25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26MART1999CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 3. Dünya ıl Sırptar, Kosova'daki saldınlannı kesmeyince NATO Sırplara saldırdı. NATO'ya bağlı savaş uçaklan Yugoslavya'yı bombaladı. NATO ilk kez yetki alanı dışında bir askeri operasyona girişti; daha doğrusu Amerika Birieşik Devletteri, Birleşmiş Milletler'i devre dışı bırakarak NATO kanalından devreye girdi. Rusya ve Çin, askeri güç kullanımına karşı çıktı; Yugoslavya ise NATO'ya savaş ilan etti. Yani, NATO'yu oluşturan başta ABD, Kanada, Ingiltere, Fransa, Almanya, Itarya, Hollanda, ispanya olmak ve aralannda Türkiye de bulunmak üzere 19 ülkeye savaş ilan etti Yugoslayva... Dünya savaşlannın çıkışında tarihi bir misyona sahip olan Sırplar, böylece 3. Dünya Savaşı'nı da "resmen" başlatmış oldu! Ancak, gelişmeler gösteriyor ki, 3. Dünya Savaşı önceden sanıldığı gibi büyük yıkımlara neden olmayacak... Umanz dünya, 20. yüzyıldaki üçüncü savaşını böylece atlatır... Tefc0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: sonwposta.ciBnhunyetcom.tr - Tansu Çiller, siyasetteki rakiplerini gömecekmiş... "Seçimlerde sandık yerine keske tabut kullansalardı!" Türkiye'nin başkenti Ankara'mn göbeği Kmlay'da A nkara'da bir dostumuz var, biliyorsunuz... Arada bir Vaziyet'e katkıda bulunuyor... Dostumuz işini gücünü bırakmış Nurcu- ların peşine düşmüş... Kürt Sait'in ıcığını cıcığını araştırıyor, müritlerini izliyor; Nurcularla iş- birliği yapan aymazların ipliğini pazara çıkanyor. Yakında bir kitapla ortaya çıkacağa benziyor... Geçenlerde yine aradı... Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'mn göbeği Kızılay'dan izlenimleri- ni aktardı: "Kızılay'da dört katli bir dershane var. Dershane- nin bulunduğu binanın birinci katında da bir kitap- çı. Lise öğrencisi kızlı erkekli gruplar dershane ka- pısından önce, kitapçıya giriyor. Kitapçıda Nur ki- taplannın her çeşidi, kimselere göstermeden oku- yabilmeleri için hazırlanmış. Üniversiteye hazırla- nan gençler burada Kürt Sait'in münacaatlarını, le- malarını, kadınlar rehberini, beşinci şuatanni alıyor; yandaki balkonda bulunan masalarda birer çay ik- ram edilirken kitap satış görevlisi genç erkekler de açıklamalarda bulunmak üzere müfessirlik yapıyor. Gençlerden daha derin konulara girmek isteyen olursa Fethullah Efendi'nin iktibaslannı, Erzurum'da nasıl vaaz verdiğini ve camiden çıkan cemaatin si- nemalara nasıl saldırdığını öğreniyoriar. Anneler, babalar da çocuklarının hanl hanl üniver- siteye hazıriandığını sanıyorlar. Oysa gençler, üni- versiteden önce Nur/lşık medresütüzzehrasına gi- riyor! Anneler, babalar bütün bunlan biliyor mu, bil- miyor mu bilinmiyor ama kızları, oğulları birdenbire değiştiğinde başlarına gelen felaketin farkına vara- cakları biliniyor... Bu aynı kapıyı kullanan kitapçı-çayevi-dershane üçgeni ile Milli Eğitim Bakantığı'nın arası 300 met- re var ya da yok. Başbakanlık da aynı uzaklıkta. Ne çare ki, irtica ile mücadele ettiğini söyleyenler burunlannın dibini görmüyor, görmek istemiyor..." Ankara'daki dostumuzun son izlenimi ise güncel bir yorum: "Bediüzzaman yani çağın eşsizi dedikleri Kürt Sa- it'in beşinci şuasının yayıcısı, hakkında soruşturma başlatıldığını duyunca yine hemen Amerika'ya uç- tu. Umanz Bülent Ecevrt'in hayır duasını alarak git- miştir!" SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Vejetaryen takıl, turp gibi sağlıklı ol! Emniyerin yasadışı yoldan aldığı para Dünya gazetesinden Selçuk Onur bir iş gezisine çıkacaktı fakat pasa- portunun süresi bitmişti.Pasaportunun süresini uzatmak için Büyükçekme- ce Emniyet Müdürlüğü'ne grtti. Bir yıllık uzatma karşılığı olan 7 mil- yon lirayı vergi dairesine yatırmasını söylediler.Vergi dairesine parayı yatı- rıp Büyükçekmece Emniyet Müdür- lüğü'ne geldi. 4 milyon 50 bin lira daha istediler. Yanında yeterli para yoktu, banka- ya gidip kredi kartıyla para çekti ve tek- rar Büyükçekmece Emniyet Müdür- lüğü'ne geldi. 4 milyon 50 bin lira daha ödedi. Iki makbuz kesmişlerdi. 550 bin liralık makbuz Türk Polis Teşkilatınt Güçlendirme Vakfı'na ait- ti. 3 milyon 500 bin liralık ikinci mak- buz ise bir "dernek gelirleri alındı bel- gesi"ydi ama parayı tahsil eden der- nekle ilgili hiçbir bilgi yoktu. Derneğin adı bile yazmryorduv belgenin üzerinde! Yani hayali bir dernek adına ' Emniyet'te para toplanıyordu. Gazeteci olduğu için amiri bulup sordu. Emniyet Müdürlüğü'nün kullandığı binanın çok masraflı olduğunu, dev- letin ödenek vermediğini ve polisle- rin harcamalan için bu şekikte para top- landığını öğrendi. Evet... Emniyet, yasadışı yoldan pa- ra topluyor. Bu yolu başka türiü açık- layabilecek bir "müdür" varsa, bu- yursun gelsin! OKUR MEKTUPLARI tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 tstanbul 'Hepinize sesleniyorum! Gelin, görün' Ben Nükte Uğurel, piyano öğretmeni ve piyanistim. Dört aydan beri Seyrantepe Sanayi Sitesi Mahallesi'nde, Kemal Ha- lil Tanır llköğretim Okulu'nda "göftflrHi müzik ögretrnejtriği ya- pıyorum. Bir işadamı okula pi- yano armağan etti. Piyanonun geldiği gün, bu olağanüstü yeni- liği karşılamak üzere tüm mahal- le ayağa kalktı. Önce 5-10 kişi olarak kısıtladığım öğrenci sayı- sını büyük ilgi üzerine 30'a çı- kardım. Her çarşamba, altı saat, ye- meden-içmeden. oturmaya bile vakıt bulamadan devamlı ders veriyorum. Tek piyano üstünde zaman zaman üç kişi aynı anda çalıştyor. Birkaç dersin sonunda tüm çocuklar, notları, ölçüleri öğrenip iki elle ufak parçalar çalmaya başladılar Bunlann sa- dece bir tanesinin evinde ufak bir org var. Diğerleri belli gün ve saatlerde okulda çalışıyorlar. Ça- lışma yaptığımız oda çok so- guktu. Bu da piyanonun bozul- masına neden oluyordu. Çocuk- lar canları kadar sevdikleri enst- rümanın bozulmaması için evden örtüler. battaniyeler getirdiler. Akşam, sıcak dursun diye piya- noyu sanp sarmalayıp evlerine öyle dönüyorlardı. Şu an bir elektrikli ısıtıcı armağan olarak geldi. Kısmen de olsa sorunu çözdük sayılır. Pencereler eski sistem demir çerçeveli, hiçbiri iyi kapanmı- yor ve ısı kaybı oluyor. Okulun bunlan tamir ettirecek parası yok. Çalışma odamızın duvarla- nna badana parası bulamayın- ca, duvarlan banka ve sanat mer- kezlerinin verdiği konser ve ti- yatro afişleriyle kapladık. Eski perdeler, kınk iskemle ve masa- lar, çocuklar tarafından onanldı ve temizlendi. Okulun bir köşe- sinde, kapaklan olmayan eski metal bir dolap bulduk. Onu hep birlikte boyayıp kitaplık ve no- talık yaptık. Evden taşıdıgım iki kutu boyayla çocuklar dolabın her yanını süslediler. Ama süs- lerin en güzeli, isimsiz bir hay- ranımuı yazdığı yazıydı: "Sağ ol Hoeam." Şu an yıl sonunda sergilemek üzere kabare tipi müzikli bir oyun hazırlıyoruz. Konu, "Doğayı ko- ruyalım" Çocuklar danslan, oyun ve pantomimleri kendileri hazırlıyorlar. Içlerinden beş ta- nesi piyanoda çok ilerledi. He- le ilköğretimden gelen çocuğum büyük yetenek. Beş kardeşli. çok yoksul, babanın çöp satarak ge- çinmeye çalıştığı bir ailenın oğ- lu. tlköğretim çocuklan arük şi- şe, kâğıt ve plastik kaplardan kendi ritm aletlerini kendileri yaptılar. Gösteriye bunlan kul- lanarak çıkacaklar. Geçen günlerde çocuklan Ata- türk Kültür Merkezi'nde bir kon- ser provasına götürdüm. Günün sonunda üç kişi müzisyen, iki kişi de orkestra şefi olmaya ka- rar verdi. Çok sınırlı olanaklanmla bu güzel çocuklann her ihtiyacını karşılayamıyorum. Onlara, cam- lan kapanan sınıflar. daha fazla kitap, daha fazla konser. tiyatro. müzikli oyun, gösteri için giysi lazım. Bunlarlüksdeğil. Herin- sanın güzel şeyler yaşamaya hak- kı var. Okula değışik enstriiman- lar ve gönüllü çalışacak öğret- menler gerekli. Ben ne dernek, ne şirket, ne ku- rum ne de yardımlaşma cemiye- tiyim. Sade vatandaş Nükte'yim ve elimden bu kadan geliyor. Hepinize sesleniyorum. Ge- lin, görün, yaşayın, karşılığında tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir coşku, sevinç ve mut- luluk bulutu sizi sanp sarmala- yacak. Dünyanın tüm servetleri bir araya gelse bunun bedelini ödeyemez. Tel: 0.212.263 23 01 Nükte Uğurel EYÜP ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998/629 Davacı Aişe Taş vekili Av. Mehmet Bayezit, Av. Saygı Dur- maz tarafından davalı Yüksel Uyanık aleyhine açılan tapu ip- tal ve tescil davasmın duruşmasında venlen karar uyannca: Cengiz Topel Cad. Sabuncular Sk. A Blok D: 19 Alibey- köy/lstanbul adresindeki davalı Yüksel Uyanık adına dava di- lekçesinin tebliğ edilemediği, adres araştırmasından da adı geçenin elverişli adresinin bulunmadığı anlaşılmakla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28/29. maddeleri hükümlerine bi- naen dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davalmın 13.05.1999 günü saat 10.00'da mahkememizde hazır olması, belli edilen gün ve saatte kendiniz veya kendini- zi bir vekil ile temsil ettirmeniz, gelmediğiniz veya mazeret bildirmediğiniz ve delillerinizi ibraz etmediğiniz takdirde HUMK'nin 213/375 maddeleri gereğince yargılamanın yok- luğunuzda yapılacağı ve hüküm kunılacağı ve dava dilekçesi- nin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Bu ilan yayımlandığı tarihten 15 gün sonra yapılmış sayıla- caktır. 9.3.1999 Basın: 12061 HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLGEÇ KÎM KtME DUM DU3VIA BEHİÇAK behicakta turk.net ÇİZGİLİK KÂMÎL MASARAC1 BULUT BEBEK NURAYçtFTçl /S'—^^\ l içimde ) bi bi his t var...J c> * ( TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIICAN 26Mart Tbcsvart Crvues m TRAVEMB BİLİNMEZLİKLERLE DOLü BİR YAZAR!. 1963'DA BUGÜN,ÜNLÜ YAZAR TKAVEA/ B. MEKSİKA ' PA ÖLMÛÇTÜ. RO/UAA/LARS HEYECAKJLt OCOU6U M DAR. SO^Y/HL KCHJULARA ye&£>İGİ ÖA/EM MEDE- AIİYLE DE ZENGİUDfR. £Z.İLEA/ /ŞÇİLER., KJZ/LOB- OA/UAS 'p/L/A/DE AYK/ S/R G£RÇ£XL HÜCiJM", "GECE ZİYARErÇrSi",*ÖUJM GE- /<İML/<Si VE ÖZGEÇMİfİ BÜYÜ/C BİR PERJ>ESİYLE ÖRTÜUJDÜIS. ALAA4/VO4 BAŞtCA, 8'LİMEN PEK. fWZLA~ fEY YOK S/BİDİR. YA OA İİLİHEMLER. SÖYLEA/cepeAJ İ8ARETTİK. KENDİSİHE BİR.ÇOIC ICİŞİLİK YAtCr^T7RiLMIÇ, YAŞAA/r/S/YLA İL- Gİ Lİ ÖYtCÜCER. UYDU&UUliUÇnjR'.. ANKARA... ANKA... MUŞERREF HEKİMOGLU Kanallar Arasında Hafta başında ekran karşısında saplandım kal- dım. Kanallar arasında dolaşıyor, karar veremiyo- rum. Kimi, hangi programı izlemeliyim. Kapalı Ka- pılar arkasında buluşan gazetecileri mi? Arena'da Erbakan politikasının tehlikeli tırmanışlarını ser- gileyen somut örnekleri mi? Istanbul anakent başkan adayı DSP'Iİ Zekeriya Temizel'i mi ya da CHP'li Adnan Polat'ı mı? Istanbul seçmeni de- ğilim, ama doğduğum kente ilgisiz kalamam. İki adaya da ilgi duyuyor; Istanbul'a neler katacak- lar, doğasını, insanını, kültürünü nasıl koruyacak- lar, nasıl geliştirecekler bilmek istiyorum. Istan- bul için yeni şeyler duymayı Özlüyorum. Başka bir kanalda Hasan Cemal var; şimdi Milliyet yazan. Hulki Cevizoğlu'yla son kitabını konuşuyor. 'Kimse Kızmasın', kitabınadı. Söyle- şi de çok ilginç. 1969 yılından söz ediyorlar. Dev- rim gazetesinden, Dogan Avcıoglu'ndan. Ben de neler anımsıyorum. 1960'lı yılları, 70'leri, yitik bir kuşağı, dalında açmadan solan çiçekler gibi ya- şamını yitirenleri. Deniz Gezmiş'leri, Sinan Cem- gil'leri. Ekranda ilginç açıklamalar da yapılıyor; bel- ki kızanlar, üzülenler de oluyor, ama benim anı- lanm zedelenmiyor. Belleğimde de, yüreğimde de hâlâ çok diri yaşıyor 6O'lı yıllar. Mesleğimde de güzel bir on yıl. Ozlemin tadını güzel duyuran bir dönem. Coşkuyla, umutla yaşanryor. Acısı da var, burukluğu da var, ancak solmuyor, yozlaşmıyor. Yanlışlar olabitir, acı faturalar da ödenebilir, ama erken yorumlardan kaçınmak gerekiyor galiba. Bel- li bir zaman diiiminde doğru yargılara varılamıyor, dahası ışığı yakalayamıyor, alacakaranlığa sap- lanıyor insan. Çok yakınlarına da hayli uzak dü- şebiliyor! Arada bir düğmeyi çeviriyor, Murat Karayal- çın ile Melih Gökçek'ın tartışmasını izliyorum. Si- yah-beyaz bir tablo oluşuyor ekranda. Bir yanda düz çizgiler, bir yanda çarpık çizgiler. Sayın Ka- rayalçın'ı kutluyorum doğrusu, saygıyla, hatta gülümseyerek dinliyor Fazilet Partili başkanı. Oy- sa ben ve yanımdakiler sinirden çatlıyoruz ekran karşısında. Yeniden çeviriyoruz düğmeği. Avrupa başkentlerinden haberleryoğunlaşıyor, savaş rüzgân hızlanıyor ekranda, NATO'da vur em- ri, okyanusun ötesinden Başkan Clinton uyarı- yor, "Balkanlar'da bir savaş Türkiye ve Yunanis- tan'ı da kapsayabilir" diyor. Haberier kararıyor gi- derek, ufukta kan ve gözyaşı var. Tarih yineleni- yor, ders almıyor insanlar. Benigni'nin 'Hayat Gü- ze/c//r'filminden sahnelercanlanıyorgözümde. Ku- lağımda da Sevdalinka şarkıları. Nedeni ne olur- sa olsun savaş bitmiyor dünyamızda. Savaş ger- çeğini de açık seçik yansıtıyor ekranlar. Kim sa- vaştan, kim banştan yana, niçin? Kalıcı banşın ko- şullan niçin oluşamıyor? Nedenleri, çünkü diye sa- yabiliriz, ama saymak yetmiyor! Koşulları değiş- tirecek güce ulaşmak gerekiyor. Yoksa dünyamız devlerle cüceler arasında bir savaşa sahne olu- yor ancak. Silahlar konuşuyor, insanlar susuyor. Konuşanları susturmak çabası da yoğunlaşıyor. Bu bir yaşam biçimi oluyor neredeyse! • • • .:..w.,.. Yok, yazımt karamsar değil iyimser brtirece- ğim. Çünkü iyimserlik duyuran olaylar da yaşıyo- ruz. Her gün her yerde, siz de yaşıyorsunuz. Ölü- mün soluğuna karşın yaşama sevincini soldunna- yanlar var. Örneğin, Dr. Oktar Babuna umudu- nu yitirmeden bekliyor. Onu yaşatmak için baş- layan güzel yanş var sonra. Sağlık sorunlannı çö- züm yolunda, geri kalmışlığı aşmak için yan ya- na gelenler, güzel bir amaçta bütünleşenler. Bu bütünleşme başka dallarda da yaşanabilir, haklı bir çağrıya içten bir katılım oluşabilir değil mi? Dr. Oktar Babuna'ya gösterilen ilginin amacı- na ulaşmasını diliyorum. Sağlığına kavuşması gü- zel bir armağan olacak hepimize. Bayramı o sevinçle kutlamak umuduyla. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA: 1/ Gösterişsiz, küçük lokanta. 2/Sabahyeli... Iskambillerle oynanan bir tür oyun. 3/ Avru- 4 pa'da bir ır- mak... Muğ- la'nın bir ilçesi. 4/Bireylerara- sında ortak simgeler siste- 8 miyle gerçek- leştirilen anlam ° ve bilgi alışverişi. 5/ Çok kokulu bir tür kah- ve... Nâzım Hikmet'in bir oyunu. 6/ Kimi ağaçlardan elde edilen 3 bir tür yumuşak reçi- 4 ne. 7/Birbağlaç...Du- manlekesi...Büyükbaş hayvanlara verilen or- tak ad. 8/ Incir ağaçla- nndadöllenmeyisagla- 8 yanbircinssinek... Yu- 9 nan mitolojisinde evli- lik tannçası. 9/ Halk dilinde bir çeşit basmaya verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Keçeden yapılmış çadır. II Kürkü değerli bir yaban kedisi... Bir göz rengi. 3/ Bizans kiliselerinde kadın- laraaynlanbölüm... "Aşkderdiyle hoşem — çek ilâ- cımdan tabib" (Fuzuli). 4/ Hububat tozu... Dört teker- lekli bir at arabası. 5/ Bir soru eki... Bilinç. 6/ Belli iki yer arasında gidip gelebilme... '"Evet" anlamında kul- lanılan bir söz. 7/ Birine, etkisi yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bulunan kimse. 8/ Tespihlerin baş ta- rafına takılan uzunca parça... Bir etkinliğin geçici ola- rak durdurulduğu süre. 9/ Izlanda'nın plaka işareti... "Sövme, küfür" anlamında argo sözcük. tLAN TC BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1999/123 Mahkememizce verilen 16.3.1999 tarih 1999/123 esas ve 1999/251 sayılı karar ile Hamdi ile Zehra'dan olma 1938 doğumlu Gülten Şenkal'ın hacir alhna alın- masına, kendisine eşi Hüseyin oğlu 1945 doğumlu Ali Ekber Şenkal'ın vasi olarak tayinine karar verılmiş olup, işbu vasi karanna kanuni süresinde itiraz edilme- diği takdirde hükmün aynen kesınleşeceği tebliğ yeri- ne kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 12387
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle