18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 -ARALJK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Y*naz f dan Öcatan uyamsı • ANKARA (Cumhuriyet Börosa) - ANAP'ın önceki akşam toplanan merkez karar yÖDetım kurulu (MKYK) toplantısında Abdullah Öcalan hakbndaki öliim cezasının infaa tartışıldı. Kurula bilgı veren ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz Öcalan dosyasının Meclis'egelmesi durumunda "Ben arkadaşlanma şu ya da bu yönde qy kullanın demem" dedi. Türkiye'nin AÎHM karanna uymadığı takdirde önünde 2 seçeneği bulunduğunu aktaran Yılmaz, "Türkiye bu durumda ya ceza ödeyecektir ya da Avrupa Konseyı'nden çıkanlacaktır" uyansında bulundu. Almanya'dan tazmjnat istemi • DÜSSELDORF (AA) - Düzenlenen bir fuara katılmak üzere gittikleri Almanya'nın Düsseldorf kentinde 'Rus mafyası' suçlamasıyla gözaltına alınan ve dövülen 5 Türk işadamı, avukat Bilgıç Ertürk aracılığıyla "işkence ve insan haklan ihJali" gerekçesiyle 20 milyon mark tazminat ıstemiyle dava açıyor FPden AİHVrye tepki • ANKARA (Cumhuriyrt Böro8u)-FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan, Abdullah Öcalan hakkında ihtiyatı tedbır karan veren Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ni (AİHM) çifte standart uyguladıği gerekcesıyle eleştirdi. Candan, "Öcalan hakkında Türk yargısındaki süreç tamamlandıktan sonra TBMM'ye gelmeli ve gereken yapümalıdır" dedi. YÖK Araştıpma Komisyonu • ANKARA (Cumhuriyrt Bürosu)-TBMMYÖK Araşnrma Komisyonu, 7 Aralık'ta çauşmaİara başlayacak. Komisyonun başkanlık divanı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal GÜTÜZ başta olmak ûzere, görevden alınan üniversite rektörleri, YÖK'ün aldığı kararlardan mağdur olan öğrenciler ve üniversitelerie ilgili dernek temsılcilerinin de komisyona çağnlmasmı kararlaşürdı. Memurun yargılanmasını yeniden düzenleyen yasanın keyfiliğe neden olacağı bildiriliyor 'Demokratikleşmeye engePANKARA (Cumhuriyrt Büro- su) - Devlet Denetim Elemanlan Demefi (DENETDE) Genel Baş- kanı Zafer Karakulak, memurla- nn yargılanmasına ılışkın yasayla, alt düzeydekı memura bakanın ve bakanlık müfetnşı yetkısı verilme- sinin yanlışhğına dikkat çekti. Karakulak, Türkıye"nin Avrupa Birliği'ne (AB) girme aşamasında bir taraftan Avrupa standartlannı yakalamaya çalışırken, diger yan- dan teftiş kurullannın kendine öz- gû yapmış olduğu soruşturma standartlanndan uzaklaştığını be- lirttı. Karakulak, yasayla Türki- ye'deki siyası baskılar nedeniyle kışüenn kısa sürede "harcanaca- g m " vurguladı. Yasanın aynmcı olduğunu kaydeden Karakulak, demokrankleşmeye de engel ola- cağını söyledi. DENETDE Genel Başkanı Ka- rakulak. TBMM Genel Kuru- lu 'nda kabul edilen memurlann yargılanmasına ilişkin yasayı Cumhuriyet'e değerlendirdı. Tür- kiye'nin şeffaf olmaması nedeniy- le işkence ile ilgili ıddialann bu yasa nedeniyle kapanma olasılığı- nın artacağinı söyleyen Karaku- lak, bunun hukuksal zeminde de- ğil de idare zemıninde kapatılmış olmasının yanlışhğını vurguladı. Devlet Memurlan Yasası'nda görevden uzaklaştırma yetkısinın bakan, genel müdür, müfettışler, vali ve kaymakama verildiğinı anımsatan Karakulak. "Şimdi 2 ve- ya 4 yıflık memur, soruşturma yap- ma yetkisi bağjamında görevden uzaklaşurma yetkisine haiz duru- ma gelecek. Aynı memur düzeyin- deki şef > arduncısının, bakanın ya da müfettişüı vetkisine haiz oboa- sı demek alt düzndeki kişileriıı çok ni hukuksal nosvonu almast- DI gerektirir ki, şu ortamda o da mümkün değjT dedi. Kıdemli lise mezunu bir memu- ra soruşturmada görevden uzak- laştırma yetkisi verilmesinin çok ağır olduğuna dikkat çeken Kara- kulak. "Çünkü o sorumhıhığu. bi- linci duyması lazun. Kaymakam veya valinüı soruştunna yapan ki- şi üzerinde basla vapması söz ko- nıısu ohnayacağına göre, vönetid Idşisel duygulannı >enemedigi için memunı görevden uzaklaştırabi- İD-" diye konuştu. Türkiye'nin AB'ye girme aşa- masında Avrupa standartlanyla çakşmak zorunda olduğunu söyle- Şirketlere herşey garantili ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu)-3996 sa- yıh yasayı yürürlükten kaldıracak yeni yasa ta- sansıyla şirketlere, bu şirketlere kredı veren kuruluşlara geniş ga- rantiler getirilebileceği hükme bağlamyor. Yenı tasanyla getıri- len, Hazine Müsteşarlı- ğı'nın bağlı olduğu ba- kanın yetkisi dabilinde idare adına şirkete ve- rilebılecek garantiler şöyle: • Kamu lcurum ve kuruluşlan ile bağlı or- taklıklan ve mahallı idarelerin satm alacak- lan mal ve hizmet be- delleri için garanti. • Kamu kuruluşla- nnca şirkete taahhüt edilmiş ürenm girdıle- rinin sağlanmaması durumunda ortaya çı- kacak yükümlülükler için garanti. • Gerekirse projeler- le ilgili köprü krediler sağlanması, sağlana- cak bu kredilenn gen ödenmesi konusunda garanti. a CIIITEJIL'A ltnr>n*j3İ 9lı ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART KONUSUNJPA RAHATLATACAK BİR 'AABRAK ÖNÜMÜZ; PıVEUİM ! Enerjr Bakanı yen Karakulak, şunlan kaydetti "Türkiye bir taraftan standarüa- n yakabmaya çahşırken, bir taraf- tan teftiş kuruflannın kendine öz- gü yapmış olduğu soruşturma standartlanndan uzaklaşnor. Ya- sa, ayrnncı. anarvasadaki eşitük B- kesine aykın, demokrarikleşme önünde bir engeldir. Bağımsız ad- li yargı ötesinde başka merciler aramak aykın ohır. Yarguun ba- ğunsızlığına, devlet memurlannın şeflaf, dörüst çattştıklanna inam- yorsak, mümkün oiduğu kadar adü yargrya gidimeK. İdart, yargı- nm içerisine kanşıyor. Hukuksal zeminlerde set gereken zorla- mav a çauşılıyor.'' Cumhunyet başsavcılan- nın itirazımn adli mekaniz- ma içerisinde yerine geune- si gerektiğinı vurgulayan Karakulak, "Div elim sava itiraz ettu gerçekkşmedi, ne olacak? Kapanıp gkfccek" dedi Sakmcalar Yasanın siyasallaşan bü- rokrasiyi korumayı amaçla- dıgını söyleyen Karakulak, "Genelde hiçbir srvasi ikti- dar kendi atadığı genel mü- dür, yönetim kurulu üyesi hakkında soruşturma izni vermemiştir. Yönetim kuru- luna sunulacak önerilerde görev riski taşıyan alt kade- medeld memurlar ise hata )«pmama düşüncesMe sü- rekli korku. tehdit ve baskı amnda kalacakar" dıye ko- nuştu. Karakulak, yasanın *lş ve Meslek Bakımından Ayrun Hakkmda"lllsa>ılıulusla- rarası sözleşmenin "nk, renk. cinsryet din, sh'asal i- nanç uhısal ve>~a sosyal men- şe bakımından yapdan ve iş veya meslek edinmede veya edmüen iş \vya meslekte tabi ohınacak mıamekde eşidiği vok edki \vya bozucu etkisi oian her nırtü avnhk gözet- mek, ayn tutmak veya üstün turmak" maddesıne aykın olduğunu. çalışanlar arasın- da ayrım yapan düzenleme- nın uluslararası hukuk kural- lanna aykın olduğunu söy- ledi. Tüfn âltyapı, iletişim ihalelerinde kamu yararı yerine özel hukuk geçerli kılınıyor Kamu hiztneti özel lıııkııka bırakılıyor B A N U S A L M A N ANKARA - Hükümet, tahkim gerekçeli uyum yasalanyla enerjı ve altyapı yahnmlannın özelleştı- rilmesıne üişkin yasalan tamamen özel hukuk hükümlenne göre bı- çimlendirerek, kamu yarannı yok sayıyor. Tahknnden sonraki tehli- ke olarak dikkat çeken "temHk (mâlk olarak verme)" uygulama- suıa da ışlerlik kazanduılıyor. 3996 sayuı yap- ışlet-devret yasa- sı, "yatmm ve işletme modeü" adı altında işletme hakkı devri ve ben- zen modelleri de kapsayacak bi- çimde genişletiürken; "zij-effik" düzenlemesiyle kamu kurumlan- nın sahip olduğu tüm hak ve yet- kilerden şirketlerin yararlanması- nın yolu açıhyor. Satüacak yatınmlar için öngö- rülen "fleri teknoloji ve yüksek maddikaynakgerektirar sınırla- ması kaldınlırken; kapsam şımdı- den öngörülemeyecek biçimde, "tamamlavıa mtefikle tesiskr ve bunlar gflbi yaünm ve bizmetJer" ifadesıyle genışletüiyor. Hükümet, kamu hizmetlerini tanımlayarak, ayn bir tahkim ya- sası uygulama gereğı kalmayacak biçimde 3996 sayılı yasayı bütü- nüyle değiştiren bir tasan hazır- larken, 3096 sayılı "Türldye Eiektrik Kunırmı Ehşuıdaki Ku- rutuştann Eiektrik Ürenmi, tled- mi, Dağıdmı ve Tkareti Üe Görev- lendnibnesiHakkındaKanun-a2 madde' eklenmesini öngördü. 3096'ya ek maddelerle. özel sek- töriin yeni enerjı üretim, iletim ve dağıtun tesısleri kurma ve işlet- meleri ya da işletme haklannı de- vır aunalanm öngören sözleşme- ler "özel hukuk hükümlerioe" ta- bi kılındı. Yabancılık unsunı taşıyan uyuş- mazlıklar için uluslararası tahkı- me gidılebıleceğinin yanında di- ğer uyuşmazlıklann çözümünde de ulusal tahkime gidilebileceği Öymen, Türk kadınma seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 65. yılı paneline katıldı 'Türkiye kadın haklannda yerinde sayıyor' MUTLÜSERELİ ESKtŞEHtR - CHP Genel Başkanı Atan ÖynKn, Türkiye - de laıklığı sa\"unan, yobazlı- ğa ve ırkçıüğa karşı duran CHP'den başka par- ti olmadıgını söyledi. Öj-men, dün Eskışe- hır'de "Türk Kadımna Seçme veSeçümeHak- knmı V«ftnesaan 65. YA" paneline katıldı. OİPEsldşehir II Başkanı SevpAkmen'my ö- netöği panelde öymen, Tüririye'de CHP'den başkan laikliği savunan, yobazlığa ve ırkçılı- ğrn karşıstnda karşı duran parti olmadıgını söyledi. 5 Aralık'ın Türk kadınının pohtika- ya girme hakkını elde edişınin 65. >ıldönümü olduğunu anımsatan Öymen, bu konuda en erken adım atan ülkelerden bın olmasına kar- ş_m son yıllarda gelışme olmadıgını kaydetti. Oymen, "Atatârfc'ün h«^h«tığı devrimin geri- si istenidiği gflri gdmedL Devarak >«iımzde sayryonız'' dedi. Panelin anhndan Anadolu Üniversitesi'nde gerçekleştinlen "Utuslararası Medya" konu- lu konferansa katüan Oymen, geçmışte gaze- te sahiplennın gazetecı kökenli oiduklannı, ancak son yıllarda teknolojıdeki gelişmenin de etidsiyle büyük sermayenin basına gir- diğıni anîattı. öngörüldü. 3996 sayıh "Ban Yaünm ve Hizmederin Yap-lşlet-Devret Mo- dcii Çerçe\esuıde Yapönhnası Hakkmda Karnın" tamamen yü- rürlükten kaldınlarak yerine "Ba- a Yabnm, İşletme ve Hizroetferin Özd Hukuk SödeşroeierifleYap- animasuıa ve DeviTdflmesine Ü^- kin Kanun" adında yasa getınl- mesi öngörülüyor. Bu tasanya göre, sözleşmeyle, şirketin söz konusu yannm ve hiz- metleri başka şirketlere devretme- si, şırket ortakJık hisselerinin dev- ri ve temlüane ilişkin düzenleme yapılabilecek. Şirkete "gerekiita- şnunaztann sağlanmaması ya da daha sonra bu yatmm ve hizmet- krin de>letieştirilmesi, tesis ve ta- şmmazlann vaünm \ e hizmetler- İe ilgili ohnayan amaçlaria kamu- bştırüması. vergi ve (fiğer mah yü- kümlühıkierin yüksehilmesi veya yenüeriııin konuimasL, mei'zuat degişildiklerifleçevTesel etki ve de- ğtşfldikler gibi hukuki ve doğal ne- denlerden" dolayı şirkete sözleş- meyi feshetme hakkı tamnacak. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETİNKAYA Aımeırin Çığlığı... Yaklaşık bir ay önce postadan çıkan mektup du- ruyor masanın üzerinde... Gözü yaşlı bir annenin çığlığı... Diyor ki: "Ben on binlen kstpsayan siyasi hükûmlû analar- dan biriyim. Haftanın yedi gününden en çok çarşam- ba ve perşembe günlerini seviyorvm. Her çarşam- ba günû yavrvma ulaştırabilmek için birtakım yiye- celderhazırlıyorum, günümûzün zorşartlan attında. Hazıhadıklanmı yanıma alıp Burdur'a doğnı yola çıkıyonım. Yol boyunca düşünüyonım, 'Cezaevte- rinde bulunan gençler ne istiyor? insan haklanna dayalı, demokratik kurallar ıçinde insanlann uygar- ca yaşadığı bir ülke.' 21. yüzyıta giren dünyamızda ülkemizde yaşayan insanlann hakkı değil mi? Bu düşüncelerie nihayet bir perşembe gûnû Bur- dur'a vanyorum. Cezaevinin önüne geldiğimde sa- at 07.30. Etrafta birsessizlik ve karamsarlık hâkim- di. Yöneticilehn dediği gibi 'Cezaevlerine hâkim değiliz' sözû yanlış ve yalandır. Her on beş günde bir istenilen saatte genel koğuş aramalan yapılıyor. Her gün iki kez sayim yapılıyor Sık aralıklarta nöbet tutan jandarrna kuş uçurmuyor. Içeri girebilmek için 09.00'da önce gardiyanlar kayıt yapıyor. 09.30'da bahçeye alınıyoruz, tekrar asker kayıt yapıyor. Bayanlan bayan gardiyanlar iki kez, erkekleri jandanna anyor. Bayanlann çantalan iki kez daha askeher tarafından aranıyor. Yıyecekle- rimiz çok ince bir şekilde aranıyor. Salatahk, kabak gibi yiyeceklerin bazılan ikiye bölünüyor. LJmon, do- mates bölünüyor, fasulyeler kınlıyor. Şeffafkaplar- da bulunan yiyecekler çubuklaria kanştınlıyor. Bun- ca baskılar biz analan daha güçlü olmaya zoriuyor. Birjandarrna eşliğinde 100 metrelik yolu aşıp ana binaya vanyoruz. Orada yiyecekler askerler tarafın- dan tekrar aranıyor. Bu işlemden sonra duyariı bir alet bulunan bir kapıdan koridora giriyoruz. Burada yiyecekler yeniden gardiyanlar tarafından aranıyor. Bayan gardiyanlar tekrar bizleri anyor. Bunca ara- manın sonundayiyeceklenmizin ne hale geldiğini ka- muoyuna bırakıyorum. Adatet Bakanlığı'n/n UlucanlarCezaevı'ndeser- gilediği otomatik, pompalı tüfeklerin, şişlerin, isim- lerinı sayamayacağım birtakım şeylerin bunca ara- madan sonra içeriye nasıl sokulduğunu kamuoyu- na bırakıyorum." ••• Annenin adı hiç önemli değil... O bir tutuklu annesi... Fatma, Ayşe, Nermin, Nazmiye... Burdur Cezaevi'nde siyasi tutuklu ve hükümlüle- reyapılan baskıyı anlatıyor... 7 Ekim 1999 günü genel arama yapılmış. Ço- cuklannın eşyalan talan edilmiş. Kızlann bölü- müne erkek gardiyanlar girmiş. Iç çamaşırlan bile aranmış... Anne anlatıyor mektubunda: "Su olaydan sonra çocuklanmızın şimdiye kadar varolan insani haklan alındı. Şöyle ki; haftada birko- ğuşlar arasında yapılan sportif faaliyetler engelleni- yor. Temsilciiik kabul edilmiyor. Ziyaretçisi gelme- yenlerin görüş yerine gelmeleri engelleniyor. Ya- kın akrabalanndan soyadı tutmayanlaha görüş yap- tınlmıyor. Ziyarete gelen aılelerginşte ve çıkışta ara- nıyor. Çocuklanmızın bizlere yazdığı mektuplann gönderilmesı engelleniyor. Gönderilenlerde idare tarafından duyulması istenmeyen kısımlar karalanı- yor. Günlük gazeteler engelleniyor veya gecikmelı olarak venliyor. Elektrikler sık sık kesiliyor. Koğuşla- ra günde bir saat kadar su veriliyor. Verilen su gün- lük ihtiyaçlan bile karşılamıyor. Son haftalarda ida- re gerginliği daha da tırmandırdı. Koğuş kapılanna Çocuklanmızın resimleri asılarak bazılannın üzerine işaretler konulup gardiyanlara bilgi verildi. 'Malta- ya gidilip önce var olan bu haklan alabilmeniz için bedel ödemeniz gerekir" gibi sözlenn söylen- diği haberini aldık. Ziyaret saatlenmiz kısaltıldı. En yakın aile beş-altı saatlik yoldan geliyor. Görüş yer- lerinin azlığı nedeniyle haftada biryavrulanmızla par- maklıklar arkasından bile görüşmemiz engelleniyor. Hastalann tedavıleri yapılmıyor. Ulucanlar'dan ge- len yaralı bir çocuğumuzun vücudunda üç adet mer- mi, bir de çivi bulunmaktadır. Bu davranışlann insan haklan ile ilgisi varmıdır?" • • • Annenin mektubu uzayıp gidiyor... O bir anne!.. Içi yanıyoıi.. Çaresizliğin orta yerinde, yaşamın acılanyla ayak- ta durmaya çalışıyor... Ve tüm anneler gibi çocuklannı seviyor, hüznün kış bahçelennde umudun umutsuzlukla buluştuğu sa- bahlarda yola çıkryor... Çocuğunu bir kez daha görmek için!.. Bilmem onlann çığlıklannı duyuyor musunuz? hikmetcetinkayafi cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 IRMIKIAYDEV ENGtN aengin(ci doruk.net.tr. Kesinlikle inanmıyorum; son günler- de durup dururken patlak veren eiekt- rik kesintilerinin, nükleer enerji konu- sundaki itirazlanmızı terk etmemiz için tezgâhlandığına kesinlikle inanmıyo- rum. Koskoca devlet böyle çocukça oyunlara alet olmaz. AGİT doruğu sırasında, ABD heye- tiyle yapılan görüşmelerden birinin gün- deminde, nükleer enerji santralı ihalesı ve bu ihaienin, ABD kökenli bir çoku- luslu şirkete verilmesi maddesinin de yer aldığı, hatta bu konuda Amerikalı- lara güvence verildiği iddiasının ciddi olamayacağına inanmaktayım. Hayır, hayır bu hükümetin ya da her- hangi bir hükümetin bu saatten sonra, enerji darboğazını aşmak için nükleer santral tercihinde bulunabıleceğine ih- timal vermiyorum. Mutlaka bir dil ya da beyin sürçmesi olmuştur. Yann değilse öbür gün bir açıklama yapacaklar ve "Dalgınlığımıza gelmiş; ekonomik ola- rak beş altı yıllık ömrü kalmış bir enerji teknolojisini; toplu intiharanlamına ge- lecek bir enerji modelini kabul ediver- miş; pazar daralmasından batma sını- nna gelmiş çokuluslu şirketlerin kazığı- nı yiyivermişiz. Bereket çabuk uyandık da..."diyeceklerdir. Biliyorsunuz, siparişsiz kalmış nükle- er santral üreticisi şirketlere pazar bul- mak gibi uğursuz görevler üstlenen bir- Yok Canım, Öyle Olmamıştır! kaç gelişmiş sanayi ülkesi, kendi ka- muoylanna bir nükleer enerji santralını kabul ettirebilmekten umutlannı kestik- leri için, gözlerini Türkiye benzeri "ge- lişmekte olan ülkeler"e diktiler. Kamu- oyunda bilinç birikiminin zayıf, dolayı- sıyla kamuoyu tepkisinin de cılız oldu- ğu ülkelerde nükleer santral, "ucuz-te- miz-güvenli" enerji kaynağı olarak pa- zarlanıyor. Ucuz olduğu doğrudur. Çünkü böy- lesi ülkelerde insan yaşamı ucuzdur. Sudan ucuzdur. Zaten nükleer enerji gerçekten temiz- dir de. Santral şu ya da bu nedenle, ör- neğin tehlikeli bir fayın üstünde kurul- duğundan, dipten gelen kısa, kesik bir vuruşla elma gibi bölündüğünde; he- sap dışı bir nükleer patlama ya da aşı- n ısınma sonucu eridiğinde (hani Çer- nobil vardı ya, işte onun gibi yani) ser- best kaJan nükleer serpinti ve radyoak- tif ışınım, kısa sürede bölge halkını te- mize havale eder. Ayrıca o kadar temiz- dir ki eşyalara hiç zarar veımez. Iskem- leler, koltuklar, yatak örtüleri, yastık kı- lıflan, makineler, otomobillerfilan hiç et- kilenmez. Nötron bombası için bir za- manlar nasıl "temizbomba" dendiyse, nükleer enerji santralı için de bal gibi "temiz enerji" denmelidir. Güvenlidir de. Batı Avrupa'da, özel- likle Fransa'da nükleer santrallardaki kazalar sonucu ortaya çıkan radyoak- tif ışınımla ilgili bilgi verilmesinin yasak- lanması, güvensizliğinden değil, şu "çevreciler" ya da "Yeşiller" denen zıp- pırtann ağzına koz vermemek içindir. Federal Almanya'da, "Sosyal De- mokrat - YeşillerKoalisyonu"r\ur\ gidip geldiği konulardan birinin nükleer ener- ji olması da çok önemli değil. Koalisyon ortaklannın uzlaşamadıklan için ertele- dikleri, süre dolunca yeniden bir araya gelip, yeniden uzlaşamayıp, yeniden er- teledikleri nükleer enerji sorununun ne- rede düğümlendiğini bilryor musunuz? Yeni nükleer santrallar kurulmaması çoktaaan karara bağlandı. Nükleer enerji, Federal Almanya'da artık redde- dilen enerji kaynağıdır. Sorun, var olan nükleer enerjı santrallannın "tasfiye tak- wm/"nden ıbaret. Güçlü nükleer lobi, hiç olmazsa var olan santrallan mümkün olduğu kadar sürdürme çabasında; Yeşilleri, demok- ratik sosyalizm (PDS) yandaşian, sos- yal demokratlıklannı unutmamış sosyal demokratlan ile geniş bir yurttaş kitlesi ise "Hayır hemen şimdi" sloganlan ile alanları doldunmakta. lskandinav yanmadasında, Benelüx ülkelerinde nükleer enerjinin adını anan politikacı, siyasi yaşamını noktalamış sayılıyor. Bütün bunlar güneş gibi ortada iken Ecevfrt ve hükümetinın, sipariş sıkıntı- sından darboğaza girmiş, nükleer ener- ji santralı üreten çokuluslu şirketlerin dümen suyuna gireceklerine kimse be- ni inandıramaz. Ne yani, yorgun ve enerji krtlığından sıkıntılı olabilirierama kör ve sağır değil ya bu adamlar... Bakın göreceksiniz, birkaç gün için- de yanlışı düzeltecek, yanlış yoldan dö- neceklerdir. Siz yurttaş olarak asıl ya dönmezler- se, ya AGİT doruğu sırasında, kapalı kapılar ardında imzalar atıkjıysa olacak- lan düşünüp korkun. Düşünsenize, o durumda "yurttaş" olarak kollan sıvamanız gerekecek.. Bu ülkede "sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" günlerini gölgede bırakacak bir yurttaş eyteminin örgütlenmesi ka- çınılmaz olacak. Yurttaşlar için zor ve zahmetli günler başlayacak... Vallahi, düşüncesi bile içime sıkıntı- lar saldı. Şurda rahat rahat otururken, bu kışta kıyamette gene tencere tava- lanmızı kapıp, mumlanmızı yakıp, kar- da, yağmurda, keskin ayazda alanlara mı çıkacağız? "Çıplaklar" sivil üniformalarını giyiyor 184soyia OLITIKR Türkiye'de ve Batı'da Laiklik, Devlet ve •COOMUUS Ccsıortodıs *Jacques Ch«vuii«ı* Tuıhan Ugaz •Gili» Kepel-Ahroe- Taner tşiaiı •Ireıl özkcrar • Sı3i»at Tocâr •Tbned 2cfearia>7ves Chmle» Zadıa Kafkasya: Barut Fıçısı •George Şaraşk!ze«Uesui Tulcm •AB ve TürMye •Yüzyılın bilançosu •Sosyalist Enternasyonal •Balkanlar'da devîet ve maiva 'George Bush Jr •Françca F&Jtd •AlGkwe'Arthur Koestter George Bush Jr. Comelius Castoriadis Jacques Chevalier NuıDolay François Fejtö AlGore George Hewitt Turhan Dgaz Gilles Kepel Ahmet Taner Kışlalı Arthur Koesüer Thleıry de Montbrial ErolÖzkoray UluçÖzülkeı Antonio Di Pietro Georges Şaraşidze Bülent Tanör Mesut Tulan Fcreed Zakaria Yves Charles Zarka 5. sayı çıktı!!Sofış Noktalan: «YAY-SAT Bayüerı •CUNYA AKTÜEL Kitapevleri'BüyJk kitape\ r ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle