıhrken bunlan yalanlamaması dikkat çekmişti. Şimdi Hikmet Aydın'ın ızıne Çanakkale'de rastlamak olası değil. Kısa dönemli siyasal yaşamında yaptığı zikzaklarla kendinı yıpratan Aydın'ın millet\ekili seçıldiği DSP'ye de zaran olmadı değil. Çanakkaleli seçmen, Aydın örneğini göstererek DSP'ye oy vermekte pek gönüllü görünmüyor ama. bu görüşte olanlann giderek azaldığı da ÇANAKKALESeçmen sayısı: 305.459 Milletvekili smyısı: 5 \E*W jj^irtafl RP DYP ANAP DSP CHP HADEP t? MHP MP YDH YDP YP Bığms. - 2 1 1 1 . - - - 10.00 31.12 21.09 18.28 11.17 0.88 0.21 Bozcaada # C a n [ <f\ Bayrarreç ^ ^ E ? n e • Jis^, BaMıesir Ay.vat)ik ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ " ^ " 6.S1 9.49 8.40 «.14 •.06 t x anakkale'de 18 Nisan'da gerçekleştirilecek seçimlerde milletvekili dağılımmın değişeceği öngörüsü yapıhyor. Bu görüşün ağırlık kazanmasındaki etkenin 1995'te seçilen milletvekillerinin çok sık parti değiştirip seçmen tabanında yıpranmış olduğu belirtiliyor. bildiriliyor. DSP'nin Çanakkale'de yeniden gelişip güçlenmesinde 55. hükümetin CHP tarafından düşürülmesinin ardından Ecevit'in yeniden başbakan olması, bölücübaşının yakalanarak getirilmesi önemli rol oynadı. Çanakkale'de köklü bır örgütü bulunmamasma karşın hele adaylann açıklanması öncesinde il örgütûnün görevden alınmasıyla bir deprem geçiren DSP'ye seçmen ilgisinin azalmaması dikkat çekiyor. Seçmen DSP örgütünden daha çok Genel Başkan Bülent Ecevit'e güven duyuyor. Çanakkale halkı DSP'nin milletvekili adaylan SadıkKırbaş, İsmail Bircan, Semih Ünlü gibi isimleri çok yakından tanırruyor, ama Zütatü Karamercan Çanakkalelilerin pek yabancısı değil. Çanakkale'de seçime ANAP da asılıyor. Özellikle eski Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersûmer köy ve kasabalarda sergilettığı 'barkovizyon' gösterilenyle hayli ılgi topluyor. Bu nedenle seçim öncesi güç dengeleri her geçen gün değişıyor. Bakanhğı döneminde Çanakkale"ye önemli yatınmlar getiren ve bu arada geçen yıl içinde 496 projeye 27 trilyon ödenek çıkaran Ersümer. yaptığı hizmetlerin karşılığını fazlasıyla alacağı inancında. Ersümer'in en büyük kozlanndan biri ise doğalgazin Çanakkale'ye getirilmesi konusundaki çabalan ve Çan Termik Santralı temelinin seçimlerden sonra atılacak olması. DYP'de ise işler bıraz kanşık. Eğilim yoklamasmda ön sırayı alan milletvekili Nevfel Şahin sanki köşesine çekilmiş gibi. tkıncı sıradaki Kale Kalıp Fabrikası Müdürü Kemal Sözen'in "hanl harü" çalıştığı gözleniyor. Şahin ile aralannın açık olduğu belırtilen Sözen. eğilim yoklaması öncesi olduğu gibi, şimdi de kesenin ağzını açmış durumda ve gece-gündüz demeden dolaşıyor. Şahin'in umursamaz ta\n ise "Sözen'in seçilmesini istemiyor" diye yorumlanıyor. Çanakkale'de CHP kuşkulu. Özellikle CHP'li adaylara değil de Genel Başkan Deniz Baykal'a olan tepkinin sandığa yansımasından korkuluyor. Yine CHP'liler durup dinlenmeden çalışıyor, bir milletvekilliğini yitirmemek için büyûk çaba harcıyorlar. DTP, ÖDP, LDP gibi partilerin ise Çanakkale'de şanslı olduklannı söylemek zor. Ancak DTP Çanakkale Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hamdi Üçpınariar umudunu henüz yıtirmedi. Siyasi partilerin il başkanlan da tahminlerinde "4-O^dan başka bir şey söylemiyorlar. Buna kendileri de inanmıyorlar ama yandaşlanna moral motivasyonu sağlamaktan geri kalmıyorlar. Çanakkale'de belediye başkanlığı için CHP ile ANAP oldukça çekişecek. Bu nedenle CHP'lı Belediye Başkanı İsmail Ozay pek de rahat sayılmaz. Özay'ın özellikle halkla dıyalog içinde bulunmaması, kendisine bunun anımsatılmasında. "Ben gönül almaya değil, iş yapma\a geldim" demesi, rakiplerinın ağzına sakız oldu. Özay'ın ANAP'lı rakibi Nevzat Üzen, Özay'ın belediyeyi sıyasallaştırdığı ve halka dönük çalışmalardan uzaklaşarak göstermelik işler yaptığını savunuyor. Ozay ise, rakiplerini 'deneyimsiz' olarak tanımlıyor ve Çanakkale Belediyesi'nin tüccar kafasıyla yönetilemeyeceğini söylüyor. Geçen seçimlerde Refah Partisi'ni destekleyen Yimpaş, bu seçimde Fazilet Partisi'ne mesafeli DSP yükselişte, CHP konumunu koruyor tLHAN TAŞÇI YOZGAT - Türkiye'nin tam ortasında yer alan Yozgat'a ılk gırildiğınde seçım heyecanı duyumsanmıyor gıbı. Alışılmış "seçım görüntüterT de yok. N'edeni ise tüm partilenn çevre ve ses kırlihğini önlemek için rasgele afiş asmarna v e sokaklarda bangır bangır, müzikii propaganda yapmama konusunda anlaşmış olmaları. Yozgat seçmeninın parti gözetmeden adayını seçtiğı görüşü ağırlıklı, ancak kim ki kendilerine sırt dönerse onlar da ona sırt çevirmiş. 1908 "de Şakir Usta tarafından yapılan ve her saat başı varlığını duyuran saat kulesinin bulunduğu Cumhuriyet Alanı'nı FP'liler bayraklarla donatma telaşında, çünkü keme vardığımız gün, genel başkanlan Yozgatlılara seslenecekti. FP'li partılilerdışında sokak ve caddeler. okullanna doğru koşuşturan öğrencilere emanet. FP, önceki seçimlerde yüzde 36'ya denk gelen 86 bin 528 oyla Yozgat'tan 3 mılletvekili çıkarmıştı. Ancak bu seçimlerde büyük düşüş yaşadığıru FP'liler de kabul ediyor. Karşılaştığı olumsuzluklar ise şö>le: • FP'nın kurmaylanndan CemilÇiçek'in amcaoğlu MehmetÇiçek'ın genel merkez tarafından listede ikınci sıraya verleştınlmesi. • FP'lilenn Necmettin Erbakan'ın siyasi yasağmın kaldınlması için yetennce çaba göstenlmediğı düşüncesi. • Küskünlerin seçimı erteletme girişımine destek veren FP'nin bu tutumunun tutarsız bulunması. FP'liler, 312. maddenin eski Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'a yönelık olduğunun anlatılması durumunda daha az yara alacaklarını savunuyorlar. FP'liler, 2 milletvekiline kesın gözüyle bakarken, rakipleri de partilılerle aynı görüşte. 1995 genel seçimlerinde RP'yi destekleyen Yozgat merkezli, Islarru sermayelı Yimpaş. bu seçimde FP'ye mesafeli davranıyor. 1995'teki RP'nin tüm adaylan Yimpaş'ın yönetıcisı iken bu seçimde yönetim kurulu başkanı Dursun Uyar'ın uyansıyla birinci sıradaki llyas Arslan (holding 2. başkanı) ve üçüncü YOZGATSeçmen sa>ısı: 287.565 Millervekiü sa>ısı: 6 DYP ANAP DSP CHP HADEP IP MHP MP YDH YDP YP Bagıms, I'avlikrc I'arliUrin ••İİIV 1» da<tılıuıı Mİ/ılclrıi 3 1 2 - • - 34.01 u.oe1139 3.83 10J2 1.95 «.19 13.93 0.84 0J3 0.43 0.14 ) Çorum / / —j P ^ Tokat SL/ ^ ÇekerekV- |V»Salmanlı \ y •fc^t" Sankaya )S '• v * /JKırşehır N . B o ğ a z ^ ^ ^ 1 J /Nevsehır — FP Mitingkrinde kara çarşaf giyen kfldınlar dikkat çekiyor. (Fotoğraf: AA) sıradaki Kazun Arslan (Yimpaş Poliklinıği doktoru) holdıngdeki görevlerinden istifa etmişler. Ancak bazı seçmenler, Yimpaş'ın FP ile ılışkisini görüntüde kestiğini, aslında partiyi "altan alta" desteklediğini vurguluyorlar. 52 bin 839 oy ile yüzde 22'lik destek. ANAP'a 2 milletvekili kazandırmıştı. Milletvekili listelerinde sıkıntı yaşanmazken, birinci sırada yer alan LütfuBah Kayalar'ı tabanın sevmesı artı puan olarak değerlendiriliyor. Kayalar. Yozgat'ın Teşvik Yasası'ndan yararlanmasıyla çekıciliğinin arttıgını söylüyor. ANAP'ın 2 milletvekilinin kesin olduğunu belirten Kayalar, üçüncünün sürpriz olmayacağını savunuyor. ANAP'ın olumluluklan arasında. FP'deki oy düşüşünden yararlanacak partılerden oluşu ve Yozgat'a yapılan yatınmlann birçoğunun ANAP zamanında yapılması sayılıyor. Rakipleri. ANAP'ın 2 milletvekili çıkarabileceği görüşünde birleşiyor. Bundan önce 26 bin 437 oy alan DYP, 33 bin 481 oy alan, ancak ülke barajmı aşamayan MHP sayesinde 1 milletvekili çıkarmıştı. Bu seçim DYP oylannın düşüşüne neden olarak Çflkr ailesinın özel avukatı Ömer Asım LJvanelioğlu'nun birinci sıraya yerleştirilmesi gösteriliyor. Bir başka neden ise önseçımlerde birinci gelen Yusuf Bacanlı'nın ıkinci sıraya itılmesi. Livanelioğlu'nun Yozgatlı olmayışı, seçmende de hemşericılik duygusunun ağırbastığı dikkate alındığında DYP'nin şansınm zayıf olduğu söylenebilir. Sık sık "Yozgatiı bizi bağnna bastı. biz d« Yozgat'ı* diyen Livanelioğlu. sözlenne süreklı çevredekilerin tanık olmasını ıstıvor. Livanelioğlu'nun aday olduktan sonra Yozgat'a 4 korumayla ılk gelişi de hâlâ seçmenin dilinde. MHP'nın kalesi olarak bılinen Yozgat'ta parti. 33 bin 481 oyla yüzde 13.9 oranında destek görmüştü. Bu seçimde. FP'deki oy düşüşünden yararlanacak partilenn başında gelen MHP'nin barajı aşması durumunda 1 milletvekilliğınin kesin, ikincisinın sürpriz olmayacağı görüşü ağır basıyor. DSP, önceki seçimde 9 bin 199 oyla yüzde 3.8 destek görmüştü. Bu seçimde birçok seçmenin "genel seçimlerde DSP'ye, beledi>ede MHP'ye" vereceğıni söylemesı nedenıyle 19 Nısan sabahı merakla bekleniyor. Yozgathlar DSP'nin iktidar olacağına tartışmasız inanıyorlar, ancak rakipleri \ e bazı seçmenler. eski DSP il başkanı Kadim Doğan'ın genel merkez tarafından 5. sıraya konulmasının partiyı olumsuz etkıleyeceği görüşünde birleşiyorlar. Gerekçesini ise "Kadim Doğan'ın DSP'nin Yozgat'ta örgutienmesindeki katkılan yadsınamayacak bir gerçek. tlk sırada olsaydı DSP'nin oylan daha da artardı. Ama ilk dörde \abancılann getirilmesi yanlış bir karar" dıye açıklıyorlar. Liste kavgalan nedeniyle DSP'nin tabanından bazı gruplann partinin oy almaması için çalıştığı sö> leniyor. Bu partinin oyundaki artışa karşın 1 milletvekili çıkarmak ıçın d'hont sistemini aşması zor görünüyor. 24 bin 566 oyla Yozgat'ta daha önce yüzde 10.2'lik oy toplayan CHP, barajı aşamayan MHP'nin milletvekilinı 0.8 puanla DYP'ye kaptırmıştı. CHP'nin Yozgat'ta örgütûnün ıvi olmaması ve adaylannın yine aynı kişıler oluşu sıkıntı yaratıyor. Milletvekili çıkarma olasılığı. DYP'deki düşüş ve MHP'nin barajı aşamamasına bağh. Belediye başkanlıflı Tüm belediye başkan adaylannın "ateşten gömlek" diye baktıklan belediye başkanlığı seçimlerinin Yozgat'ta MHP ile ANAP arasında geçeceği yaygın düşünce. Belediye başkan adaylan ile seçmenlenn bır boliimü, ıki dönemdir başkanlık görevini sürdüren MHP'li Mehmet Erdemir'in "yıprandığı'' görüşünde birleşiyor. Bu nedenle de ANAP'ın adayı Tahsin Fırat Çelikel'in şansuun yüksek olduğu söyleniyor. Çelîkel, iddialı olduklannı belirterek "Biz Yozgatta MHP'yi vıkamazsak kimse vıkamaz" dedı. DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Yanlıştan Dönmek Fransız Uluslararası llişkiler ve Strateji Enstitüsü Direktörü Pascal Boniface'ın, NATO saldırısının ilk günlerinde Le Monde'da yayımtanan yazısı, "Birieşik Devletler: Şerifmi, Haydut mu?" başlığını taşıyordu. Boniface'a göre Birieşik Devletler'in dış politikasının öncelikleri arasında "Haydut-Devlet" (Rogue States) olarak niteledikleri ülkelere karşı savaş yer alıyordu. VVashıngton için haydut devletler uluslararası alanda- ki davranışları dünya uluslar topluluğunda kabul gö- ren kurallara yan çizen ülkelerdi. Küba, Kuzey Kore, Libya, Irak bu ülkeler arasındaydı. Ancak bu tanımla- manın, yine Boniface'a göre uç açmazı vardı. Birin- cisi, Birieşik Devletler "Haydut-Devlet" sayılma kri- terlerinı bızzat kendisi koyuyordu. Uygulama da ister istemez, paşa gönlüne göreydi. (Örneğin Küba, ne- den Suudi Arabistan'dan daha az demokratik bir ül- ke olarak görülüyordu.) Sonuç olarak Birieşik Devlet- ler. dünya devletler topluluğunun çoğunluğu tarafın- dan benimsenen kuraltara en az uyan ülkeler katego- risine bizzat kendisi de girmektedir. Gezegenin jan- darmalığına soyunmaktadır. Ama çokkık, haydut gi- bi davranmaktadır. Kosova sorununda görüşmeler yoluyla çözümü yo- kuşa sürüp 12 NATO ülkesini de peşine takarak tüm uluslararası kuralları uluorta çiğnemek pahasına hü- kümran bır ülkeye saldırması, Boniface'ın yukarda degınilen yargısını doğrulamaktadır. Sayılan şimdi- den altı yüz bine dayanan insanın göç yollanna düş- mesınin yarattığı insanlık dramı bu gerçeğin göz ardı edilmesınin mazereti sayılmamalıdır. Hele, bu dramın bugünkü vahim boyutlara ulaşmasında ipleri büyük ölçüde VVashington tarafından çekilen NATO saldın- sının payı düşünüldüğünde bu daha da kaçınılmaz ol- maktadır. Buna karşılık daha önce saldınyı Kosova'ya "özerkiik" sağlanması gerekçesine bağlayan NATO, bugün artarak süren saldınlanna, bızzat kendisinin neden olduğu "göçün" önlenmesinin bahanesi say- maktadır. Dün, "etnik temizlik" için Kosovalı Arna- vutlan zoria göçe zoriamakla suçladığı Belgrad yö- netimini, bugün kalkan olarak kullanmak amacıyla göçü engellemekle suçlamaktadır. Üç gün süren "en- gelleme" bugün ortadan kalkmıştır. Bu durumda, Kosovalı Arnavutlan "kalkan" olarak kullanmasuçla- ması neye dayandınlacaktır? Açıkça görülen, Was- hington'un saldırılara sürekli "gerekçe" aramak zo- runlutuğu içinde olmasıdır. Bu konuda mısli görülme- miş bir "beyin yıkama" çabası da tüm hızıyla sürdü- rülmektedir. Bugün 20 bin Kosovalı Arnavut sığınma- cının kayıplara kanştığı savı ertesi gün bizzat BM'ce yalanlanmakta, göç yollannda perişan olan yüz bin- lerce sığınmacının dramı, NATO saldınlarının haklılı- ğını göstermek için alabildiğine istismaredilmektedir. O kadar ki bugün Kosova olayı çok sayıda "solcu- nun" da kafasını kanştırmış, daha da kötüsü bazıla- rını düpedüz "NATO" yanhsı olmak gibi bir aymazlı- ğa sürüklemiştır. VVashıngton'un Rambouillet ve Paris görüşmelerin- de takındığı "banşıyokuşa sürereksaldınyazemin ha- zırtama" tavrı bugün bizzat kimı Amerikalı uzmanlar tarafından da açıkça teslim edilmektedir. Nitekim VVashington Post, geçen 7 Nisan'da yayımlanan bir yazıda "banş masasına" çiftetabancayla oturma alış- kanlığıyla ünlü Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ı, Yugoslav lider Slobodan Miloşeviç e karşı sürdür- düğü tehdit politikasının ışe yaramadığı ve Yugoslav Irderin saldın tehditterine tepkısıni küçumsemekte suçlamıştır. Gazeteye göre Albrıght, Ulusal Guvenlik Damşmam Sandy Berger'i ve Başkan Clinton'ı Slo- bodan Miloşeviç'ın, bombalama başlar başlamaz dize geteceği konusunda ikna etmiştir. Belgrad'ın sal- dın karşısında direneceği ve bombalara teslim olma- yı reddedeceğine ıhtımal bile verilmemiştir. VVashing- ton Post'a göre Kosovalı Arnavutlann yoğun göçü, Albright'ın yukarda sözü edilen "yanlış değertendir- melerinin" sonucudur. Brooking Institut'den Ivo Daalder bu konuda da- ha da açık: "Madeleine Albright'ın ağzındaki tek stra- teji, bombardımandı. Bu konuda yönetımı de ikna ef- meyi başardı. Ama yönetim de onu dinlediği için so- rumludur. Bu, gerçekten de başkanlığın şimdiye de- ğın karşılaştığı en vahım dış knzdır." Albright'ın bu yanlışın bedelini yakın gelecekte yerinı bır başkasına bırakarak ödeyeceğı de ilen sürülen savlar arasında. Bu arada, bir kara müdahalesı de şu sıralar yüksek sesle dile getırilmektedir. UÇK şimdiden, Arnavutluk topraklanndan itibaren Sırplarla çatışmaya girmiştir. Bu, Balkanlar'ın tümünü ateşe verecek bir kıvılcımın habercisıdir. Ancak "kara harekâtı" olasılığında "pa- buç pahalıdır". Uzmanlar bunun müttefiklere en iyim- ser rakamla 20 bin kurbana mal olacağını ifade et- mektedirler. VVashington ve onun kayrtsız şartsız ser- dengeçtiliğinesoyunan Avrupalı "müttefıklerinin" ya- şamlan çok değerli "boylannı" kolay kolay ateşe at- mayacaklannı, bunu yaşamlan pek o kadar değerli sa- yılmayanlara yaptırmaya çalışacaklarını söylemek ke- hanet sayılmaz. Türkiye, asla bunlardan biri olmama- lıdır. Sığınmacılara insanlık görevini eksıksiz yerine getirmek başka, gıdip ulusal hiçbirçıkarının bulunma- dığı birsorunda "güç sarhoşu" dünya jandarmasının stratejik kaprisleri uğruna Balkan ateşine balıklama atlamak başka şeydır. Hele, savaşın acımasız oldu- ğu kadar yararsız yıkımının had safhaya ulaştığı, so- runun diyalog yoluyla çözümü için kapılann henüz bütünüyle kapanmadığı şu günlerde olanca ağırlığıy- la banştan yana cabalara destek olmak varken... NECAT ERDER Seçimler yaklaşırken, Türkiye'de seçmen tercihlerinde önemli değiş- meler olacağı konusunda yaygın beklentiler van Bunun nedenleri arasında son birkaç ayda yaşanan bazı olaylar gösteriliyor. Bunların başında, Abdullah Ocalan'ın ya- kalanması olayının Bülent Ecevit'in başbakanlık dönemine rastlaması- nın DSP oylannda bir patlamaya yol açabileceği varsayımı geliyor. TBMM'de "küskünler" hareketinin etkilerinden de soz ediliyor. Fazilet Partisi içinde ortaya çıkan çatlama- nın, bu partinin oyiarında ciddi bir gerileme ile sonuçlanacağı başka bir beklenti. CHP'nin erken seçim konusundaki tutumunun benzer bir sonuç vereceği de bu tür öngörü- ler arasında yer alıyor. Bu beklentiler ne ölçüde gerçek- leşebilir? Bu konuda bir değerlen- dirmeyapabilmek için, seçmen ter- cihlerindeki genel eğilimlerin ne ol- duğunu ve bunlann son yıllarda ne doğrultuda değıştiğini ıncelemekte yarar vardır. TÜSES Vakfı'nın 1993'ten beri yaptırdığı dört büyük alan araştır- ması bu konuda yardımcı olabilir. Bu araştırmaların dördüncüsü, 1998 yılı ortasında seçmen eğilim- lerinin genel görüntüsü hakkında şu görüntüyü veriyor. • Kendilerine hangi partinin "yan- daşı" olduklan sorusuna, en büyük kesim, hiçbirpartinin yandaşı deği- lim yanıtı vermıştir (%21). Soruyu yanıtsız bırakanlarla biıiikte seç- menlerin 1/3'ü bir parti tercihi yap- madıklannı ifade etmişlerdir. Bunlar, "kararsız" seçmenler olarak değer- lendirilemez. Çünkü, 1993'ten bu yana, böyle yanıt verenler giderek artmakta ve genellikle, "seçime katılmama" ya da "geçersiz oy verme" eğilimi gös- termektedirler. Sonuçta, seçmen- lerin en büyük kesimini "hiçbir" par- tinin yandaşı olmadıklannı söyle- yenler oluşturmaktadırlar. • Herhangi bir partinin "yandaşı" olduklannı söyteyenler, toplam seç- men kitlesinin %68.2'sidir. • Bunlann partilere dağılımına bakıldığında, hiçbirpartinin % 15'lik biryandaş kitlesine ulaşmadığı gö- rülmektedir. • ANAP veFP(%14.4, %13.9'la) başta gelmekte, bunlan, DYP ve MHPizlemektedir(%10.1). DSPve CHP ise %10'un altındadır. • llginç olan. aralannda HADEP, ÖDP, TP ve BP'nin bulunduğu diğer partilerin toplam "yandaş"larının %5'in altında bulunmasıdır. Yukandaki bulgular, 1998 yılı or- tasında. seçmenlerin hangi partiye oy vereceklerini değil, hangi parti- nin "yandaşı" olduklarını göster- mektedir. TUSES araştırmalannda Seçmen terdhleri nasıl ve ne kadar değişir? "yandaş"lıkla "oy verme" davranış- lannın farklı olabildiği görülmektedir. Bunun yanında. Türkiye'de seç- menlenn, seçime "katılmama" ya da "geçersiz oy verme"y\ siyasi bir tavır alma biçimi olarak benimsemiş olduklan da, aynı araştırmalann di- ğer bir bulgusudur. TÜSES ve VE- Rl ARAŞTIRMA çalışmalannda "protesto oyfan" ya da "seçmeyen- ler" olarak anılan bu seçmenler ay- n bir kategori olarak ele alınmakta- dır. Seçim sonuçlannın, "geçerli" oy- lara göre değil "kayıtlı" seçmenlere göre çözümlenmesi bu çalışmala- nn diğer bir özelliğidir. Böylelikle. seçmen tercihlerindeki değişmeier daha anlamlı bir biçimde değerlen- dirilebilmektedir. Bunaikiörnekve- rilebilir. Bunlardan birincisi, 1989 yerel seçimlerinde, oylannda önem- li bir artış görülmeyen SHP'nin, ANAP seçmenlerinin sandığa git- memesi nedeniyle büyük bir başa- n kazanmış olmasıdır. Ikinci örnek ise, ANAP ve DYP yandaşlarının oya katılmaması sonucunda, oyla- nnı pek az arttıran RP'nin büyük bir zafer kazanmış göründüğü 1995 Genel Seçimleri'nde gözlenmiştir. Sonuç olarak, seçim sonuçları, seçmenlerin, siyasi parti terdhleri yanında, 'geçersiz oy kullanma' ya da 'seçime katılmama' konusunda- ki tavırlan tarafından belirlenmiş ol- maktadır. Önümüzdeki seçimlerde sonuç- lann büyük ölçüde değişmesi aşa- ğıdaki nedenlerden kaynaklanabilir (i) "Hiçbir" partinin yandaşı olma- dıklarını söyleyen seçmenlerden önemli bir bölümününtutumlannda değişiklik olması ve bunlann belli partilere yönelmesi. (ii) "Protesto" oyu verecek seç- menlerden birbölümünün belli par- ti yandaşlan arasında düşük oran- larda ortaya çıkması. Bunlann dışında, seçmen eğilim- lerini etkileyecek üçüncü bir etken- den de söz edilebilir. Bu da, seç- menlerin "ikinci parti terdhleri" ile ilgilidir. TÜSES araştırmalannın bu konudaki bulgulan şöyle özetlene- bilir: • Parti yandaşlannın %60'a ya- kın birbölümü, belli koşullarda. ikin- ci bir partiye oy verebileceklerini ifa- de etmişlerdir. "Hiçbir" koşulda di- ğer bir partiye oy venmeyeceklerinı söyleyenlerin oranı %25'tir. Bu ba- kımdan en katı seçmenler FP yan- daşlandır. • ANAP, diğer parti yandaşlannın ıkinci tercıhleri bakımından en çok destekleyebilecekleri partidir. • DSP yandaşlannın, ikinci parti olarak en çok yöneldikleri parti, CHP değil, ANAP'tır. CHP'liler ise ikinci parti olarak en yüksek oran- da DSP'yi göstermektedirler. Bunlar, önümüzdeki seçimlerde yandaşı olduklan parti konusunda tereddütleri olan seçmenlerin ter- cihlerini yöneltebilecekleri partiler konusunda aydınlatıcı bulgulardır. 18 Nisan'da ne olabilir? Yukandaki değerlendirmeler, son birkaç ay içindeki olaylann seçmen tercihlerini ne ölçüde değiştirebile- ceğini ve bunun seçim sonuçlanna nasıl yansıyacağını gösterebilecek ipuçlannı içermektedir. Bunlann ışı- ğında şu olasılıklar üzerinde duru- labilir • Kamuoyundaki olumlu imajm ve seçime iktidar partisi olarak gir- menin avantajı ile DSP, bir yandan yandaşlannın sandığa gitmesini sağlarken, öte yandan, hem "hiç- bir" parti yandaşı olmayan kesimin, hem de CHP'den uzaklaşanlann bir bölümünden oy alabilir. • 28 Şubat 1997'den bu yana oy desteği azalmakta olan FP'nin, son olaylann etkisiyle biraz daha kayba uğraması olasılığı vardır. Bunun, başka bir partiye yönelme değil "sandığa gitmeme" biçiminde ger- çekleşmesi bekJenebilir. • Parti yönetiminin performansı- nın olumsuz etkisiyle CHP yandaş- lannın birkesiminin seçime katılma- ması, bir bölümünün DSP (ya da ÖDP) için oy kullanması olasılığı vardır. • Parti önderinin çelişkili davranı- şından etkilenen DYP yandaşların- dan bir kesiminin sandığa gitme- mesi ya da ANAP için oy kullanma- sı mümkündür. • ANAP için yandaş desteğini önemli ölçüde arttıracak ya da azal- tacak özel bir neden olmadığı için bu partinin 1998 ortasındaki duru- munu koruması beklenebilir. • 1995'ten bu yana seçmen des- teği hem kentlerde hem de kırsal alanda gelişen MHP'nin, özellikle Öcalan olayının yarattığı gerginlik- ten yararlanarak oylannı bir ölçüde arttırabileceği düşünülebilir. Bu olasılıklardan bir bölümü se- çime katılmayı arttıncı, diğer bir bö- lümü ise azattıcı nitelikte olduğu için "protesto" oylannın ya da "seçme- yen/er"in oranında önemli bir de- ğişme olmayabiür. Bunun "geçerli" oylar bağlamında sonuçlan, "yan- daş"lannı sandığa çekebilen parti- lerin oy oranlannda önemli artışla- ra neden olmasıdır. Bundan yarar- lanabilecek partiler, DSP ve bir öl- çüde, ANAP ve MHP'dir. Ancak, seçime "katılma" oranını ve "geçersiz" oylann büyüklüğünü etkileyebilecek diğer bir etken var- dır. Bu, yerel ve genel seçimlerin biriikte yapıhyor olmasıdır. Kentler- de, herseçmenin 7 ayn pusuluya oy kullanıyor oiması şu sonuçlan do- ğurabilir (i) Bu karmaşık operasyon, çok zaman alacak ve sandıklarda bek- leme süresini uzatabilecektir. Bu- nun "kaft/ma"yı caydına bir etkisi olabilir. (ii) Pusulalan doldurmadaki güç- lükler, "geçersiz" oylann sayısında büyük artışlara neden olabilir. Anlaşılan, bu seçimler, "katılma" ve "geçersiz" oy kulla.nmak için, seçmen iradesi dışında' önemli bir neden yaratacaktır. Bunun partiler için ne anlam taşıdığını irdelemek gerekir. 18 Nisan'da yandaşlarını sandı- ğa götürme başarısı gösterecek partiler daha yüksek oy oranına ula- şabilecektır. Orgütlenme güçleri ve tabanla ilişkileri bakımından burada avantajı olan partiler FP ve MHP'dir. En zayıf durumda ise DSP görün- mektedir. "Geçerii" oy kullanma konusun- da "eğitim" düzeyinin önemi vardır. Eğitim düzeyi en yüksek yandaşlar CHP ve MHP'ninkilerdir. Bu konu- da, yandaşlarını sandığa gıderken hazırlamak bakımından güçlü olan partilerin göreli bir üstünlüğü ola- caktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle