Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Nilüfer Ergin, rektör tarafmdan şantiye halindeki galeriye atanmca istifa etti
'Sanata kışkırücı bîr tavır'
CORÜSLER... CÖRUSLER..
'Sivil toplum örgütleri
rahatsız ediyor'
BEDRİ BAYKAM: NUüfer
Ergnı'in MSÜ'deki görevinden
alınıp Resim ve Heykel Müze-
si'nde kendisi ile ilgisi olmayan
bir 'Şantiye' işine keyfi şekilde
atanmastnı şiddetle kınıyorum.
Yıliardır devletin ilgisiz kaldı-
ğı ve başıboş bıraktığı plastik
• sanatlar alanmda, UPSD'nin ga-
yet dogal ve hakh olarak 'mü-
ze' konusuna verdiği kaçınılmaz
önemi baltalamak, sabote etmek
ve sanki cezalandırmak amacry-
la alınmış ıntıbaını uyandıran
bu kararın derhal düzeltılerek
Sayın Nilüfer Ergin'in eski gö-
revine iade edilmesini, PSD'nin
kurucu üyelerinden biri olarak ta-
lep ve temenni ediyorum. Tür-
. kiye'de sanatın geleceğinin her
şeyden önce sanatçılann elle-
rinde olması gerektiğinin artık
bilinmesi lazımdır.
SEYHUN TOPUZ: Nilüfer
Ergin, önümüzdeki yıllarda açü-
ması 'kuvvetle muhtemeP bir
galeriye sürgünle cezalandın-
lınca istifa etmek zorunda kal-
mış. Inanamadım. Şu üç kuru-
luşu yan yana yazalım: Mimar
Sinan Ünîversitesi (MSÜ),
MSÜ'ye bagli Resim Heykel
Müzesi ve başkanı MSÜ'de ög-
retitn üyesi olan Plastik Sanat-
lar Derneği. Bu kuruluşlann var
oluş nedenleri 'sanat'. Bu ortak
payda etrafında bu kuruluşlar
güçlerini birleştiremiyorlarsa
bunun sorurnluluğu ve sorumlu-
lan olması gerekir.
Biz sanatçılar ve ülkenin tüm
aydınlan için utanılacak bir du-
rumda olan ve modern anlam-
da müze kavramı ile hiç ilişkisi
bulunmayan bu kuruluşun so-
runlannı, açıkça gündeme geti-
rip tartışmadan çözmek olanak-
sız. PSD'nin bu sorunlan tartış-
maya acma girişimi mutlaka en
iyi şekılae değerlendıritmelı.
,} Müzenin sorunlanrun çözüme
ulaşmasına katkıda bulunmak,
bütûn sanatçılann, sanat kurum-
lannın ve aydınlann ortak göre-
vidir.
CANAN BEYKAL: Nüûfer
Ergin, önce İRHM'de görevlen-
dirilmiş ve sonunda da istifa et-
mek zorunda kalmıştır. Henüz
yayımlanmamış bir raporhazır-
hğının Mimar Sinan Üniversite-
si ve ÎRHM'yi rahatsız ettigi
söyleniyor. Olay, bu açıdan ba-
kıldıgında, söz konusu kurum-
lan sivil örgütler rahatsız edi-
yor, anlamına gelmektedir.
Yıllarca devlet. sanat üzerin-
de iktidara sahip olmuşturve sa-
nat üzerinde yetkisini kullan-
mıştır. UPSD'nin varhk nedeni
bu baglamda daha iyi anlaşılır.
Ögretim üyelerinin çoğunun da
üyesi olduğu UPSD'nin başka-
nı nezdinde cezalandınlmak is-
tenmesi, hepimizin özlediği da-
ha sivil ve demokratik bir top-
luma ulaşmamızı engeller.
PROF. TOMUR ATAGÖK:
Sözü edilen müzede 5 yıl idari
görevde bulunmam ve bu müze-
nin sorunlannı ve çözümlerini ir-
deleyen birtez yazmış olmam ne-
denleriyle mûzenin sorunlan-
nın oraya eleman göndermekle
çözümlenemeyecegini bilen bi-
risiyim. Bu, ancak planlama ve
bütçe ile sonuca ulaşır. Nilüfer
Ergin'in müzede görevlendiril-
mesini planlı bir çahşmaya bağ-
lamak biraz zor.
Müzeyi önemsemek suç mu?
Müzenin iyileşürilmesi MSÜ
kadar, hatta ondan daha fazla, sa-
natçılann ilgi alanına girmiyor
mu? Böyle bir sivil toplum ör-
gütünün söz söyleme hakkı yok
mu? Kanımca, burada uygulanan
ve amaçlanan o müzede olan
eserlerin kendi hallerine bıra-
kılmalandır. 1979'dan başlaya-
rak hareketlenen müze. bugün
yönetimin dilediği gibi sessiz,
asude ve dingin bir yaşamı sür-
dürmektedir. Halka kapalı bir
müze, belki de (!) en iyi müze-
dir. Susun, konusmayın!..
tBRAHtM ÇtFTÇtOĞLU:
UPSD'nin kimliğini açıkla-
mak gerekir mi? On yılmı geri-
de bırakmış. ülkemiz genelinde
önde gelen, hemen hemen tüm
plastik sanatlar alanındaki
(500'ün üzerinde) sanatçıyı ku-
caklamış, özetle sanatçı haklan
ve sanat ortamınm iyileştirilme-
si ve beiBBfRfMI'^altşan, ctkfll*
bir sivil toplum kuruluşudur.
Ancak, başkanımız Nilüfer
Ergin, dernegin 1998 Aralık
ayındakı olagan kongresinde bir
üyemizin, Resim Heykel Mü-
zesi'nin durumuna ilişkin gö-
rüşlerini bildirmesinin ardından,
uzmanı olmadıgı bir alanda tek
taraflı bir kararla 'sürgün' edil-
di. Bu 'sürgûn', Ergin'e yapıl-
mış bir haksızhgın ötesinde
UPSD ve onun başkanına ko-
nulan bir tavırdır. Sanatçı hak-
lan ve sanat ortamımn iyileşti-
rilmesi çabalanna karşı konul-
muş provokatif bir tavırdır.
FECtRALPTEKİN
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD)
Başkanı NUüfer Ergin kısa bir süre önce Mimar
Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel
Bölümü'ndeki görevinden alınarak üniversiteye bağlı
Resim Heykel Müzesi'nde halen inşaat halinde olan
ve inşası yaklaşık iki yıl sürecek bir galeride. uzmanı
olmadıgı bir alanda görevlendirildi. Ergin, kısa bir
süre sonra yeni görevinden istifa etti. Olayın hemen
ardından UPSD tarafından yapılan basın
açıklamasında. "ErguTi görevinden istifa etme
noktasma taştyan, üreten insanı işlevsiz ve tehlikesiz
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Nilüfer Ergin.
Rektör Prof. Tamer Başoğiu
kdmayı hedefleyen, özünde sivil toplum
kunıluşlannın eleşrirel yaklaşunına engeller koymaya
çalışan zihnivetler" protesto ediliyordu. Çünkü
1998"in son ayında toplanan UPSD Olağan
Kongresi"nde üniversiteye bağlı Resim Heykel
Müzesı'nin işlerliğine kavuşması ve ihtiyaclara
cevap verebilmesıne ilişkin dilekler dile getirilmişti
ve Ergin'in görevinden ahnması. sanat çevrelerinde,
Ergin'in şahsında UPSD'ye, hatta sanatı ve sanatçıyı
korumak için mücadele eden anlayışa karşı konulan
bir tavır olarak değerlendirildı.MSÜ Rektörü Tamer
Başoğiu"nun ımzasını taşıyan karar. sanatçılar ve sivil
toplum örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.
I I I I i p B Nilüfer Ergin
Pasiflze
etme
amaçlı
Eğitimci olarak göre\r
yaptığım
heykel bölümündeki
görevimden alınarak Istanbul
Resim Heykel Müzesi'nin alt
galensinin organizasyonunda
görev almak üzere MSÜ
Rektörlüğü tarafından yapılan
yazıh görevlendirmenin, iyi
niyetli bir yeniden yapılandırma
projesinin parçası olduğuna dair
endışelerim var. Öncelikle bu
tür projelerin uzmanlık
kurullannca tartışılıp bu alana
ilişkin görevlendirmelerin
öngörüşmeler sonucunda. yazılı
görevlendirmelerden önce,
görevin içeriğine ilişkin
bilgilendirme yapılarak
sürdürülmesi kurumsal ilişkinin
gereğidir.
Derneğimizin müze sorununa
ilişkin yayına hazırlamakta
olduğu bültenin ve dernegin
olağan genel kurulunda
üyelerin müzede yer alan
yapıtlann korunması ve gelecek
kuşaklara aktanlması
konusunda dernek yönetiminin
duyarlı olması gereğini belirten
konuşmalann müze yönetimini
rahatsız ettiğine ilişkin
yanlış
değerlendiriliyor'
Nilüfer Ergin. yetişmesine hocası
ve amiri olarak katkım olan. yete-
neklibiröğrencimdir. Resim Heykel
Müzesi'nin altında bulunan Halil Dik-
men Galerisi'nin canlandınlması, iş-
lerliğini kazanması ve çağdaş biçim-
de hizmete sunulması içm yürütülen
çalışmalann başında yetkili bir arka-
daşımızın görevlendırilmesinı arzu
ettiğim için, Nilüfer Ergin'i bu göre-
ve atamayı uygun gördüm. Oniversi-
te içinde her memurdan uygun oldu-
ğuna inandığı görevde yararlanmak,
üniversite rektöriinün yetkisi kapsa-
mındadır.
Nilüfer Ergin'in de görevini halka
dönük bir hizmette sürdürmesi kara-
nnın ahnması, üniversite politikası
içinde düşünülebilir. Nilüfer Ergin
ne yazık ki yapılan atamayı yanlış
değerlendirmiştir ve kamuoyunu yan-
lış yönlendirmektedir.
kurulunda çeşitli kesimler
tarafından iletilmiş olması da
bizleri konunun çok farklı bir
boyutu olduğu noktasına
taşımıştır. Sivil toplum
kuruluşlannın, meslek
örgütlenmelerinin eleştirel öncü
bakış açılanndanrahatsızolan
kapalı kurumsal yapılar,
sorunlann çözümünde başanlı
olamazlar. Bu durumda, sürgün
mantığı taşıyan bir
görevlendirmenin derneğimizi
pasifize etme amacı taşıdığını
görerek kurumdakı
görevimden istifa etmek
zorunda kaldım.
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Adnan Ozyalçıner'in
Edebiyat Yaşı Kırk BeşEvrensel Kültür Merkezi'nde
adına düzenlenen toplantryı izler-
ken Adnan'ın ilk yazılarını ya-
yımladığı yıllann toplumsal-siya-
sal koşullannı düşündüm. lleüe-
me bilincinin önünü tıkamak is-
teyen olumsuz gelişmelerin yö-
rüngesine sürüklenmek isteni-
yordu edebiyat.
Olumsuz gelişmeler olarak ni-
telediğim en önemli olay -Ital-
yan faşist ceza yasasından ak-
tanlan-141 ve 142. maddelerin
öngördüğü cezalann birdenbire
beş katınaçıkanlmasıydı kuşku-
suz.
Demokrasinin hangi türüyie
bağdaşabilir bu yasakçılık.
Siyasal iktidara yüzde yüz ba-
ğımlı savcıların suç oğesi gör-
düğü bir şiiri için, şairini yıllarca
hapis istemiyle ağır ceza mah-
kemelerine göndermesi ne de-
mektir, düşünebilmiyor musu-
nuz?
Orhan Kemal gibi bir yazar
olacaksınız, Grev kitabınız 7.5 yıl
istemiyle yargılanacak.
Melih Cevdet düzeyinde bir
şair olacaksınız, kitabınıza top-
lama karan verecekler.
Faşizmi çağnştıran bir "çok
partili düzen" bu, neresinden
baksanız.
Kendilerini edebiyatçı olarak
algıladıkları 1950li yıllar, iki se-
çenek vardı Adnan ve kuşağının
önünde:
Yaşadıkları tarihsel duruma
gözlerinı kapamak.
Demokratikleşmenin önünü
kesmeye uğraşan aykırı toplum
güçleriyle savaşım.
Banşın nasıl bir dünya getire-
bildiğinin ayırdındaydılar. Atom
bombasının tahribatı Hiroşima
ve Nagasaki'yle sınıriı kalmamış-
tı. Silahlanma yanşı gizli-açık sü-
rüyordu.
Sonuç, karşıtların düşünmeyi
kalıplaştırmak ıstediği yeni bir
yaralı dünya.
Yetmiyormuş gibi öne sürüten
gerekçe ne olursa olsun, Sovyet-
ler Birliği Komünist Partisi yöne-
ticilerinin silah zoruyla Budapeş-
te sokaklarında, Brecht'in deyi-
şiyle yazalım^ "ken0ilşrjni halk
seçme" girişimleri.
1950 kuşağına birey olma gü-
cü kazandıran, savaş sonrasının
bu gelgitleridir sanıyorum.
Onat Kutlar'ın, Demir Öz-
lü'nün, Ferit Edgü'nün, Orhan
Duru'nun ve Adnan'ın çıkışları-
nı bu kaynağa bağlayabiliriz.
Adnan öykü yazmaya başladı-
ğında, Sait Faik ve Sabahartin
Ali'yle birlikte Orhan Kemal, Hal-
dun Taner, Oktay Akbal kendi-
sine güveni pekışmemiş sanat-
çı adaylannın gözunü korkutacak
ya da yörüngesine alıverecek dü-
zeydeki yapıtlara imza atmışlar-
dı. Istanbul'un uzak mahalleterin-
den geldi Adnan. Ama Sait Faik
ve Orhan Kemal'in gözüyle bak-
madı o semtlerin insanlarına.
Önce birey olduğu için.
Sonra kimi yaşrtlarında gördü-
ğümüz seçme özgürlüğüne ya-
şamsal önem verdiği için.
Ne var ki karşıtların yarattığı
bunalımdan kurtulamamış dün-
yadagerçeği aramaktan yorgun
düşmedi hiç. Çünkü hangi açı-
dan bakarsa baksın, tek doğru
vardı gözünde: Emek ve emeği
düzenbazca yiyenlerin gerçeği.
insan olarak, öykü yazarı ola-
rak.
Özgün sanatı, özgür sanatçı-
ların yaratabildiğini tarih de gös-
teımiştir, çağımız da.
Doğrular yaratının dinamiği
olabılir olsa olsa.
Demir Özlü, Adnan'ın öykü-
cülüğüne değinirken "klasik hi-
kâye kalıplannı alt-üst ediyor;
bambaşka yapısal öğeler oluş-
turduğu, uzun tümcelerie, be-
timlemelerie" dokunmuş yapı-
lar kurduğunu yazıyordu. Abdül-
hak Şinasi Hisar'da ve Ahmet
Hamdi Tanpınar'da görüldüğü
kabul edilen. Franstzcadüşünü-
lüp Türkçe yazılmış ızlenımi bı-
rakmaz o uzun tümceler. Kay-
nağında -henüz kendileri için sı-
nrf olma bilincine ulaşmamış- ke-
nar mahalle halkı dilinin gizil gü-
cü vardır. Ve yalnız dışa vuran
gerçeklikleriyle yetinmez bu in-
sanlan tiplemeye çalışırken. He-
men her öyküsünde bir başka
gerçekliğin peşinde olduğunu
duyumsatır bıze. Bu özelliğinin bi-
lincindedir de:
"Ben insanın öyküsünü yazı-
yorum, toplumun serüvenini ız-
liyorum. Toplumsal, siyasal, eko-
nomik, yaşamsal çelişkılen, her
gün biraz daha karmaşık hale
gelen halkm, çalışanın, memu-
run, esnafınyaşadıklandıryazdık-
lanm. Düşlemelerı, düşüncele-
riyle birlikte bir toplumda belli
bir konumda yaşayan insanın
hem iç, hem dış gerçekleri ilgi-
lendihyor beni."
1956'da tanımış olmalıyım Ad-
nan'ı. O yıllarda da tarihin çark-
larını durdurmak isteyen "kimi
höcalann" kümetendiği. edebi-
yat fakültesindeokuyordu. Son-
ra Bâb-ı Âli emekçileri arasında-
ki yerini aldı. Deyim yerindeyse
taştan çıkardı ekmeğinı. 1960'dan
sonra Türk Edebıyatçılar Birli-
ği'nde gösterdiği örgüt adamı
kimliği bugüne değin sürüyor.
Türkiye Yazarlar Sendikasf nın
genel sekreterlerinden biri olarak
12 Eylül mahkemelerinde yargı-
lanırkenki inanmışlığını hiç yitir-
medi Adnan.
Yitirmeyecek de.
e-posta: skurdakul(n superon-
line.com
YAZARLAR KİTAPLARINI
ADINIZA İMZALIYOR
DEnelHakk'ın Hakkı.
D Türkiye'nin Şeytan Üçgeni
D Zeliş
D Değişik Gözle
D Bir Günlük Dost
D Kuvayı Milliye'nin Kuruluşu
• Töre Kıskacında Kadın
D Şeriatın Kravatlı Başkanı
D Şarkılarına Kadar Mahzun
D İki Ateş Arasında
D Gözyaşından Gülmeceye A.
D Sosyal Demokraside Temel
llhan Selçuk
Hikmet Çetinkaya
Necati Cumalı
Necati Cumalı
Üstün Akmen
Alev Coşkun
Mehmet Faraç
Oktay Ekinci
Oktay Akbal
Ataol Behramoğlu
Nesin Alpay Kabacalı
E. Deniz Kavukçuoğlu
Yukandaki kitaplardan dilediğinizi kredi kartınızın numarası ve son kullanma
tarihi ile birlikte (0212) 514 01 96 numaralı telefondan Aslı'ya bıldirin. Tutan
(üye iseniz indirimden sonraki bakiyesi üstüne) posta gideri eklenmesiyle
hesabıntzdan alınsın ve kitabınız aynı anda adresinize ulaşsın.
<
r
~' Cumhurtyrt Çağ Pazariama A.Ş.Türkocağı Caddesi No:39/41
„ ^ khapkuluSu(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212) 514 01 96
KADIKOY 3. ASLIYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
1997/841
Nilüfer Koçer tarafından Mektep Sokak No: 14/1 d. 2 Hasanpaşa-Kadıköy Istanbul
adresinde mukim H. Emine Koçer (Küçer) aleyhine açılan tenkis davası sonunda:
Davalmın adresi bilinmedığinden kendisme ilanen tebligat yapılmış olup, 9.11.1998
tarihınde, Istanbul Kadıköy tkbaliye Mahallesi Mektep Sokağı'nda kain 139 pafta 491
ad. 11 parsel sayılı 119 metrekarehk taşınmazın esasen 1'2 hissesinın davalı adına ka-
yıtlı bulunduğu anlaşıldıgından taşınmazın tamamının 32 hisse itibar edilerek muris
adına kayıtlı 1/2 payın, 16/32 pay ile bunun 9'32 payının davacı Nilüfer Koçer adına ge-
nye kalan 6/32 payının da davalı Emine Koçer adına tapuya kayıt ve tesciline,
27.000.000.- hra ilam harcı, 59.000.000.- lıra avukatlık ücretı ve 27.775.000.- lira yar-
gılama giderlennin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir,
llan tanhınden ıtibaren kanuni süre ıçinde temyiz edılmedıği takdirde hükmün kesin-
leşecegi davalıya teblığ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 25.1.1999
Basın: 4230
CUMHURtYET
ÇALIŞAMNDAJN
Kuzguncuk-
İcadiye'de 70 m2 1
oda+1 salon
Amerikan mutfaklı,
teras manzaralı,
kombili temiz kiralık
daire
0 212 513 84 60-61
(Kadın Sağlığı ve
Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı:212-
257 06 46
(0212) 293 89 78 (3 HAT1
BASAK SİGORTA
SANAT GALERİSİ
MIKE MANDEL & CHANTAL ZAKARI
RESİM SERGÎSİ
1 Şubat- 23 Şubat1999
Şehit Adem Yavuz sok. 12 Kızılay / ANKARA
Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın
bir kültür hlzmetidir.
KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
EYÜP 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1996-753 Esas
Davacı Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı tarafından davalı Tacettın Duyarhak-
kında açılan ecnmisil davası 1996-753-98/190 sayı ve 03.03 1998 tarihinde karara çıkmış
olup işbu karar davacı vekili tarafından temyiz edılmiş olup, bu terayız dilekçesınin da-
valı Tacettın Duyar'a, Alibeyköy, Fevzi Çakmak Cad. 216 Eyüp adresinde bulunamarna-
sı ve adresinın meçhul olması nedeni ile ilanen teblıfiine karar verilmiş olmakla, iş bu ija-
nın neşnni müteakip davalıva (7) gün sonra tebliğ eâılmiş sayılacağına dair ilanen tebliğ-
dir. 15.01.1999. ' Basın: 4188
KADIKÖY AHKÂMIŞAHŞİYE
DAVALAREVA BAKMAKLA GÖREVLİ
2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1999 6VasiTay.
Mahkememizce verilen 29.1.1999 tanh ve 1999 6 esas. 1999 32 karar sayılı ilamı ile,
Edırne, tpsala. Kocahıdır, C: 003 03. SN: 36, K.SN: 144'de nüfusa kayıtlı, Fatma'dan olma,
Recep oğlu, 1926 doğumlu mahcur Mehmet Erişen M.K'nun 355. maddesi gereğmce vesa-
yet altına alınmış olup, kendisine öz kızı Gedikpaşa Sok. No: 6 8 Küçükbakkalköv Kadıköy
adresinde ıkamet etmekte olan Şaziye Eren (Erişen) vasi taym edılmiştır. tlan olunur.
29.1.1999 Basın: 3782
NAIF GRUP RESİM SERGISİ
9 Şubat - 9 Mart '99
Galenmtz F*azar hanç hergun açıMtr.
BEYTEM SANAT GALERİSİ
Büyükdere Caddesi Beytem Piaza Şışlı 80220 Istanbul
TEL 10212) 231 23 00 FAX 247 77 07
SES-1885 ORTAOYUNCULAR
İSTİKLAİ.CAD. N0:140 TEL (0 212) 251186^66 FA)t (0 212)244 4327
www ortaoyuncular.com
Ferhan Şensoy
FERHANGİ
ŞEYLER
16 Şubat Salı: 21.00
Ferhan Şensoy
FELEKBİRGÜN
SALAKKEN
23 Şubat Salı: 21.00
FERHAN ŞENSOYun
PARASIZ YAŞAMAK
PAHALI
PerşembeveCuma: 21.00
Ferhan Şensoy'un
ÇOK TUHAF
SORUŞTURJVIA
Cumartesi:18.30ve21.00 Pazar 15.30 ve 18.30
TC. Kaiû(akcnbğının kMtorfla
Haldun Taner'den
HALDUN TANER
Çarşamba: 21.00
TC
Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65-66
VAKKORAMA-Taksim. Suadiye. Akmerkez
ETİLER Ulusoy Travel Center Tel: 283 40 83
ve
Kültür
Sanat
ilanlarınız
için
293 89 78
ŞİŞLİDÖRDÜNCÜ HUKUK
MAHKEMESİ
1997/273
Davacı Vural Şenocak tarafından davalılar Tiimer Bektaş vs. aleyhine açılan tazmınat
davasının yapılan yargılaması sonunda:
Davalı Zafer Güney hakkında dava 09.12.1997 tarihinde ışlemden kaldırıldığı, yasal
süre içerisınde yenilenmediğinden, bu davalı diğer davalılar Melike Seniha Becerik ve
Tümer Bektaş hakkındaki davalann kabulü ile 150.000.000.- TL maddi tazminatın da-
valılardan alınıp da\
f
acıya \erilmesıne, avukatlık ücret tarifesi gereğince 14.000.000- TL
vekalet ücreti ile 39.017.500.- TL yargılama gıderlerinın davalılar Tümer Bektaş ile Me-
like Seniha Becerik"ten alınmasına dair Yargıtay yolu açık olmak üzere 26.01.1999 tari-
hinde venlen karar davalı Tümer Bektaş'a ilanen teblığ olunur. 01.02.1999
Basın: 4301
KARTAL 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1998/308
Davacı Mülkiye özdogluöz tarafindan davalılar Yonca bışaat Ali Rıza Çarmıklı Hik-
met Özen aleyhine mahkememızde açılan tazminat davasında. davalı Hikmet Özen'ın
adresi tespit edilemediği. yapılan zabıta tahkikatmda PTT araştırması ile de bulunama-
dığmdan davalı Hikmet Özen'in inşaat namı ile aldığı bu yükümlülüğünün önemli bir
kısmını yerine getirmiş ve sözleşme süresi de dolmasma rağmen edimını yerine getir-
mediğinden dava açıldığını duruşma günü olan 3.3.1999 günü saat 10.30'da mahkeme-
mizde hazır bulunmanız veyakendınizi bir vekille temsıl ettırmenız veva özürünüzü bıl-
dirmeniz veya özürsüz olarak duruşmada hazır bulunmadığınız takdirde HUMK.nin 213
ve 377. maddeleri gereğince yargılamaya gıyabınızda devam edileceğı ve karar venle-
ceğı dava dilekçesi ve duruşma günü davetiyesi yerine kaım olmak üzere ilan olunr.
18.12.1998 Basın: 4265