23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Anayasaya uymayan uyum yasaları Anayasaya konulan uluslararası tahkim düzenlemesine uyum sağlamak için TBMM, kimi yasalarda değişiklik yaptı. Danıştay ve Idari Yargılama Usulü ile Yap-lşlet-Devret yasalannda yapılan değişikliklerin önemli yanı şu: Kamu hizmetleri hemen hemen tümüyle "özel hukuk" alanına aktarılıyor, imtiyaz sözleşmelerinin irdelenmesi ve denetlenmesi görevi Danıştay'ın elinden alınıyor. Aynca, şirketlerle yapılan anlaşma ya da sözleşmeiere "ulusîararası tahkim" maddesi eklendiği an, şimdiye değin "ulusal ve kamusal çıkan" gözetmek üzere metinler üzerinde yargısal denetim yapan Danıştay tümüyle devre dışı bırakılmış oluyor. Işin ilginç tarafı, her üç yasada yapılan değişiklikler, "yabancı" ya da "yerli" şirket açısından bir aynm öngörmüyor. Yani, uluslararası tahkim hem yabancı hem de yerli şirketler içın geçerli olabilecek. Oysa, geçen yaz sonunda yapılan anayasa değişikliğini anımsayalım. Anayasanın 125. maddesine, kamu hizmetleri ile ılgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri ile ilgili doğan uyuşmazlıklann uluslararası tahkim yoluyla çözülebileceğine ilişkin düzenleme konulmuş ve şu hüküm eklenmişti: "Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan anlaşmazlıklar için gidilebilir." Uyum yasaları ise bu hükmü hiçe sayıyor. Anayasaya uymuyoryani. ISIK KANSl Herkes gider Mersin'eYerkürenin çeşitli ülkelerinden gelen binlerce göstericf tepki göstermeseydi, Seattle'da geçen ay sonunda yapılan Dünya Ticaret örgütü (DTÖ) Bakanlar Konferansı'nda kimi karartar alınacaktı. örneğin, dünyanın önde gelen tarım ürünleri ihracatçısı konumundaki ABD ve Avustralya'nın başını çektiği ülkeler, kendi çıkarları ile örtüşen şu önerilerini yaşama geçireceklerdi: "Tanma verilen destekler ve korumacı önlemler uzun dönemde, fakat büyük ölçüde azartılsın ve buna ilişkin yeni kural ve prosedürier geiiştirilsin. Piyasalann tam ve kapsamlı tanm ticaretine açılması sağlansın, her ne çeşit olursa olsun tanm ihracat destekleri azaltılsın ve tanm ticaretini kısıtlayan iç desteklemeier daha da kısıtlansın." DTÖ toplantısı başansızlıkla sonuçlandı. Aradan yaklaşık bir ay geçti. Türkiye, IMF Başkanı Michel Camdessus a bir mektup gönderdi ve niyetlerini açıkladı. Türkiye'nin niyetlerinden bölümler okuyalım: - Reform programımızın orta vadeli amacı, var olan destekleme politikalannı safhalar halinde ortadan kaldırmaktır. - 2000 yılı hububat destekleme fiyatlan, destekleme fiyatlan ve tahmin edilen dünya piyasa fıyatı arasındaki fark, tahmin edilen dünya piyasa fiyatının yüzde 35'inden fazla olmayacak şekilde belirlenecek ve 2001 yılında bu fark daha da azaltılacaktır. .' • - Hükümet, çiftçilere verilen kredi sübvansiyonunu safhalar halinde tedricen ortadan kaldıracaktır. - Gübre ve diğer girdi sübvansiyonları 2000 ve 2001 'de nominal olarak sabit tutulacaktır. DTÖ'den birçok ülkenin ve çeşitli uluslardan onbinlerce insanın muhalefeti nedeniyle çıkarılamayan kararlan Türkiye "IMF stand-by düzenlemesi" ile bir çırpıda aynen kabul ediyor. Herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine... Bugün Atatürk'ün Anka- ra'ya gelişinin 80. yıldönü- mü. llkgençlik yıllanmeda, her 27 Aralık günü Kızılay'daki gökdelenin duvanna koca- man bir resim asılırdı. Re- sim, Dikmen'de, geçmişte altç, ahlat ve badem ağaç- lan ile ünlü adı güzel "Kek- lik PınarTnın orada Ata- türk'ün seymenter ve halk tarafından karşıtantşmt sim- gelerdi. Önce alıç, ahlat ve badem ağaçlannı kestiler tek tek, sonra da o resmi as- maz oldular. Keklik Pına- n'na gelince... Onu da Mu- 27 Aralık'ta Keklik Pınapı'nda zaffer llhan Erdost anlat- sın: "Seçim öncesi, döne- min Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, Keklik Pinan'ndaki site- lerde konuşurken, seçim- den sonra Büyûkşehir Be- ledyesi'yte btrfikte, ofcnaz- sa Çankaya Belediyesi olarak Keklik Pınan Par- kı'ntn yapılacağını söyte- mişti. Seçimler yapıldı, Melih Gökçek Büyûkşehir Belediye Başkanı oldu ve bu söz de unutuidu. Keklik Pınarı, tam da Kemal Atatürk'ün karşı- landığı yer, bugün bir çöp- lükten farksjz. Zaman za- man inşaat artıklarının, çöp torbalannm, kömür curuflarının boşaltıldığı alanları şimdi ot kapla- mış. Hemen pınann ya- nında hurda bir otomobil tüm çirkinliğiyle bir yıldır orada duruyor. Kimi ka- pısını koparmış, kimi ba- ğtrsak deler gibi koltukla- nnı deşmiş, kimi lasttkle- rini parçalamış. Birkaç gün öncesine kadar yanı başında bir köpek öJüsü çürüyüp dağılana kadar kalmıştı. Geçen yıl Keklik Pınan'na 27 Arahkta tepe- deki konutiardan inenler, tören yapılacak yere otağ benzeri bir çadır kuruldu- ğunu görünce şaşırdılar. Pınann, ağactn, doğanın kucakJadtğı Mustafa Ke- mal Paşa, çöplüğe dönü- şen doğanın çadır perde- lerle gizlendiği yerde anıl- dı." Çankaya Belediye Baş- kanı Sayın Haydar Yıl- maz'ın ilgisine sunulur. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL Sosyal Güvenlikte 18 Yaş Soru 1: 18 yaşını doldurmadan sigortalı olanlar sigortalı sayılmamaktadır. Sayılması için bir şartı var mıdır? Soru 2: 1 .Nisan 1982 tarihinden "yaş miladı'" diye söz edilmektedir. Bu tarihin 18 yaş öncesi sigortalılık ile bir ilgisi var d? £)nd?..,. „ , . , , . .... _ ( £ ) " Yâriir 1: Türk Yurttaş)ar'Yasasrnın'(türlcMedeh'î"Kâhünuj 11. maddesi 18 yaşla ilgilidir: (•) "Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar." Sosyal güvenlik yasalannda 18 yaşın dolduğu tarih, sigortalılık başlangıç tarihi kabul edilmektedir. 5954 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası: TC Emekli Sandığı Yasası'nın 12. maddesi uyannca, Emekli Sandığı'nın tanıdığı haklardan yararlanmak için, "Türk uyruğunda olmak ve 18 yaşını bitirmiş bulunmak" koşuldur. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 60. maddesine göre: "18 yaşından önce Malulliik, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalanna tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak. bu tarihten önceki süreler için ödenen Malulliik, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarımn hesabına dahil edilir." 2925 sayılı tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Yasası: Bu yasanın 4. maddesine göre de "18 yaşını doldurmamış olanlar" sigortalı sayılmazlar. 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası: Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesi uyannca, yasanın uygulanmasında "18 yaşını doldurmamış olanlar" sigortalı sayılmazlar. 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası: Bu yasanın 2. maddesinde sigortalılık başlangıcı, 22 yaş olarak kabul edilmiştir. "a) 22 yaşını doldurmuş erkekler, b) 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınlar" Tanm Bağ-Kur Sigortalısı sayılırlar. 3201 sayılı Yurtdışı Çalışmaların Borçlandınlmasına İlişkin Yasa: Yurtdışında geçen çalışma sürelerinin borçlanılmasına olanak tanıyan 3201 sayılı yasanın I. maddesi ile "18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlannın yurtdışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri" borçlanma kapsamındadır. Yanıt 2: 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlanna Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Yasa'nın Uygulama YönetmeliğTnin 4. maddesinde bu sorunun yanıtı verilmiştir. "Sigortalılık süresinin kurumlardan herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, diğer kurumlarda da sigortalılık süresinin başlama tarihidir. Şu kadar ki, emeklilik veya yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinde 18 yaşın doldurulduğu tarih sigortalılığın başlangıcı olarak alınır. (...) 1.4.1981 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Kurumu'nda 18 yaşın dolumundan önce sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların hakları saklıdır." Özet olarak. 1 Nisan 1981 'den önce 18 yaşını doldurmadan sigortalı olanlann sigortalılık başlangıcı 18 yaşını doldurdukları tarih değil, sigortalı olduklan tarihtir. 1 Nisan 198 l'den sonra veyine 18 yaşını doldurmadan sigortalı olanlann sigortalılık başlangıcı ise sigortalı oldukJan tarih değil, 18 yaşını doldurduklan tarihtir. (*) Ord. Prof. Dr. Hıftı Veldet Velidedeoğlu: Türk Medeni Kanunu Birinci Cilt, Üçüncü Baskı, sayfa: 7 (Türk Dil Kurumu Yayınlan). Menfaatihlaimm böylesi KİGEM'in özverili çalışanla- rından Ayla Yılmaz, bir Türki- ye Cumhuriyeti vatandaşı ola- rak, Sümerbank'ın özelleştiril- mesi kararının iptali için 1996'da Danıştay'da dava aç- mıştı. Danıştay 10. Dairesi, DYP'nin aslan sosyal demok- ratlaria iktidar ortaklığını pay- laştığı dönemde Idari Yargıla- ma Usulü Yasası'nda yapılan ve dava açma ehliyetini "kişi- sel menfaafa indirgeyen de- ğişikliğe dayanarak özetle şu karara varmıştı: "...dosyanm incetenmeskı- den, davacının iptali isteni- len idari işlem ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ol- manın dışında bir niteliği ol- mayan davacı arasında cid- di ve geçerli bir menfaat iliş- kisinin bulunmadığının an- laşıldığı gerekçesiyle dava ehliyet yönünden reddedil- miştir." Eğer, aslan sosyal demokrat- lar DYP ile işbiıiiği yapıp Idari Yargılama Usulü Yasası'nı de- ğiştirmeselerdi, belki de so- rumlu yurttaş Ayla Yılmaz'ın davası kabul edilecek, Sümer- bank'ın özelleşmesi de iptal edilecekti. Böylece Sümer- bank'ı satın alanlar, aradan ge- çen 4 yıl içinde iç borç tahvili, Hazine bonosu gibi araçlaria devletten trilyonlarca lira hor- tumlayamayacak, bankanın içi- ni boşalttıktan sonra yine tril- yonlarca liralık yük ile kamuya devredemeyeceklerdi. Dahası, batırılan bankanın faturası Ayla Yılmaz ile birlikte milyonlarca Türkiye Cum- huriyeti vatandaşının sırtına binmeyecekti. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net - ı v .iJJt^ü.Ü öitLJ ,1İU2Q... >.. BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇÎ HARBİ SJEM/ff POROY TARtHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 27Araltk KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN (AHKÂMI ŞAHStYE) Mahkememizce verilmiş olan 7.12.1999 tarih 1986/260-334 sayı- lı vasi değişikliği karan ile tstanbul ili, Fatih ilçesi, Küçükmustafa- paşa Mah. c: 0048, K.S. No: 0963'de nüftısa kaytlı olup Kitapçımeh- met Sk. Murteza Apt. 6/1 K: 5 Bostancı-Kadıköy adresinde ikamet etmekte olan Nusret ve Melahat'tan olma. 24.5.1959 doğumlu, Şahi- ka Murteza MK'nin 355. maddesi gereğince vesayet altına alınmış ve kendisine aynı adreste ikamet etmekte olan ve aynı yer nüfiısuna kayıtlı kardeşi Harika Murtaza vasi tayin edilmiştir. llan olunur. 7.12.1999 Basın: 67540 1978'pe 8uGLwrceı*Yifî DEVLETSAŞKANI HUARÎ BUMBDYEN, 46 YAŞINDA ÖLDLI. 13S4-'TE SAÇLAYAAJ CEZAYIS &AĞIMSIZUK SAVAÇt'NCA GE/JEL KU&- MAy BAÇICANUSl YAPARAK ÖNDE GEUEN ÜP€R- LEK. ARACIMA S'&SN BuMEDYEN^RANSA'yA kAKŞI ZAFER KAZAAJ/U>/IOAAJ SONRA OA, SEN BEU-A'HIN BAfHAN SBÇiUAESİMİ SAĞLAAAlÇri.. ANCAK, 1362 'DE OfJü S/B PARSEYUE GÖRBVDEN UZAKLAÇnEAAJ PA YİNE BUkAEOYEN OLMUŞTU. ULUSAL MECUSİN YEHINE DEVg/M tCOMSEVİ'Nİ sasyALısr sie YÖUETIM ÇE/OJ see- f/ CEZAYtG'ffiJ ÇEpTZj DO6AL (gU ASAPA PET792UJ) MİLÜLEÇTİRİL- M/f, tCÜLTİİeEL V£ e&OAJOAAİK JU^İAR YAtor ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN HÜKÜM ÖZETİ EsasNo: 1999/1284 KararNo: 1999/1518 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu Mahkememizde görülmekte olan ve sonuçlanan 1999/1284 esas 1999'1518 karar sayılı ilam ile küçük Tuğba Kavadarh'ya av. Idris Kara kayyım tayın edilmiştir. 20.12.1999 Basın: 67533 ANKARA 21. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1998/731 Kadir Cerah tarafından Fulden Aras, EGS Sigorta AŞ aleyhıne açılan tazminat davasının yargılaması sebebiyle, Davalı Fulden Aras, Koza Sok 134/5 Çankaya-Ankara adresinden aynldığından dava dilekçesi de ilanen tebliğ edilmiş olmakla, mah- kememizden verilen 16.6.1999 tarih 1998/731 E. 1999/419K. davanın kabulü ile 350. 000.000 TL tazminatı olay tarihi olan 27.5.1998 tarihinde itibaren yüzde 50 faizi ile her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı şırketin sorum- lulugunun 150.000.000 TL ile sınırlı tutulmasına karar verilmiştir. llan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkeme karannı temyiz edebilecefine aksi halde hükmün kendısı yönünden kesinleşece- ğine mahkeme karannın teblıği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 67487 GÖRÜŞ Prof. Dr. NECLA ARAT o 200011 Yıllardaki 6ÜÇİÜ Türkiye İçin Türkiye günlerdir Avrupa Birliği'ne aday ülke ol- marnn usdışı sevincini yaşıyor. Çok uzun süre dışlandıktan sonra bekleme odasının kapısı önü- ne alınmamız (o odaya girmek için 20-30 yıl ge- çecek olsa bile), "Avrupa artık Avrupalı olduğu- muzu kabule hazırtanıyor" mantığı ile bazı çevre- leri nerede ise zil takıp oynayacak hale getirdi. Oysa Helsinki toplantısında ne aldık ne verdik sorusunu hepimizin kendi kendimize sormamız gerekiyor. Hiç kuşku yok ki son 200 yıldır kendi- mizi kabul ettirmek üzere uğraştığımız Avrupa, bi- ze yine tutup tutmayacağı belli olmayan bir söz ve bol bol öğüt vermiştir. Birliğe alınacağımıza iliş- kin söz koşulludur ve bizim davranışlanmıza, ya- ni ülkede olumsuzluk olarak görünen her şeyi düzeltmemize bağlıdır. Avrupa bekleyecek, göz- lemleyecek, değerlendirecek, ondan sonra kapı- sını açacak ya da "henüz içeri giremezsiniz" di- yecektir. Öte yandan, bizim insan hakları bağla- mında örneğin idam cezasını kaldırmamız; Avru- pa standartlarına uygun yaşam koşullarını ge- çerli kılmamız; hukukta, ekonomide, eğitim ve sağ- lıkta radikal değişimleri gerçekleştirmemiz hem beklenmekte hem istenmektedir. Bunlara ek ola- rak Avrupa Birliği, Yunanistan ile aramızdaki Kıb- ns sorunu ile Kıta Sahanlığı sorununu çözmek için bize dört yıllık bir süre tanımaktadır. 1923 Devrimi, 1950'lerden itibaren kesintiye uğratıldığı için bu devrimin bütünlenmesi süreci yanm kalmıştır. Ama bu ülkenin aydınlan, son el- li yıldır hukukta, ekonomide, eğitimde, sağlıkta, çalışma alanında var olan eksiklikleri ve yozlaş- mayı bıkıp usanmadan dile getirmişler; siyasi ira- deyi gerekli reformların yapılması için zorlamış- lardır. Buna karşın, siyasi iradenin kendi ülkesi- nin bilinçli iç dinamiklerini dinlemek yerine ancak dış baskılarla harekete geçebilmesi, "bağımsız Tür- kiye idealine" aykırı ve oldukça hüzün verici bir durumdur. İdam cezasının ceza hukukumuzdan kaldınlma- sı, cezaevlerinin gerçek anlamında rehabilitasyon kurumlan olması için gerekenlerin yapılması; yak- laşık yüzde 80'i yalnızca ilkokul mezunu olan ül- ke nüfusunun eğitim düzeyini yükseltici önlem- ler alınması, yüzde 28'i hâlâ okur-yazar bile ol- mayan kadınlanmızın yüzde yüzlük okur-yazar- lık düzeyine ulaştınlmalan hep önerilmiş, zaman zaman beş yıllık kalkınma planlarına bile girmiş ama uygulamada istenilen yol bir türiü alınama- mıştır. Türkiye şimdi hem yeni bir yüzyıla hem de ye- ni bir planlı döneme (8. Beş Yıllık Kalkınma Pla- nı'nı yaparak) girmek üzeredir. Bu dönemde ya- pılması gerekenler ve yapılacaklar, adaylığımız ka- bul edildiği için "sevindirik" olduğumuz Avrupa Birliği üyeliği uğruna değil, Türkiye için ve Türk halkı için yapılmalıdır. Türkiye istediğimiz ve bek- lediğimiz güce kavuştuğunda bekleme odaları- nın kapısında bekletilmesi bir yana "mutlaka bi- zimle birlikte olmalısınız" çağnlan ile karşılaşacak- tır. Güçlü ve çağdaş uygarlık düzeyini yakalamış bir Türkiye'nin komşuları ile olan anlaşmazlıkla- rı çözmede de elinde daha kuvvetli kozları bulu- nacaktır. Bunun gerçekleşebilmesi ise her yaş- tan yurttaş için yeniden ve yaşam boyu sürecek bir eğitim seferberliğinin 2000 yılı ile birlikte baş- latılmasıdır. 2000 yılının ilk on yılında Türkiye, dünyanın en büyük okuluna dönüştürülmez ise çağdaş uy- garlık düzeyini yakalayıp aşması bir başka yüz- yıla kalabilir. (*) tÜ Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Aynı ekono- mik etkinliğe açık sanayinin tümü.2/ Laba- dadadenilenve yapraklan seb- ze olarak kulla- nılan bitki... Meslek. 3/ Yok olma, kaybol- ma.4/ Alanya yakınlannda bir çay... Eski Yu- nan mimarlığın- da müzik ve ti- yatro gösterilerinin su- nulduğu yapı. 5/ Ege Bölgesi'nde ünlü bir an- tik kent... Türkiye'nin 2 de üyesi olduğu bir ör- 3 güt.6/Kaldıraç. 7/"Çok yiyenler. oburlar" anla- mında eski sözcük... Avustralya'da yaşayan bircinsdevekuşu. 8/Gü- müşbalığı. 9/ Bilgisiz, kültürsüzkimse... Islan- dığı zaman kolayca bi- çimlendirilebilen yaglı ve yumuşak toprak... llgi eki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilınde tereye verilen ad. II Trabzon'un bir ilçe- si... Hastalıktan kurtulma, iyileşme. 3/ Jyi nitelik, uğur, bereket. 4/ Süs için yapılmış giysi kıvnmı... Halk dilin- de mendile verilen ad. 5/ Yunan mitolojısinde, Apollon ile Artemis'in annesi... Bir araştırmanın, bir tartışmanın temeli olan ana öğe. 6/ Düşmanlanndan korunmak için kirpi gibi tostoparlak olabilen, kısa dikenli bir ha>-van... Vilayet. 7/ Anlamını vererek, anlam bakımından. 8/ Bir nota... Bıtkilerden elde edilen ilaçlarla bir hastalığı iyi- ieştirmek. 9/ Tiyatroda sahne. tLAN T.C. ANKARA ASLİYE 24. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999/644 KararNo: 1999/715 Mahkememizin yukandakı esas numarası yazılı bu- lunan dosyası 13.12.1999 tarihinde karara baglanmış olup Kırşehir ili, Kaman ilçesi, Çiftlikli Mah. veya kö- yü, cilt: 2, kütük: 17'de nüftısa kayıtlı 20.12.1966 do- ğumlu Kemal ve Sebiha'dan olma Arap Eşe Bul- duk'un "Arap Eşe" olan isminin iptali ile "Ayşe" ola- rak düzeltilmesine karar verilmiştir. Keyfiyetin yasal olarak ılanına. Basın: 67488
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle