Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1999 CUMA
4 HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Genelge ve Uygulama
Bu sütunlarda yazıldı. Seçim propagandasında di-
ni siyasete alet etmek. seçmenin özgür iradesinı ze-
delemek sonucunu doğurur ve serbest seçimi engel-
ler.
Siyasi iktidan ellennde tutan veya eline geçinmesi
olasılığı guçlü olan bir kuruluşun, kendisine oy ver-
meyecek olanlan geçici dünyevi cezalarla tehdrt et-
mesi, ne denlı özgür iradeyi zedeleyici ise aynı şekil-
de, imanı temsil ettiklerini söyleyenlerin (aslında öyle
bir parti gerçekte olamaz) insanlan uhrevi cezalarla
tehditetmesı de özgür iradeyi zedeleyici, saptıncı bir
davranıştır.
Uyarılann siyasetçiler nezdinde pek etkisi olmadı.
Bugün siyaset sahnesinde gördüğünüz liderterin hep-
si, din istismannı denedıler. Bir tek CHP vardı bu ko-
nuda dıkkatli olan, orada da "okus pokus"çulann ne-
ler yaptığı gun yüzüne çıktı.
Bu genet gıdişı degiştıren iki öğe girdi devreye.
Bunlardan birincisi, din istismannın, eski RP şimdiki
FP'nin eline geçmesidir. Bu gelişme, sürekli olarak bu
yöntemi deneyen dığer partileri güç durumda bırak-
tı.
Hiç unutmuyonjm. geçen seçim propagandasıni iz-
lemek ıçin gittığim Urfa'da. sağ partilerden birinin,
eskidengezginci vaizolan, kimi kitaplan kovuşturma-
ya uğramış bulunan adayı birden din istismannın sa-
kınca ve tehlikelenni kavramış görünüyordu ve eski
söylemini bırakmış yenı bir söylem benimsemişti.
"Birpartınin ınancın tekelinı uhdesine alması ne ka-
dar sakıncalı, aslında hepımız Müslümanız; ben sos-
yal demokratlar içınde de birçok mutekjt insana rast-
ladım, boyle dinı istismaretmek doğru birşey değil"
diyordu.
Içımden güldüm, hani adayın cemazıyelevvelıni bil-
mesem....
Belirtmek gerekır kı Refah Partisi'nin bu istismar ay-
rıcalığı yeterlı öğe olmadı. Yıllarca belirii bir yöntemi
uygulamış olanlann, şımdi onu yasaklama yetenek-
leri ve güçlerı olmaması doğaldı.
Ikınci ve caydıncı öğe, MGK oldu. Seçimlerin ger-
çekten serbestseçim olması, özgür iradeyi yansrtma-
sı için din ıstismannafırsat verilmemesini istedi MGK.
Burada bir noktayı ozenle vurgulamak gerek: Tür-
kiye'nin ve yanm yamalak demokrasisınin bu alanda,
karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi gören tek kuruluş
MGK değıl. Yani bu saptamayı askerierin biraz da
abartılı bir değeriendırmesi olarak kabul etmeyin. Ni-
tekim. Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordi-
nasyon Kurulu da aynı tehlıkenin vartığını kabul edi-
yor ve de şimdiye kadar alınan sonuçlann da, "irtica
ı1e mücadelenin sona erdihlmesine yetecek boyutta
olmadığım" söyluyor.
Evet sivil kuaıluşlar da kabul ediyoriar tehlıkenin
variığını.
Bu durumu böyiece saptadıktan sonra gelelım Bü-
lent Ecevit'in yayımladıgı genelgeye. Yine de parti-
lerin tamamına yakın çoğunluğu, tarikat desteği arar-
ken, acaba bu genelge nasıl uygulanacak dersiniz?
llk bakışta yanıt kolay gibi görünüyor: "Devlet ken-
dıni koruyacaktır nasıl olsa."
Bu yanıt teoriktir. Çünkü devlet soyut bir kavram-
dır. Devlet, her bölgedekı memuruyla somutlaşır. Is-
terseniz yine sözünü ettiğımiz seçim döneminde Ur-
fa'dan örnek verelim.
O dönemde laik devletin Urfa'daki laik Milli Eğitim
Müdürü(!) kendi dinsel inaçlan dolayısıyla kadın öğ-
retmenlerin elinı sıkmıyor, kendi maiyetindekilere an-
ti laik telkinlerde bulunuyordu. Laik Devletin laik Urfa
Valisi(!) ise devletin arsalannı üstünde okul kursunlar
diye, sudan ucuz paralariatarikatlara peşkeş çekiyor-
du.
O zamandan bu yana, devletin bu kadrolardan te-
mizlendiğini düşünecek kadar saf olan vatandaşlan-
mız dışında. herkes genelgenin nasıl uygulanacağını
ciddi olarak düşünmelıdir.
Özelleştirme uyarısı
IMF, Türkiye'ye
mirasyediliği
dayatıyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kamu tşletmeci-
liğıni Geliştirme Merkezi
Vakfi(K.tGEM). temel so-
nucukamu varlığında azal-
ma ve işsizlik olan özelleş-
tirmenin bu hükümet dö-
neminde tümüyle durdur-
masını ıstedı. "Özelkştir-
me uygulamalan tümüyle
durdurulmadan. sadece
sonuçlannın bir bölümünü
engelleme\e çalışmak bo-
şuna birçabadırr
uyansın-
da bulunan KİGEM. cum-
huriyetin yarattığı değerle-
rin korunması gerektiğini
kaydetti.
K.ÎGEM. Özelleştirme
Yüksek Kurulu'nda alınan
"1999 yılında başlahlacak
özelleştirme u> gulamalan-
nın topiumsal sakıncalar ve
istihdam sıkıntuan yarat-
mavacak anlayış ve karar-
tabklasürdürüleceğr kara-
rına karşı bıraçıklama yap-
tı.
56. hükümetin bugüne
kadar yapılan özelleştir-
melerin topiumsal sakınca-
lar ve işsizlik yarattığını
kabul etmesini "memnuni-
yetJe" karşıladığı bildirilen
KlGEM'in açıklamasında,
"Özelleştirme Yasası'nda-
ki 90-240 günlük işsizlik
tazminatı, özeUeştirmenin
işsizlik >aratacağımn peşi-
nen kabulü anlammagelir-
ken \e gelişmiş ya da az ge-
lişmiş hiçbir ülke, özeUeş-
tirmenin doğal ve kaçınıl-
maz sonucu olan 'topium-
sal sakıncalan ve istihdam
sıkıntılarını' önleyememiş-
ken 56. hükümet bunu na-
sıl başaracakur" diye so-
ruldu.
KİGEM, ekonomiye ye-
ni ka>-naklar yaratmayan,
yalnızca var olan kaynak-
ların değerlerinin çok al-
tında el değıştirmesini sağ-
layan özeUeştirmenin tü-
müyle durdunılmasını is-
terken "Hele özelkştirme.
IMF'nin buyurduğu gibi
borç ödeme amacryîa yapı-
lırsa Türkiye, savurgan tu-
tumu yüzünden borca ba-
üp ödemekiçin evindekieş-
yalan satan mirasyedinin
durumuna düşer" uyansı-
nı yaptı.
KlGEM"in eleştirileri
şöyle:
-DSP, 54. hükümet za-
manında çıkardan ve ana-
yasaya aykınhğı herkes ta-
rafından bilinen 4232 sayı-
lı yasanın baa hükümleri-
nin iptali amacryla Anaya-
sa Mahkemesi'ne başvu-
rulmasına karar vererek
da\ a dilekçisini hanrlamak
üzere gruptan bir üyeyi gö-
rev lendirmiş, ancak ufukta
55. hükümet \e koalisyon
ortaklığı görününce, dilek-
çenin hazuianmış olması-
na karşın hükümet olunca
biz de özeUeştirmeyapmak
zonındayız diye iptal dava-
sı açmaktan vazgeçmiştir.
1997 Haziran'ında aynca
çabagöstermev egerek kal-
madan özelleştinneyi tü-
mü\le durdurmak müm-
künken bunu vapmavan D-
SP. şimdi nasıl vapacaktır
\e bu açıklamasında ne ka-
dar samimidir? Özelleştir-
me uygulamaian tümüyle
durdurulmadan, sadece
somıçlannın bir bölümünü
engellemeye çahşmak
boşuna bir çabadır."
însan Haklan Derneği, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı cezaevleri tasansma tepki gösterdi
6
Hücretiıderiçoğatblacak'Istanbul Haber Servisi - Insan Haklan
Derneği (tHD) tstanbul Şubesı. Adalet
Bakanlığı'nın cezaevlerinde "hücre ti-
pi" uygulamasını yaygınlaştırmaya çalış-
tığını belirtti. ÎHD, hücre tipi uygulama-
sının "hukukun üstünlüğü. ceza ve infaz-
da eşitlik. doğal infaz ükelerine aykın o\-
duğunu" vurguladı. tHD'nin çeşitli ce-
zaevlerinde yaptığı araştırmada da tutuk-
lu ve hükümlülerin son derece sağlıksız
koşullarda yaşadıklan ve devletin bu so-
run karşısında gereken önlemleri alması
gerektiği ortaya kondu.
IHD tstanbul Şubesu dün düzenlediğı
basın toplantısında çeşitli cezaevlerinde
yaptığı araştırmalann sonuçlannı değer-
lendirdi. Toplantıda IHD yöneticileri,
Adalet Bakanlığı'nın yenı İ6 hücre tipi
cezaevi kurulması için çalışmalara baş-
landığına yönelik açıklamalan konusun-
da şunlan söylediler:
"Cezaevierinde kalan 64 bin kişi kötü
yaşam koşullan ile baş başa bırakıldı.
Devlet, Idşininvar olma koşullannı konı-
mak ve geüştirmek zorundadır. Cezalann
infazında toplumun ve devletin intikam
duygulannı tatnıin ve cezanın ibret olma-
sı esasını öngören anlavış şerine. çağdaş,
özgürlükçü bir hukuk aniaşışı getirüme-
lidir. Adalet Bakanlığı veni 16 hücre tipi
cezae\i için bütçenin hazır olduğunu be-
lirtti. Biz buna ne olursa olsun karşı gele-
ceğiz. Bu u\ gulamavı hayaUgeçirtmc>e-
ğ
Cezaevleri konusunda yapılan açıkla-
mada 564 cezaevmde geçen yıl içinde
12'si siyasi. toplam 39 kişinin sağlık so-
runlan, mafya içi hesaplaşma, protesto
için kendıni yakma gibi nedenlerden do-
layı öldüğü belirtildi. 34 cezaevinde 780
tutuklu üzerinde yapılan araştırmaya gö-
re, 226 kişinin "'mkk şikâyeti'*, 142 ki-
şınin "üst solunum voUarT. 107 kişinin
"üriner sistem enfeksiyonu", 39 kişinin
"anemi", 23 kişinin "organ kaybı". 10
kişinin "kanser", 57 kişinin "hepatit-B"
ve diğer hastalıklaria mücadele ettiği be-
lirtildi. Araştırmada, cezaevlerinde bes-
lenme yetersizliği, kısıth mekân, yeter-
siz fiziksel aktivite, fıziksel engelleme,
travma, yetersiz sağlık hizmeti nedeniy-
le birçok hastahğın bulunduğu vurgulan-
dı.
iHD'nin .\nkara Merkez Kapalı, Mid-
yat Özel Tip, Batman E Tipi ve Uşak ce-
zaevlerinde yaptığı bir başka araştırma-
da ise şu sonuca vanldı:
Ankara Cezaevi: Siyasilerin kaldığı
bir kadın, iki de erkek koğuşu bulunuyor.
35 kişilik bu koğuşlarda 90 kişi kalıyor.
Mutfak ve banyo yok. tki ranza birleşti-
riliyor ve 4 kişi üzerinde yatıyor.
Yemek masalan dahi yatak olarak kul-
lanıhyor. Idareye yeni koğuş açılması
için gelen talepler reddedihyor. Idare ile
ilişkilerde çok büyük sorunlar yaşanmı-
yor. genellikle diyalog kurulabiliyor.
Toplatma karan olan yayınlar dışında di-
ğer yaymlann cezaevine girmesinde so-
nın yaşanrruyor. Cezaevinde 2-3 ay ön-
cesine kadar mafya üyeliği suçlamasıy-
la bulunanlann varlıklan sorun yaratı-
yordu.
Ancak bu kişilerin başka cezaevlerine
nakilleri ile birlikte sorun da ortadan
kalktı. Bu cezaevinde zaman zaman has-
taneye gidiş-gelişlerde itirafçılık dayat-
ması yapılıyor. Sağlık yönünden olduk-
ça sınırlı. Bayan tutuklulara taciz uygu-
lamaian görülüyor. Bu cezaevinde 4 ile-
ri derecede tüberküloz, 2 kanser hastası-
nın durumu kötü.
Batman Cezaevi: Bu cezaevinde 180' i
siyasi 965 tutuklu var. Gerçek sorun dış
güvenlikte yaşanıyor. Ortak dosyada
olan ya da akraba olan tutuklulann dahi
götüşmelerine izin verilmiyor. Cezaevin-
de sürekli birkaç JlTEM görevlisi var.
Bunlar aramalar sırasında mutlaka hazır
bulunuyor. Hastane ve mahkemeye gi-
dış-gelişlerde de kadın tutuklulara taciz
uygulanıyor. Aramalar sırasında kadın
tutuklulann koğuşlanna da asker giriyor
ve üst aramasını taciz amaçlı olarak izli-
yorlar. Haberleşme şartlan çok kötü.
MidyatCezaevi: Bu cezaevinde 106'sı
siyasi, 300 tutuklu var. 4-6 kişilik hücre-
ler mevcut.
Adli tutuklulann hepsi itirafçı ve bun-
lar hücrelerde kalıyorlar. JtTEM uygula-
ması görülmüyor. Asker, kadın koğuşla-
nna girmiyor. Cezaevine 8 yıldır yayın
verilmiyor, mektuplan yırtıhyor.
Uşak Cezaevi: Koğuşlar 52 kişilik ol-
masına karşılık 75 kişi kalıyor. Hemen
herkesin sağlık sorunlan var, ancak acil
dunımlarda hastaneye sevk ediliyorlar.
Cezaevinde hücre uygulaması var. Kabin
sayısı az olduğundan görüşler kısa rutu-
luyor.
Eyüp Aşık: Çakıcı'yla
yine konuşurvıın
"Çete\e vardım'" iddiasıyla
DGM'de yarğılanan ve önceki gün
beraat eden eski Dev iet Bakanı
E\üp Aşık, söz konusu karann
\argıta> tarafindan bozulması
halinde, yeniden millenekili seçilse
bile yargüanmaktan
kaçmayaeağını savundu. Aşık.
mafyayla mücadelede risk
almaktan çekinmedigini
betirterek, yargılanmasına neden
olan mafya elebaşısı Alaattin
Çakıcı'v la gerekirse yeniden
konusabileceğini vurguladı.
Fransa'da yakalanan .Alaattin
Çakıcı ile yaptığı telefon
göriişmelerinin bantlannın ortaya
çıkmasından sonra hakkında
tstanbul DGM'de "suç işlemek için
oluşturulan çeteye yardım ettiğj"
iddiasıvla dava açılan Eviip Aşık,
dunışmanın önceki gün yapılan 2.
oturumunda beraat etmişti.
(Fotoğraf. UGUR GÜNYÜZ)
CHP'li kadmlar, erkek egemenliğine karşı savaşımı giderek arttırmayı tasarlıyor
^Sağcı kadınlar savaşıma engeF-
CEM LXUTAŞ
CHP'de 14 Şubafta yapıla-
cak önseçimlerde kadın aday
adaylannm erkek rakiplerine
karşı yürüttükleri zorlu müca-
dele sürerken, CHP Kadın Kol-
lan Genel Başkanı Güldal
Okuducu. merkez sağdaki ba-
zı olumsuz kadın tiplerinin par-
ti içi mücadeleyi daha da zor-
laştırdığmı söyledi.
Dünyada ve Türkiye'de hâ-
kim cins olan erkeklerin. poli-
tikayı kaosa doğru sürükledik-
lerini ve kadınlann bu gidişin
değişmesi için yola çıktıklan-
nı anlatan Güldal Okuducu,
"Kadınlann siyasi mücadeiesi
ezflenlerin mücadeleskUr'' slo-
ganını benimsedikJerini ifade
etti. 14 Şubat'ta yapılacak ön-
seçimde erkek delegelere ses-
lenerek "Toplumun yansı olan
kadmlarayol verin" çağnsı ya-
pan Okuducu, CHP'nin 7 Şu-
bat'ta açıklayacağı kadın proje-
sinin arifesinde sorulanrmza şu
yanıtlan verdi:
- Kadın aday adaylannm ba-
sına tanıtıldığı sırada. kadınlar
daha çok kadın haklanna vur-
gu vapan vuaderdebulundular.
Bu siyaset için çok dar bir çer-
çe\ıe değil mi?
- tnsanlar doğal olarak so-
runlara da, çözüm önerilerine
de yaşadıklan yerden bakıyor-
lar. CHP'ye yüzde 11 oraoında
kadın aday adaylannın başvur-
muş olmasındarı, kadm adayla-
nn kendilerini öne taşımaarzu-
su anlaşılıyor, ama sanıyorum
ki arkadaşlanmız eşitsiz koşul-
larda bir önseçim yanşındalar.
Bu eşitsiz koşullar kadın aday
adaylanmız tarafindan çok de-
rinden hissedilmekte kd temel
Erkekler
kaosa
sürükledi'
CHP Kadın Kollan
Genel Başkanı Güldal
Okuducu, "Merkez
sağdaki olumsuz kadın
siyasetçi örnekleri,
sosyal demokrat
kadınlann siyasi
mücadelesini
zorlaştınyor" dedi.
Erkeklerin Türkiye'yi
bir kaosa sürüklediğini
söyleyen Okuducu,
kadınlann bundan
memnun olmadığını ve
bu gerekçeyle yönetim
anlayışının değişmesini
istediklerini söyledi.
olarak kadın bakış açısı, kadın
dayanışması ve kadın sorunla-
nnın çözümü noktasmda vurgu
yapıyorlar. O nedenle verilen
mesajlar biraz da parti içi mü-
cadeleye dönük.
- Yine kadın aday adaylan-
mz,siyasette "kadın duvaruhğı-
nın" çok daha dürüst \e daha
banşçı bir ortam yaratacağmı
savundu. Oysa Türkiye'deki
örnekler, kadm siyasetçilerin
hiç de erkekleri ararnıadığuu
gösterivx)r.
- Merkez sağdabirkaç örnek
bizi zorluyortabii. Merkez sağ-
da başbakanlık, bakanlık, bele-
diye başkanlığı düzeyinde ya-
şanrruş olan örnekler siyasete
bir cins iddiasıyla da bir dan>
ga vurmak isteyen kadınlan
zorluyor. ama sonuç olarak bu
söz konusu kadınlann hiçbiri
de kadın adına bir idealle orta-
ya çıkmış degiller. lCadın hare-
ketleri içinde nasibini almış de-
ğillen kadın çalışmalan, dünya
kadın siyasi hareketi hakkında
bilgi sahibi olduklannı da zan-
netmiyorum. Böyle bir söy-
lemleri yok, böyle bir taahhüt-
leri de yok. Arada belki kadın
oylannı almak adına oynadık-
lan birkaç figür var, o kadar.
- Size göre kadmlar, siyasette
yaratacaklan dönüşümü kadm
olnıanın ötesinde nasıl zengin-
leştirebUir?
- Erkekler Türkiye'yi bir ka-
osa sürüklemişler ve kadmlar
bundan memnun değil. Bu yö-
netim anlayışının değişmesini
talep etmekteler. Hâkim olan,
egemen olan cinse yönelik bir-
takım söylemlerin ortaya çık-
ması da çok doğal. Ama toplu-
mu dönüştürmede, yaşamı iyi-
leştirmede ve güzelleştirmede
aslolan dünya görüşümüzdür,
bakış açımızdır, ideolojik du-
ruşumuzdur. Cinsiyet, ek bir
Baııkühıryıısa tosansı da rafa kaüayor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent Ecevit, iki turlu seçim
sisteminin ardından bankalar yasa
tasansı konusunda da DYP'den istediği
desteği bulamadı.
Ecevit, dün Başbakanlığa gelişinde
gazetecilerin sorulannı yanıtlarken
1999 yalı bütçesiyle bankalar yasasımn
seçimlerden önce çıkmasmı çok
istediklerini, ancak bunun kendi
ellennde olmadığını, DYP'den haber
beklediklerini söyledi. Ecevit, "Meclfe
toplanamryor. Hera bütçe hem bankalar
kanunu, sinn çok önem v^rdiğiniz iki
şey. Seçimlerden önce geçme olasüığı var
mı" sorusunu şöyle yanıtladı: "Çok
isrhoruz, ama bu tabii bizim elimizde
değil. F.limizden gelen çaba>ı
gösteriyoruz. Artık bütçeden bfle
vazgeçebSiriz. Nasıl olsa kendiliginden
uzuyor, ama bankalar >asası çok
önemlL Umarun bu konuda bir sonuç
alabiliriz."
DYP Grup Başkanvekili Turhan Gûven
yaptığı açıklamada, bankalar yasa
tasansı konusunda DSP ile
görüşmelerinde sıkıntılannı giderecek
bir gelişme olmadığını söyledi.
"Yapılan toplantuarda I ^ P
yetkilikrine, bu kanunun
şikâyetlerimizin gjderilmesi halinde
çıkabileceğini ifade ettik" diyen Güven
şunlan söyledi: "Eğer sıkıntılanmız.
görüşmelerdeki çekincelerimiz izale
edflmemişse bankalar kanununu
görüşmek DYP bakımından uygan
değildir. Elbette çıksm istiyoruz.
Birtakım kişilerin bankalann içini
boşaltmasına karşıyız. Bankalan
boşaltan kadar, onu devlet parasıyla
durmadan takviye eden kişüer
hakkında niye bir işlem yapünuyor?"
DYP Genel Başkan Yardımcısı EUJTİ
Kozakçıoğiu, bankalar yasasında
eleştirdikleri bazı hükümler olduguım
belirterek uzlaşma sağlanması halinde
destek vereceklerini söyledi. Kendi
önerilerinin Başbakan Bülent Ecevit'e
iletildiğini kaydeden Kozakçıoğlu,
"Anlaşmazlık \-aratan hükümkr
düzeltüirse yasa çıkar. Mahzurhı bir
yasanın çıkmasından ziyade uzlaşma
sağlanarak çıkması sağtıklı olur" diye
konuştu.
unsur olarak bazı temel nokta-
larda destekleyici olabilir. Sağ
iktidarlann getirdiği noktada,
Türkıye'de siyasette sosyal de-
mokrat politikalara sol bir par-
tinin iktidanna çok fazla ihti-
yaç var. Fakat hem dünyada
hem de Türkiye'de mevcut sis-
temlerin sonımlusu erkekler.
Çünkü karar mekanizmalann-
da onlar var. Kadınlarsa kendi-
lerini ezılenlerin safinda görü-
yor. Adaylaşma sürecinde
özellikle benimsediğimız bir
slogan var: Kadınlann müca-
deiesi ezilenlerin mücadelesi-
dir. Kadm olarak bakış açımı-
zı, sosyal demokrat dünya gö-
riişünün ve Mustafa Kemal
aydınlanmasının bize yükle-
dikleriyle belirliyoruz.
- Olumsuzgelişmelerden bü-
tünüyle "egemen cins"" oianer-
keklerin sorumlu olduğunu
söyiüyorsunuz. Sizin bakış açı-
nızla yönetenleri orav a getiren-
lerin yansı da kadm değil mi?
- Bunun için Türkiye'de de-
mokrasi oyununun nasıl oy-
nandığınabakmaklazım. 1980
sonrası Türkiye'ye bakalım.
Susturulan, örgütsüzleştirilen
ve haber alma kanallan kapa-
tılan bir halk var. Kitabın bile
korku unsuru olduğu bir halk.
Banş, adalet ve örgütlenme ta-
leplerini dile getirmeninyasak-
landığı bir halk ve müthiş bir
şekilde dünyada yükselen yeni
sağ değerlerin pompalandığı
bir halk. Sonra bu halktan te-
mel demokratik tercihlerini
kendi çıkarlanna göre yapma-
sırıın beklenmesi oldukça zor-
dur. Bu süreç kadınlar için de
aynen geçerlidir.
- Kadınlann siyasette ege-
men olması için nasıl bir strate-
ji izJenmeU size göre?
- Kadınlan siyasal süreç için-
de örgütlemeye çalışırken, tek
hedef olarak TBMM'yi koy-
madık. TBMM'de çok olma-
mız, siyasette çok olmamızla.
siyasette etkinolmamızla, biri-
kimli obnamızla orantılı. Bu
nedenle, miHetvekilliğinin ya-
nında il genel meclisinde, bele-
diye meclislerinde ve parti yö-
netimlerinde çoğalmamız ge-
rekiyor. Çok kadın, birikimli
kadm, yılmadan bıkmadan ya-
pılacak mücadeleyle belli nok-
talan yakalamamız mümkün
görünüyor. CHP'li delegelerin
kendilerinin de yansmı oluştu-
ran kadınlann katılımım sağla-
mak, demokrasiyi yeşertmek,
adalet ve eşitlik adına bir tavır
göstermek istediklerini. mev-
cut kadın aday adayiannı des-
teklemeleriyle anlayacağız.
Yeni yönetim
TÜSIAD'uı
gozu
emeklitik
yaşında
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Sanayicileri ve
lşadamlan Derneği (TÜSÎAD)
Başkanı Erkut \'ücaoğlu.
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Hikmet
Uhıgbay'ın seçimlerden önce
uluslararası tahkım için yasa
çahşması yapılacağını
söylediğini bildirdi. Yücaoglu,
sanayinin en büyük sorununun
"yüksek red faizler" olduğunu
vurguladı. Sanayiye makro
düzeyde destek istediklerini,
sosyal güvenlik ve bankalar
yasasımn çıkanlması
gerektiğini belirten
Yücaoglu, emeklilik
& yaşının da yükseltilmesini
^**talep etti. Sektörlere
'yönelik almacak önlemler için
"Şirket kurtarmaja
dfinüşmemeü~ diyen
Yücaoglu, Uluslararası Para
Fonu'ndan (IMF) kredi
alınmasınm ancak seçimlerden
sonra gündeme gelebileceğini
söyledi.
TÜSlAD'm yeni yönetimi, bir
dizi ziyaret programı
çerçevesinde DSP azınlık
hükümeti temsilcileri ve
siyasilerle tanışıyor. TÜSİAD,
seçimler öncesinde bankalar
yasası, sosyal güvenlik gibi
reformlann yapılabilmesi için
"Mecüs'te siyaset üstü bir
birüktelik oluşturmaya" dönük
temaslarda bulunuyor. Erkut
Yücaoglu başkanlıgmdaki
heyet, dün Başbakan Bülent
Ecevit, Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı Hikmet
Uhıgbay, Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı Hüsamettin
Ozkan. Milh Eğitim Bakanı
Metin BostancıogTu ve CHP
Genel Başkanı DenizBaykal'ı
ziyaret etti.
Yapısal sorunlar
TÜSİAD Başkanı Yücaoglu,
Uluğbay'la, hükümet programı
ve gündeminde olan yapısal
reformlann içeriği üzerinde
göriiştüklerini söyledi.
Bankalar yasası, sosyal
güvenlik, özelleştirme, enerji
ve altyapı projelerini ele
aldıklannı ileten Yücaoglu.
tt
Bu konularda mutabık
kaldık Aynı dûşünceleri
taşıyoruz" dedi. Yücaoglu,
istikrar programına sadık
kahndığını görmekten,
enflasyonun düşmeye
başlamasmdan memnun
olduklannı belirtirken
"•Sanayicinin en büyük sorunu
yüksek reel faizler. Bunun da
istikrar programının
uygulanma\ a devam etmesiyie
düşeceğini düşünüyoruz" diye
konuştu. İstikrar programı
yanmda yapısal reformlann
çıkanlmasıyla faiz ortamının
değişebileceğini söyleyen
Yücaoglu, sanayiye makro
düzeyde destek gerektiğini
söyledi. "Ancak hiçbir hadise
şirket kurtarmaya
dönüşmemeli Türkiye'de
bazen bö\1e şeyler oluj'or''
diyen Yücaoglu, uluslararası
tahkim konusunun gündeme
gelip gelmediğinin sorulması
üzerine. "Bunu da hafırlatük
Uluslararası tahkim
konusunda, seçimlerden önce
yasal çabşmalann yapdmakta
olduğunu, vapılacağmı
söytedi" dedi.