Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1999 PERŞEMBE
10 DIŞ HABERLER
ABD Dışişleri Bakanlığı kaygılı
'Sırplar Karadağ
ele geçirebilir'
• Albright'ın, Sırplann
Karadağ'a saldırarak Devlet
Başkanı Cukanoviç'i görevden
indirmesinden korktuğu
bildirildi. ABD, Karadağ'a
yardımı arttınyor.
DışHaberlerServisi-ABD Dışişleri Ba-
kanı Madeteine Albright'ın, Karadağ Özerk
Yönetimi De\ let Başkanı MUo Cukano-
viç'i telefonla arayarak, Belgrad tarafın-
dan düzenlenecek olası bir saldınyla, Cu-
kanoviç yönetımini görevden uzaklaştıra-
cağı konusunda kaygılandığını bıldırdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ja-
mes Rubin yaptığı açıklamada, Albright'ın
görüşme sırasında, ABD'nin Karadağ'da-
ki siyasi ve ekonomık reformlann yapıl-
masını desteklemek için yapacağı ekono-
mik yardımı arttıracağını Cukanoviç'e
söylediğini belirttı.
Rubin, Albright'ın görüşme sırasında,
Cukanoviç'e, ABD'nin, Karadağ'a göç
eden Kosovalı mültecilerin, bu ülkenin si-
yasi, ekonomik ve sosyal istikrannı etki-
lemesınden kaygı duyduğunu ifade ettiği-
ni kaydetti.
NATO operasyonlannın bu ülkeye yöne-
lik olmadığını. sadece buradaki Sırp aske-
ri hedeflerine yönelik olduğunu kaydeden
Rubin, "NATO'nun operasyonlan, Kara-
dağ veSırbistan halkına karşı degiklir. Ope-
rasyon sadece, Miloşeviç'in Yugoslav halkı-
na yönelik şiddet ve baskı eylemlerini en>-
geUemek için düzenlenmektedir" dedi.
Kosovalı mültecilenn akın ettiği ülke-
lerden biri olan Karadağ'ın Devlet Başka-
nı Cukanovıç, önceki günkü demecinde
mültecilerin etnik çatışmalan da yanlann-
da taşımasından korktuğunu belirtmişti.
Önceki geceki NATO saldınlan sırasında
Karadağ Havaalanı yakınlannda da pat-
lamalar olduğu bildirilmişti
Sırplann 100 bin kişiyi kent merkezine topladıklan, on binlerce erkeğin zorla stadyuma götürüldüğü bildirildi
PiTştiııe topLama kampı olclııDtş Haberler Servisi - Birleşmiş Millet-
ler Mültecıler Yüksek Komiserliği
(UNHCR), NATD'nun hava operasyonu-
nun ardından Kosova'da evlennı terk et-
mek zorundakalan Arnavutlann sayısının
550 binı bulduğunu açıklarken Sırplann
Kosova'nın başkenh Priştine'de halkı kent
merkezinde topladıklan bıldmldı.
Rambouillet Şatosu'ndakı toplantılar-
da Arnavut heyetinin başkanlığını yürü-
ten Kosova Kurtuluş Ordusu'nun (UÇK)
üst düzey yetkilisi Haşim Taçidün Alman
ZDF televizyonuna yaptığı açıklamada,
Sırplann Pnştine'de 100 bin Kosovalı Ar-
navut'u kent merkezinde topladıklannı bil-
dirdi.
Kosova Demokratik Bırlığı (LDK) de
benzer bir açıklama yaparak Priştine'de
oturanlann geçen pazartesi akşamından
beri kent merkezinde toplandığını, ka-
dınlann erkeklerden aynldığını duyur-
du. LDK'nin yurtdışı sözcülüğünün AFP
haber ajansına yaptığı açıklamada, er-
1
ırp yetkililerin Amavutlara Kosova'yı terk etmemeleri durumunda
aileleriyle birlikte öldürüleceklerini söyledikleri bildirildi. Birleşmiş Milletler
Insan Haklan Komiseri Mary Robinson'un Kosova'dan gelen vahşet raporlan
karşısında dehşete düştüğü kaydedildi.
keklerin kentteki futbol stadyumunda
toplandığı ve sayılannın dün en az 20 bin
civannda olduğu belirtildi. Sırp yetkili-
lerin bu kişilere, kendilerini Makedonya
ve Arnavutluk'a götürecek otobüslerin
geleceği açıklamasmda bulunduğu ve bu
şansı kullanmalannı tavsiye ettikleri, ak-
si halde aileleriyle birlikte öldürülecek-
leri tehdidindebulunduklan ifade edildi.
Almanya Savunma Bakanı Rudolf
Scharping, son gelişmeler üzerine, Yugos-
lav güçlennin Kosova'da toplama kamp-
lan oluşturduklannı söyledi. Scharping
dün yaptığı açıklamada, Yugoslavya Dev-
let Başkanı Slobodan Miloşeviç'ın savaş
suçlulan mahkemesinde yargılanması ge-
rektigini söyledi. Fransa Cumhurbaşka-
nı Jacques Chirac da Kosova"dakı mül-
teci sorununu ele almak için Avrupa Bır-
liği'ni, dün bakanlar düzeyinde olağa-
nüstü toplantıya çağırdı.
Makedonya geri gönderiyor
Kosova'da ise Amavutlar kitleler halin-
de sürülüyor. Avrupa Güvenlık ve tşbir-
lıği Teşkilatı (AGtT), Arnavutluk'a ginş
yapan Kosovalı Arnavut mülteci sayısı-
nın 100 bine yaklaştığmı bıldinrken Ti-
ran, acil insani yardım çağnsında bulun-
du. Şu ana kadar 30 bin Arnavut'u kabul
eden Makedonya ise dün mülteci dolu
ıki trenı mühürleyerek Kosova'ya geri
gönderdi.
Amenkan CBS televızyonunun bildir-
dığine göre, Makedonya sınır polısı, Ma-
kedonya-Kosova sınınndaki tren gannda
bulunan gazeteci ve kameramanlan uzak-
laştırdıktan sonra, söz konusu trenı dur-
durup birkaç Kosovalı kadın ve çocuğun
inmesine ızin verdı. Polıs daha sonra va-
gonları mühürleyerek treni Kosova'ya
geri gönderdi. Makedonya hükümeti, "ba-
a böige ülkelerinin maddi desteği artbr-
malan >e göçe kapüannı açmalan gerek-
r söyleyerek daha fazla mülteci ka-
DUNYA GIDA PROGRAMI UYARDI ^_
Kosova'da şimdi de
açlıktehlikesi...
LONDRA (Ajanslar) - Birleşmiş
Milletler'e (BM) bağlı Dünya Gıda
Programı (WFP) yetkililen, Koso-
va'da 10-15 gün içinde açlıkbaşgös-
tereceğini bildirdiler ve Sırplar tara-
fından yerlerinden edilen Arnavut
mülteciler için ulus-
lararası topluluktan
gıda ve para yardımı
yapılmasını istedıler.
WFP Başkanı Cat-
herine Bertini. dün dü-
zenlenen birbasm top-
lannsında, olası bir ın-
sani felaketin kapıda
olduğunu söyledi. Ko-
sova'da olabilecekle-
rin en kötüsü için haarlandıklannı ifa-
de eden WFP Başkanı Bertini, Arna-
vutluk, Makedonya ve Karadağ'a ka-
çan mültecilerin tehlike içinde olma-
dıklannı belırtti. Bertini, buülkeler-
de, mültecileri bir ay doyurmaya ye-
tecek gıda stoku olduğunu kaydetti.
WFP tarafından dün Londra'da ya-
• BM'ye bağlı
Dünya Gıda
Programrmn
yetkilileri Kosova'run
bir iki hafta içinde
açlık tehdidiyle karşı
karşıya kalacağını
bildirdiler.
yımlanan bildiride de. Kosova'da gı-
da krizinin giderek artacağı. ulusla-
rarası destek sağlanmazsa 10-15 gün
içinde açlık tehlıkesinin başgöstere-
ceği kaydedildi. Raporda, Kosova'da
devam eden çatışmalar sebebiyle gı-
da dağıtım işleminin
büyük ölçüde aksadı-
ğı belirtildi. WFPra-
porunda, bölgede bu
yıl ekim yapılamadı-
ğına dikkat çekilerek
ürün alınamayacağı
için Kosova'da açlık
sorûnunun uzun va-
deli olacağı uyansın-
da da bulundu.
BM'ye bağlı Dünya Gıda Programı,
mültecilere ulaştırmak üzere halen 34
bin ton gıda yardımı bulunduğunu
da bildirdi. Raporda. Kosova'da ka-
ra ulaşımınm zor ve tehlikeli olduğu-
na da dikkat çekilerek uçuşyasağı se-
bebiyle gıda yardımlannın uçakla
ulaştınlamadığı kaydedildi.
HIRVAT.
550,000 Kosova'lt Arnavut evlerini terk etti.
24 Marttan
önce
KARADAĞ
30,000
Kosova
içlerinde
biryerierde
SIRBİSTAN
MAKEDONYA
v 20,000
^ÜSKÜP
xxxx
JMMarttan
sonra
Kosova'yı
terkedenler
Sınırıarda
birikenler
NATO sa/d/n-
lanndan sonra
UMart)
Sınıriaröa
birikenler
Dış
yardımlar
Almanya:
f
13.7milyon$
• Italya:
o llk yardım,
ö çadır, uyku tulumu
o içme suyu
Kanada:
t'2.1 milyon $
'; Ingiltere:
16 milyon $
Japonya:
14.4 milyon $
' Avrupa Biriiği:
14.7 milyon $ mültecilere
>16.1 milyon $ bunalımın
lyaşandığı bölgelere • _
bul edemeyeceğini açıklamıştı.
Yugoslavya Federasyonu'nabağlı Ka-
radağ Özerk Yönetimi de son üç günde
25 bin Kosovalının ülkelenne geldiğini
açıklayarak durumun alarm verici boyut-
larda olduğu uyansında bulundu.
BM geüşmelerden kaygıh
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM)
Genel Sekreten Kofi Annan, Sırp güçle-
rinin Kosova'da gerçekleşürdıgi etnik te-
mizlik operasyonlanndan son derece ra-
hatsızlık duyduğunu belirterek uluslara-
rası topluluğun Kosovalı Arnavut mülte-
cilere yardım etmesini ve Yugoslavya'ya
komşu ülkelerin de mültecilere sınırlan-
nı kapatmamasını istedi.
BM tnsan Haklan Komiseri Mary Ro-
binson'un ise Kosova'dan gelen hak ıh-
lalleri raporlan karşısında dehşete düştü-
ğü belirtildi.
Öte yandan UÇK. Sırp hedeflerine yö-
nelik saldınlara son verdiğıni belirterek
gerillalanna bundan sonra
Kosova'da kalan Arnavutla-
n koruma talimatı verildı-
ğini açıkladı.UÇK Bölge
Komutanı Ramuş Hayredi-
na>. "Sivfl halktan, özellik-
le vaşklann, kadınlann ve
çocukiann korumamıza ih-
tivaa var. Bu insanlar için
elimizden gelen her şeyiyap-
makzorundayız" dedi. Sırp
güçlennin, Kosovalı Arna-
vutlan ülkeyi terk etmeye
zorlamak için katliam yap-
tığını kaydeden Hayredinay,
uluslararası gözlemcilerin
yokluğunu fırsat bilen Sırp-
lann birçok doktoru öldür-
düğünü öne sürdü.
UNHCR yetkilileri, mayın
patlaması sonucu bir bebe-
ğin öldüğünü, birkaç hami-
le kadının da yolda doğum
yapmak zorunda kaldıkla-
nnı bildirdi.
Bu arada, 22 Mart'tan
itibaren Kapkule sınır kapı-
sından Türkiye'ye 1641'i
çocuk olmak üzere toplam
4431 Arnavut mültecinin
gıriş yaptığı belırlendi. Ko-
sovalı Arnavutlar'dan Tür-
kiye'ye girişlerinde vize üc-
retıolarak 10'ardolaralın-
ması işleminin dün sabah-
tan itibaren kaldınldığı bil-
dirildi.
İngiltere Başbakanı Blair
'Sıplann amacı
etnik temizlikti'
-ÂFPs
• Ingiltere
Başbakanı Tony
Blair "Sırplann
amacı burada
piknik yapmak
değildi. Amaçlan.
soykınm ve etnik
temizlikti ve buna
harekât
başlamadan önce
girişmişlerdi" (tedi.
LONDRA (AA) - In-
giltere Başbakanı Tony
Blair, Avam Kamarası'mn
her Çarşamba günü ger-
çekleştirdiği "Sorulara
yanrt" saatınde, hüküme-
ti adına miHetvekillerin-
den gelen sorulan yanıt-
ladı. Yugoslavya Devlet
Baskam Slobodan MUo-
şeviç' in KATOnun hare-
katı başlamadan önce Ko-
sova'ya 40 bin asker ve
300tanklayerleştiğinı ha-
tırlatan Blair, "Amaçlan
hertoalde burada piknik
yapmak değildi. Amaç-
lan, so> kınm \e etnik te-
mizlikti ve buna da NA-
TO harekatı başlama-
dan önce girişmişlerdi"
derken,bir başka soru üze-
rine Kosovalı göçmenle-
rin evlerine geri getirilme-
len sırasında NATO'nun
bölgedekı asken gücünün
onlann güvenhğinin sağ-
lanmasında kullanılaca-
ğını bildirdi. Başbakan
Blair, bir milletvekilinin
tskoçya Müliyetçı Partı-
si'nm NATO harekatını
"Utanç v'eriei'* olarak ni-
teledığinı hatıriatması üze-
Tön> Blair
rine "Asıl utanç verld
olan A\Tupa'nın ortasın-
da bu asırda. böyle bir
sovkınma destek vermek
ya da kayıtsız kalraak-
fitr" diye konuştu. Baş-
bakan Blair. Kosovalı göç-
menlenn göç manzarala-
nnın haürlatılması ve fa-
kırbölge ülkelerine kaçan
bu kişilere nasıl yardım
edileceğınin sorulması
üzenne de Ingiltere'nin
geçen yıldan buyanaböl-
geye 7 milyon sterlinlik
yardımda bulunduğunu.
bunaek olarak 10 milyon
sterlinlik daha yardım yap-
maya karar verdiklerini
hatırlattı. Blair. Avrupa ko-
misyonu başta olmak üze-
re aralannda türkiye'nin
de bulunduğu Almanya,
Amerika, îsviçre, Isveç,
Jtalya ve Japonya gibi pek
cok ülkenin de bu yardım-
lara katıldığını hatırlattı.
Blair. zaman içinde duru-
mun gözden geçirileceği-
ni ve gerekli ek yardım-
lann da yapılacağını vur-
guladı.
ORUŞ U Ğ U R D Ü N D A R Amştırmacı Maliye Bakanlığı APKKurulu
Günümüz Türkiyesi'nde çeşitli
şekillerde gündeme gelen savun-
ma koşullan ve savaş ihtimallerı,
genellikle siyasi boyut ve sonuç-
lan ile ele alınmaktadır. Ancak gü-
venlik riskleri ve özellikle savaş,
toplumsal hayatın tümü üzerinde
etkili olmakta, öncelikle ekonomik
ilişkileri topyekûn değişikliğe uğ-
ratmaktadır.
Güvenlik tehditlerinin değerien-
dirilerek çatışma olasılıklarına kar-
şı alınabilecek ekonomik tedbırie-
h saptamak için, ulusal ve ulusla-
rarası ekonomik sistem ile savaş
ve banşın iktisadi referanslan ara-
sındaki etkileşimin, bir kez de 'mil-
// güvenlik' penceresinden bakı-
larak yorumlanması, modelin ge-
neldecevre ülkeleri, özeldedeTür-
kiye için koşullandırdığı yeni eko-
nomik durumun anlaşılmasına kat-
kıda bulunacaktır.
Dünya ekonomisi:
Savaş ve barış
Varşova Paktı'nın dağılmasın-
dan sonra dünya ekonomisinin ön-
de gelen gelişmiş ekonomilerinde
savunma hizmetine verilen göreli
önem azalmıştır. Soğuk savaşın
îona ermesi ile merkez ülkeler için
oıtadan kalkan savunma riski, çev-
Yeni Dünya'da Savunma Koşullan ve Çatışma Olasılıklannın Ekonomik Boyutlan
re ülkelerde bölgesel savaşlar ve
iç çatışmalar mecrasna kaymış, sa-
vunma araçlanna olan talep, ge-
lişmiş ülkelerde gelirin fonksiyo-
nuna dönüşürken azgelişmiş (AGÜ)
ve gelişmekte olan (GOÜ) devlet-
lerin güvenlik harcamalan, riskin
fonksiyonu olma niteliğini koru-
maya devam edince, çatışma an-
laytşının gerektirdiği yüksek tekno-
lojili savunma ürünleri, daha çok,
üretildiği saha dışındaki çevre ül-
kelerce tüketilmeye başlanmıştır.
Ulusal güvenliğe yönelik tehditler
var oldukça birikimli olarak artan
bu talebe yönlendirilen kıt kaynak-
lann alternatif maliyeti de genellik-
le sosyal harcamalara yansıyarak
çevre ülkeleri ile gelişmiş ülkeler
arasındaki fark derinleşmiştir.
Ancak, düalist yapı, artan har-
camalar nedeniyle giderek beşeri
kaynaklannı geliştirmekten ve adil
dağrtmaktan yoksun kalan çevre
ülkelerin iç çatışmalannı ve güven-
lik öncelıklerinı yoğunlaştınp, tüke-
tim pazan olarak gerçekleştirecek-
leri potansiyel etkinlikten de mah-
rum kalınmasına neden olmuştur.
Aynı nedenle, sanayileşmiş ülke-
ler, çevrenin savunma riski altında
bulunmasını kabullenirken, söz ko-
nusurisklerinrealize olması (savaş)
ihtimalini uluslararası banş organ-
lan aracılığıyla sınıriandırmaya ça-
lışmakta, bu çaba, savaş sonrası
konjonktürü içinde bazı ülkelerin,
ulusal kalkınmacılık ya da milliyet-
çı otorrteryanizmın rotasınagınp sis-
temden çıkma ihtimalini önleme-
yi de içermektedir.
yan kurumsal düzenlemelere zor-
lamıştır.
Savunma için(de)
ekonomik denge
Gelişmekte olan pazariann sa-
vunma koşullanna verilen önem,
bloklann dağılmasınt izleyen dö-
nemde hızlanan uluslararası pa-
ra-sermaye hareketleriyle bir kat
ma risklerinin global sermaye ve
çevre ülkeler açısından hangi so-
nuçlara gebe olacağı hakkında
ipuçlan vermektedir. Zira, olası bir
çatışma veya savaş durumunda,
a) gbbal para-sermayenin dolaşım
sınırian daralacak ve bu süreç çok
hızlı olacaktır, b) bir sonraki aşa-
mada, yani çatışmayı izleyen dö-
nemde, söz edilen sermaye, ters
• Ulusal güvenliğe yönelik tehditler var oîdukça birikirnli olarak artan
bu talebe yönlendirilen kıt kaynaklann alternatif maliyeti de genellikle
sosyal harcamalara yansıyarak çevre ülkeleri ile gelişmiş ülkeler
arasındaki fark derinleşmiştir.
daha artmıştır. Barış varsayımlı
ekonomi dizaynı, dış tasarrufa ih-
tiyacı olan GOÜ pazarlannın fon ta-
lebi konjonktürünü, sanayileşmiş
ülkelerin sermaye arzı fazlasıyla
birleştirmiş, bu sürecin etkinliği,
bilgi teknolojisindekı ilerlemelerin
mali seımayenin akışkanlığı lehi-
ne kullanılması sonucunda daha da
güçlenmıştir.
Savunma koşullan-sermaye ha-
reketleri ılişkisinin bu şekilde yo-
rumlanması Yeni Dünya'da savun-
Nitekim, son on yılda, Ruan-
da'dan Sudan'a, Bosna'dan Ko-
sova'ya, Afganistan'dan Çeçe-
nistan'a, Meksika'ya ve dünyanın
farklı coğrafyalanna yayılan, hat-
ta Türkiye'yi de kapsayan savaş ve
iç çatışmalar, global sistemin gü-
venlik ve ekonomi mekanizmala-
nnı, bazen Körfez Krizi'nde oldu-
ğu gibi maliyetlerin uluslararası
paylaşımına, bazen de, bozulan
talep yapısının kredi ve yardımlar
aracılığıyla ıslah edilmesini sağla-
yönde, fakat aynı hız ve köşullar-
da hareket etmeyecek, savaşa
muhatap olan ülkelerde ülke riski-
nin artması nedeniyle uzun dö-
nemli maliyet artışlan vefon kayıp-
lan başlayabilecektir. Bu olasılıgın
bertaraf edilmesinin tek yolu ise
(özellikle Türkiye gibi iç piyasayı ve
kamu açıklannı dış borç ile çevi-
ren ülkelerde), henüz barış döne-
minde ulusal para ve tasarruf po-
litikalannın güçlendirilmesidir. (Tür-
kiye örneğinde, mali riskin minimi-
ze edilmesı, ancak KKBG'nin sür-
dürülebilir bir düzeye indirilerek,
ülke kaynaklannın önemli bir kıs-
mının kamu açıklannın finansma-
nına yönelmesine sınırlama getiril-
mesi ile mümkün olacaktır.
Bu durum, faiz oranlarını makul
seviyelere çekerek sermaye piya-
sasına kanalize olan fon arzını art-
tıracak, aynı zamanda kredi ku-
rumlannın reel ekonomiye aktara-
cakları kaynakları çoğaltabilecek-
tir. Zira, bankalar sisteminin iç pi-
yasada pahalı hale gelen TL'den
uzaklaşarak dövizle borçlanmayo-
luna gitmeleri, mali yapılarının bo-
zulmasına, mali sektördeki dalga-
lanmalar da ülkeriskininartarak dış
sermaye ve yatınmlarda kayıpla-
ra yol açmaktadır.)
Savaşın finansmanında 'dün-
den sonra, yanndan önce': 20.
yüzyıl boyunca meydana gelen sa-
vaşlar ile günümüz çatışmalan kar-
şılaştırıldığında, ekonomik prog-
ramlan etkıleyen önemli farklar gö-
rülmektedir.
Zira, geçmiş dönemlerin uzun
süreli harp konsepti, savaşın ön-
cesinde, savaş sırasında ve harp-
ten sonra ayn ayn ekonomi politi-
kalarının planlanıp uygulanması-
na olanak verecek genişlikte bir
' zaman aralığına sahipti. Teknolo-
ji kullanımının göreli olarak düşük,
maliyetin ve imha gücünün daha
az olduğu savaşların uzun süre
devam etmiş olması doğaldı. Bu-
gün ise, yüzyıl başında 'topyekûn
savaş' ve 'seferberiik' ortamında
oluşan savaş hali, değişerek 'sa-
vaş anı' ile 'esneklik' değerlerine
yönelmiş, ekonomik önlemler ise,
'intibak maliyeti'mn en aza indiril-
mesi ile savaş ve çatışma etkileri-
nin hızla tasfiye edilebilmesi için ge-
reken hukuki ve örgütsel 'form'a
sahıp olunması kavramını hedef
almışlardır.
Savaşlann finansmanı ile ilgili
tüm deneyimler, barış dönemi ik-
tisadi yapılannın 'savaşın yeniden
kurucu özelliği'nm 'çatışma son-
rası iktisadi büyüme' dinamiğine
dönüştürülebilmesı için de etkili
olduğunu göstermektedir. Nite-
kim, kurucu konjonktürün, ıçedö-
nük, tepkisel ve modern-dışı bir
toplum projesini kurumsallaştır-
maması, ancak çatışmadan ön-
ceki iktisat politikalannın makul bir
sosyal politika çızgisinde yürütü-
lüyor olması ile mümkün olabile-
cektir.