20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 1999 PERŞEMBE 14 KULTUR Şair, yazar Salâh Birsel ardında pek çok yapıt bırakarak 80 yaşında yaşamını yitirdi Dili ve düşünceyiparlattıTURGAYFtŞEKÇİ Salâh Birsel. Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu kitabında ballandıra bal- landıra anlattığı o kahvelerin. pas- tanelerin, meyhanelerin edebiyat ortamını beslediği, banndırdığı yıllarda yazma uğraşına yöneldi. Bu ünlü mekânlann baş kişile- rinden biriydi. O sıralarda "Ga- rip" şairleri ilk şiirlerini çoktan yayunlamışlardı. Belki birazon- lann havasından etkilenmışti ama, farklı bir şiir yazıyordu. Ülkemiziıı kültürhayatının Rö- nesansı diyebileceğimız 1940'lar- da aynı anda "Garip"çiler, Dağ- larca, Necatigfl. 40 Toplumcula- n şiirler yazıyor, Sait Faik hikâ- yeleriyle bu türü almış bir yerle- re götüriiyordu. Zekâ ve duygu çok farklı birbi- reşimle kaynaşıyordu onun şiir- lerinde. Halk şiirinı anımsatan bir yalınlık gözlense de, bunun ne- dcni yazdıklarının halk şiirine benzemesi değil, şiiri yoğunlaş- tırma, damıtma çabasıydı. Bu ya- hn söyleyişli yoğun şiirler bir yan- dan da ince bir alaycılıkla sarma- lanıyordu. Bu üç özellik, Salâh Birsel şiinnin başlangıcından son- lanışına dek başat ögeleri olma- • Zekâ ve duygu çok farklı bir bireşimle kaynaşıyordu onun şiirlerinde. Halk şiirini anımsatan bir yalınlık gözlense de, bunun nedeni yazdıklannın halk şiirine benzemesi değil, şiiri yoğunlaştırma çabasıydı. Denemelerinde geliştirdiği dilin başta gelen özelliği ise bir yandan konuşma dilinin unutulmuş ya da az kullanılmış sözcük ve deyimlerini yeniden kullanıma sokması, kendi bulduğu deyiş özellikleriyle zenginleştirmesi, öte yandan şiirine de egemen olan alaycı tavn düzyazılannda da sürdürmesidir. ' - yı sûrdürdüler. İlk şiir kitabı Dünya İşleri 1947'de yayımlandığında henüz yirmi sekiz yaşmdaydı. ama da- ha ilk kitabında şair kışiliğini or- taya koyan olgun bir ürün ver- mişti. Ikinci kitabı, sanki şiiri ne denli önemsediğini, üstûnde ne çok düşündügünü gösterircesine Şiirin Ökeferi (1952) adlı bir afo- rizmalar kitabı oldu. Bu kitap için çagdaş Türk edebiyatınin "Genç BirŞaireMektuplar"ıdır diyebı- liriz. Bu kitapta şiir üstüne söy- lenebilecek hemen tüm özlii bıl- gilerbirarada sunulmuştur. Şiire ilgi duyan herkesin bugün de ya- rarlanabileceği temel yapıtlardan biridir. Salâh Birsel'in üçüncü kitabı edebıyatımızda yine bir ilk. 1955'te yayımlanan Günlük, ede- biyatımızda yayımlanan ilk gün- lüİc kitabı olma özelligini taşıyor. Gûnlüktûrünü NuruEahAtaç yay- gmlaştırrruş olsa da, Salâh Birsel, kendine özgii yazarlıgını günlük türünde de gösterdi. Ataç'ın kar- şısına farklı biryazın adamı kim- liğiyle çıktı. Aynı yıl ikinci şiir kitabı Haci- vat'ın Kansı yayımlandı. Onu 1960'ta Ases. 1961 'de Kikirikna- me izledi. Bu yıllarda şiirimizin egemen akımı olan İkinci Yeni anlayışı da Salâh Birsel şiirini fazla etkilemedi. Başlangıç yılla- nnda görülen şiirinin temel özel- Iikleri değişmedi. 1960'ta Ankara Üniversitesi Basımevi müdürlüğü göreviyle Ankara'ya yerleşen Salâh Birsel, bu tarihten 1973'e dek Türk Dil Kurumu Yayın Kolu Başkanı ola- rak da çalıştı. 1972'de emekli olup kendini tümüyle yazarlığa verince, yıllar boyu süren birikimleri büyük bir ürün patlamasına neden oldu. Peş peşe yayımlanan deneme kitap- lanyla bir yandan kendine özgû bir deneme dili geliştirdi, yapıt- lannı bu dil üzerine kurdu, öte yandan da bu yeni dil, deneme türünün okurunu genişletti. "Sa- iâb Bey Tarihi" başlığı altında ya- yımlanan ve yazann kendi genç- lik yıllannın da içinde oldufu dö- nemlere ilişkin anı-deneme kan- şımıyapıtiarolan Kahvder Kita- bı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğhı gibi kitaplar hem konulannın ilginç- liği hem de begeniyle okunan dil- sel özellikleriyle an arda yeni ba- sımlar yaparak yaygın bir okur kitlesine ulaştı. Salâh Birsel'in denemelerinde geliştirdiği dilin başta gelen özel- liği bir yandan konuşma dilinin unutulmuş ya da az kullanılmış sözcük ve deyimlerini yeniden kullanıma sokması ve bunlan ken- di bulduğu deyiş özellikleriyle zenginleştirmesi, öte yandan da şiirine de egemen olan alaycı tav- n düzyazılannda da sürdürmesi- dir. Bu dili oluşturabilmek için nasıl bir kazıbilimci gibi çalıştı- ğını. eskı metinler, kartotekstler, fışler, doiaplar arasında aylar, yıl- lar geçirdiğini de iyi biliyorum. O tatlı tatlı okunan metinlerin ar- dında inanılmaz bir araştırmacı emeği yatıyor. Deneme yazan olarak bu den- li ünlenmesi. onun şair kişiliğinin önemli ölçüde gölgede kalması- na neden oldu. Oldukça az yazan bir şair olması 1980 de Köçekçe- ler'in yayımlanmasına dek şiir kitaplannm ortalıkta olmaması sanki onun şiirdışı birkişilikmiş gibi algılanması yanılgısını doğur- du. Düzyazı kitaplannm sayısmm yirmi yediyi bulduğu 1993'ten başlayarak Salâh Birsel yeniden yoğun bir biçimde ilk uğraşı şi- ire döndü. 1993 ve 1994'te birer, 1995'teüç, 1996'dabir. 1997'de iki, 1998'de de bir yeni şiir kita- bı çıkardı. Bu dönem şiirlerindeki en be- lirgin özellik, düzyaalan için bul- duğu, biriktirdiği ya da türettiği pek çok ilginç sözcüğü şiir kur- makta kullanması oldu. Salâh Birsel'in deneme yazan olarak çok tanınan bir yazar ol- ması, ne yazık, şairyönünü bir par- ça gölgeledi. Kendisinin de bunun kınklığı içinde olduğu belli olu- yordu. Şiirimizde Orban VeB, Behçet Necatigil gibi ünlülerin olarak tanınan kimi söyleyiş bi- çimlerini aslında kendisinin on- lardan önce kullandığını. ama bu- nun aynmsanamadığını söyler- di.Deneme yazarlığının yeterin- ce tanındığı ve bilindiği söylene- bilir, ancak önemli bir şair oldu- ğu, şiirimizdeki yeri üstüne söy- lenecek çok şey olduğuna inanı- yorum. Bu yıl 250. doğum yılı nede- niyle çeşitli etkinliklerle anılan Goethe üzerine dilimızdeki en önemli kaynak yapıtlanndan bi- rini de yine Salâh Bey yazdı. Salâh Birsel'in son olarak Adam 1999 Şiir Yıllığı 'ndayayımlanan 'Iuh' adlı şiiri: Nerelerden göçmüşüm ben Nerelerden sızmışım Hangi elekten hangi kalburdan Elenmişim habersîzce llişkilerim var pitik prtik Evim yok arabam yok sevgilim yok Bleh bleh bleh Oostlanm yok yemezzadelerden Karpuzlann kavunlann önünde Korkarak bakınınm lııh der rterim Ellerini kirişli kafalann *'. \' Düş evimdir sokaklar ' Orta yerinden alırsam birini Ötekini çekinmeden Cebime sokanm • . . - x - >• Bir iskele bir sancak Tüm insancı derneklerini yoklanm Kapıda gönlümü çıkanr Ayakkabılarını giyerim tatava'nın "Kimsenin ardından gitmedi. kimse de onu îztemedi. Yarabcıhğuı gerçek ilkesinin yalnızhk olduğunu büenlerdendi." 'Şiir içinde şiir yaratüVEDATGUNYOL: Sözcük içinde şiir ya- ratan bir şairdı. Türkçeyi geliştiren. dilimizı zenginleştiren birdenemeciydi. Şiiriçinde şi- ir yaramıstır. MEMET FUAT: Çok üzûldüm. Düzyazı- sı da, şiiri de ayn güzel, kimselere benzeme- yen, bambaşka bir sanatçıydı. ORHAN DURU: Bir usta ozanı, kendine özgü bir yazan yitirdik birdenbire. Ölümler her zaman beklenmedik olur. Arnk'^ngn'mm- gır' diyemeyeceğiz kolay kolay. Birsel'in ya- zınımız içinde hep ayn bir yeri oldu. Bu ay- nlığı ve özgünlüğü kendi çabasıy la, kendi kı- şiliğiyleyarattı. Denemeleriyle, anlattığı Be- yoğlu ve Boğaziçi'yle bir yerleri yeniden canlandırdı belIekJerirruzde. Her zaman esin- lendiğimiz bir insan olarak kalacak. ŞÜKRAN KURDAKUL: Yaşama tu- tunma çabası, yazma hevesi dalınday- dı henüz. 1940 kuşağınmçokyönlü ede- biyat adamlanndan birini yitirdik. Üz- günûm. TURGAYGÖNENÇ: Salâh Birsel, şı- irin ilkelerini oluştururken kendi şiirini de bu ilkeler üzerinde kurarak geliştir- miş bir ozan kimliğidir. Şiir üzerine sü- rekli düşünmüş, salt kendi şiirine kapan- mayıp, çok farklı seslere açüabilmiş, özgün bir ozan, denemeci. 1959 yılında yakından tanımaya başladığım zaman onun şiirini zen- ginleştiren kaynaklann görsel sanatlarla bir- likte çok yönlü bir açılıma dayandığııu gör- düm. Salâh Birsel'in denemeci ve günlük- çü yanı da şiire koşut bir özgünlük içer- miştir. Edebiyatımızın gerçek anlamda renkli kişiliklerinden biriydi. Şiirinin daha sonra daha iyi anlaşılacağına ina- ruyordu. SELİMİLERİ: Birsel, gençliğimin en güzel anılanndan biridir. Düşünün, bir büyük usta, yazısında sizin genç- lik işi eserinizden söz açıyor. O ne unu- tulmaz bir sevinç, bir onurdur. Yüce gönül- lü bir sanatçımızdı, gizli ustahklar şairi, in- sana yaşama umudu veren denemeler yaza- n. Daha nice yıllar yaşasaydı keşke. OKTAY AKBAL: Hepimiz öleceğiz, bun- dan kaçamayız. Salâh Birsel, yaşantımm 60 yılınıdolduranbirarkadaşım. Sadecebirede- biyatçı, şair olarak değil bir arkadaş olarak da sevdim. Şürleriyle, kitaplanyla derin bir kül- tür ağırlığı olan denemeleriyle çağdaş edebi- yatımızın en önemli kişilerinden biriydi. SAMİKARAÖREN: Salâh Birsel, yazın dünyamızda ölümüyle bir boşluk bırakmış- tır. 1940'11 ve 1950'li yıllarda şair olarak gö- züken Salâh Birsel, bence şiirde o dönemin önüne geçemedi, ama düzyazıda, denemede, anılarda. çok önemli yer tutan yapıtlar ver- di. Denemeleri gençler arasında çok tutuldu. Onun bazı sözcükleri kullanış biçimi kimi- lerince yadırgansa da o uydurma şekli çok- lannm hoşuna gitti. Bir dönemin rengi sayı- lıronun şiiri. Şiirüstüne kuramsal yazılan ise her kuşağın okuması gereken yazılardır. TOMRİS UYAR; Salâh Birsel'in dili, me- tin dünyası üstüne yeterince yazdım, ama bir dost olarak beni asıl etkileyen, onun 'çetebi Idşifiği', hoşgörüsü ve günümüzde artık eşi- ne pek rastlamadığımız hınzır zekâsıydı. UĞUR KÖKDEN: Salâh Birsel'in kay- bıyla 1940'lardan bir çınar devrildi. O, de- nemenin beylerindendi. Şiir ülkesinden ge- lerek denemeye geçmesi, Birsel'in kalemi- ni bir kat daha yalın, keskin ve seçkin kılmış- ti. Okurlan, onun kendine özgü sözcükleri- nin arkasında. nice yazann, nice kitabın ve nice Istanbul kahvesinin gizemli öyküsünü izleme flrsatı buldular. Soğukkanlı biryazış biçiminin ve sağduyunun temsilcisi kimliğiy- le, derinden akan birmizah ırmağının zerre- lerini denemelerine sürekli yansıtan bir ya- zardı. FÜSUNAKATU: Salâh Birsel her şeyden önce edebiyatımız için büyûk bir kayıp. Be- nim şahsi kaybım da çok büyük. Çok güzel bir dostluğumuz vardı. Yaptığımız edebiyat sohbetlerinde yaşamımıza ve edebiyatımıza renk katan yeri doldurulmayacak bir insan- dır. Gerek bir ağabey olarak gerekse edebi- yatımızdaki yeri kolay doldurulmayacak ve unutulmayacak. Her zaman belirrtiğim gi- bi deneme türünde tekri. Edebiyatımız- da o türü var etmiş, çok çalışkan bir in- sandı. ATAOLBEHRAMOĞLU: Şiirimi- zin çok özgün bir ustasını yitirdik. Bir- sel kendine özgü dünyası, kavramlan ve i, sözcükleriyle başlı başlma bir dil ve şi- ' irokuludur. Denemelerindeki benzersiz lezzetteki özgün dil, dünyaya sözcü- ğûn tam anlamıyla Salâh Birsel 'ce ba- kışm ürünüdür. Birsel'e modern şiiri- miz çok şey borçludur. FERİT EDGÜ: Zekâ ve 'humo- ur' ürünü şürleriyle kimselere ben- zemeyen ve kimseierin kendisine benzemediği, denemelerinde ele al- dığı konulan, kendine özgü bir dil, üs- lup ve 'humour'la işleyen; denemeyi bir yaratıcılık düzeyineçıkaran, Türkçenin zen- ginleşmesine, çağdaşlaşmasına katkıda bu- lunan şair ve yazarlanmızdandı Salâh Birsel. Kimsenin ardından gitmedi, kımse de onu izlemedi. Yaratıcılığın gerçek ilkesinin yal- nızlık olduğunu bilenlerdendi. Belki bune- denle böylesi verimli biryazarlık yaşamı ol- du. Yazmımızda örnekleri her geçen gün bi- raz daha azalan; düşünen sorgulayan, diline saygı duyan, onu zenginleştiren; kendine öz- gü sesi, zengin bir sözcük dağarcığı, renkli üslubu, eşsiz bir humour'u olan bir yazar ve şairi yitirdik. REFİKDURBAŞ:40 kuşağının, o öyJe der- di, en kendine özgü ve özel bir deneme us- tası, günlük yazan ve elbette şairi idi. Uzun yıllara dayanan birdostluğumuz oldu. Ölüm haberini, uzun yıllar yaşadığı onun Anka- ra'sına giderken yolda aldım. Salâh Bey ola- rak edebiyanrmzın, hayarımızın, tarihini yaz- mıştı. Demek şimdi de ecelin, Salâh Bey'in tarihini yazmasının zamanı gelmiş. Sozcuklerin ardından koşan bir yazarım Kültür Senisi - Şair-Yazar Salâh Birsetdün sabahsaat03.00'te evin- de geçirdigi kalp krizi sonucu yaşa- ma vedaetti. Daha önce kalbiyle il- gili ciddi birrahatsızlık geçirmeyen Birsel 80yaşındaydı. Birsel in cena- zesi bugün Teşvikiye Camisi'nde kı- lınacak öğle namazının ardından Başlıca yapıtları 5Hr kftaplan: • Köçekçeİer. (1980'e kadar olan yapıtlann toplamı) • Yateffi, 1994 • İnceDonanma.1995 • Rumba da Rumba, 1995 • Çariestoa 19% • Sevdim Seni Ey tnsan, 1997 • Başv«A>-ak, 1997 • Nardenk. 1998 Deneme. eie$tiri güniük • ŞHrinttkeleri. 1952 • Günlük. 1955 • Kendinıte Konuşmabr. 1969 • Şür^Cinayet, 1975 • IûtfıveterKİtabı.1975 • Ah Be><»ğlu Vah BejDğta, 1976 • KurutulmuşFetsefeBahçesi, 1979 • Boğaziçi Şıngır Mıngır. 1980 • PtfwPuf, 1981 • Amerikalı Totstoy, 2983 • İstanbul-Paris, 1983 • ŞişedekiZeDcL 1986 • Asansör. 1987 • Kedaer, 1988 • Aynalar Gunlüp. 1988 • Ba>SessizHk.l990 • YaşlıhkGünlüğü, 1992 • Gandhi ya da Hint Kiraanın Gölgesindc. 1993 • GeceMavisi,1994 Roman: • DörtKöşefi Üçgefl. 1961 inceieme: • FransH Resminde Izfenimcffik. 1967 • Goethe Feriköy mezarlığında toprağa veniecek. 1919da Bandırma'da doğan Bir- sel, ilk ve ortaöğrenimini Izmir'de Sa- int- Joseph Lisesi'nde tamamladı. 1937'de Izmir Erkek Lisesi'ni bitir- dikten sonra Istanbul'a gelerek Hu- kuk Fakültesi'nde ögrenime başla- dı. İki yıl sonra buradaki eğitimini yanda bırakarak Edebiyat Fakülte- si Felsefe Bölümü'ne geçti ve 1948 yılında mezun oldu. Fransızcaöğret- meni.ÇalışmaBakanlığı'ndaişmü- fettişi olarak çalışan Birsel, Istan- bul Cniversitesi'nde daha sonra da Ankara Üniversitesi Basımevi'nin müdürlüğünde bulundu, bu görevin- den 1972 yılında emekliye aynldı. Yazın dünyasına 1937 yılında Gündüz Dergjsi'nde yayımlanan şi- irlenyle girdi. 1940-50 yıllan arasın- da İnkılapçı Gençiik. Sokak, insan, Seçilmis Hikâyeter gibi dergilerde şiirleri yayımlandı. Yenilik, insan. Sokak ve Nokta dergilerini yayım- layanlar arasında yer aldı. 1940 kuşağı içinde zekâya daya- nan alaycı şürleriyle tanınan Birsel. kendısinı 'Ben sözdiklerin ardıodan koşan bir yazarun. Bir sözcük hok- kabaayım' diye nitelendiriyordu. 1960"tan sonra uzun denemelere ağırlık veren Birsel, günlük konuş- ma dilinin az bilinir sözcük ve de- yimlerini, kendi yarattığı ilginç de- yişleri ve şiirine egemen olan alay- cı tavn bol bol kullanarak ilgiyle okunan yazılar yazdı. Toplum ve in- sanlık sorunlanna 1986'dayayımla- dığı 'Şişedekı Zcnd" adlı kitabıyla yer veren Birsel, İstanbul'da edebiyat- çılann bir araya geldiği kahvehane- ler, eğience yerleri, Boğaziçi 'nin ya- lılan, buralarda yaşamış edebiyat, siyaset adamlanyla ilgili bilgileri, kendi anılanyla birleştirerek 'Salâh Be>r Tarihi' adlı diziyi oluşturdu. 1990'lardan sonra yine şiire dön- dü Birsel 'Keçi Çobanı Kuzu Çoba- nı' adlı denemesiyle 1970 TRT De- neme Başan Ödülü'nü. 'Şiir ve G- najef adiı kitabıv la 1976 TDK De- nemeElestiriGeziÖdülü'nu, 'Pafve Puf adlı kıtabı> la İş Bankası Dene- me-Elestiri Büyük Ödülü'nü, 'Var- duman' adlı şiir kitabıyla da 1994 Behçet Necatigfl Şiir Ödülü'nü aldı. IŞELDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKtYE Mart Ayında Şiir Gelir! Postacı kapıyı bir kez çaldı; san bir zarf tutuş- turdu elime; zarftan iki "şey" çıktı. Biri her ay, da- ha zarfı görür görmez tanıdığım Adam Sanat der- gisi. Adam Sanat bu sayı "şiirle dolu. Memet Fuat "SevgiliŞye yazdığı mektuplan "Son Mektup"'\\e noktalıyor. Hemen ardından, ilhan Berk'in "şiiri da- ha çok biçimsel olarak temalaştırdığı" şiirsel de- nemeleri. Yoksa denemesel şiirleri mi demeliyim? Oktay Rifat'a ilişkin iki yazı: Enis Batur'un bir "okuma denemesi" ile Önder Otçu'nun kapsam- lı "çözümlemesi." Murathan Mungan'ın Cemal Süreya'nın Üvercinka'sına ilişkin bir yazısı. • Refik Durbaş'ın son şiiri: Biryaprak daha düştü takvimden Bir gün daha genç ömrümden Bana, sen düştün hatıramdan. Şiirlerini Adam Sanat'ta gördüğümüz Eltf, yine şiirini Istanbul'a çok uzaklardan (NY'tan) gönde- riyor. Dergide yer alan öteki şiirter ve: Zarftan çıkan ikinci "şey" ise, yedi yılldır her mart kapıyı çalan Adam Şiir Yıllığı. 1999 Şiir Yıllığı her yıl olduğu gibi Adam Sanat dergisiyle birlikte ve- riliyor... (Aylık dergi bağlamında şiirden söz ediyorsak, Varlık'taki Haydar Ergülen'in yazılanna da bir gön- derme yapalım: Şiir sevgisiyle kaleme alınmış, "şi- ir yûklü" yazılar; bir şairin yüreğinden kopup ge- lenler. Bu yüzden değil mi, keyifle okumamız...) • • • Adam Şiir Yıllığı'nı Mehmet H. Doğan hazırlı- yor. Şiir Yıllığı'nın öneminin geçen yıllarda da altı- nı çizmiştik. Böylesine bir yıllığa çok çok gereksi- nimimiz olduğunu birkaç kez yazmıştık. Her geçen yıl bu önemin dana da arttığına ina- nıyorum. Mehmet H. Doğan, bütün bir yılı "şiir eksenin- de " tanyor. Yılın şiir dökümünü, böylece her yıl eli- mizin altında buluyoruz. Geçen yılın yayımlanan şiir kitaplan, tartışmalar, ödüller, yazılar vb. yer alıyor. Her yıl olduğu gibi, Mehmet H. Doğan'ın seçtiği, yıl içinde yayımlan- mış şiirler var. Mehmet H. Doğan, yüz otuzbeş şairden birer şi- ir seçmiş (bir-ikı şairden iki şiir; Dağlarca'dan üç kısa şiir). Şiirlerin büyük bir bölümü (birkaç tanesi hariç) edebiyat, sanat, kültür dergilerinden alınmış. Her yıl olduğu gibi, Doğan, genel bir değerlen- dirme yapryor. Bu yıl, önceki yıllıklara ilişkin (1993/98) "doğru-yanlış" cetveli koymuş. Özcesi, Adam Sanat'ın bu sayısı, mart sayısı çünkü, şürle dolu; şiirle yıkanmış... ••• Martla bahar gelir -bir ara kış dönecekmiş gibi olsa da-, martla şiir gelir; kim bilir belki de tüm bun- lar "8 Mart"tan dolayıdır. Mehmet H. Doğan 1999 Şiir Yıllığı'na Attifâ ll-, han'ın, Varlık'ın Ekim 1998 sayısında yayımlanan bir şiirini (Neydi O Bir Zamanlar) de almış. Üstadın, bir süre "yeni şiirlerini" okuyamamış- tık. Ekim ayında, Varlık ıle heyecanlandık; şimdi gö- zümüz, söz llhan'dan açılmışken, yüreğimiz deme- liyim, sabırstzlıkla beklediğimiz "yeni kitap'ta: ıstanbul ve sen I ikimizden kalanlar tekrar tekrar ısraria yaşayıp durduğum çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar rûyâ mıdırgerçek mi kendi kendime sorduğum ıstanbul ve sen I neydi o bir zamanlar Gülsîn Onay ve Yoshinao Osavva, İZDSO'da • Kültûr Servisi -fzmir Devlet Senfoni Orkestrasrnın (IZDSO) bu haftaki konuklan şef • Yoshinao Osawa ve piyanist Gülsin Onay. Yann saat 20.30'da ve cumartesi günü saat 11.00 'de Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan konserde Chopin ve Dvorak'ın yapıtlan yorumlanacak. fZDSO'nun yann saat 10.30'da gerçekleştireceği açıklamalı provayi öğrenciler ücretsiz olarak izleyebilecek. Aksanarta gravür serglsi• Kültür Servisi - Aksanat Cep Galerisi'nde William Tumer ( 1777- 1851), Copley .?• Fielding( 1787-1855) ve William Clarkson Stanfıeld ın (1793-1867) gravürlerinden oluşan sergi bugün açılıyor. 10 Nisan'a dek sürecek olan sergide yer alan metal baskının üç ünlü ustasının yapıtlan Turhan Akbaş koleksiyonundan derlendi. '19. yüzyılın ünlü 3 Ingilız sanatçısından gravürler' başlıklı sergiyle dönemin baskı tekniğinin yanı sıra Ingiltere'nin doğa ve mimari görünümleri de gûndeme gelecek. liyatro Boğaaçi, İzmrrte • Kültür Servisi- Tiyatro Boğaziçi, Tiyatro...Yeniden' adlı oyunu 13 Mart Cumartesi günü saat 15.00 ve 20.00'de lzmit Şehir Tiyatrosu SEKA Salonu'nda sahneleyecek. Oyunun kurgusu Uluç Esen ve Cüneyt Yalaz'a. rejisi ise Uluç Esen, Cüneyt Yalaz ve Örner F.Kurhan'a ait. Oyunda, yıllar önce muhalif tiyatro yapan, sonradan dağılan grup üyelerinin tekrar bir araya gelerek daha önceden çalışıp da oynayamadıklan Moliere'in Zorla Evlenme si üe seyirci karşısma çıkmalan konu ediliyor. Hikmet Karagöz'ün sepgisi • Kültür Servisi-Tiyatro sanatçısı, ressam Hikmet Karagöz'ün resim sergisi 27 Mart'a dek Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde yer alacak. 1946 yılında Samsun'da dünyaya gelen Karagöz, 1964 yılında profesyonel tiyatro sanatçısı olduktan sonra hobi olarak suluboya resim çalışmalanna başladı. Bugüne dek 9 sergi açan sanatçı yapıtlannda doğa temasını ele alıyor. (343 10 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle