16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1999 CUMA 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Genelge ve Uygulama Bu sütunlarda yazıldı. Seçim propagandasında di- ni siyasete alet etmek. seçmenin özgür iradesinı ze- delemek sonucunu doğurur ve serbest seçimi engel- ler. Siyasi iktidan ellennde tutan veya eline geçinmesi olasılığı guçlü olan bir kuruluşun, kendisine oy ver- meyecek olanlan geçici dünyevi cezalarla tehdrt et- mesi, ne denlı özgür iradeyi zedeleyici ise aynı şekil- de, imanı temsil ettiklerini söyleyenlerin (aslında öyle bir parti gerçekte olamaz) insanlan uhrevi cezalarla tehditetmesı de özgür iradeyi zedeleyici, saptıncı bir davranıştır. Uyarılann siyasetçiler nezdinde pek etkisi olmadı. Bugün siyaset sahnesinde gördüğünüz liderterin hep- si, din istismannı denedıler. Bir tek CHP vardı bu ko- nuda dıkkatli olan, orada da "okus pokus"çulann ne- ler yaptığı gun yüzüne çıktı. Bu genet gıdişı degiştıren iki öğe girdi devreye. Bunlardan birincisi, din istismannın, eski RP şimdiki FP'nin eline geçmesidir. Bu gelişme, sürekli olarak bu yöntemi deneyen dığer partileri güç durumda bırak- tı. Hiç unutmuyonjm. geçen seçim propagandasıni iz- lemek ıçin gittığim Urfa'da. sağ partilerden birinin, eskidengezginci vaizolan, kimi kitaplan kovuşturma- ya uğramış bulunan adayı birden din istismannın sa- kınca ve tehlikelenni kavramış görünüyordu ve eski söylemini bırakmış yenı bir söylem benimsemişti. "Birpartınin ınancın tekelinı uhdesine alması ne ka- dar sakıncalı, aslında hepımız Müslümanız; ben sos- yal demokratlar içınde de birçok mutekjt insana rast- ladım, boyle dinı istismaretmek doğru birşey değil" diyordu. Içımden güldüm, hani adayın cemazıyelevvelıni bil- mesem.... Belirtmek gerekır kı Refah Partisi'nin bu istismar ay- rıcalığı yeterlı öğe olmadı. Yıllarca belirii bir yöntemi uygulamış olanlann, şımdi onu yasaklama yetenek- leri ve güçlerı olmaması doğaldı. Ikınci ve caydıncı öğe, MGK oldu. Seçimlerin ger- çekten serbestseçim olması, özgür iradeyi yansrtma- sı için din ıstismannafırsat verilmemesini istedi MGK. Burada bir noktayı ozenle vurgulamak gerek: Tür- kiye'nin ve yanm yamalak demokrasisınin bu alanda, karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi gören tek kuruluş MGK değıl. Yani bu saptamayı askerierin biraz da abartılı bir değeriendırmesi olarak kabul etmeyin. Ni- tekim. Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordi- nasyon Kurulu da aynı tehlıkenin vartığını kabul edi- yor ve de şimdiye kadar alınan sonuçlann da, "irtica ı1e mücadelenin sona erdihlmesine yetecek boyutta olmadığım" söyluyor. Evet sivil kuaıluşlar da kabul ediyoriar tehlıkenin variığını. Bu durumu böyiece saptadıktan sonra gelelım Bü- lent Ecevit'in yayımladıgı genelgeye. Yine de parti- lerin tamamına yakın çoğunluğu, tarikat desteği arar- ken, acaba bu genelge nasıl uygulanacak dersiniz? llk bakışta yanıt kolay gibi görünüyor: "Devlet ken- dıni koruyacaktır nasıl olsa." Bu yanıt teoriktir. Çünkü devlet soyut bir kavram- dır. Devlet, her bölgedekı memuruyla somutlaşır. Is- terseniz yine sözünü ettiğımiz seçim döneminde Ur- fa'dan örnek verelim. O dönemde laik devletin Urfa'daki laik Milli Eğitim Müdürü(!) kendi dinsel inaçlan dolayısıyla kadın öğ- retmenlerin elinı sıkmıyor, kendi maiyetindekilere an- ti laik telkinlerde bulunuyordu. Laik Devletin laik Urfa Valisi(!) ise devletin arsalannı üstünde okul kursunlar diye, sudan ucuz paralariatarikatlara peşkeş çekiyor- du. O zamandan bu yana, devletin bu kadrolardan te- mizlendiğini düşünecek kadar saf olan vatandaşlan- mız dışında. herkes genelgenin nasıl uygulanacağını ciddi olarak düşünmelıdir. Özelleştirme uyarısı IMF, Türkiye'ye mirasyediliği dayatıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu tşletmeci- liğıni Geliştirme Merkezi Vakfi(K.tGEM). temel so- nucukamu varlığında azal- ma ve işsizlik olan özelleş- tirmenin bu hükümet dö- neminde tümüyle durdur- masını ıstedı. "Özelkştir- me uygulamalan tümüyle durdurulmadan. sadece sonuçlannın bir bölümünü engelleme\e çalışmak bo- şuna birçabadırr uyansın- da bulunan KİGEM. cum- huriyetin yarattığı değerle- rin korunması gerektiğini kaydetti. K.ÎGEM. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda alınan "1999 yılında başlahlacak özelleştirme u> gulamalan- nın topiumsal sakıncalar ve istihdam sıkıntuan yarat- mavacak anlayış ve karar- tabklasürdürüleceğr kara- rına karşı bıraçıklama yap- tı. 56. hükümetin bugüne kadar yapılan özelleştir- melerin topiumsal sakınca- lar ve işsizlik yarattığını kabul etmesini "memnuni- yetJe" karşıladığı bildirilen KlGEM'in açıklamasında, "Özelleştirme Yasası'nda- ki 90-240 günlük işsizlik tazminatı, özeUeştirmenin işsizlik >aratacağımn peşi- nen kabulü anlammagelir- ken \e gelişmiş ya da az ge- lişmiş hiçbir ülke, özeUeş- tirmenin doğal ve kaçınıl- maz sonucu olan 'topium- sal sakıncalan ve istihdam sıkıntılarını' önleyememiş- ken 56. hükümet bunu na- sıl başaracakur" diye so- ruldu. KİGEM, ekonomiye ye- ni ka>-naklar yaratmayan, yalnızca var olan kaynak- ların değerlerinin çok al- tında el değıştirmesini sağ- layan özeUeştirmenin tü- müyle durdunılmasını is- terken "Hele özelkştirme. IMF'nin buyurduğu gibi borç ödeme amacryîa yapı- lırsa Türkiye, savurgan tu- tumu yüzünden borca ba- üp ödemekiçin evindekieş- yalan satan mirasyedinin durumuna düşer" uyansı- nı yaptı. KlGEM"in eleştirileri şöyle: -DSP, 54. hükümet za- manında çıkardan ve ana- yasaya aykınhğı herkes ta- rafından bilinen 4232 sayı- lı yasanın baa hükümleri- nin iptali amacryla Anaya- sa Mahkemesi'ne başvu- rulmasına karar vererek da\ a dilekçisini hanrlamak üzere gruptan bir üyeyi gö- rev lendirmiş, ancak ufukta 55. hükümet \e koalisyon ortaklığı görününce, dilek- çenin hazuianmış olması- na karşın hükümet olunca biz de özeUeştirmeyapmak zonındayız diye iptal dava- sı açmaktan vazgeçmiştir. 1997 Haziran'ında aynca çabagöstermev egerek kal- madan özelleştinneyi tü- mü\le durdurmak müm- künken bunu vapmavan D- SP. şimdi nasıl vapacaktır \e bu açıklamasında ne ka- dar samimidir? Özelleştir- me uygulamaian tümüyle durdurulmadan, sadece somıçlannın bir bölümünü engellemeye çahşmak boşuna bir çabadır." însan Haklan Derneği, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı cezaevleri tasansma tepki gösterdi 6 Hücretiıderiçoğatblacak'Istanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği (tHD) tstanbul Şubesı. Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerinde "hücre ti- pi" uygulamasını yaygınlaştırmaya çalış- tığını belirtti. ÎHD, hücre tipi uygulama- sının "hukukun üstünlüğü. ceza ve infaz- da eşitlik. doğal infaz ükelerine aykın o\- duğunu" vurguladı. tHD'nin çeşitli ce- zaevlerinde yaptığı araştırmada da tutuk- lu ve hükümlülerin son derece sağlıksız koşullarda yaşadıklan ve devletin bu so- run karşısında gereken önlemleri alması gerektiği ortaya kondu. IHD tstanbul Şubesu dün düzenlediğı basın toplantısında çeşitli cezaevlerinde yaptığı araştırmalann sonuçlannı değer- lendirdi. Toplantıda IHD yöneticileri, Adalet Bakanlığı'nın yenı İ6 hücre tipi cezaevi kurulması için çalışmalara baş- landığına yönelik açıklamalan konusun- da şunlan söylediler: "Cezaevierinde kalan 64 bin kişi kötü yaşam koşullan ile baş başa bırakıldı. Devlet, Idşininvar olma koşullannı konı- mak ve geüştirmek zorundadır. Cezalann infazında toplumun ve devletin intikam duygulannı tatnıin ve cezanın ibret olma- sı esasını öngören anlavış şerine. çağdaş, özgürlükçü bir hukuk aniaşışı getirüme- lidir. Adalet Bakanlığı veni 16 hücre tipi cezae\i için bütçenin hazır olduğunu be- lirtti. Biz buna ne olursa olsun karşı gele- ceğiz. Bu u\ gulamavı hayaUgeçirtmc>e- ğ Cezaevleri konusunda yapılan açıkla- mada 564 cezaevmde geçen yıl içinde 12'si siyasi. toplam 39 kişinin sağlık so- runlan, mafya içi hesaplaşma, protesto için kendıni yakma gibi nedenlerden do- layı öldüğü belirtildi. 34 cezaevinde 780 tutuklu üzerinde yapılan araştırmaya gö- re, 226 kişinin "'mkk şikâyeti'*, 142 ki- şınin "üst solunum voUarT. 107 kişinin "üriner sistem enfeksiyonu", 39 kişinin "anemi", 23 kişinin "organ kaybı". 10 kişinin "kanser", 57 kişinin "hepatit-B" ve diğer hastalıklaria mücadele ettiği be- lirtildi. Araştırmada, cezaevlerinde bes- lenme yetersizliği, kısıth mekân, yeter- siz fiziksel aktivite, fıziksel engelleme, travma, yetersiz sağlık hizmeti nedeniy- le birçok hastahğın bulunduğu vurgulan- dı. iHD'nin .\nkara Merkez Kapalı, Mid- yat Özel Tip, Batman E Tipi ve Uşak ce- zaevlerinde yaptığı bir başka araştırma- da ise şu sonuca vanldı: Ankara Cezaevi: Siyasilerin kaldığı bir kadın, iki de erkek koğuşu bulunuyor. 35 kişilik bu koğuşlarda 90 kişi kalıyor. Mutfak ve banyo yok. tki ranza birleşti- riliyor ve 4 kişi üzerinde yatıyor. Yemek masalan dahi yatak olarak kul- lanıhyor. Idareye yeni koğuş açılması için gelen talepler reddedihyor. Idare ile ilişkilerde çok büyük sorunlar yaşanmı- yor. genellikle diyalog kurulabiliyor. Toplatma karan olan yayınlar dışında di- ğer yaymlann cezaevine girmesinde so- nın yaşanrruyor. Cezaevinde 2-3 ay ön- cesine kadar mafya üyeliği suçlamasıy- la bulunanlann varlıklan sorun yaratı- yordu. Ancak bu kişilerin başka cezaevlerine nakilleri ile birlikte sorun da ortadan kalktı. Bu cezaevinde zaman zaman has- taneye gidiş-gelişlerde itirafçılık dayat- ması yapılıyor. Sağlık yönünden olduk- ça sınırlı. Bayan tutuklulara taciz uygu- lamaian görülüyor. Bu cezaevinde 4 ile- ri derecede tüberküloz, 2 kanser hastası- nın durumu kötü. Batman Cezaevi: Bu cezaevinde 180' i siyasi 965 tutuklu var. Gerçek sorun dış güvenlikte yaşanıyor. Ortak dosyada olan ya da akraba olan tutuklulann dahi götüşmelerine izin verilmiyor. Cezaevin- de sürekli birkaç JlTEM görevlisi var. Bunlar aramalar sırasında mutlaka hazır bulunuyor. Hastane ve mahkemeye gi- dış-gelişlerde de kadın tutuklulara taciz uygulanıyor. Aramalar sırasında kadın tutuklulann koğuşlanna da asker giriyor ve üst aramasını taciz amaçlı olarak izli- yorlar. Haberleşme şartlan çok kötü. MidyatCezaevi: Bu cezaevinde 106'sı siyasi, 300 tutuklu var. 4-6 kişilik hücre- ler mevcut. Adli tutuklulann hepsi itirafçı ve bun- lar hücrelerde kalıyorlar. JtTEM uygula- ması görülmüyor. Asker, kadın koğuşla- nna girmiyor. Cezaevine 8 yıldır yayın verilmiyor, mektuplan yırtıhyor. Uşak Cezaevi: Koğuşlar 52 kişilik ol- masına karşılık 75 kişi kalıyor. Hemen herkesin sağlık sorunlan var, ancak acil dunımlarda hastaneye sevk ediliyorlar. Cezaevinde hücre uygulaması var. Kabin sayısı az olduğundan görüşler kısa rutu- luyor. Eyüp Aşık: Çakıcı'yla yine konuşurvıın "Çete\e vardım'" iddiasıyla DGM'de yarğılanan ve önceki gün beraat eden eski Dev iet Bakanı E\üp Aşık, söz konusu karann \argıta> tarafindan bozulması halinde, yeniden millenekili seçilse bile yargüanmaktan kaçmayaeağını savundu. Aşık. mafyayla mücadelede risk almaktan çekinmedigini betirterek, yargılanmasına neden olan mafya elebaşısı Alaattin Çakıcı'v la gerekirse yeniden konusabileceğini vurguladı. Fransa'da yakalanan .Alaattin Çakıcı ile yaptığı telefon göriişmelerinin bantlannın ortaya çıkmasından sonra hakkında tstanbul DGM'de "suç işlemek için oluşturulan çeteye yardım ettiğj" iddiasıvla dava açılan Eviip Aşık, dunışmanın önceki gün yapılan 2. oturumunda beraat etmişti. (Fotoğraf. UGUR GÜNYÜZ) CHP'li kadmlar, erkek egemenliğine karşı savaşımı giderek arttırmayı tasarlıyor ^Sağcı kadınlar savaşıma engeF- CEM LXUTAŞ CHP'de 14 Şubafta yapıla- cak önseçimlerde kadın aday adaylannm erkek rakiplerine karşı yürüttükleri zorlu müca- dele sürerken, CHP Kadın Kol- lan Genel Başkanı Güldal Okuducu. merkez sağdaki ba- zı olumsuz kadın tiplerinin par- ti içi mücadeleyi daha da zor- laştırdığmı söyledi. Dünyada ve Türkiye'de hâ- kim cins olan erkeklerin. poli- tikayı kaosa doğru sürükledik- lerini ve kadınlann bu gidişin değişmesi için yola çıktıklan- nı anlatan Güldal Okuducu, "Kadınlann siyasi mücadeiesi ezflenlerin mücadeleskUr'' slo- ganını benimsedikJerini ifade etti. 14 Şubat'ta yapılacak ön- seçimde erkek delegelere ses- lenerek "Toplumun yansı olan kadmlarayol verin" çağnsı ya- pan Okuducu, CHP'nin 7 Şu- bat'ta açıklayacağı kadın proje- sinin arifesinde sorulanrmza şu yanıtlan verdi: - Kadın aday adaylannm ba- sına tanıtıldığı sırada. kadınlar daha çok kadın haklanna vur- gu vapan vuaderdebulundular. Bu siyaset için çok dar bir çer- çe\ıe değil mi? - tnsanlar doğal olarak so- runlara da, çözüm önerilerine de yaşadıklan yerden bakıyor- lar. CHP'ye yüzde 11 oraoında kadın aday adaylannın başvur- muş olmasındarı, kadm adayla- nn kendilerini öne taşımaarzu- su anlaşılıyor, ama sanıyorum ki arkadaşlanmız eşitsiz koşul- larda bir önseçim yanşındalar. Bu eşitsiz koşullar kadın aday adaylanmız tarafindan çok de- rinden hissedilmekte kd temel Erkekler kaosa sürükledi' CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu, "Merkez sağdaki olumsuz kadın siyasetçi örnekleri, sosyal demokrat kadınlann siyasi mücadelesini zorlaştınyor" dedi. Erkeklerin Türkiye'yi bir kaosa sürüklediğini söyleyen Okuducu, kadınlann bundan memnun olmadığını ve bu gerekçeyle yönetim anlayışının değişmesini istediklerini söyledi. olarak kadın bakış açısı, kadın dayanışması ve kadın sorunla- nnın çözümü noktasmda vurgu yapıyorlar. O nedenle verilen mesajlar biraz da parti içi mü- cadeleye dönük. - Yine kadın aday adaylan- mz,siyasette "kadın duvaruhğı- nın" çok daha dürüst \e daha banşçı bir ortam yaratacağmı savundu. Oysa Türkiye'deki örnekler, kadm siyasetçilerin hiç de erkekleri ararnıadığuu gösterivx)r. - Merkez sağdabirkaç örnek bizi zorluyortabii. Merkez sağ- da başbakanlık, bakanlık, bele- diye başkanlığı düzeyinde ya- şanrruş olan örnekler siyasete bir cins iddiasıyla da bir dan> ga vurmak isteyen kadınlan zorluyor. ama sonuç olarak bu söz konusu kadınlann hiçbiri de kadın adına bir idealle orta- ya çıkmış degiller. lCadın hare- ketleri içinde nasibini almış de- ğillen kadın çalışmalan, dünya kadın siyasi hareketi hakkında bilgi sahibi olduklannı da zan- netmiyorum. Böyle bir söy- lemleri yok, böyle bir taahhüt- leri de yok. Arada belki kadın oylannı almak adına oynadık- lan birkaç figür var, o kadar. - Size göre kadmlar, siyasette yaratacaklan dönüşümü kadm olnıanın ötesinde nasıl zengin- leştirebUir? - Erkekler Türkiye'yi bir ka- osa sürüklemişler ve kadmlar bundan memnun değil. Bu yö- netim anlayışının değişmesini talep etmekteler. Hâkim olan, egemen olan cinse yönelik bir- takım söylemlerin ortaya çık- ması da çok doğal. Ama toplu- mu dönüştürmede, yaşamı iyi- leştirmede ve güzelleştirmede aslolan dünya görüşümüzdür, bakış açımızdır, ideolojik du- ruşumuzdur. Cinsiyet, ek bir Baııkühıryıısa tosansı da rafa kaüayor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, iki turlu seçim sisteminin ardından bankalar yasa tasansı konusunda da DYP'den istediği desteği bulamadı. Ecevit, dün Başbakanlığa gelişinde gazetecilerin sorulannı yanıtlarken 1999 yalı bütçesiyle bankalar yasasımn seçimlerden önce çıkmasmı çok istediklerini, ancak bunun kendi ellennde olmadığını, DYP'den haber beklediklerini söyledi. Ecevit, "Meclfe toplanamryor. Hera bütçe hem bankalar kanunu, sinn çok önem v^rdiğiniz iki şey. Seçimlerden önce geçme olasüığı var mı" sorusunu şöyle yanıtladı: "Çok isrhoruz, ama bu tabii bizim elimizde değil. F.limizden gelen çaba>ı gösteriyoruz. Artık bütçeden bfle vazgeçebSiriz. Nasıl olsa kendiliginden uzuyor, ama bankalar >asası çok önemlL Umarun bu konuda bir sonuç alabiliriz." DYP Grup Başkanvekili Turhan Gûven yaptığı açıklamada, bankalar yasa tasansı konusunda DSP ile görüşmelerinde sıkıntılannı giderecek bir gelişme olmadığını söyledi. "Yapılan toplantuarda I ^ P yetkilikrine, bu kanunun şikâyetlerimizin gjderilmesi halinde çıkabileceğini ifade ettik" diyen Güven şunlan söyledi: "Eğer sıkıntılanmız. görüşmelerdeki çekincelerimiz izale edflmemişse bankalar kanununu görüşmek DYP bakımından uygan değildir. Elbette çıksm istiyoruz. Birtakım kişilerin bankalann içini boşaltmasına karşıyız. Bankalan boşaltan kadar, onu devlet parasıyla durmadan takviye eden kişüer hakkında niye bir işlem yapünuyor?" DYP Genel Başkan Yardımcısı EUJTİ Kozakçıoğiu, bankalar yasasında eleştirdikleri bazı hükümler olduguım belirterek uzlaşma sağlanması halinde destek vereceklerini söyledi. Kendi önerilerinin Başbakan Bülent Ecevit'e iletildiğini kaydeden Kozakçıoğlu, "Anlaşmazlık \-aratan hükümkr düzeltüirse yasa çıkar. Mahzurhı bir yasanın çıkmasından ziyade uzlaşma sağlanarak çıkması sağtıklı olur" diye konuştu. unsur olarak bazı temel nokta- larda destekleyici olabilir. Sağ iktidarlann getirdiği noktada, Türkıye'de siyasette sosyal de- mokrat politikalara sol bir par- tinin iktidanna çok fazla ihti- yaç var. Fakat hem dünyada hem de Türkiye'de mevcut sis- temlerin sonımlusu erkekler. Çünkü karar mekanizmalann- da onlar var. Kadınlarsa kendi- lerini ezılenlerin safinda görü- yor. Adaylaşma sürecinde özellikle benimsediğimız bir slogan var: Kadınlann müca- deiesi ezilenlerin mücadelesi- dir. Kadm olarak bakış açımı- zı, sosyal demokrat dünya gö- riişünün ve Mustafa Kemal aydınlanmasının bize yükle- dikleriyle belirliyoruz. - Olumsuzgelişmelerden bü- tünüyle "egemen cins"" oianer- keklerin sorumlu olduğunu söyiüyorsunuz. Sizin bakış açı- nızla yönetenleri orav a getiren- lerin yansı da kadm değil mi? - Bunun için Türkiye'de de- mokrasi oyununun nasıl oy- nandığınabakmaklazım. 1980 sonrası Türkiye'ye bakalım. Susturulan, örgütsüzleştirilen ve haber alma kanallan kapa- tılan bir halk var. Kitabın bile korku unsuru olduğu bir halk. Banş, adalet ve örgütlenme ta- leplerini dile getirmeninyasak- landığı bir halk ve müthiş bir şekilde dünyada yükselen yeni sağ değerlerin pompalandığı bir halk. Sonra bu halktan te- mel demokratik tercihlerini kendi çıkarlanna göre yapma- sırıın beklenmesi oldukça zor- dur. Bu süreç kadınlar için de aynen geçerlidir. - Kadınlann siyasette ege- men olması için nasıl bir strate- ji izJenmeU size göre? - Kadınlan siyasal süreç için- de örgütlemeye çalışırken, tek hedef olarak TBMM'yi koy- madık. TBMM'de çok olma- mız, siyasette çok olmamızla. siyasette etkinolmamızla, biri- kimli obnamızla orantılı. Bu nedenle, miHetvekilliğinin ya- nında il genel meclisinde, bele- diye meclislerinde ve parti yö- netimlerinde çoğalmamız ge- rekiyor. Çok kadın, birikimli kadm, yılmadan bıkmadan ya- pılacak mücadeleyle belli nok- talan yakalamamız mümkün görünüyor. CHP'li delegelerin kendilerinin de yansmı oluştu- ran kadınlann katılımım sağla- mak, demokrasiyi yeşertmek, adalet ve eşitlik adına bir tavır göstermek istediklerini. mev- cut kadın aday adayiannı des- teklemeleriyle anlayacağız. Yeni yönetim TÜSIAD'uı gozu emeklitik yaşında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sanayicileri ve lşadamlan Derneği (TÜSÎAD) Başkanı Erkut \'ücaoğlu. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hikmet Uhıgbay'ın seçimlerden önce uluslararası tahkım için yasa çahşması yapılacağını söylediğini bildirdi. Yücaoglu, sanayinin en büyük sorununun "yüksek red faizler" olduğunu vurguladı. Sanayiye makro düzeyde destek istediklerini, sosyal güvenlik ve bankalar yasasımn çıkanlması gerektiğini belirten Yücaoglu, emeklilik & yaşının da yükseltilmesini ^**talep etti. Sektörlere 'yönelik almacak önlemler için "Şirket kurtarmaja dfinüşmemeü~ diyen Yücaoglu, Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) kredi alınmasınm ancak seçimlerden sonra gündeme gelebileceğini söyledi. TÜSlAD'm yeni yönetimi, bir dizi ziyaret programı çerçevesinde DSP azınlık hükümeti temsilcileri ve siyasilerle tanışıyor. TÜSİAD, seçimler öncesinde bankalar yasası, sosyal güvenlik gibi reformlann yapılabilmesi için "Mecüs'te siyaset üstü bir birüktelik oluşturmaya" dönük temaslarda bulunuyor. Erkut Yücaoglu başkanlıgmdaki heyet, dün Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hikmet Uhıgbay, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hüsamettin Ozkan. Milh Eğitim Bakanı Metin BostancıogTu ve CHP Genel Başkanı DenizBaykal'ı ziyaret etti. Yapısal sorunlar TÜSİAD Başkanı Yücaoglu, Uluğbay'la, hükümet programı ve gündeminde olan yapısal reformlann içeriği üzerinde göriiştüklerini söyledi. Bankalar yasası, sosyal güvenlik, özelleştirme, enerji ve altyapı projelerini ele aldıklannı ileten Yücaoglu. tt Bu konularda mutabık kaldık Aynı dûşünceleri taşıyoruz" dedi. Yücaoglu, istikrar programına sadık kahndığını görmekten, enflasyonun düşmeye başlamasmdan memnun olduklannı belirtirken "•Sanayicinin en büyük sorunu yüksek reel faizler. Bunun da istikrar programının uygulanma\ a devam etmesiyie düşeceğini düşünüyoruz" diye konuştu. İstikrar programı yanmda yapısal reformlann çıkanlmasıyla faiz ortamının değişebileceğini söyleyen Yücaoglu, sanayiye makro düzeyde destek gerektiğini söyledi. "Ancak hiçbir hadise şirket kurtarmaya dönüşmemeli Türkiye'de bazen bö\1e şeyler oluj'or'' diyen Yücaoglu, uluslararası tahkim konusunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine. "Bunu da hafırlatük Uluslararası tahkim konusunda, seçimlerden önce yasal çabşmalann yapdmakta olduğunu, vapılacağmı söytedi" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle