Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!6 MART 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Mel Gibson'dan şiddet dozu yüksek, yeni bir aksiyon-polisiye serüven filmi daha: Payback
'Sadece 70 bin dolarmu isterim!'
SUNGU ÇAPAN
Mel Gibson'u nasıl bilirsinız? Yıllar
önce Avustralya'nm bağnndan kopup
yol savaşçısı 'Çılgtn Max' kılığmda ha-
yatımızakanşmış. 'GalfipoG-Geiibolu'da
Anzaklar arasında bize karşı Çanakka-
le'de savaşmış, 'The Yearof LMngDan-
geroush/YMrs. Soffd', 'The River' gibi
Avustralya kaynaklı, iyi filmlerinin ar-
dından, 1980'lerin ortasında transfer ol-
duğu Hollywood'da rol aldığı 'TequHa
SunriseYBird on a Wire', 'Air Ameri-
caYForever Young', 'Maverick', 'Cons-
piracy Theory' vb. gibi gişe filmleriyle
uluslararası bir star konumuna yüksel-
miş. zenci aktör Danny Glover'le yenil-
mez bir polis ikilisi oluşturduğu, 4 film-
lik 'Lethal VVeapon-Cehennem Silahı"
serisiyle köşeyi iyice dönmüş, 1993'te
hem oynayıp hem de yönetmenliğini üst-
lendiği, ılgınç 'The Man VVrthoırt Face-
YözüOlmayan Adam' filmıyle kamera-
nın arkasındakı başansmı da gözler önü-
ne sermiş ve özellikle Iskoçlann 13. yüz-
yılda tngilizlere karşı özgürlük savaşını
ateşleyen. 'cesur yüreldi' halk önderi
WiUiam Waflace'ın mücadelesini. 3 sa-
atlik, görkemli bir tarihsel epik halinde
aktaran, yine hem oynayıp hem de yö-
nertigi, adırıı. ûnünü dünyarun dört bu-
cağına ulaştıran 'Braveheart' başyapıtıy-
la akıllarda kalıcı bir yer edinmiş, günü-
müzün popüler, sempatık, güleç, gözde
oyuncusu ve (şimdilik) iki başanlı film
ımzalamış, haddini bilen yönetmeni ola-
rak degil mı? Işte bu Mel Gibson, beyaz
perdedeki ahşılmış tipini biraz değişti-
riyorbu hafta seyrettiğimiz 'Pavback-Gü-
nünü Göreceksin'de.
Gibson bu kez acımasız bir cani
Bıldik kompozisyonlannın dışına çı-
karak Porter adındaki çok sert, acıma-
sız, öldürmekten hiç kaçmmayan, gözü
kara bir hırsızı oynuyor hazret bu kez.
Filmin başında soygun ortağı, psikopat
Val Resnick'le (Gregg Henry), 'junkie'
Payback / Yönetmen:
Brian Helgeland /
Senaryo:
B.Helgeland, Terry
Hayes, Richard
Starkın 'The Hunter'
adlı romanından /
Kamera: Ericson Core
/ Müzik: Chris
Boardman /
Oyuncular Mel
Gibson, Gregg Henry,
Maria Bello, David
Paymer, John Glover,
Lucy Liu, Jack
Conley, Bill Duke,
James Coburn, Kris
Kristoffersson,
William Devane,
Deborah Kara Unger
/1999ABD(WB)
kansmın (Deborah Kara Unger) ihane-
tine uğrayıp sırtından kurşunlanarak öl-
dü diye bırakılan, espri anlayış kıt, küt-
kafa, demode Porter'ın, film boyunca
sırasıyla 'günlerinigöstereceği' düşman-
lanndan. teker teker intikamını almak-
tan çok, Resnick'le birlikte soyduklan
Çinli gangsterlerin 130 bin dolanndan
payına düşen 70 bin dolann peşine düş-
tüğü, yenı bir 'kara film' çeşitlemesi
'Payback-Gününü Göreceksin'.
Oylesine gaddarki Porter, eroin bağmı-
lısı kansına mal getiren, afilli genç tor-
bacının hızmasını bir çekişte çekip ko-
panyor bumundan, bilgi vermekte naz-
lanan barmenin elini eziyor, yastığı yü-
züne bastınp eski dostu Resnick'e sila-
hını boşalrmakta ya da onu takip eden
çete elemanlannı otomobillerinin için-
de, benzin dökerek tutuşturup havaya
ucurmakta hiç duraksamıyor. şiddet öğe-
sinin seyircinin içini kaldırdığı, benze-
ri irkiltici ve iğrenç sahnelerle bezenmış
fılmde. Son derece acımasız, soğuk, ka-
ranlık ve neredeyse tüm çevresıyle so-
runlu, mesafeli, inatçı, mücadelesini ken-
di bildiğince yapan, dangıl dungul. 'dûz
bir karakter' Porter'unız ancak ilke sa-
hibi, eski toprak bir yasadışı aynı za-
manda, fırsatçı ve açgözlü hiç değil. Sa-
dece payına düşen 70 bini istiyor. Genel-
de bütün 'kadınlannın fahişe, erkekleri-
nin katil, potislerinin de rüşvetçi' oldu-
ğu, modern ama kokuşmuş bir Chicago
kentınde bu miktar, su parasından bile
sayılmıyor aslında, Porter'ın da pirami-
tin en alt katmanından dahil olduğu, gü-
nümüzün yasadışı erbabı arasında.Ni-
tekim kentin kara para trafığini yöneten
örgüt mensubu, ensesi kalın gangsterler-
le rüşvetçı polisler, payını alabilmek uğ-
runa inanılmaz ışler yapan Porter'ın 70
bin dolanna, bir taraflanyla gülmekten
kendilerinı alamıyorlar zaten...
Feleğin siUesini yemiş bir Porter
lşte, payına göz diken dostunun ve
sırttan vuran kansırun kazığmı yemiş,
haksızlığa uğramış, hayattan alacaklı.
bu beylik füın nor' kahramam, gözü ka-
ra, mağdur Porter'ın (Mel Gibson), kan
revan içinde bırakılmış, şiddet sosu faz-
la kaçmış, canlı bir aksiyon temposuy-
la anlatılmış.vurdulu kırdıh intikam ve
ödeşme serüvenini aktanyor 'Payback'.
Feleğin onca siUesini yemesinekarşm yı-
kılmayıp ayakta kalan ve vaktiyle hem
şoförlügünü, hem de korumacıhğını yap-
tığı eski sevgilisi-altın kalpli hayat ka-
dını Rosie'ye (Maria Bello) duyduğu,
Walt Disney- Pixar Stüdyolan yapımı, yeni bir animasyon masalı gösterimde
Hoüywööd'un kurtancısı böcekler mi?Bir süre önce gösteri-
me giren Dreamworks
yapımı 'Antz-KanncaZ'
adlı uzun metraj çizgi fil-
mi es geçmiş olmanın
ezikliğiyle bu hafta gi-
dip seyrettiğimiz Disney
yapımı 'A Bug's Life-Bir
Böceğin Yaşamı', 3 yıl
önce bilgisayar büyücü-
leriyleel elevererekoet-
kileyici 'Toy Story' ani-
masyonunu yapan yönet-
men John Lasseter'in,
yine VValt Disney'in ya-
pımcılığında, kendi şirke-
ti Pixar adına çektıği ye-
ni eseri.
1990'larda Hollyvro-
od'da yeniden ilgi gören,
hemen her yıl 1-2 gişe şampiyonu çıkaran
ve para getiren çizgi Film alanında kıyası-
ya rekabetlerin yaşandığı günümüzde, Fran-
sız yapımı 'Mfcrocosmos' belgeselinden ol-
dukça etkilenmişe benziyor Amerikalı ani-
masyoncular. Ve adeta Amerikan sınema-
sının kurtancılığına soyunan böceklere iliş-
kin çizgi fılmler peş peşe çıkageliyor kar-
şımıza.
Ezop Masah+7 Samuray kanşımı
Temelde, çalışkan kannca-tembel ağus-
tos böceği karşıtlığını vurgulayan. bildik
Ezop masalıyla Amerikan sinemasında bir-
kaç taklidi çekilmiş Kurosava klasiği '7 Sa-
muray'ın bileşimi niteliğindeki bir senaryo-
ya dayanan, 3 boyutlu animasyon teknolo-
jısinin son parlak ürünü 'Bir Böceğin Yaşa-
mı', her mevsim çalışıp didinen bir kannca
kolonisinin yiyeceğini sürekli yağmalama-
yı âdet edinmiş zorba çekirge-
lere karşı, hayal gücü geniş ama
korkak, beceriksiz, mucit kann-
ca FHk sayesinde, sonunda da-
yanışıp direnmeyi akıl ederek
çekirge sürüsünüpüskürten ka-
nncalann hikâyesini anlatıyor.
Kannca kolonisinin, taç giye-
cek yeni kraliçe adayı, toy ve si-
nirleri laçka prensesine de iç-
ten içe yanık Flik gidip ateşbö-
ceği, peygamber devesi, bir çift
akrobat pire, karadul örümce-
ği, uçuçböcegi ve şişman bir tır-
tıldanoluşan bir sirk ekibini bu-
lup getirir, koloniyi gaspçı çe-
kirge çetesine karşı savunacak
savaşçılar olarak.
Böcek yiyici kuşlann da ka-
nştığı bir dizi olaydan sonra,
birlikten güç doğar mesajıyla
kanşık, kaçınılmaz bir mutlu
sonla noktalanan 'A Bug's Li-
fe', masalsı özü, yer yer kaleidos-
kopik bir görkeme erişen biçe-
mi ve insansı özelliklerle dona-
tılmış şirin kahramanlanyla, se-
\imli bir böcek fable'ı sayılabi-
lir; 'Toy Story' kadar yenilikçi.
etkileyici ve başanlı bir animas-
yon olamasa da.
Karakter animasyonu bakı-
A Bugs Life /
Yönetmen: John
Lasseter, Andrevv
Stanton / Senaryo:
Donald McEnery, Bob
Shaw, A.Stanton /
Kamera: Sharon
Calahan / Müzik:
Randy Newman /
1999ABD(UIP)
mından şimdiye dek ya-
pılan en başanlı çizgi
film sayilan, Disney-Pi-
xar stüdyolan ortak ya-
pımı 'A Bug's Life-Bir
Böceğin Yaşamr, özel-
likle küçük seyircilere
çekici gelecek, tam bir
'görsel şölen' ahşılmış
deyişle. Yetenekli bir çi-
zer ordusuyla çalışan
John Lasseter-Andrew
Stanton yönetmen ikili-
si, yine Randy New-
man'ın müzikleri ve
zorba çekirge Hopper'a
sesini veren Kevin Spa-
cey'nin de aralanndabu-
lunduğu. ünlülerden
oluşan bir seslendirme
kadrosunun da katkısıyla "Acaba HoU>-wo-
od'u bu yd da böcekler mi kurtaracak?" de-
dirterek >ine gişerekorlanlarmaya aday, yep-
yeni ve cıvıl cıv ıl bir animasyon önümüze
sürmüşler. Çerçevelemelerden, öyküde boy
gösteren tüm karakterlenn gerçek yaşam-
daki asıllanna benzerliğine kadar kimi eleş-
tirmenlerce tam anlamıyla bir modern can-
landırma sineması (animasyon) harikası sa-
yılan 'A Bug's Life-Bir Böceğin Yaşamı',
uzun yıllar öncesinde 'PamukPrensesve Ye-
di Cüce' ya da 'Le\dinin Aşkı' gibısinden
Disney yapımı, bazı namlı animasyon kla-
siklerinin vaktiyle bizim kuşak üstünde ya-
rattığı etkiyi şimdiki çocuk sinemaseverle-
re yapabilir sanınz. Bütün aile cümbür ce-
maat. keyifle izlenebilecek bu canlandırma
sineması ürünü. sevimli masal filminden
çoluğu çocuğu yoksun bırakmamalı bizce
şu bayram arifesinde.
Kannca kolonisüıi kurtaran girişimci Flik sonunda prensesine de kavuşuyor.
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR.
Odüllü oyuncu Brenda Blethyn annevi oynuyor.
Music From Another Room
- Yan Odadan Melodiler
Yeni haftanın biricik yeni filmi, 5
yaşındayken doğumuna yardım
ettiği v e büyüyünce ev lenmek
istediği Anna adındaki kızı yıllar
sonra bulmak isteyen Danny'nin
(Jude Law), ümitsiz görünen aşk
arayışını hikâye eden Amenkan
yapımı, yeni bir romantik masal:
"Music From Another Room - Yan
Odadan Melodiler".
Romantizm öğesi ağır basan ve
beşikten mezara kadar süren, çok
özel bir aşk hikâyesi niteliğindeki
"Yan Odadan Meloditer", "Her
Alibi", "Theree Men and A Little
Boy". "ForrestGump", u
My Father
My Hero", "Jungle 2 Jungle" vb.
filmlere yazdığı senaryolarla adını
duyuran ve 1992'de "Passed
Away"le yönetmenliğe de başlayan
senarist Charlie Peters'in ikinci
yönetmeniik denemesi.
Küçük Danny'nin doktor olan
babasınm yanındayken Anna"nın
doğumuna katılmasıyla başlayan
filmde, lngiltere'de geçirdiği uzun
yıllar boyunca hep aklında olan
Anna'yı ABD'ye döndüğünde
güzel, çekici (ama nışanlı) bir genç
kadın olarak bulan ve sevdası
depreşen Danny'nin gerçek aşkının
arayışı anlatılıyor özetle.
Duygulannı gizlemek durumunda
kalan Anna'ya (Gretchen Mol)
annesi (Brenda Blethyn) de
bir anda aile ortamına giriveren bu
sevgi dolu, sıcak ve farklı adamı,
damat olarak kabul etmeye çoktan
hazırdır zaten.
Son yıllann umut veren genç
aktörlerinden Jude La*v'le, "Sırlar
ve Yalanlar"la 1996'da Cannes
Festivali'nde en iyi kadın oyuncu
seçilmiş Brenda Blethyn gibi iki
önemli Ingılız oyuncuya sahip
filmde Jennifer Tilly Gretchen Mo,
Martha Plimpton gibi çekici
Hollyvvood dilberlerı de boy
gösteriyor. "Yan Odadan Melodiler"
tam romantik konulardan
hoşlananlara göre.
yeniden depreşen sevdaya sıkı sıkıya sa-
nlarak hayata tutunan Porter'ı, yine se-
yirciyi arkasma alan, sevimli bir karak-
tere dönüştüriiyor Mel Gibson her zaman-
ki kahzmasıyla.
Vaktiyle John Boorman ın Lee Mar-
VÎD'İİ, Angje Dickinson'lu kara film baş-
yapıtı 'Point Blank-Dönüşü Olmayan
Nokta'ya (1967) da kaynaklık etmiş,
Richard Starktakma adını kullanan, Do-
natdE. VVesttake ın 'The Hunter' adlı ro-
manından günümüze uyarlanan 'Psç-
back-Gününii Göreceksuı'i', son yıllar-
da seyrettiğimiz 'Conspiracy Theory-
Kompio Teorisi', 'LA. Confidental-Los
Angeles Sırlan' gibi fılmlerin senaristi
Brian Helgeland yönetmiş. Sağlam bir
metinden yola çıkan, deneyimli sena-
rist-taze yönetmen Helgeland, genellik-
le karanlık. loş mekânlarda geçen, ya-
kın çekim ağırlıklı, bildik bir
anlatım tutturmuş. Yanm yüz-
yıl öncesinin 'kara film' kla-
siklennden çok, son dönemin
geçerli modalanna uygun, sö-
zümona kara mizah tavnyla çe-
kilmiş ve biraz kantann topuzu-
nun kaçtığı, sürukleyici bir kan-
şıddet sarmalına dolandığımız,
kimi canhıraş sehneler eşliğin-
de, pata-küte seyreden, meka-
nik bir gerilime sahip, aksiyo-
nu bol, romantizmi orta karar,
ufku dar ama sonuçta yavan
kaçrnamış. modem bir polisiye-
macera (gişe) filmi tezgâhla-
manın üstesinden gelmiş.
Zengin bir kadro
Porter'ın payını da iç ederek
soygundan gelen parayla 'The
Outfits' denen mafya örgütüne
borcunu ödeyip yeniden örgü-
tün küçük işlerine bakan has
adamı haline gelen, kırbaçlı Çin-
li fahişe PeaıTle (Lucy liu) sa-
domazişt seks alemlen yapan,
kadınlarla sorunlu, dengesiz
gangster Val Resnick'i sonunda
temize havale ettikten sonra Por-
ter'ımız, 70 bin dolannı geri
alabilmek için suç örgütü pira-
midinin tepesine çıkıyor bir bir,
babadankalmausulleriyle. Por-
ter' ımızm, bir hafta önce, niha-
yet 'AflBction'la bır Oscar'a ka-
vuşan, yıllann sert, baba aktö-
rü James Coburn'ünden Kris
Kristoffersson a ve Wüliaın De-
vane'e kadar tüm çete patron-
lannın, zenci Bill Duke'le Jack
Conley' nin oynadığı, maaşa ek,
sürekli yeni gelir kaynaklannın
peşindeki 2 yoz polisin ve çe-
kik gözlü. korkunç fahişe Pe-
arl'ün peşine takügı Çinli gangs-
terlerin burnunu sürttüğü film,
yan rollerdeboy gösteren, bu es-
ki tanıdık yüzlerle bayağı çeki-
cileşiyor yaşını başını ahnış ku-
şaktan sinemaseverler için.
'Payback'in kadınlan arasın-
daysa, Porter'ın hayatı kaymış,
aşın doz kurbanı, iğneci kansı
rolünde, bır görünüp kaybolan
('Crash'in unutulmaz seksi, so-
ğuk sanşını) Kanadalı Deborah
Kara Unger'den çok, kötünün
iyisi kahramanımızın eski gö-
zağnsı Rosie'yi oynayan, hu-
zur verici dilber Maria Bello
göz dolduruyor. Filmin sadizm
gösterisi sahnelerinin Çinli kav-
gacı kadını Lucy Liu ise çizgi-
romandan fırlamış, başlıbaşına
bir cins olarak ironik bir çeşni
katıyor 'Payback'e.
Filmin ağır kozu Mel Gib-
son'un onca badireyi atlatıp fi-
nalde sevgilisi Rosie'yle Kana-
da'da kahvaltı etmeye doğru di-
reksiyon kırdığı bir mutlu sona
bağlanan 'Gününü Görecek-
sin', şiddeti mizahla allayıppul-
layarak kotarılmış, konusu,
oyunculugu, temposu-aksiyo-
nu, kıvamı yerinde, patlamış
mısır-cola eşliğinde tüketilecek
cinsten, beylik bir Hollyvvood
eğlenceliği özetle. Mel Gibson
hayranlannı yine hoşnut bırakı-
yor.
KEDİ GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Kediler Gününden
Tıyatro Gününe
Mart ayı geldi, geçiyor. İki haftadır sizlerden ay-
n kaldık, taşınma telaşından... Oysa, nasıl da önem-
li bir ayı geride bırakıyoruz...
Mart ayının kediler açısından önemini anlatma-
ma gerek var mı?
Yok yok, damlann üzerınde geçirdiğimiz uyku-
suz gecelerden bahsetmiyorum. Herkesin özel ha-
yatı kendine...
En karanlık günlerimizden biri olarak tarihe ge-
çen 12 Mart'ı da kutlayacak değiliz herhalde...
Ama, art arda gelen iki önemli tarihi nasıl atla-
nz? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile 11 Mart Dün-
ya Kediler Günü... Bu ikinci günün, bizim adımızı
kullanıp, kazanç hanelerine yeni srfırlar eklemek is-
teyen bazı tüccarlann buluşu olduğuna kalıbımı ba-
sanm basmasına da; bu fırsatla bizlere de söz
hakkı doğuyor, kedi hakları falan diye mırıldanma-
ya, o yüzden bu açıkgözlerin art niyetlerini görmez-
likten gelebılirız gibime geliyor. Hem hediye almak
kimin hoşuna gitmez ki?
Mart'ın kediler açısından bir başka önemli yanı
da, Oscar Ödülleri'nin belirienmesidır. Hafta başın-
da sahiplerini bulan bu yılki ödüller, "Ince Kırmızı
Hat"a yapılan haksızhk dışında, oldukça adil da-
ğıtılmıştı bana göre. "Âşık Shakespeare", "Hayat
Güzeldir" gibi içerdiği zengin "humnour"\a ve ze-
kâ pınltılan ile öne çıkan filmlerle, "Er Ryan'ı Kur-
tarmak" gibi usta işi bir savaş karşıtı film arasın-
da paylaşılan ödüllerin en güzel yanlarından biri de
genç yaratıcılann başarı kazanmasıydı. "ÂşıkSha-
kespeare" tarihsel olanla güncel olanı son derece
uyumlu bir estetik çözümde buluşturan, akide şe-
keri gibi bir film. Hangi kedi bu filme kayıtsız kala-
bilirmiş, şaşanm...
Sizlere tavsiyem, hafta sonu başlayacak olan
"Kurban Bayramı "nin geriliminden kurtulmak, cad-
delerde akan kanlan görmek istemiyorsanız, ken-
dinizi bir sinema salonuna kapatın. Sınema ile ti-
yatroyu, bu iki görkemli sanat dalını buluşturan "Âşık
Shakespeare"\ izleyin öncelikle, yarın kutlayaca-
ğımız "Dünya Tıyatro Günü" onuruna... (Bana ka-
lırsa, 27 Mart'ı yalnızca tiyatrocular değil, tüm ke-
diler kutlamalı, kendi bayramlan olarak).
Sonra "Hayat Güzeldir"e gidin, eğer hâlâ gör-
mediyseniz. Yaşamla sanatın bütünselliğini, dün-
yayı yaşanabilir kılmak için "düşlere" ne denli ge-
reksinmemiz olduğunu düşünün.
Ve düşlerin, yalnızca gerçeklerden kaçmak adı-
na değil, gerçeklerı algılamak adına işlevsel olup
olamayacağını tartışın sevgilinizle. Aşkın gücü ile
sanatın gücünü buluşturan bu iki güzel fılmle ye-
tinmeyeceksiniz elbette.
Nâzım Hikmet'in "FertıatileŞirin"ın\ yönetmen
Yücel Erten'in ve deneyimli oyuncuların yorumu
ile izlemek için Devlet Tiyatrosu'na, Yavuz Öz-
kan'ın yönetmenliği kadar yazarlıkta da usta ol-
duğunu görmek, Ayda Aksel ile Selçuk Yön-
tem'in oyunculuk yeteneklerini alkışlamak için
Sadri Alışık Tıyatrosu'ndaki "Herkesin Bitdiği Sır-
lâr"a gitmeyi ihmal efmeyin. Düşlerle gerçeklerin
çatışmasını bir de tıyatro sahnesinden izleyin. Ak-
sanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nda sahnelenen Molly
S'i kaçırmayın sakın. Işıl Kasapoğlu namında bir
tiyatro büyücüsünün son rejısinı Tilbe Saran, Cü-
neyt Türel ve Köksal Engür gibi üç yıldız
oyuncunun biryapıta nasıl can kattıklannı hayran-
lıkla izleyin... Keşfedecek daha kimbiiir kaç yapıt
vardır... Kendi payıma, Mahir Günşiray'ın Tiyat-
ro Oyunevi'ndeki "Hikâye-i Don Kişot"unun bay-
ram tatilinde izlemek istediğim oyunlann başında
yer aldığını söyleyebilirim.
Tüm kedilerin tiyatro bayramı kutlu olsun...
bıap Hulusi Görey anılıyor
• Kiittür Servisi - Türk afiş ve grafik sanatının
öncüsü thap Hulusi Görey, yann ölümünün 13.
yıldönümü olması nedeniyle anılacak.
Geçen yılın îhap Hulusi Görey'in doğumunun
100. yılı olması ve üstadı tanıtmak amacıyla Tür
Tanıtım Reklam Hizmetleri AŞ Ajans Başkanı ve
eserin yayımcısı olan Ender Merter'in
başlattığı 'Müsellesten Üçgene' adlı bir kitap
çıkanldı.
Yapı Kredi'den yeni yayınlar
• Kültür Servisi - Yapı Kredi Yaymlan, Memet
Fuat'ın 'Biçemden Biçeme", îlhan Berk'in 'Küt
Kitap' ve Tahsin Yücel'in 'Söylemlerin Içinden'
adlı kitaplannı yayımladı. Eleştinnen ve deneme
yazan Mehmet Fuat'ın yapıtmda toplumsal sorunlar
ve siyasetle ilgili gözlemleri yer ahyor. Yazar
kitabında edebiyatın yanı sıra sporla ilgili
düşüncelerini de aktanyor. tlhan BeTk'in Kült Kitap
adlı yapıtı 1955'ten bugüne dek tuttuğu kendi özel
defterinden seçmeleri içeriyor. Kitapta Berk'in
tuttuğu özel notlar, üzerinde çalıştığı şiirler ve
dizeler, başka şairlerin ya da yazariann notlan,
dergilerden ve gazetelerden kesılip deftenne
yapıştınlmış kupürler \e resimler yer ahyor. Tahsin
Yücel'in kitabında ise deneme nitelığinde,
mutfaktan çağdaş aşk şarkılanna uzanan yedi yazısı
yer alıyor.
Hbn-Yön'de Ağır Roman'
taptışılacak
• Kültür Servisi - Film Yönetmenleri Derneği'nin
(Film- YÖn) düzenlediği 'Film Analizleri'
toplantılannın on üçüncüsü bugün saat 18.00'de
gerçekleşecek. Bu hafta Mustafa Altıoklar'ın 'Ağır
Roman' fılmi incelenecek. AltıoklaT'ın ve film
eleştirmeni Ali Hakan'ın katılacağı toplantı Film-
Yön'ün tstiklal Caddesi, Atlas Sineması Pasajı'nda
gerçekleşecek. (293 90 01)
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 12.30'da Maria Callas Covent
Garden'da başhklı konser izlenebilir. (252 35 00)
• FRANS1Z KÜLTÜR MERKEZİ nde Romy
Schneider Retrospektifi kapsamında Sorgulama
başlıkh film saat 19.00'da izlenebilir. (244 44 95)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde 10.00-13.00 arasında Leyla
Sakpınar. Sonja Bohlander Tanrıse%<er ve Gazi
Selçuk'un 'Müziğin Rengi' başlıkh Çocuk Atölyesi
izlenebilir. (292 06 55)
• tDSO saat 19.00'da ChristofTEscher yönetiminde
AKM Konser Salonu'nda bir konser verecek.
Konserin solisti tdil Biret.
• İDOB saat 19.00'da AKM'de Müzikallerden
Seçmeter'i sahneleyecek. (251 56 00)