Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ARALIK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Gözümüz aydm
Gözümüz aydın, elektrik fiyatı
yüzde 5 zamlandı.
Zammın perde arkasındaki
gerçeklere uzanmaya ne
dersiniz?
TEAŞ, Hazine Müsteşarlığı'na
geçen mayıs ayı sonunda şu
göruşü bildirmiş:
"Özelleştirme faaliyetleri
kapsamında halen yap-işlet-
devret modeliyle yapılan Trakya
Elektrik, Unit, Ova, Esenyurt
doğalgaz kombine çevrim ve
Kısık Çamlıca 1, Gönen,
Tohma-Medik, Hasanlar, Aksu
Çayköy hidrolik santrallan ile
birçok otoprodüktör santrallar
işletmededir. Bu santrallann
üretım maliyetleri çokyüksek
olup 1999yılında TEAŞ'ın
ortalama alış fiyatı 7.27 cent/kw
saattir. TEAŞ'ın müşterilerine
satış fiyatı ise Mayıs 1999
itibanyla 3.4 cent/kw saattir."
Neymiş? TEAŞ, özel
şirketlerden etektriği pahalıya
satın alıyor, çok ucuza
satıyormuş.
Dahası var: "1999 yılında üretim
şirketleri toplam üretimin yüzde
10'unu gerçekleştirmelerine
karşılık TEAŞ bütçesinin yüzde
20'sini almaktadırlar."
Elektrik zammınızı güle güle
kullanın...
ISIK KANSU
Başkent'teki özel sağlık
kuruluşlarının üye olduğu
Ankara Sağlık Kuruluşlan
Derneği, geçen hafta
içinde 21. Yüzyıla
Girerken Türkiye'nin Sağlığı"
başlıklı bir konferans
düzenledi. Konferansa katıian
eski Sağlık Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı ve
Dünya Sağlık örgütü Avaıpa
Program Başkanı Dr. Serdar
Savaş, Türkiye'de özel sağlık
sigortalarından
yararlananlann 600 bin kişi,
hedef kitlenin ise 8 milyon
olduğunu vurguladıktan
sonra, özetle şu görüşleri
savundu: "özel sağlık
sıgortaları bugün için hastalık
sigortası yapıyor. Sigortalı,
hasta olduğunda bu
sigortadan yaratianıyor.
özel hastaneler, büyük
yatınmlar yaptıklan için onlan
karşılamak üzere faturalan
şişiriyorlar. Bu yüzden de özel
Nabza göre şerbet
sigorta şirketleri ile özel
hastaneler arasında sürtüşme
yaşanıyor. Bu uygulama sürerse,
özel hastaneler 10 yıl içinde
batabilir. Yapılması gereken
hastalık sigortasından
vazgeçilerek, sağlık
sigortasına geçmektir. Bu
durumda özel sigortaların
hastaneleri olacak ya da özel
hastaneler ile özel sigorta
şirketleri biriikte hareket
edeceklerdir. Yani sigortalaria
hastaneler birleşecektir."
Savaş'ın önerisini dinleyen
Türk Tabipleri Birliği Başkanı
Füsun Sayek söz istedi ve
son yıllarda kamusal sağlık
kuruluşları için bunun tam
tersinin savunulduğunu,
finansör kurumla hizmet
sunan kurumun ayrılmasının
ısraria gündeme getirildiğini
anımsattı ve taşı gediğine
koydu: "Aman dikkat,
Sayın Serdar Savaş özel
hastaneleri batırmak istiyor
olmasın!.."
öyle ya, özelleştirme
şampiyonluğu yapanlara
bakılırsa, kamunun elindeki
sağlık kuruluşları "bir bütün"
olduğunda çöküyorlarl
Çamlıhemşin-Hemşin Vakfı
Başkanı Okay Karayalçın'dan
mektup aldık. "Fırtına Vadisı'nden
sonra şimdi de Uzungöl gözden
çıkanlıyor" diye başlıyor mektup
ve sürüyor:
"Hidroelektrik santrallan için
Türkiye 'de mevcut su
kaynaklannm henüz üçte bin
kullanılmışken, sanki başka bir vadi
ile başka dere yokmuş gibi,
Fırtına Vadisi yetmedikoruma altına alınan SİT ve Milti
Park alanı içerisindeki Fırtına ve
Uzungöl vadilerinin enerji için
seçilmiş olmalannın mantığını
anlamakta güçlük çekiyonjz."
Karayalçın'ın yazdıklan adeta bir
çığlıga dönüşüyor:
"Mamıara ve Bokı depremterinde
evsiz barksız ve işsiz kalan btnterce
Doğu Karadenizli'ye evlerine
barklanna dönmeyi özendirecek
turizm yatınmlan için kaynak
sağlamak varken, bu güzellikferi,
ûretilecek komik bir enerji için yok
et, yap-işlet ve terket modeline
göz yumanlar bu davranışlannın
hesabmı mutlaka vermek zonında
kaiacakiardır."
Görevtileri, Orman ve Çevre
bakaniıklarını göreve çağtnyor
Okay Karayalçın:
"Son damla su kirienmeden, son
ağaç kesllmeden, son yesil
kurutulmadan, son kuş
vurulmadan lütfen yurdumuza
sahip çıkalım."
Hu, huuu! Duyan var mı?
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Az Sonra!
• Istanbul'da deprem felaketi:
Bınlerce insan telef oldu! Dün ak-
şamüstü Taksım Meydanı'nda Is-
tanbul'un fay hattı bırkerede kın-
lacak" görüşünü savunan kala-
balık ile "Kınlma parçalı olacak" fik-
nndekı guruh arasında taşlı so-
palı büyük bir kavga yaşandı! Blok
kıntmayı savunanlann deprem kor-
kusuyla kavgayı bir an önce bitir-
meyeçalıştıklangozlenırken, "Par-
çalıcılar" daha rahat bir izlenım
verdi! Kavganın şkjdeti henüz açık-
lanmazken AKUT yaralılara müda-
hale etmeye başladı! Az sonra!
• Çevik Bir Fenerbahçe'de!
Transferi ayarlayan Ali Şen "Ba-
sın toplantısında gördüm ki Paşa
cumhurbaşkanlığına henüz hazır
değil. Ama ona desteğım devam
etti ve santraforolarak Fener'e al-
dırdım.
Gayet uzun boylu, sportmen bir
kişi. Ustelık Hakan Şükür
1
den da-
ha ucuza mal oldu" dedi! jlk ant-
renmanına çıkan Çevık Bir, ken-
dısini azaıiayan Zeman'a 40 adet
şınav çektırdı! Az sonra!
• Ecevit renk körü mü?! Hükü-
metin nükleer enerjiye yeşil ışık
yakması üzerine açıklama yapân
bir uzman şunlan söyledı: "Sayın
başbakanın sağlık durumu beni
Ben de fut&olun şehzadesiyim!
endişelendirdi. Galiba gözterinde
problem var. Çünkü nükleerener-
jiye 'yeşil ışık' yakılmaz, yakılsa
yakılsa 'kırmızı alarm' yakılıri Ay-
nca, ülkemizde bir 'Çemobil faci-
ası' olursa, Ecevitzoranlaryaşa-
yacak. Çünkü o bir çay tiryakisi
ve radyasyonlu da olsa çaydan
vazgeçemeyecek. Çayiçmeyihal-
kı Hma etmek için kamuoyu önün-
de mı yapar, öyle bırkazadan son-
ra kamuoyu kalır mı, artık orasını
bilemem!" Az sonra!
• Clinton Türkiye'yi AlHM'e şi-
kâyet etti! ABD Başkanı dilekçe-
sinde şu ifadelere yer verdi: "Mo-
nica olayından sonra evlîliğimiz
düzelmişti. Türkıye'ye gıdene ka-
dar her şey yolundaydı. Ama ne
zaman ki Mr. Akbulut ile görüş-
tüm, o andan sonra bt tuhafoldum.
Dengem bozuldu. Ne söylenen
lafı anladım, ne düşündüğümü
söyleyebildim. Bunun üstüne Mr.
Demirel bana takacağı rozetin iğ-
nesını çeşıtli yerierime batırarak
birnevı büyülü akapunktur yaptı!
Aynca Mr. Erkan Işık da bumu-
mu sıktı! Bunca stres yüzünden
Mrs. Clirrton ile aynlma noktası-
na gelesiye kavga ettik! Türki-
ye'den davacıyım. Aslında ben
Muazzez Abacı'y/m/" Az sonra!
Oğuz Aral'ın ögrencisi oia-
rak, onu iztemek görevımdiri Ma-
dem ki usta "futboiunpadişahı"
olarak yazmaya başladı, ben de
yazmalıyım!
Işte futbol notianm:
1 - Lig maçlannda önemli olan
3puan. "Güzetoynarnasakdaka-
zanmayı bildik" deniyor. Avrupa
Kupalan'nda da önemli olan pu-
an. "Deplasmanda gol yeme-
mek" veya "Berabere kalıp UE-
FA'dan para almak" başarı sayı-
hyor. E, Türkiye Kupası da aynı
şekılde, güzel futboldan çoktu-
ru geçmek başarı. Geriye hazır-
lık maçları kaiıyor ki onlar zaten
iyi futbol bektenmeyen maçlar.
Adı üstönde, "hazıritk". Pekiii,
biz Türk taktmlarının oynayaca-
ğ» "guzel futbolu" ne zaman iz-
leyeceğiz, rüyalanmızda mı?
2- üg maçlannda galtbryet 3
puan. Berabere kalırsan iki takım
da birer puan alır. Bu durumda
bir puan havaya gıdiyor, rant bo-
zuluyor! Önerim şu: Berabere
biten maçta iki takım yine birer
puan alsın. o tamam! Ama böy-
ie maçiardan sonra beşer pe-
naltı atılstn ve penaltılarda üstûn-
lük kuran takım bir puan dahaaf-
sın! Yani her maçta 3 puan da-
ğılstn, ya 3-0 ya da 2-1 şetdin-
3e. Böyiece hem maçtarda mut-
laka bir kazanma tadı yaşanır,
hem de penaltı zevkini daha çok
yaşanz!
3- Bir Beşiktaşlı olarak, Saym
Sebasozünde dursun dsyecegim
ama onun sözleri her an değişj-
yor!
Bambaşka bîr kîtap!
Sevgili meslektaşım Soner
Günday'ın Leman Yayınlan'ndan
çıkan ilk kitabı "Oh Bebek" miza-
ha meraklı okuyuculann mutlaka
edinmesi gereken bi modern ça-
lışma. Soner Günday karikatürcü,
ressam, çizgi romancı, grafıker
ve de yazar! (Ben bunlan yazar-
ken, o bir şeyler daha olmuştur
kesın!)Oh Bebek, Günday'ın ya-
rattığı "Orçun Kunek" adlı eleş-
tirmen tipinin aracılığıyla bir ara-
ya topladığı kaset ve kliplerin top-
lamından oluşuyor. Görsel zengin-
liği bir yana, şarkı sözlerindeki
ruhsal ve sosyolojik detaylar, or-
taya "müthış komik" bir eser çı-
karmış. Işte bazı ömekler:
• Martılar şahidimdir, an gelır
mühim biri olursam ve danışman
tayin ederlerse emrime, danışınm,
dediklerini yaparım ama arada
bir dediklerinin tam tersini yapa-
nm. Çünkü günün birinde arkam-
dan "Durmadan bize danışıyo,
herdediğimiziyapıyo. Maymun et-
tik herifı" diyebilırler!
• Gıcık kaptığım romanlar kaç
sayfa olursa olsun silgiyle silesim
gelir! (Sloyv)
• Birısi ok atıp beni vursa,
kızanm ama bi yandan da güterim,
bu devirde ok nerden aklına gel-
di bu denyonun diye.
Bu ilginç kitapgazete bayılerin-
de! (Yme Leman Yayınlan'ndan
çıkan VÖSYM adiı kitabım 2. bas-
kısını yaptı, belirtirim!)
Uğur Mumcu Vakfı'na öneri
Sevgili Mumcu'nun hakkında yazdığı kışilerin dökümü,
tüm yapıtlan taranarak alfabetik şekilde "birbaşucu kitabı olarak"
toplanamaz mı? Çünkü tüm "vampiriere" karşı en etkıli kay-
nak hâlâ o! Yaşasaydı, Susurluk "muamma" olmazdı. (Öğ-
rencilik yıllanmda Uğur Mumcu'nun bir soyleşisinde çektığim
fotoğrafı geçti elime. Haftaya bu köşede yayımlayacağım.)
BMTürk
DernegTnin
barış ödülü
Birleşmiş Milletler Türk
Derneği, 2000 yılından
başlayarak "Banş ödülü"
vermeyi kararlaştırdı.
Dernek başkanı Rahmi
Kumaş ödülün; Türkiye,
Balkanlar-Ortadoğu-
Kafkasya ile dünya barışına,
gerek özgün çabalan
gerekse yapıtlarıyla katkıda
bulunanlara verileceğini
bildirdi bize. Bu koşulları
yerine getiren gerçek ya da
tüzelkişiler odüle aday
gösterilebilecekler.
Adayların, en geç 31 Mart
2000 tarihine değin BM
Türk Derneği'nin "Atatürk
Bulvarı No:223/7-
Kavakhdere/ANKARA"
adresine iletilmesi gerekiyor.
İki küresel
yorum
Küreselleşiyoruz ya,
Tevfik Kızgınkaya
yurttaşlanmızın bu çağ
atlama sürecinde,
sıkıntılarını bile artık
Ingilizce dile
getireceklerine
inananlardan. Nasıl mı?
Alın size küçük bir örnek:
"/ a man of..." Bir Doğulu
işçi emeklisi okurumuz
ise, AGlT'in açılımını
yeniden yapılandırarak,
global açıdan şöyle
yorumlamış:
"Agalara Itaat Toplantısı."
HAYVANLAR ISMAIL GVLGEÇ
KİM KtME DUM DUMA HEHİÇAK behicak@tmk.net
ÇÎZGlLİK KÂMİL MASARACI
H A R B t SEMİH POROY
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4Arahk
r
_ ^ D£M/R BİLEKL
ı KARDİNAL..
Jf~* " ^ ^ ^ 1 164-2'Oe BU6ÜN,UNLÜ FRANStl. PBVLET AP/VHI
it'i - ^ II K KAR.DİNAL RlCHELlEU(jHŞELYtf) S? YAŞIN&A
]§£& t£k WW^. Ö*-**}-
i 7
rÛZYlL 8AŞLA&HDA KAHIÇKLlKLAfZ
î WM^^ I n k ÎÇıMO£ BULUNAN FKANSA, ÇOOUK *XAL Xgl.r
H«LS)O% MKF LOUIS'NİM ANNBSİ MARİE ME&İCİ 7ARAF/N-
^K£t$\^^.
C>AN
VÖMETILİYOeOU. O SlBALAG&A AMA KJSA-
VtİJ^r \ LJÇe TABAFtNDAAI BAK4NLI&A GBTHSJL&J
•*• ftf' /K flîhv. *** <
t
*GAMI RlCHEUEU, B/R SÜKE SONGA
J?fi/rV>>. %{[ I n l ^ L FRAHSA'UIN EN GÜÇUJ K/ŞlSİ OLMUŞTU.l
iüsg&VWıU î/wVl liö \ r \ RICHEUEU, pevteri DİKTBTĞKCE YÖMETMİŞ,
WIK£%IIİIMMP^M .\MuruiKfYEr esjfuitjf eüçLENDiKMfşrr.
W/flWVlYWBM^fl 1 \ONUN ZAMAHINPA PRAHSA, AVftUPA'NtN
TMİI VlWmM//M-//j !- >&.£** ÖNDE GELEN DEVLETLERI ARASIU-
ill; Jmf/fim Lw?,y£
*ALM?r
""'""*KAZ/WMS
-
| ı | SON BÛYÜK LONDRASİSİ
• A , | 19S2'P£SU6ÜN,J.OND*A'DA,SON SÜ.
; H | YÜK SİS 8AÇLADI. KESİP SİS, ÜÇ HAF-
^^^m TA SÜ/tERBK +BİN KİŞİNİN ÖLÜMÜNE
^ ^ ^ B YOL AÇACAKT1R. AUCAK,'TEMİZ HAVA
• J^^^M VASASl'HIN yÜRÛKUJ&E elBME.
^ ^ ^ H £İNC£U SONBA, SİSE HEPEN OLMJ K
- ; : ^ ^ ^ H 1
HM
^
A
idllLİuei A2ALTHACAKTm.. ^
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GURSES
DTÖ: Sömürünün
Standartiaştırılması
Projesi
1947'den beri bütün mallarda gümrük vergile-
rinin düşürülmesi için çalışmakta olan GATT (Ti-
caret ve Tarifeler Genel Anlaşması), 1986-93 yıl-
lan arasında Uruguay'da devam eden görüşme-
ler amacına ulaştıktan sonra Mart 1994 'te Mara-
keş'te imzalanan dokümanla dünya ticaretine bir
çerçeve getiren DTÖ'yü (Dünya Ticaret örgütü)
yaratmıştır. DTÖ, 134 üye ülke ve 30 gözlemci-
den oluşmaktadır.
Dünyada 475 dolar milyarderinin servetinin
dünya nüfusunun yaklaşık yansının (3 milyar) sa-
hip olduğu zenginliğe eşıt olduğu bir ortamda, ka-
pitalizmin globalleşmesınin yarattığı sorunlar ne-
deniyle gelişmekte olan ülkelerde toplumsal tep-
kiler artmaya başlamıştır. Bu gelışmeler, zengin
gelişmiş merkezi ülkeler ve bunlann dolaylı tem-
silcileri olan uluslararası tekelleri, uiuslararası ka-
pitalizmin her düzeyde korunması ve sürdürülme-
si için adım atmaya zorlamıştır.
DTÖ'nün en önemli amaçlanndan biri, ülkeler-
de kamuda var olan tekelleri tasfiye etmektir. Şu.-
bat 1997'de DTÖ, telekomünikasyon alanında
devlet tekellerinin kırılması konusunda karar al-
mış ve uygulama aşamasına geçilmiştir. Demir-
yollan gibı kamu kuruluşlan ise uluslararası tekel-
lerin işlerinin yoğunluğundan sıralannı beklemek-
tedirler.
Diğer bir amaç ise yatırımların liberalleşmesi-
dir. Bu amaca ulaşmak için ise MAI (Çoktaraflı Ya-
tırım Anlaşması) dayatılmak istenmektedir. MAI
bütün yatınm alanlannı (sanayi, tarım, hizmetler,
doğal kaynaklar gibi) hedefleyerek yabancı yatı-
nmlar için bir koruma mekanizması oluşturmayı
amaçlamakta ve özellikle uluslararası tekellerin
yatınm kârlannı merkezi zengin ülkelere istedik-
leri gibi aktarabilmelerinin koşullannı getirmekte-
dir. DTÖ'nün etkin ülkeleri, hiç kuşkusuz MAI pro-
jesini bir süreç içerisinde faaliyete geçirmek için
gerekli dayatmaları yapacaktır.
Gelişmiş Batılı zengin ülkelerin serbest ticaret
vaazlan, gerçekte onlan kendi pazariannı koru-
malarından alıkoymaktadır. Bu ülkelerin koruma-
cılığı gelişmekte olan ülkelere yılda yaklaşık 500
milyar dolara (1994 rakamları) mal olmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerin dış borç toplamı ise 2
tnlyon dolara ulaşmıştır.
Dünya ekonomisinin kontrolü, uluslararası ban-
kalar ve DTÖ gibi yapılanmalar aracılığıyla sağ-
lanmaktadır. G-7'ler ise global yöneticiler kulü-
bü olarak işlev görmektedir.
Zamanın Ingiliz Dışişleri Bakanı Douglas Hurd,
Kasım 1994'te DTÖ'yü oluşturan GATT Anlaşma-
sı'nın büyük bir başan olduğunu ifade etmiştir. DTÖ,
gelişmekte olan ekonomileri gelişmiş ülkelerin
mali nüfuzuna açmıştır. Gelişmiş merkezi ülkele-
rin, gelişmekte olan ülkelere dayattığı kalkınma
projeleri (özellikle yapısal düzenlemeler ve DTÖ'nün
ticari kuralları) merkezin çıkarlarına hizmet et-
mektedir.
Uluslararası tekellerin gücünün artması, IMF'nin
dikte ettirdiği politikalar, Dünya Bankası ve DTÖ
bir tarafta, dış borç krizi ve dayatılan ekonomik
gelişme modellerinin başansızlığı dığer tarafta, ge-
lişmekte olan ülkeler görece de olsa otonom ge-
lişme politikalarını terk etmek zorunda kalmışlar-
dır. Bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülke-
ler uluslararası sermaye kuruluşlarının doğrudan
yatırımlarından daha fazla pay almak için kuyru-
ğa girmek ve böyiece onların dayatmalanna bo-
yun eğmek gibi bir tuzağa düşmektedirler. Ge-
lişmekte olan ülkeler, ihracata dayalı politikalar-
la kendi aralannda girdikleri yanş sonucu dünya
piyasalarında ihraç ürünlerinin fiyatlarının düş-
mesine yol açmışlardır.
Dünya Kalkınma Hareketi yöneticisi Barry Co-
ats'un da belirttiği gibi, gelişmekte olan ülkeler
güçlü ticaret bloklan tarafından ezilmektedir. Clin-
ton'un DTÖ toplantısına, protestolan azaltmak için
insani bir elbise giydirme çabalan ise gerçekleri
gizlemeye yetmemektedir. Kendi aralannda bir pa-
zar yarışı içerisinde olan merkezi zengin ülkeler
gerekli görürlerse gelişmekte olan çevre ülkele-
rin desteği sorulmakta, fakat onlann kendi azge-
lişmişlikten doğan sorunlan gözardı edilmekte-
dir. Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş merkezi ül-
kelerin gündemleri aynı değildir. Onlann peşine
takılarak içine düşürüien kısır döngüden kurtul-
mak olanaksızdır.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Çok uzun
teksöllifi.2/Be-
lirti... Bıretkin-
liğın geçıcı ola-
rak durduruldu-
ğu süre. 3/ Iri ve
uzunca taneli bir
üzûm türii.. Ba-
ğışlama. 4/ Tır-
nakboyası...Ön- 6
gün. 5/ "Şimdi
uzun karlıklar-
da bir Lapon kı-
zağı/ Önünde -
-geyığı"(Beh-
çet Necatıgıl)... Bey. 6/
Kat kat çakıl ve kumdan
oluşmuş yer kıvnmı...
Çipuranın, boyu 10
cm'ye kadar olan genç- 3
lerine venlen ad. 7/Hay-
laz, serserij başı boş. 8/
Birrenk... Uzerineayak-
kabı giyilen kısa konçlu, 6
hafifveyumuşakbırtür
ayakkabı.9/BüyükOk- 8
yanus'ta bir ülke.
YLKARIDAN AŞA-
9
ĞIYA:
1/ Aynı tûrden hayvanlar arasında ıletışımı sağlayan kım-
yasal maddelerin ortak adı. 2/ Bir kimsenın başkalann-
da bıraktığı izlenım... Ergenlik çağına ulaşmamış erkek
çocuk. 3/ Küçûk bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık
kaynagı... "Göğüs, kucak" anlamında eski sözcük. 4/ "-
— Güler": Fotoğraf sanatçımız... Genellikle sevecen ve
hüzünlü bir konu işleyen küçük lirik şiir. 5/ Kuvvetlerin
cisımler üzenndeki etkisinı konu edinen bilim dalı. 6/ Şar-
kı, türkü... Bir zekâ oyunu. II Olumsuzluk belırten bir
önek... Yoksullara yıyecekdağıtan hayır kurumu. 8/ Ula-
şım yollarında bulunan taşıt ve yayalann tümü... Bir no-
ta. 9/ Vurguncu, çıkarcı.