25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Nilüfer Ergin, rektör tarafmdan şantiye halindeki galeriye atanmca istifa etti 'Sanata kışkırücı bîr tavır' CORÜSLER... CÖRUSLER.. 'Sivil toplum örgütleri rahatsız ediyor' BEDRİ BAYKAM: NUüfer Ergnı'in MSÜ'deki görevinden alınıp Resim ve Heykel Müze- si'nde kendisi ile ilgisi olmayan bir 'Şantiye' işine keyfi şekilde atanmastnı şiddetle kınıyorum. Yıliardır devletin ilgisiz kaldı- ğı ve başıboş bıraktığı plastik • sanatlar alanmda, UPSD'nin ga- yet dogal ve hakh olarak 'mü- ze' konusuna verdiği kaçınılmaz önemi baltalamak, sabote etmek ve sanki cezalandırmak amacry- la alınmış ıntıbaını uyandıran bu kararın derhal düzeltılerek Sayın Nilüfer Ergin'in eski gö- revine iade edilmesini, PSD'nin kurucu üyelerinden biri olarak ta- lep ve temenni ediyorum. Tür- . kiye'de sanatın geleceğinin her şeyden önce sanatçılann elle- rinde olması gerektiğinin artık bilinmesi lazımdır. SEYHUN TOPUZ: Nilüfer Ergin, önümüzdeki yıllarda açü- ması 'kuvvetle muhtemeP bir galeriye sürgünle cezalandın- lınca istifa etmek zorunda kal- mış. Inanamadım. Şu üç kuru- luşu yan yana yazalım: Mimar Sinan Ünîversitesi (MSÜ), MSÜ'ye bagli Resim Heykel Müzesi ve başkanı MSÜ'de ög- retitn üyesi olan Plastik Sanat- lar Derneği. Bu kuruluşlann var oluş nedenleri 'sanat'. Bu ortak payda etrafında bu kuruluşlar güçlerini birleştiremiyorlarsa bunun sorurnluluğu ve sorumlu- lan olması gerekir. Biz sanatçılar ve ülkenin tüm aydınlan için utanılacak bir du- rumda olan ve modern anlam- da müze kavramı ile hiç ilişkisi bulunmayan bu kuruluşun so- runlannı, açıkça gündeme geti- rip tartışmadan çözmek olanak- sız. PSD'nin bu sorunlan tartış- maya acma girişimi mutlaka en iyi şekılae değerlendıritmelı. ,} Müzenin sorunlanrun çözüme ulaşmasına katkıda bulunmak, bütûn sanatçılann, sanat kurum- lannın ve aydınlann ortak göre- vidir. CANAN BEYKAL: Nüûfer Ergin, önce İRHM'de görevlen- dirilmiş ve sonunda da istifa et- mek zorunda kalmıştır. Henüz yayımlanmamış bir raporhazır- hğının Mimar Sinan Üniversite- si ve ÎRHM'yi rahatsız ettigi söyleniyor. Olay, bu açıdan ba- kıldıgında, söz konusu kurum- lan sivil örgütler rahatsız edi- yor, anlamına gelmektedir. Yıllarca devlet. sanat üzerin- de iktidara sahip olmuşturve sa- nat üzerinde yetkisini kullan- mıştır. UPSD'nin varhk nedeni bu baglamda daha iyi anlaşılır. Ögretim üyelerinin çoğunun da üyesi olduğu UPSD'nin başka- nı nezdinde cezalandınlmak is- tenmesi, hepimizin özlediği da- ha sivil ve demokratik bir top- luma ulaşmamızı engeller. PROF. TOMUR ATAGÖK: Sözü edilen müzede 5 yıl idari görevde bulunmam ve bu müze- nin sorunlannı ve çözümlerini ir- deleyen birtez yazmış olmam ne- denleriyle mûzenin sorunlan- nın oraya eleman göndermekle çözümlenemeyecegini bilen bi- risiyim. Bu, ancak planlama ve bütçe ile sonuca ulaşır. Nilüfer Ergin'in müzede görevlendiril- mesini planlı bir çahşmaya bağ- lamak biraz zor. Müzeyi önemsemek suç mu? Müzenin iyileşürilmesi MSÜ kadar, hatta ondan daha fazla, sa- natçılann ilgi alanına girmiyor mu? Böyle bir sivil toplum ör- gütünün söz söyleme hakkı yok mu? Kanımca, burada uygulanan ve amaçlanan o müzede olan eserlerin kendi hallerine bıra- kılmalandır. 1979'dan başlaya- rak hareketlenen müze. bugün yönetimin dilediği gibi sessiz, asude ve dingin bir yaşamı sür- dürmektedir. Halka kapalı bir müze, belki de (!) en iyi müze- dir. Susun, konusmayın!.. tBRAHtM ÇtFTÇtOĞLU: UPSD'nin kimliğini açıkla- mak gerekir mi? On yılmı geri- de bırakmış. ülkemiz genelinde önde gelen, hemen hemen tüm plastik sanatlar alanındaki (500'ün üzerinde) sanatçıyı ku- caklamış, özetle sanatçı haklan ve sanat ortamınm iyileştirilme- si ve beiBBfRfMI'^altşan, ctkfll* bir sivil toplum kuruluşudur. Ancak, başkanımız Nilüfer Ergin, dernegin 1998 Aralık ayındakı olagan kongresinde bir üyemizin, Resim Heykel Mü- zesi'nin durumuna ilişkin gö- rüşlerini bildirmesinin ardından, uzmanı olmadıgı bir alanda tek taraflı bir kararla 'sürgün' edil- di. Bu 'sürgûn', Ergin'e yapıl- mış bir haksızhgın ötesinde UPSD ve onun başkanına ko- nulan bir tavırdır. Sanatçı hak- lan ve sanat ortamımn iyileşti- rilmesi çabalanna karşı konul- muş provokatif bir tavırdır. FECtRALPTEKİN Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Başkanı NUüfer Ergin kısa bir süre önce Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'ndeki görevinden alınarak üniversiteye bağlı Resim Heykel Müzesi'nde halen inşaat halinde olan ve inşası yaklaşık iki yıl sürecek bir galeride. uzmanı olmadıgı bir alanda görevlendirildi. Ergin, kısa bir süre sonra yeni görevinden istifa etti. Olayın hemen ardından UPSD tarafından yapılan basın açıklamasında. "ErguTi görevinden istifa etme noktasma taştyan, üreten insanı işlevsiz ve tehlikesiz Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Nilüfer Ergin. Rektör Prof. Tamer Başoğiu kdmayı hedefleyen, özünde sivil toplum kunıluşlannın eleşrirel yaklaşunına engeller koymaya çalışan zihnivetler" protesto ediliyordu. Çünkü 1998"in son ayında toplanan UPSD Olağan Kongresi"nde üniversiteye bağlı Resim Heykel Müzesı'nin işlerliğine kavuşması ve ihtiyaclara cevap verebilmesıne ilişkin dilekler dile getirilmişti ve Ergin'in görevinden ahnması. sanat çevrelerinde, Ergin'in şahsında UPSD'ye, hatta sanatı ve sanatçıyı korumak için mücadele eden anlayışa karşı konulan bir tavır olarak değerlendirildı.MSÜ Rektörü Tamer Başoğiu"nun ımzasını taşıyan karar. sanatçılar ve sivil toplum örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. I I I I i p B Nilüfer Ergin Pasiflze etme amaçlı Eğitimci olarak göre\r yaptığım heykel bölümündeki görevimden alınarak Istanbul Resim Heykel Müzesi'nin alt galensinin organizasyonunda görev almak üzere MSÜ Rektörlüğü tarafından yapılan yazıh görevlendirmenin, iyi niyetli bir yeniden yapılandırma projesinin parçası olduğuna dair endışelerim var. Öncelikle bu tür projelerin uzmanlık kurullannca tartışılıp bu alana ilişkin görevlendirmelerin öngörüşmeler sonucunda. yazılı görevlendirmelerden önce, görevin içeriğine ilişkin bilgilendirme yapılarak sürdürülmesi kurumsal ilişkinin gereğidir. Derneğimizin müze sorununa ilişkin yayına hazırlamakta olduğu bültenin ve dernegin olağan genel kurulunda üyelerin müzede yer alan yapıtlann korunması ve gelecek kuşaklara aktanlması konusunda dernek yönetiminin duyarlı olması gereğini belirten konuşmalann müze yönetimini rahatsız ettiğine ilişkin yanlış değerlendiriliyor' Nilüfer Ergin. yetişmesine hocası ve amiri olarak katkım olan. yete- neklibiröğrencimdir. Resim Heykel Müzesi'nin altında bulunan Halil Dik- men Galerisi'nin canlandınlması, iş- lerliğini kazanması ve çağdaş biçim- de hizmete sunulması içm yürütülen çalışmalann başında yetkili bir arka- daşımızın görevlendırilmesinı arzu ettiğim için, Nilüfer Ergin'i bu göre- ve atamayı uygun gördüm. Oniversi- te içinde her memurdan uygun oldu- ğuna inandığı görevde yararlanmak, üniversite rektöriinün yetkisi kapsa- mındadır. Nilüfer Ergin'in de görevini halka dönük bir hizmette sürdürmesi kara- nnın ahnması, üniversite politikası içinde düşünülebilir. Nilüfer Ergin ne yazık ki yapılan atamayı yanlış değerlendirmiştir ve kamuoyunu yan- lış yönlendirmektedir. kurulunda çeşitli kesimler tarafından iletilmiş olması da bizleri konunun çok farklı bir boyutu olduğu noktasına taşımıştır. Sivil toplum kuruluşlannın, meslek örgütlenmelerinin eleştirel öncü bakış açılanndanrahatsızolan kapalı kurumsal yapılar, sorunlann çözümünde başanlı olamazlar. Bu durumda, sürgün mantığı taşıyan bir görevlendirmenin derneğimizi pasifize etme amacı taşıdığını görerek kurumdakı görevimden istifa etmek zorunda kaldım. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Adnan Ozyalçıner'in Edebiyat Yaşı Kırk BeşEvrensel Kültür Merkezi'nde adına düzenlenen toplantryı izler- ken Adnan'ın ilk yazılarını ya- yımladığı yıllann toplumsal-siya- sal koşullannı düşündüm. lleüe- me bilincinin önünü tıkamak is- teyen olumsuz gelişmelerin yö- rüngesine sürüklenmek isteni- yordu edebiyat. Olumsuz gelişmeler olarak ni- telediğim en önemli olay -Ital- yan faşist ceza yasasından ak- tanlan-141 ve 142. maddelerin öngördüğü cezalann birdenbire beş katınaçıkanlmasıydı kuşku- suz. Demokrasinin hangi türüyie bağdaşabilir bu yasakçılık. Siyasal iktidara yüzde yüz ba- ğımlı savcıların suç oğesi gör- düğü bir şiiri için, şairini yıllarca hapis istemiyle ağır ceza mah- kemelerine göndermesi ne de- mektir, düşünebilmiyor musu- nuz? Orhan Kemal gibi bir yazar olacaksınız, Grev kitabınız 7.5 yıl istemiyle yargılanacak. Melih Cevdet düzeyinde bir şair olacaksınız, kitabınıza top- lama karan verecekler. Faşizmi çağnştıran bir "çok partili düzen" bu, neresinden baksanız. Kendilerini edebiyatçı olarak algıladıkları 1950li yıllar, iki se- çenek vardı Adnan ve kuşağının önünde: Yaşadıkları tarihsel duruma gözlerinı kapamak. Demokratikleşmenin önünü kesmeye uğraşan aykırı toplum güçleriyle savaşım. Banşın nasıl bir dünya getire- bildiğinin ayırdındaydılar. Atom bombasının tahribatı Hiroşima ve Nagasaki'yle sınıriı kalmamış- tı. Silahlanma yanşı gizli-açık sü- rüyordu. Sonuç, karşıtların düşünmeyi kalıplaştırmak ıstediği yeni bir yaralı dünya. Yetmiyormuş gibi öne sürüten gerekçe ne olursa olsun, Sovyet- ler Birliği Komünist Partisi yöne- ticilerinin silah zoruyla Budapeş- te sokaklarında, Brecht'in deyi- şiyle yazalım^ "ken0ilşrjni halk seçme" girişimleri. 1950 kuşağına birey olma gü- cü kazandıran, savaş sonrasının bu gelgitleridir sanıyorum. Onat Kutlar'ın, Demir Öz- lü'nün, Ferit Edgü'nün, Orhan Duru'nun ve Adnan'ın çıkışları- nı bu kaynağa bağlayabiliriz. Adnan öykü yazmaya başladı- ğında, Sait Faik ve Sabahartin Ali'yle birlikte Orhan Kemal, Hal- dun Taner, Oktay Akbal kendi- sine güveni pekışmemiş sanat- çı adaylannın gözunü korkutacak ya da yörüngesine alıverecek dü- zeydeki yapıtlara imza atmışlar- dı. Istanbul'un uzak mahalleterin- den geldi Adnan. Ama Sait Faik ve Orhan Kemal'in gözüyle bak- madı o semtlerin insanlarına. Önce birey olduğu için. Sonra kimi yaşrtlarında gördü- ğümüz seçme özgürlüğüne ya- şamsal önem verdiği için. Ne var ki karşıtların yarattığı bunalımdan kurtulamamış dün- yadagerçeği aramaktan yorgun düşmedi hiç. Çünkü hangi açı- dan bakarsa baksın, tek doğru vardı gözünde: Emek ve emeği düzenbazca yiyenlerin gerçeği. insan olarak, öykü yazarı ola- rak. Özgün sanatı, özgür sanatçı- ların yaratabildiğini tarih de gös- teımiştir, çağımız da. Doğrular yaratının dinamiği olabılir olsa olsa. Demir Özlü, Adnan'ın öykü- cülüğüne değinirken "klasik hi- kâye kalıplannı alt-üst ediyor; bambaşka yapısal öğeler oluş- turduğu, uzun tümcelerie, be- timlemelerie" dokunmuş yapı- lar kurduğunu yazıyordu. Abdül- hak Şinasi Hisar'da ve Ahmet Hamdi Tanpınar'da görüldüğü kabul edilen. Franstzcadüşünü- lüp Türkçe yazılmış ızlenımi bı- rakmaz o uzun tümceler. Kay- nağında -henüz kendileri için sı- nrf olma bilincine ulaşmamış- ke- nar mahalle halkı dilinin gizil gü- cü vardır. Ve yalnız dışa vuran gerçeklikleriyle yetinmez bu in- sanlan tiplemeye çalışırken. He- men her öyküsünde bir başka gerçekliğin peşinde olduğunu duyumsatır bıze. Bu özelliğinin bi- lincindedir de: "Ben insanın öyküsünü yazı- yorum, toplumun serüvenini ız- liyorum. Toplumsal, siyasal, eko- nomik, yaşamsal çelişkılen, her gün biraz daha karmaşık hale gelen halkm, çalışanın, memu- run, esnafınyaşadıklandıryazdık- lanm. Düşlemelerı, düşüncele- riyle birlikte bir toplumda belli bir konumda yaşayan insanın hem iç, hem dış gerçekleri ilgi- lendihyor beni." 1956'da tanımış olmalıyım Ad- nan'ı. O yıllarda da tarihin çark- larını durdurmak isteyen "kimi höcalann" kümetendiği. edebi- yat fakültesindeokuyordu. Son- ra Bâb-ı Âli emekçileri arasında- ki yerini aldı. Deyim yerindeyse taştan çıkardı ekmeğinı. 1960'dan sonra Türk Edebıyatçılar Birli- ği'nde gösterdiği örgüt adamı kimliği bugüne değin sürüyor. Türkiye Yazarlar Sendikasf nın genel sekreterlerinden biri olarak 12 Eylül mahkemelerinde yargı- lanırkenki inanmışlığını hiç yitir- medi Adnan. Yitirmeyecek de. e-posta: skurdakul(n superon- line.com YAZARLAR KİTAPLARINI ADINIZA İMZALIYOR DEnelHakk'ın Hakkı. D Türkiye'nin Şeytan Üçgeni D Zeliş D Değişik Gözle D Bir Günlük Dost D Kuvayı Milliye'nin Kuruluşu • Töre Kıskacında Kadın D Şeriatın Kravatlı Başkanı D Şarkılarına Kadar Mahzun D İki Ateş Arasında D Gözyaşından Gülmeceye A. D Sosyal Demokraside Temel llhan Selçuk Hikmet Çetinkaya Necati Cumalı Necati Cumalı Üstün Akmen Alev Coşkun Mehmet Faraç Oktay Ekinci Oktay Akbal Ataol Behramoğlu Nesin Alpay Kabacalı E. Deniz Kavukçuoğlu Yukandaki kitaplardan dilediğinizi kredi kartınızın numarası ve son kullanma tarihi ile birlikte (0212) 514 01 96 numaralı telefondan Aslı'ya bıldirin. Tutan (üye iseniz indirimden sonraki bakiyesi üstüne) posta gideri eklenmesiyle hesabıntzdan alınsın ve kitabınız aynı anda adresinize ulaşsın. < r ~' Cumhurtyrt Çağ Pazariama A.Ş.Türkocağı Caddesi No:39/41 „ ^ khapkuluSu(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212) 514 01 96 KADIKOY 3. ASLIYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997/841 Nilüfer Koçer tarafından Mektep Sokak No: 14/1 d. 2 Hasanpaşa-Kadıköy Istanbul adresinde mukim H. Emine Koçer (Küçer) aleyhine açılan tenkis davası sonunda: Davalmın adresi bilinmedığinden kendisme ilanen tebligat yapılmış olup, 9.11.1998 tarihınde, Istanbul Kadıköy tkbaliye Mahallesi Mektep Sokağı'nda kain 139 pafta 491 ad. 11 parsel sayılı 119 metrekarehk taşınmazın esasen 1'2 hissesinın davalı adına ka- yıtlı bulunduğu anlaşıldıgından taşınmazın tamamının 32 hisse itibar edilerek muris adına kayıtlı 1/2 payın, 16/32 pay ile bunun 9'32 payının davacı Nilüfer Koçer adına ge- nye kalan 6/32 payının da davalı Emine Koçer adına tapuya kayıt ve tesciline, 27.000.000.- hra ilam harcı, 59.000.000.- lıra avukatlık ücretı ve 27.775.000.- lira yar- gılama giderlennin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir, llan tanhınden ıtibaren kanuni süre ıçinde temyiz edılmedıği takdirde hükmün kesin- leşecegi davalıya teblığ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 25.1.1999 Basın: 4230 CUMHURtYET ÇALIŞAMNDAJN Kuzguncuk- İcadiye'de 70 m2 1 oda+1 salon Amerikan mutfaklı, teras manzaralı, kombili temiz kiralık daire 0 212 513 84 60-61 (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı:212- 257 06 46 (0212) 293 89 78 (3 HAT1 BASAK SİGORTA SANAT GALERİSİ MIKE MANDEL & CHANTAL ZAKARI RESİM SERGÎSİ 1 Şubat- 23 Şubat1999 Şehit Adem Yavuz sok. 12 Kızılay / ANKARA Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın bir kültür hlzmetidir. KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT) EYÜP 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996-753 Esas Davacı Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı tarafından davalı Tacettın Duyarhak- kında açılan ecnmisil davası 1996-753-98/190 sayı ve 03.03 1998 tarihinde karara çıkmış olup işbu karar davacı vekili tarafından temyiz edılmiş olup, bu terayız dilekçesınin da- valı Tacettın Duyar'a, Alibeyköy, Fevzi Çakmak Cad. 216 Eyüp adresinde bulunamarna- sı ve adresinın meçhul olması nedeni ile ilanen teblıfiine karar verilmiş olmakla, iş bu ija- nın neşnni müteakip davalıva (7) gün sonra tebliğ eâılmiş sayılacağına dair ilanen tebliğ- dir. 15.01.1999. ' Basın: 4188 KADIKÖY AHKÂMIŞAHŞİYE DAVALAREVA BAKMAKLA GÖREVLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999 6VasiTay. Mahkememizce verilen 29.1.1999 tanh ve 1999 6 esas. 1999 32 karar sayılı ilamı ile, Edırne, tpsala. Kocahıdır, C: 003 03. SN: 36, K.SN: 144'de nüfusa kayıtlı, Fatma'dan olma, Recep oğlu, 1926 doğumlu mahcur Mehmet Erişen M.K'nun 355. maddesi gereğmce vesa- yet altına alınmış olup, kendisine öz kızı Gedikpaşa Sok. No: 6 8 Küçükbakkalköv Kadıköy adresinde ıkamet etmekte olan Şaziye Eren (Erişen) vasi taym edılmiştır. tlan olunur. 29.1.1999 Basın: 3782 NAIF GRUP RESİM SERGISİ 9 Şubat - 9 Mart '99 Galenmtz F*azar hanç hergun açıMtr. BEYTEM SANAT GALERİSİ Büyükdere Caddesi Beytem Piaza Şışlı 80220 Istanbul TEL 10212) 231 23 00 FAX 247 77 07 SES-1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKLAİ.CAD. N0:140 TEL (0 212) 251186^66 FA)t (0 212)244 4327 www ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER 16 Şubat Salı: 21.00 Ferhan Şensoy FELEKBİRGÜN SALAKKEN 23 Şubat Salı: 21.00 FERHAN ŞENSOYun PARASIZ YAŞAMAK PAHALI PerşembeveCuma: 21.00 Ferhan Şensoy'un ÇOK TUHAF SORUŞTURJVIA Cumartesi:18.30ve21.00 Pazar 15.30 ve 18.30 TC. Kaiû(akcnbğının kMtorfla Haldun Taner'den HALDUN TANER Çarşamba: 21.00 TC Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65-66 VAKKORAMA-Taksim. Suadiye. Akmerkez ETİLER Ulusoy Travel Center Tel: 283 40 83 ve Kültür Sanat ilanlarınız için 293 89 78 ŞİŞLİDÖRDÜNCÜ HUKUK MAHKEMESİ 1997/273 Davacı Vural Şenocak tarafından davalılar Tiimer Bektaş vs. aleyhine açılan tazmınat davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalı Zafer Güney hakkında dava 09.12.1997 tarihinde ışlemden kaldırıldığı, yasal süre içerisınde yenilenmediğinden, bu davalı diğer davalılar Melike Seniha Becerik ve Tümer Bektaş hakkındaki davalann kabulü ile 150.000.000.- TL maddi tazminatın da- valılardan alınıp da\ f acıya \erilmesıne, avukatlık ücret tarifesi gereğince 14.000.000- TL vekalet ücreti ile 39.017.500.- TL yargılama gıderlerinın davalılar Tümer Bektaş ile Me- like Seniha Becerik"ten alınmasına dair Yargıtay yolu açık olmak üzere 26.01.1999 tari- hinde venlen karar davalı Tümer Bektaş'a ilanen teblığ olunur. 01.02.1999 Basın: 4301 KARTAL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1998/308 Davacı Mülkiye özdogluöz tarafindan davalılar Yonca bışaat Ali Rıza Çarmıklı Hik- met Özen aleyhine mahkememızde açılan tazminat davasında. davalı Hikmet Özen'ın adresi tespit edilemediği. yapılan zabıta tahkikatmda PTT araştırması ile de bulunama- dığmdan davalı Hikmet Özen'in inşaat namı ile aldığı bu yükümlülüğünün önemli bir kısmını yerine getirmiş ve sözleşme süresi de dolmasma rağmen edimını yerine getir- mediğinden dava açıldığını duruşma günü olan 3.3.1999 günü saat 10.30'da mahkeme- mizde hazır bulunmanız veyakendınizi bir vekille temsıl ettırmenız veva özürünüzü bıl- dirmeniz veya özürsüz olarak duruşmada hazır bulunmadığınız takdirde HUMK.nin 213 ve 377. maddeleri gereğince yargılamaya gıyabınızda devam edileceğı ve karar venle- ceğı dava dilekçesi ve duruşma günü davetiyesi yerine kaım olmak üzere ilan olunr. 18.12.1998 Basın: 4265
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle