22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE İstanbul _Y 11 Sinop Edirne Y 15 Samsun Y 11 Adana Y 20 Mersın Kocaeli Y 14 Trabzon Çanakkale Y 12 Giresun Izmır Y î¥ Ankara Y 18 Diyarbakır _Y t4 Şanhurfa Y 11 Mardın Manısa Y 15_ Eskişehır Y 13 Siirt Aydın Denızlı _Y 15 Konya Y 13 Hakkâri Y 15 Sıvas Y 11 Van Zonguldak Y 10 Antalya Y 16 Kars 0Açık Paryalı buluttu Tum yurt yağışlı geçe- cek. Yağtşlar yağmur ve sağanak. yer yer gok gunjltulu sağanak şeklınde olacak Hava stcaklığında önemli bır değışıMfk olmayacak. Ruzgâr yurdun bat ke- sımlenndekuzeyve ba- tı, doğu kesimlennde guney ve batı yonler- den hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 4 4 12 17 16 18 19 19 Münih PB 16 Zürih Berlin Budapeşte Madrjd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB B PB Y Y PB Y 17 15 19 13 14 14 18 15 PB 16 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB B PB PB Y PB Y Y 12 21 -1 13 15 10 13 25 Y 22 Bduttu k Çot( bututlu . Yağmuriu Kariı , Gök gûrüftüKJ G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada lar da tutuluyor bu hastalığa ve elbette sayılan azımsanma- yacak sayıda. Böyle birtiple karşılaştık. Konuşulamayacak ölçüde ken- dinden geçmişti ve kendini, Ecevit'i eleştirenleri "sorgula- makla görevli" sanıyordu. Örneğin, böylesi bir fanatik DSP'linin, Özkök'ün ANAP li- den Mesut Yılmaz 'la yaptığı soyleşiyi okuması sağlığına za- rar verebilir. Zira; Mesut Yılmaz -Ecevrt'in sürekli aksini yinelemesine karşın- seçimlerden ANAP'ın birinci parti çıkacağını söyter- ken bir değerlendirme yapıyor ve: "Bizim hesabımıza göre DSP 40 ilde hiç milletvekili çtka- ramayacak. Çünkü buralarda milletvekili çıkarabilmesi için oyunu yüzde 500 artırmast gerekiyor. Bu da mümkûn de- ğil" diyor. Bir fanatiği çılgına çevirecek söyfemler bunlar. Çünkü Yıl- maz DSP'nin elinden binnci parti unvanını çekip alıyor! Bu saptamayı ne zaman söylüyor? Tam Ecevrt'in birinci parti olduktan başka, kuracağı hükümette ortağı olacak partiyi "halkın seçeceğini" söyleyecek kadar "seçim bitiri- ci" bir hava içinde olduğu sırada. Ecevit, son günlerde ortağını seçmekte duraksıyor. Ne ki, DSP'nin olası ortağı ANAP lideri, o sırada parti örgütünün onca dayatmasına karşın, DSP'ye ve liderine yüklenmenin "hem geçmiş hem de gelecekaçısındanyanlış olacağı" ka- nısında. Sağdan sola ikı partimiz arasında sorun, kurulacak hü- kümette "kimin baş" olacağında düğümleniyor. ANAP birinci parti olursa Mesut Yılmaz... Birinciliği kim- seye bırakmayan DSP yanşı önde brtirirse, Ecevit Başba- kan... Oysa soruna Yılmaz gözüyle bakmamak gerekiyor 1970'lerden bu yana Türkiye sosyal demokrat bir yöne- tim, bir iktidar görmedi. Bir sosyal demokrat partinin iktidara çok yakın olması, seçmen ruzgânnı arkasına alarak olası hükümette büyük parti kimliği kazanması, kuşkusuz değişik nedenlerie de o/- sa, toplumun her katında alkışlanıyor. Siyaseti ve toplumu yozlaştıran, sömüren sağ partilerden sonra adlan lekelenmemiş kadrolara gereksiniyor Türkiye. Başta bu ve daha birçok neden, rüzgânn soldan yana es- mesine yol açıyor. Fakat, ortaya her zaman geçerli bir soru çıkıyor. Sosyal demokrat iktidara özlem duymak, sosyal demok- rat bir lideri veya kadrosunu eleştirmeye engel olmalı mı, ola- cak mı? Zira kabız kafalar eleştiriylegerçegi saptamayı düş- manlık sayacak kadar kendilerinden geçıyor. Şunlara eleştiri yasak! Ülkenin en önemli hastalığının başında siyaset adamla- nnın yargıdan kaçması geliyor. ANAP lideri ile DYP liderinin birbinni aklamasını "beyaz defteraçıldı" diyetanımlamayı, Mesut Yılmaz'ın gece yan- lan banka alım satımlannda neredeyse taraf olacak girişim- ^lerde bulunmasını "Süçuyok, bu kadar yüklenmek haksrz- lık" diye nitelemeyı -kimden gelirse gelsin- eleştırmeyecek miyiz? "28 Şubat'ın artık defteri kapandı" dedikten ve tepkiler- le karşılaştıktan sonra "tevilyoluna sapanlan" ne yapaca- ğız? Yann öbür gün; siyaset veya iktidar gereği topluma ters düşen bu türden irdelemelerle karşılaşırsak, o partiye o li- dere oy verdiği için halkımızı mı kınayacağız, suçlu bulaca- ğız? Ucuz siyaset, ucuz halk dalkavukluğu! Partılertürlü çeşit vaatlerde bulunuyortar. Açın bakın söz verdiklerine; yüzde 99'u iktidarlan döneminde yapılabilir iş- ler... Ama yapılmamış! ANAP lideri Yılmaz, örgütün baskısıyla örneğin akaryakı- ta bir ay içinde yapılan büyük zammı eleştirince; "müstak- bel ortağından" şöyle bir yanıt aldı: "Anlaşılan DSP'nin güç- lenişi rahatsızlık uyandıracak ölçütlere vardı". Bir gün sonra Yılmaz pes etti; Ecevit'le "kavga etmeye- ceğini" açıkladı. Yılmaz; ucunda iktidar olan bir oyunda kâğıdı kuvvetli olanla kavgaya tutuşur mu? 'Demokrasiyi konuşmak isteyen yok' • Baştarafı 1. Sayfada landıkça bu kadar sola kaydım" diye cevap veriyor. "Zaman içinde diinyadaki felaketie- rin giderek daha az kötü adamlann, ama da- haçok kötü bir sistemin ürünii olduğunu kav- ramaya başladım. Amerika'da empervaiiz- min geri gelmesine bakınca... Sonra zenginler- le yoksullar arasuıdaki fark hızla açıiıyor. Si- lah ticareti aldı yürüdü... Küreselleşme siya- saJ iktidan vatandaşlann elinden aldı çokulus- lu şirketlere, uluslararası mali kurumlara, IMF, Dünya Bankası MAI vb.'ye verdi." Benn'e göre insanlar bu koşullarda yaşama- ya uzun zaman tahammül edemezler ve so- nunda insanJann istediklerini yenne geriımek için büyük değişiklikler gerekecek. Tonny Benn parti genel yönetiminde 34 yıl bulunmuş, o hükümette bakanlık yapmış, Ro- wer de dahil olmak üzere birçok devletleştir- menin altında imzası var. Konuşmamız ser- best piyasa ve kamu mülkiyeti üzerinde yo- ğunlaşıyor bir ara. Benn'e göre "Dünyada Hıristiyan, Yahudi, Müslüman dinlerinden birçok köktenci akım var. Ama en tehlikeli köktenci akım serbest piyasacı köktencüer. Çünkü birincileri bir Tann'ya, ilahi bir güce tapıyorlar. Bunun ahiaki bir bileşeni var. Ser- bestpiyasa köktencileri iseyahıızca paraya ta- pıyorlar". Eski serbest piyasacı Prof. John Grey'in serbest piyasa ekonomisini kapitalist ütopya olarak nitelendirdiğini hatırlatıyorum ve ser- best piyasanın demokrasiye karşı bir müda- haleolmadan işletilemeyeceğini... Benn. "Ta- bii diyor; piyasa ekonomisinin sorunlan çöz- düğü tam bir valan. İşçi Partisi birçok kamu hizmetini devletleştirdi. Ben de Rover'idevlet- leştirdim. Roverbatıvordu.İşçüersokaktaka- lacaktı. devletleştirdik. İşçüerin ücretleri, ya- şam koşulian, sosyal haklar devletieştirmeler sayesinde iyileşti. Ama bu kamu mülkiyeti her şeye rağmen demokratik değildi, bürokratik bir kamu mülkiyetiydi, bu yüzden aksadL Thatcher, Rover'i özelleştirdi. Şimdi ironik olan $u Id, iki Aiman şirketi, İngiliz hüküme- tinu Rover'a mali destek yaptıgı için mahke- meye veriyor. Rover baüyor da ondan", "Rııs- \a. serbest piyasa köktenciliğinin iflasını gös- teren en iyi örnek" dedi. Hemen araya girip "Kamu mülkivetini birdenbire ortadan kat- dırdtğınızda ekonomi çokmeye başhyor. Hal- btıki özel mülkiyeti kamu mülki\etine aldığı- nızda bürokratik bile olsa çalışanlann yaşam koşuUaniyileşirdeğilmi?''dedim. "KesinUk- le böyle" dedı. Sonra bir başka ömek olarak Malezya üzenne konuştuk. "Sevimsiz bir ör- nek, ama sermaye kontrolü geünce çökecekti sözde. ama çökmedL" Ben de ekledim. buna karşılık IMF paketini uygulamaya kalkan En- donezya'ya bakınız. Benn "Geçmişteki sosyalizm deneyimleri demokrasiyi kuramadıklan için başansız ol- dular. Demokrasi. siyasi partiler, sendikal hak- lar, temsil hakki. insan haklan, t s. olmadan demokrasi olamaz. Diğertaraftan liberal (ka- pitalist) demokrasiye aJternatifolan sosyal de- mokratlar dazaman içinde kapitalizmeteslim oldutar" diyor. Ekliyor: "1950'lerde Geits- kıll. sagcı bir liderdi, ama yenjden bölüşüm- den. refah devletinden yanaydı. Bugün, Tony Blair. tşçi Partisi"ni değü Thatcher'in fikûie- rini iktidara getirdL Peter Mandelson, muha- fazakârfikirİeri'III. Yol" olarak paketleyipik- tidara gelmelerine olanak sağladı. Şu anda li- beralkrle muhafazakârtar ve III. \blcuJarara- sında bir ittifak var ve bunun karşısuıdaki düşman eski tşçi Partisi"nden başka bir şey de- ğîL Esas amaçlan işçi hareketini yok etmek. İşçi Partisi'nin kaderini küreselleşmeve bağ- lamış büyüksermayenin partisi >apmak." An- cak umut da var Benn'e göre, "SSCB çöktük- ten sonra sosyalizm özgürleşti. Şimdi sosyaüz- min. demokrasinin temel talepleri belki baş- ka ifadeleıie. ama çok daha fa/Ja insan tara- fından dile getirilivor. İşçi sınıfı dışında birçok kesim, ekoktji hareketi, genetik ürünlere kar- şı tepki gjbi, başka nedenlerden kapitaüzmin yaşamlanna bir tehdit oluşturduğunu keşfet- meye başladılar". Şimdi durum adeta geçen yüzyılın sonundakine benzemiyor mu diye soruyorum. "Evet, ama önemli bir fark var, şimdi arkamızda 100 yıllık bir deneyün var. Sosyalizm denemeleri başansız okJu, amao fi- kirler ve bunlara yol açan koşullarolduğu gibi duruyor." Benn'e göre "Bugün sosyalizm demokrasi fîkrinden harekede canlanacak." 6 Mehmet Sincar'ın katili Hizbvıllalı^ • Baştarafı 1. Sayfada kiye için PKK'den sonra en bü- yük tehfikedir" dedi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan. yaptıgı yazılı açık- lamada. "Türldye'nin Güneydo- ğusu'nda tslami esaslara dayalı bağımsız bir Kürtdevleti kurma- yi amaçlayan" ve özellıkle Bat- man, Diyarbakır, Mardin gibi te- rör sancısı çeken illerde örgütle- nerek binlerce cinayet ışleyen Hizbullah Ilim Gnıbu'na yöne- lik, son bir yıldan bu yana büyük operasyonlar yapıldığını belirtti. Okan, geçen yıl içerisinde Diyar- bakır kent merkezinjie yapılan operasyonlarda Hizbullah'ın kadrolannı, yapılanmasını ve ey- lem planlanm ıçeren 800 sayfa- lık belgelennin eie geçırilmesi- nin ardından seri operasyonlara giriştiklerini belirterek şu bilgile- ri verdi: u Operasyx)nlarda örgütün Su- riçi, Bağlar, Yemşehir bölgelerini kapsayan yapılanmalan ile anı- lan bölgelerin sorumlulan ve bunlara bağlı olarak çalışan kad- rolar deşifre edilerek 462 örgüt mensubu yakalanmış,yakaianan bu örgüt mensuplanndan 122'si tutuklanmışür. Bu operasyonlar sırasında 28 faili meçhul cinayet aydınlaülmıştır. Aydınlablan ey- lemler içerisinde Diyarbalur il merkezinde EBK Camli imamı Ubeydullah Dalar'ın ve Çuıar U- çesi A^ağıkonak köyünde imam- lık >apan Tahsin tbicek'in oldü- rülmesi eylemieri de vanfaıf Gaffar Okan, 1993 yılının önemli faili meçhul siyasal cina- yetleri arasında yer alan DEP milletvekili Mehmet Sincar'ın öldürülmesi olayının arkasından da Hizbullah örgütün çıktığını belirterek şunlan söyledi: "04.09.1993 tarihinde DEP milletvekili Mehmet Sincar'ın öl- dürüfmesi eylemi, oiayın gerçek- leştiği ve sonrasffii takip eden ta- rihjerde yıkıcı ve bölücü odaklar- ca sürekîi devletimizi töhnıct al- tında bırakacak şekilde propa- ganda matervali olarak kuMaıula- gelmiştir. Nakalanan örgüt men- suplannın samimi itiraflanndan, öldürmeeylemininOrhan tlçin ve Veysı Kovan isimli Hizbullah tlim Grubu örgüt mensuplan larafın- dan gerçekleştirildiği teviden öğ- renilmiştir. Hizbullah İlim örgü- tünün kadro kazanımı açısından önem affettiğicamiierdeki örgüt- lenme faalivetleri büyiik ölçüde engellenmiştir. \me, 1999 yılı içe- risinde Hizbullahörgütünun pro- paganda amaçlı olarak kullandı- ğL, Süvan Yolaç ve Çuıar Bulutçe- ker'deki sözde şehitüklerini sem- patizan kadrolan ile örgüte ka- zandırma ga\reti içerisindeoldu- ğu kesimlerin ziyaretleri, alınan etkin güvenlik önkmleriyleengei- lenmiştir." Diyarbakır kent merkezinde gerçekleştirilen operasyonlar sı- rasmdayakalanan Hizbullah mi- litanlannın verdikleri ifadeler doğrultusunda, Diyarbakır poli- siyle diğer il emniyet müdürlük- leriyle birlikte mart ayi içinde or- tak operasyonlar düzenlendiğini belirten Gaffar Okan, şöyle de- vametti: "Diyarbakır'dan Mardin üine gönderiien ekiplerin Mardin Em- niyeti ile yürürtükJeri koordineti operasyonel çahşmalarda, Mar- din ilinde örgütün askeri ve siya- si olarak lider konumunda olan şahıslann kaldığı, Diyarbakır ve Mardin bölgelerinin üs merkezi deşifre edilmiş. üç katü ve ayn bö- lünıden müteşekkil ev içerisinde özel olarak yapılmış 2 adet sığı- nak. bilgisayar kayıt odası ve hüc- re tabir edilen mekân ortaya çı- karblmıştır. Evde ve sığınakta >a- pılan uygulama neticesinde 2 Ka- laşnikof. 1 adet Brovvning ve 1 adet Takarrovv marka tabanca,3 bin Iran Rivali. bügisavar ünite- leri, PKK'nin ERNK siyasi ka- nadının mühüıiü not kagrtlan, çok sayıda korucu elbisesi, örgüt- sel içerikli yayuı ve örgütsel not- lar ile harttalar. krokiler eJe geçi- rUmiştir." Sığınaklar Gaffar Okan, örgütün ortaya çıkanlan sıginaklannı da şöyle anlattı: "Mardin'in Kızıltepe ilçesinde yapılan u> gulamada, örgüt men- Cumhuriyef i t a p 1 a ı 'Umanm karaharekâUgerekmez' Faruk Şen-Yunus Ulusoy -Güray Öz AVRUPA TÜRKLERÎ 117sayfa, 1. hamur. Çok yönlü müthiş incelikli bir araştırma. Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin, bulunduklan ülke ve bir bütün olarak AB ekonomisine katkılan. "Avrupa Türkleri"nin Avrupa ekonomisi içindeki yeri. Her aydının kitaplığında ve dağarcığında bulunması gereken çok önemli bir çalışma. BÜTÜN KİTAPÇILARDA £< Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 • Baştarafı 1. Sayfada Başbakanı ile Yugoslavya Devlet Baş- kanı Miloşeviç'ın Kosova konusunda yaptığı görüşmeden somut sonuç aJı- namadığını anımsattı. Bu durumu na- sıl değerlendirdiğinin soruJması ûze- rine Ecevit, "Henüz bilgj yok. fakat yavınlardan. haber ajanslanndan edindiğim i/Jenimc göre gerçekten so- mut bir sonuç ekie edemedigi anlaşıb- yor Sayın Primakov'un. Miloşeviç'in dezaman kazanma taktigi uygulamak istediği anlaşiflyor. Henüz sojkınm- dan vazgeçeceği ><ohmda ciddi bir be- ürti maalesefyok" diye konuştu. Baş- bakan Ecevit. "Sorunun yimimii ko- nusunda diplomasinin imkânlan de- vum eâiyor mu" sorusuna ise şu kar- şılığı verdi: "Onu bilemem. Bu konu- da en etkili olabik^cek çevre Rusya Fe- derasyonudesteğini tam olarak çeker- se,bu arada manevi ve siyasal desteği- ae deçekerse,özeflikteMitoşeviç,o za- man akıl yoluna geiebilir. .\ksi halde fazla umutiu değüim." Rusya Türkiye'ye btldirdi "Bu aşamadan sonra kara harekâ- n gündeme getebilir mi" sorusuna ise Ecevit, "L marun ona gereksinme ol- maz" yanıünı verdi. Başbakan, Esen- boğa Havaalanı 'na gitmek üzere e\'in- den aynhrken da kara harekâtı konu- sunda Türkiye'den bir istem olup ol- madığı sorusu üzerine, böyle bir iste- min olmadığını bildirdi. Bu arada Rusya, Boğazlar'dan 7 savaş gemisi geçireceğini Türkiye'ye bildirdi. Dı- şişleri Bakanhğı yetkiüJeri, bunun 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi çerçevesinde "normal" olduğunu kaydettiler. Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada da, NATO'nun, Yugoslavya'ya yönelik harekâtında toplam 11 Türk uçağının J 90 saat uçuş yaparak savurtmave devriye gö- revlerini kayıpstz tamamladığı bildi- rildi. Genelİcurmay Başkanlığı, hare- kâtla ilgili şu bilgileri verdi: "30-31 Mart 1999 giinü hava hare- kâtı iki taarruz pakeri şekünde de\ an) etmiş ve başanyla tamamianmıştır. Harekâta iştirak eden bütün uçaklar kavıpsız üsterine donmüşkrdir. Ghe- di/ltaha'da konuşlu 11 uçağunız. bu- güne kadar toplam 190 saat uçarak hava savunma ve devriye görevferi ic- ra etmişlerdjr. Adrivatikte bulunan bir firkatevıümtz de görevine devam etmektedir. NATO'nun hava taamız- landevamedecektir. Bumaksaüa böl- geye ilave uçak ve insansız hava aracı gönderilmektedir. Sırplann etnik te- mizfeme harekâo devam etmektedir. Birçok v^rleşîm birimi yakılıp \ıkıl- mışveyagnıalanmıştır. Bugünekadar topiam500 bin kişiyerterindenedilmiş vçbunun 120biniKosovadtsmagöçet- miştir. Bilindiği gibi taraflar arastnda banş anüaşmasmın imzalanması du- rumunda. bu antiaşmanın uvgulan- masını sağlamakmaksadıyla yaklaşık 30 bin kisüik bir NATO gücünön gö- revlendirilmesi pianlanmış ve hazır- hklar belirii seviyeye ulaşmtşûr. Bu kapsamda 12 bin kişilikkuvvetMake- doma'da konttşjandınlmıştır. Türki- ye bu kuw«te bir tabur görev kuvveti ile katılmayi kararlaştırnuşbr. Bu ko- nuda daha önce Meclis ve BakanJar Kurulu karan ahnnuşor. Taraflarara- sında banş antiaşması im/alanmadan, NATO kuvvıeaerinjn Kosova'ya kara harekâtı yapmak konusunda NA- TO'da veya Türkiye'de benüz aknauş bir karar mevcut değildir."' tnsan Haklan Derneği (IHD) Genel Sekreteri Hüsnü Öndüi ise yaptığı ya- zılı açıklamada, NATO'nun yetkisi dı- şında Yugoslavya'ya askeri müdaha- lede bulunduğunu savunarak askeri harekâtın dünya banşı için tehditoluş- turduğunu söyledi. suplannca kullamlan evin bahçe- sindeki sığınagın içerisindeörgüt mensuplannca önceki süreçte öl- dürüldüğü değeriendirilen bir şahsa ait kemikler bulunmuştur. Batman'a gönderiien ekiplerin Batman Emniyeti ile yüriittükle- ri koordineli operasyonel çalış- malarda ise Batman il merkezin- de 3, Gerçüş ilçe merkezinde ise 1 olmak üzere toplam 4 adet sıgı- nak ortaya çıkarılmıştır. Diyar- bakır'ın Çmarilçesi Pembeviran mezrasında örgüt mensuplan ta- rafından kullaıulan bir sıgınak tespit edilmiş, sığmaktan içeri gi- rUdiğinde birer metrekare olmak üzere duvara monteli demir hal- ka bulunan 9 adet hücre tespit edilmiştir. Elegeçirilen doküman- lann degeriendirilmesi neticesin- de 48'i Diyarbakır il merkezinde olmak üzere Ergani, Silvan. Ha- ni, Çermik ve Çüngüş içelerinde toplam 152 Hizbullah üyesi elege- çirilmiştir. Her ilde örgütün il so- rumlusunun bulunduğu, bu so- nunluya bağfa olarak şehrin bü- yükhlğüne göredört-beş bölge so- rumlusu ve onların da altında semt sorumlulannın yer aldığL, bu semtlerde bulunan okul, cami gjbiyerierinde sorumlulanmn ol- duğu ve bu sorumlulann semt so- rumlulanna günlük, haftahk ve aylık faaUyet raporian verdiği, bilgj alan semt sorumlulannın aradaki kurvelervasıtası ile bilgj- lerin bölgesonımlulan üzerinden il sorumlusuna aktanklıgı ögre- nilmiştir." 'Okullarda vapdanmaya gidiyoriar' Son yapılan operasyonlarda İlim Grubu'nun yurtdışı bağlan- tılan ile önemli bilgilere de ula- şıldığını belirten Diyarbakır Em- niyet Müdürü Gaffar Okan, örgüt militanlannın, dış mihraklann yönlendirmesi ve gösterdiği ör- gütlenme tarzı ile "ilköğretim okulian dahil, okullarda ve ca- milerde yapılanmaya gittikle- ri"nin tespit edıldiğıni söyledi. Son yapılan operasyorüarla birlikte örgütün 20 bin sayfalık belgelennin eJe geçirildiğini be- lirten Okan, Hizbullah'ın en az 20 bin kişiden oluştugunun tah- min edildiğini bildirdi. "Hizbullah örgütü PKK terör örgütünden sonra ülkeiçinen bü- yük tehlikedir" diyen Gaffar Okan, açıklamasuu şöyle nokta- ladı: "Yıkıcı,bölücü veirticaiörgüt- lenmelerie mücadelede önemli sayılacak oranda kadronun de- şifresüıe imkân tanı.van clokü- manlann süratle degeriendiril- mesi sonrasında, terörie mücade- lede ender sayilabilecek bir ope- rasyon tarzı ile Diyarbakır ü mer- kezi ve ilçelerde tespit edilen 250 noktaya bini aşkın polisin kaülı- mı ile eşzamaniı yapılan operas- yonlarda ise 150 örgüt mensubu, dokümanlar ile ele geçirilmiştir. Yapılan operasyonlarda örgütün cami ve okullardaki kadrolan ile örgütlenme şekilleri deşifre edil- mişolup anılan faaliyetfcri engel- lenmiştir. Sonyapılanoperasyon- da terör örgütü Hizbullah İlim Grubu'nun yurtdışı bağlanblan ile önemli bilgilere ulaşılmıştır. Yapılan tespiüere göre bazı üst diizey örgüt mensuplarının Iran'a gittikleri, burada askeri ve siyasi eğı'tim gördülderi öğrenil- miştir.'' G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Son iki seçimdir Büyük Birlik Partisi başka par- tilerin şemsiyesi altında seçime giriyor, ilk sıralan alıyor, parlamentoda temsil ediliyordu. '91'de RP'nin çatısı altında, '95'te ANAP'ın. Şimdi ilk kez kendi bayrağı ile seçime giriyor. Daha önce Büyük Birlik Partisi'ne oy vermiş olanlann kafası kanşık: BBP'de ısrar mı etsek, DYP'ye mi versek? BBP tabanının vereceği karar, siyasi yelpazeyi de etkileyecek. Fazilet'te değişen bir şey yok. İlk üç sıra aynı. Ab- düllatif Şener, Temel Karamollaoğlu, Musa De- mirci. Gelişmeleri dışardan seyreden Sıvaslılar, Fazilet'lilerin eskisi gibi başı dik dolaşamadığını söylüyorlar. Tabii seçimlerde baş değil, sandık önemli. ANAP ve DSP'de ise, il örgütlerinin sürekli de- ğişmesi ortak sorun. Her iki parti de iki yılda üçer kez il örgütlerini görevden almış. Anlaşılan yan ya- na duran ya huyundan, ya tüyünden. Sıvas'ın bir özelliği de iktidar partilerine muhalif olması. Çarşı esnafı bu durumu karikatürize ede- rek yorumluyor: - Adamın babasını başbakan yapsan oğulları muhalefet eder. Bu göfünüm, iktidar kaynaklı yatınmlann da azal- masına neden olmuş. Başbakan Bülent Ecevrt'in mitingi sırasında ön safı tutanların Sıvas Demir-Çelik ve olmayan Şe- ker Fabrikası'nın durumunu pankartlara taşıması, bu görünümü tamamlıyordu. Kent merkezinde siyasi parti amblemlerinin, bil- dirilerinin yanında başka mesajlar da yer alıyor. M boyutundaki bu bildirilerin başlıklan şöyle: "PKK terör örgütüne girmiş genç arkadaş, Kandınlmış genç arkadaş." Bu bildirilerin altındaki ortak imza, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti". Siyasete dönersek... Yazının başında vurguladı- ğımız gibi, partiler kendi tabanlannın yanı sıra, öte- ki partiden gelecek oylara dayalı hesap yapıyorlar. Batı kentlerine doğru iç göçü yaşayan Sıvas, ken- di içinde de karmaşık bir siyasal göç yaşıyor. Martın ikinci yarısında başlayan seçim gezilerin- de dikkatimizi çeken bir durum daha var: Eskiden sadece siyasi partilerin genel merkezlerinin seçim otobüsü olurdu. Şimdi adaylar da otobüslenmiş. Sıvas'tadaaynı manzarayla karşılaştık. "Seçim- büsler bu dönemin yeni bir özelliği. Siyasal görünüm açısından bir not daha düşe- lim: Bağımsız Içişleri Bakanı Cahit Bayar'ın kar- deşi llnan Bayar, BBP Sıvas belediye başkan ada- yj: Oy Madımak Bir günlük Sıvas gezisinde Madımak Öteli'ne uğramadan edemedim. Gerçi Sıvaslıların çoğu o • günü unutmak istiyor. Hani neredeyse "Yavuz Sul- tan Selim'/n Çaldıran seferinden az sonra mı ney- di" diyecekler ama, 2 Temmuz 1993 olaylan ülke- miz tarihinin önemli kilometre taşlarından biri. Bu olaylardan ders almayınca, buna benzer ters olay- larla da karştlaşabiliriz. Madımak Oteli yeniden düzenlenmiş. Dışı, içi mavi-kırmızı-beyaz renklerle boyanmış. Lobisinde işletmecileriyle sohbetimize çevre esnaf da katıl- dı. Ortak değerlendirmeleri şu: "O olaylan yapan Sıvaslı olamaz." Konuyu siyasete getirmek istedim. Söze girdi- ler: "Burada Sıvas Vagon Fabrikası vardı. 7 bin işçi çalışıyordu. Şimdi2 bine düştü. Binlerce işsiz. Ço- ğu Sıvas 'ı terk ediyor. Batı 'daki her ilde Sıvaslı bu- lursunuz." Araya girdim: - 18 Nisan'da seçimler var. Ne düşünüyorsu- nuz? Söze devam ettiler: "Buraya şeker fabrikası yapılacaktı. Temeli bile atılmadı. Sadece tabelası var. Türkiye'de tabela- sından başka hiçbirşeyi olmayan fabrika belki de budur." Sözün kısası ekonomiden siyasete giremedik. Kentlerinin durumu için bir yorum daha yaptılar "Eskiden burada kurtanlmış bölgeler olurdu. Şimdi terk edilmiş bölgeler var." Katliaıııı protesto İstanbul Haber Servisi - Kosova'da yaşanan Sırp kat- liamı, Kosova Dayanışma Komitesi'nce Istanbul'da düzenlenen bir mitingle pro- testo edildi. CHP. ANAP ve DYP büyükşehır belediye başkan adaylan ile bazı par- ti yöneticilerinin de destek verdiği mitingde konuşan Kosova Türkiye Temsilcisi EnverTaK, NATO'nun hava harekâtıru yetersız bularak bir an önce kara harekâtının başlatılmasını istedi. Taksim Gezi Parkı'nda düzenlenen mitinge yaklaşık bin kişi katıldı. Sağanak ya- ğış altında toplanan Kosova- lılar. "Sırp vahşetine son ve- rilmesini" istedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Kosova'da yaşamını yitiren- ler için saygı duruşunda bu- lunan topluluk, daha sonra hep birlikte îstiklal Marşı'nı söyledi. Yüzlerini Kosova Kurtu- luş Ordusu'nun (UCK) fla- malanyla kapatan gençler, "Kosova Sırpıaramezarola- cak", '•BağımsuKosova" ve "Republic Kosova" slogan- lannı attı. Mitingde Arna- vutluk ve Türk bayraklan ile UCK pankartı açan toplu- luk. "Döktüğünüz kan stri boğacak". "Dieforyou Ko- sova" (Senin için ölürüm Kosova) ve "Türkiye uyu- ma,Kosova'ya sahipçık" ya- zılı dövizler taşıdı. Sırplann sıvillere yönelen katliamın- dan kaçarak Istanbul'a sığı- nan Kosovalılar, birbirlerine sanlarak ağlarken "Büyûk ülke Türkiye, ezilenlerin ha- misi olmalıdır" dedıler. Mitinge CHP İstanbul bü- yükşehir belediye başkan adayı Adnan Polat, ANAP İstanbul büyükşehir beledi- ye başkan adayı Ali TalipÖz- demir, DYP İstanbul büyük- şehir belediye başkan adayı Yalçın Özer, DYP İstanbul milletvekili adayı Celal Adan, FP Genel Başkan Yar- dımcısı Abdülkadir Aksu, DSP milletvekili adayı Ah- met Güzel de destek verdi. Adan, Türkiye'ye sığınan Kosovalılardan sınır kapı- sında 20'şer dolar alınması- nı eleştirerek "20dolarTür- kiye'nin hangi meselesini çö- zeceknr" dedi. Kosova'daki insanlık su- çunun uzun süredir yaşandı- ğını vurgulayan Polat, "Bu cinayetlerin başındaki vam- pirden hesap sorulacakör" şeklinde konuştu. Miting sonrasında polis müdürleri, topluluğun Ni- şantaşı'ndaki Yugoslavya Başkonsoloslugu'na yürü- mesine izin verilmeyeceğini belirtince Kosova Dayanış- ma Komitesi yetkilileri yü- rüyüşü iptal etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle