25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1999 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER ABD Dışişleri Bakanlığı kaygılı 'Sırplar Karadağ ele geçirebilir' • Albright'ın, Sırplann Karadağ'a saldırarak Devlet Başkanı Cukanoviç'i görevden indirmesinden korktuğu bildirildi. ABD, Karadağ'a yardımı arttınyor. DışHaberlerServisi-ABD Dışişleri Ba- kanı Madeteine Albright'ın, Karadağ Özerk Yönetimi De\ let Başkanı MUo Cukano- viç'i telefonla arayarak, Belgrad tarafın- dan düzenlenecek olası bir saldınyla, Cu- kanoviç yönetımini görevden uzaklaştıra- cağı konusunda kaygılandığını bıldırdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ja- mes Rubin yaptığı açıklamada, Albright'ın görüşme sırasında, ABD'nin Karadağ'da- ki siyasi ve ekonomık reformlann yapıl- masını desteklemek için yapacağı ekono- mik yardımı arttıracağını Cukanoviç'e söylediğini belirttı. Rubin, Albright'ın görüşme sırasında, Cukanoviç'e, ABD'nin, Karadağ'a göç eden Kosovalı mültecilerin, bu ülkenin si- yasi, ekonomik ve sosyal istikrannı etki- lemesınden kaygı duyduğunu ifade ettiği- ni kaydetti. NATO operasyonlannın bu ülkeye yöne- lik olmadığını. sadece buradaki Sırp aske- ri hedeflerine yönelik olduğunu kaydeden Rubin, "NATO'nun operasyonlan, Kara- dağ veSırbistan halkına karşı degiklir. Ope- rasyon sadece, Miloşeviç'in Yugoslav halkı- na yönelik şiddet ve baskı eylemlerini en>- geUemek için düzenlenmektedir" dedi. Kosovalı mültecilenn akın ettiği ülke- lerden biri olan Karadağ'ın Devlet Başka- nı Cukanovıç, önceki günkü demecinde mültecilerin etnik çatışmalan da yanlann- da taşımasından korktuğunu belirtmişti. Önceki geceki NATO saldınlan sırasında Karadağ Havaalanı yakınlannda da pat- lamalar olduğu bildirilmişti Sırplann 100 bin kişiyi kent merkezine topladıklan, on binlerce erkeğin zorla stadyuma götürüldüğü bildirildi PiTştiııe topLama kampı olclııDtş Haberler Servisi - Birleşmiş Millet- ler Mültecıler Yüksek Komiserliği (UNHCR), NATD'nun hava operasyonu- nun ardından Kosova'da evlennı terk et- mek zorundakalan Arnavutlann sayısının 550 binı bulduğunu açıklarken Sırplann Kosova'nın başkenh Priştine'de halkı kent merkezinde topladıklan bıldmldı. Rambouillet Şatosu'ndakı toplantılar- da Arnavut heyetinin başkanlığını yürü- ten Kosova Kurtuluş Ordusu'nun (UÇK) üst düzey yetkilisi Haşim Taçidün Alman ZDF televizyonuna yaptığı açıklamada, Sırplann Pnştine'de 100 bin Kosovalı Ar- navut'u kent merkezinde topladıklannı bil- dirdi. Kosova Demokratik Bırlığı (LDK) de benzer bir açıklama yaparak Priştine'de oturanlann geçen pazartesi akşamından beri kent merkezinde toplandığını, ka- dınlann erkeklerden aynldığını duyur- du. LDK'nin yurtdışı sözcülüğünün AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, er- 1 ırp yetkililerin Amavutlara Kosova'yı terk etmemeleri durumunda aileleriyle birlikte öldürüleceklerini söyledikleri bildirildi. Birleşmiş Milletler Insan Haklan Komiseri Mary Robinson'un Kosova'dan gelen vahşet raporlan karşısında dehşete düştüğü kaydedildi. keklerin kentteki futbol stadyumunda toplandığı ve sayılannın dün en az 20 bin civannda olduğu belirtildi. Sırp yetkili- lerin bu kişilere, kendilerini Makedonya ve Arnavutluk'a götürecek otobüslerin geleceği açıklamasmda bulunduğu ve bu şansı kullanmalannı tavsiye ettikleri, ak- si halde aileleriyle birlikte öldürülecek- leri tehdidindebulunduklan ifade edildi. Almanya Savunma Bakanı Rudolf Scharping, son gelişmeler üzerine, Yugos- lav güçlennin Kosova'da toplama kamp- lan oluşturduklannı söyledi. Scharping dün yaptığı açıklamada, Yugoslavya Dev- let Başkanı Slobodan Miloşeviç'ın savaş suçlulan mahkemesinde yargılanması ge- rektigini söyledi. Fransa Cumhurbaşka- nı Jacques Chirac da Kosova"dakı mül- teci sorununu ele almak için Avrupa Bır- liği'ni, dün bakanlar düzeyinde olağa- nüstü toplantıya çağırdı. Makedonya geri gönderiyor Kosova'da ise Amavutlar kitleler halin- de sürülüyor. Avrupa Güvenlık ve tşbir- lıği Teşkilatı (AGtT), Arnavutluk'a ginş yapan Kosovalı Arnavut mülteci sayısı- nın 100 bine yaklaştığmı bıldinrken Ti- ran, acil insani yardım çağnsında bulun- du. Şu ana kadar 30 bin Arnavut'u kabul eden Makedonya ise dün mülteci dolu ıki trenı mühürleyerek Kosova'ya geri gönderdi. Amenkan CBS televızyonunun bildir- dığine göre, Makedonya sınır polısı, Ma- kedonya-Kosova sınınndaki tren gannda bulunan gazeteci ve kameramanlan uzak- laştırdıktan sonra, söz konusu trenı dur- durup birkaç Kosovalı kadın ve çocuğun inmesine ızin verdı. Polıs daha sonra va- gonları mühürleyerek treni Kosova'ya geri gönderdi. Makedonya hükümeti, "ba- a böige ülkelerinin maddi desteği artbr- malan >e göçe kapüannı açmalan gerek- r söyleyerek daha fazla mülteci ka- DUNYA GIDA PROGRAMI UYARDI ^_ Kosova'da şimdi de açlıktehlikesi... LONDRA (Ajanslar) - Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) yetkililen, Koso- va'da 10-15 gün içinde açlıkbaşgös- tereceğini bildirdiler ve Sırplar tara- fından yerlerinden edilen Arnavut mülteciler için ulus- lararası topluluktan gıda ve para yardımı yapılmasını istedıler. WFP Başkanı Cat- herine Bertini. dün dü- zenlenen birbasm top- lannsında, olası bir ın- sani felaketin kapıda olduğunu söyledi. Ko- sova'da olabilecekle- rin en kötüsü için haarlandıklannı ifa- de eden WFP Başkanı Bertini, Arna- vutluk, Makedonya ve Karadağ'a ka- çan mültecilerin tehlike içinde olma- dıklannı belırtti. Bertini, buülkeler- de, mültecileri bir ay doyurmaya ye- tecek gıda stoku olduğunu kaydetti. WFP tarafından dün Londra'da ya- • BM'ye bağlı Dünya Gıda Programrmn yetkilileri Kosova'run bir iki hafta içinde açlık tehdidiyle karşı karşıya kalacağını bildirdiler. yımlanan bildiride de. Kosova'da gı- da krizinin giderek artacağı. ulusla- rarası destek sağlanmazsa 10-15 gün içinde açlık tehlıkesinin başgöstere- ceği kaydedildi. Raporda, Kosova'da devam eden çatışmalar sebebiyle gı- da dağıtım işleminin büyük ölçüde aksadı- ğı belirtildi. WFPra- porunda, bölgede bu yıl ekim yapılamadı- ğına dikkat çekilerek ürün alınamayacağı için Kosova'da açlık sorûnunun uzun va- deli olacağı uyansın- da da bulundu. BM'ye bağlı Dünya Gıda Programı, mültecilere ulaştırmak üzere halen 34 bin ton gıda yardımı bulunduğunu da bildirdi. Raporda. Kosova'da ka- ra ulaşımınm zor ve tehlikeli olduğu- na da dikkat çekilerek uçuşyasağı se- bebiyle gıda yardımlannın uçakla ulaştınlamadığı kaydedildi. HIRVAT. 550,000 Kosova'lt Arnavut evlerini terk etti. 24 Marttan önce KARADAĞ 30,000 Kosova içlerinde biryerierde SIRBİSTAN MAKEDONYA v 20,000 ^ÜSKÜP xxxx JMMarttan sonra Kosova'yı terkedenler Sınırıarda birikenler NATO sa/d/n- lanndan sonra UMart) Sınıriaröa birikenler Dış yardımlar Almanya: f 13.7milyon$ • Italya: o llk yardım, ö çadır, uyku tulumu o içme suyu Kanada: t'2.1 milyon $ '; Ingiltere: 16 milyon $ Japonya: 14.4 milyon $ ' Avrupa Biriiği: 14.7 milyon $ mültecilere >16.1 milyon $ bunalımın lyaşandığı bölgelere • _ bul edemeyeceğini açıklamıştı. Yugoslavya Federasyonu'nabağlı Ka- radağ Özerk Yönetimi de son üç günde 25 bin Kosovalının ülkelenne geldiğini açıklayarak durumun alarm verici boyut- larda olduğu uyansında bulundu. BM geüşmelerden kaygıh Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreten Kofi Annan, Sırp güçle- rinin Kosova'da gerçekleşürdıgi etnik te- mizlik operasyonlanndan son derece ra- hatsızlık duyduğunu belirterek uluslara- rası topluluğun Kosovalı Arnavut mülte- cilere yardım etmesini ve Yugoslavya'ya komşu ülkelerin de mültecilere sınırlan- nı kapatmamasını istedi. BM tnsan Haklan Komiseri Mary Ro- binson'un ise Kosova'dan gelen hak ıh- lalleri raporlan karşısında dehşete düştü- ğü belirtildi. Öte yandan UÇK. Sırp hedeflerine yö- nelik saldınlara son verdiğıni belirterek gerillalanna bundan sonra Kosova'da kalan Arnavutla- n koruma talimatı verildı- ğini açıkladı.UÇK Bölge Komutanı Ramuş Hayredi- na>. "Sivfl halktan, özellik- le vaşklann, kadınlann ve çocukiann korumamıza ih- tivaa var. Bu insanlar için elimizden gelen her şeyiyap- makzorundayız" dedi. Sırp güçlennin, Kosovalı Arna- vutlan ülkeyi terk etmeye zorlamak için katliam yap- tığını kaydeden Hayredinay, uluslararası gözlemcilerin yokluğunu fırsat bilen Sırp- lann birçok doktoru öldür- düğünü öne sürdü. UNHCR yetkilileri, mayın patlaması sonucu bir bebe- ğin öldüğünü, birkaç hami- le kadının da yolda doğum yapmak zorunda kaldıkla- nnı bildirdi. Bu arada, 22 Mart'tan itibaren Kapkule sınır kapı- sından Türkiye'ye 1641'i çocuk olmak üzere toplam 4431 Arnavut mültecinin gıriş yaptığı belırlendi. Ko- sovalı Arnavutlar'dan Tür- kiye'ye girişlerinde vize üc- retıolarak 10'ardolaralın- ması işleminin dün sabah- tan itibaren kaldınldığı bil- dirildi. İngiltere Başbakanı Blair 'Sıplann amacı etnik temizlikti' -ÂFPs • Ingiltere Başbakanı Tony Blair "Sırplann amacı burada piknik yapmak değildi. Amaçlan. soykınm ve etnik temizlikti ve buna harekât başlamadan önce girişmişlerdi" (tedi. LONDRA (AA) - In- giltere Başbakanı Tony Blair, Avam Kamarası'mn her Çarşamba günü ger- çekleştirdiği "Sorulara yanrt" saatınde, hüküme- ti adına miHetvekillerin- den gelen sorulan yanıt- ladı. Yugoslavya Devlet Baskam Slobodan MUo- şeviç' in KATOnun hare- katı başlamadan önce Ko- sova'ya 40 bin asker ve 300tanklayerleştiğinı ha- tırlatan Blair, "Amaçlan hertoalde burada piknik yapmak değildi. Amaç- lan, so> kınm \e etnik te- mizlikti ve buna da NA- TO harekatı başlama- dan önce girişmişlerdi" derken,bir başka soru üze- rine Kosovalı göçmenle- rin evlerine geri getirilme- len sırasında NATO'nun bölgedekı asken gücünün onlann güvenhğinin sağ- lanmasında kullanılaca- ğını bildirdi. Başbakan Blair, bir milletvekilinin tskoçya Müliyetçı Partı- si'nm NATO harekatını "Utanç v'eriei'* olarak ni- teledığinı hatıriatması üze- Tön> Blair rine "Asıl utanç verld olan A\Tupa'nın ortasın- da bu asırda. böyle bir sovkınma destek vermek ya da kayıtsız kalraak- fitr" diye konuştu. Baş- bakan Blair. Kosovalı göç- menlenn göç manzarala- nnın haürlatılması ve fa- kırbölge ülkelerine kaçan bu kişilere nasıl yardım edileceğınin sorulması üzenne de Ingiltere'nin geçen yıldan buyanaböl- geye 7 milyon sterlinlik yardımda bulunduğunu. bunaek olarak 10 milyon sterlinlik daha yardım yap- maya karar verdiklerini hatırlattı. Blair. Avrupa ko- misyonu başta olmak üze- re aralannda türkiye'nin de bulunduğu Almanya, Amerika, îsviçre, Isveç, Jtalya ve Japonya gibi pek cok ülkenin de bu yardım- lara katıldığını hatırlattı. Blair. zaman içinde duru- mun gözden geçirileceği- ni ve gerekli ek yardım- lann da yapılacağını vur- guladı. ORUŞ U Ğ U R D Ü N D A R Amştırmacı Maliye Bakanlığı APKKurulu Günümüz Türkiyesi'nde çeşitli şekillerde gündeme gelen savun- ma koşullan ve savaş ihtimallerı, genellikle siyasi boyut ve sonuç- lan ile ele alınmaktadır. Ancak gü- venlik riskleri ve özellikle savaş, toplumsal hayatın tümü üzerinde etkili olmakta, öncelikle ekonomik ilişkileri topyekûn değişikliğe uğ- ratmaktadır. Güvenlik tehditlerinin değerien- dirilerek çatışma olasılıklarına kar- şı alınabilecek ekonomik tedbırie- h saptamak için, ulusal ve ulusla- rarası ekonomik sistem ile savaş ve banşın iktisadi referanslan ara- sındaki etkileşimin, bir kez de 'mil- // güvenlik' penceresinden bakı- larak yorumlanması, modelin ge- neldecevre ülkeleri, özeldedeTür- kiye için koşullandırdığı yeni eko- nomik durumun anlaşılmasına kat- kıda bulunacaktır. Dünya ekonomisi: Savaş ve barış Varşova Paktı'nın dağılmasın- dan sonra dünya ekonomisinin ön- de gelen gelişmiş ekonomilerinde savunma hizmetine verilen göreli önem azalmıştır. Soğuk savaşın îona ermesi ile merkez ülkeler için oıtadan kalkan savunma riski, çev- Yeni Dünya'da Savunma Koşullan ve Çatışma Olasılıklannın Ekonomik Boyutlan re ülkelerde bölgesel savaşlar ve iç çatışmalar mecrasna kaymış, sa- vunma araçlanna olan talep, ge- lişmiş ülkelerde gelirin fonksiyo- nuna dönüşürken azgelişmiş (AGÜ) ve gelişmekte olan (GOÜ) devlet- lerin güvenlik harcamalan, riskin fonksiyonu olma niteliğini koru- maya devam edince, çatışma an- laytşının gerektirdiği yüksek tekno- lojili savunma ürünleri, daha çok, üretildiği saha dışındaki çevre ül- kelerce tüketilmeye başlanmıştır. Ulusal güvenliğe yönelik tehditler var oldukça birikimli olarak artan bu talebe yönlendirilen kıt kaynak- lann alternatif maliyeti de genellik- le sosyal harcamalara yansıyarak çevre ülkeleri ile gelişmiş ülkeler arasındaki fark derinleşmiştir. Ancak, düalist yapı, artan har- camalar nedeniyle giderek beşeri kaynaklannı geliştirmekten ve adil dağrtmaktan yoksun kalan çevre ülkelerin iç çatışmalannı ve güven- lik öncelıklerinı yoğunlaştınp, tüke- tim pazan olarak gerçekleştirecek- leri potansiyel etkinlikten de mah- rum kalınmasına neden olmuştur. Aynı nedenle, sanayileşmiş ülke- ler, çevrenin savunma riski altında bulunmasını kabullenirken, söz ko- nusurisklerinrealize olması (savaş) ihtimalini uluslararası banş organ- lan aracılığıyla sınıriandırmaya ça- lışmakta, bu çaba, savaş sonrası konjonktürü içinde bazı ülkelerin, ulusal kalkınmacılık ya da milliyet- çı otorrteryanizmın rotasınagınp sis- temden çıkma ihtimalini önleme- yi de içermektedir. yan kurumsal düzenlemelere zor- lamıştır. Savunma için(de) ekonomik denge Gelişmekte olan pazariann sa- vunma koşullanna verilen önem, bloklann dağılmasınt izleyen dö- nemde hızlanan uluslararası pa- ra-sermaye hareketleriyle bir kat ma risklerinin global sermaye ve çevre ülkeler açısından hangi so- nuçlara gebe olacağı hakkında ipuçlan vermektedir. Zira, olası bir çatışma veya savaş durumunda, a) gbbal para-sermayenin dolaşım sınırian daralacak ve bu süreç çok hızlı olacaktır, b) bir sonraki aşa- mada, yani çatışmayı izleyen dö- nemde, söz edilen sermaye, ters • Ulusal güvenliğe yönelik tehditler var oîdukça birikirnli olarak artan bu talebe yönlendirilen kıt kaynaklann alternatif maliyeti de genellikle sosyal harcamalara yansıyarak çevre ülkeleri ile gelişmiş ülkeler arasındaki fark derinleşmiştir. daha artmıştır. Barış varsayımlı ekonomi dizaynı, dış tasarrufa ih- tiyacı olan GOÜ pazarlannın fon ta- lebi konjonktürünü, sanayileşmiş ülkelerin sermaye arzı fazlasıyla birleştirmiş, bu sürecin etkinliği, bilgi teknolojisindekı ilerlemelerin mali seımayenin akışkanlığı lehi- ne kullanılması sonucunda daha da güçlenmıştir. Savunma koşullan-sermaye ha- reketleri ılişkisinin bu şekilde yo- rumlanması Yeni Dünya'da savun- Nitekim, son on yılda, Ruan- da'dan Sudan'a, Bosna'dan Ko- sova'ya, Afganistan'dan Çeçe- nistan'a, Meksika'ya ve dünyanın farklı coğrafyalanna yayılan, hat- ta Türkiye'yi de kapsayan savaş ve iç çatışmalar, global sistemin gü- venlik ve ekonomi mekanizmala- nnı, bazen Körfez Krizi'nde oldu- ğu gibi maliyetlerin uluslararası paylaşımına, bazen de, bozulan talep yapısının kredi ve yardımlar aracılığıyla ıslah edilmesini sağla- yönde, fakat aynı hız ve köşullar- da hareket etmeyecek, savaşa muhatap olan ülkelerde ülke riski- nin artması nedeniyle uzun dö- nemli maliyet artışlan vefon kayıp- lan başlayabilecektir. Bu olasılıgın bertaraf edilmesinin tek yolu ise (özellikle Türkiye gibi iç piyasayı ve kamu açıklannı dış borç ile çevi- ren ülkelerde), henüz barış döne- minde ulusal para ve tasarruf po- litikalannın güçlendirilmesidir. (Tür- kiye örneğinde, mali riskin minimi- ze edilmesı, ancak KKBG'nin sür- dürülebilir bir düzeye indirilerek, ülke kaynaklannın önemli bir kıs- mının kamu açıklannın finansma- nına yönelmesine sınırlama getiril- mesi ile mümkün olacaktır. Bu durum, faiz oranlarını makul seviyelere çekerek sermaye piya- sasına kanalize olan fon arzını art- tıracak, aynı zamanda kredi ku- rumlannın reel ekonomiye aktara- cakları kaynakları çoğaltabilecek- tir. Zira, bankalar sisteminin iç pi- yasada pahalı hale gelen TL'den uzaklaşarak dövizle borçlanmayo- luna gitmeleri, mali yapılarının bo- zulmasına, mali sektördeki dalga- lanmalar da ülkeriskininartarak dış sermaye ve yatınmlarda kayıpla- ra yol açmaktadır.) Savaşın finansmanında 'dün- den sonra, yanndan önce': 20. yüzyıl boyunca meydana gelen sa- vaşlar ile günümüz çatışmalan kar- şılaştırıldığında, ekonomik prog- ramlan etkıleyen önemli farklar gö- rülmektedir. Zira, geçmiş dönemlerin uzun süreli harp konsepti, savaşın ön- cesinde, savaş sırasında ve harp- ten sonra ayn ayn ekonomi politi- kalarının planlanıp uygulanması- na olanak verecek genişlikte bir ' zaman aralığına sahipti. Teknolo- ji kullanımının göreli olarak düşük, maliyetin ve imha gücünün daha az olduğu savaşların uzun süre devam etmiş olması doğaldı. Bu- gün ise, yüzyıl başında 'topyekûn savaş' ve 'seferberiik' ortamında oluşan savaş hali, değişerek 'sa- vaş anı' ile 'esneklik' değerlerine yönelmiş, ekonomik önlemler ise, 'intibak maliyeti'mn en aza indiril- mesi ile savaş ve çatışma etkileri- nin hızla tasfiye edilebilmesi için ge- reken hukuki ve örgütsel 'form'a sahıp olunması kavramını hedef almışlardır. Savaşlann finansmanı ile ilgili tüm deneyimler, barış dönemi ik- tisadi yapılannın 'savaşın yeniden kurucu özelliği'nm 'çatışma son- rası iktisadi büyüme' dinamiğine dönüştürülebilmesı için de etkili olduğunu göstermektedir. Nite- kim, kurucu konjonktürün, ıçedö- nük, tepkisel ve modern-dışı bir toplum projesini kurumsallaştır- maması, ancak çatışmadan ön- ceki iktisat politikalannın makul bir sosyal politika çızgisinde yürütü- lüyor olması ile mümkün olabile- cektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle