20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Vönetmenı: Orban Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörû Hikmet Çetinkaya 0 Yazüşlen Müdürü. Ibrahim Yıldız 0 Sonımlu Müdür Fikret İlklz # Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara 0 Gorsel Yönetmen: Fikret Eser İstihbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Kröeoğlu 0 Bılgı-Bcigc: Edibe Buğra 0 Yuıt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kunılu Ilhan Selçok (Başkan». Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şökran Soner. Ergnn Balcı, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mntafa Balbav. Hakan K»n. AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balbay AtatürkBulvan No. 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195O270IzmırTemsilcisrSerdarKızık, HZiyaBlv 1352S 2/3Tel.4411220. Faks 4419117 • AdanaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S N o l K a t l , T e l 3 6 3 12 11, Faks-363 12 15 Muessese Müdurij Cnûn Akroen • Koocdmalör Ahmct Konıfcan 9 Muha- sebe Bûknl Yencr • Idare Hüsnin Gürw# Bılgı-tjlem N»il tnal • Bıigı- sayar Sıstem Mûruvrt Çiler 0 Satış FtzflctKuza MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman • Genel MüdûrYarduncısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 5138460-61, Faks: 5138463 Y a>ıtnla>an ve Basan: > erı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A.Ş TuÂocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ut PK 246 Sırtcecı Islanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95 26MART1999 tmsak: 4.24 Güneş: 5.52 Öğle: 12.17 Ikindi: 15.44 Akşam: 18.28 Yatsı: 19.51 Anıte adaytamna şık seçenekler • Haber Merkezi - ünited Colors of Benetton'un bebek bekleyen kadınlar için hazırladığı "Mamma of Benetton" 1999 Ilkbahar-Yaz Koleksiyonu, zengin seçenekler sunuyor. Toplam 32 modelden oluşan koleksiyon, hamileliğin çeşitli dönemlerine uygun kıyafetlerin yanı sıra ilerleyen aylarda değişen beden ölçülerine göre esneyebılen modelleri içeriyor. Benetton, yeni doğmuş bebeklere ise 28 modelden oluşan New Born Baby koleksiyonu ile hayata hoş geldin, diyor. Sıtma parazitinin DNA'smdan aşı • CHICAGO(AA)- ABD'dekı önemli bilimsel araştırma merkezlerinden John Hopkins Enstitüsü'nde. sıtma hastahğı için yeni bir aşı üzerinde çahşıldığı açıklandı. Sıtma parazitinin DNA'sından elde edilen aşının, hastalığin kanda yayılmasını ve bulaşmayı Önlediği bildiriliyor. Yeşilçam'ın emekçileri • BURSA(AA)-Türk sinemasma yıllannı veren, Yeşilçam fılmlerinin "'olmazsa olmaz" karakterleri, Bursa'da çekimine başlanan "Sevgi BağlarT" adlı filmde bir araya geldi. Sadece "Yeşilçam'ın emekçileri" olarak anılan sanatçılann . rol aldığı filmin, "bir diziyle oyuncu, sinemacı olan bazı şarkıcı ve mankenlere mesaj vermeyi'" amaçladığı bildirildi. Filmde, Yılmaz Köksal, Nuri Alço, Özlem Savaş, Kazım Kartal, Sım Elitaş, Tuğnıl Meteer, Bilal tnci, Kudret Karadağ, Eylül Soydan, lhsan Gedik. Giinay Günay rol ahrken, oyuncu kadrosuna önümüzdekı günlerde Eşref Kolçak, Murat Soydan, Fatma Belgen ve Diler Saraç'ın da katılması bekleniyor. Baraj kapakları kapatılacak • ISPARTA(AA)- Türkiye'nin gerek sulama ve gerekse enerji amaçlı olarak yapıtan en büyük barajı olan Atatürk Barajı'nın kapakları, 28 Mart tarihinden itibaren 3 gün süreyle kapatılacak. DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Doğan Altınbilek, barajda yapılacak sızdırma ölçümleri nedeniyle, dolu savak ve dip savak kapaklannın kapatılarak nehir yatağına su akışının durdurulacağını kaydetti. Kuraklığa valilik önlemi • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Diyarbakır'a. geçen yıla oranla yüzde 50 düzeyinde daha az yağış düşmesi üzerine, bu yıl havalann kurak geçeceği gerekçesiyle valilik birtakım tedbirler aldı. Diyarbakır Valiliği'nden yapılan duyuruda, geçen yıl Devegeçidi Sulama Birliği'ne ait sulama tesislerinin üye olmayan çiftçiler tarafindan kaçak sulama yapılarak kullanıldığı anımsatıldı. Türkiye, açıköğretimin yüksekögretimdeki payı açısından Ürdün ve Tayland'dan sonra dünya üçüncülüğünde yer alıyor Universiteleşmede Avrupa gerisindeyizANKARA (Cumhuriyet Bûro- su)-Türkiye, üniversitedeki okul- laşma oranında Avrupa'nın geri- sinde kaldı. Kuzey Amerika'da üniversitede okullaşma oranı yüz- de 84, Avrupa'da yüzde 47.8 iken Türkiye'de yüzde 18.7 düzeyinde bulunuyor. Türkiye, açıköğreti- min yüksekögretimdeki payı açı- sından ise Ürdün ve Tayland'dan sonra dünya üçüncülüğünde yer alıyor. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Türkiye'nın üniversite- deki öğrenci ve öğretim elemanı sayısını ortaya koyan bir rapor ha- zırladı. Raporda, 4 yıllık fakülte- lerde 517 bin 257,4 yıllık yükse- kokullarda 40 bın 420. 2 yıllık meslek yüksekokuliannda 156 bin 722. açıkögretimde 492 bin 560, diğer yükseköğretim kurumlann- da 7 bin 692 olmak üzere toplam 1 milyon 382 bin öğrencınin öğ- renim gördüğü belirtildi. 18 bin 350 öğrencinin yabancı • YÖK'ün raporunda, 4 yıllık fakültelerde 517 bin 257,4 yılhk yüksekokullarda 40 bin 420, 2 yıllık meslek yüksekokuliannda 156 bin 722, açıkögretimde 492 bin 560, diğer yükseköğretim kurumlannda 7 bin 692 olmak üzere toplam 1 milyon 382 bin öğrencinin öğrenim gördüğü belirtildi. uyruklu olduğu ve büyük çoğun- luğunun Türk cumhuriyetleri ile Türk ve akraba topluluklanndan geldiği kaydedilen raporda, "Açı- köğretim de dahil. Türkiye'deki okullaşma oranı toplam 283. Ör- gön eğitime dayalı okullaşma ora- nı ise yüzde 18.7" denildi. Türkiye'de yükseköğretim çağı nüfusunun 5 milyon 102 bin oldu- ğu belirrilen raporda, "Kuzey Ame- rika'da üniversitedeokullaşma ora- nı yüzde 84, Okyanusya ülkelerin- de yüzde 45-5, Avrupa"da yüzde 47.8 düzeyindedir. Göriildüğü gi- bi Türkiye, halen ileri ülkelerin çokgerisindedir" denildi. Raporda, meslek yüksekokul- lannın örgün eğitim içindeki pa- yının Türkiye'de yüzde 23 oldu- ğuna dikkat çekilirken, bunun ge- lişmiş ülkelerde yüzde 30'un üze- rinde olduğu vurgulandı. Açıköğ- retimin yükseköğretim içindeki payının yüzde 35.6 olduğu bildi- rilen raporda, Türkiye'nin uzaktan eğitimde dünya 3.'sü olduğu kay- dedildi. Raporda, uzaktan eğitimde Ür- dün'ün yüzde 39'luk oranla birin- ci. Tayland'ın yüzde 37.4 ile ikin- ci olduğu açıklandı. En fazla öğrenci Lisans eğıtimi alan öğrencilerin yüzde 42.1'inin uygulamah sos- yal bilimlerde, yüzde 16.6'sının teknik bilimlerde. yüzde 11.8'inin sosyal bilimlerde, yüzde 9.5'inin matematik ve fen bilimlerinde, yüzde 9.4'ünün sağlık bilimlerin- de, yüzde 4.6sının dil ve edebiyat bölümlerinde, yüzde 4.4'ünün zi- raat ve ormancıhk bölümlerinde, yüzde 1.6'sının da sanat alanında öğrenim gördüğü belirtildi. En çok öğrencinin uygulamah sosyal bilimlerde öğrenim gördü- ğüne dikkat çekilen raporda, pa- ralı gece eğitiminin de son dört yılda yüzde 113'lükartışgöstere- rek 202 bin 723'e ulaştığı bildiril- di. Raporda, vakıf üniversiteleri- nin yükseköğretim içindeki payı- nın ise yüzde 3.l'de kaldığı kay- dedildı. Türkiye'deki lisansüstü öğren- ci say ısının 82 bin 760 olduğu vur- gulanan raporda, ülke genelinde 59 bin 170 öğretim elemanınm görev yaptığı ıfade edıldı. Elton John Aida operasını 'poplaştırdı' Aida operasuıı Disney konseri için pop tûrii bir müzikak çeviren Elton John, yeni çalışmasryla hayranlannı şaşırttL Operaseverierin ağır tepkileriyle karşüaşan John, çahşmasuu sonuna kadar savunacağuıı belirtti. Önceki yıllarda bir Disney çizgi nimi olan Aslan KraTın fîlm müziği ile Oscar ödülüne layık görülen Elton John, Disney konserinden gelen "Aida'yı poplaşarma" teklifini düşünmeden kabul erti. 21 ayn parçadan oluşan yeni Aida, Atlanta'daki skandal sahnelenmesinden sonra eleştirmenleri ildye bökiü. Ancak Elton John, aldığı riim olumsuz tepkilere rağmen 21 ayn parça içinden seçtiği 14'ündcn bir uzunçalar oluşturacağını da açıkladi. Uzunçalardaki 14 parça, pop dünyasının tanınmış isimleri tarafindan seslendiriliyor. Aralannda Tina Turner, Spke Girls, Sring, LeAnn Rimes, Lenny Kravitz ve Janet Jackson'ın da bulunduğu bu isimlere, şarkılann çoğunda Elton John da sesiyle eşlik ediyor. 1998 yılında İngiliz Kraİbğı tarafindan şövah/e sıfaoyla onurlandınlan Elton John'un yeni uzunçalan. tanıüldığı İngiltere'de de çok yankı uyandırdı. Bugüne kadar 60 milyon uzunçalar satmış olan John'un, Prenses Diana için seslendirdiği Candle in the Wind adlı şarkısı da dünyanın en çok satan singte'ı oldu ve , - Pblar Musk Prize'a layık görüldü. ^" Son çahşmasının pop listelerini altüst f*\ ' edeceğine ûıanan Elton John, dünyanın bu für değişiküklere • * gereksinimi olduğunu söylerken, Guiseppe Verdi ik karşdâştmlnıak gibi bir hayalperesrJik içinde bulunmadığuu da vurguluyor. Türkiye'yi hedef alan tezler yamtlanacak YOK Yunanistan masası kurdu ANKARA (ANKA) - Yüksek Öğre- tim Kurumu (YÖK) Başkanlığı, Yuna- nistan'ın Tüıkiye'yi hedef alan tezleri- ni, akademik düzeyde yanıtlamak ama- cıyla "Yunanistan Yürürme Komisyo- mı" kurdu. YÖK'ten edinilen bilgiye göre, Stra- tejik Araştırma ve Erütler Milli Komi- tesi bünyesi içinde, Genelkurmay Baş- kanlığı'ndan 1, Ankara Üniversite- si'nden 2 temsilcinin katılunıyla "\iı- nanistan Yürütme Komisyonu (VYK)*" kuruldu. Komisyonun temel amacı "Yunanis- tan ve Kıbns ekseninde Türkiye'nin ih- tiyaç duyduğu akademik çalışmalan yönlendirmek ve teşvik eönek" olarak belirlendi. YYK tarafindan değerlendirilecek projeler, "Mevcut strateji ve politikala- ra. bagımsı/ bilimsel kaynaklarca irde- lenmişatternatif üretmtk'". "Akademik deriniiği oian bilgi desteği sağlanıak, ahnmış veya ahnacak kararlaıia UgDi obrak iç ve dış kamuoyunu akademik zeminde hazıriamak". "Diğerdevletle- rinuygularnalanylaügUirrıukayeselerva- pılmasına imkân sağiamak". "Ulusal poütikalann uygulanmasryta iigüi göz- temvedeğerlendirmeyapmak". "Aske- ri-politik alanlan da kapsayan agtrhkiı uluslararası konulann akademik açn dan mevcut ve alternatif stratejiler bo- yuhında ek alınması*'. 'Yunan tczleri- ne bilimsel zeminde cevap vererMlmek" niteliklerinde olacak. Stratejik Araştırma ve Etütler Milli Komitesi, 1998yılmdasunulan31 pro- jeden 9'unun desteklenmesini kararlaş- tırdı. 1995e kadar kurulan TV kanallanna frekans tahsis edilecek RTÜK ihale hazırlığında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTUK), yasayla venlmiş yükümlülük oİmasına karşın 5 yıldır gerçekleştiremediği frekans tahsisi ihalelerine yönelik hazırlıklara başladı. Yayın ortamını düzenleyecek ıhalelere yalnızca 28 Nisan 1995 tarihine kadar kurulmuş bulunan televizyonlar girebilecek. RTÜK Başkan Yardımcısı Şevld Göğûsger, yayın kuruluşlanna frekans tarihi konusunda bir açıkJama yapmadı. Alınan bilgiye göre 3 Şubat l999tarihliResmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Radyo ve Televizyon Kuruluşlanna Kanal ya da Frekans Tahsisi Şartlan ve Bunlara ilişkin thale Usulleri ile Yayın Lisansı ve Izin Yönetmeliği esas ahnacak. Yönetmelik uyannca ulusal, bölgesel ve yerel yayın kuruluşlanna ilişkin şartnameler konusunda çalışmalara başlandı. thalenin yapılma çerçevesinin belirlenmesinin ardından tahsis konusuna açıklık getirilecek. thalede. ulusal, bölgesel ve yerel televizyonlar sıralaması izlenecek. Yönetmeliğe göre lisans başvurulannda yayın kuruluşlannın ortaklan, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile sorumlu müdürleri hakkında Başbakanlık'tan "Ulusal güveıuîk açısmdan sakınca e-posta : tan (a prizma. net tr bulunmadığını'' gösterir bir belge ahnacak. Kanal-frekans tahsisi yapıiacak ya da sıralama ihalelerine katılacak ulusal, bölgesel ve yerel yayın kuruluşlannın, kunıculan, ortaklan, yönetim kunılu başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcılan, denetleme kurulu elemanlan ile unvanı ne olursa olsun haber, program ve teknik yayından sorumlu görevlilerinde bazı suçlardan hüküm giymemiş olduklannı gösterir belge de istenecek. Aynca kuruluşlar, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasaa'na, yasalara. RTÜK tarafindan yürürlüğe konulan yöneoneliklere ve diğer mevzuat I hükümlerine uygun biçimde yayın yapacakİanna, yayın ilke ve esaslanna bağb kalacaklanna ve kurulu; amaçian dısında faaliyet göstermeyeceklerine'' ilişkin noter onaylı güvence verecekler. Bilgi ve belgeleri tam olarak RTÜK'e süresi içinde getirmeyen kuruluşlar, ihaleye alınmayacaklan gibi bunlara kanal ya da frekans tahsisi yapılmayacak ve lisans da verilmeyecek. Uçucu madde bağunhsı çocuklara özel merkezİZMİR (AA) - İzmir'de ilk kez uçucu madde bağımlısı çocuklar için. diğer bağımlılardan uzakta, "özelbir merkez" kurulması amacıyla çalış- malara başlandığı bildirildi. Ege Üni- versitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana- bılim Dalı Alkol Bağımlılığı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Coşkunol. uçucu madde bağımlılanna yönelik birbirimoluşturulması için çalışma- lara başlandığını. bu birimde tzmır Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, ünı- versiteler ve gönüllü kuruluşlann gö- rev aldığinı belirtti. Uçucu madde bağımlılığının daha çok sokakta yaşayan çocuklarda gö- rüldüğünü belirten Doç. Dr. Coşku- nol. "İzmir'de yaklaşık 200 kadar, sokakta yaşayan çocuk bulunduğu- nu tahmin ediyonız. Bunlann yakla- şık yüzde 90'ı uçucu madde bağım- IISL Bu çocuklann yüzde 10'u ise uçu- cu maddeleri en az bir kez denemiş" dedı. Doç. Dr. Coşkunol, lzmir'in Basmane semtinde daha önce kuru- lan merkezde çocuklann banndınl- dığını, ancak bu konuda yeterli ça- lışma yapılamadığını kaydederek şu bilgiyi verdi: "tzmir'degeniş çaph bir araşnrma yaptık ve gördük ki uçucu madde ba- ğımlılığı sokakta yaşayan çocuklar arasında çok yaygın. Bunun tedavisi için bir merkez oluşnırubnasoıı ka- rarlaşnrdık. Karşıvaka Sokak Ço- cuklanna Yardım Dernegi'nin Kar- şıyaka Mezariığı yakmlarındaki bir yeri, uçucu madde bağunlıuğı tedavi merkezi haline dönüştürülüyor. Iz- mir'deki diğer kurum ve kuruiuşlar da buna destek \eriyor. Çok güzel bir işbiriiği ve koordinasyon sağbuuyor." Uçucu madde bağımlılığı tedavi- sinin güç olduğunu anlatan Doç. Dr. Hakan Coşkunol, evde yaşayan, an- cak sokakta çalışan çocuklann bu alışkanhktan kurtulma şanslannın daha yüksek olduğunu dile getirdi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Hangi Demokrasiden Yanayız? /yi de, 'Cumhuriyet'le 'Demokrasi' arasındaki / 'fark', münhasıran 'laiklik r \ anlayış ve uygulayışın- da mı? Ne münasebet! Cartesien -yâni 'akılcı'- Cum- huriyet'in, insanı (birey'i) ele alışı ve tanımlayışı da; 'piyasa' demokrasisi'nin, ele alışından, tanımlayışın- dan farklı: cumhuriyet açısından, insan türdeşleriyle uyumlu, aklı başında, yâni kendi başına yargılayıp ka- rar verebilen bir 'yaratıktır'; bu nitelikleri, onu öteki 'memeliler'den ayınr, hem 'yurttaş' hem 'özgür' ol- masını sağlar. Protestan coğrafyasının 'piyasa' de- mokrasisiyse, insanı üretmek ve alışveriş yapmak amacıyla doğmuş; özü gereği 'müteşebbis' birya- ratık sayar. ona göre 'birey' ya 'müteşebbistir, ya 'mal sahibi', ancak bu sayede özgür olabilir. O zaman, hangi 'cumhuriyet'e baksanız, kamu- nun, kamuteşebbüsünün, karrîu kurumlannm ağırbas- ttğını görürsünüz; çünkü cumhuriyet loptumcu'dur, İoplumsardır, bunamukâbıl, hangi 'demokrasi'ye baksanız, göreceğiniz 'bireysellik'ın ve 'bireycilik'in öne çıkanlması; bir bakıma, güçlüye hak tanıyan "vahşi orman kanunu'nun geçerii olmasıdır. Bura- dan bakıkjı mı, ilginctir ama, Marks ve Engels'te Durk- heim hatta Keynes, aynı tarafta; oysa Adam Smith, Ricardo ya da Friedman, öteki tarafta görünüyor. Regis Debray'nin taniMığı'... t "T" ürkiye Cumhuriyeti', gerçekleştirdiği Ihtilâl I ve Inkılâbı'yla Fransa Cumhuriyeti'ni ömek edindiğine göre; acaba, yaşadığı sorunlann Fransız- lann yaşadığı sorunlarla benzerliği yok mu? Olmaz olur mu? Aynı sorunlan yaşıyoruz: orada da, Cum- huriyet'in 'temel ilkeleri ve kurumlan', 'piyasa' de- mokrasisinin sakjınsı altındadır; burada da! Zaten, Re- gis Debray'nin yazdıklan; Türkiye'nin 'Cumhuriyet- çi' aydını için, o yüzden, hem güncelleşiyor, hem de -ne biçim- önem kazanıyoıi Regis Debray mi, o da kim? 68 Kuşağı'nın elin- den düşmez, o kitabı hatırladınız mı: 'Devrim İçinde Devnm', işte onun yazan! O kadar mı, değil: Ernes- to 'Che' Guevara'nın, Bolivya dağlanndaki 'silahar- kadaşı!' O kadar mı, değil! 'silahlı eylem'm çıkmazı- nı gördükten sonra, iki ciltlik ünlü 'Silahlann Beşti- risi'ni yazan adam! O kadar mı, değil! Fransa'nın 'sos- yalist' Cumhurbaşkanı François Mrtterrand'ın da- nışmanı! Bilmem, bu kadar 'tezkiye', kuşkuculann yü- reâini yatıştırmaya yetecek mi? İşte o Regis Debray, sorunun pratiğini irdelerken, ne kadar sağlam verenklisaptamalar yapmış, bir ba- kar mısınız? "...cumhuriyette en iyiler şehir meclisine ya da foruma giderier, oysa demokraside en iyiler iş ya- par. Cumhuriyet'te kamuya hizmet etmenin ye- ya kamu görevinin verdiği prestiji, demokraside özel kişisel başan sağlar..." "...cumhuriyette herkes Vurttaş' olarak tanım- lanır; bütün yurttaşlar 'ulus'u, ortak bir yasa al- tında yaşayan ve aynı yasakoyucunun temsil et- taği ortaklar biriiğini oluşturur; demokraside ise, herkes içinde bulunduğu topluluğa göre tanım- lanır, topluluklann bütünü toplumu oluşturur. De- mokraside insanlar aynı haklara sahip olduklan için kardeştirler; cumhuriyette ise, aynı atalara sahip olduklan için..." "...cumhuriyette, 'ulus'un üstünde 'insanlık' vardır; demokraside ise, toplum'un üstünde Tan- n': Paris'te başkan, halk tarafindan oylanmış anayasa üzerine yemin eder; VVashington'da ise, 'Yüçe Varlık'ın 'gönderdiği' 'Kutsal Krtap' üzeri- ne! Önceki 'Yaşasın Cumhuriyet', 'Yaşasın Fran- sa' drye bağırdıktan sonra; elinde Montaigne'nin denemeleri, fotoğraf çektirmek üzere, kütüpha- neye gidecektir; sonraki ise, 'Tanrı Amerika'yı Korusun' diye sözlerini brtirdikten sonra, bayrak önünde resim çektirmeye!.." "...cumhuriyetçi protokolde, üniversite rektör- lerine ve akademi üyelerine ayrılan yer; demok- rasilerdeki törenlerde, kardinallere ve papazla- ra ayrılan yerin aynıdır. Cumhuriyet, yazarlannı ve düşünürierini, maliyecilerin ve polis müdürie- rinin önüne geçirir, demokrasi ise onlann arka- sına! Protokol, demokrasi ile Cumhuriyet'in ayı- nmında iyi bir göstergedir..." (Le Nouvel Observa- teur, 30 Kasım/6 Aralık 1989) Nasıl, Fransa'dan edinilmiş 'gözlemler'; şu yaşa- dığımızyıllarboyunca Türkiye'de edindiğimiz 'göz- lemler'e benzemiyor mu? "...idareyi halkın eline vereceğiz!.." Hepimizin kafasından kıvnlan, hınzır bir soru işa- reti; peki, 'cumhuriyet', 'demokrasi'ye dönüş- mez mi? Dönüşmemeli midir? O nasıl lâf, 'cumhu- riyet'in -elbet sosyalizm'in de- 'nihaiamacı', demok- rasidiıi Ama hangi, 'demokrasi"? Bu aynmı, sanınm, yine Regis Debray'nin bir sözünden yola çıkarak, netleştırebıleceğiz. Ne demiş o? Demiş ki, "...demok- rasilerde, ekonomi siyasete hâkim olur; oysa cumhuriyetlerde, siyaset ekonomiye!", Burada kastedilen 'demokrasi'. Protestan coğrafya^ında boy atmış, o 'ham' demokrasi ki, 'devletin küçülmesini' ister, çünkü, ancak bu sayede, başıboş 'vahşi orman serbestliği'lopluma uygulanabilin bu sayede, 'güç- lüler', 'güçsüzleri' ezer; bu piyasa demokrasisinin gü- nümüzdeki uluslararası sloganı, malûm, 'Özellestir- me' ve 'küreselleşme'dir ki, hem 'devletin küçül- mesini' içerir, hem de, çokuluslu şirketlerin, ulusal şir- ketleri -ulusal şirketler de lâf mı, bütünüyle ulusal ekonomileri- yutmasını! Halbuki Cumhuriyet'in demokrasi tasanmı, fark- lı: hem toplumsal, hem toplumcu, üstelik 'beşeri': Mü- dafaa-i Hukuk inkılâpçılığının 'cumhuriyeti' bildi- ğiniz gibi, devletçi, halkçı ve inkılâpçıdır; sadece bu üç vasrf bile, 'cumhuriyet'in neyi öngördüğünü açık- lamıyor mu? 'Halk hâkimiyeti'nin -yâni 'cumhuri- yef'in- 'temel kurumlan', 'bizzat' halk tarafindan yö- netilecektiri 'Halk Konseyi', 'Halk Şurâs/'deyimleri- ni kim yarattı? Cumhuriyetçiler değil mi? O deyim- lerden esinlenmiş olan, Gâzi Mustafa Kemal, bu dü- şünceyi, sözleriyle doğrulamıştır: "...esas itibariyle tetkik olunursa, bizim göru- şümüz -ki 'Halkçılıktır- kuvvetin, kudretin, hâki- miyetin (buraya dikkat!) idarenin, doğrudan doğ- ruya halka verilmesidir. (1920)..." "...(Buraya dik- kat) teşkilât, baştanbaşa halk teşkilât olacaktır. Umumi idareyi halkın eline vereceğiz. Bu toptukık- ta hak sahibi olmak, herkesin bir iş görmesi esa- sına dayanacaktr. Millet hak sahibi olmak için ça- lışacaktır."(1922) Cumhuriyet'in 'demokrasisi', yönetime halkın el koyması; üretimi halkın yönetmesi anlamına geliyor; bu, bir manada, devletin halka dağılması, halk ol- masıdır; 'piyasa' demokrasisi, tam tersine, devleti sözde küçültüp, gerçekte, ekonomiyi ele geçirmiş, güçlü bir azınlığın eline veriyor; hem de niçin, büyük ve sessiz çoğunluğu, keyfince sömürebil- mesi için! İster Komünist, ister Türkçü, ister Müslüman ol- sun; Türkiye'nin 'Ulusal Solculan', yâni 'Yıldız, Hi- lâl ve Kalpak' Cumhurıyeti'nın 'cumhuriyetçileri', 'demokrasi' yandaşıdırlar ama. elbette halkçı, dev- letçi ve inkılâpçı, 'ulusal' -yâni anti/emperyalist- demokrasiden yana! http:// www. prizma.net. tr/ A ILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle