20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorir Hikmet Çetinkaya 0 YaznşleriMüdüru: Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdurü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser lstıhbarat' Cenglz Yıldınm 0 Ekonomı. Özleın Yiizak 0 Kültûr Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge: Edib« Buğra 0 Yurt Haberleri MehmetFaraç Yayın Kurulu: llhın Selçuk (Başkan), Ortun Erinç, OkUy Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, Ibrahim YıMız, Orfaan Burnh, Mnstaft BaRny, Hakan Kara. Ankara Temsilcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 tzmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H.ZıyaBlv. 1352 S.2/3 Tel:4411220, Faks:4419117 • AdanaTemsilcisıÇetiııYiğenoğlu, InönüCd 119 S. No:l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks-363 12 15 Müe&sese Muduni Üstnn Aknren # Koordınalor Ahmet koruban • Muha- sefce Bükot Yener • ldare Httseyin Gnrer* Bılgı-tşlem Nıilİnal»Bıigı sayarSıstem Mirihet Çler9Sattş FazietKnza MEDYA C: • Yönetim Kunılu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran 0 Koordınatör Reha Işıtman • Genel MuchirYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-51384*0*1,Faks 5138463 ^a>ımla>aD >e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm ve Yayıncılık A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 343Î4 Ist PK 246 tstanbul Tel (0'212) 512 05 05 {20 hat) Faks 10 212ı 513 85 95 MART 1999 Imsak: 5.07 Güneş: 6.33 Öğle: 12.24 Ikindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.22 ÇYDD Kartal'da ağaç dîkti • tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesi, gecen yıl Kartal Aydos Köyü"nde yanan ormana ağaç dıktı. 250'si çocuk 300 kişinin katıldığı törende bir hektarlık alana ağaç dikildi. ÇYDD yetkihleri, 75. yıl etkinlıkieri kapsammda ağaç diktiklerini, herkesin buna duyarlı olmasını istediler. ÇYDD. daha önce de Silivri Beyciler Köyü'nde hatıra ormanı oluşturmuştu. Yetkililer 60 hektar alanın yandığı bölgenin ağaçlandınlacagını belirttıler Tehlikeli ilaçlar • NEVVYORK (AA) - ABD'de doktor tarafindan tavsiye edilse dahi alınmasında sakınca bulunan ilaçlarla ilgili bir katalog yayımlandı. Dr. Sidney Wolfe tarafindan "En lyi ve En Kötü ilaçlar" adıyla hazırlanan kataloğun 160 ilacı kapsadığı belirtildi. Katalogda şeker hastalıgı, şişmanlık. agn, yüksek tansiyon ve mide yanmasına karşı yaygın biçimde kullanılan tanınmış ilaçlar da yer alıyor. Kalbi konumanın 9 yolu• ANKARA (AA)-Milli Eğitim Sağlık Eğitimi Vakfı'nın hazırladığı ayhk bültende vücutta motor işlevi gören ve yaşamın anahtan olan kalbi korumak için 9 yol gösteriliyor. Yazıda ağndığı ve çarptığı zamanlarda varhğı hissedilen kalbin sağlığı için uzmanlar, günde en az bir kere içten gülünmesi. sigara ve stresten uzak durulması. tansiyon ve kolesterole dikkat edilmesi uyanlannda bulunuyor. Kapadokya'da turizm sezonu • NEV ŞEHİR (Cumhuriyet) - Türkıye'nin önemlı turizm merkezlennden Kapadokya bölgesinde turizm sezonunun 15 Mart'ta açılacağı bildirildi. Kapadokya Turistik lşletmeler Derneği Ba§kanı Ahmet Bayram, daha önceden 15 Nisan olarak başlatılan sezonun turistik potansiyel nedeniyle 15 Mart'ta başlatılacağını söyledi. Seyahat endüstpisi • ANKARA (AA) - "Seyahat endüstrisi" olarak anılan turizm sektörûnün 2000'li yıllarda dünyada birinci sektör haline geleceğinin hesaplandığı belirtildi. Ekonomi Muhabirleri Derneği "nin (EMD) yayın organı EKONOM Dergisi'nin Temmuz '98- Ocak' sayısmda yayımlanan "Türkiye Turizmi Nereye Gidiyor'" başlıklı yazıda Türkiye"de turizmin 9O'lı yıllarda ivme kazandığı ve OECD ülkeleri arasında tunzm gelirlerini yılda ortalama yüzde 17 oranmda arttıran ülke olduğu anlatıldı. Mir'den dünyaya döniiş • ANKARA (AA) - Rus uzay istasyonu Mir'de çalışan iki kozmonot, dûnya yörüngesindeki eski uzay aracından Soyuz kapsülüyle aynldıktan sonra dün sabaha karşı Kazakistan'ın bozkırlanna paraşütlerle indiler. Rus kozmonot Gennadi Padalka ağustos aymdan beri uzaydaydı. Slovak kozmonot Ivan Bella ise Mir'de bir hafta kaldı. Hazine Müsteşarlığı'nın raporuna göre Türkiye'ye 25 milyar dolarlık kaynak gerekiyor 2000 yJı maliyeti 1.6 trilyon dolarBANÜSALMAN ANKARA - Hazine Müsteşarlıgı, Türkiye için 2000 yılı sorununun ma- liyetini hesaplayan tek kuruluş olan Sofrvvare Productivıty ResearcrTe (SPR) göre 25 milyar dolarlık kaynak gerek- tiğini bildirdi. Çok sayıda varsayıma dayanması nedeniyle hata payı yüksek olduğu belirtilen bu araştırmaya göre, tüm dünya için 2000 yılı sorunu çözü- münün toplam maliyeti 1.6 trilyon do- lar olarak tahmin ediliyor. Hazine Müsteşarlıgı Ekonomık Araş- tırmalar Genel Müdürlüğü'nce şubat aymda "2000 Yıh Sorunu" başlıklı bir kitapçık yayımlandı. Raporda, 1970'li yıllarda veri saklama alanında tasarruf sağlama ve maliyeti en aza ındirmek ıçın tarih bilgisinin 2 haneli tutulmasından kaynaklanan 2000 yılı sorunu, bılişım sektöründe bugüne kadar karşılaşılan en büyük sorun olarak nitelendirildi. Sorunun başta bankacıhk sistemi ol- mak üzere pek çok kuruluşa zarar ve- rebileceği uyansı yapılırken. "2000yı- b sorunu hiçbir endüstri dalında. oto- motn endüstrisinde olduğu kadar yo- ğun sorun yaratmayacaknr. Çünkü bu işkolunda ana flrmaya ürün tedarik • Raporda, yalnızca birkaç kurumun işlevini doğru yapabilecek ürünler ve dizgiler kullanmasıyla sorunun aşılamayacağı, işbirliği yapılan tüm kuruluşlann aynı koşullarda hazır olması gerektiği vurgulandı. eden alt tedarikçilerbirbirlerine sıkı s- kıya bağunlıdır veçoğu zaman alterna- tifcizdir" denildi. Sağlık sektöründeki şirketlerden sorunun bilincinde olanla- nn sayısının son derece az olduğu kay- dedildi. Sağlık sektöründe bu konuya ilışkin işbirliği ve örgütlenmenin de çok zor gözüktüğü vurgulanan rapor- da, Harvard Pilgrim Sağlık Kurulu- şu'nun, 2000'de iş göremeyecek duru- ma gelecek 1500 çeşit tıbbi malzeme saptadığma dikkat çekildi. Raporda 2000 yılı sorunu için hukuki düzenle- melerin de yetersiz olduğuna dikkat çe- kildi. Raporda, Türkiye'de de\ letin so- runun çözümü için gerekli kaynaklan ayırması ve kamu kurumlannda iyileş- tirme çalışmalannı başlatması gerekti- ği belirtilirken, "Ancak önümüzdeki 1 yıl içinde biitün sorunlan çözmek müm- kün olmayabileceği için ekonomik ve sosyal hayatumz için çok önemli ve kri- tik olan sektörler belirlenerek bu alan- larda iyikştirnıe çalışmalanna öncelik verilmelidir'' denildi. Raporda, yalnız- ca birkaç kurumun işlevini doğru ya- pabilecek ürünler ve dizgiler kullan- masıyla sorunun aşılamayacağı. işbir- liği yapılan tüm kuruluşlann aynı ko- şullarda hazır olması gerektiği vurgu- landı. Raporda, 2000 yılında bilgisayarlar başta olmak üzere tüm elektronik cihaz- larda tarihlerin 1900'e dönerek fonk- siyonsuz hale gelmemesi için şirketle- rin yapması gereken teknoloji yatınm tutannın 600 milyar dolar olduğu be- lirtildi. Raporda, Türkiye üzerinde bi- linen tek maliyet analizini yapan SPR'ye göre, Türkiye'nin yalnızca teknoloji yatınmı için 6 milyar 228 milyon do- lar kaynak ayırması gerekiyor. Bu ma- lıyete dığer harcamalann da eklenme- siyle tutar yaklaşık 3 kat artıyor. Uygu- lama yazılımlan onanm maliyetlerinin de eklenmesiyle Türkiye'nin 2000 so- rununu çözüm için kaynak gereksini- mi 25 milyar dolara çıkıyor. SmhlıpsikojHitı oynamak isöyor Playboy dergisine verdiği po/Jaria ünlenen ve ardından Gess-Jeans ve HM modaevi için uzun y ıllar modeüik >-apan Anna Nicole Smith, kariyerini oyuncu olarak sürdürmek istiyor. Evlüiği nedeniyle mesleğine uzun bir süre ara veren Smith petrol milyarderi kocasının ölümünden sonra bunalıma girmiş ve 27 kilo alnuşü. Depresy on tedavisi sona eren ve fazla kilolanndan kurtulan Smith, oyuncu olarak şansını deneyeceğini ve önceükle bir korku filminde rol almak istediğini belirtiyor. Kadınlara olan cinsel ilgisiy le sık sık gündeme gelen ve bu konuda hakkında açılnuş bir taciz davası bulunan Smith, bir psikopab canlandırmaktan zevk alacağuu söy liiyür. Avrupa Parlamentosu olumlu gorus bildirdi Türkiye, AB Eğitiııı ve G^ençlik Progrann'nda tstanbul Haber Servisi - Türkiye, Avrupa Öğrencileri Genel Forumu (AEGEE) üyesi Türk öğrencilerin yaptıklan lobi çalışmalan sonrasında, Avrupa Parlamentosu' nda (AP) yapılan oylama sonucunda Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik ProgTamlan'na kabul edildi. Karara göre Türkiye, programlann 2000 yılı sonrasındaki dönemine de katılabilecek. Türkiye'nin eğitim programlanna katılımını iki yıldır engelleyen AP Kültür, Eğitim, Gençlik ve Medya Komisyonu, Alman Hıristiyan Demokrat Parlamenter Renate Heinisch'in Türkiye hakkında olumlu görüş bildiren raporunu, 25 Şubat • Avrupa Öğrencileri Genel Forumu (AEGEE) üyesi Türk gençlerin yaptığı görüşmeler olumlu sonuç verdi. Türkiye'nin eğitim programlanna katılımını iki yıldır engelleyen Avrupa Parlamentosu Kültür, Eğitim, Gençlik ve Medya Komisyonu, AEGEE'nin 3 yıllık çalışması sonucu Türkiye'yi programa dahil etti. Perşembe günü genel kurulda yapılan oylama sonucu kabul etti. AP Genel Kurulu'ndan geçen karar önerisi, mayıs ayında Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi'nde görüşülürek nihai olarak karara bağlanacak. Avrupa Öğrencileri Genel Forumu'nun (AEGEE) Ankara ve tstanbul'daki birimleri yaklaşık üç yıldır programlara Türkiye'nin katılımı için Avrupa çapında çalışma sürdürüyorlardı. AEGEE üyesi gençler, Türkiye hakkında komisyona olumlu rapor sunan Alman parlamenter Renate Heinisch'le de yaklaşık bir hafta önce lstanbul'da görüşmüşlerdi. Öğretmen Dunyası Yazıişleri Muduru Sarıhan 4 Küreselleşıneııin gölgesi şûradaydı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğ- retmen Dünyası dergisi Yazıişleri Müdü- rü Zeki Sanhan. geçmiş yıllardaki şürala- rakarşın 16. Mıllı Eğitim Şûrası'nın sakin geçmesini "eğitim birliğine geri dönülme- si, imam-hatipcilcrin ve Türk-İslam sen- tezcUerinin seskrini duyununamalanna' 7 bağladı. Şûranın Türkiye'nin eğitim reformu arayışınm ifadesi olduğunu söyleyen Sa- nhan, "Ancak farklı öneriler ve eğitimde halkçıhğı geliştirmek için yapılacak oianlar konusunda düşünce zen^nlikleri sergOen- medi. Şûra üyekori bu konuda tembel dav- ranarak. işi bakanlığa havale etti" dedi. Şûra üyesi Sanhan, 16. Milli Eğitim Şû- rası'nı değerlendirdi. Ortaöğretimde ya- pılanma arayışını yansıtan şûranın "yetiş- miş teknik insan gücü, ulusalekonomi, ulu- sal devletin güçlenntesi, toplumun refahı" konulanna yeterli vurgu yapmadığı eleş- tirisinde bulundu. Sanhan, şûra komisyo- nu raporlannda yer alan "küreseUeşme.en- tegrasyon" kavramlannın, Türk eğitim sis- temindeki hamlelerin çok uluslu şirketle- rin isteklerini gerçekleştirme izlenimini doğurduğunu savundu. "Ozetfe, Türkiye üzerinde olduğu gjbi 16. MOIi Eğitim Şû- rası'nda da emperyalizmin yeni adı küre- selleşmenin götğesi dolaşa" dıyen Sanhan, şûraya katılan Yükseköğretim Kurulu (YÖK.) üyelerine de eleştinler yöneltti. KüreseDeşme havası Sanhan, "Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Milli Eğitim Bakanı Metin Bos- tancıoğlu, eğmmin milli yanına, Türk mil- li eğm'minin temel amaçlanna vurgu yapa- rak, bazı YÖK üyelerinin yaratmaya çabş- üğı küreselleşme havasını dengelemeye ça- hşölar" dedi. Sanhan, gözlemlerini şöyle aİctardı: "TümüykHikmet Uluğbay'mese- ri olan 16. Milli Eğitim Şûrası'nın 15. Mil- li Eğitim ŞûrasTndan en önemli faıio. Türk- İslam sentezcilerin ve imam-hatipçilerin seslerinin artık duyulmanuş olmasıdır. 8 yıllık zorunlu eğhûnin aleyhinde buiunma- va Idmse cesaret edemezdL" e-posta : tan @ prizma. net tr Türksat 2A 3.uydunun yapımı 6 ay içinde bitecek ANKARA (AA)- Türkiye'nin uzaydaki yerini pekiştirecek Türksat 2A uydusunun imalat çahşmalannın başladığı, 6 ay içinde tamamlanacağı bildirildi. Ulaştırma Bakanı. Hasan Basri Aktan ile Türk Telekom Genel Müdürü Atilla Sezgin, Fransa'da Türkiye'nin 3'üncü uydusunun yapımı çalışmalanyla ilgili yetkililerden bilgi aldılar. Bakan Aktan gezisini değerlendirirken, Türksat 2A'nın, daha önce uzaya gönderilen birinci ve ikinci Türk uydulanna göre kapasitesinin bir kat daha yüksek, kanal sayısının da 32 olacağmı belirtti. FaaByet aianı Aktan, Avrasya, Türkiye, Kafkasya ve Türk cumhuriyetlerinin uyduya faaliyet alam olarak seçildiğini anlattı. Ulaştırma Bakanı Aktan, uyduda hareketli bir kameranın olacağını vurgulayarak, gerektiğinde talep olan ülkelere doğru bu kameramn yönlendirileceğini bildirdi. Aktan, "Talep eden ülkelere de hizmet verilmesi ve böylece döviz sağianması mümkün olacak" dedi. Fransa'da yapılacak uydunun 300-320 milyon dolara mal olmasının beklendiğini ifade eden Aktan, "21. Yüzyüa girerken Türkiye'nin uzayda da beüi bir üstünlüğe sahip olması, telekomünikasyon hizmetlerinde uydudan yararlanması gerekiyor. Bu bakımdan bu proje son derece önemli bir projedir" diye konuştu. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Once Bir 'Yön' BulabilmekL f\ Imaz demeyiniz, oluyor: Doğan Avcıoğlu'yla ta- vynışamadık, kader böyle istemiş: ünlü 'Yön Bil- dirisi'ne imza koyarken, ancak Içişleri Bakanlığı'nın 'özel izni' ile alabildiğim pasaport cebimde, üçüncü Paris yolculuğuma çıkıyordum: oradan da, arkasın- dan Izrnir'den de, Yön'e yazacaktım: günümüzde do- kuz kadar kitap olan 'Attilâ llhan'ın Defteri' o tarih- te başlamıştır; Doğan'ın (Avcıoğlu) ünlü ve önemli eseri Türkiye'nin Düzeni'nı bana hangi ithafla gön- derdiğini unutabilir mryim: 'Mücadele arkadaşım Attilâ llhan'a!.." Nasıl bir insandı? Bunu, vefatını müteakip, llhami (SoysaO anlatmışt. Bence, 'çözümleme' (analyse) ileyetinmeyen, uygulama pratiğine sahip 'bileşimler' (synthese) üretebilen, ender aydınlanmEdandır yan- lış ele alınıp, yanlış anlatılmış iki şeye. doğru teşhis koyup doğru anlatmıştı: Tanzimat'a ve 'Cumhuri- yet'e! Müdafaa-i Hukuk Doktrini'nin. münhasıran "vatanperverfik' olmadığını; 'Mazlum Milletier 1 için, aynı zamanda, bir 'Kurtuluş' platformu olduğunu bi- liyordu; yalnız bunu mu, 'Kemalizm'in, nihai tahlilde, 'Sosyalizm'e açık olduğunu da! Şu satıriar, kimin? Bbette, onun: "...stntfsız bir Türkiye yaratmak isteyen Ata- türk, bu ülküye kanlı sınıf savaşlanna lüzum kal- madan da, sosyal ıslahat tedbirleriyle erişilebile- ceğini gören ender insanlardandır. Gerçekten halkçı, devletçi ve devrimci polrtika, Avrupa'nın yaşadığı kanlı sosyal savaşlan önleyerek, azge- lişmtş üikelerin sınrfsız bir toplum ülküsüne doğ- ru banş içinde yol almasını sağlayabilir..." "...nrtekim fakir Afrika ve Asya ülkelerini, sos- yalist kalkınma metodlannı benimsemeye rten temel sebeblerden birisi budur. Bunun içindir ki sosyalizm, banş içinde hızlı kalkınma ve sınrfsız toplum ülküsüne erişme yolu olarak, yeryüzünün hemen hemen bütün fakir memleketlerinde kur- tuluş sloganı haline gelmiştir..." (Yön, 16 Ocak 1963) O *Yön'de olsun, 'Devrim'de olsun, 'Kemalist Sol'un üzerinde gelişeceği ve 'Sosyalizm'le buluşa- cağı platformu oluşturmaya çalışmıştı; her birisi tek- rar tekrar okunması gereken, zengin ve kapsamı ge- niş eserleri, birkaç neslin önünü aydınlatmıştır: günü- müzde de aydınlatıyor. 'Ulusal solculuğun', ülkemizdeki adı, hayli uzun bir süre, 'Yön'cüJük' olmadı mı? 'Tanzlmat'a doğru teştıis'!.. Hâlâ, acaba öyle mi yaklaşıriar? 'Erken' Cumhu- riyet döneminde, her 'millibayram'öncesi, ilko- kuldaki sınıf ööretmeni, öğrencilerine 'inkılabı' anla- tırdı: Anadoluîhtilal ve İnkılabı, 'Yeni Osmanlılar'ın ve'Jöntürkler'in zamanında giriştiği 'ıslahat hareket- teri'nin devamı gibı ele alınır; 'Meşrutiyet', Anayasa Hareketi'nin, 'Cumhuriyet' ıse, 'Meşrutiyet'in tabii sonucu olarak gösterilirdi. Sanki Batı Oğuzlan, Tan- zimat'la birden 'intibâhagelmiş', 'Meşrutiyet'le ana- yasal haklanna kavuşmuş, 'Cumhuriyet'le 'hâkimi- yet'i, kayıtsa şartsız, 'millete' kazandırmıştır! Evet, hem kronolojik olarak böyle, hem toplumsal gelişme aşaması olarak, böyle! Böyte de, Tanzimat Osmanlı'stnın 'alafranga ıslahatçılığt' ile Anadolu Ih- tilâli'nin o radikal 'ulusal demokratik devrimciliği', mahiyet itibariyle aynı mı? Kat'iyyen değil! Öyle ol- madığını, 'bizzat' Gâzi de söylemiştir Osmanlı, libe- ral emperyalist 'Sistem'in denetiminde, ona boyun eğerek, 'Batılılaşma'yı deniyordu; Anadolu Ihtilâli ise, 'Sistem'e karşı silahlı direnişe geçmişti; 'ulusla- şarak çağdaşiaşmayı' öngörüyordu: aradaki fark mu- azzamdır, sonuçlan da farklı olmak gerekirdi. Hikmet Özdemir, bu noktaya işaret etmiştir: "...Yön'cülerin Tanzimat'a ve Tanzimatçtlar'a ba- kışlan da, üstünde önemle durulması gereken bir konudur. Tanzimatçılar, Avrupalılann istedikleri reformlan yapmışlar, 1838 Tıcaret sözleşmesini imzalayıp, ardından 1839 Tanzimat Fermanı ile Türkiye'nin Batı Kaprtalizmi'nin boyunduruğun- da bir yan/sömürge olmasına ortam hazırlamış- lardır" düşüncesini aktanr, fakat tespıte katılmaz, der ki: "...başta Mustafa Reşrt Paşa olmak üzere Tan- zimat paşalan, Bat ülkeleri elçilerinin talimatla- nyla davranan, bu ülkelere kişisel çıkarlaria bağ- lı uydu Batı'cılardır' şeklindeki değerlendirmele- ri her zaman tarbşılabilir." Neden derseniz, cevap hazır: "...gerçekte Reşit Paşa ve izleyicilerinin yaptıklan, liberal bir ekonomi anlayışının ve ona yönelik yeni bir yönetim modelinin gerçekleşti- rilmesi istemine dayanmaktaydı. Onlar kuşkusuz o zamanki Avrupa'run devtet ve toplum sistemin- den ettdtendikleri için, bu görüşlere sahiptirler, ama bu, onlann doğrudan Ingiliz telkinine kapıldıkla- n anlamına gelmez..." ('Yön Hareketi', s. 119. Bilgi 'Yayınevi. 1986) Aslında 'teşhisi doğru koyan, Doğan Avcıoğlu ve Yön'cülerdi; ancak Tanzimat, böyle 'yerine oturtu- lursa', Anadolu Ihtilal ve inkılabı sahici anlamını ka- zanabilir!.. "Yön Hareketi'nin Türk fikir hayatına, özel- likle de 'Kemalist Sol' ve 'Sosyalist Sol' intelligent- sia'ya en büyük hizmeti, Tanzimat'çı 'tatlısu alafran- galığı'nın düpedüz 'sömûrgeleşmek'; Müdafaa-i Hu- kuk inkılapçılığının ise, tam bağımsız (anti/emperya- list) birzeminde, 'uluslaşarakçağdaşlaşmak' olduğu- nu netleştinmesidir. 'Sultanların sultanı' Lord Canning... Hikmet Özdemir'in yanılgısına' gelince; başka birtarihte, başka bir münasebetle, doiaylı olarak değinmiştim; bakmak ister miydiniz? "... Tanzimat-ı Humayûn kimin eseridir? 'Koca' Reşid Paşa'nın mı? lyi de, 'Koca' Reşit Paşa kimin eseri? Hiç kuşkusuz, o devirde, 'sultanlann sultanı' diye anılan, Ingiltere'nin Dersaadet Büyükelçisi, Lord Stratford Canning'in! 1853'te kansına yazdı- ğı şu mektuba bir göz atar mısınız: "...ReşkJ'le Sad- razam azledildi, o saat Padişah'a çıktım, yeniden vazifeleri başına getirildiler..." "...aynı Reşid Paşa'yı yakından tanımış olan Fran- sız devlet adamı ve tarihçisi. F. Guizot, onu şöyle an- latmış:"... Reşid Paşa, ülkesinde giriştiği hareket- lerin başanya ulaşması için, en gerekli nrteiikle- rin birisinden yoksundu; Türkiye'de güçlü bir re- formcu olamayacak kadar azTürktü..." O yüzden de, Guizot'ya göre Paşa'nın 'Türkiye'yi Avrupa'da tutabilmek için...' bulduğu çare şudur '..JVvru- pa"yı, Türkiye'de tatmin etmek!'..." "...Tanzimat-ı Hayriye, ışte bu 'tatmin'in ismidir; bu konuda, M. Fuat Köprülü'nün söylediklerine ka- tılmamak elde değil: "...Tanzimat dediğimiz inkılâp hareti, o zamana kadar tam bir ortaçağ cemiye- ti mahiyetinde olan Osmanlı Cemiyeti'nin, tabii ve dahili tekâmülü neticesi olarak değil de, bir em- peryalist ve kapitalist medeniyetin zorla kendisi- ni kabul ettirmesi neticesinde ortaya çıkti..." ('Han- gi Batı', 4. Basım. s. 199. Bilgi Yayınevi. 1996) Cumhuriyet'in yakın sonrasında, Dersaadet bü- rokrasisi ve liman burjuvazisi, yeni yönetimi nasıl yoz- laştrmıştı? 'Yön Hareketi'nin bunu teşhis ve tespi- ti, öncekinden daha az önemli değildir. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.ntlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle