Katalog

Cumhuriyet I Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç Genel Yaym Koordinatörü Hikmet Çetinka\a # Yazuşlen Müdüru: Ibrahim Yıldız 0 Sonıralu Müdür Fikret tlkiz # Haber Merkezi Müdürû Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat. Cengiz Yıldınm • Ekonomi: ÖzJem Yay Y ü z a k # Kültür Handan Şenköken 0 Spor: (Baş Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Kun Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Şfikr Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge. İbral Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Must i Ilhan Stlçuk tu) Erinç, OkUy Vk met Çetinkaya, ne>., Ergun Balcı, ddi-z, Orhan Bursaü, ialr «y, Hakan Kara. AnJcara Temsilcısi Mustafa Balbay Alatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4195027#lzmırTenwilcisi.SerdarKrak, H ZiyaBIv. 1352 S.2'3 Tel: 4411220, Faks. 4419117 • Adana Temsilcısi: Çetin Yiğenoğlu, înönü Cd. 119 S. No:l Kat:l,Tel:363 12 ll,Faks:363 12 15 Mûessese Mudmû ÜJtân AkmeD • Koordmalor Ahmet Kondsan • MıAa- sebe: Böfcm Veoer^tdare Höseyin Girer • Büg-tskm. Nail lıul • Bıigı- sayarSıstem Mirfvrt Çifer#Salı$ FızflctKuzı -• MEDYA C: • Yönetim Kunılu Bajkanı - Genel Mûdür Cûlbin Erduran 9 Koordınatör Reha fytman # Genel MikiürYaniınıcısı SevdaÇotmn Tel 514 07 53 - 513958O-513846(^61IFaks.513g463 \a>ımla>an \e Basan: ^ enı Gun Haber Aıansı, Basın \e Ya>mcıhk A Ş. Turkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Isı PK 246 Sırkecı Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 f20 hat) Faks (<M!2>513 85 95 11NISAN1999 Imsak: 4.54 Güneş: 6.2 Ögle: 13.13 Ikindi: 16.50 Akşam: 19.45 Yatsı: 21.11 Hayvanat bahçeleri dayanışması • İZMİR(AA)-lzmırve Sofya hayvanat bahçeleri arasında yapılan protokol gereği her iki hayvanat bahçesi arasında hayvan takası yapılacak. Izmir Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi Amiri Leyla Mine Yalçm, Bulgaristan'ın Sofya Beledıyesi ile Izmir Büyükşehir Belediyesi arasmda hayvan takası konusunda protokol imzalandığını belirterek, buna göre her iki hayvanat bahçesinde bulunmayan hayvanlann değişiminin takas yoluyla sağlanacağını söyledi. Çiçek sergisinde hastalık • AMSTERDAM(AA)- Hollanda'nın Enkhuizen kentinde önceki ay açılan 'Westfriese Flora' adlı çiçek sergisinde ortaya çıkan baktennin bulaştığı bir zıyaretçı daha yaşamını yitirdi. Bu son olayla, hastalığın ılk ortaya çıktığından bu yana yasamını kaybeden ziyaretçilenn sayısı 22'ye yükseldi. Sağlık Bakanhğı'ndan verilen bilgiye göre. çiçek sergisini ziyaret edenlerden bugüne kadar 230 kişi tedavi altına alındı ve bunlardan 100'den fazlasına legionella bakterisinin bulaştığı saptandı. Zatürreenin bir çeşidi şeklinde ortaya çıkan ve solunum yollanndan akciğere yerleşerek ölümcül olabilen legionella bakterisi 25-40 derece arasındaki sıcak sulu ortamlarda çoğalıyor. TÜBİTAK Billm KuruJu toplandı • DE.NİZLt (AA) - Türkiye Bılımsel veTeknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim Kurulu'nun yıllık olağan toplantısı Denızli'de yapıldı. Toplantıya, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Dinçer Ülkü ve Prof. Dr. Erdal Inönü ile 10 kışilik Bilim Kurulu üyeleri katıldı. 1923 yılında kurulan TÜBlTAK'ın dışandan desteklediği projelerin çok büyük kısmının ünıversitelerden geldiğini belirten Dinçer Ülkü, kaynak sıkıntısı nedeniyle kendilerine gelen her 3 projeden ancak 1 'ine destek verebildiklerıni kaydetti. Karaca vurana 300 milyon ceza • ORDl (Cumhuriyet) - Nesli tükenmekte olan karacalann, son günlerde bahçelere zarar verdiği gerekçesiyle vurulması üzerine Ordu Avcılar ve Atıcılar Derneği bir kampanya başlattı. Karacalann çiftçilere \erdiği zarann tamamını ödeme karan alan demek, vurulacak her karaca için 300 milyon ceza. vuranlan ihbar edenJere de 90 milyon lira ödül verileceğini duyurdu. Diyet ilacı davası • CmCAGO (AA) - Kalp kapakçığına zarar verdiği için 1997 yılında piyasadan kaldınlan Fen-Phen adlı diyet ilacmın ilk davası sonuçlandı. Ilacı kullandığı için kalp kapakçığı zarar gören 52 yaşındaki Sandra Moore'un, tazminat davasını 110 milyon dolar olarak açtığı. ancak taraflann nlaşması üzerine davanın 500 bin dolar olarak sonuçlandığı bildirildi. Fen- Phen ilacı, ünîü Mayo Klinik tarafından ilacın yan etkisi ortaya çıkanldıktan sonra piyasadan çekilmişti. llaçtan zarar görmüş olduklannı ıleri süren yüzlerce kişinin firmaya karşı dava açtığı belirtildi. Eğitim-Sen'den açıklama • İstanbul Haber Servisi - Eğitim-Sen'den yapılan açıklamada, eğitim çalışanlannın tatil zamanlan içerisinde çok az ücretle kendi istek ve iradesi dışmda çalıştınlmasını kmadığmı belirtti. 'TürkKadın Roman ve Öykü Yazarlan'sempozyumu 4 Mamcı kadm yazarlar tutarsız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Boğaziçi Üniver- sitesı Batı Dilleri ve Edebi- yatlan Bölümüögretim üye- si Prof. Dr. DüekDofcaşpo- litik Islamcı kadın \azarla- nn, kadın haklan ve kimli- ği konulannayüzeysel, dog- matik ve propagandıst bi- çımde yaklaştıkjarını bil- dirdi. Bu yazarlann kadın- Iaragüvence ve etkinlik ka- zandırmanın tek yolunun Islam ideolojisinin toplu- mun her kesiti tarafindan ve taviz verilmeden benim- senmesiyle gerçeklesebile- ceğini açıkladıklannı anla- tan Doltaş u Bu yaklaşımın nasıl gerçek dışı ve çelişki- lerie dolu olduğu kadın ya- zariann eserierine bir göz atıldığında ortaya çıkar" dedi. _ Dilek Doltaş, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiya- tı Bölümü ve Türk Edebi- yatı Merkezi'nce düzenle- nen "TürkKadm Romanve Öykü Yazaıtm" sempoz- yumuna sunduğu bildiride, politik Islamcı kadın yazı- nında kadm kimliğini irde- ledi. Doltaş, politik Islami yaklaşımı benimseyen ka- dın yazarlann eserlerine göz atıldığında, Müslüman ka- dınm kendini bir yandan "grupbenfiğT dığeryandan modern çağdaş kadın görü- nümüne yaklaştıran radi- kal militan rolüyle ortaya koyduğunu söyledi. Bu ye- ni rol ile Müslüman kadı- e-posta : tan (« prizma. net tr nm. geleneksel ataerkil top- lumlarda betimlendiği gibi korunması gerekli, bilgisiz, zayıf ve pasif bir kişi ol- maktan kurtulup, ailesinin ve cemaatinin aktif, saygın ve örnek birüyesi konumu- na yükseldiğini anlatan Dol- taş şunlan söyledi: "O ar- ük tophımun yol gösterici- su egiticisi ve öncüsüdür. Kadmlann eğitim. ücretfi istihdam, sosyal ve shasal haklanna ilişkin konulann öncelikfe tartışddığı bugü- niin toplumsal degişim sü- recinde politik tslamcı ka- dınlann. kadm haklan ve kadın kimligi sorunJanna yaklaşımı yüzcysel dogma- tik ve propagandistir." Bu yazarlann "kadın so- runlaruun ka>nağında Ba- üa w laikcumhurrvHin çar- pık eğitim modeli, bozuk yaşam tara maddrvatçılık ve'ben-mertezli sonımsuz bir ahiakka\Tamınınyattı- ğuu" söylediklerini akta- ran Doltaş "Kadmlara gü- wnce ve etkinlik kazandır- manın tek yolunun Islam ideolojisinin toplumun her k£sWtarafindan w hicbtr ta- viz verilmeden benimsen- mesiyle gerçekleşebileceği- niacıklarlar.Buvaklasımın nasıl gerçek dışı ve çetişki- lerle dolu olduğu kadın ya- zaıiamı eserierine biz göz atıldığında ortaya çıkar" dedi. Doltaş, yaptığı inceleme sonucunda yazarlar Emine Şenfikoğlu, Şerife Kaürcı, Mecbure lnaL Dr. Sevim Asımgil ve Cihan Akta$'ırı bazı yapıtlannda, Batıcı ve laik düzenin yıkılması ve kitlelerin gerçek Müslü- manlığa döndürülmelerini öne çıkardıklannı anlattı. Doltaş, bu yazarlann, öykû- lerinde ahlaka ilişkin tutar- sız, karmaşık \ e muğlak bir tavir seçgilediklerini de kay- detti. Balkanlar Yanarketu» IŞILOZGENTÜRK Yurda. yeniden yazı masasmın başına dönmek güzel. Hava soğuk da olsa. mem- leket güneşi arada bir gözükse de insan doğup büyüdüğü, binlerce anı, binlerce an biriktirdiğı yurdunda kendini daha bir özgür, daha bir mutlu hissediyor. Her şey bildik, her şey tanıdık. Fazla sürpriz yok. Ama taksı durağmdaki şo- förün günaydın demesi, mahalle bakka- lmın en iyi portakallan söze gerek kal- madan evinize göndermesi, komşu kızı- nın geçmiş bayrammızı kutlamaya gel- mesi, bütün bu sıradan şeyler, yurtdışın- dan dönünce birden başka bir anlam ka- zanıyor. Zenginleşiyor, duygu dolu bir sevgi anına dönüşüyor. Yurt, başka bir şey ve ben bütün bun- lan yaşarken, yurtlanndan yüzlerce kilo- metre uzakta. bilmedikleri topraklarda, bi- linmeyen bir zamana ertelenmiş yaşam- lanyla ayakta durmaya çalışan sığınma- cılan düşünüyorum. Onlar şimdi bilinme- yenlerle dolu bir zaman yaşıyorlar. En- dişe ve acı yüklü. Yurt topraklan çok uzakta kaldı. Cenaze ve düğun şarkılan çok uzakta kaldı. Şimdı zaman sadece bek- liyor. Ne olacak? Sonunda başardılar, yeryüzünün en güzel yurtlanndan biri, Yugos- lavya yok oldu. Yönet- men Emir Kusturica'nın yurduna yakılmış bir ağıt niteliğindeki (Undergrand-Yeraltı) fil- minde olduğu gibi adı Yugoslavya olan bir toprak parçası ırmak boyunca kayıp gitti. Ve kardeşin kardeşi öldürdüğü bir savaş başladı. Kardeşin kardeşi öldürdü- ğü bir savaş! Geriye ne kalacak? Binlerce senaryo yazılıyor. Yok şöyle olacak. yok böyle olacak. Elbette bir şey olacak. Ancak dünya öylesine bencil ol- du ki, her ülke geçmişin haklanm öne sü- rüp bir şeyler talep edecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yugoslavya topraklannda düğun ve ce- naze şarkılanna artık kan bulaşh. Kızlann gelinliklerine, delikanlılann en güzel düşlenne kan bulaştı. Analann doğurgan rahmine, erkekle- rin burma bıyıklanna kan bulaştı. Çocuklar artık çocuk değil, erken bü- yüdüler, kan ve gözyaşı beslendiler. Ve yeryüzünün belleğine gene savaş acı- lan yazıldı, şenlik ateşleri değil. Bütün bunlar olup biterken, dostlanm, arkadaşlanm bir araya geldiğimizde ya- kınıp duruyonız, bizim elimizden gelen ne, seyirci olmaktan başka? Evet, bizim elimizden gelen ne? Şimdilik hiçbir şey, gene de Balkanlı şairin, bir Sırp ozanının dizelerine sığı- nabiliriz, umudu ve yaşam sevincini ayak- ta tutmak için. Çünkû şiirlerin vatanı yok- tur. (*) Insanlar Silahsız Uyanırlar İnsanlar döner evlerine. / Açarlar kü- çük kutusunu belleğin. / Ve kaparlarpen- cerelerini. / Sonra bir süre gizlice / ba- karlar perde aralığından sokağa,' fener- den dökülen ışığın asfaltta oluşturduğu çembere. Irmağın ötesinde / kerpiç kulübeleri- ne girer insanlar, eğilerek hafıfçe, / ve din- lerler' başlannın üzerinde' hışırdadığı- nı rüzgânn kamışlar arasından. Kentle ilçe arasında / çiğnenmiş çayırlıkta ' askerler çatarlar tüfeklerini / ve girerler ça- dırlara / eğerek başla- nnı I birine selam verircesine. ' Ve tam bu sırada' kuşlar yaprak kılığma girmişlerdir / yı- lanlar ağaç kabuklannda nakış süsü ve- rir kendilerine / sular ve balıklar / her şey uykuya vanr; ve riizgâr, çizgileri artık se- çilmeyen / dağ yamaçlanna uzanır. Fakat şafakJa birlikte / canianır her- keste kopmuş anılar / kaldıklan yerden. / Ve yıldızlar herkese ilan ederler ki, / baş- lamaktadır yeniden değişimler. / Ve ses- sizce değiştirilir kulis arkasında roller. / Kuşlar kuş olurlar yeniden / her bir yılan kendi çiceğine döner / ve her çiçek ken- di güneşine. Ve malum olur ki hemen / bu-havadır' bu-dağ / ve rüzgâr henüz ay- nlmıştır ondan / ve kamış damlar altın- da da / saydam cam pencereler altında da / kerpiç duvarlann ardında da / açılır yeniden / gözleri tüm yaşayanların / köfülüklerden arınmış / küçük yuvar- lacıklar... Kısadır bu an / onu yakalamak gerek. /' İnsanlar almadan ellerine silahlannı. Insanlar, çünkü silahsız uyanırlar. Evet, insanlar silahsız uyanjrlar. (*) Stevan Raiçkoviç (Sırp ozanı) (Çeviren: Ataol Behramoğhı ısoz50(5 hotmail.com Çeşme'de geçen ay ökn fok için Türkiye ve Hollanda'da viral araştırma başlatüdı. FofdariçinyenitehükeİZMİR (AA) - Çeşme'de geçen ay ölen akdenizfoku- nun ölüm nedeninin 'Mor- bilivirüs' adı verilen virüs olduğunun belirlenmesi du- rumunda, Türkiye ve Yuna- nistan kıyılannda yaşayan akdenizfokları için toplu ölüm tehlikesi bulunduğu bildirildi. 1997 yılı mayıs ayında aynı virüs yüzünden Fas- Moritanya kıyılannda yaşa- yan fok kolonisindeki 200 bireyin topluca öldüğünü anımsatan uzmanlar, deniz- lerin temizliği konusunda önemli birölçü olan akdeniz- foklannın neslinin yeryü- zünden silınmesiolasılıgı bu- lunduğunu belirttiler. Sualtı Araştırmalan Der- negi Akdenizfoku Araştır- ma Grubu (SAD/AFAG) Ege Programı uzmanı biyolog Harun Güçlüsoy, Çeşme'de ölen fok için Hollanda ve Türkiye'deki iki kuruluş ta- rafından viral araştırma baş- latıldığıru söyledi. Güçlüsoy, fok için yapılan otop- side 2 bakteriye rastlandığını; ikin- ci derece ölüm nedeni olabilecek bu bakterilerin, fokun virüs yüzün- den ölmüş olabileceği olasılığını "Morbürviriis" adı verilen virüs akdenizfok- ları için büyük tehlike oluşturuyor. güçlendirdiğini söyledi. Güçlüsoy, şu bilgüeri verdi: "1997 Mayıs ayında Fav- Mori- taırya kıyılannda 200 akdenizfo- kunun toplu ölüm nedeni Morfoi- livirüs adı verilen virüs idi. Eger Çeşme'deki fok da a>- nı virüsten öimüşse bu nes- iin Türkiye ve Yunanistan kıyılannda yaşayan son tem- silcileri için büyük tehlike doğduğu düşüniilebiür. Çeşme'deki fokun Morbi- livirüs nedeniyle ölüp ölme- diğini anlaşıhnaa için Hoflan- da Erasmus Üniversitesi Ue Türkiye'de Tanm Bakanb- ğıVeterinerfikEnstitüsü'nce viral araştırma başlaûldı. Erasmus Üniversitesi'nin araşürmasının 3-4 hafta için- desonuçlanmasıbekleniyorf Harun Güçlüsoy, daha çok Ege kıyılannda yaşama or- tamı bulan akdenızfoklanmn her bireyinin yaşamasının bu memelinin neslinin deva- mı açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Güçlüsoy, balıkçılar ve sa- hillerde yasayan yöre halkı- nın dikkatli olması gerekti- ğini, hasta veya ölü fok gör- düklerinde acil olarak ilgili- lere haber veımelerini iste- diklerini kaydetti. Akdenizfoku (Monaehus mo- nachus) dünya popülasyonunun yaklaşık 300 birey olduğu tahmin ediliyor. Galatasaray • Beşiktaş 14 Nisan Çarşamba, saat 19:00 Naklen ve sadece CINE5'te. Hemen üye olun (0212)225 55 55 www.cine5.com.tr Decoder'ler Multicanal Yetkili Satıcıları Bosch, Arçelik, Beko, Vestel ve K.V.K. Bayilerindedir. Doc. Dr. Yıldız 'Intihan kişinin yakınlan önleyebilir' • Kocaeii Üniversitesi Öğretim Üyesi Yıldız, intihar girişimlerinin önlenmesinde, intihara sürükleyen nedenlerin ve belirtilerin iyi bilinmesinin önemli oldugunu belirtti. KOCAELİ(AA)-Bir in- tihar olayından sonra, kişi- nin ailesi ve çevresinden sık sık "hiç beklemiyor- duk", u o kadar mutiugörü- nüyordu ki* gibi yakınma- lara tanık olunduğu; ancak, kişideki intihar eğilimi be- lirtilerini fark edip bu giri- şimi önJemenin çok kolay olmasa da iyi bir gözlemle mümkün olabileceği bildi- rildi. Kocaeii Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölü- mü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yıldız, intihar gi- rişimlerinin önlenmesinde, intihara sürükleyen neden- lerin ve belirtilerin iyi bilin- mesinin önemli olduğunu söyledi. Şizofreni hastala- nnın, ağır ya da iyileşmesi zor hastalığı bulunanlann, alkoük veya uyuşturucukul- lananlar ile ergenlik çağın- da aşın bunalım yaşayanla- nn, intihara daha yakın ki- şiler olduğunu kaydeden Yıldız, "tntihar girişimine yol açan bu nedenleri önle- mek,kişinin ya da yakmınm elinde olmasa da, intihan düşünen kişideki belirtileri fark edip bu kişiye yardım edilebilir" dedi. Bugüne kadar yaşanan intihar olaylanna dayana- rak intihan düşünen kişi- lerde görülen kişilik deği- şikliklerinin gruplandınl- dığını anlatan Yıldız, "tyi bir gözlemle olasıintihar gi- rişinü, belirtileri fark edilip önlenebilir" diye konuştu. Yıldız, intihan düşünen kişilerde görülen belirtile- rin, "içe dönme ve buna- lım", "kişilik değişimi ve bedbinlik", "kriz \-eyatrav- ma dönemi", •'tehdit", "ar- mağan wrme", "aşın cesa- ret veya gözüpekUk", "öl- dürücü silah merakı" ve "çeşitli türde Uaç biriktir- me" olarak sınıflandırıldı- gını söyledi. Dr Cakmak 'İyi beslenen bebek daha zeki oluyor' ANKARA (AA) - Sağ- lıklı yaşanrun doğumdan ön- ce başladığı ve sağlıkiı bir çocuk için hamilelik döne- mi kadar, önceki dönemin de önemli olduğu bildiril- di. Sağlıkiı Bebekler İçin El Ele Derneği Genel Baş- kanı Doç. Dr. Fattna Nnr Çaknıak, bebeğin, sağlık- iı bir erişkin olabilmesi için atılacak temellerde, hami- lelik ve ondan öncesi dönem ile ilk üç yaşın altın çağı özelliği taşıdığını belirtti. Hamilelikten önce uygu- lanacak yöntemlerle çocu- ğun zekâsını, beden ve ruh sağlığını geliştirmenin mümkün olduğunu ifade eden Çakmak, hamilelik ve sonrası dönemdede iyi bes- lenen bebeklerin ruhen da- ha sağlıkiı ve daha zeki bi- rer erişkin olduğunu; bu sa- yede sakatlıklann, anne ve bebek ölümlerinin önlene- bildiğini anJattı. Yemekler- de iyotlu tuz kullanımmın cocuklann zekâsuıı lOpu- an daha yukan çıkardığını bildiren Çakmak şöyle de- vametti: "Hamileligi boyunca vi- tamin ile demir hapı kıılla- nan vc güneşienen annenin, çocuğunun kemikleri daha kuvvedi olur. Hamileüğinin son a> lannda yapılan teta- noz aşısı, annenin sağlıgı açısından önemli olduğu kadar,bebeğin detetanoz ol- masuu engeller ve bu şekfl- de bebek olümleri büyük oranda azaltıhr. Bu sayede çok kolay ve ucuz yöntem- lerlesağhkfa birçocuğa sahşı olunabilir."